09.04.2014 Aufrufe

EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA APRIL 2014

www.europa-journal.net

www.europa-journal.net

MEHR ANZEIGEN
WENIGER ANZEIGEN

Erfolgreiche ePaper selbst erstellen

Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.

Wir sagen JA<br />

ATTİLA DİNÇER<br />

Entegrasyon ve İletişim Uzmanı<br />

UZMAN GÖRÜŞÜ<br />

Seçimler bitti -<br />

şimdi ne<br />

olacak?<br />

SAYFA 3<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

zur<br />

INTEGRATION<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (GRÜNE)<br />

ALEV KORUN:<br />

Jubiläumsjahr <strong>2014</strong>:<br />

50 Jahre Arbeitsmigration<br />

aus der<br />

Türkei nach Österreich<br />

SEITE 5<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

NURTEN YILMAZ:<br />

Demokratie<br />

stärken, Staatsbürgerschaftsgesetz<br />

erneuern...<br />

SEITE 7<br />

UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

SAYI: 36 NİSAN <strong>2014</strong> - AUSGABE: 36 <strong>APRIL</strong> <strong>2014</strong> P.b.b. Verlagsort: 6020 Innbruck 11Z038817M<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

E<br />

C H<br />

I<br />

Außen- und Integrationsminister<br />

Sebastian Kurz<br />

Frühkindliche<br />

Sprachförderung<br />

für weitere drei<br />

Jahre fixiert<br />

SEITE 9<br />

© Felicitas Matern / feelimage.at<br />

Avusturya’da entegrasyon konusunda yapılan çalışmalar artarak devam ediyor.<br />

Entegrasyon<br />

Temsilciler<br />

Konferansı<br />

yapıldı...<br />

Foto: Alexandra Kromus/PID<br />

© yanlev - Fotolia<br />

‘‘Kuşatma Altında - Under Siege’’<br />

Genç<br />

politikacılarımız<br />

Tarık Mete ve<br />

Ahmet Demir’den<br />

çok önemli<br />

mesajlar...<br />

SAYFA 2<br />

Farklı görüşler zenginliktir<br />

SAYFA 6<br />

"Migrationsrat für<br />

Österreich" vorgestellt<br />

‘Avusturya<br />

Göçmen<br />

Komisyonu’<br />

April ist der besondere Lesemonat - 23. April - Welttag des Buches<br />

Bücher muss man<br />

einfach lieben...<br />

SEITE 12-13<br />

İçişleri Bakanı Mikl-Leitner Göçmen Komisyonu’nu tanıttı<br />

SAYFA 14<br />

<strong>AVRUPA</strong>’DAN GERÇEK BAŞARI HİKÂYELERİ...<br />

SAYFA 4<br />

SAYFA 14<br />

© BMI<br />

© Europäische Union, <strong>2014</strong> – EP


NİSAN <strong>2014</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 2<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Tarık Mete (SPÖ) ve Ahmet Demir (Grüne)<br />

Yeşiller Partisi Tirol Milletvekili Ahmet<br />

Demir ve son Salzburg Eyalet Meclisi Seçimleri’nde<br />

Sosyal Demokrat Parti(SPÖ)<br />

milletvekili adayı olan Tarık Mete biraraya<br />

gelerek Avusturya gündemi ve siyaseti<br />

üzerine değerlendirmelerde bulundular.<br />

Özellikle genel ve yerel seçimlerdeki tercihli<br />

oy kampanyaları ve partilerin bu konudaki<br />

farklı tutumları dile getirilirken,<br />

Avusturya’daki göçmen derneklerinin<br />

seçim dönemlerindeki çalışmaları ve<br />

fonksiyonları konuşuldu.<br />

Ahmet Demir, birçok Türk derneğinin<br />

yönetim kurulunda erkeklerin büyük<br />

çoğunlukta olduğunu ve birçok meselede<br />

olduğu gibi siyasi konularda da bayanlara<br />

ulaşmanın ve onları bilgilendirmenin pek<br />

mümkün olmadığını söyledi. Ayrıca<br />

Demir, derneklerle irtibat halinde olmayan<br />

çok sayıda birey olduğunu da vurgulayarak,<br />

bu insanlara da ulaşılması<br />

gerektiğini belirtti.<br />

Geçtiğimiz aylarda BIFO (Eğitim ve Meslek<br />

için Danışmanlık Merkezi) tarafından<br />

düzenlenen, gençleri meslek seçimi ve<br />

okul tercihleri konusunda bilgilendirmeyi<br />

Genç<br />

politikacılarımız<br />

Tarık Mete ve<br />

Ahmet Demir’den<br />

çok önemli<br />

mesajlar...<br />

Farklı görüşler zenginliktir<br />

Tarık Mete ise, siyasi partilerin her derneğe<br />

aynı mesafe ve yakınlığı göstermek<br />

zorunda olduğunun altını çizerek bu<br />

konuya gösterdiği hassasiyeti dile getirdi.<br />

İki farklı partide siyasi çalışmalarda bulunan<br />

Demir ve Mete’nin güzel ve yapıcı<br />

görüşmesi, siyasi kültürün ne kadar<br />

önemli olduğunu; bazen farklı görüşlere<br />

sahip olunsa da insanların birbirlerine<br />

saygı göstererek dinleyebileceğini, farklı<br />

fikirlerin zenginlik olduğunu ve paylaşımın<br />

önemini birkez daha kanıtlamış oldu.<br />

Konuşmanın sonunda Demir ve Mete<br />

Avusturya’da yaşayan herkesin burada<br />

yapılan siyasetle ilgilenmesi gerektiğini ve<br />

buradaki gündemi takip etmelerinin çok<br />

önemli olduğunu vurguladılar. Özellikle<br />

Türkiye’de yapılan siyasetin bu kadar<br />

önplanda tutulmasının, bizlere herhangi<br />

bir şekilde getirisi olmadığını ve bu tartışmaların<br />

buradaki sorunlarımızı çözmediğini<br />

vurguladılar.<br />

amaçlayan bir fuara katılan gençlerimiz<br />

bu tür çalışmalarda bulunmanın kendilerine<br />

çok büyük faydalar sağladığını<br />

belirttiler.<br />

Katılımcılardan Dilara Aydın: ‘‘Bu fuarda<br />

birçok konuda önemli bilgiler aldım.<br />

BIFO, bizlere meslek seçiminde ve içimizde<br />

varolan yeteneği keşfetmemizde<br />

gerçekten çok yardımcı oldu. Bunun<br />

yanında meslek haricinde, hangi okullara<br />

gidebileceğim noktasında da çok güzel<br />

önerilerde bulunuldu. Kursa katılmadan<br />

önce tam olarak ne yapacağımı, hayatıma<br />

nasıl yön vereceğimi bilmiyordum. Hülya<br />

Aydın Hanım böyle bir fuardan bahsetti<br />

ve onunla katılmaya karar verdim. Fuardan<br />

1 hafta sonra tekrar okula yazıldım<br />

ve şimdi ne yapacağımı daha iyi biliyorum.<br />

Okulumu tamamladıktan sonra<br />

mimarlık bölümünü okumak ve mimar<br />

olmak istiyorum.’’<br />

Süelnur Kukal ise: ‘‘Ortaokul son sınıf<br />

öğrencisiyim. Daha öncede bu tür bir<br />

fuara katılmıştım. Ancak Hülya Aydın<br />

© Europäische Union, <strong>2014</strong> – EP<br />

Gençlerimizi, meslek seçimi ve okul tercihlerinde yardımcı olabilecek bir fuara yönlendiren Hülya Aydın:<br />

“Gençlere sadece öğüt vermek yetmiyor”<br />

Hanım ile katıldığım fuar gerçekten çok<br />

verimli geçti, herşeyi daha iyi bir şekilde<br />

gözlemledim ve okuluma en iyi şekilde<br />

nasıl devam edebileceğim konusunda<br />

önemli bilgiler aldım. İleride bebek<br />

hemşiresi olmak istiyorum.‘‘<br />

Fuara katılan 16 yaşındaki Yasemin hanım<br />

ise: ‘‘Kararsızlık çok kötü birşey. Uzun<br />

süre ne yapacağıma karar veremediğim<br />

için motivasyonum çok düşüktü. Gençlik<br />

Fuarı’na katılmamın amacı orada<br />

tanıtılan meslekleri daha yakından<br />

tanımaktı. Orada uzman kişiler bizlerle<br />

çok ilgilendiler ve yardımcı oldular. Benim<br />

de moral ve motivasyonum tekrar yükseldi.<br />

Şimdi okuluma odaklandım ve ilk<br />

etapta diplomamı alarak okulumu<br />

tamamlamak istiyorum. İleride mimarlık<br />

veya moda tasarımı üzerine bir bölüm<br />

okumak istiyorum.’’<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />

Katrin VORHAUSER<br />

İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />

Mehmet İNAK<br />

Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />

Hasan KESKİN<br />

Türkiye Temsilcisi<br />

Mag. Ahmet ZUBİ<br />

R<br />

E<br />

C H<br />

I<br />

09.04.<strong>2014</strong> - 12.05.<strong>2014</strong><br />

SAYI: 36 NİSAN <strong>2014</strong> - AUSGABE: 36 <strong>APRIL</strong> <strong>2014</strong><br />

ANSCHRIFT - ADRES<br />

<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />

Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Retour- und Postsendungen:<br />

Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />

Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />

gazetemiz sorumlu değildir.<br />

Für Werbeanfragen<br />

Tel. (+43) 512 31 71 67<br />

www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />

Hülya Aydın:‘‘Onlar bizim geleceğimiz ve desteği<br />

hakediyorlar. Gençlere sadece öğüt vermek yetmiyor,<br />

onlar gibi düşünebilmek için, onlarla<br />

zaman geçirmek ve birşeyler paylaşmak çok<br />

önemlidir. Ayrıca bütün herkesi, gençlerimizin<br />

eksikliklerini gidermeleri için desteklemeye,<br />

faydalı çalışmalara örneğin fuarlara yönlendirmeye<br />

davet ediyorum. Gençlerimiz özellikle<br />

okul ve meslek seçiminde zorlanıyorlar.<br />

Devamında da özgüvenleri azalıyor. Bu noktada<br />

belli aralıklarla düzenlenen fuarlara katılım<br />

olursa gençlerimiz uzman desteği ile yönlerini<br />

daha kolay bulabilirler ve yaşadıkları sorunlar<br />

asgariye inebilir. Lütfen bu konularda duyarlı<br />

Gençlerimizi fuara yönlendiren Hülya Aydın Hanım olalım.’’


3 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

NİSAN <strong>2014</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Değerli Okurlar,<br />

Anavatanımız Türkiye yine bir seçimi geride<br />

bıraktı. Bu bir yerel seçimdi fakat son haftalar<br />

ve aylarda yapılan seçim çalışmalarına<br />

baktığımızda daha çok genel seçime benzediğini<br />

gördük. Bu seçim sonuç itibari ile<br />

partiler, seçmenler, Türkiye ve Millet için<br />

oldukça önemliydi.<br />

Bunun sebebi seçim kampanyalarına sanki<br />

sadece Türkiye’deki partiler değilde, dış<br />

güçler ve kuruluşların da katılmasıydı.<br />

Sebebi ne olursa olsun, hep beraber<br />

bu seçim sürecinin çok kızgın ve hararetli<br />

geçtiğini de gördük.<br />

Dostun, kardeşin kırıldığını, birbirini kırdığını<br />

ve üzdüğünü gördük. Birde Avrupa Vatandaşları<br />

olarak seçim sürecini Avrupa’nın pek<br />

de adil ve tarafsız olmayan medyasından<br />

takip ettik ve söz konusu medya Türkiye’nin<br />

her köşesinde kaos, çatışmalar ve kavgalar<br />

varmış gibi gösterdi. Hâlbuki durumlar<br />

Türkiye’de bu şekilde değildi. Tabii ki seçim<br />

Sayın Nöstlinger, röportaj yaptığımız kişilerden<br />

ilk olarak kendilerini tanıtmalarını<br />

isteriz. Çok tanındığınızdan ve birçok nesil<br />

sizin çocuk kitaplarınızla büyüdüğü için<br />

sizin durumunuzla ilgili başka bir şeye<br />

karar verdik. Size tamamen yabancı gelen<br />

insanlarla sıkça karşılaşıyor musunuz?<br />

Viyana’da yaşıyorum, şehirde olursam,<br />

8. ya da 9. Bölgede örneğin, herkes beni<br />

tanır. Altı yıldır 20. Bölgede oturuyorum,<br />

bir işçi bölgesi, orada beni kimse tanımaz.<br />

Bugün gençlik nasıl? Tanınıyor musunuz?<br />

Gençler beni hiç tanımıyor, bu onları çok<br />

da ilgilendirmiyor. Yaklaşık 30 yıldan beri<br />

gazeteler için de yazdım, filmler yaptım,<br />

bunun için daha çok yetişkinler arasında<br />

tanınıyorum. Çocuklar bir kitap okuduklarında<br />

yazarı onları ilgilendirmez. Onlar<br />

daha çok film yıldızlarının ve müzisyenlerin<br />

hayranıdırlar, ama yazarların değil.<br />

Sizce iyi bir çocuk kitabı nasıl olmalı?<br />

İçinde ne olmalı, ne olmamalı?<br />

Edebiyattan ne anlaşılmalı? Benim için<br />

edebiyat bir parça dünyayı dile dönüştürmektir.<br />

İyi bir çocuk kitabı bir parça<br />

dünyayı tasvir eder, ama çocukların<br />

penceresinden. Çocuklara her şey anlatılabilir,<br />

ama çocuğun bunu nasıl gördüğü<br />

tasavvur edilmelidir, bundan sonra iyi bir<br />

çocuk kitabı olur. Her şeyden önce dürüst<br />

bir kitap olmalı, bir miktar mizahın da<br />

zararı olmaz.<br />

UZMAN GÖRÜŞÜ<br />

dönemi bu sefer gerçekten olağandışı geçti,<br />

iktidar ve muhalefet ağır retorikler ve sözler<br />

kullandı, çok emek ve enerji harcadılar.<br />

Zaman zaman yerel seçimle ilgisi olmayan<br />

konular ve skandallar çıktı ortaya. Hatta seçime<br />

beş kala, ülkemizi, devlet birimlerimizi<br />

ve güvenliğimizi zedeleyecek bilgiler ortaya<br />

çıktı. Dinlenmemesi, çıkmaması gereken<br />

bilgiler… Bu durum seçim sürecini aşıp bir<br />

vatan ihanetine dönüştü. Af edilmez olaylar<br />

yaşandı. Şükür ülkemiz bu olayı da az yara<br />

ile atlattı.<br />

Sonunda 30 Mart`da seçimler gerçekleşti.<br />

Umarız sonuçlar Ülkemize, milletimize,<br />

herkese hayırlı uğurlu olur. Tüm koşturanları<br />

ve kazananları kutlarız.<br />

Tüm demokratik ülkelerde seçimler olur,<br />

bazen sakin, bazen hiddetli geçer; ama<br />

seçim sonrası ortalık sakinleşir, herkes<br />

kardeşçe işine gücüne devam eder.<br />

Peki, Türkiye’de durumlar nasıl?<br />

Ayda 2-3 kez Türkiye’ye gelen ve haftalarca<br />

burada bulunan kardeşiniz ve sözcünüz<br />

olarak şöyle bir izlem oluştu bende;<br />

İnsanlar halen birbirine kırgın, dargın; halen<br />

„sen-ben-o“, „şu-bu ve öteki“ var. Yıllarca<br />

terörün bile yapamadığını sanki son aylarda<br />

yaşıyoruz gibi. Özellikle Gezi olaylarından<br />

OKUMAK, YAZMAK VE ÇOCUK KİTAPLARI ÜZERİNE<br />

Küçükken çok kitap okudunuz mu, okuduysanız<br />

birkaçını hatırlayabilir misiniz?<br />

İlkokula giderken, on yaşına kadar çok az<br />

okudum. O zamanlar Nazi dönemiydi ve<br />

annem evde Nazi kitaplarına tahammül<br />

etmezdi, başka kitap da yoktu. Savaştan iki<br />

üç yıl sonra da yeni çocuk kitapları yoktu.<br />

Savaş öncesi sevilenler, -örneğin Erich<br />

Kästner- Naziler tarafından yakılmış ve<br />

ancak 1948/49’larda tekrar ortaya çıkmışlardı.<br />

O zaman da ben çocuk kitapları için<br />

biraz büyüktüm.<br />

Yeni Medya artık kitaba yönelmiyor ve<br />

büyük bir rekabet mevcut. Bugün çocuklar<br />

çocuk kitaplarına daha az mı ilgililer?<br />

Resimlerle çalışan elektronik basının tüketimi<br />

tabii ki, okunması zorunlu bir kitaptan<br />

daha kolay. Bugün okumaktan hoşlanmayan<br />

çocuk çok. Böyle çocuklar önceleri<br />

yapacak başka bir şey olmadığı için<br />

okumuşlar ve sonra bırakmışlar. On-yirmi<br />

yıl içinde o duruma geleceğiz ki, yetişkinler<br />

gibi çocukların da ancak yüzde onu okuyacak.<br />

Ancak okuyanlar önceki çocuklardan<br />

daha çok okuyacak ve daha çok kitapları<br />

olacak. Okumak harika bir şey. İki insan<br />

okuduğunda, iki kafada iki farklı hikâye<br />

oluşur. Okurken insan hikâyeyi bulanladır.<br />

Filmde tek bir çil eksiltilemez ya da eklenemez,<br />

buna karşılık kitapta sarışın bir<br />

çocukta yüz farklı çocuğu düşünebilirim.<br />

Bu okumanın cazibesi ve çok sayıda çocuk<br />

bunu hala arzuluyor.<br />

sonra, kardeşliğimiz yara aldı, birliğimiz<br />

zedelendi gibi bir durum söz konusu oldu.<br />

Avrupa Türkleri ve Türkiye’de yaşayan<br />

vatandaşlar arasında kutuplaşmalar belirdi.<br />

Bazı dostluklar bozuldu, düzelir inşallah, bu<br />

durum Avrupa’ya özel derken, maalesef<br />

Türkiye’de ki insanların da aynı durumda<br />

olduklarını gördük.<br />

Aslında tahmin etmemiz gerekiyordu. Çünkü<br />

Avrupa Yurtdışı Türkleri, Türkiye‘nin bir<br />

aynasıdır, bir minyatürüdür, her yönüyle. 50<br />

yıl sonra bile halen Avrupalı ol(a)madığımız<br />

için, hemen hemen tüm derneklerimizi<br />

Türkiye endeksli kurduğumuz, hatta yeni dönemlerde<br />

yeni yeni Türkiye merkezli Avrupa<br />

şubeleri açtığımız için, Türkiye‘de olan<br />

bitenlere daha yakınız. (tabiî ki genelleştirmek<br />

istemiyorum, küçük bir kısım, yaşamını<br />

ve hayatını Avrupa merkezli kurmuştur).<br />

Tabiî ki Türkiye’den kopmamak lazım,<br />

bağları sıklaştırmak lazım, ama kaç Vatandaş<br />

Avrupa’daki yaşadığı ülkenin siyasetini,<br />

haberlerini, olaylarını, ekonomisini takip<br />

ediyor?<br />

Kaç Vatandaş Avrupa’da güncel hayatı, yerli<br />

(yani Avrupa) dizileri falan takip ediyor?<br />

Ezileni, itileni, soyulanı, dışlananı, öldürüleni<br />

takip ediyor?<br />

Bilmiyoruz.<br />

Şu anda bir kitap çalışmanız var mı?<br />

Evet, ama eskiden daha yavaş, kendime<br />

daha çok boş vakit bırakıyorum. Aslında 78<br />

yaşında artık çalışılmamalı.<br />

Tam olarak kaç kitap yazdığınızı biliyor<br />

musunuz?<br />

Hayır, sanırım ki 160 ya da 170, ama mutlaka<br />

bunların yarısı kitap olarak sayılamayacak<br />

ilk okuma kitapları (Metinleri birkaç<br />

A4 sayfasını doldurmaz)<br />

Kaç tane ödül aldınız? Sizin şahsınız için<br />

en önemlisi hangisi?<br />

Şu an için bilmiyorum, sayacak olursam<br />

belki bazılarını unutabilirim. Benim için<br />

tabii ki ‘‘Astrid Lindgren Award’’ en<br />

önemlisi, bundan iyisi artık alınamaz. O’nu<br />

ilk olarak ben aldım, daha ne istenir?<br />

Dilin sizin için anlamı nedir?<br />

Benim için yazmada en önemli olan<br />

unsurdur. Hikâye çabuk bulunur, yazmada<br />

asıl olan ve sorun çıkaran dildir. Bulduğum<br />

hikâyelerden hiçbir zaman mutsuz olmadım<br />

ama hemen her gün yazdığım cümlelerden<br />

memnun olmuyorum ve tekrar<br />

tekrar düzeltiyorum.<br />

Okumak; sizin için anlamı nedir?<br />

En keyifli uğraşılarımdandır.<br />

Yazmak aklınıza nereden geldi, bize kısaca<br />

anlatır mısınız?<br />

Eğitimli bir tasarımcıyım, bir çocuk kitabı<br />

çizmek istedim ve bunun için bir hikâye de<br />

buldum. Hikâye ödül aldı, resimler almadı.<br />

ATTİLA DİNÇER<br />

attila.dincer@yvdk.gov.tr<br />

T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Yurtdışı<br />

Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyesi, Entegrasyon ve İletişim Uzmanı<br />

