06.04.2021 Views

Enerji Panorama Nisan_2021

Ankara’da akaryakıtta ‘tavan fiyat’ trafiği hızlandı Palmet Enerji, Körfez’in iki yakasını 9 bin 905 metrelik hatla birbirine bağlayacak Hedefimiz Yılsonunda Borsa’daki Enerji Şirketi Sayısını 30’a Çıkarmak Kadınlar enerji sektörünü keşfetti, büyük bir hızla basamakları tırmanıyor Türkiye’nin enerji devlerinin gözü Orta Avrupa ve Afrika’da Yeşil hidrojen, Türkiye’nin yıllık nihai enerji talebinin yüzde 5’ini karşılayabilir Enerjide en büyük üretici EÜAŞ, özel sektörün lideri ise ENKA 2050’ye kadar enerji geçişine 131 trilyon dolar harcanmalı Salgında düşen petrol talebine en büyük darbeyi ulaşım sektörü vuracak Garanti BBVA, artık kömür projelerini finanse etmeyecek Elektrik dağıtım sektörü 4 yılda 66,7 milyar liralık yatırım yapacak Türkiye güneşte her yıl yüzde 10 büyüyecek Covid-19’un etkisi azaldı, karbon emisyonları yeniden yükselişe geçti Thames Nehri’nde gelgit enerjisi teknolojileri kullanılacak Hava kirliliğinin kaynağına yerli yazılımlar ile ulaşılacak Sürdürülebilir havacılık için tamamen elektrikli yolcu uçağı geliştiriliyor Yeni Yeşil Emperyalizm! Ufukta gözüken “Yeşil Partili” Alman Şansölyesi İklim değişikliğini ‘acil’ görmeyen CEO’lar ekonomide büyüme bekliyor Salgın sonrası küresel ekonomi, iş dünyası ve toplumsal yapıyı bekleyen trendler

Ankara’da akaryakıtta ‘tavan fiyat’ trafiği hızlandı
Palmet Enerji, Körfez’in iki yakasını 9 bin 905 metrelik hatla birbirine bağlayacak
Hedefimiz Yılsonunda Borsa’daki Enerji Şirketi Sayısını 30’a Çıkarmak
Kadınlar enerji sektörünü keşfetti, büyük bir hızla basamakları tırmanıyor
Türkiye’nin enerji devlerinin gözü Orta Avrupa ve Afrika’da
Yeşil hidrojen, Türkiye’nin yıllık nihai enerji talebinin yüzde 5’ini karşılayabilir
Enerjide en büyük üretici EÜAŞ, özel sektörün lideri ise ENKA
2050’ye kadar enerji geçişine 131 trilyon dolar harcanmalı
Salgında düşen petrol talebine en büyük darbeyi ulaşım sektörü vuracak
Garanti BBVA, artık kömür projelerini finanse etmeyecek
Elektrik dağıtım sektörü 4 yılda 66,7 milyar liralık yatırım yapacak
Türkiye güneşte her yıl yüzde 10 büyüyecek
Covid-19’un etkisi azaldı, karbon emisyonları yeniden yükselişe geçti
Thames Nehri’nde gelgit enerjisi teknolojileri kullanılacak
Hava kirliliğinin kaynağına yerli yazılımlar ile ulaşılacak
Sürdürülebilir havacılık için tamamen elektrikli yolcu uçağı geliştiriliyor
Yeni Yeşil Emperyalizm!
Ufukta gözüken “Yeşil Partili” Alman Şansölyesi
İklim değişikliğini ‘acil’ görmeyen CEO’lar ekonomide büyüme bekliyor
Salgın sonrası küresel ekonomi, iş dünyası ve toplumsal yapıyı bekleyen trendler

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yaşında<br />

E N E R Jİ PANORAMA<br />

Dergiyi PDF okumak için...<br />

Türkiye <strong>Enerji</strong> Vakfı • Yıl: 8 • Sayı: 93 • NİSAN <strong>2021</strong><br />

Ankara’da akaryakıtta ‘tavan<br />

fiyat’ trafiği hızlandı<br />

SPK Başkanı Taşkesenlioğlu:<br />

Palmet <strong>Enerji</strong>, Körfez’in iki<br />

yakasını birleştiriyor<br />

Borsa'daki enerji şirketi<br />

sayısı 30'a çıkacak<br />

Kadınlar enerji sektörünü<br />

keşfetti, basamakları hızla<br />

tırmanıyor


HER TÜRLÜ ‹HT‹YACA UYGUN<br />

KARBON NÖTR ÜRÜNLER<br />

SHELL MADEN‹ YA∕LAR<br />

PORTFÖYÜNDE!<br />

Karbon nötr ürünlerimiz, yüksek performans<br />

ve koruma sa¤lamaya devam ederken ayn› zamanda<br />

müterilerimizin karbon emisyonlar›n› önleyerek, azaltarak<br />

hatta s›f›rlayarak onlar›n sürdürebilirlik hedeflerine ulamalar›na<br />

yard›mc› olacakt›r.<br />

SHELL<br />

MADEN‹ YA∕<br />

ÇÖZÜMLER‹


İçindekiler<br />

22 24<br />

Ankara’da akaryakıtta<br />

‘tavan fiyat’ trafiği hızlandı<br />

Salgının yaralarını sarmaya çalışan akaryakıt dağıtım sektörü, EPDK’nın mayıs<br />

ayına kadar ‘tavan fiyat’ uygulama kararıyla sarsıldı. Tüketimin düştüğü bu<br />

dönemde tavan fiyatın bayileri zor duruma düşüreceğini belirten sektör<br />

oyuncuları, kararın gözden geçirilmesini istedi. Sektördeki bir diğer konu ise eşel<br />

mobil sistemi. Milyar dolarlık sektörün gözü, Ankara’dan gelecek kararlarda...<br />

Palmet <strong>Enerji</strong>, Körfez’in iki yakasını 9 bin<br />

905 metrelik hatla birbirine bağlıyor<br />

Fransız ENGIE’den dört şirketi satın alarak dağıtım ve üretim portföyünü<br />

büyüten Palmet <strong>Enerji</strong>, yeni yatırımlara hazırlanıyor. Palmet <strong>Enerji</strong> Başkanı<br />

Doğanay Samuray, İZGAZ’ın dağıtım bölgesi olan Kocaeli’nde iki yakayı<br />

yeni bir hatla birbirine bağlayacaklarını, Baymina <strong>Enerji</strong>’nin ise modernize<br />

edileceğini söyledi. Samuray, yerli ve yabancı ortaklık ve satın almalara da<br />

sıcak baktıklarını da dile getirdi...<br />

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı<br />

Ali Fuat Taşkesenlioğlu:<br />

HEDEFİMİZ YILSONUNDA<br />

BORSA’DAKİ ENERJİ ŞİRKETİ<br />

SAYISINI 30’A<br />

28


36<br />

Kadınlar enerji sektörünü keşfetti, büyük<br />

bir hızla basamakları tırmanıyor<br />

Bir süre öncesine kadar kamunun tekelinde olan, sadece büyük şirketlerin<br />

yatırım yaptığı enerji sektörü, bugün teknolojiyle birlikte hızlı bir dönüşüm<br />

içinde. Yenilenebilir enerjinin artan grafiği, tüketicilerin de üretici haline<br />

gelmesi, elektrik ticaretinin önünün açılmasıyla kadınlar da enerji sektöründe<br />

hızla yer almaya başladı. Haberimizde sektörün çeşitli kademelerinde görev<br />

alan kadınların görüşlerinin yanı sıra şirketlerin yaptığı çalışmaları derledik...<br />

76<br />

Salgın sonrası küresel ekonomi, iş dünyası<br />

ve toplumsal yapıyı bekleyen trendler<br />

McKinsey & Company, Covid-19 sonrasına yön verecek trendleri, ‘küresel<br />

ekonomi’,‘iş dünyası’ ve ‘toplumsal yapı’ ana başlıkları altında topladı.<br />

Şirketin saptamalarına göre gelecekte kurumlar; iyi liderlik, dijital<br />

üretkenlik, sürdürülebilirlik, inovasyon, işimizin geleceği ve paydaş<br />

kapitalizmi trendleriyle kategorize edilen değişimleri uzun vadede kalıcı bir<br />

temel haline getirecek...<br />

Pano.....................................................................8<br />

Kariyer................................................................16<br />

Yatırım................................................................18<br />

Ankara’da akaryakıtta ‘tavan fiyat’<br />

trafiği hızlandı....................................................22<br />

Palmet <strong>Enerji</strong>, Körfez’in iki yakasını 9 bin 905<br />

metrelik hatla birbirine bağlıyor........................24<br />

Hedefimiz Yılsonunda Borsa’daki<br />

<strong>Enerji</strong> Şirketi Sayısını 30’a Çıkarmak..................28<br />

Kadınlar enerji sektörünü keşfetti,<br />

büyük bir hızla basamakları tırmanıyor............. 36<br />

Türkiye’nin enerji devlerinin gözü<br />

Orta Avrupa ve Afrika’da.................................... 44<br />

Yeşil hidrojen, Türkiye’nin yıllık nihai enerji<br />

talebinin yüzde 5’ini karşılayabilir.....................47<br />

<strong>Enerji</strong>de en büyük üretici EÜAŞ, özel<br />

sektörün lideri ise ENKA.................................... 48<br />

2050’ye kadar enerji geçişine<br />

131 trilyon dolar harcanmalı..............................52<br />

Salgında düşen petrol talebine en büyük darbeyi<br />

ulaşım sektörü vuracak..................................... 54<br />

Garanti BBVA, artık kömür projelerini<br />

finanse etmeyecek.............................................57<br />

Elektrik dağıtım sektörü 4 yılda 66,7 milyar<br />

liralık yatırım yapacak........................................58<br />

Türkiye güneşte her yıl yüzde 10 büyüyecek..... 60<br />

Covid-19’un etkisi azaldı, karbon emisyonları<br />

yeniden yükselişe geçti......................................62<br />

Thames Nehri’nde gelgit enerjisi<br />

teknolojileri kullanılacak................................... 64<br />

Hava kirliliğinin kaynağına yerli<br />

yazılımlar ile ulaşılacak...................................... 65<br />

Sürdürülebilir havacılık için tamamen elektrikli<br />

yolcu uçağı geliştiriliyor.................................... 66<br />

Yeni Yeşil Emperyalizm!.................................... 68<br />

Ufukta gözüken “Yeşil Partili” Alman Şansölyesi .70<br />

İklim değişikliğini ‘acil’ görmeyen CEO’lar<br />

ekonomide büyüme bekliyor.............................72<br />

Salgın sonrası küresel ekonomi, iş dünyası<br />

ve toplumsal yapıyı bekleyen trendler...............76<br />

İstatistik............................................................. 80<br />

Sosyal Medya.................................................... 84


<strong>Enerji</strong> sektörü, <strong>2021</strong> yılında Borsa<br />

İstanbul’un yıldızı olacak<br />

editör<br />

Bundan 4-5 yıl öncesine kadar enerji gerçekleştirdik. SPK Başkanı, şu ana kadar<br />

sektöründeki ihalelerde dolarlar havada<br />

uçuşuyor, kıyasıya bir rekabet bulunduğunu söyledi ve yılsonunda Borsa<br />

5 enerji şirketinin Kurul’a başvuruda<br />

yaşanıyordu. Şirketler, birbirleriyle yarışırken<br />

İstanbul’da işlem gören şirket sayısının<br />

‘bazen de profesyonellerin raporlarını 30’a çıkabileceğini söyledi. Başkan,<br />

bir yana bırakarak’ kesenin ağzını açıyordu. röportajımız sırasında hem halka açılma<br />

Çünkü o dönemlerde dünyada para boldu, hazırlıkları sürdüren şirketlere hem de borsa<br />

yerli ve yabancı bankalardan finansman yatırımcılarına çok özel ipuçları verdi.<br />

bulmak oldukça kolaydı. Ancak Türkiye’de Bir diğer röportajımızda son yılların<br />

başlayan döviz kurlarındaki oynaklık, Merkez<br />

Bankası temelinde yaşanan Ülkenin gelişmeler ilk nükleer gerçekleştiren tesisi için Palmet ilk adım <strong>Enerji</strong> atıldı Yönetim<br />

en önemli satın almalarından birini<br />

ve elbette jeopolitik sorunlar Dünyada enerji sektörünün<br />

ilk nükleer Kurulu santral Başkanı 1955 Doğanay yılında Samuray ile<br />

finansman kaynaklarını önce da ABD, daralttı. daha gerçekleştirdik. sonra da Sovyetler Samuray, bünyelerine<br />

Hatta var olan borçların ödenmesi konusunda<br />

da ciddi sorunlar çıktı. Bu dönemde yanı sıra Palmet’in uzun vadeli hedeflerini<br />

yeni kattıkları şirketlerle ilgili planlarının<br />

Birliği’nde kuruldu. Türkiye de 1960’lı<br />

birçok şirket, bankalarla masaya yılların oturarak başında anlattı. nükleer enerjiyi konuşmaya<br />

borçlarını yeniden yapılandırdı. başladı. İşte bu Bugüne yıllarda<br />

Bu kadar sayımızda onlarca özel proje bir dosyamız da var.<br />

tahvil ihraçları da sektörün hazırlandı, kısa vadeli görüşmeler Bildiğiniz yapıldı... üzere geçen Ancak ay 8 Mart’ta 60 Dünya<br />

finansman sorununa çare olmuştu. yıla yakın bir süredir Kadınlar devam Günü’nü eden kutladık. nükleer Halka arzlarla<br />

Ve şimdi sırada halka arz var! Aslında daha kurumsal şirketler haline gelecek olan<br />

santral konusunda ilk gerçek adım 3 <strong>Nisan</strong><br />

birçok enerji şirketi, halka arz çalışmalarına enerji sektörü, sürdürülebilir ve kurumsal<br />

2019 yılında başlamış ve 2018 hedef tarihinde olarak atıldı şirketler ve olmanın Rus devlet getirdiği şirketi kriterlerden biri<br />

da 2020’yi belirlemişti. Ancak Rosatom’un Covid-19 yapacağı olan kadın Akkuyu istihdamını Nükleer artırmak için de<br />

salgını, hayatın rutin akışına Santrali’nde sekte vurunca temel çalışmalar atılıp ilk yürütüyor. harç döküldü. Dosya haberimizde<br />

dosyalar rafa kaldırılmıştı. Her ne kadar<br />

Türkiye, şu günlerde salgında yeniden pik<br />

günler yaşasa da aşılamanın büyük bir hızla<br />

sürmesi, ekonominin en azından yılın ikinci<br />

yarısında hareketleneceğini gösteriyor.<br />

<strong>Enerji</strong> şirketleri de bu öngörüyle art arda<br />

Sermaye Piyasası Kurulu’na halka arz<br />

başvurusu yapıyor. Hatta dergimiz yayına<br />

hazırlanırken Naturelgaz, Borsa İstanbul’da<br />

işlem görmeye başladı.<br />

Biz de dergimizin kapağını halka arzlara<br />

ayırdık ve Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı<br />

Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile özel bir röportaj<br />

hem girişimci hem de yönetici olarak<br />

enerji sektörünün önemli oyuncuları olan<br />

kadınların yanı sıra şirketlerin de bu özel<br />

çalışmalarına, projelerine yer verdik.<br />

Yerli ve yabancı şirketlerin çalışmaları,<br />

uluslararası kurumların araştırmaları,<br />

petrol fiyatları, yenilenebilir enerji alanında<br />

yaşanan gelişmeler, finansman, yönetim,<br />

insan kaynakları gibi konulardan oluşan<br />

geniş bir haber yelpazesine sahip dergimizin<br />

<strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> sayısını keyifle okuyacağınızı<br />

düşünüyoruz.<br />

Sağlıklı günler...<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

TÜRKİYE ENERJİ VAKFI<br />

İKTİSADİ İŞLETMESİ<br />

TENVA İktisadi İşletmesi<br />

Yetkilisi Aycan Kızıldağ<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />

Esengül Erkan<br />

esenerkan@tenva.org<br />

Haber Merkezi<br />

Deniz Suphi • Mahir Arslan<br />

Neşet Hikmet • Z. Işık Adler<br />

Katkıda Bulunanlar<br />

Dr. Fatih Cemil Özbuğday<br />

Dr. Fehmi Tanrısever<br />

Dr. Kürşad Derinkuyu<br />

Serhan Ünal<br />

Abone / Reklam<br />

info@tenva.org<br />

Kurumsal Ab. Bir. Fiyat: 15 TL<br />

Yayın İdare Merkezi<br />

Alternatif Plaza, Kızılırmak<br />

Mah. 1446. Cad. No:12/37<br />

Kat: 10 Çukurambar / Ankara<br />

T: +90 312 220 00 59<br />

Kuruluş Yılı: 2013<br />

Tasarım<br />

Kasım Halis<br />

Yayın Türü<br />

YAYGIN SÜRELİ YAYIN TÜM<br />

TÜRKİYE’DE<br />

Yayın Tarihi<br />

5 <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong><br />

ISSN<br />

2757-5799<br />

<strong>Enerji</strong> <strong>Panorama</strong> Dergisi, Türkiye <strong>Enerji</strong><br />

Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından<br />

yayımlanmaktadır. Dergide yer alan yazı,<br />

fotoğraf, illüstrasyon, grafik, harita gibi<br />

malzemeler kaynak göstermek koşulu ile<br />

kullanılabilir. Türkiye <strong>Enerji</strong> Vakfı İktisadi<br />

İşletmesi, Türkiye <strong>Enerji</strong> Vakfı'nın iktisadi<br />

işletmesidir


PANO<br />

Aycan Kızıldağ<br />

<br />

SHELL’DEN GERI DÖNÜŞÜM<br />

SAĞLAYAN ARAÇ YIKAMA<br />

HIZMETI<br />

Shell’in şu anda 4 istasyonundaki araç yıkama<br />

ünitelerinde yürüttüğü pilot uygulama sayesinde,<br />

yıkama esnasında kullanılan suyun geri dönüştürülmesi<br />

ve rehabilite edilerek tekrar kullanılmasıyla<br />

binlerce araç ilave herhangi bir su<br />

tüketmeden yıkanabiliyor. Projenin hayata geçtiği<br />

günden bu yana 10 binin üzerinde araç, araç<br />

yıkama ünitesinin mevcutta sahip olduğu su ile<br />

yıkanarak 1 milyon litreden fazla su tasarrufu<br />

sağlandı.<br />

Hayata geçirilen proje şu anda Acıbadem, Kağıthane<br />

Osmanpaşa, Atakent ve Söğütözü olmak<br />

üzere dört istasyonda uygulanıyor. Araç yıkama<br />

konusunda bir devrim niteliğinde olan aynı su<br />

ile araçların yıkanabilmesi ile binlerce araç ilave<br />

su tüketimine ihtiyaç duymadan yıkanabiliyor.<br />

Araç yıkanırken aşağıya akan kirli suyun, rehabilite<br />

edilmesi ile aynı su tekrar kullanılabiliyor.<br />

Öte yandan iklim değişikliğiyle mücadele konusunda<br />

tüm dünyada küresel sıcaklık artışının<br />

1,5°C ile sınırlandırılmasına odaklanılıyor.<br />

Bu doğrultuda Shell, küresel düzeyde en geç<br />

2050’de net sıfır emisyonla faaliyet gösteren bir<br />

enerji şirketi olma hedefini açıkladı.<br />

AKSA ENERJI, THE ONE<br />

AWARDS’DA “YILIN EN<br />

İTIBARLISI” ÖDÜLÜNÜ<br />

KAZANDI<br />

Aksa <strong>Enerji</strong>, Marketing Türkiye ve Akademetre<br />

tarafından bu yıl yedincisi düzenlenen The One<br />

Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri’nde enerji<br />

sektörünün en itibarlı markası seçildi. Toplam<br />

12 ilde 1200 kişiyle gerçekleştirilen görüşmeler<br />

sonucunda yaklaşık 50 sektörde yıl içinde itibarını<br />

en çok artıran markaların seçildiği organizasyonda,<br />

enerji sektörünün en itibarlı markası<br />

seçilen Aksa <strong>Enerji</strong>, sektöründe küresel bir marka<br />

olma vizyonuna sahip bir enerji şirketi olarak<br />

başarılarına bir yenisini daha eklemiş oldu.<br />

17 Mart <strong>2021</strong> tarihinde gerçekleşen online ödül<br />

töreninde konuşan Aksa <strong>Enerji</strong> Yatırımcı İlişkileri<br />

ve Kurumsal İletişim Müdürü Pınar Saatçioğlu,<br />

“Böylesine zor bir yılın ardından bu ödüle layık<br />

görülmek bizim için çok değerli. 2017 yılından bu<br />

yana küreselleşme yolculuğumuzu tüm paydaşlarımıza<br />

aktarmaya çalışıyoruz. Covid-19 salgını,<br />

bu hikâyeyi özellikle dijital kanallara odaklanarak<br />

daha hızlı ve daha etkin bir şekilde aktarmamızı<br />

sağladı. Bu zorlu dönemde yatırımlarımıza<br />

hız kesmeden devam ettik. ‘Sınırları Aşan Güç’<br />

sloganımızla bugün yüzde 100 yerli sermayeli<br />

bir şirket olarak Gana, Mali, Madagaskar ve Özbekistan’da<br />

ülkemizi temsil ediyoruz. Bu ödülü<br />

de başta Kurumsal İletişim ekibim olmak üzere,<br />

Afrika’dan Asya’ya elektrik üretim santrallerimizde<br />

ve genel merkezde 7/24 çalışan tüm ekip<br />

arkadaşlarım adına alıyorum” dedi.<br />

8 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


PANO <br />

PETROL OFISI VE AYDEM<br />

PERAKENDE'DEN ÖNEMLI IŞ BIRLIĞI<br />

Petrol Ofisi ile Türkiye’nin ilk özel elektrik perakende<br />

şirketi Aydem Perakende arasında önemli<br />

bir iş birliğine imza atıldı. Türkiye’nin dört bir<br />

yanındaki Petrol Ofisi istasyonlarına elektrik giderleri<br />

konusunda destek sağlayan iş birliğiyle<br />

düşük birim fiyat, zamlardan etkilenmeyen tarife,<br />

düşük güvence bedeli ve masrafsız DBS imkânı<br />

gibi cazip alternatifler sunuluyor.<br />

Petrol Ofisi CEO’su Selim Şiper, “Aydem Perakende<br />

iş birliğimizle bayilerimiz istasyonlarında,<br />

cazip avantajlar ve uygun fiyatlarla elektrik kullanabilme<br />

olanağına kavuşacak. Böylece akaryakıta<br />

gelen tavan fiyat uygulaması çerçevesinde<br />

zor günler yaşayan bayilerimize bir nebze katkıda<br />

bulunmuş olacağız” dedi. Petrol Ofisi’nin<br />

1.850’yi aşkın istasyonuna yönelik anlaşma kapsamında<br />

Aydem Perakende bayilere, uygun birim<br />

fiyatlı ve zamlardan etkilenmeyen iki farklı<br />

teklif sunuyor. İş birliği kapsamında Petrol Ofisi<br />

bayilerine ayrıca düşük güvence bedeli ve masrafsız<br />

DBS imkânı da sağlıyor. İş birliği ile Petrol<br />

Ofisi bayileri, elektrik giderlerinde tasarruf sağlayabilecek.<br />

Aydem ve Gediz Elektrik Perakende Genel Müdürü<br />

Çağdaş Demirağ, “Kurumsal iş birliklerimizde<br />

odağımız, her zaman iş ortaklarımızın ihtiyacı<br />

olan çözümleri üreterek en yüksek faydayı sağlamak.<br />

Bu kapsamda akaryakıt sektörünün lider<br />

firması Petrol Ofisi’nin 1.850’yi aşkın istasyonu<br />

için bayilerinin maliyetlerini azaltacak bir proje<br />

üzerinde anlaşmamızı gerçekleştirdik. İş birliğimiz<br />

sayesinde Petrol Ofisi bayilerinin aylık ortalama<br />

1.500-2.000 TL civarında avantaja sahip<br />

olacağını öngörüyoruz” dedi.<br />

TOTAL VE MICROSOFT,<br />

DIJITAL INOVASYON VE<br />

SIFIR EMISYON HEDEFINE<br />

BIRLIKTE ULAŞACAK<br />

Total ve Microsoft, dijital dönüşümü ileriye taşımak<br />

ve net sıfır emisyon hedeflerini desteklemek<br />

için stratejik iş birliği anlaşması yaptığını<br />

duyurdu. Microsoft, 2025 yılına kadar yüzde 100<br />

yenilenebilir enerji kullanacağına dair kamu taahhüdünde<br />

bulundu. Total’in hedefi, 2025’te 35<br />

GW ve ardından 2030’da yaklaşık 100 GW yenilenebilir<br />

elektrik kapasitesine ulaşmak. Total,<br />

Microsoft’un enerji satın alma anlaşmaları (PPA)<br />

aracılığıyla yenilenebilir enerji sağlamasına yardımcı<br />

olacak. 47 MW’lık ilk PPA Microsoft’un İspanya<br />

operasyonları için kabul edildi. Microsoft<br />

ve Total ayrıca net sıfır emisyon hedefi için kritik<br />

öneme sahip yeni teknolojiler ve bunların adaptasyonu<br />

için gerekli olan dijital çözümler üzerinde<br />

de çalışıyor.<br />

İş birliğiyle ilgili bir açıklama yapan Total Yönetim<br />

Kurulu Başkanı ve CEO’su Patrick Pouyanné,<br />

“Total ve Microsoft’un uzmanlık alanlarındaki<br />

hızlı gelişimi, iklim değişikliğiyle mücadelede<br />

ön saflarda yer alan her iki şirket için de birçok<br />

iş birliği fırsatını beraberinde getiriyor. Microsoft’un<br />

sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasını<br />

desteklemek için yeşil enerji sunarak uzmanlığımızı<br />

ortaya koymaya kararlıyız ve dijital dönüşümümüzü<br />

hızlandırmak için Microsoft’un bulut ve<br />

yapay zeka çözümlerine güvenmekten memnuniyet<br />

duyuyoruz” dedi.<br />

Microsoft İcra Kurulu Başkanı Satya Nadella konuyla<br />

ilgili, “Dijital teknolojideki gelişmelerden<br />

faydalanarak sera gazı emisyonlarını azaltmak<br />

için muazzam bir fırsata sahibiz. Total’in Microsoft<br />

bulut platformlarının kapsamlı gücünü kullanarak<br />

sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasını<br />

ve yeni enerjilere geçişini hızlandıracaktır” değerlendirmesini<br />

yaptı.<br />

10 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


PANO<br />

ENERJISA, TÜRK TELEKOM<br />

STADI’NA GÜNEŞ<br />

PANELLERI KURACAK<br />

<strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong> ve Galatasaray tarafından yapılan<br />

anlaşmaya göre Ali Sami Yen Spor Kompleksi<br />

Türk Telekom Arena Stadı’nın çatısına kurulacak<br />

güneş panelleri ile stadyum kendi enerjisini üretecek.<br />

Toplamda 40 bin m2 alana kurulacak tesisin<br />

yaklaşık 20 milyon TL tutarındaki tüm yatırım<br />

maliyeti yatırım finansmanı <strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong><br />

tarafından sağlanacak. <strong>Enerji</strong> performans modeli<br />

kapsamında tesisin 10 yıl boyunca bakımı da<br />

<strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong> tarafından gerçekleştirilecek.<br />

Kurulacak tesisin tüm yatırımı <strong>Enerji</strong>sa tarafından<br />

gerçekleştirilecek olup, Galatasaray, sözleşme<br />

süresi boyunca üretilen elektrik miktarı<br />

üzerinden ödeme yapacak. Kurulacak paneller,<br />

yılda yaklaşık 2 bin hanenin tüketimine eşdeğer<br />

olarak 4.637 MWh elektrik üretecek.<br />

Yapılan anlaşmaya göre, stadyumun çatısına<br />

kurulacak 10 bini aşkın güneş paneli ile 4,1 MW<br />

kurulu güç kapasitesine ulaşılacak ve dünyadaki<br />

stadyumlar içerisinde en büyük kapasiteli güneş<br />

enerji santrali olma özelliğini taşıyacak. Yüzde<br />

yüz yeşil enerji kaynağından elektrik üretimi<br />

sağlayacak tesis, her yıl yaklaşık 3 bin 250 ton<br />

CO2 salınımını engelleyerek doğaya katkı sağlayacak.<br />

Ekonomik ömrü 25 yıl olan sistem, bu<br />

süre boyunca yaklaşık 200 bin ağacın kurtarılmasını<br />

sağlayacak.<br />

STAR RAFINERI, GLOBAL<br />

LIGHTHOUSE NETWORK’ÜNE<br />

GIREN DÜNYADAKI ILK<br />

RAFINERI OLDU<br />

SOCAR Türkiye’nin iştiraki STAR Rafineri, sahip olduğu<br />

dijital teknolojilerin yarattığı değerle Dünya<br />

Ekonomik Forumu’nun, (WEF) dünyanın en ileri teknolojisine<br />

sahip üretim tesislerinin yer aldığı Global<br />

Lighthouse Network’üne seçildi. ‘Geleceğin Fabrikaları’nın<br />

yer aldığı Global Lighthouse Network’üne seçilen<br />

dünyadaki ilk rafineri olan STAR, aynı zamanda<br />

<strong>2021</strong> yılında Türkiye’den bu ağa giren tek şirket<br />

oldu.<br />

Endüstri 4.0 teknolojilerini en iyi kullanan tesislerin<br />

kabul edildiği Global Lighthouse Network’te yer<br />

almaktan büyük bir mutluluk duyduklarını söyleyen<br />

SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov, “2020 yılında<br />

bu lige Türkiye’den seçilen tek şirket Petkim<br />

olmuştu. Bir yıl sonra ise rafineri-petrokimya entegrasyonunu<br />

hayata geçirdiğimiz bir diğer iştirakimiz<br />

STAR Rafineri bu özel lige girdi. Grubumuz bünyesindeki<br />

iki şirketimizle, böylesine önemli bir ödülü peş<br />

peşe almak bizlere büyük gurur veriyor. STAR Rafineri’nin<br />

dünya genelinde bu ödülü alan ilk rafineri<br />

olması da dijitalleşme konusunda dünyaya örnek<br />

olacak düzeyde bir dijital işleyişe sahip olduğunu<br />

gösteriyor” dedi.<br />

Global Lighthouse Network, Endüstri 4.0 teknolojilerini<br />

süreçlerine en iyi uygulayan şirketlerden oluşan<br />

saygın bir platform. 2020 yılı başında bu platforma<br />

girmek üzere başvuruda bulunan STAR Rafineri, sahada<br />

yapılan incelemeler ve jürinin değerlendirmeleri<br />

sonucunda bu lige girmeye hak kazandı.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 11


PANO<br />

TURCAS PETROL’ÜN KURUMSAL YÖNETIM NOTU YÜKSELDI<br />

Turcas Petrol A.Ş’nin, Kobirate<br />

Uluslararası Kredi Derecelendirme<br />

ve Kurumsal Yönetim<br />

Hizmetleri A.Ş. tarafından gerçekleştirilen<br />

Kurumsal Yönetim<br />

İlkelerine Uyum Derecelendirme<br />

Raporu tamamlandı. Kamuyu<br />

aydınlatma ve şeffaflık, pay<br />

sahipleri, menfaat sahipleri ve<br />

yönetim kurulu olmak üzere belirli<br />

başlıklara göre yapılan incelemenin<br />

ardından Turcas’ın 10<br />

üzerinden 9.58 olan notu 9.61’e<br />

yükseldi. Bu yükseliş ile birlikte<br />

Turcas, en yüksek kurumsal<br />

yönetim derecelendirme notuna<br />

sahip enerji şirketi konumunu<br />

sürdürdü.<br />

Kurumsal yönetim derecelendirme<br />

notu ile ilgili açıklamalarda<br />

bulunan Turcas Petrol A.Ş. CEO<br />

AVRUPA’DAKI KÖMÜR SANTRALLERININ YARISI 2030’A<br />

KADAR KAPANACAK<br />

Birleşmiş Milletler Paris İklim Anlaşması’nın beşinci<br />

yılında, Avrupa 2030 yılına kadar elektrik<br />

üretiminden kömürü çıkarmak için yolu yarıladı.<br />

162’nci kömürlü termik santral olan West Burton<br />

santralinin 2022 yılında kapanma kararı, santralin<br />

işletmecisi EDF şirketi tarafından açıklandı.<br />

Bu Avrupa’nın tüm kömürlü termik santrallerinin<br />

yarısının ya kapandığı ya da Paris Anlaşması ile<br />

uyumlu şekilde 2030 yılından önce kapanma tarihlerinin<br />

açıklandığı anlamına geliyor.<br />

Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal)<br />

kampanya direktörü Kathrin Gutmann konu hakkında<br />

“Avrupa’da kömür sanayinin sona yaklaştığını<br />

görüyoruz. Yıllardır süren sert düşüşün ardından,<br />

Avrupa’nın kömür filosunun yarısı tarihe<br />

karıştı. Hükümetler, enerji şirketleri ve finans<br />

kurumları şimdi 2030 veya daha erken bir yılda<br />

& Yönetim Kurulu Üyesi Batu<br />

Aksoy, “2010 yılından bu yana<br />

kurumsal yönetim derecelendirme<br />

sürecine dahil olarak, sürekli<br />

iyileştirme bakış açımız ile her<br />

geçen yıl notumuzu yükseltmeyi<br />

hedefliyoruz. Bu değerlendirme<br />

neticesinde Turcas’a ve tüm paydaşlarımıza<br />

değer katan, adil,<br />

şeffaf, hesap verebilir ve sorumlu<br />

bir yönetim yapısı oluşturmanın<br />

gururunu taşıyoruz. Yüksek değer<br />

yaratan enerji odaklı yatırım<br />

şirketi olma vizyonumuz, kurumsal<br />

kültürümüz ve çevik yapımız<br />

ile ülkemizin ihtiyacı olan yatırımları<br />

gerçekleştirmeye hız kesmeden<br />

devam edeceğiz” dedi.<br />

Turcas Petrol’ün 2020 yılından<br />

bu yana küresel ölçekte yaşanan<br />

Covid-19 salgınında aldığı<br />

etkin önlemler, çalışma düzeninde<br />

aldığı çevik aksiyonlar ve<br />

Yönetim Kurulunda Kadın Üye<br />

Politikası’nı oluşturarak, yönetim<br />

kurulundaki kadın üye oranını<br />

yeniden yüzde 25’in üzerine<br />

çıkarması notun yükselişine<br />

önemli katkı sağladı.<br />

kömürden çıkmanın planlarını yapmak, kömür ve<br />

fosil yakıta akan tüm finansmanı durdurmak ve<br />

bunların yerine sürdürülebilir yenilenebilir kaynakları<br />

destekleyerek bu dönüşümden etkilenecek<br />

topluluklar için adil dönüşümü garanti altına almak<br />

zorunda. Önümüzdeki beş yılda kalan termik<br />

santrallerin de çoğunun kapandığını göreceğiz”<br />

dedi.<br />

Kömür, Amerika Birleşik Devletleri’nde de benzer<br />

bir çöküş yaşıyor. Ülkede 2010 yılı Ocak ayından<br />

beri 338 kömürlü termik santral kapandı. Hatta<br />

Donald Trump yönetiminde kapanma hızı yüzde<br />

9 oranında arttı. Japonya, Güney Kore ve Çin’den<br />

gelen net sıfır karbon emisyonu hedeflerinin açıklanması<br />

ve AB’nin küresel olarak kömürden çıkış<br />

çağrısı yapması hedeflere ulaşılacağını gösteriyor.<br />

12 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Çocuklarımıza yeşil bir dünya<br />

bırakmak için çalışıyoruz<br />

Bu yolculukta enerjimizi,<br />

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün<br />

bugünü armağan ettiği<br />

çocuklar için beslediğimiz<br />

umuttan alıyoruz.<br />

23 <strong>Nisan</strong> Ulusal<br />

Egemenlik ve Çocuk<br />

Bayramı Kutlu Olsun


PANO<br />

BLOKZINCIRI ÜZERINDEN VERILEN<br />

ILK YENILENEBILIR ENERJI<br />

SERTIFIKASI CK ENERJI’DEN<br />

Yenilenebilir enerji yatırımı ve kullanımını yaygınlaştırmak<br />

amacıyla The International I-REC<br />

Standard tarafından düzenlenen Uluslararası Yenilenebilir<br />

<strong>Enerji</strong> Sertifikası’nın (I-REC) sanayi ve ticarethane<br />

müşterileri tarafından alınmasına destek<br />

veren CK <strong>Enerji</strong>, bu alanda Türkiye ve dünyada bir<br />

ilke imza atarak blokzinciri üzerinden işlem gerçekleştirdi.<br />

Alıcı ve satıcı Şubat <strong>2021</strong>’den beri devrede<br />

olan blokzinciri tabanlı Foton I-REC Platformu üzerinden<br />

birbirini görmeden işlem yaptı.<br />

Yenilikçi bakış açısıyla platformun üyeleri arasında<br />

yer aldıklarını dile getiren CK <strong>Enerji</strong> Ticaret Müdürü<br />

Kıvanç Akyıldız, “Bu platformda yaptığımız ilk<br />

işlemde, kaynağı güneş olan lisanssız yenilenebilir<br />

enerji santralinden alınan bir I-REC belgesinin<br />

satışı işlemini gerçekleştirdik. Sertifika almak ya<br />

da satmak isteyen şirketler bu platformda kurumsal<br />

hesap açarak yer alıyor. İşlem yapabilmek için<br />

şirketlerin yetkilendirme süreçleri tamamlanıyor<br />

ve süreç başlıyor. Blokzinciri teknolojisinin ileride<br />

enerji sektöründe çok yoğun olarak kullanılacağını<br />

biliyoruz. Kendi grup şirketlerimizde blokzinciri<br />

tabanlı projeler geliştirme yönünde faaliyetlerimizi<br />

de yürütüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.<br />

Blokzinciri üzerinden ilk yenilenebilir enerji sertifikası<br />

satışının yapıldığı Foton I-REC Platformu, Energy<br />

Web (EW) ağı üzerinden işlem yapıyor. Kar amacı<br />

gütmeyen küresel bir kuruluş olan Energy Web<br />

(EW), açık kaynaklı ve merkezi olmayan teknolojilerin<br />

potansiyelini ortaya çıkararak düşük karbonlu,<br />

müşteri odaklı bir elektrik sistemini hızlandırmayı<br />

hedefliyor.<br />

TÜRKIYE’NIN ELEKTRIK<br />

ARZI 2024’TEN ITIBAREN<br />

YETERSIZ KALABILIR<br />

Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) Başkanı Cem<br />

Aşık, elektrik üretiminde Türkiye’nin halen kapasite<br />

fazlalığı bulunsa da planlı hareket edilmezse<br />

2024 yılından itibaren arz yetersizliğiyle<br />

karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.<br />

Yenilenebilir yatırımları için elektrik depolamanın<br />

henüz uygulanabilir olmadığını söyleyen<br />

Aşık, “Yeni gelecek kapasitenin yenilenebilir<br />

olduğunu ve daha dağıtık olacağını göz önüne<br />

alırsak mantalitemizi değiştirmemiz gerektiğini<br />

anlarız. Kısa vadede öncelikle iletim, sonra da<br />

dağıtım alt yapılarımızda ciddi geliştirmeler yapmamız<br />

gerekiyor. Daha akıllı şebekeler, mikro<br />

dengeleme, talep tarafı yönetimi, bölgesel depolama<br />

gibi uygulamalara odaklanmamız lazım ki,<br />

sistemimiz bu yeni kapasiteyi yönetebilsin”dedi.<br />

Elektrik depolama teknolojilerinin kısa vadede<br />

yenilenebilir kaynaklar için fizibıl bir seçenek<br />

olmayacağını vurguladı. Aşık şu değerlendirmeleri<br />

yaptı: Şu anda elimizdeki doğal gaz ve barajlı<br />

hidroelektrik santralleri gibi kaynakları finansal<br />

olarak sürdürebilmemiz, yeni kurulacak yenilenebilir<br />

santrallerin sağlıklı çalışabilmesi için çok<br />

önemli. Öte yandan eski yenilenebilir santraller<br />

YEKDEM’den yavaş yavaş çıkıyor. Onların sağlıklı<br />

çalışabilmeleri, yeni finansal modellerine uyum<br />

sağlamaları da piyasalarımız için önemli. Piyasaların<br />

derinleşmesi, öngörülebilirliğin artırılması<br />

gibi konular gündemimizde olmaya devam edecek.<br />

Bunlar yeni konular değil ama artık adım<br />

atmamız gerekiyor.<br />

14 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


PANO<br />

TEDAŞ’IN ILETIŞIM IHTIYACINI PTT KARŞILAYACAK<br />

<strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Türkiye Elektrik<br />

Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) ile PTT Bilgi Teknolojileri<br />

