28.09.2019 Views

Panorama Gazetesi Sayı 2

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

02 aktüel<br />

KÖTÜ MÜZİKLER OLDUĞU SÜRECE<br />

İYİ MÜZİKLER<br />

YAŞAYACAK<br />

Türk Halk Müziği’nin iki usta<br />

ismi Sibel Beğde ve Orhan<br />

Özcan Beğde birbirlerine de<br />

müziğe olduğu kadar bağlı.<br />

Yılların tecrübesinin emek<br />

ve sevgiyle harmanlanması,<br />

yaptıkları işe olan aşkları ve<br />

tutkuları tabii ki sahneye de<br />

doğal olarak yansıyor.<br />

Sibel Beğde ve Orhan Özcan Beğde<br />

ile Panaroma <strong>Gazetesi</strong> olarak bir<br />

araya geldik; müziği, sitemlerini,<br />

günümüz müzik dünyasını konuştuk.<br />

İşte keyifli röportajımız:<br />

Yeni nesilde beğendiğiniz isimler var mı?<br />

Sibel Beğde: Aklıma gelip de ‘şu’<br />

diyemiyorum. Dinliyoruz unutuyoruz.<br />

Şu anki pop sanatçıları bir Nilüfer, bir<br />

Nükhet Duru, Kayahan kadar olamaz.<br />

Bunlar gibi gelmiyor fakat bunlar nesilden<br />

nesile beğenilecek ve dinlenecekler.<br />

Bugünün dijital imkanları eskiden de olsa<br />

bu eserler hiç olmaz mıydı?<br />

Sibel Beğde: Olmazdı. Bu dijital ortam<br />

olsaydı güzel bir duygu yaşanmazdı.<br />

Güzel sözler yazılmazdı. Besteler<br />

yapılmaz, güfteler hazırlanmaz ve<br />

okunmazdı da. O ruh olmazdı. Çünkü<br />

dijital ortam ruhu bozuyor.<br />

Orhan Özcan Beğde: Olmazdı.<br />

Neler yapıyorsunuz, sanat ve konser gündeminizde<br />

neler var?<br />

Sibel Beğde: Bir yıl içerisinde 18 tane<br />

konserimiz oluyor. Halka açık ücretsiz<br />

konserlerimiz vardı fakat bu sene yeni<br />

bir konsept uygulanıyor. Biletix gibi firmalar<br />

hem sponsor oluyor, Sanat Cepte<br />

programıyla birlikte konserlerimizin<br />

tanıtımı yapılıp Biletix’ten biletlerimiz<br />

çok cüzi bir ücretle satılmaya başlanıyor.<br />

İnşallah yeni sezonda güzel şeyler<br />

yapacağız. Bütün müzikseverlerimizi<br />

konserlerimize bekleriz.<br />

Orhan Özcan Beğde: Bakanlığın Türk Halk<br />

Müziği korosunda sanatçı olarak çalışıyorum.<br />

Yaklaşık 30 yıllık hizmetim var. 86’da<br />

sınava girdim, Ankara’da başladım. Yaklaşık<br />

22 yıl çalıştıktan sonra İstanbul<br />

Devlet Türk Halk Müziği Korusu’nda<br />

çalışmalara başladık. Yani bizimle<br />

beraber orası kuruldu. Yaklaşık 12<br />

yıldır da çalışmalarımıza devam<br />

ediyoruz. Üsküdar Paşalimanı’nda<br />

yerimiz. Biz haftanın 3 günü Devlet<br />

Tiyatroları’nın ve senfoni orkestrasının<br />

olduğu binada çalışıyoruz. Onun<br />

dışında Bağlarbaşı, Zeytinburnu, Türkan<br />

Saylan Kültür Merkezi, Altunizade Kültür<br />

Merkezi, Caddebostan Kültür Merkezi’nde<br />

konserlerimiz oluyor. Sezonumuz eylülde<br />

başlıyor, haziranda bitiyor. 30 yıldır bu korodayım,<br />

30 yıldan beri devletin korosunda<br />