Seçimler bitti - şimdi ne olacak?<br />

Değerli Dostlar,<br />

Türkiye halkı seçimini yaptı, demokrasi<br />

budur ve saygı duymak gerekir.<br />

Hayatın normale dönmesi gerek, doğal olanı<br />

da budur.<br />

Kardeşlerin tekrar birlik ve beraberlik havasında<br />

yaşaması gerekir, şart olan da budur.<br />

Birlik olmazsa, güç olmaz, başarı olmaz,<br />

huzur olmaz, kardeşlik olmaz. Din, dil, kültür<br />

zarar görür. Siz siz olun, Türkiye‘yi sevin, bağınızı<br />

koparmayın, ama Avrupa‘da yaşadıkça<br />

oraya endeksli yaşayın. Orada aktif olun.<br />

Geleceğinizi orada koruyun ve oluşturun.<br />

Ama dönmek istiyorsanız da iyi düşünün, iyi<br />

plan yapın veya bize ulaşın. Yakında Türkiye‘de;<br />

İstanbul‘da, Eskişehir‘de, Ankara‘da<br />

„Geri Dönenler Danışma Merkezleri“<br />

hizmete hazır olacaktır.<br />

Saygı ve Türkiye’den selamlarımla<br />

ATTİLA DİNÇER<br />

E-Posta: attila.dincer@yvdk.gov.tr<br />

NOT/BİLGİ; Ağustos ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanı<br />

seçimine bu yıl ilk defa Avrupa’da yaşayan TÜRK VA-<br />

TANDAŞLARI yaşadığı ülkelerde kurulacak olan sandıklarda<br />

oy kullanabilecekler. MAVİ Kartlı Vatandaşların seçim hakları<br />

yoktur! Seçim kayıtlarını takip etmeyi ve kayıt olmayı<br />

unutmayınız. Daha detaylı bilgiler Başkonsolosluklardan<br />

ve Türk Medyasından aktarılacaktır.<br />

Christine Nöstlinger<br />

ÖZEL<br />

RÖPORTAJ<br />

‘‘İki insan okuduğunda, iki kafada<br />

iki farklı hikâye oluşur...’’<br />

İyi yazdığınızı kendiniz mi fark ettiniz,<br />

yoksa kendinizden emin değil miydiniz?<br />

Kendimi yazar olarak görmediğimden,<br />

başta kendimi çok eleştiriyordum. Baktım<br />

ki düzgün bir şeyler çıkıyor, onu sürekli<br />

tekrar tekrar düzelttim. Sanırım ki, bu davranış<br />

birçok genç yazarın yaşadığı bir şey.<br />

Bazen dinlenmeyi düşünüyor musunuz?<br />

Şimdi 78 yaşındayım şu ana kadar hala<br />

işliyor ve işlemeye de devam edecek.<br />

Şayet dement olursam tabii ki işler<br />

yürümez, bunu ummak istemem.<br />

Okuyucularımıza söylemek istediğiniz bir<br />

şeyler var mı?<br />

Ben başkalarına hikâyeler anlatmaktan<br />

başka, özel olarak bir şey söylemek isteyen<br />

insan değilim.<br />

© Paul Schirnhofer


NİSAN <strong>2014</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 4<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

AV R UPA’DAN GERÇEK BAŞARI H İK ÂYE L E R İ ...<br />

Ailesinin büyük desteği ile<br />

öğretmenlik bölümünü bitiren<br />

Hediye Kozan:<br />

‘‘Karşılaşılan<br />

sorunların en<br />

temel çözüm<br />

kaynağı EĞİTİM’dir’’<br />

Avusturya Tirol Eyaleti’nde ikâmet eden<br />

33 yaşındaki Ordulu Salih Bülbül, 1991 yılında<br />

Avusturya’ya geldi ve eğitiminin ilk<br />

yıllarında, aşçılık üzerine 3 ay eğitim aldı.<br />

Daha sonra inşaat sektörüne yönelen ve<br />

çatı üzerine çıraklık eğitimi alan Salih<br />

Bülbül, öğrencilik dönemi sonrasında bir<br />

firmada çalışmaya başladı. Bu firmada<br />

özellikle çok büyük projelerde sorumluluk<br />

alarak kendini geliştirdi ve devamında<br />

Ustalık Sınavı’nı yapmaya karar verdi.<br />

‘‘Ustalık Sınavı(Spenglermeisterprüfung) Avusturya’nın<br />

birçok bölgesinde yapılabiliyordu<br />

ve bazı bölgelerde sınavı geçmenin<br />

daha kolay olduğunu biliyordum. Ancak<br />

ben işimi en iyi şekilde yapabilme adına<br />

kolay olanı değil zor olanı tercih ettim ve<br />

sınavı geçmenin belki en zor olduğu yer<br />

olan İnnsbruck şehrinde sınava girmeye<br />

karar verdim. Disiplinli bir şekilde sınava<br />

hazırlandım ve ilk sınavda başarılı oldum.<br />

Beni ayrıca sevindiren bir olay ise, sınava<br />

katıldığım sınıfta toplam 3 kişi başarabildi.<br />

Benimle beraber, bir Avusturyalı ve yine<br />

bir Türkiye kökenli insanımızın bu sınavı<br />

Hediye Kozan’ın kaleminden hayat hikâyesi:<br />

‘‘Ben, Hediye Kozan, 1988’de Almanya’nın<br />

Herne şehrinde doğdum. Sekiz çocuklu bir<br />

ailenin kızıyım. Emekli maden işçisi babam<br />

ve ev hanımı annem 1975‘de iş sebebiyle<br />

Almanya‘ya göç etmişler. İlköğretimi<br />

bitirdikten sonra Lise eğitimimi de<br />

(Gymnasium) başarılı bir mezuniyet<br />

(Abitur) ile tamamladım. 2013 yılında Essen<br />

Üniversitesi’nde Matematik ve Sosyal<br />

Bilgiler Öğretmenligi Bölümü’nü başarıyla<br />

(1 ile) tamamladım. Bu süreçte farklı okullarda<br />

mesleğimle alakalı eğitim vererek tecrübe<br />

edindim. <strong>2014</strong> Mayıs ayında yeni<br />

görevime başlamayı heyecanla bekliyorum.<br />

Eğitim hayatımda karşılaştığım en büyük<br />

zorluk ilk okuldan sonra geleceğimi etkileyebilecek<br />

olan en önemli kararlardan birinde<br />

ilkokul öğretmenimin yanlış tutumu<br />

oldu. Öğretmenim beni yeterince başarılı<br />

bulmayıp Lise gibi zor ama aynı zamanda<br />

üniversiteye kapı açacak olan bir liseye gitmeme<br />

karşı çıktı ve ısrarla aileme bu karardan<br />

vazgeçmelerini belirtti. Öğretmenimin<br />

bu tutumu beni o yaşlarda çok üzmüştü.<br />

Fakat anne ve babam öğretmenimin önerisinin<br />

ve ısrarlarının aksine beni liseye gönderdiler<br />

ve çok şükür onların bu sonsuz destek<br />

ve güveni sayesinde liseyi başarıyla<br />

bitirdim ve ardından üniversitede okuyup<br />

öğretmenlik gibi güzel ve önemli bir meslek<br />

edindim. Bence bu öncelikle onların sonsuz<br />

desteği, güveni ve eğitime verdikleri<br />

önemin neticesiydi. Anne ve babam tüm<br />

çocuklarına herzaman eğitimin önemini<br />

vurgulayarak hepimizin okumasını sağladı.<br />

Bu yüzden aileler gerekli bilgi ve eğitime<br />

sahip olmasalar bile bu konuda daha bilinçli<br />

olup çocuklarını küçük yaştan itibaren<br />

eğitime yönlendirmelerini öneriyorum.<br />

Hele ki üç-sınıflı ve eleyici bir Alman eğitim<br />

sisteminde çocuklarımızın daha çok<br />

desteğe ve teşviğe ihtiyaçları olduğunu<br />

düşünüyorum. Bence eğitim özellikle<br />

Avrupa’da yaşayan göçmen kökenli vatandaşların<br />

karşılaşabileceği çoğu sorunların<br />

en temel çözüm kaynağıdır. Bu yüzden<br />

gençlere ve özellikle bayanlara verebileceğim<br />

tavsiye her ne zorlukla veya başta başarısızlıklarla<br />

karşılaşsalar bile ümitsizliğe<br />

kapılmadan üniversiteye kapı açacak liselerde<br />

okuyup bir meslek edinmeleridir.’’<br />

İnşaat sektöründe Ustalık Sınavı’nı<br />

başaran ve kendi firmasını kuran<br />

Salih Bülbül:<br />

‘‘Başkaları<br />

başardıysa, çaba<br />

sarfeden herkes<br />

başarabilir’’<br />

başarması çok anlamlıydı.’’<br />

Evli ve 4 çocuk sahibi olan Bülbül, eşinin<br />

kendisine verdiğini olağanüstü destek sayesinde<br />

sınavlara hazırlandığını belirterek;<br />

‘‘Şimdi geçmişe dönüp baktığımda eşimin<br />

bana verdiği desteğin ne kadar büyük<br />

olduğunu daha net olarak görebiliyorum.<br />

Katıldığım sınavlara sakin bir ortamda<br />

hazırlanabilmem için eşim her türlü<br />

fedakârlığı yaptı ve bana herzaman destek<br />

oldu.’’<br />

Salih Bülbül ayrıca: ‘‘Benim hayatımda<br />

yönümü bulmamda özellikle, ‘Başkaları<br />

başardıysa ve dünyada böyle birşey varsa<br />

çaba sarfeden herkes başarabilir, yani ulaşılmaz<br />

birşey yoktur’ sözü çok etkili oldu.<br />

Bizler Avrupa’da yaşıyoruz ve aynı<br />

zamanda Türkiyemizi temsil ediyoruz,<br />

lütfen herkes yılmadan mücadele etsin ve<br />

hedeflerini belirleyerek bu yolda çaba<br />

harcasın. Başarı mutlaka gelecektir.’’<br />

Ustalık belgesini aldıktan sonra, 2013 yılının<br />

Ağustos ayında kendi firmasını kuran<br />

Bülbül, başarılı bir şekilde çalışmalarına<br />

devam ediyor. www.spenglerei-buelbuel.at<br />

<strong>AVRUPA</strong> GÖNÜL<br />

BAHÇESİ<br />

ŞİİR<br />

VE<br />

Gözümün Nuru<br />

Sana şiir yazmak imkânsız gülüm<br />

Anlasana beni gözümün nuru<br />

Denedim bak şimdi Titriyor dilim<br />

Anlasana beni gözümün nuru<br />

Aşkını anlatmak haddimi aşar<br />

İçim sen fışkırır mutluluk taşar<br />

Şu dünyada gönlüm gönlünü yaşar<br />

Anlasana beni gözümün nuru<br />

Leyla ile mecnun Ferhat ve şirin<br />

Bambaşkadır yarim bendeki yerin<br />

Kevserim şarabım en güzel hurim<br />

Anlasana beni gözümün nuru<br />

Huzuru saadeti kalbinde buldum<br />

Yüzünden baharın tadını aldım<br />

Şenlendim Seninle bahtiyar oldum<br />

Anlasana beni gözümün nuru<br />

Sen bülbülüm bense sonsuz kafesin<br />

Kokladığım miski amber nefesin<br />

Şelale misali huzurlu sesin<br />

Anlasana beni gözümün nuru<br />

Kadınım sultanım sarayım hanım<br />

Hayatım anlamım damarım kanım<br />

Kazancım değerim Şöhretim şanım<br />

Anlasana beni gözümün nuru<br />

Sefa Avcı<br />

(ALMANYA)<br />

EDEBİYAT KÖŞESİ<br />

İnkâr Etmenin Kime<br />

Ne Faydası Var<br />

Görsem o gözlerin, olsa mihman bana<br />

Gönlümü çeviririm ben senden yana<br />

Seviyorum, ahuzar edemem sana<br />

İnkâr etmenin kime ne faydası var ....<br />

Hapsetsen Kalbimi Kuytu Zindanlarda<br />

Soldursan Da Sevdamı Uslanmaz Asla<br />

Affım Dudağında Mühürlü Olsa Da<br />

İnkâr etmenin kime ne faydası var ....<br />

Sırattan çetindir sana gelen yollar<br />

Öldürse gözlerindeki uçurumlar<br />

Gözüm kapalı gelirim sana Ey Yar<br />

İnkâr etmenin kime ne faydası var ....<br />

Bitsin artık bu bekleyişin mühleti<br />

Dolsun çilem, kederi bitsin mihneti<br />

Sensin bu yüreğin toprağı ülkesi<br />

İnkâr etmenin kime ne faydası var ....<br />

Aşkın suçtan bir hırka olsa giyerim<br />

Yasak dinlemez gönlüm,<br />

bendim çiğnerim<br />

Dilim lal olsa gözlerimle söylerim<br />

İnkâr etmenin kime ne faydası var ....<br />

Melek Kaya<br />

(ALMANYA)<br />

Neues kostenloses Online-Portal nur für Lehrstellensuchende<br />

www.lehrstellen.at<br />

Çıraklık<br />

eğitimi ile<br />

kariyer<br />

şansı!<br />

Eğitim Yerleri Arayanlar İçin Ücretsiz Online-Portal Hizmeti<br />

Leibnitz (OTS) – Avusturya’da gençler<br />

<strong>2014</strong> yılının başından itibaren tüm ülke<br />

genelinde kendilerine uygun olan eğitim<br />

yerleri bulmak için www.lehrstellen.at<br />

internet sayfasında buluşuyor. Eğitim yeri<br />

arayan gençler için özel bir hizmet sunan<br />

online-portaldan ücretsiz olarak yararlanmak<br />

mümkün. Ocak <strong>2014</strong>’de genç bir<br />

girişimci tarafından kurulan bu platformun<br />

hedefi gençlere doğru eğitim yerini<br />

bulmada destek olmaktır.<br />

Bu hedefe iki yoldan ulaşabilmek amaçlanmış;<br />

1. İşletmeye ücretsiz ilan verme<br />

fırsatı verilecek, 2. Gençler burada çok<br />

sayıda eğitim yeri yanında değerli bilgiler<br />

ve tüyolar bulacaklar.<br />

Başvuru dilekçelerinin ve CV’lerin yazılmasına<br />

dair pratik bilgiler, bilgilendirme<br />

toplantıları ve eğitim fuarları hakkında<br />

güncel haberler de bunlardan bazıları.<br />

Kendisi için doğru olan mesleğin hangisi<br />

olduğunda kararsız olan kişiye, içinde<br />

200’den fazla çalışma alanı içeren meslek<br />

ansiklopedisi, karar vermesinde yardımcı<br />

oluyor. Web sitesi, Hedef grubun davranış<br />

alışkanlıklarına uygun olarak, cep<br />

telefonu ve tabletler için de uyarlanmış.<br />

Böylelikle herkes, Avusturya’daki tüm boş<br />

eğitim yerlerine her an ulaşabiliyor.<br />

Bu yeni ücretsiz online-platform geniş<br />

hizmetiyle çok beğenilmiş ve başlangıcından<br />

bu yana binlerce genç siteyi<br />

ziyaret etmiş.<br />

lehrstellen.at hakkında:<br />

www.lehrstellen.at, Ocak <strong>2014</strong>’te genç<br />

bir girişimci tarafından kurulan yeni<br />

ücretsiz Online-portal’dır. Gençler bu portalda<br />

çok sayıda eğitim yeri bulmalarının<br />

yanında değerli bilgilere ve tüyolara da<br />

ulaşacaklardır. Firmalar da ücretsiz ilan<br />

verme imkânına sahip olacaktır.


5 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

NİSAN <strong>2014</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Alev Korun<br />