A.Ş. arasında “Bilgi Teknolojileri Danışmanlık<br />

ve Destek Hizmet Alımı Sözleşmesi” Dünya Posta<br />

Birliği İdari Konsey Başkanı ve PTT Genel Müdürü<br />

Hakan Gülten’in de katıldığı bir törenle imzalandı.<br />

<strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı merkez teşkilatı,<br />

bağlı ve ilgili kuruluşlarının ihtiyaç duyduğu<br />

proje yönetimi, sistem işletme, network ve veri<br />

tabanı yönetimi, analiz, yazılım geliştirme, test<br />

ve siber güvenlik konularında bilgi teknolojileri<br />

danışmanlık ve destek hizmetlerini kapsayan sözleşme;<br />

TEDAŞ Genel Müdürü Ömer Sami Yapıcı,<br />

TEDAŞ Genel Müdür Yardımcısı Zübeyir Çalışkan,<br />

PTT Bilgi Teknolojileri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Cumali Yüksek ve PTT Bilgi Teknolojileri A.Ş<br />

Genel Müdürü Durmuş Ali Taşkın tarafından imzalandı.<br />

Anlaşmayla ilgili konuşan PTT Genel Müdürü Hakan<br />

Gülten, “Bizler kamu kuruluşu olmamızın<br />

yanında iştirak şirketlerimizle birlikte serbest piyasa<br />

koşullarında hizmet veren anonim şirketler<br />

olarak kamu ve özel sektör aktörlerine her zaman<br />

en iyi hizmeti sunma hedefi ile çalışarak kendimizi<br />

geliştirmeye devam edeceğiz” dedi. İmza sonrası<br />

değerlendirmede bulunan TEDAŞ Genel Müdürü<br />

Ömer Sami Yapıcı da “İki güzide kamu kurumumuz<br />

arasında imzaladığımız bu anlaşmayla bilgi<br />

teknolojileri alanında danışmanlık ve destek hizmetleriyle<br />

ilgili dış kaynak ihtiyacımızı doğrudan<br />

bir kamu kurumundan temin ederek hem kamu<br />

kurumları arasındaki iş birliğini artırıyoruz hem<br />

de finansal ve operasyonel açıdan verimli bir iş<br />

kurgusu oluşturuyoruz” değerlendirmesini yaptı.<br />

OSMANGAZI EDAŞ, 6 BIN TON ATIĞI EKONOMIYE KAZANDIRDI<br />

Atıkların kaynağından ayrıştırılarak milli ekonomiye<br />

kazandırılması, hammadde ve enerji tasarrufu<br />

sağlanması amacıyla çalışma alanlarında çevreci<br />

uygulamalar hayata geçiren Osmangazi EDAŞ, 6<br />

bin 417 ton değerlendirilebilir atığı ekonomiye geri<br />

kazandırdı. Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir, Kütahya<br />

ve Uşak illerinin elektrik dağıtım hizmetini<br />

sağlayan Osmangazi EDAŞ, bu uygulama sayesinde<br />

toplamda; 146,3 metreküp su ve 2 milyon 259<br />

bin kWh enerji tasarrufu sağladı, 326 bin kilogram<br />

sera gazı emisyonunu engellerken 4 adet olimpik<br />

yüzme havuzuna denk gelen 10 bin 282 metreküp<br />

depolama alanından da tasarruf etti.<br />

Uygulamada ekonomiye kazandırılan plastik ve<br />

kağıt ile de yaklaşık 20 bin litre petrolün tüketimi<br />

ve 88 ağacın kesilmesi engellenmiş oldu. Sıfır atık<br />

serüvenine 2018 Mart ayında Sıfır Atık Yönetimi<br />

Talimatını ve talimata bağlı Sıfır Atık Kayıt Çizelgesi’ni<br />

hazırlayarak başlayan şirket, uygulamalara<br />

ise ilk olarak Eskişehir’deki genel müdürlük binasında<br />

Eskişehir Valiliği’nin sağladığı karton toplama<br />

kumbaralarını yerleştirerek başladı. Katlarda<br />

yer alan toplama kumbaralarında toplanan atık<br />

miktarları, haftalık olarak tartılıp 6 aylık periyotlarla<br />

Eskişehir İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne<br />

bildirildi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 15


KARİYER<br />

ELDER’de Kıvanç Zaimler dönemi başladı<br />

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği – ELDER 9.<br />

Olağan Genel Kurulu’nda, Sabancı Holding <strong>Enerji</strong> Grup<br />

Başkanı Kıvanç Zaimler Yönetim Kurulu Başkanlığına<br />

seçildi. Türkiye’de faaliyet gösteren Elektrik Dağıtım<br />

şirketlerinin çatı örgütü olan Elektrik Dağıtım Hizmetleri<br />

Derneği – ELDER’in, 9. Olağan Genel Kurulu Ankara’da<br />

gerçekleştirildi. Genel Kurul sonucunda Serhat<br />

Çeçen, Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini Kıvanç Zaimler’e<br />

devretti. Zaimler <strong>2021</strong>-2024 yılları arasında,<br />

üç yıl süre ile ELDER Yönetim Kurulu Başkanı olarak<br />

görev yapacak. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı<br />

görevlerini ise Batuhan Özdemir ve Barış Erdeniz üstlenecek.<br />

Genel Kurul sonrası açıklamada bulunan EL-<br />

DER Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler, “Elektrik<br />

dağıtım sektöründe sürdürülebilir, kaliteli ve kesintisiz<br />

elektrik dağıtım hizmeti verme misyonumuzu devam<br />

ettireceğiz. Yeni dönemde yatırımlarımız ile tüketici<br />

odaklı çalışmalara imza atacağız” ifadelerini kullandı.<br />

Kıvanç Zaimler İstanbul Erkek Lisesi ve İstanbul<br />

Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde<br />

öğrenim gördükten sonra kariyerine 1992 yılında başladı.<br />

Ticaret direktörü olarak 2008 <strong>Enerji</strong>sa’ya katılan<br />

Zaimler, 2013 yılına kadar <strong>Enerji</strong>sa’nın doğal gaz iş<br />

kolunun koordinasyonunu üstlendi. 2013-2015 yılları<br />

arasında <strong>Enerji</strong>sa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürü<br />

olarak görev alan Zaimler, Ağustos 2015–Mart 2016<br />

tarihlerinde <strong>Enerji</strong>sa Satış Şirketleri Genel Müdürlüğü<br />

görevinde <strong>Enerji</strong>sa’nın serbest piyasaya hazırlık<br />

sürecinde tüketici odaklı yeni marka konumlandırma<br />

çalışmalarını yürüttü. Ardından Türkiye’nin özel sektör<br />

tarafından yapılan en büyük halka arz süreci olan<br />

<strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong>’nin halka arzını başarıyla yönetti. Zaimler,<br />

Temmuz 2018 tarihinden itibaren Sabancı Holding<br />

<strong>Enerji</strong> Grup Başkanı olarak görev yapıyor.<br />

Mehmet Özalp, Schneider Electric<br />

Orta Asya ekibine katıldı<br />

<strong>Enerji</strong> yönetimi ve otomasyonda dünya çapında uzman olan Schneider Electric, Türkiye&Orta<br />

Asya& Pakistan Bölgesi Güç Sistemleri Genel Müdür Yardımcılığı görevine Mehmet Özalp’in<br />

getirildiğini duyurdu. Son olarak bulunduğu Ortadoğu, Afrika ve SEINT Bölgesi, Endüstri İş Biriminden<br />

sorumlu Başkan Yardımcılığı görevinde edindiği tecrübelerin ardından yeni görevine<br />

atanan Mehmet Özalp, Türkiye, Orta Asya ülkeleri ve Pakistan’da Schneider Electric’in endüstriyel<br />

gelişim ve dijital dönüşüm stratejilerinden sorumlu olacak.<br />

Özalp, 2004 yılında proje müdürü olarak Schneider Electric’e katıldı ve daha sonra<br />

çeşitli alanlarda orta ve üst düzey yöneticilik görevlerini üstlendi. Türkiye, İran ve Orta<br />

Asya Bölgesi Endüstri İş Birimi’nden sorumlu genel müdür yardımcılığı da yapan Özalp,<br />

son olarak Ortadoğu, Afrika ve SEINT Bölgesi, Endüstri İş Biriminden sorumlu Başkan<br />

Yardımcılığı görevini yürütüyordu.<br />

İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden 1999 yılında<br />

mezun olan Özalp, aynı yıl başladığı Marmara Üniversitesi Almanca İşletme Bölümü’nde<br />

yüksek lisans Programı’nı 2002 yılında tamamladı.<br />

16 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


KARİYER<br />

Aratay, ikinci kez Türkiye LPG<br />

Derneği Başkanı seçildi<br />

Türkiye LPG Derneği’nin 45. Olağan Genel Kurulu’nda Yönetim Kurulu Başkanlığı’na<br />

Eyüp Aratay yeniden seçildi. Türkiye LPG Derneği’nin 24 Mart <strong>2021</strong><br />

tarihinde gerçekleştirilen 45. Olağan Genel Kurulu’nda yeni yönetim de belirlendi.<br />

Eyüp Aratay, iki yıl süreyle yeniden Türkiye LPG Derneği Başkanı olurken<br />

yönetim kurulu üyeleri ise Gökhan Tezel, Armanç Ekinci, Ayşe Abamor Bilgin,<br />

Cem Deniz, Tolgay Nur, İ. Gökhan Öztürk, M. Murat Çelik ve Fehmi Arıkan’dan<br />

oluştu.<br />

<strong>Enerji</strong> sektöründeki kariyerinde 1994 yılından bu yana İpragaz’da çeşitli<br />

görevlerde bulunan Eyüp Aratay, birçok önemli başarıya imza attı. 30 Eylül<br />

2017 tarihinden itibaren İpragaz CEO’su olarak göreve başlayan Aratay, aynı<br />

zamanda LPG’nin dünya devi SHV Energy’nin ülke sorumluluğunu da üstlendi.<br />

Shell & Turcas’ın yeni CFO’su Zara oldu<br />

Shell & Turcas’ın yeni CFO’su Joel Zara<br />

oldu. 1 Şubat <strong>2021</strong> itibarıyla görevine başlayan<br />

Joel Zara, CFO rolünün yanı sıra Shell &<br />

Turcas İcra Kurulu ve Shell & Turcas İştirakleri<br />

Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapacak.<br />

Zara, öncesinde Shell’in Londra’daki merkez<br />

ofisinde yeniden yapılanma projesinde finanstan<br />

sorumlu proje müdürü olarak görev<br />

yapıyordu.<br />

Yeni görevinde finans, bilişim teknolojileri<br />

ve satın alma operasyonlarından sorumlu<br />

olan Zara, Shell & Turcas’ın stratejik hedefleri<br />

doğrultusunda, sürdürülebilir büyüme ve yeni<br />

bilişim teknolojilerinin hayata geçirilmesinde<br />

önemli bir liderlik rolü üstlenecek. 1989 yılında<br />

Shell’de çalışmaya başlayan Zara, 30 yılı aşkın<br />

süredir devam eden Shell kariyerinin yaklaşık<br />

8 yılını Shell’in Londra’daki merkez ofisinde<br />

geçirdi. Shell & Turcas Perakende Finans Müdürü,<br />

Avrupa & Güney Amerika Ham Petrol &<br />

Rafineri marjlarından sorumlu Finans Müdürü,<br />

Orta ve Doğu Avrupa & Türkiye’den sorumlu<br />

Hazine Müdürü, Birleşme & Satın Alma, Ticaret<br />

& İkmal olmak üzere finans ekibinde birçok<br />

farklı rol üstlenen Zara, Boğaziçi Üniversitesi<br />

bilgisayar bilimi ve yöneticilik mezunu.<br />

Hakan Yıldırım, Sanko <strong>Enerji</strong> CEO’su oldu<br />

Sanko <strong>Enerji</strong> Genel Müdür Yardımcısı Hakan Yıldırım, 1 Mart <strong>2021</strong> tarihinden geçerli olmak üzere<br />

Sanko <strong>Enerji</strong> CEO’su olarak atandı. Çalışma hayatına ASELSAN’da başlayan Yıldırım, ardından Gama<br />

Güç Sistemlerin’de, doğal gaz boru hatları, kombine gaz çevrim santralleri ve kömür santralleri projelerinde<br />

saha mühendisliği yaptı.<br />

Siemens Türkiye’de proje yöneticisi olarak çalışmaya başlayan Yıldırım, ilerleyen yıllarda<br />

Siemens Gamesa Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su olarak görev yaptı. Yıldırım,<br />

Siemens’teki kariyerinin adından Kalyon <strong>Enerji</strong> Yatırım A.Ş. CEO’luğunu üstlendi.<br />

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun<br />

olan ve yüksek lisansını işletme alanında Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamlayan<br />

Yıldırım, evli ve iki çocuk babasıdır. Bu atamayla birlikte görevi Hakan Yıldırım’a<br />

devreden Ziya Erdem, bu tarihten itibaren Sanko <strong>Enerji</strong> Yönetim Kurulu üyesi olarak<br />

kariyerini sürdürecek.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 17


YATIRIM<br />

Aycan Kızıldağ<br />

BIDEN, 3 TRILYON DOLARLIK<br />

KALKINMA PAKETI AÇIKLAYACAK<br />

ABD’de Joe Biden yönetimi, alt yapı, temiz enerji,<br />

iklim değişikliğiyle mücadele ve istihdamı<br />

büyütmek için 3 trilyon dolarlık bir kalkınma paketinin<br />

hazırlığını sürdürüyor. Yeni tip koronavirüs salgınının<br />

etkileriyle mücadeleye yönelik 1,9 trilyon dolarlık ekonomik<br />

destek paketinin ardından alt yapı harcamalarını<br />

içeren plan Biden yönetiminin öncelikleri arasında<br />

bulunuyor.<br />

Biden’ın ekonomi danışmanları, 3 trilyon dolarlık<br />

altyapı ve istihdam paketi hazırlarken, söz konusu<br />

harcama planına ilişkin teklifin en kısa zamanda<br />

açıklanacağı bilgisini verdi. Alt yapı ve istihdam olmak<br />

üzere iki kısımdan oluşan paketin ekonomiyi daha<br />

üretken hale getirmek amacıyla alt yapı, eğitim, iş<br />

gücünü geliştirme ve iklim değişikliği ile mücadeleye<br />

yönelik yatırımlara odaklandığı belirtiliyor.<br />

Paketin, varlıklı kişiler ve şirketlerden alınan vergilerin<br />

artırılmasıyla finanse edilebileceği kaydedilirken,<br />

Cumhuriyetçilerin desteğini alıp almayacağının,<br />

nasıl finanse edileceğine bağlı olduğu aktarılıyor. Alt<br />

yapıya yönelik harcama planının, yol, köprü, liman,<br />

elektrikli araç şarj istasyonları ve elektrik şebekesinin<br />

iyileştirilmesi gibi yatırımların yanı sıra temiz enerji<br />

ve 5G yatırımlarını da içereceği bildiriliyor. İstihdam<br />

planının ise eğitim ve kadınların iş gücüne katılımı<br />

gibi beşeri altyapıya yönelik harcamalara odaklandığı<br />

kaydediliyor.<br />

DOĞUŞ OTOMOTIV, ELEKTRIK<br />

IHTIYACININ YÜZDE 62’SINI<br />

YENILENEBILIRDEN SAĞLAYACAK<br />

Doğuş Otomotiv, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir<br />

Kalkınma Amaçları doğrultusunda önemli<br />

bir adım daha atarak Şekerpınar’da bulunan merkezinde<br />

elektrik ihtiyacını üretmek için solar enerji sistemi<br />

kuruyor. Projenin ilk fazında, Doğuş Otomotiv<br />

Lojistik merkezine yaklaşık 12.5 milyon TL’lik yatırımla<br />

11 bin 500 adet solar panel yerleştirilerek şirketin<br />

yıllık enerji ihtiyacının yüzde 62’sinin karşılanması<br />

hedefleniyor. Projenin ikinci fazında ise Türkiye genelindeki<br />

tüm yetkili satıcılarına solar sistem kurulması<br />

planlanıyor.<br />

Ekonomik kalkınma ve dünyadaki eşitsizlik faktörleri<br />

üzerinde doğrudan bir etkisi olması nedeniyle<br />

iklim değişikliğini finansal bir risk olarak kabul ettiklerini<br />

belirten Doğuş Otomotiv İcra ve Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Ali Bilaloğlu, orta ve uzun vadede öngörülen<br />

bu riskleri azaltmak ve gerekli iyileştirmeleri hayata<br />

geçirmek konusunda sektöre rol model olduklarını<br />

belirtti. Bilaloğlu, “Başta yatırımcılarımız olmak üzere<br />

tüm kilit paydaşlarımızın en önemli beklentileri arasında<br />

ekolojik çevrenin korunması, kaynakların tasarruflu<br />

kullanılması ve sıfır atık uygulamaları yer alıyor.<br />

Biz de hedef odaklı sürdürülebilirlik ve paydaş katılımı<br />

çalışmalarının bir parçası olarak ISO 14001 Çevre Yönetim<br />

Sistemi’nin kurulumunu yaptık ve sertifikasyona<br />

giriyoruz. Ardından SIFIR ATIK Belgesi’ne başvuracağız”<br />

dedi.<br />

18 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM<br />

SANKO, FABRIKALARININ<br />

ÇATILARINI GÜNEŞ PANELIYLE<br />

KAPLAYACAK<br />

Sanko Holding, Türkiye’nin çeşitli illerinde bulunan<br />

fabrikalarının çatılarını güneş enerji<br />

santralleriyle donatacak. Sanko Holding bu amaçla,<br />

Gaziantep’te bulunan Türkiye’nin ilk güneş paneli üreticilerinden<br />

SolarTürk ile iş birliği anlaşması yaptı. Anlaşmaya<br />

göre SolarTürk, Sanko’nun Türkiye’nin farklı<br />

bölgelerine dağılmış fabrikalarının çatılarına güneş<br />

santralleri kuracak. İlk etapta, Bursa, Gaziantep ve<br />

Adıyaman’daki fabrika çatılarına yaklaşık 100 MW’lik<br />

GES kurulması için projeler onay aldı.<br />

<strong>Enerji</strong> Günlüğü’nde yer alan habere göre, Çatı<br />

GES’lerin kurulumunda SolarTürk’ün güneş panelleri,<br />

Huawei marka invertörler, Prysmian marka kablolar<br />

kullanılacak. Panellerin yerleştirileceği alt yapı ise<br />

GAP Galvaniz tarafından tedarik edilecek. Çatısına<br />

GES kurulacak tesisler, Bursa İnegöl OSB’deki denim<br />

fabrikası, Gaziantep’teki Süper Film tekstil tesisleri ve<br />

Adıyaman’daki SANKO fabrikaları olarak sıralanıyor.<br />

Bünyesindeki fabrika çatılarına güneş enerji sistemleri<br />

kurmaya yönelen Sanko Holding aynı zamanda<br />

Türkiye’nin önde gelen elektrik üreticileri arasında<br />

yer alıyor. Holding <strong>Enerji</strong> Günlüğü tarafından yayınlanan<br />

MW 100 Türkiye’nin En Büyük Elektrik Üreticisi<br />

listesinde 794 MW’lik kurulu gücü ile 25’inci sırada<br />

bulunuyor.<br />

ZORLU ENERJI, RÜZGÂR<br />

ENERJI KAPASITESINI<br />

ARTIRIYOR<br />

Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki öncülerinden<br />

olan Zorlu <strong>Enerji</strong>, 135 MW kurulu güce<br />

sahip Gökçedağ Rüzgâr <strong>Enerji</strong> Santrali’nin kurulu gücünü<br />

15,6 MW’lık ek kapasite artışına imkan verecek<br />

şekilde 150,6 MW’a yükseltmek üzere üretim lisansını<br />

yeniledi. Zorlu <strong>Enerji</strong>’nin enerji sektörüne öncülük<br />

etme hedefi doğrultusunda yenilenebilir enerji kaynaklarına<br />

yatırımlarına devam ettiğini belirten Zorlu<br />

<strong>Enerji</strong> CEO’su Sinan Ak “Yenilenebilir enerji alanındaki<br />

yatırım stratejilerimizi, gelecek odaklı gelişim hedeflerimiz<br />

doğrultusunda ve değişen ihtiyaçları göz<br />

önünde bulundurarak tekrar ele alıyor, yatırımlarımızı<br />

daha ileriye taşımak için ilaveler yapıyoruz. Bu doğrultuda<br />

Gökçedağ Rüzgâr <strong>Enerji</strong> Santralimizin kapasitesinde<br />

15,6 MW’lık bir artırım gerçekleştirmek üzere<br />

lisansımızı tadil ederek hedeflerimize doğru bir adım<br />

daha atmış olduk” diye konuştu.<br />

Ak, “Geleceğin enerji şirketi olma vizyonuyla çıktığımız<br />

yolda sürdürülebilir bir ekonomik büyüme modeli<br />

inşa edebilmek amacıyla jeotermal, güneş, rüzgâr<br />

ve elektrikli otomobil şarj istasyonu yatırımlarımıza<br />

devam ediyoruz. Gökçedağ Rüzgâr <strong>Enerji</strong> Santrali’mizin<br />

bu kapasite artışı sayesinde yıllık 52 bin MWh<br />

saatlik üretim karşılığı 13 bin hanenin elektriği temiz<br />

enerjiden sağlanabilecek. Bu sayede 28,5 bin ton karbondioksit<br />

(CO2) salımı azaltılacaktır. Bu miktar da<br />

30 bin ağacın bir yılda yapmış olduğu CO2 azaltımına<br />

eşdeğerdir” dedi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 19


YATIRIM<br />

FIRAT EDAŞ’IN <strong>2021</strong> YATIRIM<br />

BÜTÇESI 266 MILYON TL OLACAK<br />

Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin bölgede yaptığı<br />

çalışmaları yerinde inceleyen Kazancı Holding<br />

Yönetim Kurulu Üyesi Barış Erdeniz, sorumluluk<br />

alanında son 10 yılda toplam 820 Milyon TL yatırım<br />

yaptıklarını ve <strong>2021</strong> yılında da 266 milyon TL tutarındaki<br />

yatırımı hayata geçirmeyi planladıklarını belirtti.<br />

Bingöl, Elazığ, Malatya ve Tunceli illerinde kaliteli ve<br />

kesintisiz enerji arzını 10 yıldır müşterilerine en iyi<br />

şekilde verme gayretiyle faaliyetlerini sürdüren Fırat<br />

Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (Fırat EDAŞ) 2020 yılı değerlendirmesinin<br />

yapıldığı ve <strong>2021</strong> yılı hedeflerinin ele<br />

alındığı yönetim toplantısı Malatya’da gerçekleştirildi.<br />

2011 yılından bugüne geçen 10 yıllık süre zarfında<br />

Fırat EDAŞ’ın sorumluluk alanında toplam 820 milyon<br />

TL tutarında yatırımın tamamlandığını belirten Erdeniz,<br />

<strong>2021</strong> yılı kesintisiz enerji arzı noktasında hedeflenen<br />

yatırım tutarının 266 milyon TL olduğunu işaret<br />

etti. Hedeflenen yatırımın önceki yılın iki katı olduğunu<br />

hatırlatan Erdeniz, planlar dahilinde yıl boyu stratejik<br />

noktalara yapılacak yatırımların kaliteli ve kesintisiz<br />

enerji noktasında bölgenin öncelikli ihtiyacına cevap<br />

verecek ve kalıcı çözüm sağlayacak nitelikte olduğunu<br />

ifade etti.<br />

ENERJISA, DAĞITIM ALT YAPISINA<br />

5 YILDA 10.4 MILYAR TL YATIRIM YAPTI<br />

<strong>Enerji</strong>sa Dağıtım Şirketleri; Başkent EDAŞ, AYE-<br />

DAŞ ve Toroslar EDAŞ, son 5 yılda gerçekleştirdikleri<br />

10,4 milyar lira yatırımla, planlanan yatırım<br />

miktarının yüzde 38 üzerine çıkarak, Türkiye’deki toplam<br />

enerji dağıtım yatırımlarının yüzde 28’ini gerçekleştirdi.<br />

Yurt genelinde faaliyet gösteren 21 elektrik<br />

dağıtım şirketi, 2016-2020 döneminde kendileri için<br />

belirlenen miktardan yaklaşık yüzde 15 daha fazla yatırım<br />

yaparken, bu artışta <strong>Enerji</strong>sa Dağıtım Şirketleri’nin<br />

payı yüzde 58,2 oldu<br />

<strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, elektrik dağıtım<br />

şirketlerinin 2016-2020 yılları arası 3. uygulama<br />

dönemine ilişkin tahmini yatırım tutarı verilerine göre,<br />

Türkiye’deki toplam enerji dağıtım yatırımının yüzde<br />

28’ini <strong>Enerji</strong>sa’nın dağıtımdaki üçlüsü gerçekleştirdi.<br />

<strong>Enerji</strong>sa Dağıtım Şirketleri ise aynı dönemde kendileri<br />

için belirlenen 7,5 milyar liralık yatırım tavanının yüzde<br />

38 üzerine çıkarak, 10,4 milyar lira yatırıma ulaştı.<br />

Böylece Türkiye çapında elektrik dağıtım yatırımlarındaki<br />

artışı, yüzde 58’lik payla Başkent EDAŞ, AYEDAŞ<br />

ve Toroslar EDAŞ sırtladı.<br />

2016-2020 dönemi için, yatırım tavanı 2,9 milyar<br />

lira olarak belirlenen Toroslar EDAŞ, bu dönemdeki<br />

yatırımını yaklaşık yüzde 57 artışla 4,6 milyar liraya<br />

çıkardı. Şirket bu yatırımlarla 5 yıllık dönemde en çok<br />

yatırım yapan elektrik dağıtım şirketi oldu.<br />

20 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM<br />

2020 YILINDAKI DENIZÜSTÜ<br />

RES’LERIN YÜZDE 50’SINDE<br />

ÇIN’IN IMZASI VAR<br />

Çin, 2020’de 3 bin MW’dan fazla denizüstü (offshore)<br />

rüzgar enerjisi kurulumu ile küresel kurulumların yarısını<br />

gerçekleştirdi. GWEC Market Intelligence tarafından<br />

yayınlanan yeni bir rapora göre Çin, 2020’de yeni küresel<br />

denizüstü (offshore) rüzgar kapasitesinin yarısını oluşturdu.<br />

Covid-19 salgınına karşın küresel denizüstü rüzgar kurulumlarında<br />

2020’nin ikinci en iyi yıl olduğuna dikkat çekilen raporda,<br />

küresel kurulumların 6 bin MW’ı aştığı kaydedildi. Çin<br />

ise geçen yıl tek başına toplam 3000 MW’dan fazla denizüstü<br />

rüzgar enerjisi kurulumu gerçekleştirdi.<br />

Veriler aynı zamanda İngiltere’nin toplam açık deniz rüzgar<br />

kapasitesi açısından küresel lider olduğunu gösteriyor. Çin ise<br />

Almanya’yı geride bırakarak dünyanın en büyük ikinci denizüstü<br />

rüzgar pazarı haline geldi. Küresel denizüstü rüzgar kapasitesi<br />

şu anda 35 GW seviyesinde bulunuyor. Bu da toplamda<br />

62,5 milyon ton emisyonun önlenmesine yardımcı olacak.<br />

İKI AVRUPALI DEV, ŞARJ<br />

ISTASYONLARI IÇIN<br />

ANLAŞMA IMZALADI<br />

BP ve Volkswagen, Avrupa’da elektrikli<br />

araçların hızlı şarjı için stratejik iş birliğine<br />

imza attı. Şirketlerin ortak açıklamasına göre,<br />

söz konusu iş birliği sayesinde BP istasyonlarında<br />

hızlı şarj ağı geliştirilecek ve VW Grubu araçlarına<br />

entegre edilecek. Daha önce 2030 sonuna<br />

kadar dünyada 70 bin elektrikli araç şarj noktası<br />

kuracağını açıklayan BP, bu yıl sonuna kadar İngiltere’de<br />

250 ve Almanya’da 500 noktaya hızlı<br />

şarj kuracak.<br />

VW Grubu ise Avrupa’da 18 bin şarj noktası<br />

oluşturacak. Anlaşma gelecek birkaç ay içinde<br />

sonuçlandırılacak ve bu kapsamda yatırımlar<br />

başlayacak. Şirketlerin kuracağı hızlı şarj noktaları,<br />

10 dakikada yaklaşık 160 kilometre mesafe<br />

gidebilecek kadar şarj dolumu yapabiliyor.<br />

BP, BIRLEŞIK KRALLIK'IN EN BÜYÜK HIDROJEN TESISINI KURACAK<br />

İngiliz enerji şirketi British Petroleum (BP), 2030<br />

yılına kadar ülkenin en büyük hidrojen santralini<br />

kurmayı planlıyor. BP’den yapılan açıklamada, sera gazı<br />

emisyonlarını azaltmak için İngiltere’nin kuzeyindeki Teesside<br />

bölgesinde ülkenin en büyük hidrojen santralinin<br />

kurulmasının planlandığı belirtilerek, santralin faaliyete<br />

geçmesiyle 1 GigaWatt mavi hidrojen üretilmesinin hedeflendiği<br />

bilgisi verildi.<br />

Açıklamada, santralin, tek başına İngiliz hükümetinin<br />

5 GigaWatt’lık hedefinin beşte birini karşılayacak kapasitede<br />

olacağı kaydedildi. Şirketin, “H2Teesside” olarak<br />

adlandırılan projesi kapsamında, yılda 2 milyon tona kadar<br />

karbondioksiti depolaması ve bunu Kuzey Denizi’nin<br />

altındaki depoya aktarması bekleniyor.<br />

BP Düşük Karbon ve Gaz Başkan Yardımcısı Dev Sanyal,<br />

konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Karbon tutma<br />

ve depolamayla entegre olan mavi hidrojen, endüstriyel<br />

süreçlerin ihtiyaç duyduğu ölçek ve güvenilirliği sağlayacaktır”<br />

ifadesini kullandı. İngiltere <strong>Enerji</strong> Bakanı Anne<br />

Marie Trevelyan ise “Temiz hidrojenin, ülkeyi karbon salımından<br />

arındırmamıza yardımcı olacak büyük bir potansiyeli<br />

var. BP’nin Teesside’deki bu potansiyeli keşfettiğini<br />

görmek harika” yorumunu yaptı.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 21