çalışıyorum. TRT de devletin kurumu,<br />

maalesef bize o ekranlarda yer verilmiyor.<br />

Sahnede ve sanat hayatınızda sizi<br />

en çok motive eden şey nedir?<br />

Sibel Beğde: Yaptığım iş çok sevdiğim<br />

bir iş zaten. Başka bir meslek sahibi olsaydım<br />

belki bu kadar mutlu olmayabilirdim.<br />

Ama çocukluğumdan beri hedefimde<br />

sanatçı olmak vardı. En son Kültür<br />

Bakanlığı’nda taçlandırılmam benim için<br />

çok büyük bir mutluluk zaten. Sanatımızı<br />

layıkıyla kitlelere sunabilmek benim<br />

için çok büyük bir mutluluk zaten.<br />

Orhan Özcan Beğde: Sevdiğim şeyi yaptığım<br />

için o meslekte 30 yılımı geçirdim. Hiç<br />

ara vermeden geçen bir müzik hayatım<br />

oldu. 1994 yılında evlendim. Eşimin de<br />

müzisyen olması büyük şanstı. Ve biz<br />

sanatı, insanları çok seven bir aileyiz. Herkes,<br />

tüm sanatçılar birbirini sevsin, kimse<br />

kimsenin ayağına taş koymasın. Sanatçıyı<br />

alkışlamayan sanatçılar var. Eşim de ben<br />

de buna karşıyız. Benim yaptığım müziğin<br />

daha yukarılarda olması için ben de diğer<br />

meslektaşlarımı alkışlamalıyım.<br />

BURCU<br />

KILIÇARSLAN<br />

Sanatımızı<br />

layıkıyla kitlelere<br />

sunabilmek benim<br />

için çok büyük bir<br />

mutluluk zaten.<br />

Günümüzde müziğin bu kadar hızlı üretimi ve<br />

tüketimi hakkında neler düşünüyorsunuz?<br />

Sibel Beğde: Gün gittikçe daha da bozuluyor.<br />

Toplumumuzda gençlerin de ilgisi<br />

bu müziklere karşı olduğu için çok fazla<br />

müdahalede bulunamıyoruz. Fakat elimizden<br />

geldiğince Türk Halk Müziği’ni,<br />

Türk Sanat Müziği’mizi ulaştırabileceğimiz<br />

kitlelere ulaştırmaya çalışıyoruz.<br />

Ne kadar çok onlara sevdirebiliriz. Ne<br />

şekilde onlara daha yakın olabiliriz, elimizden<br />

geldiğince gençlere hitap etmeye<br />

çalışıyoruz. Sevdirmeye çalışıyoruz. Ama<br />

ne kadarını kazanabiliriz bilemiyoruz.<br />

Toplumumuzda müzik kalitesi gün<br />

geçtikçe değişiyor, çok kalitesizleşiyor<br />

fakat çok fazla kalıcılığı olmuyor, bu da<br />

bir gerçektir. Sanal ortamda bilmediğimiz<br />

öyle müzikler yapılıyor ki, bunlar<br />

çok kısa sürede hatırlanmıyor bile.<br />

Fakat bizim kendi öz müziklerimiz, halk<br />

müziğimiz, sanat müziğimiz, eski poplar<br />

bile, hala gençlerin dilinde daha güzel bir<br />

şekilde anılıp hatırlanabiliyor, söylenebiliyor.<br />

Kötü müzikler olduğu sürece iyi<br />

müzikler daha fazla yaşayacak.<br />

Orhan Özcan Beğde: Yapılan bir eserin<br />

en fazla 5 ay süresi oluyor. Çoğu zaman<br />

müzik çalıntı oluyor. İngilizce söyleniyorsa<br />

onu anlamak İngiliz’e özeldir. Onu<br />

Türk’ün anlaması daha zordur. Neden<br />

kendi dillerinde bir müzikleri yok? Çünkü<br />

sömürülüyoruz. Müziğimiz gitgide<br />

dejenere oluyor. Bizim kendi müziğimizi<br />