Abgeordnete zum Nationalrat, Sprecherin für<br />

Menschenrechte, Migration und Integration<br />

alev.korun@gruene.at<br />

Statement: Stefan Taibl<br />

Spitzenkandidat der AUGE/UG NIEDERÖSTERREICH:<br />

Die AK vertritt die<br />

Interessen ALLER<br />

ArbeitnehmerInnen -<br />

ohne Berücksichtigung<br />

von Herkunft, Religion<br />

oder Parteizugehörigkeit.<br />

Die AUGE/UG ist<br />

DIE sozial-ökologische<br />

Kraft in der AK!<br />

Foto: Johanna Folkmann<br />

Deshalb 6.-19.Mai <strong>2014</strong>: Liste 4, AUGE/UG<br />

Jubiläumsjahr <strong>2014</strong>: 50 Jahre Arbeitsmigration<br />

aus der Türkei nach Österreich<br />

In leisen Tönen und auch relativ pragmatisch<br />

ging sie los, die Anwerbung von<br />

Arbeitskräften aus der Türkei. Genau vor<br />

50 Jahren (im Jahr 1964) wurde das türkisch-österreichische<br />

Anwerbeabkommen<br />

unterschrieben. Das trafsich gut:<br />

Österreich hatte mit Abwanderung zu<br />

kämpfen und viele Arbeitsstellen blieben<br />

leer. In der Türkei hatten viele Menschen<br />

mit Arbeitslosigkeit zu kämpfen. Also<br />

wollte man vorübergehend Arbeitskräfte<br />

aus dem Ausland, darunter auch aus der<br />

Türkei und dem damaligen Jugoslawien,<br />

in Österreich beschäftigen, "bis sich die<br />

Situation am Arbeitsmarkt wieder<br />

ändern würde".<br />

Es sollte jedoch ganz anders kommen:<br />

Die Betriebe wehrten sich gegen das<br />

geplante "Rotationsmodell": bereits angelernte<br />

Arbeitskräfte wollten sie nicht<br />

mehr wegschicken, damit neue kamen,<br />

die man wieder anlernen musste. Die<br />

"Gastarbeiter", die mit dem Vorhaben<br />

gekommen waren, ein paar Jahre hart zu<br />

arbeiten, Geld zu sparen und dann<br />

wieder zurückzugehen, wurden vom<br />

Arbeitsmarkt weiter gebraucht und<br />

verschoben die Rückkehr Jahr um Jahr.<br />

50 Jahre später leben die Nachkommen<br />

dieser Arbeitskräfte in dritter oder sogar<br />

vierter Generation in Österreich und sind<br />

trotz aller Unkenrufe und teilweise auch<br />

Etablierungsprobleme Teil der österreichischen<br />

Gesellschaft. Sie verfolgen<br />

unterschiedliche Laufbahnen, arbeiten<br />

in unterschiedlichsten Branchen bzw.<br />

Jobs, sind oft mehrsprachig und, vor<br />

allem in der jungen Generation, oft die<br />

interkulturellen Mittler zwischen den<br />

zwei Ländern – Türkei und Österreich.<br />

Auch Österreich hat sich ich diesen 50<br />

Jahren stark verändert. Auch dank der<br />

damaligen ArbeitsmigrantInnen ist es<br />

eine vielfältige Gesellschaft geworden, in<br />

der die ehemalige Trennlinie „AusländerInnen“<br />

(von denen man stets annahm<br />

sie würden wieder weggehen) und<br />

österreichischer Bevölkerung (zu der<br />

mittlerweile viele Kinder der zweiten bis<br />

vierten Generation gehören) zusehends<br />

an Bedeutung verliert.<br />

Alte Versäumnisse der Regierungen -<br />

wie die Untätigkeit bei gesellschaftlicher<br />

Inklusion durch Sprachkurse, Antidiskriminierungs-<br />

und Weiterbildungsmaßnahmen<br />

- sind jedoch heute noch spürbar.<br />

Zu glauben, dass Menschen selbst nach<br />

jahrzehntelangem Leben und Arbeiten in<br />

Österreich einfach wieder zurück in ihre<br />

Herkunftsländer gehen, war naiv und<br />

realitätsfern. Deshalb fehlten auch gezielte<br />

Angebote und Maßnahmen im<br />

Bereich Wohnen, Soziales, Freizeit und<br />

Sprachkurse. In vielen dieser Bereiche<br />

hat sich mittlerweile etwas getan,<br />

wieder bei anderen Bereichen gibt es<br />

immer noch einen blinden Fleck, den<br />

es aufzuarbeiten gilt.<br />

Aus "Wir" und "Sie" ist ein neues<br />

GEMEINSAMES WIR entstanden. Und<br />

dieses neue Wir ist dabei, sich weiter zu<br />

entwickeln. Es ist an der Zeit, dass sich<br />

dies auch in den Behörden, Ämtern, Gerichten<br />

und Medien abbildet. Wir haben<br />

einen großen Schatz an vielsprachigen<br />

Kindern und Menschen mit unterschiedlichsten<br />

kulturellen Erfahrungen, den es<br />

zu heben gilt. Dadurch, dass diese<br />

Mehrsprachigkeit – egal welche Sprache<br />

sie betrifft - als Chance begriffen und<br />

gefördert wird. Dadurch, dass Chancengleichheit<br />

und -gerechtigkeit im<br />

Bildungssystem und am Arbeitsmarkt<br />

hergestellt werden. Das heißt vor allem<br />

auch: gegenseitiger Respekt und<br />

Anerkennung. Nicht woher jemand<br />

kommt, sondern wer jemand ist sollte<br />

über dessen Zukunft entscheiden. Denn<br />

gleiche Pflichten, denen ja alle in Österreich<br />

Lebenden unterliegen, brauchen<br />

auch gleiche Rechte. Aus dem Grund<br />

setzen die Grünen sich seit Jahren für<br />

das Recht hier geborener und aufgewachsener<br />

Kinder aufdie österreichische<br />

Staatsbürgerschaft ein. Wir<br />

halten nichts von einer Politik, die aus<br />

hier lebenden Menschen "Fremde"<br />

macht und sie "fremd" zu halten versucht.<br />

Auch sie sollen im Land, in dem<br />

sie leben, Verantwortung übernehmen,<br />

mitbestimmen und -gestalten. Denn erst<br />

durch den Dialog miteinander, der<br />

entsteht, wenn jeder sich zugehörig und<br />

daher auch verantwortlich fühlt, erkennen<br />

wir, dass wir schon längst gemeinsam<br />

die Zukunft gestalten. Alles Gute<br />

zum 50-Jahre-Jubiläum und aufeine<br />

gemeinsame, solidarische Zukunft!<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

AŞAĞI AVUSTURYA (NIEDERÖSTERREICH)<br />

İŞÇİ ODASI (AK) SEÇİMLERİ 6.-19.5.<strong>2014</strong><br />

LİSTE 4, AUGE/UG - AK’daki en güçlü kuvvet!<br />

Bütün çalışanlar kökenine ve uyruğuna bakılmaksızın aynı vergi ve harçları ödüyor. Bundan<br />

dolayı aynı haklara sahip olmalılar. AUGE/UG bunun için mücadele ediyor.<br />

AUGE/UG göçmenler için çok şeyler yaptı!<br />

Oy hakkı: AUGE/UG Avusturya vatandaşı olmayan çalışanların da İşçi Odası (AK) ve İşçi Temsilciliği<br />

Seçimleri’nde seçmesi ve seçilebilmesi için Avrupa Adalet Divanı’nda büyük uğraş verdi.<br />

DEĞİŞMESİ GEREKENLERİ,<br />

DEĞİŞTİRELİM:<br />

AUGE/UG’YA<br />

VERECEĞİNİZ OYLARINIZLA!<br />

* Toplu taşımayı güçlendirelim!<br />

* Hakkımız olanı alalım!<br />

* Yaşamak için daha çok zaman!<br />

* İşletmede birlikte<br />

karar verelim!<br />

Aile yükünün dengelenmesi: Her çalışan aile yükü dengeleme fonuna ödeme yapıyor fakat<br />

yurt dışında yaşayan çocuklar için aile yardımı ödenmiyor. AUGE/UG anayasa mahkemesi<br />

yoluyla yurtdışında yaşayan aile üyesi ve çocuklar için (seyahat, kiralar, para desteği) artan<br />

giderlerin vergiden düşürülmesini sağladı.<br />

Daha çok şey istiyoruz: Eşit sorumluluklarda eşit haklar!<br />

Daha çok istihdam: Hemen hiçbir göçmenin istihdam edilmediği kamu sektöründe (belediyelerde,<br />

resmi mercilerde, hastanelerde, işçi bulma kurumlarında, vergi dairelerinde) göçmen<br />

kökenli kişilerin daha çok istihdam edilmesi,<br />

Teşvikler ve Yardımlar: Beldelerin ve eyaletin destek ve yardımları (konut desteği, kira yardımı,<br />

yakacak yardımı vb.) vatandaşlığa bakılmaksızın garanti edilmeli. Vergi ödeyen, desteğe<br />

layık görülmeli,<br />

Belediye evleri: Belediye evlerine giriş Avusturya vatandaşlığından bağımsız olmalı,<br />

Vatandaşlığa geçiş kolaylaştırılmalı ve<br />

Çifte vatandaşlık tanınmalı. Avusturya’da doğan çocukların Avusturya vatandaşı<br />

da olma hakkı olmalı,<br />

Seçme ve Seçilme Hakkı: Beş seneden beri Avusturya’da oturan kişilere yerel<br />

seçimlerde seçme ve seçilme hakkının tanınması,<br />

Dini Bayramların Tanınması: Kurban ve Ramazan Bayramları’nın Avusturya’da<br />

resmi tatil günleri olarak tanınması (Protestanların Reform Bayramı gibi)<br />

Dikkat Karıştırma tehlikesi!<br />

‘‘Grünen GewerkschafterInnen NÖ’’ ‘nün ismi dışında ‘‘Grün’’ le hiçbir ilgisi yoktur. Sakın kanmayın!<br />

‘‘Yeşillerin’’ değerlerini AK’da AUGE/UG Liste 4 temsil eder.


NİSAN <strong>2014</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 6<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

YASEMİN KARAGÖZ<br />

yasemin-ka@hotmail.com<br />

TABİATIN DİRİLİŞİ<br />

Nisan yağmurları yağacak,Yağmur bolluk ve bereket bahşedecek.<br />

Sular bulanacak, toprak buharlaşacak, ortalık yeşerecek,<br />

O, rahmet ve bollukta ayırım yapmaksızın devrini tamamlayacak.<br />

Tabiatın dirilişi bu sefer bir başka uyanışa tanık olacak.<br />

Nisan hiç değişmeyecek... Yağmurlar yağacak.<br />

Dünyanın birçok yerinde zulme uğramış sakat kalmış, yetim ve öksüz,<br />

çaresiz insanın gözyaşı, Nisan yağmurlarına karışacak.<br />

Yamalı bohça fikirler, geçici tedbirler alınacak...<br />

Hafıza-i beşer hep nisyan ile malul olacak,<br />

Bir nefs muhasebesine gidilmedikçe... S. Akkaya<br />

İlkbaharın gelişiyle, tabiatta yeniden bir diriliş, derin<br />

bir uykudan uyanış başlar. Ağaçlar tekrar yeşillere<br />

bürünür, kışın bitişini sabırla bekleyen çiçekler<br />

tohumlarından çıkmaya başlar. Kuşlar kainatın bu<br />

değişimine şarkılarıyla eşlik eder. Böylece yeryüzü<br />

tekrar canlanır ve tüm güzelliklerini sergiler.<br />

‘‘Yeryüzünün bütün sırları, ilkbahar mevsiminde kendini<br />

gösterir, meydana çıkar. Kış mevsiminde ölenler<br />

tekrar dirildiler. Artık kıyameti inkâr edenlere itibar<br />

kalmadı’’ diyen Mevlana, Mesnevisinde bahara ve<br />

kaniattaki değişime başka bir yorum ve güzellik<br />

getirmiş. Elliden fazla gazel yazmış ve bize baharın getirdiği<br />

gizli sırları açıklamaya çalışmıştır. Mevlana'ya<br />

göre yaratılan herşey canlıdır ve kendi lisan-ı halleriyle<br />

insanoğlunu Hakk’a davet etmektedir. Bu davet<br />

bahar mevsiminde daha belirgindir. Başını topraktan<br />

kaldıran her canlı geldiği yerin sırlarını anlatır:<br />

Toprak emindir ona ne ekersen hainlik etmez ektiğini<br />

fazlasıyla biçersin fakat; bahar mevsimi Cenab-ı<br />

Hakk'tan ferman getirmedikçe toprak içindeki sırları<br />

asla açığa vurmaz.<br />

Yine Mesnevide mevsimlerin hayatımıiza izdüşümlerinden<br />

bahsedilir:<br />

Şu kara toprağın, şu yeryüzünün başına gelenleri bir<br />

düşün! Kış mevsiminin ve sonbaharın çeşitli imtihanları,<br />

yazın kavurucu sıcağı, sonra Allah'ın merhameti<br />

gereği can bağışlar gibi kara toprağı dirilten ilkbaharı...<br />

Rüzgar, bulut, yağmur, şimşek hep bu gelip<br />

geçici şeyler toprağı uyandırmak, içindeki tohumları<br />

yeşertip başkaldırmalarını, meydana gelmelerini<br />

sağlamak içindir.<br />

Buradan yola çıkarak yaşadığımız hayattaki zorluklara<br />

katlanmayı, zamanı gelince, üzerimizdeki görevini<br />

tamanlayan musibet ve hastalıkların gidişini, sağlığımıza<br />

kavuşunca yeniden dirilmişcesine başımızı<br />

kaldırıp hayata tutunabilmeyi tasavvur edebiliriz.<br />

Tabiattaki tüm değişikler bize yaratanı ve hayatı<br />

anlatmaktadır. Mevsimler, bize hayata başka bir<br />

boyuttan bakarak anlamayı ögütler. Sonbahar<br />

kainatta yaşlılığı, kış ölümü temsil ederken, ilkbahar<br />

ve yaz mevsimi de yeniden dirilişi ve gençliği sembolize<br />

eder. Nasil ki uyku ile uyanıklık nefsin ölüm ve<br />

dirilişini temsil ediyorsa, bahar mevsimi de bize<br />

ahirette tekrar dirilişi anlatır niteliktedir.<br />

„Allah'ın rahmetinin eserlerine bir bak. Yeryüzünü<br />

ölümden sonra da diriltiyor. Bunları yapan şüphesiz<br />

ki ölüleri de diriltir. O herşeye kadirdir.“ (Rum,50)<br />

Birçoğumuzun normal bir mevsim değişikliği gibi gördüğü<br />

bahar, aslında gönül gözüyle bakanlara kainatın<br />

sırlarını sunar, adeta kendi lisanıyla bizi uyarır. Bizden<br />

ibret al insanoğlu, vakit uyanma vakti, Ashab-ı Kehf<br />

bile 300 yıllık uykudan uyanıp hak yoluna devam<br />

etmiş, sende kendine gel ve güzelleştir hayatını, dercesine<br />

kendi hal lisanıyla konuşmaya çalışır bizimle.<br />

Kainatta mevsimler sayasinde dönüşüm ve değişimler<br />

olduğu gibi, insanda da içsel değişim ve yenilenme<br />

mümkün. Ruhi ve manevi bir ıslahat gerekli. Sevgi,<br />

hoşgörü ve umut tekrar yeşersin diye...<br />

Kendi beden varlığını oturup düşündün mü? İlk baharda hiç<br />

taş yeşerir mi? Sen de toprak ol da, senden de renk renk<br />

güller yetişsin... Yıllardır gönüller inciten, kalpler kıran taş<br />

oldun; ne olur denemek için olsa bir zaman da toprak ol!<br />

(Mesneviden)<br />

Ey kalpleri değiştiren, Ey gece ve gündüzü ardı ardına<br />

getiren, Ey yılı ve halleri dönüştüren, bizim de halimizi<br />

en güzel hale dönüştür! Amin!<br />

ŞOKSUZ<br />

KESİM<br />

AVUSTURYA GENELİNDE TUNA ÜRÜNLERİNE ULAŞMAK İÇİN<br />

İRTİBAT BİLGİLERİ: VOLKAN ÇETİN TEL: 0699 110 70 696<br />

Suriye’de acı çeken çocukların<br />

sayısı ikiye katlandı...<br />

‘‘Kuşatma Altında<br />

- Under Siege’’<br />

UNICEF’in üç yılını dolduran Suriye krizi raporu...<br />

Viyana (OTS)- UNICEF’in raporuna göre Suriye krizinden dolayı<br />

acı çeken çocukların sayısı üç yılda iki kattan fazla artarak 5.5<br />

milyona ulaştı ve Suriye bir çocuk için dünyanın en tehlikeli<br />

bölgelerinden biri oldu.<br />

Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre en az 10 bin çocuk<br />

öldürüldü ve daha birçok kız ve erkek çocuğu yaralandı. Birçok<br />

yerde sağlık hizmeti çöktü ve gıda sıkıntısı oldu. İşgal edilen<br />

ve çatışma olan bölgelerde yardımdan yoksun kalan yaklaşık<br />

bir milyon çocuğun durumu da Unicef için endişe verici.<br />

Anavatanından komşu ülkelere kaçan 1.2 milyon çocuk ve genç<br />

için de durum bir hayli zor. Unicef, yaklaşık 2 milyon kız<br />

ve erkek çocuğunun ciddi bir psikolojik desteğe ihtiyaç<br />

duyduğunu tahmin ediyor.<br />

UNICEF Müdürü Anthony Lake: ‘‘Çocukların evlerine dönüp<br />

tekrar bir hayat kurabilmesi için bu savaş sonlandırılmalı. Bu<br />

korkunç üçüncü yıl, Suriyeli çocuklar için son olmalı.’’<br />

‘‘Kuşatma Altında - Under Siege’’ adlı rapordaki örnekler,<br />

Suriye Krizi’nin çocuklar üstündeki etkilerini gözler önüne<br />

sermekte. 14 aylık Ghina evlerinin bombalanmasının ardından<br />

canlı olarak enkazdan çıkarılıyor, ama geceleri hala ağlayarak<br />

uyanıyor. 5 yaşındaki Bara’a ise UNICEF ve ortakları tarafından<br />

Şubat ayında işgal altındaki Humus şehrinden kurtarılmış 500<br />

den fazla çocuktan yalnız biri. Bu çocuğun annesi şehrin<br />

boşaltılmasından bir gün önce, bir el bombasıyla öldürülmüş<br />

ve o da ne yapacağını bilmeden çareşiz ve şaşkın bir şekilde<br />

dolaşıyor. Halepli 15 yaşındaki Shaza ise: ‘‘Biz çocuklar, keskin<br />

nişancılardan dolayı dışarıya dahi çıkamıyoruz. Şiddet hayatımızın<br />

bir parçası oldu ve artarak devam ediyor.’’ diyerek<br />

yaşadıklarını özetliyor.<br />

Rapor sonuç olarak, özellikle çocuklara karşı şiddetin son<br />

bulması, eğitimsel ve psikososyal yardımlara erişimin sağlanması,<br />

insanı yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını talep<br />

etmektedir.<br />

UNICEF ayrıca, change.org ile birlikte insanların çektiği acı ve<br />

şiddettin son bulması için online bir imza kampanyası da<br />

başlattı. Online-Kampanya ile ilgili bilgilere www.unicef.at<br />

adresinden ulaşılabilir.<br />

Zahlen und Fakten<br />

* Über 5,5 Millionen Kinder sind vom Konflikt in Syrien betroffen.<br />

* 1,2 Millionen dieser Kinder leben als Flüchtlinge in den Nachbarländern.<br />

* Seit Kriegsbeginn wurden über 37.000 syrische Babys als Flüchtlinge<br />

außerhalb Syriens geboren.<br />

* Eine Million Kinder leben in belagerten, schwer zu erreichenden Gebieten.<br />

* Über 10.000 Kinder wurden getötet und viele mehr verwundet.<br />

* 60 Prozent aller Gesundheitszentren in Syrien sind außer Betrieb.<br />

* Über ein Drittel aller Wasseraufbereitungsanlagen wurde zerstört.<br />

* Die Impfraten sanken von 99 Prozent auf 52.<br />

* Ein Fünftel aller syrischen Schulen wurde zerstört, beschädigt<br />

oder zweckentfremdet.<br />

* 2,5 Millionen Kinder im Schulalter gehen nicht zur Schule<br />

www.unicef.at<br />

© UNICEF/NYHQ2012-0696/Romenzi


7 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

NİSAN <strong>2014</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Viyana (OTS)- Avusturya’da ikinci kuşak<br />