ANKARA KULİSİ<br />

Deniz Suphi<br />

Ankara’da akaryakıtta<br />

‘tavan fiyat’ trafiği hızlandı<br />

Salgının yaralarını sarmaya çalışan akaryakıt dağıtım sektörü, EPDK’nın mayıs ayına kadar ‘tavan fiyat’<br />

uygulama kararıyla sarsıldı. Tüketimin düştüğü bu dönemde tavan fiyatın bayileri zor duruma düşüreceğini<br />

belirten sektör oyuncuları, kararın gözden geçirilmesini istedi. Sektördeki bir diğer konu ise eşel mobil<br />

sistemi. Milyar dolarlık sektörün gözü, Ankara’dan gelecek kararlarda...<br />

<strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme Kurumu<br />

(EPDK), 18 Mart’ta, dağıtım<br />

şirketlerinin “gizli zam” yaparak, kar<br />

paylarını artırdıkları saptamasıyla<br />

akaryakıtta, “tavan fiyat” uygulamasına<br />

geçti. Uygulama, iki ay devam<br />

edecek. Kurumun bu kararın ardından<br />

sektör de hareketlendi ve art arda<br />

açıklamalar geldi. Türkiye Akaryakıt<br />

Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren<br />

Sendikası (TABGİS), yazılı açıklamayla “tavan<br />

fiyat” uygulamasının kaldırılmasını istedi. Sendika,<br />

koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında<br />

hafta sonu sokağa çıkma yasağının<br />

yeniden başladığına işaret ederek, bu<br />

nedenle akaryakıt istasyonlarının satış<br />

hacimlerinin daha da azalacağını, sektörün<br />

bu yükü kaldıramayacağını savundu.<br />

Covid-19 virüsünün yayılmasını engellemek<br />

için Cumhurbaşkanlığı Kabinesi<br />

tarafından alınan kararlar doğrultusunda<br />

hafta sonu yasaklarının yeniden uygulanacağına<br />

işaret edilen açıklamada, hafta sonu<br />

yasakları nedeniyle akaryakıt istasyonlarının satış<br />

22 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


hacimlerinin daha da azalacağı ifade edildi. Açıklamada,<br />

şu görüşlere yer verildi:<br />

“Akaryakıt sektöründe iki ay süreyle uygulanmak<br />

üzere yürürlükte olan tavan fiyat kararı, bayiler üzerinde<br />

bir kara bulut gibi yıkıcı etkilerini sürdürmeye<br />

devam ederken, hafta sonu sokağa çıkma yasaklarının<br />

ve Ramazan ayının da etkisiyle iş hacmi üzerindeki<br />

daralmanın yaratacağı yükü bayiler kaldıramaz.<br />

Halkımızın sağlığı gereği ve salgının olumsuz<br />

gidişatından bir an önce kurtulabilmemiz için alınan<br />

kararların ve diğer tüm tedbirlerin önceliği ve önemi<br />

tartışmasızdır. Bu bakımdan, <strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme<br />

Kurumu’nun salgın sürecinin yıkıcı etkileri<br />

devam ederken aldığı tavan fiyat kararını sağduyulu<br />

bir yaklaşımla hiç vakit kaybetmeden iptal etmesini<br />

meslektaşlarımız adına talep ediyor ve açık çağrıda<br />

bulunuyoruz.”<br />

Peki, “tavan fiyat” kaldırılır mı?” EPDK kaynaklarının<br />

bugüne kadar verdiği mesaj, uygulamadan dönüşün<br />

söz konusu olmadığı yönünde. Kısaca bu uygulama<br />

iki ay devam edecek. Sektörde, milyonlarca<br />

araç sahibini ilgilendiren bir diğer önemli konu da<br />

“eşel mobil” sistemi. Devlet, 2018 yılından bu yana<br />

akaryakıtta “eşel mobil” sistemini işletiyor. Benzin<br />

ve motorin zamlarının bir bölümü, Özel Tüketim<br />

Vergisi’nden (ÖTV) karşılanıyor. Kulislerde, devlete<br />

yüz milyonlarca liralık yük oluşturduğu belirtilen bu<br />

sistemin, “tavan fiyat”ın sona ereceği mayıs ayında<br />

kaldırılma olasılığı da dile getiriliyor. Akaryakıt fiyatlarını<br />

doğrudan etkileyen bu iki sistemin geleceği,<br />

hem karar mercilerinde hem de sektörde tartışılmaya<br />

devam edecek gibi görünüyor.<br />

“Eşel mobil”in sırrı<br />

Akaryakıt sektörü, devletin en yüksek ve en etkin<br />

vergi geliri elde ettiği alan olarak öne çıkıyor.<br />

Petrol Sanayi Derneği’nin (PETDER) raporuna göre,<br />

2019 yılında akaryakıt sektörünün oluşturduğu toplam<br />

parasal büyüklük bir önceki yıla kıyasla yüzde<br />

6.5 artışla 223 milyar liraya ulaştı. Bu tutarın, 95.4<br />

milyar lirasını ÖTV ve KDV oluşturdu. Akaryakıt dağıtım<br />

sektöründen sağlanan dolaylı vergilerin toplam<br />

tutarı, 2019 yılı sonunda 87.7 milyar lira düzeyinde<br />

hesaplanmıştı. PETDER’in, 2020 yılı raporu henüz<br />

yayımlanmadı, elimizdeki son rapora göre sektörün<br />

büyüklüğü şöyle:<br />

Beyaz ürünlerde, yüzde 6.2 artış kaydedildi ve bu<br />

pazarın büyüklüğü 192 milyar liraya ulaştı,<br />

LPG’de yüzde 7.6 artış sağlandı, 29.6 milyar liraya<br />

çıktı,<br />

Siyah ürünlerde yüzde 11.4 büyüdü, 1.3 milyar<br />

liraya yükseldi.<br />

Devlet, 2018 yılının Ağustos ayından bu yana<br />

TÜPRAŞ çıkışlı (vergiler ve TÜPRAŞ payı dahil) motorinin<br />

litre fiyatını 5 TL 61 kuruş, benzinin 6 TL 23<br />

kuruşta tutuyor. Bu tutarları aşacak biçimde akaryakıtta<br />

zam gündeme geldiğinde “eşel mobil” devreye<br />

alınıyor. Devlet, ÖTV gelirlerinden zammı karşılıyor.<br />

Pompa satış fiyatları sabit tutuluyor. Devletin, (1 <strong>Nisan</strong><br />

itibarıyla) benzinde 140, motorinde 90 ve otogazda<br />

100 kuruş ÖTV alacağı bulunuyor.<br />

EŞEL MOBİL KALKARSA POMPA<br />

FİYATLARI ARTACAK<br />

Peki, “eşel mobil” sistemine son verilebilir mi? Ankara’da<br />

yanıt aranan bir diğer soru da bu... Sektöre<br />

göre, “eşel mobil”in,“tavan fiyat”ın sona ereceği<br />

mayıs ayında kaldırılma olasılığı düşük de olsa var.<br />

<strong>Enerji</strong> kulislerinde, bu konu sıkça konuşuluyor. Tabii,<br />

“eşel mobil”in kaldırılmasının araç sahiplerine<br />

ve geniş anlamda tüketiciye, ürün fiyatlarına da<br />

doğrudan etkisi olacak. Örneğin, İstanbul’da (Avrupa<br />

yakası) benzin 7 TL 7 kuruş, motorin 6 TL 43<br />

kuruştan satılıyor.<br />

Bu fiyatlara; (1 <strong>Nisan</strong>’da geçerli ÖTV destekleri göz<br />

önünde bulundurulduğunda) benzinde 140 kuruş,<br />

motorinde 90 kuruş eklenecek. Otogazda da litrede<br />

100 kuruş, eş deyişle 1 TL artış gündeme gelecek.<br />

Benzin, 8.5 kuruşa dayanacak. Akaryakıt fiyatlarını<br />

doğrudan etkileyen bu iki sistemin geleceği, hem<br />

karar mercilerinde hem de sektörde bir süre daha<br />

tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 23


RÖPORTAJ<br />

Deniz Suphi<br />

Palmet <strong>Enerji</strong>, Körfez’in iki<br />

yakasını 9 bin 905 metrelik<br />

hatla birbirine bağlıyor<br />

Fransız ENGIE’den dört şirketi satın alarak dağıtım<br />

ve üretim portföyünü büyüten Palmet <strong>Enerji</strong>, yeni<br />

yatırımlara hazırlanıyor. Palmet Şirketler Grubu<br />

Başkanı Doğanay Samuray, İZGAZ’ın dağıtım<br />

bölgesi olan Kocaeli’nde iki yakayı yeni bir hatla<br />

birbirine bağlayacaklarını, Baymina <strong>Enerji</strong>’yi aktif<br />

ve verimli hale getireceklerini söyledi. Samuray,<br />

yerli ve yabancı ortaklık ve satın almalara da sıcak<br />

baktıklarını da dile getirdi...<br />

1984 yılında kurulan Palmet Şirketler Grubu, şu<br />

anda Kocaeli, Gebze ve Erzurum’un şehir içi doğal<br />

gaz dağıtımı, doğal gaz ile LNG ithalatı ve toptan satışı,<br />

elektrik üretimi ile ticareti alanlarında faaliyet<br />

gösteren ‘entegre’ bir enerji grubu.<br />

Palmet son olarak Fransız ENGIE’nin sahip olduğu<br />

İzmit Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret AŞ (İZGAZ),<br />

Baymina <strong>Enerji</strong> ile Engie Yönetim <strong>Enerji</strong> Hizmetleri<br />

şirketlerini satın aldı. <strong>Enerji</strong> sektörünü hareketlendiren<br />

bu satın almanın ardından Palmet Şirketler<br />

Grubu Başkanı Doğanay Samuray ile bir araya geldik.<br />

Samuray’a satın almanın ayrıntılarının yanı sıra<br />

şirketin gelecek hedeflerini sorduk, keyifli bir röportaj<br />

yaptık.<br />

Doğanay Bey, öncelikle Palmet’in 2020 yılını<br />

nasıl geçirdiğini ve bu yıla dönük hedeflerinizi<br />

öğrenmek isteriz.<br />

2020 yılı tüm dünyada salgın gölgesinde yaşanan<br />

bir yıl oldu. Salgınla birlikte iş dünyası, hızlı<br />

bir değişim içine girdi. Müşteri deneyiminden operasyonel<br />

süreçlerin yönetimine, dijital dönüşümden<br />

şirketlerin kültürel dönüşümlerine kadar önemli<br />

değişiklikler yaşandı, kurumsal stratejiler yeniden<br />

oluşturuldu. Tüm salgın tedbirleri uygulayan<br />

ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de enerji sektörü<br />

etkilendi. Salgında sanayi ve ticaret faaliyetlerindeki<br />

azalmalar nedeniyle enerji talebinde azalma<br />

yaşandı. Karantina nedeniyle evde kalma süreleri<br />

uzayınca konutlardaki enerji tüketimi artsa da genel<br />

tüketim azaldı. Tüm dünyada karar vericiler, yaşananlar<br />

ışığında durum tespitlerini yaparak verilerin<br />

analize yöneldi. Yeni stratejiler oluşturmaya başladı.<br />

Bu süreçte tüm dünya yeni bir bakış açısıyla organizasyon<br />

yapılarını, ekonomik ilişkilerini, toplumsal<br />

yaşamı yeniden biçimlendirdi. Bu kurumların da iş<br />

yapma biçimlerini etkiledi ve değişime hızlı adapte<br />

olma yeteneklerini geliştirmeye zorladı.<br />

Palmet olarak biz de 2020 yılını salgın döneminin<br />

24 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


etkilerini en aza indirmek üzere yürüttüğümüz çalışmalarla<br />

tamamladık. Doğal gaz dağıtımında büyüyerek<br />

yeni bölgelere gaz arzı sağladık, böylece abone<br />

sayımızda artış sağladık. Palmet, odağında enerji<br />

sektörü olan bir teknoloji şirketi aynı zamanda. Dijital<br />

dönüşümümüzü gerçekleştirmek için önemli adımlar<br />

attık. Müşterilerimize online platformda verdiğimiz<br />

hizmetlerde iyileştirme ve geliştirme yaptık.<br />

2020 yılını büyüme hedefiyle kapatmıştık. <strong>2021</strong><br />

yılının ilk çeyreğinde enerji sektöründe oldukça<br />

önemli bir satın alma hamlesi yaptık ve ilk çeyreği<br />

büyüyerek kapattık. Gaz ticaret hacmimizi iki katına,<br />

elektrik üretimi kapasitemizi ise 8 katına çıkardık.<br />

Kendi tesislerimizde kullandığımız, dağıttığımız ve<br />

taşıdığımız gaz hacmi 6 BCM’e ulaşıyor, bu da Türkiye’nin<br />

gaz ticaret hacminin yüzde 12’sine denk geliyor.<br />

<strong>2021</strong> yılındaki hedefimiz de büyüyen, müşterilerine<br />

en iyi hizmeti veren, enerji sektöründe katma<br />

değer yaratan bir şirket olarak yolumuza devam<br />

etmek.<br />

Fransız ENGIE’nin sahip olduğu İZGAZ, Baymina<br />

<strong>Enerji</strong> ile Engie Yönetim <strong>Enerji</strong> Hizmetleri'ni satın<br />

aldınız. Satışa konu tutar hakkında bilgi verir<br />

misiniz?<br />

Gizlilik anlaşması sebebiyle rakamı açıklayamıyoruz.<br />

Ama şirketlerin değerlerine ilişkin bilgi paylaşarak<br />

bir fikir verebilirim. Engie’nin dört şirketini<br />

satın aldık. Birisi proje şirketi, yani İZGAZ’ın yüzde<br />

90’ına sahip şirket GAZKO. İZGAZ, 2008’de özelleştirildi<br />

ve özelleştirildiğinde ödenen tutar yaklaşık<br />

550 milyon dolardı. Baymina’nın yapılış maliyeti 770<br />

milyon dolardı. Bu üç şirketin dışında teknoloji ve<br />

enerji alt yapı sistemlerinde kullanılan özel hizmetler<br />

veren bir şirket daha var. Satın aldığımız şirketler<br />

bunlar.<br />

Ekonomik küçülmelerin yaşandığı tarihinin en<br />

büyük salgın döneminde böyle bir yatırım kararı<br />

vermek çılgınlık değil mi?<br />

Palmet’in şirket kültürü katma değer yaratma<br />

hedefiyle harmanlanmıştır. Büyümeye, değer yaratmaya,<br />

sektörümüzde fark yaratmaya çalışmak<br />

çılgınlık mı? Pandemi döneminde geçen bir yıla bakarsak,<br />

evet çılgınlık. Ama Palmet’in 37 yıllık geçmişine<br />

bakarsanız kendisiyle yarışan, hayallerini<br />

gerçekleştiren, değişen ve dönüşen dünyaya ayak<br />

uyduran bir şirket görürsünüz. Böyle bir şirket için<br />

kriz dönemlerinde yeni fırsatlar yaratmak tesadüf<br />

değil. Şirkete gücünü veren de bu…<br />

CUMHURİYET’İN<br />

100. YILINDA HALKA AÇILACAK<br />

Son aylarda enerji şirketlerinde halka arz hazırlıklarının<br />

yoğunlaştığını görüyoruz. Sizin bu<br />

konuya bakışınız nedir?<br />

Palmet, 2013’ten itibaren halka açılmaya hazır şekilde<br />

yönetiliyor. Cumhuriyetimizin 100. yılında,<br />

2023’te Palmet’in halka arzını planlıyoruz. Biz sermaye<br />

piyasalarına yakın bir şirketiz. Şimdiye kadar<br />

11 adet tahvil ve benzeri yatırım araçları sunduk ve<br />

itfa ettik. Şu anda muhtelif şirketlerimize ait üç enstrüman<br />

piyasada.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 25


SATIN ALMANIN YÜZDE 78’I BANKA<br />

KREDISIYLE SAĞLANDI<br />

Bu şirketleri devralmak için hangi bankalardan<br />

kredi kullanıldı? Özkaynak söz konusu mu?<br />

Ülkemizde doğal gaz çevrim santrallerinin kredi<br />

geri ödemelerinde yaşanan yaygın problemler nedeniyle<br />

bankaların bu şirketlere kredi hattı açma konusunda<br />

isteksiz olduğunu biliyoruz. Bu nedenle Baymina<br />

<strong>Enerji</strong>’yi kendi özkaynaklarımızla aldık. Diğer<br />

şirketler finansman paketine dahil oldu. Yüzde 78’i<br />

banka finansmanı, yüzde 22’si özkaynaklarımızla finanse<br />

edildi. Garanti BBVA ve Vakıfbank ile çalıştık.<br />

10 yıl vadeli, TL ödemeli krediyle satın almayı gerçekleştirdik.<br />

Şirketlerin geliri TL, finansmanı da TL<br />

oldu. Finans piyasalarında pek yaygın olmayan uzun<br />

vadeli, TL esaslı kredi yapısını kurmayı başardık.<br />

İZGAZ’da alt yapıyı yenilemek için bir yatırım<br />

planlamanız var mı? Hangi alanlara ne kadar<br />

yatırım yapmayı düşünüyorsunuz?<br />

İZGAZ’da yenileme yatırımları yapacağız, doğal<br />

gaz kullanmayan mahallerin hat imalatlarını başlatacağız.<br />

Ayrıca önümüzde inşaat sürecindeki “Deniz<br />

Dibi Doğal Gaz Boru Hattı Projesi” var. Değirmendere<br />

ile Derince arasında gerçekleştirilecek olan bu projeyle<br />

7 bin 945 metre kara, 1960 metre deniz olmak<br />

üzere 9 bin 905 metre çelik doğal gaz boru hattı ile<br />

Körfez’in iki kıyısı birbirine bağlayacağız. Bu projeyle<br />

daha güvenli doğal gaz arzı sağlanacak.<br />

“BAYMINA ESNEK ÇALIŞAN BIR<br />

SANTRAL OLACAK”<br />

Baymina, teknolojik olarak eski bir doğal gaz<br />

santralı ve üretimde değildi. Bu santralde<br />

yenileme yatırımı söz konusu olacak mı?<br />

2004 yılında yapımı tamamlanan ve işletilmeye<br />

başlanan Baymina, 15 yıl devlet alım garantisiyle<br />

çalışan bir santral. 2019’dan itibaren de faal değil.<br />

Alım garantisi olmayan bir santral aldık. Baymina,<br />

kurulduğu andan durduğu ana kadar sürekli upgrade<br />

edilmiş, yenilenmiş bir santral. Biz, santralin<br />

verimliliğini artırıp kapasitesinde hafif bir ayarlama<br />

yaparak aktif bir santral haline getireceğiz. Serbest<br />

piyasa koşullarında çalışacak. Yüksek saatte çalıştırmayı<br />

hedefliyoruz. Palmet’in en kuvvetli olduğu<br />

26 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


alanlardan biri doğal gaz işi; dağıtıyoruz, ticaretini<br />

yapıyoruz ve taşıyoruz. Bu gücümüzü Baymina’nın<br />

emrine sunacağız. Mühendislik olarak hesapladık,<br />

verimli çalışma oranı yüzde 57,6. Bu oran, çok modern<br />

santrallerin ulaşabileceği bir oran. O yüzden<br />

full kapasiteyle çalıştırmayı hedefliyoruz. Start, stop<br />

yöntemi ile değil; yük düşümü ve güç artırımı sistemiyle<br />

çalışacağız. Esnek ve çalışan bir santral haline<br />

getireceğiz. İki ay içerisinde santrali faal hale getirmeyi<br />

planlıyoruz.<br />

“ÜLKEMIZE YABANCI SERMAYE<br />

GETIRECEĞIZ”<br />

PALMET, bu satın alma işlemi ile sektörün önemli<br />

bir oyuncusu haline geldi, ortaklık düşünüyor mu?<br />

Bu konuda bir görüşmeniz var mı?<br />

Palmet, sektörünün her zaman en önemli oyuncularından<br />

biri olmuştur, satın alma öncesinde de<br />

böyleydi, bundan sonra da böyle olacaktır. Şirket<br />

olarak sektörümüzdeki her gelişmeyi takip ediyoruz.<br />

Dünya enerji sektörünün bazı büyük oyuncularıyla<br />

her zaman iletişim halindeyiz, fikir alışverişleri yapıyoruz.<br />

Bir gün, uygun koşullar oluştuğunda yabancı<br />

sermayeyi ülkemize getirmek için girişimlerde bulunacağız.<br />

<strong>Enerji</strong> sektörünü, mevcut yabancı yatırımcılar<br />

tek tek bırakıyor. Dışarıdan da yeni yabancı<br />

gelmiyor. Siz, bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?<br />

Bir yatırımcı olarak yerli ve yabancı yatırımcılar<br />

için yatırım ortamının iyileştirilmesi için neler<br />

yapılmalı?<br />

Uluslararası ölçekte ortaklıklar yapabilmek, yabancı<br />

sermayeyi ülkemize getirebilmek için şirketlerimizi<br />

de operasyonel güçleriyle, yönetim biçimleriyle,<br />

dijital dönüşümleriyle dünya çapında kabul<br />

görülebilir büyüklüğe getirmemiz gerekiyor. Yabancı<br />

“ZORLU, DOĞAL GAZ DAĞITIM ŞİRKETLERİNİ<br />

SATARSA DEĞERLENDİRİRİZ”<br />

Gaz ya da elektrik üretim sektörlerinde yeni satın alma<br />

süreçlerinde yer alacak mısınız? Zorlu’nun kontrolündeki<br />

şehiriçi doğal gaz dağıtım şirketlerine talip olmuştunuz.<br />

Yeni satın alma süreçlerine ilişkin görüşlerinizi<br />

paylaşır mısınız?<br />

Palmet <strong>Enerji</strong>, organik ve inorganik büyüme hedeflerini her<br />

zaman koruyan ve çalışmalarını bu odakla yürüten bir şirket.<br />

Dolayısıyla şirket hedefleri doğrultusunda yeni satın alma<br />

imkanlarını da değerlendireceğiz. Zorlu’ya ait doğal gaz dağıtım<br />

şirketleri ile ilgili konuda satıcı vazgeçtiği için süreç durdu.<br />

Palmet, zaten Trakya ve Gaziantep’te kurucu ortaklardandı,<br />

geçmişte ortağı olduğumuz şirketlere talip olmuştuk. Satış<br />

süreci yeniden başlarsa değerlendirmeye alırız.<br />

sermaye, şirketleri ortaklık yapabilecek düzeyde<br />

uluslararası kabul ölçülerine getirmekle mümkün.<br />

Türkiye, yüksek potansiyeli olan bir ülke. Yabancı<br />

sermayenin her zaman takibinde olan bir ülke. Güven<br />

koşullarını ve uluslararası ölçekte büyüklüğü<br />

yakaladığımızda yabancı sermaye gelecektir.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 27


KAPAK<br />

Z. Işık Adler<br />

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu:<br />

HEDEFİMİZ YILSONUNDA<br />

BORSA’DAKİ ENERJİ ŞİRKETİ<br />

SAYISINI 30’A ÇIKARMAK<br />

28 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, <strong>2021</strong> yılında<br />

halka açılmak için başvuruda bulunan enerji şirketi<br />

sayısının 5 olduğunu söyledi. Yılsonunda Borsa<br />

İstanbul’da işlem gören enerji şirketi sayısının<br />

30’a çıkabileceğini söyleyen Taşkesenlioğlu, şirket<br />

hissedarlarına ve potansiyel yatırımcılara önemli<br />

ipuçları verdi...<br />

<strong>2021</strong> yılı enerji şirketlerinin halka arz rekoru kıracaklar<br />

bir dönem olacak. Şirketler finansman ihtiyacını<br />

karşılamak, yeni yatırımlar için kaynak bulmak,<br />

yabancı fonlara daha kolay ulaşmak amacıyla<br />

halka arzı ilk sıraya koymuş durumda. Sermaye<br />

Piyasası Kurulu Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, şu<br />

anda Kurul’a beş enerji şirketinin başvurduğunu, 19<br />

olan halka açık şirket sayısının ise yılsonunda 30’a<br />

ulaşabileceğini söyledi. Taşkesenlioğlu ile enerji şirketlerinin<br />

halka arz sürecini, nelere dikkat etmeleri<br />

gerektiğini ve SPK’nın yeni çalışmalarını konuştuk...<br />

<strong>2021</strong> yılının ilk aylarında peşpeşe enerji<br />

şirketlerinin halka açılma haberlerini duyduk.<br />

Şirketlerin Borsa İstanbul’a olan ilgisinin<br />

nedenleri sizce nedir?<br />

<strong>2021</strong> yılı başı itibarıyla sadece enerji sektöründe<br />

faaliyet gösterenlerle sınırlı olmamak üzere birçok<br />

şirket halka açılma amacıyla Kurulumuza başvuruyor.<br />

<strong>Enerji</strong> sektörünün yatırım ihtiyacının gerçekleştirilebilmesi<br />

yüklü bir finansman ihtiyacını da beraberinde<br />

getiriyor. Bu nedenle, Covid-19 salgınıyla<br />

birlikte ülkemizde ve dünyada tüm sektörlerin artan<br />

finansman ihtiyacının karşılanmasında sermaye<br />

piyasalarına ilginin arttığı ve özkaynak finansmanı<br />

modeli olan halka arz yönteminin tercih edildiği görülüyor.<br />

Halka arz, şirketler için çeşitli avantajlar barındırıyor.<br />

Bu avantajları; daha düşük maliyetli ve uzun<br />

vadeli kaynak elde edilmesi, şirketlerin yerli ve yabancı<br />

yatırımcılara ulaşabilmesi ile yurt içi ve yurt<br />

dışı piyasalarda tanınırlığının artması, kurumsallaşmanın<br />

getirdiği etkilerle yatırımcılar ve kreditörler<br />

açısından prestij ve güven kazanması olarak sıralayabiliriz.<br />

Ayrıca salgının da etkisiyle özellikle yerli yatırımcı<br />

sayısında son bir yılda rekor seviyelere ulaşıldı.<br />

Bu kapsamda yatırımcıların sermaye piyasalarına<br />

katkı sağlaması, halka açılmaların artmasıyla<br />

birlikte sermaye piyasası mevzuatında yapılan değişikliklerin<br />

halka arz başvurularını kolaylaştırması,<br />

halka açık şirketlerin sayısını ve niteliğini artırarak<br />

piyasaların derinleşmesine katkı sunması da şirketlerin<br />

de halka açılmasını teşvik ediyor.<br />

Bilindiği üzere enerji sektörü, son yıllarda döviz<br />

kurlarında yaşanan hareketlilik nedeniyle<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 29


finansman konusunda sıkıntılar yaşıyor. Halka<br />

arz yöntemi, bu sorunu aşmak için şirketlere nasıl<br />

fırsatlar sunacak?<br />

Şirketlerin halka açılmasının uzun vadeli finansman<br />

kaynağı olması ve şirket paylarının primli<br />

fiyatla halka arz edilmesi durumunda emisyon priminin<br />

elde edilmesi hususları dikkate alındığında,<br />

halka arzla finansman sağlanması diğer finansman<br />

türlerinden daha az maliyetli olup, bu durum<br />

şirketler açısından avantajlıdır. Ayrıca halka arzda,<br />

borçlanma gibi şirketin belirli bir vadede faiz ve<br />

anapara ödemesi söz konusu olmadığı gibi aynı zamanda<br />

halka açılma ve payların Borsa İstanbul’da<br />

işlem görmeye başlaması sonrasında hakim ortaklar<br />

tarafından şirketlerin paylarının teminat gösterilmesi<br />

suretiyle kredi kullanabilme, borç senedi<br />

ihraç edebilme imkanlarından yararlanarak finansman<br />

sağlayabilmeleri söz konusu. Ek olarak payların<br />

borsada işlem görmesi ve likiditenin artması ile<br />

sektörde gözlenen devralma ve birleşmelerin daha<br />

sağlıklı ve gerçekçi fiyatlar üzerinden yapılmasına<br />

olanak sağlanıyor.<br />

Diğer taraftan, şirketlerin çevreyle olan ilişkilerini<br />

yatırım planlarının önemli bir parçası haline<br />

getiren kurumsal yatırımcıların sayısı ve tasarruf<br />

havuzunun büyüklüğü her geçen gün artıyor. Bu yatırımcılar,<br />

gerekli şartları sağlayan çevreye duyarlı<br />

işletmelere daha düşük maliyetlerle finansman sağlayabiliyor.<br />

Bu kapsamda ihraç edilecek yeşil tahvil<br />

ve sukuklar halka arza da yoğun ilgi gösteren yenilenebilir<br />

enerji şirketlerimiz için önemli bir maliyet<br />

avantajı sunabiliyor. Bu enstrümanların, düşük<br />

karbon emisyonuna sahip şirketlerimiz için halka<br />

arzın yanında önemli bir alternatif olabileceğini düşünüyoruz.<br />

Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından mart<br />

ayının ikinci haftasında açıklanan Ekonomi Reform<br />

Paketi’nde bu konu da vurgulanmış ve çevreye duyarlı<br />

yatırımların finansmanı amacıyla uluslararası<br />

standartlarla uyumlu bir rehber hazırlanacağı ve<br />

yeşil tahvil ve sukuk ihraçlarının teşvik edileceği<br />

açıklandı. SPK olarak Reform Paketi’nde yer alan bu<br />

konudaki çalışmalarımızı en kısa sürede tamamlayarak<br />

enerji şirketlerinin borçlanma yoluyla finansmanında<br />

yen bir ürünü sermaye piyasalarımıza kazandıracağız.<br />

ENERJI ŞIRKETLERININ ÜÇTE IKISI<br />

2020’YI KARLA KAPATTI<br />

Şu anda Borsa İstanbul’daki enerji şirketi sayısı<br />

kaça ulaştı ve nasıl bir performans gösterdiler?<br />

Borsa İstanbul’da işlem gören ve enerji sektöründe<br />

faaliyet gösteren şirket sayısı şuan itibarıyla<br />

19 olup, ilgili şirketler çoğunlukla Borsa İstanbul<br />

A.Ş.’nin Yıldız Pazar ve Ana Pazar’ında işlem görüyor.<br />

Söz konusu şirketlerden üçte biri 2020 yılını dönem<br />

zararı ile kapatırken üçte ikisi dönem karı elde<br />

etmiştir.<br />

Kurula şu ana kadar halka arz için başvuruda<br />

bulunan kaç enerji şirketi var? Bu başvuruların ne<br />

kadarı olumlu sonuçlanabilir?<br />

<strong>2021</strong> yılı içerisinde halka açılma amacıyla Kurulumuza<br />

başvuran 5 enerji şirketi bulunmaktadır.<br />

Söz konusu başvuruların sermaye piyasası mevzuatı<br />

kapsamında incelemesi devam etmekte olup,<br />

sermaye piyasası mevzuatı gereğini yerine getiren<br />

şirketlerin ilerleyen dönemlerde halka açılma ve<br />

borsada işlem görmesi söz konusu olabilecektir.<br />

30 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Yılsonu itibarıyla Borsa İstanbul’daki enerji şirketi<br />

sayısı kaça ulaşacak?<br />

Mevcut durum itibarıyla Borsa İstanbul’da işlem<br />

gören ve enerji sektöründe faaliyet gösteren şirket<br />

sayısının 19 olduğu ve 5 enerji şirketinin halihazırda<br />

Kurulumuz nezdinde halka açılma başvurusunun<br />

incelendiği ve 5 enerji şirketinin ise halka açılma<br />

amacıyla esas sözleşme değişikliğinin Kurulumuzca<br />

uygun görüldüğü dikkate alındığında, <strong>2021</strong> yılsonu<br />

itibarıyla Borsa İstanbul’da işlem görmesi planlanan<br />

enerji şirketi sayısının 25-30’a ulaşması olasılık dahilindedir.<br />

“ELDE EDILECEK FONLARIN NEREDE<br />

KULLANILACAĞI ÇOK ÖNEMLI”<br />

Halka arz için başvuruda bulunan şirketlere<br />

neler önerirsiniz, hangi konulara dikkat etmeleri<br />

gerekir?<br />

Halka arz başvurusunda bulunacak şirketlerin<br />

Kurulumuz mevzuatlarına uyum konusunda hassasiyet<br />

göstermeleri önem taşıyor. Bu kapsamda,<br />

halka arzda yatırımcıların karar vermesine dayanak<br />

teşkil eden en önemli belgenin izahname olması nedeniyle<br />

başvuruda bulunacak şirketlerin izahnamelerini;<br />

ihraççının finansal durum ve performansı ile<br />

geleceğe yönelik beklentilerine, faaliyetlerine, ihraç<br />

edilecek veya borsada işlem görecek sermaye piyasası<br />

araçlarının özelliklerine ve bunlara bağlı hak ve<br />

risklere ilişkin olarak yatırımcıların bilinçli bir değerlendirme<br />

yapmasını sağlayacak nitelikteki tüm<br />

bilgileri içerecek şekilde tutarlı, anlaşılabilir, eksiksiz<br />

ve gerçekçi olarak hazırlamaları gerekiyor.<br />

Önem verdiğimiz bir husus da, halka arzlardan<br />

elde edilecek fonların kullanım yerleridir. Fonların<br />

şirketlerin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlayacak,<br />

karlılıklarını arttıracak ve böylece yatırımcılarına<br />

temettü dağıtma imkanı sağlayacak, istihdam<br />

yaratacak alanlarda kullanılması halka arzdan beklenen<br />

faydanın elde edilmesine vesile olacaktır.<br />

Değinilmesi gereken en önemli hususlardan<br />

birisi de, halka arzlarda hazırlanan fiyat tespit raporları<br />

ve şirket değerlemeleri. Global piyasalarda<br />

olduğu gibi ülkemizde de bireysel yatırımcıların risk<br />

iştahı artmış durumda ve fiyat hareketlerinde ciddi<br />

dalgalanmalar oluyor. Sonraki dönemlerde yaşanabilecek<br />

olası olumsuzlukları önlemek adına aracı<br />

kurumların ve şirketlerin değerleme konusunda<br />

gerekli hassasiyeti göstermelerini bir kez daha dile<br />

getirmek isterim.<br />

Son olarak, şirketlerin sermaye piyasalarını bir<br />

defalık finansman sağladıkları bir mecra olarak görmemeleri,<br />

yatırımcıları ve ilgili diğer paydaşlarıyla<br />

uzun vadeli bir finansman ilişkisine girilen bir alan<br />

olarak görmeleri ve sermaye piyasalarında kalıcı olmayı<br />

hedeflemeleri gerektiğini hatırlatmak isterim.<br />

KURUMSAL YATIRIMCILAR<br />

SÜRDÜRÜLEBILIRLIK YATIRIMLARINA<br />

ILGI GÖSTERIYOR<br />

Borsa yatırımcılarının enerji sektörü hisselerine<br />

olan ilgisini nasıl görüyorsunuz? Yatırımcılar<br />

neden enerji sektörü hisselerini tercih etmeli?<br />

Son bir yıldır artan yatırımcı sayısıyla borsa şirketlerine<br />

ilgi gün geçtikçe artıyor. Ancak yatırımcıların<br />

kısa vadeli bakış açısıyla değil, uzun vadeli düşünerek<br />

yatırım kararlarını almaları önem taşıyor.<br />

Şirketlerin faaliyet gösterdikleri sektör, sektördeki<br />

konumu, faaliyet sonuçları, yatırım yapma sürecinde<br />

dikkatle incelenmeli. Özellikle bireysel yatırımcıların<br />

finansal okur-yazarlık düzeylerini yükseltmeleri ve<br />

yatırım kararı almadan önce profesyonel destek ve<br />

hizmet almalarında fayda görüyorum. Bireysel yatırımcılara,<br />

paylara yatırım yapan fonlar aracılığıyla<br />

yatırım yapmalarının da risk çeşitlendirmesi, birden<br />

fazla paya yatırım yapma imkanını ve risk-getiri durumlarını<br />

optimum seviyelere getirme imkanını barındırdığını<br />

hatırlatmak isterim.<br />

<strong>Enerji</strong> sektörü özelinde şunu söylemek mümkün,<br />

iklim değişikliği, yeşil ekonomi ve yenilenebilir enerji<br />

günümüzün üzerinde en çok konuşulan konuları arasında<br />

yer alıyor. Bu kapsamda, teknolojik gelişmeler<br />

ve çevre konusundaki farkındalık düzeyinin artmasıyla<br />

yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı da<br />

yaygınlaşıyor. Ülkemiz açısından ise yerli kaynakların<br />

geliştirilmesi ve dışa bağımlılığın azaltılmasında<br />

yenilebilir enerji kaynakları önemli bir role sahip.<br />

Yatırımcılar açısından baktığımızda bu konuların sürdürülebilir<br />

performans açısından ele alındığı ve bu<br />

konuların yakın takipçisi olan ve sermaye piyasalarındaki<br />

payı yüzde 80’lere varan kurumsal yatırımcılar<br />

tarafından fon dağılımında özellikle sürdürülebilirlik<br />

yatırımlarının öne çıktığını görüyoruz.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 31


