ARTEMİS OCAK 2018

BAŞKA TU RLU SEVI ŞMEK
Samet ALICI
Onlar bedenlerin sevişmesini önemsiyorlar; kasıklarında arıyorlar orgazmı, mutluluğu. O ise...
Oysa o fikirlerin sevişmesini her zaman daha çok önemsemişti. Fikirsel sevişme olmaksızın
bedensel seviştiği için onların çoğu, işte tam da bu yüzden, sakat doğuyormuş gibi geliyordu
ona "insanlık" asırlardır. Mekanik, teknolojik, tıbbı ve siyasi etkileşimler alabildiğine
güçlüyken insanlar arasında; kültürel, sanatsal, edebî, felsefî ve insanî etkileşimlerin zayıf
kalmasının nedenini de bedeni sevişmenin fikri sevişmeye üstün tutulmasına bağlıyordu.
Fikirsel olarak da sevişilmesinesevişildiğini ama bu sevişmelerden yeterli sayıda "aydın"
çocuk dünyaya gelmediği kanısındaydı. Bunu genellikle iki nedene bağlıyordu kendince:
Belki fikri sevişenlerin ilk önce bu hazzı alıp bedeni sevişmeyi hiç düşünmemiş olmalarına,
belki de bedensel olarak da sevişerek fikri sevişme hazzını kaybetme korkusundan az
sevişmelerine. Bazen de suçu bunlardan doğan çocuklara atıyordu. Bu çocukların topluma
uyup bedeni sevişmeyi önemseyerek fikir sevişmesi döngüsü yaratamamış olmasından
kültüre, sanata, edebiyata, felsefeye ve genel olarak düşünceye yeterli etkinin yapılmadığını
savunuyordu.
Geçmişte ve günümüzde bedensel sevişmeyi önemseyenler, derin problemlerini mahza
sevişerek aşabilirlerken; fikir sevişgenlerinin, çok daha basit, sudan sebeplerle ilişkilerine son
vermelerine hayıflanır dururdu. Çünkü fikir sevişmesinin çocuğunun çoğu zaman "problem"
olduğunu ve sabır, fikri sevişmelerde çok daha büyük bir gereklilik olduğuna kaniiydi aklı.
Bu iki türün dışında bir de kalbi sevişme yaratmıştı kafasında. Ona göre bu “sevişmenin
biraz ütopik bir türüymüş” ve aklının alabileceği tam bir açıklama yapamamakla beraber
kabaca; hemen hemen hiç aynı yönde fikri olmayan, tümüyle zıt, bambaşka insanların
içgüdüsel olarak fikrî sevişmesi olarak düşünürmüş bunu.
Bedensel sevişmeye saymaya ömrünün yetmeyeceği milyarlarca örnek verilebileceğini,
fikir sevişmesine ise Kafka- Milena, Nazım- Piraye, Ahmet Arif- Leyla Erbil, Frida- Diego,
Sartre-Beauvoir gibi sınırlı örnekler verilebileceğini, oysa kalbi sevişmenin İnsanlık tarihinde
gerçekleştiğine dair bir emarenin olmadığını ve belki hiç gerçekleşmeksizin dünyanın kendini
infilaka uğratacağını inanıyormuş.
Her şeyin ötesinde sevişmeyi kategorize edebilecek yetkinliğe sahip olup olmadığından
emin olmadığını ve en nihayetinde ömrünün “ne bedensele inebilmiş ne de kalbiye
yaklaşabilmiş birkaç fikirsel sevişmeden ibaret” olduğunu düşünürmüş. O, onlardan farklıydı.
Sayfa25