göçmen kökenli kadınlar hakkında bilinenler<br />

oldukça yetersiz. PISA çalışmasının<br />

sonuçları ise eğitimi sonlandırmama,<br />

işsizlik sayıları ve Avusturya’da doğan<br />

göçmen çocukların durumunu kamuoyuna<br />

anımsattı. abz*austria, Saalfelden<br />

eğitim merkezi ile birlikte ‘‘Eğitim, eğitim<br />

istekleri ve ikinci kuşak kadınların ihtiyaçları’’<br />

konulu çalışmayı temel alarak<br />

eğitim alanında iyileştirme imkânlarını<br />

formüle ederek bunları bir basın toplantısında<br />

tanıttı ve tartışmaya açtı.<br />

Petra Gregorits, Frau in der Wirtschaft<br />

Başkanı şöyle konuştu: ‘‘Viyana’daki toplam<br />

120.000 işletmeden her üçünden<br />

biri göçmen kökenli bir kişi tarafından<br />

yönetiliyor. Firmaların yüzde 60’ı ihracat<br />

yapıyor, göçmen kökenli birçok insan burada<br />

önemli bir işlev görüyor. Genelde<br />

entegrasyon ekonomide, toplum içindekinden<br />

daha başarılı. Eksik olan 360 derecelik<br />

bakış yani çoğunluk perspektifi<br />

dışında algılama. Demografik gelişme,<br />

genel ortalama yaşam süresi ve kalifiye<br />

kadın sayısının artması sebebiyle firmalar,<br />

farklılığı nasıl artı değere ve faydaya<br />

dönüştüreceğine ait stratejik düşünmek<br />

zorunda.’’<br />

Manuela Vollmann ise, ‘Eğitim, eğitim istekleri<br />

ve ikinci kuşak kadınların ihtiyaçları’<br />

projesinden şu sonuca varıyor:<br />

‘‘İkinci kuşak kadınların yaşamlarının<br />

gerçekleri ve istekleri hakkında daha çok<br />

bilgiye sahip olmak gerekir. Yetişkin eğitimlerinin<br />

kendilerine daha çok hitap etmesini<br />

istiyorlar, diğer bir talepleri de<br />

kendileri için sunulan eğitim programlarında,<br />

programların proje aşamasına da<br />

dahil edilmek.’’<br />

Toplum, Organizasyon ve Gelişim Bürosu<br />

‘’think difference’’ın yöneticisi Kenan<br />

Güngör entegrasyon ve göç kavramlarının<br />

bir süredir olumsuz anlamlarda<br />

kullanıldığına dikkat<br />

çekti ve kullanılan kavramlar hakkında<br />

konuşmanın zamanı geldi,<br />

dedi. ‘‘Hepimiz çok vatanlı olduk.<br />

Transnationaler Background<br />

kavramı kullanılabilir.’’<br />

İkinci kuşak kadınlarından Emina-<br />

Nazifovic, göçmen kökenlik kavramının<br />

kendisinde negatif bir<br />

çağrışım yapmadığını söyledi. Başarılı<br />

tıp öğrencisi olan Nazifovic,<br />

kendini vatanına hala çok bağlı<br />

hissettiğini, okuldayken de haftada<br />

bir saat Yugoslavca öğrendiğini<br />

ifade etti. ‘‘Aynı zamanda<br />

okulda Avusturyalı çocuklarla seviyeyi<br />

koruma ve bunu başarabileceğim<br />

duygusu hırsımı uyandırdı.’’<br />

Nurten YILMAZ<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />

Demokratie stärken,<br />

Staatsbürgerschaftsgesetz<br />

erneuern<br />

Die große Koalition in Deutschland hat<br />

sich vor zwei Wochen auf ein Gesetz geeinigt,<br />

das die bisherige "Optionspflicht" im<br />

Staatsbürgerschaftsrecht abschafft: Bisher<br />

mussten sich Kinder bis zum 23.Geburtstag<br />

entscheiden, welchen Pass sie behalten<br />

wollen. Jetzt entfällt dieser Zwang,<br />

doppelte Staatsbürgerschaften sind nun<br />

möglich.<br />

Auch in Österreich finden diese Diskussionen<br />

statt und sollen auch vertieft werden.<br />

Anregungen für ein reformiertes Staatsbürgerschaftsrecht<br />

liefert z.B. eine Studie<br />

der AK-Wien (Karasz/Perchinig) vom<br />

Oktober 2013, in der das österreichische<br />

Gesetz einem europäischen Vergleich<br />

unterzogen wurde: Österreich hat<br />

neben der Schweiz die strengsten<br />

Einbürgerungsbestimmungen, wobei die<br />

größten Verschärfungen auf die<br />

Staatsbürgerschaftsgesetz-Novelle 2005<br />

zurückgehen. Betrachtet man die Einbürgerungszahlen,<br />

wird das Ergebnis dieses<br />

Gesetzes deutlich: Während 2005 noch<br />

über 35.000 die Staatsbürgerschaft<br />

bekommen haben, waren es 2013 nur<br />

mehr 7.354.<br />

Die größten Unterschiede zu anderen<br />

Staaten bestehen in Österreich hinsichtlich<br />

der hohen Einkommenserfordernisse,<br />

die es z.B. Arbeiterfamilien immer mehr<br />

verunmöglichen, einen Pass zu bekommen.<br />

Österreich hat die höchsten Einbürgerungsgebühren<br />

und verlangt von seinen<br />

neuen BürgerInnen eine vergleichsweise<br />

lange Mindestaufenthaltsdauer. Während<br />

immer mehr EU-Staaten Doppelstaatsbürgerschaften<br />

zulassen, gibt es diese<br />

Möglichkeit in Österreich nicht. Und:<br />

Während in vielen EU-Staaten Babies<br />

die Staatsbürgerschaft automatisch<br />

bekommen, wenn deren Eltern längere<br />

Zeit im Land niedergelassen sind, beharrt<br />

Österreich noch auf dem Abstammungsprinzip.<br />

Eine Modernisierung des Gesetzes scheint<br />

dringend nötig, die Debatte innerhalb<br />

der Sozialdemokratie ist eröffnet. Die<br />

Möglichkeit zur Doppelstaatsbürgerschaft<br />

ist dabei ein Reformelement. Ziel ist<br />

ein Gesetz, das Integration fördert und<br />

den Zugang zu politischen Rechten<br />

erleichtert, ist doch das Wahlrecht an<br />

die Staatsbürgerschaft gekoppelt: Wenn<br />

aber immer mehr MitbürgerInnen den<br />

österreichischen Pass nicht besitzen<br />

und damit auch nicht über die politische<br />

Zukunft unseres gemeinsamen Landes<br />

mitbestimmen können, dann verliert<br />

das politische System Österreich an<br />

Legitimität. Fortschrittliche Integrationspolitik<br />

zielt aber auf die soziale,<br />

ökonomische und politische Inklusion<br />

aller ab – ein modernisiertes Staatsbürgerschaftsgesetz<br />

wäre ein wesentliches<br />

Element davon.<br />

Chancengleichheit als Herausforderung für die Erwachsenenbildung<br />

Fırsat Eşitliği Olmadan Yetişkin Eğitimi Tam Sağlanamaz<br />

Manuela Vollman konuşmasını yetişkin<br />

eğitimiyle ile ilgili önerileriyle bitirdi:<br />

‘‘Basit bir danışmanlıktan daha fazlasına<br />

ihtiyaç var, mesele kadınların belli bir sürenin<br />

üzerinde eğitimi ve bu sırada onlara<br />

eşlik etmektir. Her şeyden önce<br />

kırsal kesimler için Blended-Learning ve<br />

E-Learning-Modellerinin genişletilmesiyle<br />

öğrenim ve eğitim imkânlarına erişim<br />

sağlanmalıdır. Yetişkin eğitimi<br />

kuruluşlarının bütün alanlarına ikinci kuşaktan<br />

çalışanlar aranmalı ve alınmalıdır.<br />

Yabancı dil hizmetini genişletmeyi başarırsak,<br />

örnek ticari Türkçe dil kursları düzenlersek<br />

adaletli bir gelecekte farklılık<br />

için önemli adımlar atmış oluruz.’’<br />

learn forever Standpunkt.Bildung<br />

Projesi ESF ve BMBF’nin finansmanıyla<br />

abz*austria’nın genel koordinatörlüğünde<br />

ağ ortakları ajenta, eğitim merkezi<br />

Saalfelden ve Peripherie tarafından<br />

yürütülmektedir.<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

© Eva Kelety


NİSAN <strong>2014</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 8<br />

Götzis (VLK) - Vorarlberg Eyaleti’nin 11.<br />

Entegrasyon Konferansı ebeveynlerin, çocuklarının<br />

eğitim ve yetiştirme sürecinde<br />

kurum ve kuruluşlarla birlikte çalışma<br />

sırasındaki rolü ile ilgiliydi. Konferansta<br />

“Ebeveyn ve kuruluşlar, eğitimin başlangıcında<br />

ve devamında çok dilli çocukları en<br />

iyi biçimde nasıl destekleyebilir?”,<br />

“Sorumluluk sahibi ebeveyn çalışması<br />

çocukların geleceğini nasıl garanti altına<br />

alır?’’ bu ve benzeri sorulara cevap arandı,<br />

ortaya konmuş entegrasyon tedbirleri ve<br />

daha fazla yaklaşımlar tartışıldı.<br />

Özellikle göçmen kökenli çocuklar için<br />

Almanca dilinin öğrenilmesi büyük önem<br />

arzediyor. Ebeveynlerin bunda büyük bir<br />

sorumluluğu var. Ebeveyn eğitiminde<br />

sunulan hizmetlerde, ebeveynin anne ve<br />

baba olma özelliğinin güçlendirilmesi ve<br />

geliştirilmesi ön planda yer alıyor.<br />

Eyalet Meclis Üyesi Greti Schmid:<br />

“Göçmen kökenli ebeveynler, çok dilliliğe<br />

bağlı olarak ortaya çıkan meselelere<br />

karşı durmalı, bunun için onlar<br />

ebeveyn eğitimi yapan kurumlardan<br />

destek alacak. Birçok ebeveyn bu<br />

hizmeti severek kabul etti, kendiliğinden<br />

faaliyete geçip angaje oldular.”<br />

2007’den bu yana 109 pilot ebeveyn<br />

eğitim projesi uygulandı, bunlardan 65’i<br />

göçmen kökenli ebeveynlerle yapıldı.<br />

Bu özel pilot projeler ile, yalnız 2012<br />

yılında 720 katılımcıya ulaşıldı.<br />

Foto: Serra<br />

Eğitim- Entegrasyonun Mihenk Taşı<br />

Eyalet Meclis Üyesi Erich Schwärzler,<br />

eğitim konusunda çok<br />

önemli olan ve dört yıl<br />

önce oybirliğiyle kabul<br />

edilen örnek entegrasyon<br />

projesine ‘Gemeinsam<br />

Zukunft gestalten’ işaret<br />

etti: “Bireyleri eğitime<br />

yönlendirme ve ebeveyn<br />

eğitiminde ilerleme sağlanmasında<br />

iyi yoldayız.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

"Elternarbeit und Verantwortung für die Zukunft der Kinder"<br />

Vorarlberg Eyaleti’nde<br />

Entegrasyon Konferansı<br />

Çocukların geleceğinde ebeveynlerin çalışma ve sorumluluğu...<br />

Güncel sorunlar ebeveynlerin, ilgili kurum<br />

ve kuruluşların, göçmen örgütlerinin, il ve<br />

belediyelerin ortak etkileşimleriyle ortaya<br />

konacak.” Schwärzler devamla: “Hedef,<br />

bütün katılımcıların çabalarıyla çocukları<br />

eğitimlerine başlangıçları ve eğitimlerini<br />

sürdürmeleri sırasında en iyi şekilde<br />

desteklemektir. Bugün ben göçmen örgütlerinin<br />

toplantılarına katıldığımda görüyorum<br />

ki, eğitim konusu birkaç yıl öncesine<br />

göre daha sık ele alınmakta.”<br />

11. Eyalet Entegrasyon Konferansı<br />

Okay.zusammen.leben & VHS Götzis’in<br />

belediyeler, göçmen örgütleri, Kinder<br />

Campus Höchst Katolik Eğitim Kurumu ve<br />

connexia ile beraber yürüttükleri seçilmiş<br />

Vorarlberg Ebeveyn Eğitimi Projeleri, ebeveyn<br />

ve kurumların göçmen kökenli olan<br />

ve olmayan çocukları, onların erken gelişmelerinde<br />

ve eğitiminde nasıl destek olduklarını<br />

açıkça göstermektedir. Yaklaşık<br />

100 dolayında eğitim ve entegrasyon<br />

aktörleriyle verilen örnekler ışığında<br />

ebeveyn eğitimine, göçmen kökenli ebeveynlerin<br />

de dahil edilmesi ve etkileşimleri<br />

analiz edildi ve tartışıldı.<br />

Elternbildung CH’den Maya Mulle ise,<br />

ebeveyn eğitimi çalışmasının önemine ve<br />

herkes için fırsat olması gerektiğine vurgu<br />

yaptı. Mulle, sunumunda İsviçre’den araştırma<br />

sonuçlarını ve mesleki tecrübelerini<br />

Voralberg projeleriyle ilişkilendirerek<br />

ortaya koydu.<br />

Fotos: Serra<br />

Schaffa im Ländle<br />

In Vorarlberg haben rund zwölf Prozent der 15- bis 39jährigen nur<br />

einen Pflichtschulabschluss, das sind insgesamt rund 14.000 Menschen.<br />

Mehr als die Hälfte davon hat einen Migrationshintergrund und fast<br />

jede/r Vierte dieser Personengruppe ist von Arbeitslosigkeit betroffen.<br />

Mit der neuen Stiftung „Schaffa im<br />

Ländle“ bietet das AMS Vorarlberg<br />

Menschen zwischen 19 und 30 Jahren<br />

mit maximal Pflichtschulabschluss die<br />

Möglichkeit, eine Lehrausbildung<br />

nachzuholen. Organisiert und durchgeführt<br />

wird die Stiftung von der<br />

Integra Vorarlberg gem.GmbH.<br />

Projektpartner sind das Land, die<br />

Wirtschaftskammer und die Arbeiterkammer.<br />

Heuer stehen 100 Plätze zur<br />

Verfügung. Personen, die für diese<br />

Stiftung in Frage kommen, werden<br />

vom AMS vermittelt. Nach einem<br />

ersten Kennenlernen erarbeiten die<br />

Integra-ExpertInnen gemeinsam mit<br />

der Stiftungsteilnehmerin, dem<br />

Stiftungsteilnehmer ein realistisches<br />

Ausbildungsziele und planen die<br />

Vorbereitungsaktivitäten. Anschließend<br />

wird in Vorarlberger Betrieben<br />

nach einem<br />

geeigneten Ausbildungsplatz<br />

gesucht.<br />

Ist ein<br />

solcher gefunden,<br />

werden zwischen<br />

dem Unterneh-<br />

Weitere Infos erhalten Sie auf<br />

unserer Webseite www.ams.at<br />

oder bei Ihrer<br />

AMS-Geschäftsstelle.<br />

men, dem/der Auszubildenden und<br />

der Integra Vorarlberg ein Kooperationsvertrag<br />

sowie ein Bildungsplan<br />

vereinbart. Ein besonderes Augenmerk<br />

wird bei der Aufnahme auf<br />

junge Menschen mit Migrationshintergrund<br />

gelegt. Die TeilnehmerInnen<br />

können in den Bereichen Verkauf,<br />

Tourismus, Handwerk und Technik<br />

eine Ausbildung absolvieren. Die<br />

Stiftungsdauer beträgt in der<br />

Regel 24 Monate, kann jedoch in<br />

begründeten Fällen auch verlängert<br />

werden. Das AMS gewährt den<br />

TeilnehmerInnen während der<br />

Ausbildung eine Beihilfe zur Deckung<br />

des Lebensunterhaltes (mindestens in<br />

der Höhe des Arbeitslosengeldes<br />

bzw. der Notstandshilfe). Zusätzlich<br />

erhalten die StiftungsteilnehmerInnen<br />

ein Stipendium.<br />

Vorarlberg Eyaleti’nde 15 ile 39 yaş arasındakilerin yüzde 12’si,<br />

‘yaklaşık olarak 14 bin kişi’ sadece zorunlu eğitimi tamamlamıştır.<br />

Bu rakamların yarısından fazlası göçmen kökenli kişilerdir ve bu<br />

gruptaki her 4 kişiden birisi işsizlik durumu ile karşı karşı kalmıştır.<br />

Daha ayrıntılı bilgiyi<br />

www.ams.at internet<br />

sayfamızdan ya da<br />

AMS-Şubenizden elde edebilirsiniz.<br />

Yeni bir çalışma ‘‘Vorarlberg’de<br />

Çalışmak - Schaffa im Ländle’’ ile Vorarlberg<br />

İş ve İşçi Bulma Kurumu en<br />

fazla zorunlu eğitimi tamamlamış 19<br />

ile 30 yaş arasındaki kişilere, bir<br />

çıraklık eğitimi yapma fırsatı sunarak<br />

önemli bir imkân veriyor. Bu çalışma,<br />

Integra Vorarlberg gem.GmbH<br />

tarafından organize edildi ve yönetiliyor.<br />

Proje ortakları Vorarlberg Eyalet<br />

Valiliği, Ticaret Odası ve İşçi Odası.<br />

Bu sene için toplam 100 kişilik yer<br />

mevcut. Bu çalışmaya hak kazanan<br />

kişilere İş ve İşçi Bulma Kurumu<br />

(AMS) aracılık ediyor ve onları<br />

bu çalışmaya yönlendiriyor. İlk<br />

tanışmanın ardından, bu programa<br />

katılanlar ve Integra uzmanları birlikte<br />

gerçekçi bir eğitim hedefi üzerinde<br />

çalışmaya başlıyor ve hazırlık faaliyetlerini<br />

planlıyorlar. Sonunda Vorarlberg’in<br />

işletmelerinde uygun bir<br />

eğitim yeri aranıyor. Böyle uygun bir<br />

yer bulunduğunda işletme, eğitimi<br />

alacak kişi ve Integra Vorarlberg<br />

arasında işbirliği anlaşması ve eğitim<br />

planı yapılıyor. Bu çalışmaya özellikle<br />

göçmen gençlerin katılmasına çok<br />

önem veriliyor ve dikkat ediliyor.<br />

Katılımcılar satış, turizm, el sanatları<br />

ve teknik gibi alanlarda eğitimlerini<br />

tamamlayabiliyorlar. Bu programın<br />

süresi normal şartlarda 24 ay olarak<br />

belirlenmiştir. Fakat gerekçeli durumlarda<br />

bu süre daha da uzatılabilir. İş ve<br />

İşçi Bulma Kurumu, katılımcıların<br />

eğitim süresi boyunca geçimlerini<br />

sağlayabilmeleri için onlara yardımı<br />

garanti eder. ((En az, işsizlik parası<br />

(Arbeitslosengeld) ya da acil durum<br />

yardımı(Notstandshilfe)<br />

miktarı kadar.))<br />

Bu yardımlara<br />

ilaveten<br />

katılımcılar<br />

burs da alırlar.<br />

Entgeltliche Einschaltung


<strong>APRIL</strong> <strong>2014</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

INTEGRATION / JUGEND - 9<br />

Neue ÖIF-Broschüre bietet aktuelle Zahlen zur Situation von jugendlichen Migrant/innen<br />