ŞİRKETLER İKİNCİL HALKA ARZLA YENİ KAYNAKLARA ULAŞABİLİYOR<br />

Halka arzın finansman dışında enerji<br />

sektöründeki şirketlere katkıları neler olacaktır?<br />

Halka arzın finansman dışında enerji sektöründeki<br />

şirketlere katkılarını şöyle sayabiliriz:<br />

Likidite: Halka arz edilen payların organize bir<br />

pazarda istenilen zamanda, gerçek arz ve talebe göre<br />

oluşan fiyatlardan, şeffaflık içerisinde alınıp satılmasını<br />

sağlayarak paylara likidite kazandırılmakta, mevcut<br />

ortaklara önemli bir imkan sağlanıyor.<br />

Şirketlerin Tanıtımı: Payları Borsa İstanbul’da<br />

işlem gören şirketler hakkındaki çeşitli bilgiler, Borsa’nın<br />

şeffaflık ve kamuyu aydınlatma işlevi çerçevesinde<br />

veri yayın kuruluşları, basın ve yayın kuruluşları<br />

ile diğer görsel yayın kuruluşları vasıtası ile<br />

yurtiçi ve yurtdışı yatırımcılara sürekli olarak ulaştırılmaktadır.<br />

Söz konusu bilgi dağıtımı şirketlerin<br />

ve şirket ürünlerinin hem yurt içinde hem de yurt<br />

dışında tanınmalarına yardımcı oluyor. Yaygın tanınmanın<br />

sağladığı avantaj çerçevesinde gerek yurt<br />

içi ve gerekse yurt dışında yerleşik bulunan ve aynı<br />

sektörde faaliyette bulunan şirketlerle işbirliğine<br />

gidebilme, ortak girişim oluşturma ve benzeri konularda<br />

çalışmaların yapılabilmesi imkanı doğabilmektedir.<br />

Kurumsallaşma: Ülkemizde faaliyette bulunan<br />

şirketlerin karakteristik özelliği aile şirketi hüviyetine<br />

sahip olmalarıdır. Bu durum genellikle, şirketin<br />

ömrünün kurucu ya da yönetimde söz sahibi olan<br />

aile bireylerinin ömürleriyle sınırlı olmasını beraberinde<br />

getirebilmektedir. Şirketlerin paylarını halka<br />

arz etmeleri ve menkul kıymet borsalarında işlem<br />

görmeye başlamaları SPK ve Borsa İstanbul’un incelemelerini<br />

içeren bir süreç dahilinde gerçekleşiyor.<br />

Halka açılma şirketleri şeffaf olma, kamuyu<br />

doğru ve zamanında bilgilendirme, bağımsız dış denetim<br />

yaptırma, uluslar arası muhasebe standartlarını<br />

uygulama sorumlulukları yüklediği için, söz<br />

konusu şirketler tüketiciler, yatırımcılar, kreditörler<br />

gözünde prestij ve güven kazanıyor. Bu çerçevede<br />

halka açılma ve payların borsada işlem görmesiyle<br />

şirketler, sermaye piyasasının denetim mekanizmaları<br />

sayesinde kurumsal yönetim (corporate governance)<br />

süreçlerini hızlandırmakta ve modern<br />

yönetim tekniklerine daha kısa sürede kavuşabilmektedirler.<br />

İkincil Halka Arz İmkanı: Şirketler sadece birincil<br />

halka arz ile değil, daha sonra da payları işlem<br />

görmekteyken yatırım ve benzeri ihtiyaçları nedeniyle<br />

ortaya çıkan kaynak gereksinimlerini, mevcut<br />

ortaklarının rüçhan haklarını kısıtlamak suretiyle<br />

gerçekleştirebilecekleri ‘İkincil Halka Arz’larla karşılayarak<br />

yeniden finansman imkanı yaratabilirler.<br />

Diğer İmkanlar:<br />

• Payların borsaya kote edilmesi ve borsada işlem<br />

görmesi durumunda firma değerinin ve pay fiyatının<br />

belirlenmesini temin eder.<br />

• Şirketlerin riski dağıtmalarını sağlar.<br />

• Tahvil ve finansman bonosu gibi borçlanma senetleri<br />

ihraçlarında daha yüksek özkaynak hesaplaması<br />

yapılmasına olanak verir.<br />

• Şirketlerin bankalar nezdindeki kredibilitesini<br />

artırmakta, mevcut paylarını teminat olarak kullanmalarını<br />

sağlayarak finansman maliyetleri düşürmektedir.<br />

32 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Borsa İstanbul’da gong<br />

Naturelgaz için çaldı<br />

Türkiye taşımalı doğal gaz pazarının lider şirketi<br />

Naturelgaz bugün borsada işlem görmeye başladı.<br />

1 <strong>Nisan</strong> tarihinde Borsa İstanbul’da gong, başarılı<br />

geçen talep toplama süreci sonunda bireysel<br />

yatırımcılardan 75 kat fazla talep toplayan Naturelgaz<br />

için çaldı.<br />

Gong töreninde konuşan Borsa İstanbul Genel<br />

Müdürü Korkmaz Ergun, “Naturelgaz bu sene işlem<br />

görmeye başlayan üçüncü şirketimiz olmuştur. 293<br />

milyon TL’lik halka arz tutarı ve 210 bin yatırımcıya<br />

yaptığı satış ile çok başarılı bir halka arz gerçekleştirmiştir”<br />

diye konuştu.<br />

Naturelgaz Genel Müdürü Hasan Tahsin Turan<br />

ise, “Bugün şirketimiz için çok anlamlı ve gurur<br />

verici bir gün. Yeni dönemde halka arz ile birlikte,<br />

kurumsal kimliğimizi daha da güçlendirerek sektördeki<br />

öncü konumumuzu sağlamlaştıracağız, yeni<br />

ortaklarımızın ve yatırımcılarımızın güveni ile faaliyetlerimizi<br />

daha da geliştireceğiz” dedi.<br />

Talep toplama sürecinde yatırımcılardan 15,8<br />

milyar TL talep alan Naturelgaz, Borsa İstanbul Yıldız<br />

Pazar’da NTGAZ koduyla işlem görmeye başladı.<br />

Şirketin bireysel yatırımcılar için ayırdığı paylara 75<br />

kat fazla talep gelmişti.<br />

Aydem <strong>Enerji</strong>, SPK başvurusunu yeniledi<br />

Türkiye’nin en büyük entegre enerji şirketlerinden<br />

Aydem <strong>Enerji</strong>’nin yenilenebilir alanında faaliyet<br />

gösteren ve portföyü yüzde yüz yenilenebilir kaynaklardan<br />

oluşan iştiraki Aydem Yenilenebilir <strong>Enerji</strong>,<br />

hisselerinin Borsa İstanbul’da işlem görmesi için<br />

halka arz hazırlıklarına yeniden start verdi. Geçtiğimiz<br />

yıl içinde yaptığı halka arz başvurusunu, salgın<br />

sürecinin yol açtığı belirsizlikler nedeniyle geri çeken<br />

şirket, şimdi paylarının halka arzı için Sermaye<br />

Piyasası Kurulu’na yeniden başvurdu.<br />

Türkiye geneline yayılmış, yenilenebilir enerji<br />

kaynaklarına dayalı 25 elektrik üretim santrali ile<br />

1.020 MW kurulu güce sahip Aydem Yenilenebilir<br />

<strong>Enerji</strong> AŞ, yılda 3 milyar kilovatsaatten (kWh) fazla<br />

elektrik üretiyor.<br />

Aydem Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> A.Ş.’nin halka arzında<br />

konsorsiyum liderliğini Garanti Yatırım, İş Yatırım,<br />

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ile Yapı Kredi Yatırım<br />

üstlenecek. Halk Yatırım, Vakıf Yatırım ve Ziraat<br />

Yatırım ise süreçte eş liderler olarak görev alacak.<br />

Hibrit santrallere ağırlık verecek<br />

Aydem <strong>Enerji</strong> CEO’su İdris Küpeli, yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarının cazibesinin tüm dünyada giderek<br />

arttığını belirterek şirketin bu alandaki potansiyeline<br />

güvendiklerini vurguladı. Aydem Yenilenebilir<br />

<strong>Enerji</strong>’nin sektördeki 25 yılı aşan tecrübesi ve ülkenin<br />

dört bir yanına yayılmış yenilenebilir kaynaklara<br />

dayalı 25 modern santrali bulunduğunu hatırlatan<br />

Küpeli “<strong>2021</strong> yılı içinde hibrit üretim tesisi yatırımlarımızla<br />

portföyümüzün çeşitliliğini artırıyoruz. Teknoloji<br />

tabanlı olarak gelişmeye devam ederek kurulu<br />

gücümüzü geçmişte olduğu gibi artırmayı hedefliyoruz”<br />

dedi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 33


Galata Wind de 4 Mart’ta başvurusunu yaptı<br />

Doğan Holding şirketlerinden, yenilenebilir enerji<br />

türlerinden yalnızca güneş ve rüzgâr kaynaklarıyla<br />

elektrik üreten ve toplamda 269 MW kurulu güce sahip<br />

Galata Wind <strong>Enerji</strong> A.Ş., şirket paylarının halka<br />

arzı kapsamında izahname onayı için 4 Mart <strong>2021</strong><br />

itibarıyla Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurdu.<br />

Galata Wind <strong>Enerji</strong> A.Ş, Doğan Holding’in BM<br />

nezdinde küresel düzeyde yürütülen karbon nötr<br />

ekonomiye geçiş sürecine uyum vizyonunu yansıtan<br />

yatırımlarından biri konumunda. Portföyü yüzde yüz<br />

yenilenebilir kaynaklardan oluşan Galata Wind <strong>Enerji</strong><br />

A.Ş’nin, Bandırma/Balıkesir, Mut/Mersin ve Nilüfer/<br />

Bursa’da üç adet rüzgâr enerji santrali (RES), Çorum<br />

ve Erzurum’da da iki adet güneş enerjisi santrali<br />

(GES) bulunuyor. Faaliyet sonuçları Doğan Holding’in<br />

konsolide finansal tablolarında “Elektrik Üretimi ve<br />

Ticareti” bölümünde sunulan Galata Wind <strong>Enerji</strong> A.Ş<br />

toplam 269 MW kurulu güce sahip.<br />

Biotrend <strong>Enerji</strong>, şirketin yüzde 24.4’ünü halka açacak<br />

Doğanlar Yatırım Holding<br />

A.Ş.’nin enerji iştiraki Biotrend<br />

Çevre ve <strong>Enerji</strong> Yatırımları<br />

(Biotrend <strong>Enerji</strong>), halka<br />

arz sürecini başlattı. Halka<br />

arz süreci ile ilgili aracılık<br />

hizmeti için konsorsiyum eş<br />

liderleri Deniz Yatırım Menkul<br />

Kıymetler ve Türkiye Sınai<br />

Kalkınma Bankası ile el<br />

sıkışan Biotrend <strong>Enerji</strong>, Sermaye<br />

Piyasası Kurulu’na halka arz başvurusunu<br />

gerçekleştirdi.<br />

Başvurunun Sermaye Piyasası Kurulu’na yapıldığını<br />

duyuran Doğanlar Yatırım Holding Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Davut Doğan, halka açılmayı; büyüme<br />

hedeflerini sürdürmek, kurumsal yapıyı güçlendirmek,<br />

şeffaflık ve hesap verebilirlik düzeyini<br />

yükseltmek yönünde stratejik bir adım olarak değerlendirdiklerini<br />

söyledi. Doğan,<br />

“Halka açılmamız, kurumsal<br />

yönetim anlayışının şirket<br />

faaliyetlerine yön vermesine<br />

imkan sağlayacak, potansiyel<br />

müşteriler ve iş ortaklarımız<br />

nezdinde mevcut güvenirliliğimizi<br />

ve saygınlığımızı artıracaktır”<br />

şeklinde konuştu.<br />

İlk yarıda halka arz<br />

planlanıyor<br />

Yüzde 60 sermaye artırımı yüzde 40 ortak satışı<br />

olarak planlanan halka arzda şirketin mevcut 128<br />

milyon TL olan çıkarılmış sermayesi, 22 milyon TL<br />

artırımla 150 milyon TL’ye yükselecek, 14 milyon<br />

666 bin 666 TL tutarında ise ortak satışı gerçekleştirilecektir.<br />

Ayrıca 5 milyon TL nominal değerli pay, ek<br />

satışa konu edilebilecek. Halka açıklık oranı, ek satış<br />

hariç yüzde 24,4 olacak.<br />

34 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


DOSYA<br />

Esen Erkan<br />

Kadınlar enerji sektörünü keşfetti,<br />

büyük bir hızla basamakları tırmanıyor<br />

Bir süre öncesine kadar kamunun tekelinde olan, sadece büyük şirketlerin yatırım yaptığı enerji sektörü,<br />

bugün teknolojiyle birlikte hızlı bir dönüşüm içinde. Yenilenebilir enerjinin artan grafiği, tüketicilerin<br />

de üretici haline gelmesi, elektrik ticaretinin önünün açılmasıyla kadınlar da enerji sektöründe hızla yer<br />

almaya başladı. Haberimizde sektörün çeşitli kademelerinde görev alan kadınların görüşlerinin yanı sıra<br />

şirketlerin yaptığı çalışmaları derledik...<br />

ABD’de tekstil sektöründe çalışan kadınların<br />

‘eşit işe, eşit ücret’ talebiyle başlattıkları eylem, her<br />

8 Mart’ın tüm dünyada ‘Kadınlar Günü’ olarak kutlanmasının<br />

önünü açtı. Türkiye’de de her yıl 8 Mart’ı<br />

Dünya Kadınlar Günü olarak kutlayan ülkeler arasında<br />

yer alıyor. Kadınların sosyal ve iş hayatına<br />

maruz kaldığı ayrımcılık, düşük maaş, kadın olduğu<br />

için erkek meslektaşlarına göre terfilerde yaşadığı<br />

sorun, taciz gibi uzun yıllardır çözülemeyen sorunları<br />

olduğu bilinen bir gerçek. Türkiye de son yıllarda<br />

imza attığı yasal düzenlemelerle kadınların toplumsal<br />

hayatta daha fazla yer alması için önemli çalışmalar<br />

yürütüyor. Bu çalışmalardan biri de kadınların<br />

üretimin, sanayinin çok daha fazla içinde yer alması<br />

ve bugüne kadar ‘erkek işi’ olarak görülen sektörlerde<br />

de farkını ortaya koymasını hedefliyor. <strong>Enerji</strong><br />

de bugüne kadar kadınların çok da rağbet etmediği,<br />

kadın çalışan ve yönetici sayısının oldukça az olduğu<br />

sektörlerden biriydi. Ancak son yıllarda bu alanda<br />

önemli bir mesafe alınmış durumda, özellikle yenilenebilir<br />

enerji ve teknolojinin daha yoğun kullanılması<br />

sektörümüzde kadın istihdamını artıran unsurlar<br />

oldu.<br />

Biz de <strong>Enerji</strong> <strong>Panorama</strong> dergisi olarak sektörümüzdeki<br />

kadın istihdamının geldiği noktayı ortaya<br />

koymak ve bu sayıyı daha da artırmak için neler yapılması<br />

gerektiğini kadınlarla konuştuk.<br />

36 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


“Doktoramı Kasımpaşa’dan aldım”<br />

Çiğdem Besen<br />

GTC <strong>Enerji</strong> Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Çiğden Besen, MIT (Massachusetts Instıtute of Technology) Nükleer Mühendisliği<br />

ve Siyasal Bilimler bölümlerinin ardından yüksek lisansını MIT’de Plazma<br />

Fiziği ile Cambridge Üniversitesi’nde Kalkınma İktisadı konularında yapmış. 1988<br />

yılında ailesinin yaşadığı bir sorun nedeniyle doktorasını yarım bırakıp Türkiye’ye<br />

dönen Besen, ekonomik olarak zor durumda olan tekstil şirketlerini yeniden ayağa<br />

kaldırmış. “Daha sonra sıfırdan tekstilde ihracat aracılığı yaparak Kasımpaşa’da<br />

ticareti öğrendim yani Türkiye’de iş yapma konusunda “Kasımpaşa Doktora”sına<br />

sahibim diyen Besen, enerji sektörüne geçişini şöyle anlatıyor: Asıl eğitimim alanım<br />

nükleer mühendislik olmasına rağmen yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili<br />

çalışma yürütmek istedim. Bu kararı alırken uzun araştırmalar yaptım ve 3 yıl<br />

boyunca güneş enerjisi ile ilgili uluslararası konferanslara ve laboratuvar ziyaretlerine<br />

katıldım. Tekstil boyahanemin de olduğu Adıyaman’da GTC Fotovoltaik<br />

panel fabrikasını açtım. Bugüne dek 100 MW üstü panelimiz Türkiye’de kuruldu ve<br />

başarıyla çalışıyor.<br />

Besen, kadınların enerji sektöründeki istihdamının artırılması için lise ve üniversite<br />

sıralarında özel çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyor. Çeşitli kurslar<br />

ve eğitimlerle kız öğrencilere enerji sektörünün tanıtılması gerektiğini belirten Besen,<br />

istihdamın artması için şu önerilerde bulunuyor: Şirketler yıllık hedefler koymalı.<br />

Erkek-kadın gelir farkları sorgulanmalı, kadın girişimcilerin finansmanına<br />

yönelik destek ve yatırımlar, iş ortaklığı gibi konularda destek verilmeli. Eşitsizliği<br />

gidermek için kadınlara enerji fonlarında erkeklerden daha çok sermaye verilmeli.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 37


“<strong>Enerji</strong> sektöründe dönüşüm kadınların yolunu açtı”<br />

Selen İnal<br />

TurSEFF İş Geliştirme Müdürü<br />

Kasım 2019 tarihinden bu yana Türkiye Sürdürülebilir<br />

<strong>Enerji</strong> Finansman Programı’nın (Tur-<br />

SEFF) İş Geliştirme Müdürü olarak görev yapan<br />

Selen İnal, 2001 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi<br />

Kimya Mühendisliği bölümünden mezun olduktan<br />

sonra Almanya’nın FH-Offenburg Üniversitesi’nde<br />

“Energy Conversion & Management” konulu yüksek<br />

lisans yapmış. İnal, “<strong>Enerji</strong> sektöründeki 19 yıla yakın<br />

kariyerim süresinde; enerji santrali yatırımları,<br />

elektrik ticareti, yenilenebilir enerji, elektrik piyasası<br />

ve mühendislik ve tasarım dahil olmak üzere<br />

sektörün çok farklı alanlarında çalıştım. Doğal gaz<br />

kombine çevrim, hidro, güneş, rüzgar ve atıktan<br />

enerji gibi enerji üretiminin farklı kaynak türleri için<br />

toplamda 2 bin 200 MW’ın üstünde iş geliştirme<br />

yaptım” diyor.<br />

İnal, yenilenebilir enerjiyle dağıtık üretim, tüketim<br />

yerinde üretim gibi kavramlarla enerji üretiminin<br />

tabana yayılması, temiz enerjinin daha kadının<br />

içine sinebilecek bir konsept olması ve küçük/orta<br />

ölçekteki özel şirketin sektöre girebilmesiyle dönüşümün<br />

başladığını düşünüyor ve şunları ekliyor:<br />

Mücadeleyi seven ve pes etmeyen hemcinslerime<br />

enerji sektörünü kesinlikle öneriyorum çünkü dinamik,<br />

gelişime açık ve heyecanlı bir sektör. Ben<br />

yıllar boyunca çok keyif aldım ve almaya devam<br />

ediyorum.<br />

“Kadınların daha görünür olması gerekiyor”<br />

Kadınların “oyunda kalmak” için direnmeleri<br />

gerektiğini düşünen İnal’ın şirketlere ve meslektaşlarına<br />

önerileri ise şöyle: Kariyerin erken dönemlerinde<br />

enerji sektörüne girmiş kadınların orta seviye<br />

yönetici pozisyonları üstüne çıkmaları çok zor oluyor<br />

maalesef çünkü sistem kadının özellik ve ihtiyaçlarını<br />

dikkate alacak şekilde şekillenmemiş. Bunun<br />

zaman içinde değişmesi ve kadını kapsayacak<br />

şekilde gelişmesi gerekiyor. Öte yandan kadınların<br />

en önemli eksiklerinden biri ise “görünür” olmamak.<br />

Yani aslında çoğu zaman arka planda bütün<br />

işleri organize eden destekçi pozisyonlarda başarılı<br />

olsalar da kendileri öne çıkmayı tercih etmeyerek<br />

zihinlerinde kendilerine sınır koyabiliyorlar veya<br />

öne çıkma fırsatını bulamayabiliyorlar. Mesela, en<br />

basitinden artık enerji sektöründe sırf erkeklerin<br />

konuşmacı olduğu paneller, yerini cinsiyet eşit panellere<br />

bırakmalı.<br />

38 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


“Toplantıların 15 dakikası kendimizi<br />

ispat etmekle geçiyor”<br />

2005 yılında Sofia University of National<br />

and World Economy’den mezun olan Ayla Tural,<br />

daha sonra Bahçeşehir Üniversitesi’nde siyaset,<br />

uluslararası ilişkiler ve liderlik eğitimi almış. Ardından<br />

Kemerburgaz Üniversitesi’nde enerji yönetimi<br />

konulu MBA yapan Tural, sektöre 2005 yılında<br />

Erdoğan Demirören’in teklifiyle Demirören<br />

Holding’te saha operasyon koordinatörü olarak<br />

başlamış. “2011 yılında enerji sektöründe bir ilki<br />

başararak ENTSO-e sistemi çerçevesinde, Türkiye’den<br />

Avrupa’ya ilk elektrik enerjisi ihracatını<br />

gerçekleştiren ekibi yönettim” diyen Tural, o tarihten<br />

bu yana sınır ötesi elektrik enerjisi ihracat-ithalat<br />

ve toptan satışı yapıyor. Tural’ın bir<br />

başka özelliği ise uzun yıllar futbol oynamış<br />

olması. “1994-2004 yılları arasında beş farklı<br />

kulüpte ve Türkiye Kadın Milli Futbol Takımı’nda<br />

aktif olarak lisanslı futbol oynadım. Kadın futbol<br />

kulüplerinde yöneticilik yaptım. 2015 yılında<br />

UEFA ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun ortak<br />

düzenlediği eğitim ve sınavlara katılarak UEFA B<br />

Ayla Tural<br />

Celler Elektrik <strong>Enerji</strong>si CEO’su<br />

Antrenörlük lisansı sahibi oldum” diyor.<br />

<strong>Enerji</strong>nin oldukça dinamik bir sektör olduğunu<br />

belirten Tural, “Sizi sürekli dinç ve dinamik<br />

tutuyor. Her gün yeni ve farklı konularda bilgi<br />

edinme fırsatınız oluyor. Risk yönetimi, teknik,<br />

idari, finans, hukuk, muhasebe, gümrükleme,<br />

bankacılık ve daha birçok alanda kendinizi ve<br />

ilgili çevrenizi eğitme imkanınız oluyor. Ülke<br />

ekonomisindeki gelişmeleri daha erken görme<br />

fırsatına sahip olabiliyorsunuz” yorumunu yapıyor.<br />

Dezavantajları da şöyle sıralıyor: İlk olarak<br />

erkek egemen algısının yıkılması gerektiğini düşünüyorum.<br />

<strong>Enerji</strong> ticaretinde faaliyet gösteren<br />

bir kadın yönetici olarak başardığımız ilklerden<br />

bahsettiğimde ilk etapta inanmakta güçlük çeken<br />

karşı cinsten yöneticilerle karşılaştım. Elbette<br />

kısa bir sohbet sonrası algıları tamamen<br />

değişiyor ancak ilk etaptaki ön yargıyı yıkmak<br />

için toplantının ilk 15 dakikasını kendinizi ve<br />

çalışmalarınızı ispatlamak için ekstra efor sarf<br />

etmeniz gerekiyor.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 39


TRAKYA’DA ELEKTRIK<br />

ARIZALARI HASRET<br />

ÇEÇEN’DEN SORULUYOR<br />

Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. (TREDAŞ) Lüleburgaz<br />

İşletme Şefliği arıza görevlisi Hasret Çeçen, 4<br />

yıldır yüksek gerilim hatlarında, elektrik direklerinde<br />

sergilediği cesaretiyle takdir topluyor. Kırklareli<br />

Üniversitesi Lüleburgaz Meslek Yüksekokulu<br />

Elektronik Teknolojileri programından mezun olan<br />

24 yaşındaki Hasret Çeçen (24), TREDAŞ Lüleburgaz<br />

İşletme Şefliğinin işçi alımı ilanına “o erkek işi,<br />

yapamazsın” telkinlerine karşın başvurdu. Mülakatı<br />

geçen Çeçen işe elektrik arıza görevlisi olarak<br />

kabul edildi.<br />

Erkek meslektaşlarıyla arızalara hızla müdahale<br />

eden Çeçen, kimi zaman elektrik direklerine,<br />

kimi zaman yüksek gerilim hatlarına çıkarak arızayı<br />

kısa sürede çözüp bölgeyi enerjiye kavuşturuyor.<br />

Yaz, kış, yağmur, çamur demeden sahada<br />

görev yaptıklarını söyleyen Çeçen, kesintisiz bir<br />

enerji için 7 gün 24 saat esasına dayalı çalıştıklarını<br />

belirtti.<br />

Kadınların üstesinden gelemeyecekleri hiçbir<br />

işin olmadığını vurgulayan Çeçen, şunları söyledi:<br />

Başvurumda “sahada çalışabilir misin?” diye sordular.<br />

Bende “her türlü şartta çalışabileceğimi”<br />

söyledim. Bir kadın olarak her zorluk gibi bunun<br />

da üstesinden gelebileceğimi belirttim.”<br />

KADIN ÇALIŞANLARI<br />

TÜPRAŞ’A GÜÇ,<br />

TÜRKIYE’YE ENERJI KATIYOR<br />

Türkiye’nin en büyük şirketi Tüpraş, faaliyet gösterdiği<br />

erkek egemen enerji sektöründe eşitlikçi ve kapsayıcı<br />

bir iş ortamı oluşturmak için öncü ve örnek çalışmalarına<br />

tüm hızıyla devam ediyor. Dört rafinerisindeki üretim<br />

sahalarında vardiyalı kadın çalışanları istihdam ederek,<br />

enerji sektöründe öncü bir uygulamaya imza atan Tüpraş,<br />

her seviyede ve görevde kadın çalışanlarının sayısını<br />

artırmayı sürdürüyor.<br />

İki yıl önce, ilk kez Batman’da olmak üzere; İzmit, Kırıkkale<br />

ve İzmir rafineri sahalarında vardiyalı kadın operatör<br />

ve teknisyenlerin Tüpraş’a katıldığını ifade eden<br />

Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, “Bugüne kadar<br />

rafineride kadın mühendislerimiz hep vardı ancak<br />

sahada vardiyalı kadın çalışanlarımızın da işe başlaması,<br />

hem sektörümüz hem de şirketimiz adına öncü ve örnek<br />

bir uygulama oldu. Erkek egemen bir iş kolu için bu cesur<br />

adımı atmaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz”<br />

dedi.<br />

Kadın saha teknisyenleri, temel rafinericilik eğitimlerinden<br />

geçerek çalışmalarına başlıyor. Üretimde ve bakımdaki<br />

kadın saha operatör ve teknisyenleri; kara dolum<br />

ünitesi, tanker dolum adaları, araç-sürücü son kontrolleri,<br />

kantar operasyonları, vana operasyonları gibi görevlerde,<br />

enstrüman bakımı kapsamında da sahadaki bakım,<br />

tamirat, kontrol gibi farklı alanlarda sorumluluk alıyor.<br />

40 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


OPET, ‘KADIN GÜCÜ’<br />

PROJESIYLE BÜYÜK BIR<br />

DEĞIŞIM YARATTI<br />

OPET, 2018 yılında Türkiye’de kadın istihdamının<br />

artırılmasına katkıda bulunma hedefiyle “erkek işi”<br />

olarak görülen akaryakıt sektöründe kadınlara daha<br />

fazla çalışma alanı açan örnek bir projeye imza attı.<br />

OPET, her istasyonunda en az iki kadın hedefiyle başlattığı<br />

Kadın Gücü Projesi’yle sektöründe de köklü bir<br />

değişime öncülük etti. “Kadın Gücü” projesiyle bugün<br />

itibariyle gelinen noktada, OPET istasyonlarındaki kadın<br />

çalışan sayısı iki katına ulaştı. Projenin ilk günlerinde<br />

istasyonlarında yaklaşık 1541 kadın istihdam<br />

eden OPET’te, yaklaşık 2,5 yıl gibi bir sürede istasyonlarındaki<br />

kadın çalışan sayısı 3 bine yaklaşıyor.<br />

Projenin başlangıcından bu yana istasyonlarında<br />

çalışan kadın oranında yüzde 69 artış kaydeden OPET,<br />

Türkiye’nin 73 ilinde kadın akaryakıt satış yetkilisi istihdam<br />

ediyor. Projenin başladığı 2018 yılının Mayıs<br />

ayında OPET’teki pompa başında görev yapan kadın<br />

akaryakıt satış yetkilisi sayısı 27’yken bu sayı 2020<br />

sonunda 731’e yükseldi. Kadın market satış yetkilisi<br />

ise 576’dan 945’e ulaştı. Kadın Gücü istihdamı sağlayan<br />

bayi sayısında ise yüzde 224 artış gerçekleşti.<br />

Öte yandan proje kapsamında çalışan kadınlar yüzde<br />

61 oranındaki lise, lisans ve yüksek lisans mezunu.<br />

Kadın çalışanların vardiya amiri, istasyon müdürü gibi<br />

pozisyonlara yükselme şansının da oldukça yüksek<br />

olduğunun altı çiziliyor.<br />

“SHELL’DE KADIN<br />

ENERJISI” SALGINDA DA<br />

HIZ KESMEDEN DEVAM<br />

EDIYOR<br />

Türkiye’de 1923 yılından beri yol emniyeti,<br />

inovasyon, çevre, engelsiz yaşam ve istihdam<br />

programları ile Türkiye’nin gelişimine<br />

katkı sağlamak için kararlı çalışmalarını aralıksız<br />

sürdüren Shell, ‘mesleğin kadını erkeği<br />

olmaz’ yaklaşımıyla sektörde bir dönüşüme<br />

öncülük ederek, “Shell’de Kadın <strong>Enerji</strong>si”nde<br />

üçüncü yılını tamamladı.<br />

2018’in Mart ayında <strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar<br />

Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal<br />

Hizmetler Bakanlığı’nın himayesinde, İŞKUR<br />

iş birliğiyle hayata geçirilen “Shell’de Kadın<br />

<strong>Enerji</strong>si” programı kapsamında, kadınlara<br />

istasyon yöneticisi, ön saha satış elemanı,<br />

market satış elemanı, vardiya amiri, muhasebe<br />

elemanı ve idari işler uzmanı gibi farklı<br />

pozisyonlarda çalışma olanağı sağlanıyor.<br />

Shell’in Türkiye’deki faaliyetlerinin<br />

100’üncü yılı olan 2023’e kadar 5 bin kadına<br />

istihdam sağlanması hedefiyle başlatılan<br />

“Shell’de Kadın <strong>Enerji</strong>si” programı, üçüncü<br />

yılında 3 binden fazla kadını iş hayatına kazandırarak<br />

şimdiden ciddi bir başarıya imza<br />

attı.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 41


UEDAŞ, TRAFOLARI<br />

KADINLAR IÇIN<br />

RENKLENDIRDI<br />

Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da 5 milyonun<br />

üzerinde bir nüfusa elektrik dağıtım hizmeti veren<br />

Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. (UEDAŞ), kadınların<br />

hayatın her alanında yeri olduğuna dikkat çekmek<br />

için trafo boyadı. Sağlık çalışanlarının salgın sürecindeki<br />

mücadelesine dikkat çekmek için trafoları<br />

sağlık çalışanlarının fedakarlığını anlatan özel bir<br />

temayla boyayan UEDAŞ, bu kez Bursa’da Nilüfer’e<br />

bağlı Nilüfer Hatun caddesindeki trafoya kadınları<br />

resmetti. “Kadının Bir Yeri Var Her Yer” başlığı ile<br />

hazırlanan resimde kadınların hayatın her alanında<br />

var olduğuna dikkat çekildi.<br />

AKENERJI, CINSIYET<br />

EŞITLIĞI HEDEFIYLE PWN<br />

ÜYESI OLDU<br />

Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki elektrik santralleriyle<br />

ülkenin enerji ihtiyacının yüzde 3’ünü<br />

üreten Akenerji, iş hayatında cinsiyet eşitliğini<br />

güçlendirmek amaçlı çalışmalarına bir yenisini<br />

daha ekledi. Akenerji, kadınların iş hayatında sürdürülebilir<br />

bir şekilde var olmalarını sağlamak ve<br />

liderler olarak yükselmelerini desteklemek gibi<br />

önemli misyonlara sahip Professional Women’s<br />

Network’e (PWN İstanbul) kurumsal üye oldu.<br />

<strong>2021</strong> itibarıyla, Akenerji genel merkezinde kadın<br />

yönetici oranı yüzde 42, kadın çalışan oranı ise<br />

yüzde 50 seviyesinde bulunuyor. Akenerji Genel<br />

Müdürü Serhan Gençer, iş hayatında cinsiyet dengesi<br />

ile fırsat eşitliğini bir şirket politikası olarak<br />

benimsediklerini ve bu konuda çalışan sivil toplum<br />

kuruluşlarına aktif olarak desteklerini sürdüreceklerini<br />

belirtti. Gençer, “İş hayatında cinsiyet<br />

dengesine ulaşmayı hızlandırmak gibi önemli<br />

bir vizyonla hareket eden Professional Women’s<br />

Network’e kurumsal üye olarak destek vermekten<br />

mutluluk duyuyoruz. Akenerji olarak genel merkezimizde<br />

yakaladığımız yüzde 42’lik kadın yönetici<br />

oranımızın da konuyu ne derece içselleştirdiğimizi<br />

anlatması bakımından kıymetli buluyoruz” açıklamasında<br />

bulundu.<br />

AYDEM PERAKENDE, KADIN YÖNETICI ORANI EN YÜKSEK<br />

ŞIRKETLER ARASINDA YER ALDI<br />

Ege Bölgesi’nin görevli elektrik tedarik şirketi Aydem<br />

Perakende, kadın yönetici istihdamında büyük bir<br />

başarıya imza attı. Inbusiness Dergisi’nin gerçekleştirdiği<br />

‘’İş’te Kadının Yükselişi Araştırması’’nın sonuçlarına<br />

göre Aydem Perakende, orta kademede çalışan<br />

kadın yönetici oranı en yüksek şirketler arasında yer<br />

aldı. Derginin “100 Şirketin Üst Yönetim Kademesinde<br />

Kadının Yükselişi” listesinin 1.000 kişiye kadar çalışanı<br />

olan şirketler kategorisinde yüzde 45.24 puanla 11. sırada<br />

yer aldı.<br />

Aydem Perakende Genel Müdürü Çağdaş Demirağ,<br />

kadınların çalışma hayatına katılımını desteklediklerini<br />

ve yöneticilik düzeyinde sayılarını artırmaya da büyük<br />

önem verdiklerini vurguladı. Araştırmanın sonuçlarını<br />

değerlendiren Demirağ şunları söyledi: Bugün yüzde<br />

65’e yakın kadın çalışan ve yüzde 46’ya yakın yönetici<br />

oranımızla, kadın istihdamına yaptığımız katkılardan<br />

dolayı gururluyuz. Orta kademe yöneticilerimizi üst<br />

kademeye; iş hayatına yeni başlayan, alanlarında uzman<br />

ekip arkadaşlarımızın orta kademe yöneticiliğe<br />

çıkması için mentorluk ve eğitim programları uyguluyoruz.<br />

Cinsiyet eşitliğinin ve kadın çalışan istihdamının<br />

bir politika olmanın ötesinde, kurumsal sorumluluk olduğu<br />

yaklaşımını benimsiyoruz.<br />

42 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM<br />

Z. Işık Adler<br />

Türkiye’nin enerji devlerinin<br />

gözü Orta Avrupa ve Afrika’da<br />

Uludağ Ekonomi Zirvesi kapsamında düzenlenen “<strong>Enerji</strong>de Yeni Dengeler” başlıklı panelde konuşan<br />