kendi makamlarımızla yapsak daha<br />

güzel işler yaparız. Biz bizi sevmiyoruz.<br />

O yüzden de bütün yabancı müzikleri<br />

alıp kendimize yamıyoruz, ondan sonra<br />

da ah vah elden gidiyor müzik diyoruz.<br />

Televizyon, radyo, iletişim, bilgisayar<br />

bizde de olduğu gibi her toplumun<br />

ruhunu bozdu. O zaman her şey hayalinde<br />

olurmuş insanların, ona göre beste<br />

yaparlarmış. Şimdi bir tıkla karşında.<br />

Neyin bestesini yapsın?<br />

Sizin beğendiğiniz, sevdiğiniz<br />

sanatçılar kimlerdir?<br />

Sibel Beğde: Muazzez Abacı’yı, İzzet<br />

Altınmeşe, Belkıs Akkale, Sabahat Akkiraz,<br />

Neşet Ertaş, Aşık Veysel gibi ustaları<br />

severim.<br />

Orhan Özcan Beğde: Halk müziğinden<br />

herkesi dinlerim. Ama 80’den öncekileri.<br />

Mesela Ajda Pekkan kendi müziğini çok<br />

iyi yapan bir insandır. Tarkan da öyle.<br />

Ama bir Müzeyyen Senar, İzzet Altınmeşe<br />

ve bunun gibi birçok sanatçı halen<br />

dinleniyor, dinlenmeli de. Muharrem<br />

Ertaş ve Neşet Ertaş’ın dünyada ender<br />

sesleri var, müthiş bir ses aralığı var<br />

ustalarda. Ve bu iki insanın baba oğul<br />

(Muharrem Ertaş-Neşet Ertaş) bütün<br />

ses kayıtları Amerika’da var. Türkiye’de<br />

belki yok.<br />

Eklemek istedikleriniz?<br />

Sibel Beğde: Doğru olan müziği dinlesinler.<br />

Yanlış olanı, kötüyü alkışlamasınlar.<br />

Bizim toplumumuz kötü olup ritmi<br />

çok yüksek olan eğlencesi çok yüksek<br />

olan müziği alkışlayıp sanat yapıp<br />

gerçek anlamda güzel, müziğini, türküsünü,<br />

şarkısını okuyanı alkışlamayan<br />

toplum haline geldi. Lütfen Avrupa’daki<br />

gibi konser bittikten sonra güzel okuduysa<br />

alkışlasınlar, kötü de olsa bravo<br />

demesinler. Her şey toplumun güzel<br />

görüşüyle başlar, güzel görüşüyle biter.<br />

Orhan Özcan Beğde: Birçok ilimizde<br />

Türk Müziği konservatuvarları kuruluyor.<br />

İlk kurulanlar Batı müziği konservatuarları.<br />

Üniversitelerin müzik bölümlerinde<br />

Halk Müziği yoktu. Son 10 yıldır<br />

açılmaya başlandı, bağlama bölümü gibi.<br />

Bu okullara girişlerde sınav uygulanmamalı.<br />

Liseyi bitiren bir öğrenci üniversitede<br />

müzik, sanat, resim bölümlerine<br />

sınavsız girmeli. Neden? İnsanlarımız<br />

üniversiteye gitmeyi askerlikten tecil gibi<br />

sebeplerden isteyebiliyor. Benim girdiğim<br />

dönemde konservatuarda yetenek<br />

sınavı yapılıyordu; 1. yetenek, 2. yetenek<br />

sınavı. 1.’de başaranlar 2. sınava alınıyordu.<br />

Orada da başaranlar konservatuara<br />

girebiliyordu. Müzikle ilgilenenler<br />

gelebiliyordu. Şimdi müzikten anlamasa<br />

da puanı yetse girebiliyor. Ondan sonra<br />

müzik kalitesi gidiyor. Bizi bu sayfada<br />

konuk ettiğiniz için teşekkürler.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!