9 von 10 jugendlichen<br />

Migrant/innen in Österreich heimisch<br />

migration &<br />

integration<br />

SCHWERPUNKT: JUGEND<br />

zahlen. daten. indikatoren.<br />

2013/14<br />

WIEN (ÖIF) - Die neue Informationsbroschüre<br />

„migration & integration – hat den Schwerpunkt:<br />

„Jugend“. Der Österreichische Integrationsfonds<br />

(ÖIF) stellt die spezifischen<br />

Herausforderungen und Chancen von jugendlichen<br />

Migrant/innen in Österreich in den<br />

Mittelpunkt und liefert aktuelle Zahlen zu den<br />

Bereichen Zuwanderung, Sprache und Bildung,<br />

Arbeit und Beruf sowie zu Familie und ihrer<br />

Einstellung zu Integration.<br />

16% der jugendlichen Gesamtbevölkerung, das<br />

sind 376.500 Personen, waren am 1.1.2013<br />

ausländischer Herkunft (ausländische Staatsangehörige<br />

bzw. eingebürgerte Jugendliche).<br />

82% aller Personen mit Migrationshintergrund<br />

in Österreich fühlen sich hier heimisch; unter<br />

den Jugendlichen zwischen 15 und 19 Jahren<br />

erhöht sich dieser Wert sogar auf 89%. 91% dieser<br />

Jugendlichen sind mit dem österreichischen<br />

Lebensstil sehr einverstanden.<br />

Jede/r fünfte österreichische Schüler/in (19%)<br />

spricht zuhause eine andere Sprache als<br />

Deutsch. In den einzelnen Schultypen unterscheidet<br />

sich der Anteil der Schüler/innen mit<br />

nichtdeutscher Umgangssprache stark.<br />

Auffallend ist, dass am Ende der achten Schulstufe<br />

13% der Hauptschüler/innen mit nichtdeutscher<br />

Umgangssprache das Schulsystem<br />

ohne Pflichtschulabschluss verlassen. Unter<br />

Gleichaltrigen mit deutscher Umgangssprache<br />

trifft das auf nur 4% zu. Ganz anders das Bild an<br />

Österreichs Universitäten: Fast jede/r vierte<br />

Studierende (24,5%) hat eine ausländische<br />

Staatsangehörigkeit. Spezielle Förderprogramme<br />

und Stipendien, darunter das Liese<br />

Prokop-Stipendium des ÖIF oder das START Stipendium,<br />

unterstützen junge Migrant/innen<br />

beim Ergreifen ihrer Bildungschancen.<br />

www.integrationsfonds.at<br />

START-Stipendien beantragen!<br />

Ab sofort sind Bewerbungen für das START-Stipendium<br />

für das Schuljahr <strong>2014</strong>/2015 möglich!<br />

Stipendien werden in Wien, Oberösterreich,<br />

Salzburg und Vorarlberg ausgeschrieben.<br />

Bewerben können sich alle Schüler/innen einer<br />

maturaführenden Schule bzw. Lehrlinge welche<br />

die Matura anstreben.<br />

Idealer Bewerbungszeitpunkt für ein START-Stipendium:<br />

mind. 2 Jahre, idealerweise 3 Jahre<br />

vor Matura, max. 4 Jahre vor der Matura.<br />

Die Projektkoordinatorin von START-Wien weiß<br />

aus Erfahrung: "Oft scheitert der Schulbesuch<br />

nicht nur an den fehlenden finanziellen<br />

Mitteln." Auch beengte Wohnverhältnisse,<br />

Aufgaben in der Familie (z. B. Betreuung der<br />

kleineren Geschwister) und fehlende Unterstützung<br />

durch die Eltern können Gründe sein,<br />

warum lernfreudige Jugendliche keine Chance<br />

haben, die Matura zu machen. "Ich lade<br />

ausdrücklich auch Jugendliche mit geringen<br />

Deutschkenntnissen ein, sich zu bewerben.<br />

Viele unserer Jugendlichen haben anfangs<br />

kaum Deutsch gesprochen und konnten dann<br />

durch START erfolgreich die höhere Schule<br />

absolvieren", betont die START-Wien Projektkoordinatorin.<br />

Alle Infos unter:<br />

www.start-stipendium.at<br />

FRISTEN:<br />

Internationales Jugendvideofestival<br />

PLURAL+ <strong>2014</strong><br />

© ÖIF<br />

START-Wien: 30. April<br />

START-Vorarlberg: 9. Mai<br />

START-Salzburg: 23. Mai<br />

START-Oberösterreich: 31. Mai<br />

Die Internationale Organisation für Migration<br />

(IOM) und die Allianz der Zivilisationen der<br />

Vereinten Nationen (UNAOC) lädt junge<br />

Menschen ein, originelle und kreative Videos<br />

von bis zu fünf Minuten Dauer zu den<br />

Themen Migration, Diversität und soziale<br />

Inklusion im Rahmen des Projektes PLURAL+<br />

einzureichen.<br />

Junge Menschen können den sozialen<br />

Wandel in vielen Bereichen beeinflussen und<br />

in einer Welt herbeiführen, die viel zu oft von<br />

Intoleranz und kulturellen, sowie religiösen<br />

Grenzziehungen geprägt ist. Vor diesem Hintergrund<br />

fordert PLURAL+ junge Menschen<br />

auf, sich in den Videoeinreichungen sowohl<br />

auf lokaler als auch globaler Ebene mit<br />

zentralen Herausforderungen wie soziale<br />

Inklusion und Kohäsion, Integration von<br />

MigrantInnen sowie Respekt vor Identität,<br />

Diversität und Menschenrechte auseinanderzusetzen.<br />

Eine internationale Jury wird drei GewinnerInnnen<br />

in jeder Altersgruppe (9-12, 13-17<br />

und 18-25) bestimmen. Die GewinnerInnen<br />

werden im Dezember <strong>2014</strong> nach New York<br />

eingeladen, um dort ihre Arbeit bei der PLU-<br />

RAL+ <strong>2014</strong> Preisverleihung im Paley Center<br />

for Media vorzustellen. Einige PLURAL+ Partnerorganisationen<br />

verleihen zusätzlich Preise<br />

und ermöglichen den GewinnerInnen zudem,<br />

ihre ausgezeichneten Kurzvideos bei internationalen<br />

Film- und Videofestivals, Konferenzen<br />

und Veranstaltungen zu präsentieren.<br />

Die Einreichungsfrist für die Videos endet am<br />

27. Juni <strong>2014</strong>. Weitere Informationen, Richtlinien,<br />

die verschiedenen Auszeichnungen<br />

und Preise, sowie die Einreichbestimmungen<br />

finden Sie auf der PLURAL+ Website unter:<br />

www.unaoc.org/pluralplus<br />

© START-Österreich<br />

© Tim Reckmann /pixelio.de<br />

Statement von<br />

Sebastian Kurz,<br />

Außen- und Integrationsminister<br />

Frühkindliche Sprachförderung<br />

für weitere drei Jahre fixiert<br />

Bund und Länder verlängern die sprachliche<br />

Frühförderung in Kindergärten bis 2017.<br />

Diese hätte dieses Jahr auslaufen sollen,<br />

aufgrund des immensen Erfolgs wurde<br />

jedoch die Verlängerung für weitere drei<br />

Jahre beschlossen. Ziel der Initiative zur<br />

sprachlichen Frühförderung ist es, 3-6 jährige<br />

Kinder, deren Muttersprache nicht Deutsch<br />

ist, so zu fördern, dass sie mit Volkschuleintritt<br />

die Unterrichtsprache Deutsch<br />

möglichst gut beherrschen. Insgesamt<br />

werden in den nächsten drei Jahren 15<br />

Millionen Euro vom Bund investiert, die<br />

Länder verdoppeln. Damit kann in 3.664 von<br />

4.668 Kindergärten österreichweit, eine<br />

Sprachstandsfeststellung und sprachliche<br />

Frühförderung durchgeführt werden. Für die<br />

Durchsetzung dieser Fördermaßnahmen<br />

waren nicht nur 5.449 Pädagoginnen und<br />

Pädagogen, sondern auch zusätzliches<br />

Förderpersonal im Einsatz. Das Beherrschen<br />

einer gemeinsamen Sprache ist das<br />

Werkzeug, das die Integration für jeden<br />

Menschen mit Migrationshintergrund<br />

erleichtert. Deshalb ist es besonders<br />

wichtig schon früh in die Sprachförderung<br />

zu investieren um so den Schuleintritt<br />

und damit den Verlauf des weiteren Lebens<br />

für jedes Kind zu erleichtern. Dabei<br />

wird anhand der vorzeitigen Sprachstandsfeststellung<br />

eruiert, welches Kind Defizite<br />

aufweist und einen Förderbedarf hat. Mit<br />

speziellem Lehrmaterial und eigenem<br />

Förderpersonal, sowie dem Einsatz mobiler<br />

Sprachberaterinnen und Sprachberater und<br />

der Weiterbildung des pädagogischen<br />

Personals, vor allem in Bezug auf<br />

die Durchführung der Sprachstandsfeststellung,<br />

soll den Kindern altersgerecht die<br />

Deutsche Sprache nähergebracht werden.<br />

Der Erfolg der Sprachförderung ist<br />

dementsprechend groß. Bei 27.463 der<br />

insgesamt 80.191 im Jahr 2012 getesteten<br />

Kinder, wurde ein Sprachförderbedarf<br />

festgestellt. Von denselben Kindern<br />

brauchten ein Jahr später bei einer zweiten<br />

Testung nur mehr 5.178 Kinder weitere<br />

Sprachförderstunden, die anderen waren<br />

schon bereit für den Schuleintritt. Damit<br />

wird deutlich, dass die Investition in<br />

bedarfsgerechte sprachliche Frühförderung<br />

wirkt und den Start in den Schulalltag<br />

erleichtert. Somit kann man sehr zufrieden<br />

sein mit dem Erfolg der Initiative und dem<br />

Beschluss der Verlängerung für weitere<br />

drei Jahre.<br />

Ein- und Ausblicke zum Thema Schule<br />

Initiative des ORF „Schule fürs Leben“<br />

Das Thema ‘Schule und Ausbildung’ gehört zu<br />

den zentralen Themen unserer Gesellschaft.<br />

Lernen unsere Kinder für ein erfolgreiches<br />

Berufsleben genug und das Richtige? Werden<br />

ihre Potenziale unabhängig vom familiären<br />

Hintergrund genügend gefördert und ausgeschöpft?<br />

Kann jeder auf dem Bildungsweg sein<br />

individuelles Ziel erreichen? Kinder, Eltern und<br />

Lehrer stecken täglich mitten drin – in dem<br />

was in der Theorie über PISA-Test, Schulformen<br />

und Integration als Chance diskutiert<br />

wird. In der ORF-Initiative „Schule fürs Leben“<br />

wird das Thema Schule vor allem aus ihrer<br />

Perspektive beleuchtet. Welche Chancen<br />

sehen Eltern für die Zukunft ihrer Kinder, vor<br />

welchen Problemen und Sorgen stehen die<br />

Kinder selbst und unter welchem Druck stehen<br />

ihre Lehrerinnen und Lehrer, wenn sie aus<br />

jedem Kind das Beste herausholen wollen?<br />

ORF-Fernsehdirektorin Mag. Kathrin Zechner:<br />

„Die theoretische Schuldiskussion verstellt oft<br />

den Blick aufs wahre Leben. Wir zeigen daher<br />

erstmals in einer Langzeitreportage den Alltag<br />

derer, die mitten im Bildungssystem stecken:<br />

Das sind vor allem die Schülerinnen und Schüler,<br />

aber auch Lehrer und Eltern. Der objektive<br />

journalistische Blick soll eine neue Perspektive<br />

und gesellschaftlichen Mehrwert durch mehr<br />

Wissen in die Diskussion einbringen.“<br />

Die Programmpunkte (bis Juni <strong>2014</strong>):<br />

„Schule fürs Leben – Das Experiment“: In<br />

einem für den ORF bisher einzigartigen Projekt<br />

wird jeden Montag um 21.10 Uhr in ORF 2 die<br />

Lebenswirklichkeit von Jugendlichen und ihren<br />

Familien gezeigt. Christoph Feurstein taucht<br />

mit seinem Team in eine Langzeitbeobachtung<br />

der Lebensrealität von Jugendlichen, deren<br />

Eltern und den Lehrerinnen und Lehrern ein.<br />

Ein thematisches Projekt begleitet die<br />

Sendung „Heimat Fremde Heimat“ jeden<br />

Sonntag um 13.30 Uhr in ORF 2: Je eine Klasse<br />

in Wien und eine in Klagenfurt vertiefen in den<br />

nächsten Monaten gemeinsam ihr Wissen<br />

über das Zusammenleben verschiedener<br />

Kulturen. Schwerpunkt dabei: „50 Jahre<br />

Gastarbeiter in Österreich“.<br />

Die Sendungen sind nach der TV-Ausstrahlung<br />

sieben Tage unter http://TVthek.ORF.at<br />

als Video-on-Demand abrufbar.<br />

© Felicitas Matern / feelimage.at<br />

© ORF/Hans Leitner


<strong>APRIL</strong> <strong>2014</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

INTERVIEW / FRAUEN -10<br />

!Exklusiv!<br />

Christine Nöstlinger<br />

...zum Thema Lesen, Schreiben und Kinderbuch...<br />

Wenn zwei Leute lesen, dann entstehen in<br />

zwei Köpfen zwei verschiedene Geschichten<br />

Europa Journal - Haber Avrupa:<br />

Sehr geehrte Frau Nöstlinger, normalerweise<br />

fragen wir an erster<br />

Stelle, ob sich unser/e Interviewpartner/in<br />

bitte vorstellen kann.<br />

In Ihrem Fall haben wir uns anders<br />

entschieden, da Sie ja einen sehr<br />

hohen Bekanntheitsgrad haben,<br />

und mehrere Generationen mit<br />

Ihren Kinderbüchern aufgewachsen<br />

sind. Treffen Sie oft auf<br />

Menschen, denen Sie gänzlich<br />

unbekannt sind?<br />

Ich lebe in Wien, wenn ich in der<br />

Stadt, z.B. im 8. oder 9. Bezirk bin,<br />

dann kennt mich eigentlich jeder.<br />

Ich wohne seit sechs Jahren im 20.<br />

Bezirk, das ist ein Arbeiterbezirk,<br />

da kennt mich niemand.<br />

Wie sieht es mit der Jugend heute<br />

aus? Werden Sie erkannt?<br />

Jugendliche kennen mich gar nicht,<br />

die interessiert das auch nicht so<br />

sehr. Ich habe seit fast dreißig Jahren<br />

auch für Zeitungen geschrieben<br />

und Filme gemacht, deshalb<br />

bin ich eher bekannt unter den<br />

Erwachsenen. Wenn Kinder ein<br />

Buch lesen, dann interessiert sie<br />

die Autorin nicht. Jugendliche sind<br />

zwar Fans, aber das sind sie eher<br />

für Filmstars und Musiker, aber<br />

nicht für Schriftsteller.<br />

Wie sieht Ihrer Meinung nach ein<br />

gutes Kinderbuch aus – was sollte<br />

es haben und was nicht?<br />

Was versteht man denn unter Literatur?<br />

Literatur ist für mich, ein<br />

Stück Welt in Sprache umsetzen.<br />

Ein gutes Kinderbuch beschreibt<br />

ein Stück Welt, aber bitte aus der<br />

Sicht des Kindes. Man kann Kindern<br />

über alles erzählen, aber man<br />

muss sich vorstellen, „Wie sieht ein<br />

Kind das?“, und dann wird es ein<br />

gutes Kinderbuch. Es muss vor<br />

allem ein ehrliches Buch sein und<br />

es kann auch nicht schaden, wenn<br />

es ein gutes Quantum Humor hat.<br />

Haben Sie viele Bücher gelesen,<br />

als Sie klein waren, wenn ja, können<br />

Sie sich an einige erinnern?<br />

Als ich in die Volksschule ging, bis<br />

ich ca.10 Jahre alt war, habe ich<br />

sehr wenig gelesen. Damals war<br />

Nazizeit und meine Mutter duldete<br />

keine Nazibücher im Haus und<br />

andere gabs nicht. Zwei drei Jahre<br />

nach dem Krieg gab es keine neuen<br />

Kinderbücher. Die, die vor dem<br />

Krieg beliebt waren, z.B. die von<br />

Erich Kästner, sind von den Nazis<br />

verbrannt worden und kamen<br />

dann erst wieder um 1948/49. Da<br />

war ich dann für Kinderbücher<br />

schon ein bisschen groß.<br />

Die neuen Medien haben das<br />

Buch zwar nicht verdrängt, stellen<br />

jedoch eine große Konkurrenz dar.<br />

Haben die Kinder heute weniger<br />

Interesse an Kinderbüchern?<br />

Die ganzen elektronischen Medien,<br />

die mit Bildern arbeiten, sind<br />

natürlich leichter zu konsumieren<br />

als ein Buch, das man lesen muss.<br />

Es gibt heute viele Kinder, die nicht<br />

mehr gerne lesen. Solche Kinder<br />

haben früher gelesen, weil es sonst<br />

nichts anderes zu tun gab, aber<br />

haben dann später sowieso aufgehört<br />

mit Lesen. Es wird in zehn bis<br />

zwanzig Jahren so weit kommen,<br />

dass, so wie bei den Erwachsenen,<br />

zehn Prozent der Kinder lesen<br />

werden. Aber diejenigen, die lesen,<br />

werden mehr lesen und mehr<br />

Bücher haben, als die Kinder<br />

früher. Lesen ist etwas Herrliches.<br />

Wenn zwei Leute lesen, dann<br />

entstehen in zwei Köpfen zwei<br />

verschiedene Geschichten. Beim<br />

Lesen kann man Geschichten miterfinden.<br />

Im Film kann man keine<br />

einzige Sommersprosse wegdenken<br />

oder dazufügen, im Buch hingegen<br />

kann ich mir unter einem<br />

blonden Knaben hundert verschiedene<br />

Knaben vorstellen. Das ist der<br />

Die Sache mit dem Gruselwusel<br />

Christine Nöstlinger<br />

Franziska Biermann (Illustratorin)<br />

8. Auflage, ab 8<br />

64 Seiten, EUR 14,90<br />

ISBN: 9783701720606<br />

Auch Gespenster fangen klein an!<br />

Joschis Schwester Mizzi ist<br />

so mutig, wie Joschi gerne<br />

wäre – leider ein frommer<br />

Wunsch. Und obwohl Joschi<br />

Mizzi sehr bewundert,<br />

beschließt er doch, sie<br />

eines Nachts mit einem<br />

selbst gebastelten Gespenst<br />

zu erschrecken. Der<br />

Plan geht aufgrund eines<br />

missglückten Zaubers<br />

gründlich in die Hosen: Am<br />

Ende steht Joschi mit<br />

einem „lebendigen“ Baby-<br />

Gespenst da, das er vor<br />

der Welt verstecken und<br />

zudem unterhalten, mit<br />

Spinnweben füttern und<br />

beschützen muss!<br />

Zum Glück hat die schlaue<br />

Mizzi, die Joschi und seinem<br />

greinenden Baby-<br />

Gruselwusel bald auf die<br />

Schliche kommt, eine gute<br />

Reiz vom Lesen und das mögen<br />

immer noch sehr viele Kinder.<br />

Arbeiten Sie zurzeit an einem<br />

Buch?<br />

Ja, aber langsamer als früher, und<br />

ich gönne mir auch viel mehr<br />

Freizeit. Mit 78 Jahren muss man<br />

eigentlich nicht mehr arbeiten.<br />

Wissen Sie, wie viele Bücher Sie<br />

genau geschrieben haben?<br />

Nein, es sind ja, glaube ich, 160<br />

oder 170, aber sicher die Hälfte<br />

davon sind Erstlesebücher, die man<br />

eigentlich nicht als Buch nehmen<br />

kann (da der Text nur einige A4<br />

Seiten füllen würde, Anm.).<br />

Und wie viele Preise und Auszeichnungen<br />

haben Sie erhalten?<br />

Welche davon ist Ihnen persönlich<br />

die wichtigste?<br />

Ich weiß es im Moment nicht,<br />

wahrscheinlich würde ich etliche<br />

vergessen, wenn ich sie aufzählen<br />

würde. Aber der wichtigste Preis<br />

ist mir natürlich der „Astrid<br />

Lindgren Award“ , einen besseren<br />

kann man nicht mehr kriegen<br />

und ich habe ihn sogar als Erste<br />

bekommen, also was will man<br />

mehr?<br />

Was bedeutet „Sprache“ für Sie?<br />

Die ist für mich das Wichtigste am<br />

Schreiben. Eine Geschichte ist bald<br />

erfunden, aber die Sprache ist das,<br />

was die Arbeit beim Schreiben ist<br />

und die auch die Probleme macht.<br />

Ich war noch nie unzufrieden<br />

mit einer Story, die ich erfunden<br />

habe, aber ich bin fast jeden Tag<br />

unzufrieden mit den Sätzen, die<br />

ich schreibe und verbessere sie<br />

wieder.<br />

Was bedeutet „Lesen“ für Sie?<br />

Das gehört zu meinen angenehmsten<br />

Beschäftigungen.<br />

Können Sie uns kurz erzählen, wie<br />

Sie überhaupt zum Schreiben<br />

gekommen sind?<br />

Idee – ein Mutter-Gruselwusel<br />

muss her. Dass Mizzi<br />

auf diese Weise endlich<br />

das Fürchten lernt, kann<br />

sie ja nicht ahnen!<br />

Die liebevoll erzählte,<br />

witzige neue Geschichte<br />

von Christine Nöstlinger,<br />

dazu die charmanten<br />

Bilder von Franziska Biermann:<br />

eine unwiderstehliche<br />

Kombination, und ein<br />

neues Lieblingsbuch für<br />

alle kleinen Gruselfans!<br />

Mit Bastelanleitung für<br />

einen echten Gruselwusel.<br />

Kritik:<br />

Die Sache mit dem Gruselwusel<br />

ist eine lustige<br />

Gespenstergeschichte. Die<br />

Wortspielereien machen<br />

das Buch besonders sympathisch.<br />

Die Bastelanleitung<br />

ist ein tolles Extra.<br />

Christine Nöstlinger, 1936 in Wien geboren, gehört zu den erfolgreichsten Kinderund<br />

Jugendbuchautoren der Gegenwart. Nach dem Abitur studierte sie zunächst<br />

Gebrauchsgrafik an der Akademie für Angewandte Kunst. 1970 veröffentlichte sie ihr<br />

erstes Kinderbuch, das Bilderbuch »Die feuerrote Friederike«. Heute hat sie über 100<br />

Bücher für alle Altersgruppen herausgebracht, fantastische und realistische, immer<br />

sozial engagierte Geschichten, die in viele Sprachen übersetzt worden sind. Viele ihrer<br />

Bücher wurden verfilmt.<br />

Christine Nöstlinger arbeitet auch als Journalistin und schreibt Romane, Essays,<br />

Zeitungskolumnen und Lyrik. Sie hat viele renommierte Literaturpreise erhalten. 2002<br />

war sie – eine ganz besondere Ehre - die erste Preisträgerin des neu geschaffenen<br />

Astrid Lindgren Gedächtnispreises ALMA. In der Begründung der Jury hierfür heißt<br />

es: "Christine Nöstlinger ist eine wahre Nichterzieherin im Sinne Astrid Lindgrens.<br />