Türkiye’nin önemli enerji şirketlerinin yöneticileri, <strong>2021</strong> planlarını anlattı. Zorlu <strong>Enerji</strong>, Orta Avrupa’ya<br />

elektrikli şarj istasyonları kuracak, Doğanlar Holding ise Balkanlar ve Afrika’nın çöpünü işleyecek. Galata<br />

Wind, yenilenebilir kapasitesini yurt dışında büyütmeye hazırlanırken Star ve PETKİM’in hedefi de<br />

bölgenin en büyük oyuncusu olmak...<br />

Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ilk gününde düzenlenen<br />

“<strong>Enerji</strong>de Yeni Dengeler” başlıklı oturumda<br />

özel sektör, Türkiye’de ve dünyada değişen enerjinin<br />

yeni trendlerini konuştu. Moderatörlüğünü Global<br />

Resources Partnership Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Mehmet Öğütçü’nün yaptığı oturuma SOCAR Türkiye<br />

Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Başkanı Anar<br />

Mammadov, <strong>Enerji</strong> Ticareti Derneği Yönetim Kurulu<br />

Başkanı ve Doğan <strong>Enerji</strong> CEO’su Burak Kuyan, Doğanlar<br />

Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan,<br />

Sanko <strong>Enerji</strong> CEO’su Hakan Yıldırım ile Zorlu<br />

<strong>Enerji</strong> CEO’su Sinan Ak katıldı.<br />

Moderatör Mehmet Öğütçü açılışta yaptığı konuşmada,<br />

önemli bir dönüşüm sürecinin içinde<br />

olunduğunu belirterek “Bu dönüşüm gündemimize<br />

Kovid-19’la gelmedi, daha öncesinde de fosil yakıtlardan<br />

temiz enerjiye, yeşil ekonomiye geçişi konuşuyorduk.<br />

Ancak küresel salgınla bu dönüşümün<br />

daha hızlı yaşandığına tanık olduk” dedi. Geçen yıl,<br />

dünyada enerji sektörüne 1.5 trilyon dolar yatırım<br />

44 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


yapıldığını, bu miktar içinde her 10 doların 7’sinin<br />

yenilenebilir ve hidrojene olduğunu ifade eden<br />

Öğütçü, sözlerini şöyle sürdürdü: Ancak hala 2050<br />

senaryolarında tüketimin yüzde 50’sinin fosil yakıtlardan<br />

sağlanacağı öngörüsü yapılıyor. Buna karşın,<br />

başta Çin olmak üzere diğer ülkelerde başlayan sıfır<br />

karbon yaklaşımı, yenilenebilir enerjiye ve yeni teknolojilere<br />

ilgiyi yoğunlaştıracak. Artık fosil yakıtların<br />

jeopolitiğini değil, yenilenebilir enerjinin, lityumun<br />

jeopolitiğini konuşacağız. Bu da şirketlerin de değişmesini<br />

getirecek. Bu değişime ayak uyduramayanlar<br />

sistemin dışına çıkacak, finansmana ulaşmakta zorluk<br />

yaşacak ve ayakta kalması mümkün olmayacak.<br />

Doğan <strong>Enerji</strong>, halka arzın ardından rotasını<br />

yurt dışına çevirecek<br />

Bünyesindeki Galata Wind adlı şirketiyle halka<br />

açılma başvurusu yapan Doğan <strong>Enerji</strong>, yılın ikinci<br />

yarısında yurt dışındaki yatırımlara odaklanacak.<br />

Panelde şirketlerinin gelecek planları hakkında bilgi<br />

veren Doğan <strong>Enerji</strong> CEO’su Burak Kuyan, 2020’de<br />

salgın nedeniyle sektörün bugüne kadar hesap yaparken<br />

kullandığı parametrelerin geçerliliğini yitirdiğini,<br />

matematiğin çalışmadığı bir dönem yaşandığını<br />

ifade ederek “Uzun vadeli plan yapamaz hale geldik.<br />

Adeta papatya falı gibi hastalık azalır mı artar mı, aşı<br />

ne zaman gelir gibi parametreleri kullanmaya başladık”<br />

dedi. Rüzgar ve güneş santrallerinin YEKDEM<br />

kapsamında olması nedeniyle bu dalgalanmadan<br />

şirket olarak çok etkilenmediklerini söyleyen Kuyan,<br />

“Doğan Grubu olarak yaptığımız çalışmalarda<br />

gelecekte dünya nereye evrilecek, hangi işler ortaya<br />

çıkacak tahminleri yapıyoruz. Görüyoruz ki bir<br />

zamanlar sadece sosyal sorumluluk olarak görülen<br />

‘sürdürülebilirlik’ artık iş planı, kar zarar merkezini<br />

yönetme noktası haline geldi. 2012’de başladığımız<br />

yenilenebilir enerji yolculuğumuzda 270 MW’lık bir<br />

kapasiteye ulaştık. Bu yıl mevcut kapasitemizi artıracak<br />

ve sadece Türkiye değil, dünya oyuncusu olacağız”<br />

dedi.<br />

Doğanlar, Afrika ve Balkanlar’ın çöpünü<br />

‘pırlanta’ya çevirecek<br />

Biyogaz ve biyokütle alanında yatırımları olan<br />

Doğanlar Holding de hem halka arz hem de yurt dışı<br />

planları yapıyor. Doğanlar Holding Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Davut Doğan, HES yatırımları ile başladıkları<br />

enerji yolculuklarını biyogaz ve biyokütleye yo-<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 45


ğunlaştırdıklarını ve şu anda ülkenin farklı yerlerindeki<br />

12 tesisle faaliyet gösterdiklerini anımsatarak,<br />

“30 Haziran’a kadar portföyümüze 5 tesis daha ekleyerek<br />

190 MW’ın üzerine çıkacağız” dedi.<br />

Halka arz için Sermaye Piyasası Kurulu’ndan<br />

da onay aldıklarını belirten Doğan, bu sürecin mayıs-haziran<br />

aylarında tamamlanacağını ve yılın ilk<br />

yarısında işlem görmeye başlayacaklarını da sözlerine<br />

ekledi.<br />

Çöp denince insanların kafasında olumsuz bir<br />

algı oluştuğunu ancak çöpün ‘sıfır atık’ yaklaşımıyla<br />

bir ‘pırlanta’ olabileceği yorumunu yapan Doğan,<br />

“Biz sadece çöp işlemiyoruz, çöpleri ayrıştırıp içindeki<br />

ürünleri satıyoruz. Bazı bölgelerde sıcak su satışı<br />

yapıyoruz, bazı bölgelerde seracılık. Türkiye’de<br />

orman ve zirai atıkların değerlendirileceği büyük bir<br />

potansiyel var, bu alanlara odaklanıp yeni kaynaklar<br />

yaratacağız” dedi.<br />

Doğanlar’ın bu yılki yatırım planları arasında<br />

yurt dışı da var. Davut Doğan, “Özellikle Balkan ülkelerinin<br />

katı atıklarıyla ilgileniyoruz, bu bölge için<br />

çalışmalarımız sürüyor. Odaklandığımız ikinci yer<br />

ise Afrika olacak. Burada da Senegal’i ikinci ülkemiz<br />

olarak seçtik. Her iki bölgenin de çöp ve diğer<br />

atıklarını, Türkiye’deki yaklaşımımızla değerlendirip<br />

büyümeyi planlıyoruz” şeklinde konuştu.<br />

Zorlu <strong>Enerji</strong>, şarj istasyonlarını Doğu<br />

Avrupa’ya taşıyacak<br />

Kovid-19 salgını nedeniyle 2020’yi yeni yatırımlara<br />

hazırlık yılı olarak geçirdiklerini söyleyen Zorlu<br />

<strong>Enerji</strong> CEO’su Sinan Ak, “Yurt içine dönük hedefimiz,<br />

şu an en büyüğü olduğumuz jeotermal enerjide kapasitemizi<br />

artırmak. Zaten artık dünyanın birçok<br />

yerinde yeni termik ya da doğal gaz santrali kurulumu<br />

yok denecek kadar azalacak. Artık dijitalizasyon,<br />

hidrojen, elektrikli araçlar konuşulacak. Biz de<br />

geçen yıl bu alanda ciddi yatırım yaptık ve 1000 lokasyonla<br />

Türkiye’nin en büyük şarj istasyonu ağını<br />

oluşturduk” dedi.<br />

Kısa süre sonra bu rakamın yetmeyeceğini, çok<br />

daha fazla lokasyona ihtiyaç olacağını belirten Ak,<br />

bu alandaki planları hakkında şu bilgileri verdi: Önümüzdeki<br />

yıllarda hem Türkiye hem de yurt dışında<br />

bu alanda yeni aktivitelerimiz olacak. Bu yatırımımızı<br />

yurt dışına da açacağız, öncelikli olarak santrallerimizin<br />

olduğu İsrail ve Pakistan ile başladık.<br />

Kıbrıs’ta altyapıyı oluşturduk. Şimdi Orta Avrupa ülkelerini<br />

inceliyoruz, yakın zamanda bu bölgede de<br />

adımlarımızı duyacaksınız.<br />

Sanko, 2020’de 200 MW’ı devreye aldı<br />

Sanko <strong>Enerji</strong> CEO’su Hakan Yıldırım da panelde<br />

yaptığı konuşmasına, enerji sektörü çalışanlarına<br />

salgın dönemindeki fedakarlığı nedeniyle teşekkür<br />

ederek başladı. Geçen yıl sektörün 2 bin 900 MW’lık<br />

yeni kapasite sağladığını, Sanko <strong>Enerji</strong>’nin de 200<br />

MW’la bu rakama destek olduğunu belirten Yıldırım,<br />

“Bazı insanlar evlerinden çıkamadı ancak sağlık<br />

çalışanları, hizmet sektörü çalışanları evlerine gidemedi.<br />

Biz enerji sektörü çalışanları da hem yatırımlar<br />

hem de hizmetin aksamaması için evimize<br />

gidemeyenlerden olduk” dedi.<br />

Sanko <strong>Enerji</strong> olarak dünyadaki iklim değişikliği<br />

ve teknolojik dönüşüm trendini merkezlerine alarak<br />

gelecek stratejilerini yaptıklarını ifade eden Yıldırım,<br />

“Yenilenebilir enerjide Türkiye’nin en büyük şirketi<br />

olmak istiyoruz. Bunu yaparken dijital dönüşümünü<br />

tamamlamamış, en fazla kadın çalışanı olan, müşteri<br />

ve çalışan memnuniyetine sahip şirket unvanını<br />

da elde etmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.<br />

Star Rafineri ve PETKİM, bölgesel oyuncu<br />

olacak<br />

SOCAR Türkiye’nin son yıllarda Türkiye’ye yapılan<br />

en büyük yabancı yatırımı unvanını taşıyan Star Rafineri,<br />

2020 yılında kapasitesini artırarak çalışmaya<br />

devam etti. SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya<br />

İş Birimi Başkanı Anar Mammadov, salgında dünya<br />

çapındaki birçok rafinerinin faaliyetlerini durdurduğunu<br />

ya da kapasitesini düşürdüğünü belirterek,<br />

“Biz PETKİM ile entegre yapımız sayesinde bu sorunu<br />

yaşamadık. Rafinerideki jet yakıtı kapasitemizi<br />

motorine çevirdik ve PETKİM’in nafta ihtiyacını karşıladık.<br />

Bu sayede ithalatın tamamen durma noktasına<br />

geldiği Türkiye’de petrokimya sektörüne destek<br />

olduk” dedi.<br />

Petrokimya sektöründe büyük fırsatlar gördüklerini<br />

belirten Mammadov, “Stratejimizin temelinde<br />

petrokimya hep olacak. Bizim için en büyük piyasa<br />

Türkiye. Öncelikli olarak iç piyasanın ihtiyacını karşılayacağız<br />

ancak bu yıl hem Star hem de PETKİM<br />

olarak ihracata da ağırlık vereceğiz, bölgenin en büyük<br />

oyuncusu olma hedefimiz var” yorumunu yaptı.<br />

46 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


YEŞİL ENERJİ<br />

Yeşil hidrojen, Türkiye’nin<br />

yıllık nihai enerji talebinin<br />

yüzde 5’ini karşılayabilir<br />

SHURA <strong>Enerji</strong> Dönüşümü Merkezi ve Bilkent <strong>Enerji</strong> Politikaları Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan<br />

“Türkiye’nin Ulusal Hidrojen Stratejisi için Öncelik Alanları” raporu açıklandı. Yeşil hidrojen için gerekli<br />

stratejilerin ana başlıklarının belirlendiği raporun hedefi, Türkiye’nin ulusal yeşil hidrojen stratejisinin<br />

oluşturulmasına katkıda bulunmak...<br />

23 Mart’ta düzenlenen online etkinliğe SHURA<br />

<strong>Enerji</strong> Dönüşümü Merkezi Direktörü Dr. Değer Saygın,<br />

MIT <strong>Enerji</strong> Girişimi’nden Dr. Emre Gençer, ODTÜ Makina<br />

Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender<br />

Gökalp, Bilkent <strong>Enerji</strong> Politikaları Araştırma Merkezi’nden<br />

Barış Sanlı ve Dr. Sohbet Karbuz katıldı.<br />

‘Türkiye’nin Ulusal Hidrojen Stratejisi için Öncelik<br />

Alanları’ raporunda, daha çok kimya ve petrokimya<br />

ürünlerinin hammaddesi olan hidrojenin kullanım alanlarının<br />

genişlediği ve dünyada, farklı sektörlerde enerji<br />

taşıyıcısı olarak kullanılmak üzere vizyon ve strateji<br />

oluşturulduğu vurgulanıyor. Bunlar arasında imalat endüstrisinde<br />

demir, çelik ve çimento üretimi, yük taşımacılığı<br />

ve hidrojeni doğal gazın şebekelerine eklenmesi<br />

gibi ivme kazanan yeni alanlar yer alıyor.<br />

SHURA <strong>Enerji</strong> Dönüşümü Merkezi Direktörü Dr.<br />

Saygın, yeşil hidrojen kullanımının yaygınlaşması için<br />

en önemli unsurun üretim maliyetlerinin düşmesi olduğunu<br />

vurguladı. Saygın, “Küresel seviyedeki değerlendirmeler,<br />

maliyet rekabet gücünün üretilen yeşil hidrojenin<br />

kilogram başına yaklaşık 2-3 dolarlık seviyede<br />

olacağını gösteriyor. Bunun için elektrolizör ilk yatırım<br />

maliyetlerini düşürecek teknolojideki öğrenimi hızlandırmak,<br />

yenilenebilir enerji maliyetlerinde düşüşün<br />

devamı, elektrolizör kapasitesinin en optimum ölçüde<br />

kullanımı ve elektrolizör verimliliğinin artırılması gerekiyor”<br />

diye konuştu.<br />

“Yüzde 5’lik karışım 500 milyon dolarlık<br />

tasarruf sağlayabilir”<br />

Saygın, doğal gaz şebekesinde yapılacak yüzde 5’lik<br />

karışımın, yılda 2,5 milyar metreküp, yaklaşık 500 milyon<br />

dolara eşdeğer doğal gaz ithalat maliyetini ortadan<br />

kaldırılabileceğini de vurgulayarak “Türkiye nüfusunun<br />

yaklaşık üçte ikisini temsil eden 53 milyon aktif kullanıcı<br />

başta olmak üzere, diğer sektörlerdeki taleple birlikte<br />

yıllık ortalama toplam 50 milyar metreküp doğal<br />

gazı ülkenin farklı noktalarına taşıyor. Bu sektörlerde<br />

kullanılan fosil yakıtları ikame edecek düşük karbonlu<br />

çözümler sınırlı ve şu anda maliyetli olduğundan, bu<br />

alanlar Türkiye’nin enerji dönüşümünde zorluk teşkil<br />

ediyor” dedi.<br />

Rapora göre, yenilenebilir enerji kaynak bazlı yeşil<br />

hidrojenin, enerjiyi son tüketen sektörlerin dönüşümünde<br />

önemli bir fırsat sağlayabilir. Türkiye’de fosil<br />

kaynaklı yakıtları en yoğun tüketen imalat, binalar, ulaşım<br />

ve doğal gaz sektörü gibi alanlarda 1,6 milyon ton<br />

yani 4,6 milyon ton eşdeğer petrol seviyesinde yeşil<br />

hidrojen potansiyeli olup Türkiye’nin 2018’deki toplam<br />

nihai enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 5’i yeşil hidrojenle<br />

ikame edilebilir.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 47


ARAŞTIRMA<br />

<strong>Enerji</strong>de en büyük üretici EÜAŞ,<br />

özel sektörün lideri ise ENKA<br />

<strong>Enerji</strong> Günlüğü ve Kearney tarafından bu yıl ikincisi hazırlanan “MW100 - Türkiye’nin En<br />

Büyük 100 Elektrik Üreticisi” araştırmasının sonuçları açıklandı. Türkiye’nin en büyük elektrik<br />

üreticisi 20.981 MWe’lik kurulu gücüyle EÜAŞ oldu. Özel sektörün en büyüğü ise ENKA...<br />

<strong>Enerji</strong>sa Üretim, araştırmada 3 bin 608 MWe’lik kurulu gücüyle en büyük üçüncü elektrik<br />

üreticisi konumunda yer aldi. <strong>Enerji</strong>sa, ilk üç arasında en dengeli kaynak dağılımına sahip<br />

oyuncu olarak dikkat çekiyor<br />

48 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


<strong>Enerji</strong> Günlüğü ile uluslararası danışmanlık<br />

şirketi Kearney’in hazırladığı “MW100 <strong>2021</strong> - Türkiye’nin<br />

En Büyük Elektrik Üreticileri Raporu”nun<br />

ikincisi yayınlandı. Sektörün önde gelen aktörlerinin<br />

de katılımıyla yapılan çevrimiçi toplantıyla duyurulan<br />

MW100 <strong>2021</strong> Raporu, <strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme<br />

Kurumu’nun (EPDK) 31 Aralık 2020 tarihli verilerinden<br />

hareketle hazırlandı.<br />

MW100 <strong>2021</strong> listesinin zirvesinde devlete ait<br />

Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) yer alıyor.<br />

MW100 araştırmasına göre EÜAŞ’a bağlı santrallerin<br />

20 bin 981 MWe’lik kurulu gücü bulunuyor. Bu<br />

kapasite, Türkiye’nin 95 bin 890 MWe’lik toplam kurulu<br />

üretim kapasitesinin yüzde 22’sini oluşturuyor.<br />

Listenin ikinci sırasında ise 3 bin 830 MWe’lik kurulu<br />

güce sahip ENKA bulunuyor.<br />

Sabancı Holding ile Alman E.ON ortaklığı <strong>Enerji</strong>sa<br />

Üretim, MW100 Araştırması’nda 3 bin 608 MWe’lik<br />

kurulu gücüyle en büyük üçüncü elektrik üreticisi<br />

konumunda yer alıyor. <strong>Enerji</strong>sa, ilk üç arasında en<br />

dengeli kaynak dağılımına sahip oyuncu olarak dikkat<br />

çekiyor. MW100’e göre <strong>Enerji</strong>sa’nın üretim portföyünde<br />

1583 MWe’lik doğal gaz, 450 MWe’lik yerli<br />

kömür, 1.353 MWe’lik hidroelektrik, 211 MWe’lik de<br />

rüzgâr santrali var.<br />

İlk 10’da kurulu güç artışının lideri Limak<br />

<strong>Enerji</strong> oldu<br />

MW100 araştırmasının dördüncü sırasında 2 bin<br />

818 MWe’lik kurulu gücüyle Eren <strong>Enerji</strong>, beşinci sırasında<br />

ise 2 bin 737 MWe’lik kurulu gücüyle Çelikler<br />

Holding yer alıyor. Cengiz <strong>Enerji</strong> 2 bin 715 MW ile altıncı,<br />

Limak <strong>Enerji</strong> 2 bin 576 MW ile yedinci, Aydem<br />

<strong>Enerji</strong> 1964 MW ile sekizinci, İÇDAŞ 1669 MW ile dokuzuncu,<br />

Bilgin <strong>Enerji</strong> 1577 MW ile 10’uncu sıradaki<br />

yerlerini korumayı başardı. İlk 10 içinde kurulu gücünü<br />

en çok arttıran oyuncu unvanı da Limak <strong>Enerji</strong>’de.<br />

EN BÜYÜK 100 ELEKTRİK ÜRETİCİSİ<br />

Sıralama<br />

2020<br />

Şirketler<br />

Kapasite<br />

(Mwe)<br />

1 EÜAŞ 20.981<br />

2 ENKA 3.830<br />

3 <strong>Enerji</strong>sa 3.608<br />

4 Eren <strong>Enerji</strong> 2.818<br />

5 Çelikler Holding 2.737<br />

6 Cengiz <strong>Enerji</strong> 2.715<br />

7 Limak <strong>Enerji</strong> 2.576<br />

8 Aydem <strong>Enerji</strong> 1.964<br />

9 İÇDAŞ 1.669<br />

10 Bilgin <strong>Enerji</strong> 1.577<br />

(31.12.2020 itibarıyla kurulu toplam üretim kapasiteleri)<br />

“<strong>Enerji</strong> okuryazarlığını yükseltmemiz<br />

gerekiyor”<br />

<strong>Enerji</strong> Günlüğü Genel Yayın Yönetmeni Mehmet<br />

Kara, MW100 Araştırma Raporu’na ilişkin değerlen-<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 49


dirmesinde, Türkiye elektrik sektöründeki bilgi<br />

birikiminin giderek artıp derinleştiğini söyledi.<br />

“Tabii yine de enerji okur yazarlığını arttıracak<br />

çalışmalara ihtiyaç var” diyen Kara şöyle devam<br />

etti:<br />

“Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de<br />

enerji konusunda ihtiyaç duyulan farkındalık,<br />

sadece enerji fiyatlarıyla sınırlı kalmayıp, hayatın<br />

tüm alanlarını kapsayacak şekilde, sürdürülebilirlik<br />

yaklaşımıyla gelişmeli. Yani temiz<br />

çevre, iklim değişikliği, makro ekonomik dengelerle<br />

enerji arasındaki ilişkiler gibi konulara<br />

da yeterli hassasiyetin gösterilmesini sağlayacak<br />

bir toplumsal algıya ihtiyaç var. Bu konuda<br />

hem enerji sektörü oyuncularına hem de<br />

medya sektörüne ciddi görevler düşüyor. <strong>Enerji</strong><br />

Günlüğü olarak bu konuda iş birliklerine her<br />

zaman hazır olduk ve olacağız.”<br />

HİDROELEKTRİK EN BÜYÜK<br />

KAYNAK OLMAYI SÜRDÜRÜYOR<br />

Kapasite artışının yüzde 95’i<br />

yenilenebilirden geldi<br />

Kearney Türkiye Yönetici Ortağı Onur Okutur<br />

da MW100 <strong>2021</strong> Raporu’nu değerlendirirken<br />

Türkiye elektrik sektörünün salgın şartları<br />

altında bile toplam kapasitesini yüzde 5 arttırarak<br />

finansal ve teknik sağlamlığını bir kez daha<br />

dünyaya gösterdiğini söyledi. Okutur, “Türkiye<br />

elektrik sektöründeki kapasite artışının yüzde<br />

95’i yenilenebilir kaynaklarıyla gerçekleşti.<br />

Böylece bu kaynakların toplam kapasitedeki<br />

payı yüzde 51,5’e yükseldi. Türkiye 2020’de<br />

yüzde 43’lük yenilenebilir enerji üretim payıyla<br />

dünyadaki pek çok gelişmiş ekonomiyi geçti ve<br />

bu doğrultuda çevre ve sürdürülebilirlik odaklı<br />

bir enerji yönetimi uyguladığını bir kez daha<br />

göstermiş oldu” dedi.<br />

Elektrik üreticilerinin 31 Aralık 2020 tarihi itibarıyla<br />

sahip oldukları kurulu güçlerine göre yapılan<br />

“MW100, Türkiye’nin En Büyük 100 Elektrik Üreticisi<br />

Araştırması”nda yer alan şirketlerin toplam<br />

kurulu gücü 79 bin 420 MWe’ye ulaşıyor. Bu kapasite,<br />

MW100 şirketlerinin Türkiye’nin toplam<br />

kurulu üretim kapasitesinin yüzde 83’ünü oluşturuyor.<br />

MW100 şirketlerinin kurulu güçlerinin kaynak<br />

bazında dağılımı incelendiğinde doğal gazla hidroelektriğin<br />

son yıllarda olduğu gibi önde olduğu<br />

görülüyor. Bu iki kaynaktan hidroelektrikte 26 bin<br />

439 MWe, doğal gazda ise 23 bin 561 MWe kurulu<br />

üretim kapasitesi bulunuyor. Hidroelektrik ve doğal<br />

gazı, 19 bin 510 MWe’lik kurulu güçle kömür<br />

izliyor. MW100 şirketlerinin yerli kömürde 12 bin<br />

241 MWe, ithal kömürde ise 7 bin 192 MWe’lik kurulu<br />

kapasiteleri bulunuyor. Son yıllarda büyük<br />

yatırım yapılan ve hızla büyüyen yenilenebilir<br />

enerji kaynağı rüzgar ise 7 bin 417 MWe’lik kurulu<br />

kapasiteyle kömürün arkasında yer alıyor.<br />

50 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Yerel, Ulusal ve Küresel<br />

Yeşil Düzen için...<br />

IRENEC <strong>2021</strong><br />

11. ULUSLARARASI<br />

%100 YEN‹LENEB‹L‹R<br />

ENERJ‹ KONFERANSI<br />

20-22 MAYIS <strong>2021</strong><br />

Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> topluluğu, yeşil ve<br />

sürdürülebilir bir gelecek vizyonuyla hızla<br />

büyüyor ve gelişiyor. EUROSOLAR Türkiye’nin<br />

rolü, bu hareketi desteklemek, en iyi<br />

uygulamaları paylaşmak için ve bölgesel,<br />

ulusal, küresel düzeylerde etkinleştirici<br />

politikaları teşvik etmek için bir platform<br />

sağlamaktır.<br />

11. Uluslararası %100 Yenilenebilir <strong>Enerji</strong><br />

Konferansı, yarın hayatımızı etkileyebilecek<br />

yeni teknolojileri ve yenilikleri teşvik etmek<br />

için küresel yenilenebilir enerji trendleri<br />

etrafında konferans konularını yeniden<br />

düzenledi. Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Entegrasyonu,<br />

Avrupa Yeşil Düzeni, <strong>Enerji</strong> Dönüşümü<br />

2050 ve Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Teknolojileri ve<br />

Uygulamaları bu yılın ana konuları olacak.<br />

Bilgi birikiminizi derinleştirmek ve tecrübelerinizi<br />

paylaşmak için IRENEC <strong>2021</strong> Online’a katılın!<br />

www.irenec.org • www.eurosolar.org.tr • www.poweringcommunities.org


DÜNYA GÜNDEMİ<br />

Esen Erkan .<br />

2050’ye kadar enerji geçişine<br />

131 trilyon dolar harcanmalı<br />

IRENA raporuna göre, yenilenebilir enerji, yeşil hidrojen ve modern biyoenerji gelecekte enerji dünyasına<br />

hakim olacak. Paris Anlaşması’nın sıcaklık artışını 1,5 °C ile sınırlama hedefine ulaşmanın yolunu gösteren<br />

rapor, 2050’ye kadar enerji geçişine 131 trilyon dolar harcanması gerektiğini belirtiyor...<br />

<strong>2021</strong> Kasım ayında Glasgow’da yapılacak Birleşmiş<br />

Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26)<br />

öncesi yayınlanan IRENA’nın Dünya <strong>Enerji</strong> Geçişi Görünümü<br />

Raporu, küresel sıcaklığın 1,5 °C’ye yükselmesini<br />

kontrol altına almak ve geri dönüşü olmayan<br />

küresel ısınmayı durdurmak için enerji geçiş çözümleri<br />

öneriyor. 2050’deki karbondan arındırma çözümlerinin<br />

yüzde 90’ının doğrudan düşük maliyetli<br />

elektrik, verimlilik ve yeşil hidrojenin temini yoluyla<br />

yenilenebilir enerji içereceği belirtiliyor. Biyoenerji<br />

ile birlikte karbon yakalama ve giderme teknolojileri<br />

de net sıfır enerji sistemine geçişte karbondioksitin<br />

azaltılmasını sağlayacak.<br />

IRENA, 2050 yılında küresel enerjideki yenilenebilir<br />

enerjinin payının üç katına çıkarak zirveye<br />

yükseleceğini öngörüyor. Aynı zamanda, petrol ve<br />

kömür tüketiminde hızlı bir azalmayla fosil yakıt<br />

kullanımında yüzde 75’ten fazla düşüş bekleniyor.<br />

Doğal gazın ise 2025 civarında zirveye ulaşırken<br />

2050 yılına kadar kalan en büyük fosil yakıt olacağı<br />

belirtiliyor.<br />

S&P endeksinde fosil yakıt yüzde 3’ün altına<br />

geriledi<br />

Rapor, finansal piyasaların sermayeyi fosil yakıtlardan<br />

yenilenebilir enerji gibi sürdürülebilir varlıklara<br />

tahsis ederek bu değişimi yansıttığına dikkat<br />

çekiyor. Standard & Poor’s tarafından hazırlanan<br />

S&P endeksinde fosil yakıt ağırlıklı enerji sektörünün<br />

payının 10 yıl önce yüzde 13 iken bugün yüzde<br />

3’ün altına düşmesiyle fosil yakıtların finansal notu<br />

düşmeye devam ediyor. Buna karşılık, 2020’de temiz<br />

enerjinin S&P endeksinde yüzde 138 artmasıyla birlikte<br />

yatırımcıların yenilenebilir enerji stokuna para<br />

aktardığı görülüyor.<br />

Ancak IRENA önemli yatırımların yeniden yönlendirilmesi<br />

gerektiğinin de altını çiziyor. Büyük ekonomiler,<br />

tarım, sanayi, atık, enerji ve ulaştırma gibi<br />

karbonla ilgili sektörlere ekonomik teşvik paketlerini<br />

açıkladı ve yaklaşık 4,6 trilyon doların sadece<br />

1,8 trilyon dolardan az bir bölümü yeşil olacak. Buna<br />

karşılık, enerji geçiş yatırımlarının planlanan yatırıma<br />

göre yüzde 30 artarak bugünle 2050 arasında<br />

52 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Rapor, Glasgow İklim Konferansı COP26’nın yılında küresel iklim taahhütleri konusunda hızlı ve<br />

cesur davranılması gerektiğinin bir kez daha altının çizildiği dönemde hazırlandı. COP26 da iklim<br />

konusunda daha güçlü eylemler sergilenmesinin aciliyeti ve bunun ekonomik yararlarının altını<br />

çizmek için toplanacak.<br />

her yıl ortalama 4.4 trilyon dolar ve toplam 131 trilyon<br />

dolara yükselmesi hedefleniyor.<br />

Yeşil enerji ile fosil yakıtlara göre üç kat daha<br />

fazla istihdam<br />

Rapora göre, geçişe yatırım yapmanın sosyo-ekonomik<br />

faydaları da çok büyük olacak. Yenilenebilir<br />

enerjiye yapılan her bir milyon dolarlık harcama, fosil<br />

yakıtlara göre üç kat daha fazla istihdam yaratacak.<br />

30 kat artışla en yüksek elektrifikasyonun ise<br />

ulaşımda görülecek Ulaşımdaki karbon emisyonu<br />

azaltımlarının neredeyse yüzde 70’i doğrudan ve<br />

dolaylı olarak elektrifikasyondan kaynaklanacak. Yeşil<br />

hidrojen, 2050’de toplam tüketimin yüzde 30’unu<br />

temsil eden en büyük oyunculardan biri olacak. Karbon<br />

giderme teknolojileri (BECCS) ile birleştirilmiş<br />

biyoenerji de sınırlı bir karbon bütçesi karşısında<br />

“negatif emisyon” getirerek endüstri için giderek<br />

daha önemli bir hale gelecek.<br />

“OLMAMIZ GEREKENLE BULUNDUĞUMUZ YER ARASINDA UÇURUM VAR”<br />

IRENA Genel Direktörü Francesco La Camera raporla<br />

ilgili şunları söyledi: Son trendler, bulunduğumuz<br />

yerle olmamız gereken yer arasındaki uçurumun<br />

azalmadığını, genişlediğini gösteriyor, yanlış yöne gidiyoruz.<br />

Dünya <strong>Enerji</strong> Dönüşümleri Görünümü, 1,5 °<br />

C hedefi ile uyumlu olmamız gereken dar yol seçeneklerini<br />

değerlendiriyor. Anlamlı bir geri dönüş yapmak<br />

için enerji geçişlerinde ciddi bir hızlanmaya ihtiyacımız<br />

var. Çabalarımızı ölçmek için en önemli değişken<br />

zaman olacak. Yol ürkütücü olsa da birkaç olumlu unsur<br />

onu ulaşılabilir hale getirebilir.”<br />

Küresel karbondioksit emisyonlarının yarısından fazlasını<br />

oluşturan büyük ekonomilerin karbon nötr hale<br />

geldiğine vurgu yapan La Camera, “Küresel sermaye<br />

hareket ediyor. Finans piyasalarının ve yatırımcıların<br />

sermayeyi sürdürülebilir varlıklara kaydırdığını<br />

görüyoruz. Covid-19, ekonomileri fosil yakıtlara bağlamanın<br />

maliyetini gösterdi ve yenilenebilir enerjinin<br />

dayanıklılığını ise doğruladı. Hükümetler kurtarma<br />

ve iyileştirme için büyük meblağlar harcarken, yatırımın<br />

enerji geçişini desteklemesi gerekiyor. Ülkeler,<br />

21. yüzyıla uygun iklim açısından güvenli, müreffeh<br />

ve adil enerji sistemi politikalarıyla harekete geçmeli”<br />

önerisinde bulundu.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 53


YAKIN PLAN<br />

Esen Erkan<br />

Salgında düşen petrol<br />

talebine en büyük darbeyi<br />

ulaşım sektörü vuracak<br />

Uluslararası <strong>Enerji</strong> Ajansı tarafından yayımlanan ve 2026’ya kadar petrol arz ve talep tahminlerini içeren<br />

“Petrol <strong>2021</strong>” raporuna göre, küresel petrol talebi 2023 yılına kadar salgın öncesi seviyelere dönmeyecek.<br />

Büyümenin ise uzaktan çalışma gibi eğilimler sürdükçe ve hükümetler iklim değişikliğini sınırlamaya<br />