Ihre vielseitige und äußerst engagierte Tätigkeit als Schriftstellerin ist geprägt<br />

von respektlosem Humor, scharfsinnigem Ernst und stiller Wärme, und sie steht<br />

vorbehaltlos auf der Seite der Kinder und Außenseiter." (ötinger.de)<br />

Ich bin eigentlich gelernte Graphikerin,<br />

wollte ein Kinderbuch zeichnen<br />

und habe mir halt eine<br />

Geschichte dazu erfunden – die<br />

Geschichte hat einen Preis bekommen<br />

und die Bilder nicht…<br />

Haben Sie selbst gemerkt wie gut<br />

Sie schreiben, oder waren Sie<br />

nicht so von sich überzeugt?<br />

Ich war am Anfang sehr selbstkritisch,<br />

weil ich mich ja nicht als<br />

Schriftstellerin sah. Ich habe<br />

geschaut, dass ich etwas Ordentliches<br />

hinkriege und habe es<br />

immer wieder verbessert. Aber ich<br />

glaube das ist eine Haltung, die<br />

vielen jungen Autoren abgeht.<br />

© Nilpferd in Residenz Verlag © Nilpferd in Residenz Verlag<br />

Denken Sie manchmal daran, sich<br />

zur Ruhe zu setzen?<br />

Ich bin jetzt 78, bis jetzt funktioniert<br />

es ja noch, und es wird auch<br />

weiter funktionieren. Falls ich<br />

dement werde funktioniert es<br />

natürlich nicht mehr, aber das will<br />

ich ja nicht hoffen.<br />

Gibt es etwas, das Sie<br />

unseren Leser/innen mitteilen<br />

möchten?<br />

Ich bin kein Mensch, der anderen<br />

speziell etwas mitteilen will, außer<br />

Geschichten erzählen.<br />

Vielen Dank für das Gespräch!<br />

Guter Drache und Böser Drache<br />

Christine Nöstlinger<br />

Jens Rassmus (Illustrator)<br />

40 Seiten<br />

EUR 14,90<br />

ISBN: 9783701721122<br />

Zwei Drachen machen ganz viel Mut!<br />

Florian hat zwei Drachen,<br />

einen guten und einen<br />

bösen. Nur er kann sie<br />

sehen, sonst keiner! Zusammen<br />

sind die drei unschlagbar.<br />

Guter Drache<br />

und Böser Drache sind<br />

immer für Florian da. Als<br />

es in den Urlaub gehen<br />

soll, gibt es eine Überraschung:<br />

Die Drachen<br />

haben Angst vor dem<br />

Meer! Zum Glück hat Florians<br />

Mutter eine gute<br />

Idee: Drachenschwimmflügel<br />

müssen her! Wo<br />

man die bestellt? Im<br />

Internet natürlich! Und so<br />

ausgerüstet, mit Spaß und<br />

unsichtbaren Schwimmflügeln,<br />

macht Florian seinen<br />

Drachen Mut, etwas<br />

Neues auszuprobieren.<br />

Eine herzerfrischende Bilderbuchgeschichte<br />

übers<br />

Mutigsein und Mutmachen,<br />

so unnachahmlich<br />

klug und witzig, wie nur<br />

Christine Nöstlinger sie<br />

erzählen kann. Mit traumhaften<br />

Zeichnungen von<br />

Jens Rassmus, in denen<br />

Kinder und Erwachsene<br />

versinken werden.<br />

Kritik: Eine sehr ansprechende<br />

Geschichte übers<br />

Mutigsein und Mutmachen.<br />

Wer hat sich noch<br />

nicht starke Freunde<br />

gewünscht, die einen<br />

beschützen und einem<br />

helfen? Tolle Bilder ergänzen<br />

die Geschichte.<br />

Geeingnet als Vorleseund<br />

Bilderbuch.<br />

Für Drachenhandpuppen<br />

gibt es online sogar eine<br />

Bastelanleitung.<br />

© Paul Schirnhofer


11 - JUGEND / GIRLS DAY<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

<strong>APRIL</strong> <strong>2014</strong><br />

Quelle: BMBF<br />

© Bundeskanzleramt (BKA) 2010-<strong>2014</strong>, Bundesministerium für Bildung und Frauen (BMBF) <strong>2014</strong><br />

Girls Day<br />

Niederösterreich<br />

Der Girls Day bietet Mädchen die Gelegenheit,<br />

sich über Berufe zu informieren, die für Frauen<br />

eher untypisch sind. Bereits zum dreizehnten<br />

Mal findet der Girls´Day in Niederösterreich<br />

statt. In Amerika und Deutschland zählt diese<br />

Veranstaltung zu einer fixen Einrichtung in der<br />

Berufsorientierung.<br />

Im Rahmen dieses speziellen „Girls´Day´s“<br />

lernen die Mädchen die Arbeitswelt von heute<br />

und morgen besser kennen. Sie gewinnen<br />

wichtige Eindrücke aus dem Berufsleben und<br />

finden Mentorinnen in Unternehmen. Diese<br />

Mentorinnen treten als Vorbilder auf, die den<br />

Schülerinnen aufzeigen, welche Aussichten<br />

sie beruflich vorfinden und welche Anforderungen<br />

gestellt werden.<br />

Fehlende Rollenvorbilder in untypischen<br />

Berufen bzw. Führungspositionen bewirken<br />

häufig, dass sich Jugendliche meist traditionell<br />

entscheiden: Burschen in technische, Mädchen<br />

in soziale Berufe. Dadurch fehlt in der<br />

Industrie vor allem in den technischen<br />

Bereichen, das berufliche Potential der<br />

Frauen.<br />

Welche Berufe gibt es, welchen Beruf soll ich<br />

Karrierewege abseits von Frauenberufen<br />

Um Mädchen für „frauenuntypische“<br />

Berufe in Handwerk und Technik zu begeistern<br />

und ihnen den Start in solche zu<br />

erleichtern, wird auf Initiative der Frauenlandesrätin<br />

Mag.a Doris Hummer und dem<br />

Frauenreferat des Landes Oö. heuer bereits<br />

zum 14. Mal der Girls Day angeboten.<br />

<strong>2014</strong> findet der internationale Aktionstag<br />

am 24. April statt. Schülerinnen verbringen<br />

diesen Tag in einem handwerklichen, technischen<br />

oder naturwissenschaftlichen<br />

Betrieb. Dabei können sie ihre Fähigkeiten<br />

erforschen, Berufe kennen lernen und<br />

wichtige Kontakte knüpfen. Der Girls Day<br />

will die Aufmerksamkeit der Mädchen auf<br />

ihnen unbekannte Berufe bzw. Studienrichtungen<br />

lenken, gängige Vorurteile abbauen<br />

Girls Day - DEINE CHANCE!<br />

Es geht darum, dass du deine Chancen auf Karriere und besseres Gehalt checkst<br />

Die Idee für den Girls' Day, auch Mädchenoder<br />

Töchtertag, stammt aus den USA. An<br />

diesem seit 1993 jährlich durchgeführten<br />

"Take our daughters to work"- Tag<br />

besuchen Schülerinnen ihre Eltern,<br />

Verwandten oder Bekannten an deren<br />

Arbeitsplatz und bekommen so einen<br />

Einblick in deren berufliche Tätigkeit.<br />

Seit einigen Jahren findet diese Idee<br />

auch in Europa immer größeren Anklang.<br />

In Österreich wird der Girls' Day<br />

bzw. Töchtertag in einigen Bundesländern<br />

bereits seit 2001 veranstaltet. Dadurch soll<br />

ein Impuls gesetzt werden, der eine Trendwende<br />

bei der Berufsorientierung von Mädchen<br />

unterstützt und ihnen einen neuen Blick auf die<br />

Berufswelt eröffnen will.<br />

wählen? Diese Frage wirst du dir früher oder<br />

später einmal stellen.<br />

Die Wahl des Berufes ist eine wichtige Entscheidung,<br />

die dein ganzes Leben beeinflusst!<br />

Beim Girls' Day kannst du dir einige Anregungen<br />

für Berufe holen, von denen du vielleicht<br />

noch nie etwas gehört hast.<br />

Du erfährst, dass es interessante Berufe gibt,<br />

in denen du deine Talente und Fähigkeiten<br />

optimal einsetzen und entwickeln kannst.<br />

Begib dich auf eine Entdeckungsreise deiner<br />

Fähigkeiten und Möglichkeiten für deine<br />

berufliche Zukunft; schau dir Websites wie<br />

www.talentcheck.org (Berufsinteressenstest<br />

speziell für Mädchen) oder www.jobs4girls.at<br />

(Jobs für Mädchen) an.<br />

Oberösterreich<br />

und eine Berufswahl jenseits von Klischees<br />

erleichtern. Darüber hinaus sollen Eltern,<br />

Schulen und Betriebe auf das Potenzial der<br />

Mädchen aufmerksam gemacht werden<br />

und Unternehmen bietet sich die Möglichkeit,<br />

interessierte und motivierte Mädchen<br />

für sich zu gewinnen.<br />

Technik – mehr als Schmutz und Staub<br />

Die Welt der Technik hat viele Gesichter –<br />

angefangen von Metall- oder Elektrotechnik<br />

über Chemie und Naturwissenschaften<br />

bis hin zu Gesundheit, Medien oder<br />

Kommunikationstechnologien. Dementsprechend<br />

vielfältig sind auch die Berufsbilder<br />

und Aufgabenbereiche – von<br />

Forschung über Planung, Konstruktion und<br />

Produktion bis hin zu Service und Verkauf.<br />

Es gibt mehr Berufe als man glaubt - fast 600<br />

Ausbildungswege stehen jungen Frauen heute<br />

offen. Dennoch entscheiden sich Mädchen<br />

besonders häufig Friseurin, Verkäuferin oder<br />

Sekretärin zu werden. Das sind wichtige Berufe,<br />

keine Frage. Wichtig zu wissen ist aber, dass viele<br />

andere Berufe mehr Karrierechancen bieten.<br />

Und vor allem: vom ersten Tag an verdient man<br />

in einem typischen Frauenberuf wie FriseurIn<br />

deutlich weniger als einE MechanikerIn.<br />

Alle Mädchen, die sicher sind, dass Friseurin<br />

genau das Richtige für sie ist, die sollen das auch<br />

in Zukunft machen. Aber für all jene, die sich<br />

nicht so sicher sind, lohnt es, sich genauer<br />

umzuschauen. Denn jene Mädchen, die clever<br />

entscheiden und sogenannte Männerberufe<br />

wählen, beweisen, wie viel Spaß das machen<br />

Der Wiener Töchtertag ist eine<br />

Initiative von Frauenstadträtin<br />

Sandra Frauenberger in Kooperation<br />

mit der Wirtschaftskammer<br />

Wien und dem Wiener<br />

Stadtschulrat, durchgeführt von<br />

der Frauenabteilung der Stadt<br />

Wien (MA 57).<br />

Mädchen zwischen 11 und 16<br />

Jahren verschaffen sich in der<br />

Praxis einen Überblick über<br />

Jobvielfalt und bessere Verdienstchancen,<br />

lernen in Firmen, bei der Stadt Wien und<br />

anderen Institutionen Handwerks- sowie<br />

Technikberufe kennen und können in Workshops<br />

ihre Fähigkeiten und Fertigkeiten<br />

kann. Und sie verdienen vom ersten Tag an<br />

besser. Es gibt bereits genug Mädchen, die das<br />

beweisen. Aber eben noch zu wenige.<br />

Es geht also nicht darum, was andere einem<br />

empfehlen. Oder was immer schon für Mädchen<br />

als "richtig" angesehen wurde. Es geht darum,<br />

dass du dich genau informierst und deine<br />

Chancen auf Karriere und besseres Gehalt<br />

checkst. Wir unterstützen dich dabei, deinen<br />

eigenen Weg zu gehen!<br />

Viel Erfolg wünschen<br />

Bundesministerin Gabriele Heinisch-Hosek und<br />

Bundesminister Rudolf Hundstorfer.<br />

Mehr Infos unter:<br />

http://www.bmbf.gv.at/frauen/girlsday/index.xml<br />

und http://www.findedeinenweg.at/<br />

Am 24. April <strong>2014</strong> schnuppern Mädchen in frauenuntypische Berufe<br />

Wiener Töchtertag<br />

<br />

<br />

erproben. Sie begleiten entweder ihre<br />

Mutter, ihren Vater an deren Arbeitsplatz<br />

oder suchen sich ein Unternehmen, das sie<br />

interessiert, aus.<br />

www.toechtertag.at<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

© Frauenabteilung der Stadt Wien (MA 57)<br />

© Land Oberösterreich<br />

Weitere Informationen unter<br />

www.girlsday-ooe.at<br />

Die Elternbroschüre bietet Informationen im Bereich<br />

technische und naturwissenschaftliche Lehrberufe und<br />

Studienrichtungen. Diese Broschüre können Sie im<br />

Frauenreferat des Landes OÖ auf deutsch und<br />

türkisch bestellen. Mailadresse: frauen@ooe.gv.at,<br />

oder: 0732-7720-11850


April ist der besondere Lesemonat - 2<br />

Bücher muss man e<br />

Österreichischer Kinder- und Ju<br />

Wien (BKA) - Die Preisträgerinnen und<br />

Preisträger des Österreichischen<br />

Kinder- und Jugendbuchpreises <strong>2014</strong><br />

stehen fest. Die Preise werden jährlich<br />

vom Kunst- und Kulturministerium<br />

vergeben und sind mit je 6.000 Euro<br />

dotiert. Die Überreichung findet heuer<br />

erstmals in Eisenstadt statt. Bundesminister<br />

Josef Ostermayer wird<br />

die Auszeichnungen am 22. Mai im<br />

dortigen Kultur- und Kongresszentrum<br />

verleihen.<br />

"Je früher Leselust geweckt wird,<br />

desto länger hält sie an. Der österreichische<br />

Kinder- und Jugendbuchpreis<br />

ist eine wichtige Institution, um junge<br />

LeserInnen, aber auch PädagogInnen<br />

auf österreichische Literatur aufmerksam<br />

zu machen. Herzliche Gratulation<br />

den vier Autorinnen und Verlagen der<br />

Siegerbücher, sowie den Urhebern der<br />

zehn weiteren Titel, die von der<br />

Jury als besondere Lesetipps in die<br />

Kollektion aufgenommen wurden", so<br />

Bundesminister Josef Ostermayer.<br />

Eine fünfköpfige Jury, bestehend aus<br />

Klaus Nowak, Silke Rabus, Alexander<br />

Strohmaier, Christina Ulm und<br />

E<br />

© yanlev - Fotolia<br />

tiptoi® Bücher - Ein Erlebnis<br />

ptoi® ist einfach immer wieder ein Abenteuer! Neben der Geschichte gibt<br />

es viele Geräusche und Extras, Leserätsel können gelöst werden und das<br />

Besondere an diesen Büchern: ob man mitlesen, zuhören oder entdecken<br />

will, mit den verschiedenen Einstellungen hat man immer die Wahl!<br />

Diese Bücher eignen sich auch besonders gut für Kinder mit nichtdeutscher<br />

Muersprache! Reinschauen, reinhören und mitmachen...<br />

ISBN: 978-3-473-32912-0<br />

20,55 €<br />

ab 4<br />

Niklas Böwer , Daniela Betz<br />

Die Welt der Fahrzeuge<br />

Hier brummt und knaert es! Von Baggern und<br />

Traktoren über Reungswagen bis hin zu Formel-1-<br />

Flitzern: der ptoi® S lädt mit authenschen<br />

Geräuschen und spannenden Wissenstexten in die<br />

Welt der Fahrzeuge ein. Funkoniert nur mit ptoi®<br />

S<br />

Von der Automobilherstellung über Einsatzfahrzeuge<br />

bis hin zu Schwertransportern: Echten<br />

Fahrzeug-Fans ermöglicht ptoi® einen genauen<br />

Blick auf viele unterschiedliche, außergewöhnliche<br />

und faszinierende Fahrzeuge und die dazugehörigen<br />

Berufe. Detailreiche Bilder und eine abwechslungsreiche<br />

Soundwelt laden zum interakven Spielen und Entdecken<br />

ein.<br />

Leserabe: Das tollste Pony der Welt<br />

Das Pony Lulu ist so allein. Doch dann lernt es das<br />

Mädchen Sabrina kennen und zu zweit treten sie sogar<br />

im Zirkus auf! Mit ptoi® wird die Geschichte lebendig,<br />

jeder Leser kann sich zwischen drei verschiedenen<br />

Schwierigkeitsstufen entscheiden.<br />

ISBN: 978-3-473-38589-8<br />

13,35 €<br />

ab 6<br />

Doris Arend , Susanne<br />

Schulte<br />

Das kleine Pony Lulu ist so<br />

allein. Doch dann lernt es<br />

das Zirkusmädchen Sabrina<br />

kennen und am Schluss<br />

treten sie sogar zu zweit in der Manege auf!<br />

Leserabe: Im Garten der Feen<br />

Immer wenn Anna zur Flötenstunde geht, hört sie hinter<br />

einer Mauer leise Musik. Eines Tages folgt sie den Klängen<br />

und gelangt in einen geheimen Garten. Bald findet sie<br />

heraus, dass der Garten ein Geheimnis birgt: Es ist der<br />

Garten der Feen!<br />

Auf dem Weg zur Flötenstunde entdeckt Anna hinter einer<br />

Mauer einen verwunschenen Garten. Doch nicht nur das.<br />

Hier leben lauter geheimnisvolle Feen. Jede ihrer<br />

Bewegungen wird von wunderschönen Klängen begleitet.<br />

ISBN: 978-3-473-38593-5 Als sie Anna entdecken, verstecken sie sich. Bis auf eine<br />

Cornelia Neudert , Bena<br />

besonders vorwitzige Fee. Eine Begegnung, die für Anna<br />

Gotzen-Beek<br />

13,35 €, ab 6<br />

und die kleine Fee nicht ohne Folgen bleibt...<br />

Alle Cover © Ravensburger<br />

L<br />

esen bedeutet heutzutage<br />

nicht immer lesen in einem<br />

“Buch”. Bereits die Kleinsten<br />

lernen den Umgang mit<br />

Tablets, Computern, E-Books<br />

und Handys.<br />

Das richge Buch wird jedoch<br />

wohl kaum richg ersetzbar<br />

sein und das soll es auch nicht.<br />

Folgende vier Bücher werden mit dem Preis ausgezeichnet:<br />

Österreichischer<br />

• Linda Wolfsgruber: "Arche", Wiener Dom-Verlag<br />

• Rosemarie Eichinger:"Essen Tote Erdbeerkuchen?", Kinder-<br />

Verlag Jungbrunnen<br />

Jugend -<br />

• Christine Nöstlinger:"Als mein Vater die Mutter der<br />

Buchpreis<br />

Anna Lachs heiraten wollte", Verlag Friedrich Oetinger<br />

• Heidi Trpak, Laura Momo Aufderhaar: "Gerda Gelse", Wiener Dom-Verlag<br />

CARLSEN - Für jeden etwas dabei<br />

Strengstens verboten - Drei Stock tiefer<br />

Eine Woche ohne Eltern im schönsten und seltsamsten Hotel der Welt! Etwas Schöneres kann sich Leo gar<br />

nicht vorstellen. Allerdings gibt es ein Problem. Der frühere Besitzer und Erfinder Mr. Whippet hat angeblich<br />

Steuerschulden und wenn Leo nicht in wenigen Tagen sieben Millionen Dollar aureibt, ist das Hotel<br />

verloren. Genau die richge Aufgabe für Leo und seinen besten Freund Remi. Sie haben auch alles, was sie<br />

für diesen Geheimaurag brauchen: eine Ente, einen Miniaffen mit Gummischwanz<br />

und ein gigansche Rülpser verursachendes Getränk. Nur dass sie übersetzt von Eva Riekert<br />

Patrick Carman<br />

in die versteckten Stockwerke unter dem Hotel müssen, ist irgendwie Seiten: 264<br />

Alter:ab 10 Jahren<br />

unheimlich… Krik: Fantassches Abenteuer für kühne Entdecker.<br />

ISBN : 978-3-551-52057-9<br />

Piratten!, Band 5: Die Schatzinsel<br />

Die Piraen kommen!<br />

Auf einer geheimen Insel, in einem finsteren Labyrinth, versteckt zwischen zahllosen Fallen liegt das<br />

Piraengold. Der Mäusejunge Marty Flynn will es finden. Und die Zeit drängt. Denn auch die Piraen<br />

sind hinter dem Schatz her ...<br />

Der Abschluss der großen Piraen-Saga - atemlose Spannung garanert!<br />

Krik: Interessantes Pirat(t)enabenteuer, das vor allem Abenteuerliebhaber<br />

beeindrucken wird…<br />

Abenteuergeschichten zum Lesenlernen<br />

Die Schule der magischen Tiere, Band 1<br />

Diese Schule birgt ein Geheimnis: Wer Glück hat, findet hier den besten Freund, den es auf der Welt gibt.<br />

Ein magisches Tier. Ein Tier, das sprechen kann. Wenn es zu dir gehört ...<br />

In der neuen Schule fühlt sich Ida gar nicht wohl. Doch dann erzählt ihnen die Lehrerin Miss Cornfield von<br />

der magischen Zoohandlung – und Ida erhält ein magisches, sprechendes Tier: den hilfsbereiten Fuchs<br />

Rabbat.<br />

Auch Benni ist gespannt. Wie gern häe er ein wildes Rauber an seiner Seite! Dann würden ihn die<br />

anderen endlich einmal ernst nehmen… Bald schon tummelt sich ein<br />

kleiner Zoo im Klassenzimmer. Und dann geht das Abenteuer erst richg los...<br />

Krik: Der erste Band einer Reihe, in der gerade das 4. Buch erschienen ist.<br />

Spannung, Alltagsproblemchen, Außenseiter, in diesem Buch gibt es von<br />

allem etwas, wahrscheinlich macht die Mischung dieser Themen und die Prise Magie dieses Buch so<br />

interessant. Die Kinder lieben es!<br />

Michael Peinkofer<br />

illustriert von Daniel Ernle<br />

Seiten: 96<br />

Alter: ab 8 Jahren<br />

ISBN:978-3-551-65075-7<br />

Lesen lernen in kleinen Schrien! Drei Geschichten für Erstleser erzählen von lisgen Piraten, von Riern<br />

in Japan und von einem tapferen Indianerjungen. Spannende Sachinfos und Leserätsel wecken die Lust zum<br />

Lesen und Mitdenken. Enthält folgende Geschichten: • Kleine Wolke, großer<br />

Bär • Die lisgen Piraten • Zwei junge Samurai<br />

Krik: Ein vielseiges Buch, das abenteuerlusge Leser in drei verschiedene<br />

Geschichten enührt. Ein tolles Extra sind die Rätsel und die Sachinforma-<br />

onen (Infoseiten) zu jeder Geschichte!<br />

Lesemaus Sammelband zum<br />

Lesenlernen<br />

Seiten: 96<br />

ISBN: 978-3-551-06609-1<br />

Autoren: Julia Boehme, Annee<br />

Neubauer, Christa Holtei<br />

Margit Auer<br />

illustriert von Nina Dulleck<br />

Seiten: 208<br />

Alter: ab 8 Jahren<br />

ISBN: 978-3-551-65271-3<br />

und<br />

Alle Cover © Carlsen Verlag


at - 23. April - Welttag des Buches<br />

n einfach lieben...<br />

A<br />

nd Jugendbuchpreis <strong>2014</strong><br />

Elisabeth Wildberger, wählte aus<br />

80 Einreichungen von 30 Verlagen<br />

jene Bücher aus, die aufgrund<br />

ihrer herausragenden künstlerischen<br />

Qualität nominiert wurden.<br />

Der Bücherkoffer<br />

Zu allen Preis- und Kollektionsbüchern<br />

gibt es einen umfangreichen Service<br />

vom Buchklub: 40 Buchkassetten<br />

mit allen Titeln touren jeweils im<br />

folgenden Schuljahr durch Österreich.<br />

Die Pflichtschul-LandesreferentInnen<br />

des Buchklubs verwalten die Koffer.<br />

Zu jedem Buch gibt es didaktische<br />

Hinweise und Kopiervorlagen.<br />

Infos unter: www.buchklub.at<br />

Zehn weitere bemerkenswerte Titel werden als<br />

besonderer Lesetipp in die Kollektion zum<br />

Österreichischen Kinder- und Jugendbuchpreis <strong>2014</strong> aufgenommen:<br />

• Claudia Dzengel:"Kalligrafie und kreatives Schreiben für Kinder", G&G Verlag<br />

• Troon Harrison, Andrea Offermann: "Der Eisdrache", Residenz Verlag (aus dem<br />

Englischen von Pauline Katz)<br />

• Susanne Orosz: "Lenis Lied", Verlag Jungbrunnen<br />

• Ina Rometsch, Martin Verg: "Geheimsache Labskaus", Residenz Verlag<br />

• Elisabeth Steinkellner, Michael Roher: "Wer fürchtet sich vorm lila Lachs?",<br />

Verlag Luftschacht<br />

• Michael Roher: "Wer stahl dem Wal sein Abendmahl?", Verlag Luftschacht<br />

• Heinz Janisch, Helga Bansch: "Die Hüte der Frau Strubinski", Verlag Jungbrunnen<br />

• Helga Bansch: "In der Nacht ...", Wiener Dom-Verlag<br />

• Willy Puchner: "ABC der fabelhaften Prinzessinnen", Verlag Nord Süd<br />

• Sarah Michaela Orlovsky: "Tomaten mögen keinen Regen", Wiener Dom-Verlag<br />

Tolle Bücher: LÖWE<br />

Tafiti und das Riesenbaby<br />

Im Erdmännchenbau herrscht helle Aufregung. Eine Elefantenherde hat<br />

nämlich nicht nur Omamas Gemüsebeet zertrampelt, sondern auch noch<br />

etwas verloren. Etwas Riesengroßes: ein Elefantenbaby! Für Tafi und Pinsel<br />

ist klar, dass das Baby so schnell wie möglich zu<br />

seiner Herde muss. Aber das stellt die beiden<br />

Freunde vor eine wahrha schwere Aufgabe ...<br />

Krik:<br />

Eine rührende Geschichte mit wunderschönen<br />

Bildern.<br />

Verrat auf der Rennstrecke<br />

Tafi, Band 3 / ab 5 Jahren<br />

durchgehend farbig illustriert<br />

von Julia Ginsbach<br />

80 Seiten<br />

ISBN 978-3-7855-7551-2<br />

8,20 €<br />

Die unsichtbaren 4: das sind Anton, Ben, Max und Watson, der Spürhund.<br />

Ihre Mission: sie jagen Gangster und Ganoven. Ihre Geheimwaffe: sie<br />

können sich unsichtbar machen. Ihr Risiko: sie haben nur 7 Minuten Zeit,<br />

um für Gerechgkeit zu kämpfen ...<br />

Cool! Auf dem alten Schroplatz findet eine Monstertruck-Show sta.<br />

Anton, Ben und Max bestaunen die riesigen Fahrzeuge. Dabei werden sie<br />

Zeugen eines kleinen Unfalls mit großen Folgen: Der Mechaniker der Show<br />

wird entlassen. Die unsichtbaren 4 wiern Henriee Wich<br />

einen neuen Fall und stecken schnell in Die unsichtbaren 4, Band 7<br />

komplizierten Ermilungen...<br />

Illustraon: Alexander Bux<br />

Krik: Ein richg aufregendes, cooles Buch, ab 7 Jahren, 80 Seiten,<br />

bei dem nicht der übliche Verdächge der wahre Täter ist. Dieses Buch ISBN 978-3-7855-7692-2<br />

macht Lust auf mehr!!!<br />

8,20 €<br />

Hier kommt Lola!<br />

Lola hat einen brasilianischen Vater, eine 80 Zenmeter große Tante und<br />

ein paar Millionen Fans, wenn sie sich nachts in die berühmte Sängerin Jacky<br />

Jones verwandelt. Was Lola nicht hat, ist eine beste Freundin – und die<br />

wünscht sie sich am allermeisten. Doch in Lolas neuer Schule gibt es nur<br />

diese komische Flo, die entsetzlich nach Fisch snkt. Und Annalisa besucht<br />

sie augerechnet in dem Moment, als Lolas Vater splierfasernackt und<br />

fuchsteufelswild durch die Wohnung stürmt, weil ihn seine Tochter<br />

versehentlich den ganzen Tag im Badezimmer eingesperrt hat. Klarer Fall: In<br />

Sachen Freundin muss sich Lola etwas anderes überlegen. So schickt<br />

sie ihren Herzenswunsch per Luballon in den Himmel. Und bekommt eine<br />

Lola, Band 1 - Isabel Abedi geheimnisvolle Flaschenpost zurück ...<br />

Illustraonen von Dagmar Ausgezeichnet mit dem "Paderborner Hase 2006" und der "Nordstemmer<br />

Henze<br />

Zuckerrübe 2007".<br />

ab 9 Jahren, 12. Auflage Mehr Infos rund um Lola unter: www.lola-club.de<br />

192 Seiten, 13,40 € Krik: Jung, witzig, aus dem Leben gegriffen – ein absolutes Lieblingsbuch.<br />

ISBN 978-3-7855-5169-1<br />

Wer sich vom Buch fesseln hat lassen hat es gut, denn es gibt genügend<br />

weitere Bände des Buches und auch Lolas Tante Lisbeth bekommt eine eigene Buchreihe. Gute<br />

Unterhaltung!<br />

Alle Cover © Löwe Verlag<br />

NILPFERD IN RESIDENZ - Schöne Vielfalt<br />

Saskia Hula<br />

Ina Haenhauer (Illustrat.)<br />

40 Seiten EUR 14,90<br />

ISBN: 9783701721078<br />

Erwin Moser<br />

136 Seiten EUR 19,90<br />

Vorlesen ab 4,<br />

Selberlesen ab 7,<br />

durchgehend illustriert<br />

ISBN: 9783701720774<br />

Erwin Moser<br />

32 Seiten<br />

EUR 12,90<br />

ISBN: 9783701721337<br />

Die beste Bande der Welt<br />

Oskar gründet eine Bande wie keine andere.<br />

Oskar passt nirgends dazu. Für die eine Bande braucht man zottige Haare. Für die<br />

andere einen gelben Regenmantel. Für die nächste Bande muss man furchtbar<br />

gefährlich sein. Oder überhaupt ein Mädchen. Es ist wie verhext. Da hat Oskar eine<br />

Idee: Er gründet mit sich allein die geheimste Bande der Welt. Komplett mit Geheimplatz,<br />

Geheimbaumhaus und Geheimparole. Natürlich bleibt das den anderen nicht<br />

verborgen, und nach und nach klopfen allerhand Geheimbandenanwärter an Oskars<br />

Geheimtür.<br />

Saskia Hula erzählt, wie es Kinder mögen und Erwachsene genießen: witzig, unkompliziert,<br />

direkt. Ina Hattenhauers Illustrationen verleihen der Geschichte vom schlauen<br />

Oskar ein weiteres Augenzwinkern.<br />

Kritik: Dieses Buch geht kindgerecht mit dem Thema Ausgrenzung um und zeigt, dass<br />

man trotz aller Unterschiede doch zusammengehören kann.<br />

Auszeichnungen:<br />

White Ravens 2013<br />

Empfehlungsliste zum Evangelischen Buchpreis 2013<br />

Österreichischer Kinderbuchpreis<br />

Ehrenliste zum Kinder- und Jugendbuchpreis der Stadt Wien<br />

Ausgezeichnet mit dem "Luchs des Monats Mai" von der ZEIT und Radio Bremen<br />

Die besten 7 im Juni 2012, Deutschlandfunk<br />

"Erstlesebuch des Monats" Borromäusverein<br />

Das große Buch von Koko und Kiri<br />

Wiedersehen mit Koko!<br />

Hier sind sie wieder, all die Helden aus dem Traumland: Koko, der Bär mit der krummen<br />

Nase, seine Freundin Kiri, der weise weiße Vogel, der Pflanzenbeschwörer, der alte<br />

Tigerkater, Rikko, der liebe Drache, die acht hungrigen Käfer und viele mehr. Sie erleben<br />

phantassche Abenteuer mit dem Zauberschirm und dem fliegenden Teppich; sie<br />

lernen, dass das richge Wünschen so schwierig ist, weil es so einfach ist und auf<br />

jeden Fall viel, viel Zeit braucht …<br />

Jede dieser Geschichten hat jeweils als Bilderbuch unzählige Kinder begeistert; Kinder,<br />

die inzwischen erwachsen sind und ihren eigenen Familien den Zauber von Erwin Mosers<br />

liebevoll erzählten und gezeichneten, klassischen Geschichten weitergeben wollen.<br />

Erstmals vereint präseneren sich die vier Koko-Geschichten in einem hochwerg<br />

ausgestaeten Sammelband mit vielen farbenprächgen Bildern – ein Familienbuch im<br />

besten Sinne.<br />

Krik: Eine fantasievoll erzählte Geschichte, die schon allein wegen den tollen Bildern<br />

zum Lesen und Betrachten einlädt. Ein Buch für kleine und größere Zuhörer und Leser.<br />

Ein aufregender Tag im Leben von Franz Feldmaus<br />

Ein turbulentes Mäuseabenteuer!<br />

Eigentlich will Franz Feldmaus bloß zum Bauernhof, Sonnenblumenkerne für sein<br />

Frühstück besorgen. Doch weil die Hausmaus schon alle Kerne aufgegessen hat, geraten<br />

sie und der gemütliche Franz von einer haarsträubenden Situaon in die nächste: Um<br />

vor dem Kater Viktor zu fliehen, müssen sie sich aus dem Fenster abseilen, auf<br />

einem Huhn davonreiten und schließlich sogar eine nächtliche Reise in einer Flasche<br />

unternehmen…<br />

Dass auch dieses Mäuseabenteuer gut ausgeht, ist in Erwin Mosers zärtlichem<br />

Mikrokosmos selbstverständlich. In fröhlichen Farben turnt der muge Franz über die<br />

Seiten und in die Herzen der Leser<br />

Krik: Ein Abenteuer mit Feldmaus Franz, mit wunderschönen farbenfrohen Illustraonen.<br />

Muss man Miezen siezen?<br />

Ich kenn einen Kater in Liezen,<br />

der trifft sich mit ganz süßen Miezen.<br />

Er küsst ihre Tatzen,<br />

versucht nicht zu schmatzen<br />

und besteht drauf, die Miezen zu siezen.<br />

MIT DEN NEUN NACKTEN NILPFERDDAMEN haben sie sich eine große Fangemeinde<br />

geschaffen, zahlreiche Preise eingeheimst und vielen Kindern Freude an der Sprache<br />

vermielt. Auch mit ihrem neuen Buch starten Gerda Anger-Schmidt und Renate<br />

Habinger ein Feuerwerk der Phantasie und Poesie; Rhythmik, Witz, Skurrilität der<br />

vielen bunten Texte werden Kinder wie Erwachsene begeistern.<br />

Scherzgedichte und Rätselreime, Lügengeschichten, Buchstabenrätsel, ABC-Sätze,<br />

Gerda Anger-Schmidt Bauernregeln, Liedertexte, Limericks, „Druckfehlerteufel“, Denkspiele, verdrehte<br />

Renate Habinger (Illustr.) Märchen… Sie alle regen zum Mitmachen, Lachen und Weiterspinnen an. Und das ist gut<br />

Für jedes Alter so, denn, wie wir alle wissen: Kein Kleister bellt vom Schimmel – und wer fragt, gerinnt!<br />

128 Seiten, EUR 18,90<br />

Krik:<br />

ISBN: 3701720096<br />

Das Buch vermielt Freude an der Sprache, regt an zum Mitmachen und Weiterreimen.<br />

Dieses Buch kann man immer wieder neu entdecken. Interessant ist vor allem auch der Österreich-Bezug.<br />

Auszeichnungen:<br />

Nominiert für die IBBY Honour List 2008<br />

Kollekon zum Österreichischen Kinder- und Jugendbuchpreis 2007<br />

Kinder- und Jugendbuchpreis der Stadt Wien 2007<br />

Schönstes Buch Österreichs 2006<br />

Die besten 7" im Jänner 2007: "Wortspiele zum Schieflachen, zum Reim-Beissen lusg und tolle Bilder"<br />

Alle Cover © Nilpferd in Residenz


NİSAN <strong>2014</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 14<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Geçtiğimiz günlerde Viyana Belediye<br />

Sarayı’nda eyaletlerin entegrasyon<br />

temsilcileri, yapılan konferansta bir araya<br />

geldi. Konferansa katılan Entegrasyon<br />

Bakanı Sebastian Kurz yaptığı konuşmada<br />

şunları söyledi:<br />

“2. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir<br />

Entegrasyon Bakanlığı var, bu entegrasyon<br />

alanında işleyen bir toplumun ihtiyaç<br />

duyduğu devamlılığın ve gelişmenin<br />

sinyalidir. Devamlılık, özellikle en son<br />

merkez, devlet ve eyaletler arasında<br />

kararlaştırılan okul öncesi çocuklar için dil<br />

teşvikinin devamına yansıyor ki, bu teşvik<br />

halen süren tasarruf programına rağmen<br />

3 yıl daha uzatılmış ve bu çalışmaya 15<br />

milyon avro ayrılmıştır. Hali hazırda olan<br />

© BMI © Mahmoud<br />

Avusturya’da entegrasyon konusu üzerine<br />

yapılan çalışmalar artarak devam ediyor.<br />

E N T E G R A S Y O N<br />

Temsilciler Konferansı<br />

Viyana’da yapıldı...<br />

Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, Kärntnen Valisi Peter Kaiser ve ÖIF Genel Müdürü Franz Wolf-Maier<br />