çalıştıkça yavaşlayacağı belirtiliyor...<br />

Paris merkezli Uluslarararası <strong>Enerji</strong> Ajansı’nın<br />

(IEA) raporunda, petrol talebinin salgın öncesi yörüngesine<br />

asla yetişmeyeceği ve Covid-19 sonrasındaki<br />

dönemin petrol piyasasının “normale dönüşü”<br />

olmayacağı belirtiliyor. Ulaşımda geçen yıl meydana<br />

gelen kilitlenmelerin ardından yakıt tüketiminin<br />

2023 yılında günde ortalama 101 milyon varil civarında<br />

olması bekleniyor. Ancak uzaktan çalışma gibi<br />

eğilimler sürdükçe ve hükümetler iklim değişikliğini<br />

sınırlamaya çalıştıkça, hidrokarbon kullanımı azalacak.<br />

Bu 10 yılın ortasında petrol talebi, ajansın geçen<br />

yıl öngördüğünden yaklaşık 2,5 milyon varil daha<br />

düşük olacak.<br />

Öte yandan, ham petrol fiyatları Asya’daki talep<br />

artışı ve Suudi Arabistan liderliğindeki OPEC + ittifakının<br />

üretim kesintileri nedeniyle geçen yılki düşüşünü<br />

şimdiden tersine çevirdi. Haberin yazıldığı<br />

Mart <strong>2021</strong> sonunda ise petrol fiyatları, OPEC+ toplantısı<br />

öncesinde varil başına 59 dolar civarında seyrediyordu.<br />

Covid-19 aşı programlarının, bir dizi mali<br />

teşvik paketinin ve Çin’deki güçlü endüstriyel faaliyetlerin<br />

etkisiyle IEA’nın petrol talebinde iyileşme<br />

54 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


yaşanacağı konusunda daha iyimser olduğu görülüyor.<br />

IEA, 2020’de 8,7 milyon varil düşüşün ardından,<br />

talep büyümesinin 2026 yılına kadar 13,1 milyon<br />

varil/gün artışla 104,1 milyon varil/gün olacağını<br />

tahmin ediyor. Genel olarak, küresel petrol talebinin<br />

2019 ila 2025 arasında 3,5 milyon varil/gün artması<br />

öngörülüyor.<br />

Rapor, petrol arzı tarafında ise daha fazla üretimin<br />

yokluğunda küresel yedek kapasitenin daralacağı<br />

konusunda uyarıda bulunuyor. OPEC’in efektif<br />

yedek ham petrol üretim kapasitesi 2020’de 6,5<br />

milyon varilden 2026 yılına kadar 2,4 milyon varil/<br />

güne düşecek ve bunun büyük bir kısmı Suudi Arabistan’dan<br />

gelecek. Ortadoğu, <strong>2021</strong>-2026 arasında<br />

petroldeki arz büyümesine hakim olurken ABD’deki<br />

arz büyümesi son yıllara göre daha mütevazı olacak.<br />

<strong>Enerji</strong> dönüşümünün petrol talebi üzerindeki<br />

etkisi henüz marjinal<br />

Rafinaj faaliyetleri küresel kilitlenmeler nedeniyle<br />

2020’de neredeyse yüzde 10 düşerek en son<br />

2010’da görülen seviye olan 74,4 milyon varil/gün<br />

oldu. 3,6 milyon varillik küresel rafinasyon kapanışları<br />

duyurulmuştu ancak kullanım oranlarının yüzde<br />

80’in üzerine çıkmasına izin vermek için en az 6<br />

milyon varil/gün’e ihtiyaç duyulacak. IEA, 2020’den<br />

2026’ya kadar 8,5 milyon varil/gün yeni rafinaj kapasitesinin<br />

devreye girmesini bekliyor ve bunların<br />

büyük bir kısmı Çin, Orta Doğu ve Hindistan’da olacak.<br />

2026 yılına kadar petrol talebindeki artışın üçte<br />

biri, NGL’ler ve biyoyakıtlar gibi rafinaj sektöründeki<br />

yan ürünlerle karşılanacak.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 55


Rapor, net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için<br />

orta vadede küresel petrol talebindeki azalmanın<br />

çok önemli olduğunu ancak ileride büyük zorluklar<br />

yaşanacağını vurguluyor. Başlangıç olarak, toplam<br />

tüketimin yaklaşık yüzde 60’ını oluşturan ulaştırma<br />

sektörü genel talebin düşmesiyle petrole olan bağımlılığını<br />

azaltmak zorunda kalacak. Binalar ve sanayinin<br />

yanı sıra enerji ve petrokimya sektörlerinin<br />

de daha az petrol kullanması gerektiğinin altını çizen<br />

raporda, enerji verimliliği ve ikamesinin de kritik<br />

olacağı belirtiliyor.<br />

Verimlilik iyileştirmeleri ve elektrikli araçlar<br />

yakıt talebindeki artışı azaltacak<br />

Raporun dikkat çeken bulgularından biri, enerji<br />

dönüşümüne yönelik girişimlerin mevcut hükümet<br />

politikaları ve endüstri planları ile önümüzdeki 6 yıl<br />

içinde petrol talebi üzerinde yalnızca marjinal bir etkiye<br />

sahip olacağını belirtmesi. Orta vadede akaryakıt<br />

talebinde istikrarlı bir artış ve 2025 yılına kadar<br />

2019 seviyesinin 3,5 mb/gün üzerinde olması öngörülüyor.<br />

2070 yılına kadar küresel net sıfır emisyonlarla<br />

tutarlı bir yörünge belirleyen Dünya <strong>Enerji</strong><br />

Görünümü (WEO) 2020 Sürdürülebilir Kalkınma<br />

Senaryosu’nda (SDS), petrol talebi aynı dönemde 3<br />

mb/gün azalıyor. 2050 yılına kadar küresel olarak<br />

net sıfır emisyona giden bir yol için daha da keskin<br />

düşüşler gerektiği ortada.<br />

Sadece karayolu taşımacılığına yönelik yakıtlar<br />

değil; tüm yakıtlar için verimlilik iyileştirmeleri<br />

gerçekleşecek. Tüm bu gelişmelerin tahmin dönemi<br />

boyunca petrol talebindeki büyümeyi yılda yaklaşık<br />

850 kb/gün (850 x günde 1000 varil) azaltması bekleniyor.<br />

En büyük gelişmeler ulaştırma sektöründe<br />

gerçekleşecek. Avrupa Birliği, 2020’den itibaren<br />

yeni binek otomobiller için km başına ortalama 95<br />

g karbondioksit hedefini 2019 yılında onayladı. Bu,<br />

benzinli otomobiller için 4 litre/100 km tüketim seviyesine<br />

karşılık geliyor. Hedef, 2025’ten itibaren 81<br />

g/km’ye (3,3 l / 100 km) ve 2030’dan itibaren 59 g/<br />

km’ye (2,3 l/km) düşüş sağlamak. Elbette hedefler,<br />

elektrikli araçların (EV) satışlarının artırılmasıyla<br />

karşılanacak ancak hibritlerin verimliliğini artırmak<br />

da yardımcı olacak.<br />

ELEKTRİKLİ OTOMOBİLLERİN<br />

YARISINDAN FAZLASI ÇİN’DEN<br />

Elektrikli araçların Avrupa otomobil satışlarındaki<br />

pazar payı 2019’da yüzde 3’ten 2020’de yüzde 11’e<br />

yükselirken, tam ve yarı hibritlerin payı 2019’da<br />

yüzde 5,7’den 2020’de yüzde 12’ye yükseldi. Temiz<br />

Ulaşım Uluslararası Konseyi (ICCT) Avrupa’da ortalama<br />

yeni otomobil karbondioksit emisyonunun<br />

2019’da 122 g / km’den 2020’de 107 g / km’ye düştüğünü<br />

tahmin ediyor.<br />

IEA, küresel elektrikli otomobil satışlarının 2026’da<br />

12 milyonu aşmasını ve toplam filo büyüklüğünün<br />

ise 60 milyona ulaşmasını bekliyor. Tüm elektrikli<br />

otomobillerin yarısından fazlasının Çin’de, dörtte<br />

birinin Avrupa’da, geri kalanının ise Japonya, ABD<br />

ve diğer ülkelerde geliştirileceği belirtiliyor. Tahminlere<br />

göre, 2026 yılına kadar elektrikli arabalar<br />

ve otobüsler sayesinde 2020 seviyelerine kıyasla<br />

günde 1 mb/gün petrol talebi (700 kb/gün benzin<br />

talebi ve 300 kb/gün dizel) azaltılmış olacak.<br />

56 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


FİNANSMAN<br />

Garanti BBVA, artık kömür<br />

projelerini finanse etmeyecek<br />

2015 yılında İklim Değişikliği Eylem Planı’nı açıklayan proje finansmanı portföyündeki<br />

yenilenebilir oranı 5.3 milyar dolarla yüzde 73’e ulaşan Garanti BBVA, radikal bir karar aldı.<br />

Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, “Kömürle bağlantılı aktiviteleri finanse etmeyeceğiz. Mevcut<br />

portföyümüzdeki kömür faaliyetlerine ilişkin riskimizi de en geç 2040 yılına kadar sıfırlayarak bu<br />

sektörden tamamen çıkacağız” dedi...<br />

İklim değişikliğiyle mücadele ve düşük karbonlu<br />

ekonomiye geçişte öncü uygulamalarına bir yenisini<br />

daha ekleyen Garanti BBVA, kömürü ve kömürle<br />

ilişkili aktiviteleri finanse etmeyeceğini duyurdu. Bu<br />

taahhüt aynı zamanda Hükümetlerarası İklim Değişikliği<br />

Paneli’nin (IPCC) tavsiyeleriyle uyumlu ve küresel<br />

sıcaklık artışını maksimum 1,5°C ile sınırlama,<br />

2050’de karbon nötr ekonomi hedeflerine de hizmet<br />

ediyor. Garanti BBVA, adil dönüşüm<br />

ilkesi doğrultusunda, bu alanda<br />

faaliyet gösteren müşterilerini<br />

yeşil yatırımlar için teşvik etmeyi<br />

hedeflerken, müşterilerinin<br />

yeşil yatırımlarına<br />

finansman sağlamaya da<br />

devam edecek.<br />

Konuyla ilgili bilgi veren<br />

Garanti BBVA Genel<br />

Müdürü Recep Baştuğ, Garanti<br />

BBVA olarak, tüm bireyler<br />

için kapsayıcı, güçlü<br />

ve istikrarlı bir ekonominin, finansal<br />

hizmet sektörünü toplumsal<br />

ihtiyaçlar ışığında yeniden şekillendirerek<br />

mümkün olacağına inandıklarını, sürdürülebilirlik<br />

çalışmaları kapsamında iklim değişikliğiyle mücadeleye<br />

büyük önem verdiklerini söyledi. Ekonomik ve<br />

toplumsal refah için dünya üzerindeki yaşamın karşı<br />

karşıya kaldığı en büyük küresel krizlerden olan iklim<br />

değişikliğine karşı, iş dünyasını ve paydaşlarını<br />

harekete geçmeleri için teşvik ettiklerini belirten<br />

Baştuğ, “2014 yılından beri proje finansmanı kapsamında<br />

finanse ettiğimiz yeni enerji projelerinin tamamı<br />

yenilenebilir enerji yatırımlarından oluşuyor.<br />

2015 yılında Türkiye’nin düşük karbonlu ekonomiye<br />

geçişine ve iklim değişikliğiyle mücadelesine destek<br />

olmak amacıyla İklim Değişikliği Eylem Planımızı<br />

yayımladık. Proje finansmanı portföyümüzdeki yenilenebilir<br />

enerji oranı yüzde 73’e ulaşırken bu alana<br />

sağladığımız toplam finansman 5,3 milyar doları<br />

aştı. Yaklaşık yüzde 25 pazar payıyla Türkiye’de rüzgâr<br />

enerji santrallerinin finansmanında pazar<br />

lideriyiz. Yenilenebilir enerjiye olan<br />

desteğimiz ve katkımız ortada” dedi.<br />

“Kömür yatırımcılarına yeşil<br />

yatırım fırsatı vereceğiz”<br />

“Şimdi bu duruşumuzu bir<br />

adım öteye taşıyor ve kömürle<br />

bağlantılı aktiviteleri finanse etmeyeceğimizi<br />

taahhüt ediyoruz.<br />

Mevcut portföyümüzdeki kömür<br />

faaliyetlerine ilişkin riskimizi de en<br />

geç 2040 yılına kadar sıfırlayarak bu<br />

sektörden tamamen çıkacağız” diyen<br />

Baştuğ, sözlerini şöyle sürdürdü: Kömür<br />

santralleri ve madenleriyle ilgili yeni yatırımları<br />

finanse etmeyeceğiz. Bununla birlikte kömür sektöründe<br />

faaliyet gösteren müşterilerimizin yeşil yatırımlarına<br />

destek vererek, ülkemizde düşük karbona geçiş<br />

sürecinin hızlanması ve bu dönüşümün adil bir şekilde<br />

gerçekleşmesi için çalışmaya devam edeceğiz. Müşterilerimize<br />

bu yolculukta aktif şekilde yardımcı olarak,<br />

sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçişlerinde hem<br />

finansal hem de bilgi ve tecrübe paylaşımı konusunda<br />

her türlü desteği vermeye hazırız.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 57


SEKTÖRDEN HABERLER<br />

Elektrik dağıtım<br />

sektörü 4 yılda 66,7<br />

milyar liralık yatırım<br />

yapacak<br />

9. ELDER Olağan Genel Kurul toplantısında bir konuşma yapan <strong>Enerji</strong> Bakanı Fatih Dönmez, elektrik<br />

dağıtım sektörünün 2025 yılına kadar 66.7 milyar liralık yatırımla daha güçlü hale geleceğini söyledi.<br />

Dönmez, bu yıl ilk kez planlı bakımlar için işletme bütçesinden ayrı 10,5 milyar lira, Ar-Ge için de 1 milyar<br />

liralık bütçe ayrıldığını vurguladı...<br />

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği–ELDER 9.<br />

Olağan Genel Kurulu Toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi.<br />

Genel kurul toplantısına sektör temsilcilerinin<br />

yanı sıra <strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakanı<br />

Fatih Dönmez ve <strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme Kurumu<br />

(EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz katıldı. Genel<br />

kurulun açılışında bir konuşma yapan <strong>Enerji</strong> Bakanı<br />

Fatih Dönmez, ülkedeki elektrik dağıtım alt yapısının<br />

<strong>2021</strong>-2025 döneminde yapılacak 66,7 milyar liralık<br />

yatırımla daha da güçleneceğini söyledi. Planlı<br />

bakımlar için ilk kez işletme bütçesinden ayrı 10,5<br />

milyar lira, Ar-Ge için de 1 milyar liralık bütçe ayrıldığını<br />

belirten Bakan Dönmez şöyle devam etti: Dağıtım<br />

şirketlerimiz planlı veya plansız kesintilerde,<br />

kesintinin etki alanındaki kullanıcıları kısa mesajla<br />

bilgilendirecek. Böylece vatandaşlarımız kesintinin<br />

saat kaçta başlayacağını ve nereleri etkileyeceğini<br />

önceden bilecek. Plan ve programını ona göre ayarlayacak.<br />

Böylece yaşanabilecek mağduriyetlerin de<br />

önünü almış olacağız.<br />

Yenilikçi politikaların ortaya çıkarılması açısından,<br />

elektrik dağıtım sektörünün verdiği çabanın<br />

önemli olduğunu anımsatan Bakan Dönmez, “Daha<br />

fazlasının ortaya konacağından da hiç şüphemiz<br />

yok. Dağıtım sektörünün başarısı kamu-özel sektör<br />

iş birliğinin de en güzel yansımalarından biri. Bütün<br />

58 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


isteğimiz, bütün gayretimiz bu çabayı daha da ötelere<br />

taşımak. Dünyaya örnek olarak referans bir iş<br />

haline getirmek. Bunu da hep birlikte yapacağımıza<br />

inanıyorum” dedi.<br />

“Aydınlatma Mobil Sistemi’ni 155 bin kişi<br />

kullandı”<br />

Aydınlatma Mobil Takip sistemini 15 Mart itibarıyla<br />

indiren kullanıcı sayısının 155 bin 281’e ulaştığını<br />

ifade eden Bakan Dönmez sözlerini şöyle<br />

sürdürdü: 2020 içinde toplam 228 bin 537 ihbar<br />

bırakıldı. Sistemin ilk devreye girdiği günden 15<br />

Mart <strong>2021</strong> tarihine kadar gelen toplam 561 bin 719<br />

ihbarın yüzde 99,7’si çözüme kavuşturuldu. Sözlerime<br />

son vermeden önce geçtiğimiz günlerde başvuru<br />

sürecini tamamladığımız Mini YEKA’larımızdan<br />

kısaca bahsetmek istiyorum. YEKA GES-3 için toplamda<br />

709 başvuru aldık. 36 şehrimiz için 74 yarışma<br />

düzenleyeceğiz. Bu her bir yarışma için ortalama<br />

9,6 başvuru anlamına geliyor. Toplamda 9 bin<br />

440 MW gücünde başvuru yapıldı. Anadolu’nun güneşiyle<br />

1 milyon 230 bin hanemizi aydınlatacağız. En<br />

fazla başvuru aldığımız üç şehrimiz Aksaray, Burdur<br />

ve Nevşehir oldu. Daha fazla küçük ve orta ölçekli<br />

yatırımcıyı sektöre çekeceği için Mini YEKA’larımızın<br />

yenilenebilir enerjide yeni bir dönemi başlatacağını<br />

düşünüyorum.”<br />

EPDK Başkanı Yılmaz: Yeni tarife dönemi iyi<br />

olacak<br />

<strong>Enerji</strong> Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı<br />

Mustafa Yılmaz da elektrik dağıtım hizmetinde aksama<br />

olmaması için tüm sektörün çalıştığını ve bu<br />

çalışmaların müşteri memnuniyetine yansıdığını<br />

belirterek şu değerlendirmede bulundu: Artık sektörde<br />

birçok meseleyi hallettiğimizi düşünüyoruz.<br />

Kış döneminde çok ciddi problemler yaşamadık. Dolayısıyla<br />

sahada ve masada el birliğiyle bu sıkıntılı<br />

dönemi kolay bir şekilde atlattığımız için de sektörümüze<br />

teşekkür ediyorum. Yeni tarife döneminde<br />

daha da iyi olacak.<br />

Çeçen: Kayıp kaçak oranında yüzde 5’e yakın<br />

düşüş<br />

Kayıp enerji konusunun ekonomi için arz ettiği<br />

önemin farkında olduklarını dile getiren ELDER Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Serhat Çeçen ise konuşmasında<br />

2013 yılında yüzde 15,92 olarak gerçekleşen<br />

kayıp-kaçak oranını 2019 yılında yüzde 11,43’e düşürdüklerini,<br />

2020’de bu rakamın daha da altına inileceğini<br />

ve hedeflerinin tek hane olduğunu söyledi.<br />

EPDK tarafından belirlenen ilk onaylı yatırım tavanının<br />

32,7 milyar TL olduğunu belirten Çeçen, sektör<br />

olarak 40 milyar TL’yi aşan bir yatırım gerçekleştirdiklerine<br />

değindi.<br />

11 AYRI AR-GE PROJESİ<br />

YÜRÜTÜLÜYOR<br />

<strong>2021</strong>-2025 yıllarını kapsayan 4. Uygulama döneminde<br />

en önemli faaliyetlerinin bakım ve onarım<br />

olacağının altını çizen ELDER Başkanı Serhat Çeçen,<br />

“<strong>2021</strong>-2025 yıllarını kapsayan 4. Uygulama döneminde<br />

ise sektörümüzün yatırım tavanı, yaklaşık<br />

2 katına yükselerek 67 milyar TL’ye çıktı. Elektrik<br />

dağıtım sektörü olarak iş planlarımızı ve finansman<br />

çalışmalarımızı bu çerçevede sürdürüyoruz. Başta<br />

kırsal alanlar olmak üzere, şebekemizi yenilemeyi,<br />

yeni bağlantı taleplerini karşılamayı ve teknoloji yatırımlarına<br />

öncelik vermeyi hedefliyoruz. Ar-Ge alanında<br />

11 ayrı projeyi ELDER’in koordinatörlüğünde<br />

eş zamanlı olarak yürütüyoruz” dedi.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 59


SEKTÖRDEN HABERLER<br />

Esen Erkan<br />

Türkiye güneşte her yıl<br />

yüzde 10 büyüyecek<br />

GÜYAD’ın 4. Olağan Genel Kurulu’nda bir konuşma yapan <strong>Enerji</strong> Bakanı Dönmez, 2030’a kadar güneş<br />

enerjisi alanında yılda ortalama yüzde 10 büyüme beklendiğini ve güneşin büyümenin merkezinde<br />

olduğunu söyledi. İhaleler hakkında da bilgi veren Dönmez, “Mini YEKA’da 709’dan fazla başvuru aldık.<br />

Tekliflerle ilgili kesin bir takvim vermemekle birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz, hedefimiz nisan ayında<br />

bu süreci tamamlamak” dedi...<br />

Güneş <strong>Enerji</strong>si Yatırımcıları Derneği GÜYAD, bugüne<br />

kadar kullandığı adını “Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Yatırımcıları<br />

Derneği” olarak değiştirdi. 23 Mart <strong>2021</strong><br />

tarihinde yapılan GÜYAD 4. Olağan Genel Kurulu’nda<br />

alınan kararla sadece güneşe değil; yenilenebilir<br />

enerjinin tamamına hitap etmek amacıyla böyle bir<br />

dönüşüme gidildiği açıklandı.<br />

<strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in<br />

video konferans aracılığıyla katıldığı ve isim değişikliğinin<br />

açıklandığı GÜYAD 4. Olağan Genel Kurulu, İstanbul<br />

Raffles Otel’de yapıldı. Toplantıda yaptığı konuşmada<br />

güneş enerjisinde mini YEKA yarışmaları<br />

için başvuruları aldıklarını söyleyen <strong>Enerji</strong> Bakanı<br />

Fatih Dönmez, kesin bir takvim vermek mümkün olmamakla<br />

birlikte çalışmaların devam ettiğini, nisan<br />

ayı içerisinde yarışmaların tamamlanabileceğini belirtti.<br />

Bakan Dönmez, Türkiye’nin güneşten elde ettiği<br />

elektrik üretiminin son bir yılda yüzde 50 oranında<br />

arttığını belirterek salgının etkilerine karşın güneş<br />

enerjisinin geleceğine dair büyük beklentileri olduğunu<br />

söyledi. 10 yıl öncesine göre güneş enerjisi<br />

maliyetlerinin en az 5 katı oranında azaldığına dikkat<br />

çeken Dönmez, 2030’a kadar güneş enerjisi alanında<br />

yılda ortalama yüzde 10 büyüme beklendiğini<br />

ve güneşin büyümenin merkezinde olduğunu sözlerine<br />

ekledi. 12 <strong>Nisan</strong> günü günlük elektrik üretiminin<br />

yüzde 8’inin elektrikten sağlandığını söyleyen <strong>Enerji</strong><br />

ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez geçtiğimiz<br />

haftalarda başvuruları alınan güneş YEKA ile ilgili<br />

60 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


ir soruyu yanıtlarken de mini YEKA’da 709’dan<br />

fazla başvuru aldıklarını ve alınan tekliflerle ilgili<br />

kesin bir takvim vermemekle birlikte çalışmaların<br />

devam ettiğini, nisan ayı içerisinde bu yarışmaların<br />

tamamlanabileceğini belirtti.<br />

GÜYAD “Büyük Dönüşüm” hamlesini başlattı<br />

Genel kurul gündeminin ele alınması ve yönetim<br />

ve denetim kurulu seçimlerinin yapılmasının ardından<br />

yeniden GÜYAD Yönetim Kurulu Başkanlığı’na<br />

seçilen GÜYAD Başkanı Cem Özkök, kuruldukları<br />

günden bu yana yenilenebilir enerjinin tüm alanlarına<br />

fayda sağlayacak çalışmalar içinde olduklarını<br />

söyledi. “Önümüzdeki yıllarda en çok yatırım yapılacak<br />

enerji alanının ‘yenilenebilir enerji kaynakları’<br />

olduğunu artık net olarak biliyoruz. GÜYAD adıyla<br />

faaliyete başlayan derneğimiz kurulduğu günden<br />

bu yana yalnızca güneş enerjisi sektörü için değil<br />

yenilenebilir enerjinin tüm alanları için yapılan<br />

çalışmalarda yer aldı” diyen Özkök, konuşmasına<br />

şöyle devam etti: Ülkemizde yenilenebilir enerjinin<br />

geliştirilmesi için yapılan çalışmalara destek verdik.<br />

Zaten yola çıkarken de amacımız ‘ülkemizde yenilenebilir<br />

enerji yatırımlarının ve yatırımcılarının hak<br />

ettiği yere gelmesi ve uygun yatırım ikliminin oluşması<br />

için faaliyet göstermek’ olarak belirlenmişti.<br />

Bu da bize farklı bir sorumluluk yükledi, bundan<br />

sonra yola bizim ‘Büyük Dönüşüm’ adını verdiğimiz<br />

bir hamleyle ‘GÜYAD Yenilenebilir <strong>Enerji</strong> Yatırımcıları<br />

Derneği’ adı ile devam edeceğiz. Böylece geleceğin<br />

en önemli enerji alanlarından biri olan ‘yenilenebilir<br />

enerjinin’ tamamını kapsadığımızı Türk ve dünya<br />

enerji arenasıyla paylaşmış olacağız.<br />

HİBRİT PROJE DEĞİŞİKLİĞİ<br />

EPDK GÜNDEMİNDE<br />

Toplantıya yine video konferans aracılığıyla katılan<br />

EPDK Elektrik Piyasası Daire Başkanı Deniz<br />

Daştan da hibrit projelerle ilgili düzenlemeler<br />

hakkında açıklama yaptı. Hibritle ilgili yönetmelik<br />

değişikliğinin üç hafta içinde kurula gelmesini<br />

beklediklerini söyleyen Daştan, “Biz de bir an<br />

önce güneşi şebekeye bağlamak istiyoruz. EPDK<br />

olarak şebeke kapasitelerini zorladığımızın farkındayız<br />

ancak zannediyorum saha usulleri yasası<br />

yürürlüğe girdikten sonra birkaç hafta içerisinde<br />

ivme kazanacağımızı düşünüyorum” dedi.<br />

GÜYAD’IN YENİ YÖNETİMİ DE<br />

BELİRLENDİ<br />

GÜYAD 4. Olağan Genel Kurulu’nda yapılan yönetim<br />

ve denetim kurulu seçimlerinde yeni kurullar<br />

da seçildi. Cem Özkök yeniden GÜYAD Yönetim<br />

Kurulu Başkanlığı’na seçilirken diğer yönetim<br />

kurulu üyeleri ise şöyle belirlendi: Birol Ergüven<br />

(Limak <strong>Enerji</strong>), Kürşat Tezkan (Akfen Elektrik),<br />

İbrahim Erden (Erciyes Anadolu Holding <strong>Enerji</strong><br />

Grubu), Burak Kuyan (Doğan <strong>Enerji</strong> Yatırımları),<br />

Hakan Aytekin (Altek Alarko), Sinan Ak (Zorlu<br />

<strong>Enerji</strong>), Mehmet Emre Okuyan (Borusan EnBW<br />

<strong>Enerji</strong> Yatırımları) ve Ezgi Katmer (<strong>Enerji</strong>sa <strong>Enerji</strong><br />

Üretim).<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 61


İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ<br />

Covid-19’un etkisi<br />

azaldı, karbon<br />

emisyonları yeniden<br />

yükselişe geçti<br />

Yeni koronavirüs salgını, tüm dünyada ekonomide çarkları durdurunca karbon emisyonları, hızlı bir<br />

şekilde düştü ve 2. Dünya Savaşı sırasındaki seviyelerine geldi. İklim çevreleri bu düşüşü bir fırsat olarak<br />

görüp ülkelere enerji dönüşümü çağrısı yaptı ancak rakamlar, bu çağrıların yerine ulaşmadığını gösteriyor.<br />

Çünkü Aralık 2020’de emisyonlar yeniden yükselişe geçti!<br />

Covid-19 salgınının yayılmasını önlemek için<br />

uygulanan kısıtlamalar sonucu ekonomik aktivite<br />

yavaşlayınca 2020’de yüzde 5,8 ile İkinci Dünya<br />

Savaşı’ndan beri en büyük düşüşü yaşayan karbon<br />

emisyonları, ekonomik toparlanmayla yeniden artmaya<br />

başladı. Uluslararası <strong>Enerji</strong> Ajansı’nın (IEA)<br />

2020 emisyon verilerine ilişkin yaptığı açıklamaya<br />

göre, küresel emisyonlar geçen yıl 2 milyar ton<br />

azaldı. Emisyonlardaki toplam düşüşün 1,1 milyar<br />

tondan fazlası, azalan petrol tüketimi nedeniyle elde<br />

edildi. Geçen yıl petrol talebindeki yüzde 8’lik gerilemenin<br />

yarısı ulaştırma, yüzde 35’i ise hava yolu<br />

trafiğinin azalmasından kaynaklandı. Öte yandan,<br />

2019’da dünyada petrol kullanımından kaynaklanan<br />

62 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


emisyonlar 11,4 milyar ton olmuştu.<br />

Geçen yıl elektrik sektörünün neden olduğu<br />

emisyonlar ise 450 milyon ton düştü. Bunda, kömür<br />

talebinin yüzde 4 azalması, elektrik talebindeki<br />

gerileme ve yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki<br />

payının tarihteki en yüksek seviyesi olan<br />

yüzde 29’a ulaşması temel etkenler oldu. Böylece,<br />

geçen yıl küresel emisyonlar, Covid-19 salgınının yayılmasını<br />

önlemek için alınan tedbirler neticesinde<br />

yavaşlayan ekonomik aktiviteye bağlı olarak yüzde<br />

5,8 geriledi.<br />

Aralık 2020 itibarıyla yükseliş başladı<br />

Buna rağmen emisyonlar ekonomik toparlanmanın<br />

başlamasıyla yıl sonunda yeniden artışa geçti.<br />

Küresel emisyonlar geçen yıl aralıkta 2019’un aynı<br />

ayına göre yüzde 2 (60 milyon ton) yükseldi. Özellikle,<br />

büyük ekonomilerin emisyonlarının salgın<br />

öncesi dönemin üzerine çıktığı görüldü. Geçen yıl,<br />

salgının etkilerini atlatarak kısıtlamaları kaldıran<br />

ilk büyük ekonomi Çin’in emisyonları 2019’a göre<br />

yüzde 0,8 arttı. Hindistan’da emisyonlar geçen yıl<br />

eylül ayından itibaren yeniden artış eğilimi gösterdi.<br />

Brezilya’da ise ulaşım sektöründe yaşanan toparlanma<br />

sonucu petrol talebinin yükselmesi emisyonların<br />

son çeyrek itibarıyla artmasına neden oldu.<br />

ABD’de geçen yıl emisyonların yüzde 10 gerilemesine<br />

rağmen aralıkta 2019’un aynı dönemindeki<br />

seviyesine yaklaştı. ABD’deki bu artışta, doğal gaz<br />

fiyatları ve soğuk hava şartlarına bağlı olarak kömür<br />

tüketiminin yükselmesi etkili oldu. IEA’ya göre,<br />

dünyada seyahat ve ekonomik aktiviteler artmaya<br />

başladıkça petrol tüketimi ve emisyonlar yeniden<br />

yükseliyor. Elektrikli araçlardaki rekor satış rakamları<br />

kara yolu trafiğinden kaynaklanan emisyonları<br />

dengelemeye yetmiyor.<br />

2019’da emisyonlar zirve yaptı<br />

Paris Anlaşması’ndaki hedeflere ulaşarak küresel<br />

sıcaklık artışının 2 derecenin altında sınırlandırılabilmesi<br />

için sadece elektrik sektöründen<br />

kaynaklanan emisyonların her yıl 500 milyon ton<br />

azaltılması gerekiyor. Açıklamada değerlendirmelerine<br />

yer verilen IEA Başkanı Fatih Birol, küresel<br />

karbon emisyonlarında yıl sonunda görülen artışın<br />

temiz enerji dönüşümünü hızlandırmak için gerekenin<br />

yapılmadığının bir sinyali olduğunu belirterek,<br />

şöyle konuştu: Hükümetler doğru enerji politikalarıyla<br />

yeterince hızlı hareket etmezse 2019’u küresel<br />

emisyonların zirve yaptığı yıl olarak geride bırakmamız<br />

riske giriyor. Geçen yıl martta IEA olarak<br />

salgından toparlanma paketlerinin merkezine temiz<br />

enerji politikalarını koymaları ve sürdürülebilir bir<br />

kalkınma sağlamaları yönünde çağrı yaptık fakat<br />

rakamlarımız gösteriyor ki yeniden karbon yoğun<br />

iş sektörlerine dönüyoruz. Bu yıl iklim değişikliğiyle<br />

uluslararası mücadele için en önemli yıl ve aslında<br />

umutlarla başladı fakat emisyon verilerimiz küresel<br />

enerji sistemini hızlı bir şekilde dönüştürmede karşılaşacağımız<br />

büyük zorluğun bir göstergesi. Bu yıl<br />

küresel ekonomiye yönelik toparlanma beklentileri<br />

dünyanın en büyük ekonomilerinin politikalarında<br />

geniş çaplı bir değişiklik olmadan gerçekleşirse, küresel<br />

emisyonlar <strong>2021</strong>’de yeniden artacak.”<br />

BÜYÜK ÜLKELERDEN UMUT VEREN<br />

SİNYALLER GELİYOR<br />

Fatih Birol, yine de iyimser bakmak için nedenler<br />

olduğunu vurgulayarak, “Çin iddialı bir sıfır karbon<br />

hedefi belirledi, ABD’de yeni yönetim Paris<br />

Anlaşması’na yeniden katıldı ve iklimi politikasının<br />

merkezine koydu. Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat<br />

ve sürdürülebilir kalkınma planlarında ilerliyor.<br />

Hindistan yenilenebilir enerjideki başarısıyla enerji<br />

sektörünün geleceğini dönüştürebilir. Birleşik Krallık<br />

ise kasımda düzenlenecek 26. Taraflar Konferansı’nda<br />

(COP26) daha güçlü bir iklim eylemi oluşturulabilmesi<br />

için hareket ediyor” ifadelerini kullandı.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 63


İNOVASYON<br />

Esen Erkan<br />

Thames Nehri’nde gelgit<br />

enerjisi teknolojileri<br />

kullanılacak<br />

(Foto credit: Pixabay adlı kişinin Pexels’daki fotoğrafı)<br />

New York’un Doğu Nehri’nde Verdant Power tarafından geliştirilen Roosevelt Adası Gelgit <strong>Enerji</strong>si<br />

projesinin ardından Londra da gelgit enerjisinden yararlanma kararı aldı. Londra Liman Otoritesi, Thames<br />

Nehri’nin Thamesmead ve Woolwich bölgeleri arasında ticari kargo gemileri, yolcu gemileri ve eğlence<br />

amaçlı kullanılan bölümlerinde gelgitten elde ettiği enerjiyi kullanacak...<br />

Londra Limanı Otoritesi (PLA), Thames Nehri’nin<br />

bir bölümünde nehre bağlı operasyonların karbondan<br />

arındırılmasına yardımcı olabilecek gelgit enerjisi<br />

teknolojilerinin denenmesine izin verdi. Denemeler,<br />

Londra’nın güneydoğusundaki Thamesmead<br />

ve Woolwich bölgeleri arasındaki nehrin ticari kargo<br />

gemileri, yolcu gemileri ve eğlence amaçlı kullanılan<br />

bölümlerinde yapılacak.<br />

Cnbc’nin haberine göre, tam boyutlu denemeleri<br />

gerçekleştirmeye olanak tanıyan PLA, mikro<br />

şebeke kullanımını teşvik ederek toplanan bilgileri<br />

“gelecekteki yatırım kararlarını şekillendirmek” için<br />

kullanacak. Kuruluşun çevre başkanı Tanya Ferry,<br />

araştırma sayesinde nehrin operatörler ve iskele<br />

sahipleri için güç kaynağı sağlayabileceğini belirtti.<br />

Ferry, geleneksel gelgit türbin teknolojisinin azalan<br />

alan nedeniyle uygun seçenek olma ihtimalinin düşük<br />

olmasına rağmen diğer yeni teknolojileri Thames’ta<br />

test etme fırsatı sağlayacağını ifade etti.<br />

Londra, gelgit gücünün fizibilitesini değerlendirmek<br />

isteyen tek büyük şehir değil. New York’un Doğu<br />

Nehri, Verdant Power’ın 2002 yılından beri geliştirilmekte<br />

olan Roosevelt Adası Gelgit <strong>Enerji</strong>si projesine<br />

ev sahipliği yapıyor. Ekim 2020’nin sonlarında, girişim,<br />

üç türbinden oluşan yeni bir gelgit enerjisi dizisinin<br />

kurulumunu tamamladı.<br />

Deniz bazlı enerji sistemlerine olan ilgi artarken<br />

henüz kurulu gücün az bir bölümünde yer aldıkları<br />

görülüyor. Ocean Energy Europe’dan alınan son rakamlar,<br />

geçen yıl Avrupa’da 260 kilovat (kW) gelgit<br />

akışı kapasitesinin eklendiğini ve sadece 200 kW<br />

dalga enerjisi kurulduğunu gösteriyor. Öte yandan,<br />

WindEurope endüstri kuruluşuna göre 2020 yılında<br />

Avrupa’da 14,7 gigawatt (GW) rüzgar enerjisi kapasitesi<br />

kurulduğunu açıkladı.<br />

64 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


Hava kirliliğinin kaynağına yerli<br />

yazılımlar ile ulaşılacak<br />

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 5 metreye kadar<br />

mesafeleri ölçebilen 3 boyutlu yazılımla, hava kirliliğine<br />

neden olan noktaların anlık tespit edilebileceği<br />

yeni bir yazılımı kullanıma açtı. Türksat’ın yüklenicisi<br />

olduğu “3 Boyutlu Ortamda Hava Kalitesi Değerlerinin<br />

Tespiti Yazılımı Projesi”yle stratejik hava kalitesi<br />

haritaları, 3 boyutlu bina modeli, kent atlası, topoğrafya,<br />

trafik yoğunluğu, kavşaklar, binaların yakıt<br />

tipi gibi çok sayıda etmen ele alınarak 3 boyutlu ortamda<br />

hava kalitesi değerleri tespit ediliyor.<br />

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hava kirliliğinin kaynağına<br />

ulaşabilecek yazılım geliştirdi. Bakanlığın geliştirdiği<br />

yazılımla, evsel ısınma, sanayi, kara, deniz,<br />

hava ve demir yolu ulaşımından kaynaklı hava kirliliğine<br />

neden olan noktalar belirlenebilecek.<br />

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın web sitesinden<br />

yapılan açıklamada, 5 metreye kadar mesafeleri<br />

ölçebilen 3 boyutlu yazılımla, hava kirliliğine neden<br />

olan noktaların anlık tespit edilebileceği belirtildi.<br />

Bakanlık, hava kalitesi yönetiminde kullandığı<br />

araçlara, Türksat’ın yüklenicisi olduğu “3 Boyutlu<br />

Ortamda Hava Kalitesi Değerlerinin Tespiti Yazılımı<br />

Projesi”ni de ekledi. Proje kapsamında geliştirilen<br />

yazılımla, stratejik hava kalitesi haritaları, 3 boyutlu<br />

bina modeli, kent atlası, topoğrafya, trafik yoğunluğu,<br />

kavşaklar, binaların yakıt tipi gibi çok sayıda<br />

etmen ele alınarak 3 boyutlu ortamda hava kalitesi<br />

değerleri tespit ediliyor.<br />

Girilen tüm verileri anlık algılama ve çıktı üretme<br />

yeteneğine sahip 3B yazılım, dünyada bu alandaki ilk<br />

örneklerden biri olma niteliği taşıyor. Yazılımla, evsel<br />

ısınma, sanayi, kara, deniz, hava ve demir yolu ulaşımından<br />

kaynaklı hava kirliliğine neden olan noktalar<br />

tespit edilip, kaynağa özgü kontrol önlemleri geliştirilebilecek.<br />

Şehirlerin kükürt ve azot gibi önemli<br />

hava kirleticilerinin ayak izi hesaplanıp, bunların<br />

azaltılmasına yönelik politika ve stratejiler hazırlanacak.<br />

Yazılım, artan egzoz emisyonunu dahi<br />

saptıyor<br />

Bakanlığın pilot seçtiği Kocaeli, Balıkesir, Edirne,<br />

Tekirdağ ve Sakarya’nın il ve ilçe merkezlerine ait<br />

hava kalitesi verileri başarıyla üretildi. Şehirlerin<br />

tamamına ait hava kalitesi değerleri, metre hassasiyetinde<br />

üretilerek vatandaşların maruz kaldığı kirlilik<br />

seviyeleri hesaplandı.<br />

Araçların yokuş çıkarken daha çok yaydığı egzoz<br />

emisyonuna kadar kısa alandaki hava kirliliğini<br />

ölçebilen 3B yazılımla, yokuş olan yollar renk değişimiyle<br />

belirlenebiliyor. Bu değişimler, yazılımda<br />

maviden kırmızıya doğru renk skalası olarak gösteriliyor,<br />

kırımızı alanlar önlem alınması gereken noktaları<br />

ifade ediyor. Ayrıca 3B Ortamda Hava Kalitesi<br />

Değerlerinin Tespiti verileri, Çevresel Etki ve İzin Değerlendirilmesi<br />

süreçlerinde, mevcut hava kalitesi<br />

tespitinde, illerin temiz hava eylem planlarında yer<br />

alacak etkin eylemlerin senaryo analizlerinde, iklim<br />

değişikliğine uyum faaliyetlerinde, mekansal planlama<br />

çalışmalarında, kentsel dönüşüm faaliyetleri<br />

yer seçimi aşamasında da kullanılabilecek.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 65


Sürdürülebilir havacılık için<br />

tamamen elektrikli yolcu uçağı<br />

geliştiriliyor<br />

Rolls-Royce ve uçak gövde üreticisi Tecnam,<br />

2026 yılında hizmete sunacakları, kısa mesafe uçuşlara<br />

yönelik tamamen elektrikli yolcu uçağı projesi<br />

kapsamında İskandinavya’nın en büyük bölgesel<br />

havayolu şirketi Widerøe ile güçlerini birleştiriyor.<br />

Mc2haber.com’da yer alan haberde, gerçekleşecek<br />

birliktelik sayesinde, Rolls-Royce ile Widerøe arasındaki<br />

sürdürülebilir havacılıkla ilgili araştırma programı<br />

genişletiliyor ve ek olarak, tamamen elektrikli<br />

P-Volt uçağına güç sağlamak üzere Rolls-Royce ile<br />

Tecnam arasındaki mevcut ortaklık devam ediyor.<br />

Tamamen elektrikli bir yolcu uçağının geliştirilip<br />

üretilmesi konusunda gerekli tüm unsurlar ele alınıyor.<br />

Topoğrafyası nedeniyle bölgesel bağlantı için<br />

havacılıktan geniş ölçüde yararlanan Norveç’in, yapılacak<br />

proje ile 2040 yılına kadar tüm iç hat uçuşlarında<br />

sıfır karbon emisyonuna ulaşması desteklenecek.<br />

Rolls-Royce Elektrik Direktörü Rob Watson<br />

konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı: Elektrifikasyon<br />

teknolojilerimiz, faaliyet gösterdiğimiz pazarlarda<br />

2050 yılına kadar net sıfır karbona ulaşma hedeflerimizi<br />

hayata geçirmemize yardımcı oluyor. Bu kapsamda<br />

yaptığımız iş birliğiyle birlikte, kısa mesafe<br />

pazarına yönelik tamamen elektrikli bir yolcu uçağı<br />

sunmak için Tecnam ve Widerøe ile mevcut ilişkilerimizi<br />

daha da güçlendiriyoruz. Ayrıca bu iş birliği,<br />

Rolls-Royce’un havacılık pazarında tamamen elektrikli<br />

ve hibrit elektrikli tahrik ve güç sistemlerinin<br />

lider tedarikçisi olma hedefini de ispatlıyor.<br />

Covid-19 salgınından önce Widerøe, 44 havalimanından<br />

oluşan bir ağ kullanarak günde yaklaşık<br />

400 uçuş gerçekleştiriyordu ve uçuşların yüzde 74’ü<br />

275 km’den kısa mesafeye sahipti. Bu süreçte, en<br />

kısa uçuş süreleri yedi ile 15 dakika arasındaydı. Ancak<br />

tamamen elektrikli uçakların geliştirilmesi, Wideroe’nun<br />

2026 yılına kadar ilk tamamen elektrikli<br />

uçuşunu yapma hedefine olanak tanırken, insanların<br />

sürdürülebilir bir yöntemle bağlantıda kalmalarını<br />

da mümkün kılacak. Projeyle kısa mesafe uçak pazarına<br />

yönelik heyecan verici bir çözüm geliştirme<br />

fırsatı sağlanması hedefleniyor.<br />

66 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


3-5 Haziran


Barış Sanlı<br />

Bilkent <strong>Enerji</strong> Politikaları Araştırma<br />

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.<br />

YENİ YEŞİL EMPERYALİZM!<br />

Karbon emisyonlarını azaltmak için gelişmiş ülkelerin<br />

koyduğu kurallar, gelişmekte olan ülkelerin<br />

ekonomilerine büyük yük getirecek. Çünkü bu ülkeler,<br />

enerji geçişini sağlayacak paraya sahip değil<br />

ve bir yandan da enerjiye olan talepleri artıyor. Bu<br />

gerçeğe karşın gelişmiş ülkeler, yeni kurallar, yeni<br />

standartlar belirliyor; uymayanlara da vergi koyuyor.<br />

Kısaca karşımızda yeni bir emperyalizm türü var.<br />

Yeni yeşil emperyalizm, mevcut dünya düzeninde<br />

zenginin daha zengin fakirin daha fakir olarak kalmasını<br />

garanti edecek bir illüzyondan daha öteye<br />

geçemeyecek...<br />

İklim değişikliği, karşılaştığımız en kritik sorunlardan<br />

biri. CO2 emisyonlarını hızlı bir şekilde düşüremezsek<br />

dünyada yaşam şartları çok daha zorlu<br />

olacak. Sorunun kaynağı, emtia ve enerji için sürekli<br />

artan iştahımız. Sunulan çözümler ise dünya hakimiyetini<br />

kazanma ve başkalarını vergilendirme şansı<br />

için bir çekişme savaşından başka bir şey değil. Yeşil<br />

kavramlar masum görünebilir ancak siyasallaştırıldığında<br />

hiçbir şey masumiyetini koruyamaz.<br />

Bizi çok büyük bir dönüşüm bekliyor. <strong>Enerji</strong> sistemimiz,<br />

tarım sistemimiz kısaca yaşam tarzımız değişmeli.<br />

Tek taraflı eylemler yeterli olmayacak, koordineli<br />

adımlar atmak şart. Bu koordinasyon sorunu<br />

da bir gecede çözülemez. Ancak bazı politik bloklar,<br />

politikalarını başkalarına “tek yol” gibi pazarlamaya<br />

çalışıyor, başkalarını liderliklerini izlemeye zorluyor<br />

ya da onları “yola getirmek için” karmaşık ticaret kurallarıyla<br />

tehdit ediyor.<br />

İklim krizinin belki bir provası olan Covid krizinde,<br />

bu karmaşık kural sistemleri ile krizle mücadelenin<br />

hiçbir işe yaramadığını, AB’nin kendi aşılama<br />

sorunlarında bir kez daha gördük. Aşılamada<br />

diğer ülkelerin hızına erişemedikleri gibi, aksine aşı<br />

korumacılığıyla ticaret engelleri oluşturdular, kurallar<br />

arkasında sonu gelmeyen toplantılarla tekrar kapanmalara<br />

başlamak zorunda kaldılar. Çözüm diye<br />

gözüken kurtarıcı yöntemleri, çözümsüzlük çıkmazlarını<br />

saran dikenli tellere dönüştürdüler.<br />

İşin bir diğer ilginç yanı gelişmiş ülkelerin kendi<br />

içinde “iklim kulüpleri” kurma fikirlerinin savunucu-<br />

68 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


larının da yine eşitlikçi ve adaletçi söylemleri olan<br />

politik blokların olması; buna rağmen bu fikirlerinin<br />

kabul görmemesi de çok manidardır. Bu fikirleri ne<br />

Çin ne ABD ne Rusya ne de yakın coğrafyadaki hiçbir<br />

ülke kabul etmemekle birlikte, kopyala yapıştır<br />

kültürünün hakim olduğu coğrafyalarda hep tekrar<br />

eden beyaz efendilerin takdirini kazanmanın yeşil<br />

bir kompleksine dönüştü.<br />

Faturadaki yüzde 10’luk artış fakirler için<br />

‘öldürücü’ olabilir<br />

Çin’in iddia ettiği gibi, gelişmiş ülkelerin çoğu, yıllar<br />

önce emisyonlarında zaten zirveye ulaştı. Yani en<br />

yüksek emisyonlardan sıfıra, dönüşümlerini 30 yılda<br />

yapılabilir. Ancak gelişmekte olan ülkelerin enerji<br />

talebi hala durmadı. Fakat aynı dönemde aynı dönüşümü<br />

yapmak zorunda kalıyorlar. Bir gelişmiş ülke<br />

vatandaşı dizel SUV araçtan elektrikli SUV’ye geçerken,<br />

birçok Asyalı motosikletli ulaşım imkanlarıyla<br />

dünyayı kirleten olmaya devam edecekler. Sizce bu<br />

durum adil midir?<br />

<strong>Enerji</strong> dönüşümünün finanse etmek için büyük<br />

bütçelere ihtiyaç var. Gelişmiş ülkelerin her biri, birçok<br />

gelişmekte olan ülkenin GSYİH’inden büyük yatırım<br />

miktarları açıklıyor. Hedeflere ulaşmak için yeni<br />

alt yapıya, yeni becerilere, inovasyona ve vergi indirimlerine<br />

yatırım yapmanız gerekir. Ancak dünyanın<br />

çoğu bu derin bütçelere sahip değil. Yaptıkları yatırım<br />

için para basacak ekonomik durum da olmadığından<br />

her yatırım, vatandaşlarına yük olacak. Gelişmiş bir<br />

ülke vatandaşı küçük bir etki görebilir, ancak bu etki<br />

dünyanın geri kalanı için çok daha yüksek olacaktır.<br />

Bir AB vatandaşının faturasındaki yüzde 10’luk artış,<br />

Asya ve Afrika’da yaşam ve ölüm arasındaki farktır.<br />

Bu artışlar, bu fakir ülkelerde enerjiye erişimleri bile<br />

engelleyebilir.<br />

Gelişmekte olan ülkeler, diğerlerinden daha riskli<br />

olduğu için finansman maliyetleri de daha yüksek.<br />

Bu, yatırım maliyetlerini ve vatandaşların paylaştığı<br />

maliyetleri artırır. Gelişmekte olan bir ülke olmak,<br />

gelişmiş dünyaya ekipman ve faiz, komisyon, danışmanlık<br />

ücretleri için ödeme yapmanız gerektiği<br />

anlamına gelir. O halde kazanan kim, kaybeden kim<br />

diye sormalıyız.<br />

Gelişmiş ülkeler kazanır, gerisi kaybeder!<br />

Örneğin, hidrojen temelli bir ekonomiye geçişin<br />

hedeflendiğini varsayalım. Bu durumda, bazı ülkeler<br />

elektrolizörlere, alt yapıya, yeni cihazlara ve yakıt<br />

hücrelerine muazzam miktarda para harcayacak finansmana<br />

sahip. Peki ya gelişmekte olan bir ülke?<br />

Bunları finanse edemez. Uluslararası bir kuruluş,<br />

kredi için gelişmiş ülkelerden daha yüksek bir faiz<br />

oranı uygulayacak, zengin ülke ekipmanı satacak,<br />

kendi mühendislerine danışılacak ve fakir ülke bu<br />

enerji dönüşümünün kullanıcısı ve ödeyicisi olacak.<br />

Tüm bu yüklere ek olarak, gelişmekte olan ülke<br />

zaten adil olmayan bu enerji geçişini yönetemiyorsa,<br />

ekstra vergi ödemek zorunda. Gelişmekte olan dünyanın<br />

çoğunun büyümek için paraya ve finansmana<br />

ihtiyacı var. Bu paranın ana kaynağı ihracattır. Bu<br />

ülkelerin ihracatına vergi koyduğunuzda, işçilerin<br />

maaşlarını, endüstrilerin dönüşmesi için ihtiyaç<br />

duyduğu ekstra yatırım giderlerinin kaynağını ve bu<br />

ülkelerin genel refahını yok edersiniz. Gelişmiş ülkeler<br />

kazanır ve geri kalanı planlandığı gibi kaybeder.<br />

GÖSTERİNİN SONUNDA PARAYI TOPLAYAN HEP KUKLA OYNATICISIDIR<br />

Bu tür bir geçişi ancak yeşil tiranlar savunabilir. Fakirleri<br />

vergilendirir ve zenginlere verir. Yoksulları<br />

hızlı “yeşil kalkınma” için zorlar ve faiz, teknoloji ve<br />

danışmanlık için faturaya boğar. Kısaca, tüm sistem<br />

‘Yeni Yeşil Emperyalizmi’ finanse eder.<br />

Savunulan yeşil politikalar, bankaları her zamankinden<br />

daha zengin yapacak. Yoksullar yeşilin parasını<br />

ödeyecek, ancak gelişmiş muhasebe sistemlerine<br />

sahip gelişmiş ülkeler, sahte hesaplamalara dayanan<br />

birkaç sertifika ile her şeyde yeşil olacak. Daha<br />

fazla kural ve yeşil bürokrasi, çevrelenmiş devlet<br />

kurumları ve gelişmekte olan ülkelerin izlemek haricinde<br />

hiçbir zaman parçası olamayacağı kurumlarla<br />

sonuçlanacak. Standartlar, sertifikalar, teknolojiler<br />

için para ödeyecekler ancak her zamankinden daha<br />

fakir olacaklar. Yeni yeşil emperyalizm, mevcut dünya<br />

düzeninde zenginin daha zengin fakirin daha fakir<br />

olarak kalmasını garanti edecek bir illüzyondan daha<br />

öteye geçemeyecektir. Kuklalar adalet, eşitlik, özgürlük<br />

oyunları oynasalar da, gösterinin sonunda parayı<br />

toplayan hep kukla oynatıcısıdır.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 69


Selin Kumbaracı<br />

Bilkent <strong>Enerji</strong> Politikaları Araştırma<br />

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.<br />

Ufukta gözüken “Yeşil Partili” Alman Şansölyesi<br />

Almanya’da seçim heyecanı büyük bir hızla sürüyor.<br />

Avrupa Birliği’nin iklim politikasını da yakından<br />

etkileyecek olan seçimlerde, Yeşiller Partisi birçok<br />

eyalette oylarını artırıyor. Sonuçlar anketlere yansıyan<br />

şekilde sonuçlanırsa yakında Alman Şansölyesi<br />

bir “Yeşil Partili” olabilir...<br />

Almanya’da son iki eyalet seçimlerinde Alman<br />

Yeşiller Partisi tarafından edinilen kayda değer zaferlerin<br />

-ve Hıristiyan Demokrat Birliği’nin (CDU)<br />

önemli kayıplarının- ardından ülke, eylüldeki federal<br />

seçimlerin sonuçlarına bağlı olarak, ilk ‘Yeşil’ şansölyesini<br />

alma yolunda ilerliyor olabilir.<br />

CDU, bugüne kadarki en kötü performansını, iki<br />

önemli yerel seçimin yapıldığı Baden-Württemberg<br />

ve Rhineland-Palatinate eyaletlerinde gösterdi.<br />

Buna karşılık Yeşiller, Baden-Württemberg’de ilk<br />

sıradaki yerlerini korudu ve hatta desteklerini artırdı.<br />

Ayrıca Rheinland- Palatinate’te aldıkları oy<br />

oranını neredeyse ikiye katlayarak paylarını yüzde<br />

5,3’ten (2016) yüzde 9,3’e çıkardılar. Aynı zamanda,<br />

CDU’nun oy oranı, her iki eyalette de azaldı.<br />

Bu sonuçlar, Baden-Württemberg’in Alman otomobil<br />

endüstrisinin merkezi olması ve eyalet başkenti<br />

Stuttgart’ın Mercedes-Benz ve Porsche’ye<br />

ev sahipliği yapıyor olması açısından özellikle ilgi<br />

çekici. Yeşillerin sahip olduğu aday Winfried Kretschmann<br />

-görevdeki (incumbent) eyalet başbakanıpragmatik<br />

yaklaşımıyla muhafazakar seçmenlerin<br />

yanı sıra metal ve elektronik endüstrilerinin de desteğini<br />

kazandı.<br />

The Guardian’dan Philip Oltermann’ın dediği<br />

gibi, “Baden-Württemberg ve komşu Rheinland-Palatinate,<br />

Alman halkına şaşırtıcı bir ders verebilir:<br />

Merkelizmin sadece Merkel olmadan değil, aynı za-<br />

70 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


manda CDU olmadan da devam etmesi için oy kullanabilirler.”<br />

Anketler doğru çıkarsa Yeşiller Almanya’nın<br />

en büyüğü olabilir<br />

Bu sonuçlar, CDU’nun yakın zamanda seçilen<br />

başkanı Armin Laschet için Alman şansölyeliği yarışında<br />

sorun yaratabilir. Laschet, çeşitli zorluklarla<br />

ve CDU/CSU koalisyonunun içinden çıkan rakip<br />

adaylarla zaten karşı karşıyaydı. Böyle bir rakibin<br />

en kayda değer örneğinin CSU’nun Laschet’ten daha<br />

popüler olan adayı, Markus Söder olduğu söylenebilir.<br />

Söder kendisini daha ‘yeşil’ bir muhafazakar<br />

olarak tasvir ediyor ve bu noktada Almanya’nın en<br />

büyük ikinci partisi olan Yeşiller ile ittifak için mücadele<br />

ediyor. Bununla birlikte, eğer ilgili anketler doğruysa,<br />

Yeşiller yakında CDU/CSU bloğunu geçerek<br />

Almanya’nın en büyük partisi ünvanına sahip olabilir.<br />

Böyle bir gelişme, şansölyelik yarışında kimin<br />

CDU/CSU ortak adayı olacağına bakılmaksızın gerçekleşebilecek<br />

olsa da Söder’in iki potansiyel muhafazakar<br />

aday arasında daha popüler olan olduğunu<br />

söylemek çok da tartışmalı olmayacaktır.<br />

Yeşiller’e doğru olan bu kaymanın tek kaynağı,<br />

daha fazla seçmenin ‘yeşil’ bir farkındalık kazanması<br />

değil. Bir başka büyük etken yakın zamanda<br />

CDU politikacılarının yüz maskeleriyle ilgili şüpheli<br />

iş anlaşmalarını ilgilendiren büyük bir yolsuzluk<br />

skandalına ortaya çıkması. Bunların üzerine, Yeşiller’in<br />

artan (veya CDU’nun azalan) desteği genel<br />

olarak CDU’nun hükümette bulunduğu zaman çerçevesinde<br />

salgının kötü idare edilmesiyle de önemli<br />

ölçüde ilgilidir.<br />

Yeşiller’in manifestosu Merkel’in<br />

siyaset çizgisinden çok farklı<br />

Yeşiller Partisi’nin taslak manifestosunda<br />

belirttiği gibi, “Aşı sorunları,<br />

çok az test ve korona salgınıyla mücadelede<br />

strateji eksikliği, reaktif siyasetin<br />

en iyi ihtimalle sadece en kötüyü<br />

önleyebileceğini bir kez daha gösterecektir.<br />

Ancak mesele, mümkün olan en<br />

iyiyi yapabilmekle ilgili.” Hazirandaki<br />

parti kongresinde sonuçlandırılacak<br />

bu taslak manifestoda Yeşiller, tesis<br />

etmeye çalışacakları çeşitli önlemlerin<br />

Merkel hükümetinin “reaktif siyasetinden”<br />

farklı olduğunun da altını çiziyor.<br />

Bu önlemlerin en dikkate değerlerinden bazıları,<br />

2030 yılına kadar kömürün ve yanmalı motorlu<br />

arabaların aşamalı olarak kaldırılması, yenilenebilir<br />

enerjilerde büyük bir genişlemeye doğru gidilmesi,<br />

otobanlarda saatte 130 kilometre hız sınırı belirlenmesi<br />

ve Almanya’nın 2030 yerel emisyon azaltma<br />

hedefinin mevcut yüzde 55’ten yüzde 70’e arttırılmasıdır.<br />

“KUZEY AKIM 2 YOZLAŞMIŞ BİR<br />

REJİMİ FİNANSE EDİYOR”<br />

Daha da hassas konular açısından Yeşiller Partisi,<br />

Kuzey Akım 2’ye karşı olduklarını güçlü bir şekilde<br />

ifade etti ve manifestosunda “Kuzey Akım 2 boru<br />

hattı projesi durdurulmalı” diye belirtti. Buna ek<br />

olarak, Yeşiller başka bir yerde, “Proje, yozlaşmış bir<br />

rejimi finanse ediyor ve Avrupa iklim hedeflerine<br />

karşı bir bahis—asla gerçekleştirilmemeliydi” diye<br />

tartışıyor ve projeyi durdurmak için bir dilekçe sunuyor.<br />

Yeşiller şansölyeliği kazanmada başarılı olamasalar<br />

bile, anketler CDU/CSU ile Alman Yeşiller Partisi<br />

arasındaki bir koalisyonun (CDU/CSU ile Sosyal<br />

Demokratlardan oluşan mevcut koalisyonun yerini<br />

alacak şekilde) en olası sonuç olduğunu gösteriyor.<br />

Böylece federal seçimlerden çıkacak iktidar koalisyonu,<br />

hala belirsizliğini korurken, Yeşiller’in düşünülen<br />

konfigürasyonların çoğunda önemli bir pozisyon<br />

alacağı neredeyse kesin.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 71


ANALİZ<br />

İklim değişikliğini ‘acil’<br />

görmeyen CEO’lar ekonomide<br />

büyüme bekliyor<br />

PwC tarafından yapılan Küresel CEO Araştırma’sının sonuçlarına göre, dünyanın her yerinden CEO’lar <strong>2021</strong>’de<br />

ekonomik büyümenin hızlanacağını öngörüyor. Kendi şirketlerine yönelik büyüme beklentilerini rekor<br />

seviyede tutan CEO’ların gündeminde sosyal ve ekonomik tehditler salgın, siber tehditler ve aşırı regülasyonlar<br />

var ancak katılımcıların yüzde 60’ı iklim değişikliğini stratejik yönetimsel riskler arasında görmüyor...<br />

PwC, 24.’sünü gerçekleştirdiği geleneksel yıllık<br />

Küresel CEO Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı.<br />

Araştırma, Covid-19 aşı geliştirme süreci, ABD başkanlık<br />

seçimleri ve İngiltere ile Avrupa Birliği arasındaki<br />

Brexit pazarlıkları da dikkate alınarak, ilk defa<br />

önceki yılın sonunda değil, <strong>2021</strong>’in ocak ve şubat aylarında<br />

gerçekleştirildi ve 55 ülke ile bölgeden 5 bin<br />

50 CEO’nun katılımıyla tamamlandı. Araştırmanın en<br />

dikkat çekici sonucu, global CEO’ların yüzdi 76’sı ağır<br />

bir küresel pandemi yılını geride bıraktıktan sonra<br />

<strong>2021</strong> içinde ekonomik büyüme bekliyor. CEO’ların<br />

risk tanımları içinde salgınla ilgili gelişmeler birinci<br />

72 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


sırada gelirken, siber ataklar ve dezenformasyon alt<br />

başlıklarını içeren siber tehditler de iş dünyasının<br />

önemli sorunları arasında görülüyor. Araştırmaya<br />

göre CEO’lar, iklim değişimi konusunda ise hemfikir<br />

değil; araştırmaya katılan yöneticilerinin yüzde 30’u<br />

iklim değişiklikleri hakkında çok ciddi endişe belirtirken,<br />

yüzde 60’ı ise iklim değişikliğine yönetimsel<br />

açıdan stratejik riskler arasında görmüyor.<br />

Türkiye’den de 70 CEO’nun katıldığı PwC’nin<br />

araştırması, küresel GSMH’nin yüzde 3,5 daraldığı<br />

bir yılı takiben, CEO’ların <strong>2021</strong>’de ekonomik büyüme<br />

hızında artış beklediklerini saptadı. PwC’nin<br />

2018 yılındaki araştırmasının “iyimserlik rekorunu”<br />

20 puanla aşan <strong>2021</strong> sonuçları, dünyanın tüm bölgelerinde<br />

ekonomik büyüme için oldukça pozitif bir<br />

beklenti olduğunu öne çıkardı. Türk CEO’ların yüzde<br />

70’inin büyüme beklentisinde olduğunu saptayan<br />

araştırma, bu pozitif beklentinin sadece küresel<br />

büyüme için değil, CEO’ların kendi kurumları için<br />

de geçerli olduğunu belirledi. 2020 yılında şirketlerinin<br />

büyümesi için ilk 4 pazarı ABD (yüzde 29,7),<br />

Çin (yüzde 28,5), Almanya (yüzde 12,8) ve Hindistan<br />

(yüzde 9,4) olarak özetleyen küresel CEO’lar, <strong>2021</strong>’de<br />

ABD pazarından Çin’e kıyasla daha yüksek büyüme<br />

beklediklerini belirtti ve Brexit sonrası İngiltere’yi<br />

de listelerinin ilk dördünü aldı; ABD (yüzde 34,7),<br />

Çin (yüzde 28,1), Almanya (yüzde 16,6) ve İngiltere<br />

(yüzde 11,4).<br />

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TÜRKİYE’DEKİ<br />

CEO’LARIN RADARINDA<br />

Araştırmanın sonuçlarıyla ilgili olarak görüşlerini<br />

açıklayan PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu,<br />

“Araştırmamıza katılan CEO’ların Türkiye dahil dünyanın<br />

çok farklı bölgelerinde birbirlerine çok yakın<br />

beklentiler içinde olması, iş dünyasının <strong>2021</strong>’i bir<br />

ribaunt yılı olarak gördüğünü ortaya çıkarıyor. Araştırmanın<br />

Türkiye verilerine yakından baktığımızda,<br />

katılımcı CEO’larımızın yüzde 59’u önümüzdeki 3<br />

yıl içinde kurumlarında büyüme gerçekleştireceklerini<br />

ifade ediyor” dedi.<br />

Cenk Ulu Türkiye’deki CEO’ların en büyük büyüme<br />

pazarlarını sırasıyla ABD, Almanya, İngiltere, Çin ve<br />

Rusya olarak gördüğünü belirtti ve Türk iş dünyasının<br />

ekonomi tehdit eden unsurlar sıralamasında küresel<br />

meslektaşlarından önemli bir noktada ayrıştıklarını<br />

iletti. Ulu, “Türk CEO’lar, ekonomi üzerindeki<br />

en büyük tehditleri salgın ve diğer sağlık krizleri<br />

(yüzde 64), döviz kurunda dalgalanma (yüzde 63),<br />

politika belirsizliği (yüzde 56) ve iklim değişikliği<br />

(yüzde 51) olarak görüyor. İklim değişikliği maddesi<br />

özellikle önemsiyoruz zira küresel tehdit sıralamasında<br />

bu madde yüzde 30’luk oranla dokuzuncu sırada<br />

görülürken, Türk iş dünyasının konuyu beşinci<br />

sırada çok daha fazla ciddiye aldığını görebiliyoruz”<br />

değerlendirmesini yaptı.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 73


Yöneticilerin yüzde 52’si sağlığı en büyük<br />

tehdit olarak görüyor<br />

Araştırma, CEO’ların, geleceğe pozitif baksalar<br />

da küresel ekonomi önünde ciddi tehditler gördüklerini<br />

de belgeliyor. Birinci tehdidi salgın olarak gören<br />

CEO’lar, aşılama programında önemli bir mesafe<br />

alınsa bile tüketici davranışlarının hemen düzelmeyeceğini<br />

öngörüyor. CEO’lar dijital dönüşümü önemli<br />

bir büyüme alanı olarak görseler de siber ataklar,<br />

dezenformasyon ve dijital dolandırıcılık gibi kavramları<br />

tehdit listesinin başına koyuyorlar. 2020 yılında<br />

tehditleri sırasıyla aşırı regülasyon, ticaret savaşları,<br />

ekonomik büyümede belirsizlik ve siber ataklar olarak<br />

gören CEO’ların <strong>2021</strong> tehdit listesi ise salgın ve<br />

diğer sağlık krizleri 52, siber ataklar, aşırı regülasyon<br />

ve politika belirsizliği olarak sıralanıyor. Dezenformasyon<br />

2020 tehdit listesinde yüzde 16 ile 20’nci<br />

sırada yer alırken, aynı konu <strong>2021</strong>’de yüzde 28 ile<br />

10’uncu sıraya yükseldi.<br />

TÜRKLER DAHA İYİMSER AMA DÖVİZ KURU KAYGISI SÜRÜYOR<br />

î<br />

Küresel CEO’lar arasında <strong>2021</strong>’de ekonomik büyümenin<br />

artacağına yönelik iyimser beklenti<br />

yüzde 76 iken Türkiye’deki CEO’larda bu oran<br />

yüzde 70.<br />

CEO’ların yüzde 36’sı kendi şirketlerinin gelecek<br />

12 ay içinde büyüme potansiyeline güvendiklerini<br />

söylerken Türkiye’deki CEO’lar yüzde<br />

46’lık oranla geçen yıla göre (yüzde 26) çok<br />

daha iyimserler.<br />

Orta vadeli görünüme bakıldığında ise Türkiye’deki<br />

CEO’lar dünya ortalamasından çok daha<br />

pozitif. Küresel CEO’ların yüzde 47’si önümüzdeki<br />

3 yıl içinde şirketlerinin büyüme potansiyeline<br />

güvendiklerini dile getirirken Türkiye’deki<br />

CEO’ların yüzde 59’u aynı görüşü paylaşıyor.<br />

<strong>2021</strong> yılında büyüme için hedef olarak görülen<br />

piyasalarda ilk beş ülke aynı ancak sıralamada<br />

farklılık var. Listenin tepesinde ABD (yüzde<br />

34,7) ve Çin (yüzde 28,1) yer alırken, bu iki ülkeyi<br />

Almanya (yüzde 16,6), geçen yıl beşinci sırada<br />

yer alan İngiltere (yüzde 11,4) ve Hindistan<br />

(yüzde 7,6) takip ediyor. Türkiye’deki CEO’ların<br />

yurt dışında büyüme konusunda sıraladığı ülkelerde<br />

bazı değişiklikler var. ABD (yüzde 21),<br />

Almanya (yüzde 21), İngiltere (yüzde 20), Çin<br />

(yüzde 17), Rusya (yüzde 11) ve Hindistan (yüzde<br />

1o) şeklinde gerçekleşti.<br />

CEO’ların “çok endişeli” oldukları konulara<br />

bakıldığında ise bu yıl “salgın ve diğer sağlık<br />

krizleri” yüzde 52’yle listenin en tepesinde yer<br />

î<br />

î<br />

î<br />

î<br />

î<br />

alıyor. Bunu, siber ataklar (yüzde 47), aşırı regülasyon<br />

(yüzde 42) ve politika belirsizliği (yüzde<br />

38) takip ediyor. Dezenformasyon yüzde 28 ile<br />

10’uncu sırada yer alıyor. Türkiye’deki CEO’ların<br />

daha farklı önceliklerle belirledikleri 5 tehdit<br />

konusu ise salgın ve diğer sağlık krizleri (yüzde<br />

64), döviz kurunda dalgalanma (yüzde 63), politika<br />

belirsizliği (yüzde 56) ve iklim değişikliği<br />

(yüzde 51) olarak sıralanıyor.<br />

Küresel CEO’ların yatırım planlarında yüzde<br />

49’la dijital dönüşüm, yüzde 32’yle verimlilik<br />

artırıcı önlemler, yüzde 31’le siber güvenlik, yüzde<br />

24’le liderlik ve yetenek geliştirme ve yüzde<br />

23’le sürdürülebilirlik ve ESG yer alıyor. Bu liste<br />

Türkiye’deki CEO’lar arasında ise yüzde 47’yle<br />

dijital dönüşüm, yüzde 34’le siber güvenlik,<br />

yüzde 33’le verimlilik artırıcı önlemler, yüzde<br />

30’la Ar-Ge ve ürün geliştirme ve yüzde 27’yle<br />

sürdürülebilirlik ve ESG olarak sıralanıyor.<br />

74 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


ICSG ISTANBUL <strong>2021</strong><br />

<br />

<br />

4-5 June <strong>2021</strong><br />

Istanbul Lui ırdar Congress Center<br />

www.icsgistanbul.com<br />

Internaonal Partners<br />

Strategic Partners


YÖNETİM<br />

Salgın sonrası küresel ekonomi, iş dünyası ve<br />

toplumsal yapıyı bekleyen trendler<br />

McKinsey & Company, Covid-19 sonrasına yön verecek trendleri, ‘küresel ekonomi’,‘iş dünyası’ ve<br />

‘toplumsal yapı’ ana başlıkları altında topladı. Şirketin saptamalarına göre gelecekte kurumlar; iyi liderlik,<br />

dijital üretkenlik, sürdürülebilirlik, inovasyon, işimizin geleceği ve paydaş kapitalizmi trendleriyle<br />

kategorize edilen değişimleri uzun vadede kalıcı bir temel haline getirecek...<br />

Uluslararası danışmanlık şirketi McKinsey &<br />

Company tarafından hazırlanan Covid-19 sonrası<br />

yönetişim trendleri, kurum ve şirketlerin uzun vadeli<br />

hedeflerini farklı temeller üzerinde şekillendirmek<br />

zorunda kalacağını gösteriyor. Raporu değerlendiren<br />

McKinsey & Company Türkiye Ülke Direktörü<br />

Can Kendi, “Salgın bir günde geride kalmasa da yeni<br />

normalin bu yıl ya da gelecek yıl oluşacağı konusunda,<br />

dikkatli bir şekilde iyimser olmak mümkün.<br />

Bu çerçevede, <strong>2021</strong>’in dönüşüm yılı olması bekleniyor.<br />

Gelecek nesiller tanımlamalarında, ‘Covid-19<br />

öncesi’ ve ‘Covid-19 sonrası’ dönemlerden bahsedecek.<br />

Kurumlarda, iyi liderlik, dijital üretkenlik, sürdürülebilirlik,<br />

inovasyon, işimizin geleceği ve paydaş<br />

kapitalizmi trendleriyle açıkladığımız değişimlerin<br />

uzun vadede kalıcı bir temel oluşturması mümkün.<br />

Gelecek planlarımızı yaparken <strong>2021</strong>’in ve ötesinin<br />

şekillenmesinde etkili olacağını öngördüğümüz 13<br />

trendi dikkate almamızın önemli olduğunu düşünüyorum”<br />

dedi.<br />

Rapor, gelecek trendleri ‘küresel ekonomi’,‘iş<br />

dünyası’ ve ‘toplumsal yapı’ başlıkları altında inceliyor<br />

ve şu saptamaları yapıyor:<br />

76 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


KÜRESEL EKONOMİ TRENDLERİ<br />

1. Güvenin geri dönüşü<br />

Tüketicilerin de geri dönmesini sağlayan bu<br />

trendle, harcamaların artması bekleniyor. Biriken<br />

talebin açığa çıkışı, daha önceki bütün ekonomik<br />

krizlerde olduğu gibi, bir ‘intikam alışverişi’ hareketine<br />

neden oluyor. Salgından en çok etkilenen hizmet<br />

sektörü; özellikle restoranlar ve eğlence mekanlarının,<br />

bu geri dönüşte, diğer sektörlere göre<br />

öne çıkacağı tahmin ediliyor. McKinsey uzmanları,<br />

tüketicilerin geri dönüş sürecinin, ülkeden ülkeye de<br />

farklılıklar göstereceğini ortaya koyuyor.<br />

2. İş değil tatil amaçlı seyahatler<br />

yeniden başlayacak<br />

Uluslararası seyahatlerde kriz sürse de Çin’de<br />

otel doluluğu ve yurt içi uçuşlardaki yolcu sayısı,<br />

ağustos sonunda geçen yılki seviyenin yüzde 90’ını<br />

geçti. Tatil amaçlı seyahatler hızla geri dönerken,<br />

iş seyahatlerinde toparlanma sürecinin, daha önceki<br />

kriz dönemlerinde de olduğu gibi farklı olacağı<br />

belirtiliyor. Salgında teknolojinin etkin bir şekilde<br />

kullanımı ve çoğu şirketin önümüzdeki yıllarda yüzleşeceği<br />

ekonomik kısıtlamalar, iş seyahatlerinde<br />

uzun dönemli yapısal bir değişimin başlangıç işareti<br />

olabilir.<br />

3. İnovasyon dalgası ve başlattığı<br />

yeni girişimciler nesli<br />

İhtiyaçlar, icatları doğuruyor ve kaos girişimciler<br />

için alan açıyor. Daha önce yaşanan ekonomik krizlerin<br />

tersine, bu sefer yeni açılan küçük işletmelerin<br />

sayısında önemli oranda artış görülüyor. Örneğin<br />

ABD’de, sadece 2020’nin üçüncü çeyreğinde, 1,5 milyon<br />

yeni işletme başvurusu yapıldı. Bu sayı, 2019’un<br />

aynı döneminin iki katıydı. Bunların yanı sıra girişim<br />

sermayesi aktivitesi de 2020’nin ilk yarısında çok az<br />

gerileme gösterdi.<br />

4. Dördüncü endüstri devriminin<br />

hızlanması<br />

Bu hızlanmanın temelinde, dijital destekli verimlilik<br />

artışının yer aldığı vurgulanıyor. ABD’de verimlilik,<br />

2020’nin ikinci çeyreğinde yüzde 10,6, üçüncü<br />

çeyreğinde de yüzde 4,6 arttı. Geçmişte çığır açan<br />

teknolojilerin, verimliliği artırmaya başlaması 10<br />

yıldan uzun sürüyordu. Ancak yapay zekâ ve dijitalleşme<br />

gibi alanlarda, bu geçişi birkaç yıla indirdi.<br />

McKinsey uzmanları, liderlere; şu ana kadar yapılan<br />

iyi şeyleri yapılandırmalarını ve kurumsallaştırmalarını<br />

öneriyor.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 77


Küresel anketin uygulandığı 13 büyük ülkeden<br />

dokuzunda, tüketicilerin en az üçte ikisi yeni alışveriş<br />

şekilleri denediklerini söylüyor. Ayrıca ankete katılanların<br />

yüzde 65’inden fazlası buna devam etmeyi<br />

düşündüklerini belirtiyor.<br />

1. Online perakende<br />

‘Online perakendeye geçiş’in hızla devam edeceği<br />

ve kalıcı olacağını vurgulanıyor. ABD’de e-ticaret<br />

2024’e gelindiğinde yüzde 24’lük bir yaygınlığa<br />

ulaşacak. Küresel olarak da 2020’nin ilk yarısında<br />

görülen e-ticaret artışı, önceki 10 yıla eşitti. Online<br />

alışveriş yapan tüketicilerde, marka sadakatinin az<br />

olması dikkat çekiyor. Ancak tüketim malları şirketlerinin<br />

sadece yüzde 60’ı, e-ticaret büyüme fırsatlarını<br />

yakalamaya hazırlıklı. Şirketlerin bu yönde<br />

hareket etmesi ve hazırlıklarını hızla tamamlamaya<br />

çalışması büyük önem taşıyor.<br />

2. Tedarik zincirinde yeniden<br />

dengelenme<br />

İŞ DÜNYASI TRENDLERİ<br />

Salgın, tedarik zincirindeki en küçük kopmanın<br />

sistemi durdurduğunu gösterdi. Bu dönemde şirketler,<br />

tedarik zincirlerini incelemeye başladıklarında,<br />

üç şey fark etti. Bunlar; aksamaların normal olması,<br />

endüstri 4.0 sayesinde üretimde ülkelere bağlı maliyet<br />

farklarının daralması ve tedarik zincirindeki<br />

şirketlere üretim yapan alt tedarikçilerle ilgili bilgi<br />

eksikliğiydi. Şirketler, bunları dikkate alarak hem<br />

otomasyon hem de yapay zekâ, veri analitiği alanlarındaki<br />

gelişmelerden faydalanarak tedarik zincirlerini<br />

yeniden dengeliyor.<br />

3. ‘İşimizin Geleceği’ beklenenden<br />

önce geliyor<br />

McKinsey Global Institute (MGI) tarafından gerçekleştirilen<br />

çalışmaya göre; çalışanların yüzde<br />

20’si, haftanın 3 ila 5 günü uzaktan çalışarak verimliliklerini<br />

koruyabiliyor. Bu trend, sadece Covid-19<br />

salgınından dolayı değil, otomasyon ve dijitalleşmedeki<br />

ilerlemeler de bunu mümkün kıldığı için gerçekleşiyor.<br />

Ancak ofisten uzakta çalışmaya geçişle<br />

ilgili iki önemli zorluk var. Bu süreçte hem ofisin,<br />

organizasyona tam olarak ne getirdiğinin sistematik<br />

değerlendirilmesi hem de iş gücünün otomasyon,<br />

dijitalleşme ve diğer teknolojilere uyum için desteklenmesi<br />

gerekiyor.<br />

78 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


4. Biyofarma devriminin güçlenmesi<br />

Yeni koronavirüs medikal inovasyona da ciddi<br />

bir ivme kazandırdı. Daha büyük bir değişim potansiyeli;<br />

biyomühendislik, genetik dizileme, programlama,<br />

veri analitiği, otomasyon, makine öğrenimi<br />

ve yapay zekâ gibi çeşitli becerilerin bir araya gelmesiyle<br />

ortaya çıkacak. McKinsey Global Enstitüsü<br />

(MGI), bu gelişmeyi ‘Biyo-Devrim’ olarak adlandırıyor.<br />

Biyo-devrimin potansiyeli, sağlığın ötesine de<br />

uzanıyor. MGI raporlarına göre; küresel ekonominin<br />

fiziksel girdilerinin yüzde 60’ını biyolojik olarak üretmek,<br />

teoride mümkün. Biyo-devrim, önümüzdeki on<br />

yılda trilyonlarca dolarlık ekonomik etki yaratabilir.<br />

5. Portföylerin yeniden yapılanması<br />

hızlanıyor<br />

Ekonomi yeni normaline oturunca, yaşanan<br />

sektörel farklılıkların daralması<br />

ve endüstrilerin kriz öncesine<br />

yakın pozisyonlarına<br />

dönmeleri beklenebilir.<br />

Bununla birlikte, sektörler<br />

içindeki dinamiklerin<br />

nasıl değişeceğini<br />

öngörmek daha zor<br />

olabilir. Bundan önceki<br />

krizlerden, kuvvetliler<br />

daha kuvvetli<br />

çıktı. Zayıflarsa daha da<br />

zayıfladı, tümden kapandı<br />

ya da satın alındı. Dayanıklılığı<br />

yüksek, sağlıklı bilançolara<br />

sahip şirketler; yeni fırsatlar<br />

arayışında olacak ve ciddi boyutlu portföy<br />

değişimi yaşanacak. Bu duruma ek olarak, küresel<br />

özel sermayenin elinde bulunan yaklaşık 1,5 trilyon<br />

dolarlık yatırıma hazır kaynağın da portföy değişiminde<br />

belirleyici rol oynaması bekleniyor.<br />

6. Yeşil iyileşme<br />

Tüm ülkeler değilse de büyük çoğunluğu toparlanma<br />

planlarını var olan çevresel politika önceliklerini<br />

ilerletmek için kullanıyor. Avrupa Birliği 880<br />

milyar dolarlık Covid-19 kriz planının yüzde 30’unu<br />

iklim değişikliği ile ilgili tedbirlerde kullanmayı planlıyor.<br />

Kanada toparlanmayı iklim hedefleriyle birleştiriyor.<br />

Kolombiya 180 milyon ağaç ekiyor. Japonya<br />

ve Güney Kore 2050’de, Çin ise 2060 yılında, net<br />

karbon emisyonunu sıfıra indirme sözü verdi. Bütün<br />

bunlar, sürdürülebilirliğin hükümetler düzeyinde<br />

yeni normal’in öncelikli konusu olduğunu gösteriyor.<br />

TOPLUMSAL YAPI TRENDLERİ<br />

1. Sağlık sisteminin yenilenmesi<br />

Salgınla mücadele sürecinden alınan dersler,<br />

daha kuvvetli sağlık sistemleri inşa etmeye yol açabilir.<br />

Halk sağlığı altyapısının iyileştirilmesi ve sağlık<br />

sisteminin dijital dönüşümün sunduğu imkanlar kullanılarak<br />

modernleştirilmesi, bu konuda, üzerinde<br />

çalışılması gereken iki alanı oluşturuyor.<br />

İşletmeler açısından bakıldığında da<br />

iş verenlerin yeni normalin sağlıklı<br />

iş ortamını tasarlamaya<br />

odaklanmaları ve çalışanlarının<br />

sağlığına yatırım<br />

yapmaları bekleniyor.<br />

2. Ülkelerin<br />

normalleşme<br />

süreci<br />

Pandemi etkileri<br />

azaldıkça, ülkelerin mali<br />

sıkıntılarıyla nasıl başa<br />

çıkacaklarını düşünmeleri<br />

gerekecek. McKinsey uzmanları,<br />

uzun vadeli ve etkili cevabın<br />

büyüme ve verimlilik olduğunu belirtiyor.<br />

3. Paydaş kapitalizmi<br />

İşletmeler ve parçası oldukları toplum arasında<br />

bir köprü görevi üstlenen paydaş kapitalizmi, pandemide<br />

daha da önemli hale geldi. Paydaş kapitalizminin;<br />

şirketlerde kâr amacı güdülmemesi olarak<br />

anlaşılmaması gerektiğini vurgulayan McKinsey<br />

uzmanları, önemli olanın, zaten değerlendirilebilen<br />

bir ölçüt olan kâra bir ‘amaç’ kazandırmak olduğunu<br />

söylüyor.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 79


İSTATİSTİK<br />

APLUS ENERJİ<br />

Katkılarıyla<br />

APLUS ENERJİ MART <strong>2021</strong> ANALİZİ<br />

<strong>2021</strong> yılı Mart ayında gerçekleşen toplam 27.881 GWh elektrik üretiminin %77,5’i<br />

serbest üretim şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Serbest üretim<br />

şirketlerinin üretimdeki payı, bir önceki aya göre 3,58 puan, geçtiğimiz senenin<br />

aynı dönemine göre ise 0,28 puan artmıştır.<br />

Serbest üretim şirketlerini %16,7 oranla EÜAŞ santralleri ve %3,7 oranla lisanssız<br />

santraller izlemektedir. Toplam üretimin %2’si İşletme Hakkı Devredilen<br />

APLUS ENERJİ MART <strong>2021</strong> ANALİZİ<br />

Santraller, %0,1’i ise Yap-İşlet-Devret santralleri tarafından üretilmiştir 1 .<br />

bulunmuştur. Diğer termik santrallerin 3 üretimdeki payı ise %2 olarak<br />

gerçekleşmiştir.<br />

TEİAŞ tarafından yayımlanan üretim verilerine göre, <strong>2021</strong> Mart ayında termik<br />

santrallerin gerçekleşen toplam üretimdeki payı %61,59 olarak kaydedilmiştir.<br />

Yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik üretiminin payı ise %38,41<br />

olarak gerçekleşmiştir 4 .<br />

Gerçekleşen elektrik üretimi kaynak bakımından incelendiğinde ise <strong>2021</strong> Mart<br />

ayında toplam üretimin %28,9’unun doğal gaz ve LNG santralleri tarafından<br />

gerçekleştirildiği görülmektedir. Barajlı hidroelektrik santraller ilgili ayda toplam<br />

üretimin %16’sını karşılarken, akarsu tipi hidroelektrik santraller ise %6,2 oranıyla<br />

üretime katkıda bulunmuştur. İthal kömür santralleri mart ayında toplam üretimin<br />

%16,3’sini karşılarken, yerli kömür santralleri ise %14,3 oranında katkı<br />

sağlamıştır. Yenilenebilir enerji santrallerinden rüzgar enerjisi santralleri toplam<br />

üretime %8,9 jeotermal ve güneş enerjisi santralleri 2 ise %7,3 oranında katkıda<br />

1 Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.<br />

2 Jeotermal ve Güneş enerjisi santralleri “Diğer Yenilenebilir” olarak sınıflandırılmıştır.<br />

<strong>2021</strong> yılı Mart ayında gerçekleşen<br />

toplam 27.881 GWh elektrik<br />

üretiminin %77,5’i serbest üretim<br />

şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir.<br />

Serbest üretim şirketlerinin<br />

üretimdeki payı, bir önceki<br />

aya göre 3,58 puan, geçtiğimiz senenin<br />

aynı dönemine göre ise 0,28<br />

puan artmıştır.<br />

Serbest üretim şirketlerini<br />

%16,7 oranla EÜAŞ santralleri<br />

ve %3,7 oranla lisanssız santraller<br />

izlemektedir. Toplam üretimin<br />

%2’si İşletme Hakkı Devredilen<br />

Santraller, %0,1’i ise Yap-İşlet-Devret<br />

santralleri tarafından<br />

üretilmiştir 1 .<br />

Gerçekleşen elektrik üretimi<br />

kaynak bakımından incelendi-<br />

2020 yılı Mart ayında 245,09 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama piyasa takas<br />

fiyatı (PTF), <strong>2021</strong> yılı Mart ayında, bir önceki yıla göre 27,1% oranında artarak<br />

311,41 TL/MWh olarak kaydedilmiştir. Bu dönemde gerçekleşen ortalama PTF, bir<br />

önceki aya göre (286,89 TL/MWh) %8,5 oranında artış göstermiştir.<br />

Mart <strong>2021</strong>’de en yüksek günlük ortalama piyasa takas fiyatı 19 Mart Cuma günü<br />

369,70 TL/MWh olarak gerçekleşirken; en düşük günlük ortalama PTF ise 28 Mart<br />

Pazar günü 271,48 TL/MWh olarak kaydedilmiştir. Piyasa takas fiyatları saatlik<br />

bazda incelendiğinde ise en yüksek PTF değerinin 19 Mart Cuma günü saat<br />

1 Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin<br />

19:00’da 569,00 TL/MWh, en düşük PTF değerinin ise 28 Mart Pazar günü saat<br />

yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.<br />

olarak gerçekleştiği 09:00'da 150,01 TL/MWh görülmektedir.<br />

ğinde ise <strong>2021</strong> Mart ayında toplam<br />

üretimin %28,9’unun doğal<br />

gaz ve LNG santralleri tarafından<br />

gerçekleştirildiği görülmektedir.<br />

Barajlı hidroelektrik santraller ilgili<br />

ayda toplam üretimin %16’sını<br />

karşılarken, akarsu tipi hidroelektrik<br />

santraller ise %6,2 oranıyla<br />

üretime katkıda bulunmuştur.<br />

İthal kömür santralleri mart<br />

ayında toplam üretimin %16,3’sini<br />

80 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA<br />

3 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız termik ve biyokütle santralleri diğer termik<br />

santraller olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

4 <strong>2021</strong> Mart verileri Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı 31 Mart <strong>2021</strong> tarihli Kamusal


<strong>2021</strong> yılı Mart ayında pik saatlerde 5 322,32 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama<br />

PTF, bir önceki ayın pik saatler ortalaması olan 295,60 TL/MWh’lik değere göre<br />

%9 oranında artmıştır 6 .<br />

2020 yılı Mart ayında pik dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri ortalama 232,27<br />

TL/MWh iken, bu değer <strong>2021</strong> yılı Mart ayında %29,4 oranında bir artış kaydetmiş<br />

ve 300,50 TL/MWh olarak gerçekleşmiştir.<br />

<strong>2021</strong> yılı Mart ayında pik saatlerde 5 322,32 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama<br />

PTF, bir önceki ayın pik saatler ortalaması olan 295,60 TL/MWh’lik değere göre<br />

%9 oranında artmıştır 6 .<br />

2020 yılı Mart ayında pik dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri ortalama 232,27<br />

TL/MWh iken, bu değer <strong>2021</strong> yılı Mart ayında %29,4 oranında bir artış kaydetmiş<br />

ve 300,50 TL/MWh olarak gerçekleşmiştir.<br />

karşılarken, yerli kömür santralleri<br />

2020 ise yılı %14,3 Mart oranında ayı içerisinde katkı ayında toplam termik 25.029 santrallerin GWh olan ger-<br />

elektrik (286,89 talebi, TL/MWh) <strong>2021</strong> %8,5 yılı oranında<br />

üretim verilerine göre, <strong>2021</strong> Mart ortalama PTF, bir önceki aya göre<br />

sağlamıştır. Mart ayında Yenilenebilir bir önceki enerji yıla göre çekleşen %16,10 toplam oranında üretimdeki artış payı göstererek, artış göstermiştir. 27.562 GWh<br />

santrallerinden rüzgar enerjisi %61,59 olarak kaydedilmiştir. Yenilenebilir<br />

enerji kaynaklarından lük ortalama piyasa takas fiyatı<br />

Mart <strong>2021</strong>’de en yüksek gün-<br />

değerine artmıştır 7 . 2020 yılı Mart ayında 31.908 MWh olarak ölçülen saatlik<br />

santralleri toplam üretime %8,9<br />

jeotermal ortalama ve güneş talep, enerjisi <strong>2021</strong> santralleri<br />

yılı Mart elde ayında edilen 37.046 elektrik MWh üretiminin olarak gerçekleşmiştir.<br />

19 Mart Cuma günü 369,70 TL/<br />

2 ise %7,3 oranında katkıda<br />

bulunmuştur. Diğer termik santrallerin<br />

üretimdeki payı ise %2<br />

payı ise %38,41 olarak gerçekleşmiştir<br />

.<br />

2020 yılı Mart ayında 245,09<br />

MWh olarak gerçekleşirken; en<br />

düşük günlük ortalama PTF ise<br />

28 Mart Pazar günü 271,48 TL/<br />

olarak 5 Pik gerçekleşmiştir.<br />

saatler 08:00-20:00 arasındaki TL/MWh saatleri, olarak gerçekleşen pik dışı saatler ortalama<br />

ise MWh 20:00-08:00 olarak kaydedilmiştir. arasındaki Pi-<br />

saatleri TEİAŞ tarafından ifade eder. yayımlanan<br />

piyasa takas fiyatı (PTF), yasa takas fiyatları saatlik bazda<br />

62020 Gün yılı Öncesi Mart Piyasası ayı içerisinde ortalama <strong>2021</strong> toplam elektrik yılı Mart 25.029 fiyatları ayında, GWh hesaplamalarında bir olan önceki elektrik incelendiğinde talebi, kaynak <strong>2021</strong> ise olarak en yılı yüksek <strong>Enerji</strong>PTF<br />

2 Piyasaları Jeotermal ve İşletme Güneş enerjisi A.Ş. Piyasa santralleri<br />

7 Mart “Diğer 2020 ayında Yenilenebilir” ve <strong>2021</strong> bir önceki olarak yılları sınıf-<br />

yıla için göre saatlik %16,10 veriler oranında YTBS artış Genel göstererek, Günlük İşletme 27.562 GWh Neticesi<br />

Gelişim yıla göre Raporları 27,1% oranında PTF ortalamaları artarak değerinin kullanılmaktadır. 19 Mart Cuma günü<br />

311,41 TL/MWh olarak kaydedilmiştir.<br />

Mart Bu ayında dönemde 31.908 gerçekleşen MWh olarak düşük ölçülen PTF değerinin saatlik ise 28 Mart<br />

saat 19:00’da 569,00 TL/MWh, en<br />

landırılmıştır. Raporları’ndan alınmıştır.<br />

değerine artmıştır 7 . 2020 yılı<br />

3 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız<br />

termik ve biyokütle santralleri 4 <strong>2021</strong> Mart verileri Yük Tevzi Bilgi<br />

ortalama talep, <strong>2021</strong> yılı Mart ayında 37.046 MWh olarak Pazar gerçekleşmiştir.<br />

günü saat 09:00’da 150,01<br />

TL/MWh olarak gerçekleştiği görülmektedir.<br />

diğer termik santraller olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

tarihli Kamusal Rapordan<br />

Sistemi’nin yayımladığı 31 Mart <strong>2021</strong><br />

alınmıştır.<br />

5 Pik saatler 08:00-20:00 arasındaki saatleri, pik dışı saatler ise 20:00-08:00 arasındaki<br />

saatleri ifade eder.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 81<br />

6 Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik fiyatları hesaplamalarında kaynak olarak <strong>Enerji</strong><br />

Piyasaları İşletme A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları kullanılmaktadır.<br />

7 2020 ve <strong>2021</strong> yılları için saatlik veriler YTBS Genel Günlük İşletme Neticesi


<strong>2021</strong> yılı Şubat ayı sonunda 95.846 MW olan toplam kurulu güç değeri 785,5<br />

MW’lık artışla <strong>2021</strong> yılı Mart ayı sonunda 96.634 MW olarak kaydedilmiştir.<br />

Toplam kurulu gücün %67,5’lik (65.241 MW) kısmını serbest üretim şirketleri<br />

oluştururken, EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı %22,2 (21.414 MW)<br />

seviyesindedir 8 . Yap işlet devret santralleri %0,1’lik (140 MW), işletme hakkı<br />

devredilen santraller %2,9’luk (2.831 MW) bir orana sahiptir. Lisanssız santrallerin<br />

toplam kurulu güç içindeki payı da %7,2 (7.991 MW) olarak kaydedilmiştir.<br />

<strong>2021</strong> yılı Şubat ayı sonunda 95.846 MW olan toplam kurulu güç değeri 785,5<br />

MW’lık artışla <strong>2021</strong> yılı Mart ayı sonunda 96.634 MW olarak kaydedilmiştir.<br />

Toplam kurulu gücün %67,5’lik (65.241 MW) kısmını serbest üretim şirketleri<br />

oluştururken, EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı %22,2 (21.414 MW)<br />

seviyesindedir 8 . Yap işlet devret santralleri %0,1’lik (140 MW), işletme hakkı<br />

devredilen santraller %2,9’luk (2.831 MW) bir orana sahiptir. Lisanssız santrallerin<br />

toplam kurulu güç içindeki payı da %7,2 (7.991 MW) olarak kaydedilmiştir.<br />

<strong>2021</strong> yılı Mart ayında pik saatlerde<br />

5 322,32 TL/MWh olarak ger-<br />

değer <strong>2021</strong> yılı Mart ayında %29,4 rak gerçekleşmiştir.<br />

ortalama 232,27 TL/MWh iken, bu yılı Mart ayında 37.046 MWh ola-<br />

<strong>2021</strong> yılı Mart ayı sonunda oluşan toplam kurulu gücün %26,6’lık kısmı (25.688<br />

MW) doğal gaz ve LNG yakıt tipi santralleri ile karşılanırken, %23,9’luk kısmı<br />

çekleşen ortalama PTF, bir önceki oranında bir artış kaydetmiş ve <strong>2021</strong> yılı Şubat ayı sonunda<br />

(23.077 MW) barajlı hidrolik santraller tarafından karşılanmaktadır. Bu yakıt<br />

ayın pik saatler ortalaması olan 300,50 TL/MWh olarak gerçekleşmiştir.<br />

güç değeri 785,5 MW’lık artışla<br />

95.846 MW olan toplam kurulu<br />

295,60 TL/MWh’lik değere göre<br />

8 Kaynak olarak TEİAŞ tarafından yayımlanan 31 Mart <strong>2021</strong> tarihli Genel Günlük İşletme<br />

%9 oranında artmıştır<br />

Neticesi raporu 6 .<br />

2020 yılı Mart ayı içerisinde<br />

kullanılmaktadır.<br />

2020 yılı Mart ayında pik dışı<br />

(off-peak) saatlerin PTF değeri<br />

A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları<br />

kullanılmaktadır.<br />

toplam 25.029 GWh olan elektrik<br />

talebi, <strong>2021</strong> yılı Mart ayında bir<br />

önceki yıla göre %16,10 oranında<br />

artış göstererek, 27.562 GWh değerine<br />

artmıştır 7 . 2020 yılı Mart<br />

5 Pik saatler 08:00-20:00 arasındaki<br />

saatleri, pik dışı saatler ise 20:00-<br />

08:00 arasındaki saatleri ifade eder.<br />

ayında 31.908 MWh olarak ölçülen<br />

güçteki payı %22,2 (21.414 MW)<br />

6 Gün <strong>2021</strong> Öncesi yılı Piyasası Mart ayı ortalama sonunda oluşan<br />

saatlik<br />

toplam<br />

ortalama<br />

kurulu<br />

talep,<br />

gücün<br />

<strong>2021</strong><br />

%26,6’lık kısmı (25.688<br />

seviyesindedir 8 . Yap işlet devret<br />

elektrik fiyatları hesaplamalarında<br />

MW) doğal gaz ve LNG yakıt tipi santralleri ile karşılanırken, %23,9’luk kısmı<br />

kaynak olarak <strong>Enerji</strong> Piyasaları İşletme 7 2020 ve <strong>2021</strong> yılları için saatlik ve-<br />

8 Kaynak olarak TEİAŞ tarafından<br />

(23.077 MW) barajlı hidrolik santraller tarafından karşılanmaktadır. Bu yakıt<br />

riler YTBS Genel Günlük İşletme Neticesi<br />

Raporları’ndan alınmıştır.<br />

<strong>2021</strong> yılı Mart ayı sonunda 96.634<br />

MW olarak kaydedilmiştir.<br />

Toplam kurulu gücün %67,5’lik<br />

(65.241 MW) kısmını serbest üretim<br />

şirketleri oluştururken, EÜAŞ<br />

santrallerinin toplam kurulu<br />

yayımlanan 31 Mart <strong>2021</strong> tarihli Genel<br />

Günlük İşletme Neticesi raporu kulla-<br />

8 Kaynak olarak TEİAŞ tarafından yayımlanan 31 Mart <strong>2021</strong> tarihli Genel Günlük İşletme<br />

Neticesi raporu kullanılmaktadır.<br />

82 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


tiplerini %11,7’lik (11.336 MW) oran ile yerli kömür 9 santralleri ve %9,3’lük oran<br />

(8.987 MW) ile ithal kömür santralleri izlemektedir. Akarsu tipi hidrolik santraller<br />

%8,4’lük bir orana (8.100 MW) sahipken, rüzgâr santralleri toplam kurulu gücün<br />

%9,4’lük bir kısmını (9.097 MW) oluşturmaktadır 10 . Toplam kurulu gücün %7,1’lik<br />

kısmı (6.906 MW) güneş enerjisi santralleri, %1,7’lik kısmı (1.624 MW) jeotermal<br />

enerji santrallerinden oluşurken, %1,9’luk kısmı (1.818 MW) ise diğer termik<br />

santraller 11 tarafından oluşturulmaktadır.<br />

2020 yılı Mart ayında 4,260 milyar m 3 olarak kaydedilen toplam doğal gaz<br />

tüketimi, <strong>2021</strong> yılı Mart ayında %51,7 oranında bir artış ile 5,882 milyar m 3 olarak<br />

gerçekleşmiştir. Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarı 2020 yılı Mart<br />

ayında 0,294 milyar m 3 iken bu miktar, <strong>2021</strong> yılının aynı döneminde %330,6<br />

oranında artarak 1,182 milyar m 3 olarak kaydedilmiştir 12 . Elektrik santrallerinde<br />

tüketilen doğal gaz miktarının toplam doğal gaz tüketimine oranı 2020 yılı Mart<br />

ayında %7,1 iken, bu oran <strong>2021</strong> Mart ayında %20,1 olarak gerçekleşmiştir 13 .<br />

9 Taş kömürü, linyit ve asfaltit santralleri yerli kömür santrali olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

10 Akarsu tipi hidrolik santrallere lisanssız hidrolik santraller de dahildir.<br />

11 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız termik, kojenerasyon ve biyokütle santralleri<br />

diğer termik santraller olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

12 <strong>2021</strong> yılı Mart ayı Elektrik üretimi için tüketilen toplam doğalgaz miktarı, T.C. <strong>Enerji</strong> ve<br />

Tabii Kaynaklar Bakanlığı <strong>Enerji</strong> İşleri Genel Müdürlüğü raporlarından alınmaktadır.<br />

Yuvarlamalardan dolayı hesaplanan oranlarda farklılık bulunabilir.<br />

13 <strong>2021</strong> yılı Mart için en son 28 Mart günü verisi yayınlanmıştır. Bu sebeple artış oranları<br />

hesaplanırken 2020 Mart ayının da 28 günlük verisi kullanılmıştır.<br />

santralleri %0,1’lik (140 MW), işletme<br />

hakkı devredilen santraller<br />

%2,9’luk (2.831 MW) bir orana<br />

sahiptir. Lisanssız santrallerin<br />

toplam kurulu güç içindeki payı<br />

da %7,2 (7.991 MW) olarak kaydedilmiştir.<br />

<strong>2021</strong> yılı Mart ayı sonunda<br />

oluşan toplam kurulu gücün<br />

%26,6’lık kısmı (25.688 MW) doğal<br />

gaz ve LNG yakıt tipi santralleri<br />

ile karşılanırken, %23,9’luk kısmı<br />

(23.077 MW) barajlı hidrolik santnılmaktadır.<br />

raller tarafından karşılanmaktadır.<br />

Bu yakıt tiplerini %11,7’lik<br />

(11.336 MW) oran ile yerli kömür<br />

9 santralleri ve %9,3’lük oran<br />

(8.987 MW) ile ithal kömür santralleri<br />

izlemektedir. Akarsu tipi<br />

hidrolik santraller %8,4’lük bir<br />

orana (8.100 MW) sahipken, rüzgâr<br />

santralleri toplam kurulu gücün<br />

%9,4’lük bir kısmını (9.097<br />

MW) oluşturmaktadır 10 . Toplam<br />

9 Taş kömürü, linyit ve asfaltit santralleri<br />

yerli kömür santrali olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

10 Akarsu tipi hidrolik santrallere likurulu<br />

gücün %7,1’lik kısmı<br />

(6.906 MW) güneş enerjisi santralleri,<br />

%1,7’lik kısmı (1.624 MW)<br />

jeotermal enerji santrallerinden<br />

oluşurken, %1,9’luk kısmı (1.818<br />

MW) ise diğer termik santraller 11<br />

tarafından oluşturulmaktadır.<br />

2020 yılı Mart ayında 4,260<br />

milyar m 3 olarak kaydedilen toplam<br />

doğal gaz tüketimi, <strong>2021</strong> yılı<br />

Mart ayında %51,7 oranında bir<br />

artış ile 5,882 milyar m 3 olarak<br />

gerçekleşmiştir. Elektrik santrallerinde<br />

tüketilen doğal gaz miktarı<br />

2020 yılı Mart ayında 0,294<br />

milyar m 3 iken bu miktar, <strong>2021</strong><br />

yılının aynı döneminde %330,6<br />

oranında artarak 1,182 milyar<br />

m 3 olarak kaydedilmiştir 12 . Elektrik<br />

santrallerinde tüketilen doğal<br />

gaz miktarının toplam doğal gaz<br />

tüketimine oranı 2020 yılı Mart<br />

ayında %7,1 iken, bu oran <strong>2021</strong><br />

Mart ayında %20,1 olarak gerçekleşmiştir<br />

13 .<br />

sanssız hidrolik santraller de dahildir.<br />

11 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız<br />

termik, kojenerasyon ve biyokütle<br />

santralleri diğer termik santraller<br />

olarak sınıflandırılmaktadır.<br />

12 <strong>2021</strong> yılı Mart ayı Elektrik üretimi<br />

için tüketilen toplam doğalgaz miktarı,<br />

T.C. <strong>Enerji</strong> ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı<br />

<strong>Enerji</strong> İşleri Genel Müdürlüğü raporlarından<br />

alınmaktadır. Yuvarlamalardan<br />

dolayı hesaplanan oranlarda farklılık<br />

bulunabilir.<br />

13 <strong>2021</strong> yılı Mart için en son 28 Mart<br />

günü verisi yayınlanmıştır. Bu sebeple<br />

artış oranları hesaplanırken 2020 Mart<br />

ayının da 28 günlük verisi kullanılmıştır.<br />

ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 83


SOSYAL MEDYA<br />

Geçtiğimiz ayın sosyal medyada yer<br />

alan başlıklarından seçmeler sizlerle...<br />

84 • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA


ENERJİ PANORAMA • <strong>Nisan</strong> <strong>2021</strong> • 85

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!