İçişleri Bakanı Johanna Mikl-Leitner bir<br />

toplantıyla bilim dünyasından ve kamusal<br />

alandan gelen, kapsamlı bir göç stratejisinin<br />

asli temelleri üzerinde çalışacak olan<br />

uzmanları tanıttı.<br />

Göç konusundaki ulusal, Avrupa ve uluslararası<br />

boyuttaki gelişmeler Avusturya için<br />

plan ve projeler de geliştirilmek üzere<br />

hükümet programına alınmıştır. Yalnız<br />

takdir yasası değil, İslam dini ile ilgili<br />

kanun değişikliği de gündemdedir. Entegrasyonda<br />

çalışmaları başarılı bir şekilde<br />

devam ettirmek için, eyaletlerin Avrupa,<br />

Entegrasyon ve Dışişleri Bakanlığı ile etkin<br />

şekilde çalışması kaçınılmazdır, böylelikle<br />

devam eden projeler geliştirilebilir ve yeni<br />

projeler kazanılır.<br />

Klagenfurt’a Entegrasyon Merkezi<br />

Konferanstan önce Bakan Kurz ve Kärnten<br />

Valisi Kaiser bu yaz Klagenfurt’a, Avusturya<br />

Entegrasyon Fonu’nun (ÖIF) bir Entegrasyon<br />

merkezinin açılacağını, ilaveten<br />

ilçelerde mobil danışma olacağını açıkladılar.<br />

Vali Kaiser de şunları söyledi:<br />

“Kärnten’de yeni bir karşılama kültürü<br />

yaşanıyor. ÖIF’nin dış ofisi ile<br />

birlikte yeni gelen göçmenler ve<br />

halen mevcutlar için kapsamlı bir<br />

danışma hizmeti sunacak bir karşılama<br />

masası, ilk temas noktasını<br />

kuracağız. 2. ve 3. kuşak göçmenler<br />

topluma daha sıkı entegre edilmeliler.<br />

Hedef Almanca dil yeterliğinin<br />

yükseltilmesi, iş dünyasına ve toplumsal<br />

yaşama entegrasyondur.”<br />

temel meselelerdir ve bu meselelerin çözümü<br />

için hükümetin çalışma programında<br />

da yer aldığı gibi kapsamlı bir göç stratejisi<br />

gerekir. İçişleri Bakanı: ‘‘Göç bir hayli karışık<br />

ve hissi bir konu, bu nedenle bu konuda<br />

polemikleştirilmeden, kutuplaştırmadan<br />

ve günlük siyasi tartışmalardan uzak tutulacak,<br />

yalnız gerçeklere ve gelecekteki sorulara<br />

kendini adayacak bir kurula ihtiyaç<br />

var. Bu sebeple bize, Avusturya’nın göç<br />

stratejisini üzerinde çalışırken destek verecek<br />

bir göçmen komisyonu kurduk.’’<br />

İnsanlar anavatanı değişik sebeplerden terkediyor.<br />

İş, öğrenim, aile birleşimi gibi ailesel<br />

nedenler ya da en kötü durumda<br />

yurdunda izlenmek, bunlar terk sebebi<br />

olabiliyor. Genelde göç, üç türde yapılıyor:<br />

Yasal göç, yasadışı göç ve iltica ki, bunların<br />

arasında sıkı bir bağ ve karşılıklı iç içe<br />

geçmiş birimler mevcut. Bakan konuşmasını<br />

şöyle sürdürdü:<br />

‘‘Hedefimiz, Avusturya’nın refah içinde<br />

yaşanan güvenli ve istikrarlı bir devlet<br />

olarak kalmasıdır. Ülkemizde iyi işleyen<br />

bir ekonomi, sağlam bir iş gücü pazarı,<br />

yüksek kalitede sosyal ve sağlık kurumları<br />

var, refahımızı güven altına alan bu<br />

faktörlerdir. Bundan dolayı, göçün sistemlerimizin<br />

güvenli ve istikrarlı kalmasına ne<br />

katkısı olur, refahı, güvenliği ve istikrarın<br />

devamını sağlama hedefinde göçün ne<br />

gibi etkileri olur, konuları açıklığa kavuşturulmalıdır.’’<br />

Bu sorular üzerinde çalışmak amacı ile<br />

Kaiser ayrıca: “Vali olarak benim için<br />

entegrasyonda insani ve doğru davranış<br />

önceliklidir. Benim için entegrasyon karşılıklı<br />

saygı, değer verme, yaşam kalitesi ve<br />

hissetmedir. Bundan sonra entegrasyonun<br />

Kärnten’de özel bir değeri olacaktır.”<br />

Vali Kaiser kapsamlı konferans programından<br />

yeni göçmenlere entegrasyon ve<br />

oturumlarına refakat konusunu öne çıkardı<br />

ve bunun birçok Avrupa ülkesinde<br />

uygulandığını vurguladı ve açıklamalarını<br />

şöyle sürdürdü: “Avusturya’da hedef tüm<br />

eyaletler için ortak bir standart bulmak olmalıdır.<br />

İltica talebinde bulunanların entegrasyonu<br />

ile ilgili olarakta entegrasyon<br />

tedbirlerine mümkün olduğunca erken el<br />

atılması önemlidir. Kamu sektöründe<br />

çeşitlilik yönetimi için yön ‘Çeşitlilik için<br />

daha fazla duyarlılık’ olmalıdır.”<br />

Okul öncesi dil teşviki önceliğimizdir<br />

Vorarlberg Eyaleti Entegrasyondan Sorumlu<br />

Meclis Üyesi Erich Schwärzler ise,<br />

merkez ve eyaletler arasındaki okul öncesi<br />

dil teşvikinin desteklenmesi ve 15a-anlaşmasının<br />

uzatılmasının memnuniyet verici<br />

olduğunu söyleyerek bunun Vorarlberg’de<br />

entegrasyon çalışmalarının temeli<br />

olduğuna vurgu yaptı. “Bu konferans,<br />

Voralberg’in okul öncesi dil teşvikine ebeveynleri<br />

de dahil etmesinin, doğru bir yol<br />

olduğunu göstermiştir.”<br />

Bariyerlerin kalkması için DİL önemlidir<br />

Tirol Eyaleti Entegrasyondan Sorumlu<br />

Meclis Üyesi Christine Baur: “Konferans<br />

çok verimli geçti, özellikle dil sıkıntısı nedeniyle<br />

yaşanan problemlerin azaltılması<br />

ve bariyerlerin kalkması için teşviklerin<br />

arttırılması yönünde alınan kararlar çok<br />

önemlidir. Bu sayede göçmenler yeni<br />

vatanlarını daha iyi bir şekilde benimseyeceklerdir.”<br />

Birlikte hareket etmek çok önemli...<br />

Viyana Eyaleti Entegrasyondan Sorumlu<br />

Meclis Üyesi Sandra Frauenberger ise:<br />

“Konferans, eyaletlerin bundan sonra<br />

birlikte hareket etmesi adına çok önemliydi.<br />

Ayrıca uyum politikalarında, uluslararası<br />

örneklere de dayanarak, yapılacak<br />

çalışmaların en hızlı şekilde hayata geçirilmesinin<br />

önemi vurgulandı.”<br />

Uyum Bakanı Sebastian Kurz da son olarak,<br />

rot-weiss-rot kartlarının verilmesi<br />

şartlarının iyileştirilmesine ve ülkeye<br />

gelen iyi eğitim almış insanların hızlı bir<br />

şekilde işgücü pazarına erişimini sağlamak<br />

için, yurt dışı eğitimlerin sayılması için<br />

takdir yasasında çalışma yapılmasına<br />

dikkati çekti.<br />

‘Avusturya Göçmen Komisyonu’<br />

İçişleri Bakanı Mikl-Leitner Göçmen Komisyonu’nu tanıttı<br />

göçmen stratejisini belirlemede destek<br />

olacak Avusturya Göç Komisyonu kuruldu.<br />

Komisyonun çalışmaları, hükümetin çağdaş<br />

ve kapsamlı bir göç stratejisinin temelini<br />

oluşturacak. Göç Komisyonu’nun yönetici<br />

ve koordinatörü yazar ve TV sunucusu profesör<br />

Paul Lendvai olarak belirlendi.<br />

Komisyon, uzmanların ve toplumun önemli<br />

şahsiyetlerinin idare ettiği on çalışma<br />

alanından oluşuyor. Mikl-Leitner: ‘‘Onlar<br />

çalışma alanlarında göçün katkısının ne<br />

olabileceğini, göçün her birinin kendi<br />

alanında olumlu ve olumsuz etkilerini,<br />

hangi ihtiyaç, risk ve fırsatların doğabileceğini<br />

araştıracaklar. Uluslararası bağlamda<br />

da sorumluluk taşıdığımız için bir başka<br />

çalışma alanı ise, ticaretimizin ve<br />

sistemlerimizin göçmenlerin geldikleri<br />

bölgelere etkilerini araştırmakla meşgul<br />

olacak.’’<br />

İlk sonuçların elde edilmesinden sonra,<br />

diğer bir çalışma alanında, çağdaş bir<br />

Avusturya göç sistemi nasıl oluşturulmalı,<br />

konusunda araştırma yapılacak. Komisyon<br />

çalışmalarında bağımsız olacak ve talimat<br />

almayacak. İlk sonuçlar 1.5-2 yıl içinde<br />

bekleniyor.<br />

Foto: Alexandra Kromus/PID


15 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

NİSAN <strong>2014</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Foto: IKM/Mergl<br />

Salzburg Başkonsolosumuz Gürsel Evren ve Innsbruck Belediye Başkanı Christine Oppitz-Plörer<br />

Salzburg Başkonsolosu Gürsel<br />

EVREN, Başkonsolosluk görev<br />

bölgesini teşkil eden dört eyalette(Salzburg,<br />

Yukarı Avusturya,<br />

Tirol ve Kaernten) üst<br />

düzey yerel makamlarla gerçekleştirdiği<br />

görüşmeler kapsamında<br />

Mart ayında Tirol’de bir<br />

dizi temaslarda bulundu.<br />

Başkonsolos EVREN, Tirol ziyareti<br />

çerçevesinde Eyalet Parlamentosu<br />

Başkanı Dr. Herwig<br />

Van Staa, Innsbruck Belediye<br />

Başkanı Christine Oppitz-<br />

Plörer, Tirol Ticaret Odası Başkanı<br />

Dr. Jürgen Bodenseer ve<br />

Telfs Belediye Başkanı Christian<br />

Härting ile görüşmeler gerçekleştirdi.<br />

Başkonsolos EVREN, Eyalet<br />

Parlamento Başkanı Dr. Herwig<br />

Van STAA ile gerçekleştirdiği<br />

görüşmede, <strong>2014</strong> yılının Türkiye’den<br />

Avusturya’ya iş göçünün<br />

50. Yıldönümü olduğuna işaret<br />

ederek, Türk toplumunun yıllar<br />

içinde Avusturya'da başta<br />

ekonomik, sosyal ve kültürel<br />

alanlar olmak üzere toplumsal<br />

yaşamın her alanında önemli<br />

katkılar sağladığını, son yıllarda<br />

Türk kökenlilerin federal, eylalet<br />

ve yerel düzeyde siyasi<br />

hayatın içinde aktif olarak yer<br />

almaya başlamış olmalarınında<br />

son derece memnuniyet verici<br />

olduğunu kaydetti. Bu bağlamda<br />

milletvekilimiz Ahmet<br />

Demir'in 2013 Nisan seçimlerinde<br />

Tirol Eyalet Meclisine seçilmiş<br />

olmasından memnuniyet<br />

duyduğunu belirtti.<br />

Parlamento Başkanı VAN STAA,<br />

Başkonsolos EVREN’in ziyareti<br />

dolayısıyla teşekkürlerini ifade<br />

ederek, Cumhuriyet sonrası<br />

dönemde TBMM binası gibi<br />

Ankara'daki birçok kamu<br />

binasının mimarı Clemens<br />

Holzmeister'in Fulpmes/Tirol<br />

doğumlu olduğuna işaretle,<br />

bunun ülkelerimiz arasındaki<br />

Türkiye ile Avusturya arasında 15<br />

Mayıs 1964 tarihinde imzalanan İş<br />

Gücü Anlaşmasının 50. yılı vesilesiyle,<br />

Salzburg Başkonsolosluğu ile<br />

Salzburg Futbol Federasyonu’nun işbirliğiyle<br />

ve THY sponsorluğunda 16<br />

Mart <strong>2014</strong> tarihinde "Birarada<br />

Yaşam" temalı salon futbolu (futsal)<br />

turnuvası başarıyla gerçekleştirildi.<br />

ULSZ Rif Spor Salonunda düzenlenen<br />

turnuvaya Salzburg, Tirol, Yukarı<br />

Avusturya ve Kaernten eyaletlerinden<br />

vatandaşlarımızın oluşturduğu<br />

takımların yanısıra Başkonsolosluk<br />

mensupları ve THY Salzburg ofisi çalışanlarının<br />

oluşturduğu takımlar ve<br />

Avusturyalılardan oluşan Salzburg<br />

Şöhretler Karması ile Salzburg Futbol<br />

Federasyonu Takımı olmak üzere<br />

toplam 8 takım katıldı.<br />

Türkiye ve Avusturya’nın milli marşlarıyla<br />

başlayan turnuvanın açılışını<br />

Salzburg Başkonsolosu Sayın Gürsel<br />

Evren ve Salzburg Futbol Federasyonu<br />

Başkanı Herbert Hübel yaptı.<br />

Başkonsolos EVREN açılış konuşmasında,<br />

Türk toplumunun Avusturya’daki<br />

mevcudiyetinin 50. Yıldönümüzde<br />

sözkonusu turnuvanın<br />

düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti<br />

ifade etti. Sporun ve<br />

özellikle futbolun kültürlerarası<br />

birleştirici özelliğine dikkat çeken<br />

Başkonsolos EVREN, turnuvaya katılan<br />

tüm takımlara başarı dileklerini<br />

iletti.<br />

Federasyon Başkanı Hübel konuşmasında,<br />

dil, din ve kültür gibi farklılıkların<br />

ortadan kaldırılması<br />

bakımından futbolun eşsiz bir spor<br />

dalı olduğunu, İşgücü Anlaşması’nın<br />

50. Yıldönümü vesilesiyle Futsal<br />

Turnuvası düzenlemesinin birarada<br />

yaşamın başarılı bir göstergesi<br />

olduğunu ifade etti.<br />

Başkonsolos EVREN ve Federasyon<br />

Başkanı HÜBEL, kısa<br />

süre için de olsa turnuvada<br />

yarışan takımlarında oyuna<br />

dahil olarak sporculara destek<br />

verdiler.<br />

Turnuvada, ilk dörde giren<br />

takımlara (1. Salzburg Futbol<br />

Federasyonu, 2. Tirol Türk<br />

Başkonsolos Gürsel Evren ve Tirol Eyalet Meclis Başkanı Herwig van Staa<br />

Salzburg Başkonsolosumuzdan önemli ziyaretler<br />

bağlar açısından örnek oluşturduğunu<br />

bildirdi.<br />

Temaslarına Innsbruck Belediye<br />

Başkanı Christine Oppitz-<br />

PLÖRER ile devam eden<br />

Başkonsolos EVREN, görüşmede<br />

Avusturya’daki Türk toplumunun<br />

iki ülke arasında<br />

önemli bir bağ teşkil ettiğini<br />

belirtti.<br />

PLÖRER, Türkiye'nin köklü bir<br />

kültürel ve tarihi zenginliğe<br />

sahip olduğunu, bu zenginliğin<br />

Avrupa'da daha etkin şekilde<br />

tanıtılması gerektiğine inandığını,<br />

çok yakın bir gelecekte<br />

Türkiye'nin hava ulaşımında<br />

Avrupa koridorunun merkezi<br />

olacağını düşündüğünü ifade<br />

etti.<br />

Başkonsolos EVREN’in Tirol Ticaret<br />

Odası Başkanı Dr. Jürgen<br />

BODENSEER ile gerçekleştirdiği<br />

görüşmede ise Tirol eyaleti ile<br />

Türkiye arasındaki ticari, ekonomik<br />

ve yatırım ilişkilerinin<br />

Salzburg Başkonsolosluğu ve Salzburg<br />

Futbol Federasyonu İşbirliğiyle<br />

“Birarada Yaşam Temalı<br />

Futsal Turnuvası”<br />

Başarıyla Gerçekleştirildi<br />

karması, 3. Başkonsolosluk Takımı,<br />

4. Salzburg Türk karması) kupalarını<br />

Başkonsolos Gürsel Evren ile<br />

Spordan sorumlu Salzburg Eyalet<br />

Bakanı Martina Berthold ve Futbol<br />

Federasyonu Başkanı Herbert Hübel<br />

tarafından takdim edildi.<br />

Turnuvada ayrıca, gol kralı, en değerli<br />

oyuncu ve en iyi kaleciye THY<br />

Salzburg Ofisi tarafından 2'şer kişilik<br />

Salzburg-İstanbul gidiş-dönüş uçak<br />

bileti hediye edildi. Diğer katılımcılara<br />

ve hakemlere de plaket ve<br />

sertifikalar ile ufak hediyeler verildi.<br />

Başarıyla gerçekleştirilen sözkonusu<br />

organizasyonun gelecek sene de<br />

tekrarlanması öngörülüyor.<br />

Telfs Belediyesi Yönetim Kurulu’ndan Güven Tekcan, Başkonsolos Evren ve Telfs Belediye Başkanı Christian Härting<br />

geliştirilmesi ve Ticaret Odası<br />

ile Tirol’de faaliyet gösteren<br />

Türk işadamları arasında daha<br />

aktif işbirliği tesisedilmesi<br />

konuları ele alındı.<br />

Innsbruck’taki temaslarının<br />

ardından Telfs Belediye Başkanı<br />

Christian Härting ile görüşen<br />

Başkonsolos EVREN, Türk<br />

çocukların anaokulundan başlayarak<br />

Türkçeyle birlikte Almanca<br />

öğrenmelerinin önemli<br />

olduğunu, Telfs'teki anaokullarında<br />

3 yaşından itibaren<br />

Türkçe eğitimi verilmesinin<br />

örnek bir uygulama teşkil ettiğini<br />

ifade etti. Belediyenin<br />

uyum alanındaki çalışmalarını<br />

yakından takip ettiğini kaydeden<br />

Başkonsolos EVREN, önümüzdeki<br />

dönemde de Türk<br />

toplumuna yönelik olarak başta<br />

eğitim, kültür ve sosyal konular<br />

olmak üzere Belediyeyle mevcut<br />

işbirliğini her alanda ilerletmeyi<br />

arzu ettiğimi bildirdi.<br />

İstikbal Rüya<br />

Mobilya’ya ziyaret<br />

Başkonsolos Gürsel Evren’den İstikbal Rüya<br />

Mobilya ailesine övgü ve teşekkür...<br />

Salzburg Başkonsolosu Gürsel<br />

Evren ve Muavin Konsolos<br />

Kadir Orhun Poyraz, İstikbal<br />

Rüya Mobilya İnnsbruck Şubesi’ne<br />

ziyarette bulundular.<br />

İstikbal Rüya Mobilya Avusturya<br />

Genel Müdürü Hasan<br />

Keskin ve Tirol Şube Müdürü<br />

Yasin Ölmez, Başkonsolos<br />

Evren ve Muavin Konsolos<br />

Poyraz’a hem İnnsbruck hem<br />

Tirol Ticaret Odası Başkanı Jürgen Bodenseer ve Başkonsolos Gürsel Evren<br />

de Viyana Şubeleri ve sunulan<br />

hizmetler hakkında genel<br />

bilgiler verirken, Başkonsolos<br />

Gürsel Evren ise böyle büyük<br />

ve güzel bir mağaza ile vatandaşlarımıza<br />

çok güzel bir<br />

hizmet sunan İstikbal Rüya<br />

Mobilya ailesinin övgüyü<br />

hakettiğini söylerken bütün<br />

ekibe çalışmalarında başarılar<br />

diledi.<br />

Foto: Wirtschaftskammer Tirol


NİSAN <strong>2014</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 16<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Viyana (OTS/PWK225) - Avusturya<br />

Ticaret Odası (WKÖ) uzun<br />

süredir genel bir devlet göç<br />

stratejisinin geliştirilmesini<br />

talep ediyordu ve bu düşüncesinin<br />

hükümet programına alınmasını<br />

da başardı. Avusturya<br />

Ticaret Odası Sağlık ve Sosyal<br />

Politikalar Dairesi İdarecisi<br />

Martin Gleitsmann, İçişleri Bakanı<br />

Johanna Mikl-Leitner tarafından<br />

açıklanan ve görevi<br />

kapsamlı bir göç stratejisi hazırlamak<br />

olan göç komisyonun<br />

memnuniyet verici olduğunu<br />

söyledi ve şunu vurguladı: “Göç<br />

konusu küreselleşen ekonomi<br />

dünyasında daha çok yerle ilgilidir.<br />

Bundan ötürü ilgili yerin<br />

güçlendirilmesinde kapsamda<br />

olan tüm hissedarlar, iyi ve gelecek<br />

vaat eden çözümlere ulaşılması<br />

için stratejiye dahil<br />

edilmelidirler.<br />

Demografik gelişme; ekonomiyi<br />

uygun işgücü ile besleme ve<br />

sosyal sistemin teminatı<br />

babında bizi büyük bir sorunla<br />

karşı karşıya bırakır. Göç olmasa<br />

Avusturya’da nüfus şimdiden<br />

küçülür ve kalifiye eleman<br />

sıkıntısı bundan birkaç kat daha<br />

büyük olur.”<br />

WKÖ’ye göre mesele kalifiye<br />

göçmenler için Avusturya’nın<br />

cazibesini arttırmak. Bu bağlamda<br />

2011’de hayata geçirilen<br />

Rot-Weiss-Rot kart uygulaması<br />

önemli bir adımdı, bürokratik<br />

bazı aksaklıklara karşın dikkate<br />

değer bir başarı kazandı. Bu sayede<br />

Avusturya’ya kalifiye güç<br />

göçü eski kilit iş gücü sistemi<br />

zamanından üç kat arttı, ama<br />

potansiyel daha büyük. Bunun<br />

için daha çok bürokratik kolaylaştırmalara<br />

ihtiyaç var ama her<br />

şeyden önce hükümet programında<br />

yer aldığı gibi göç için<br />

tam kapsamlı bir strateji gerekir.<br />

Gleitsmann’a göre bazı ana<br />

sorulara cevap bulunması gerekir:<br />

1- Avusturya işgücü pazarı<br />

nasıl gelişiyor? 2- Avusturya’nın<br />

ihtiyaç duyduğu nitelikler hangi<br />

ülkelerde mevcut? 3- Avrupa<br />

Birliği’nde hareketlilik ve Avusturya’nın<br />

cazibesi nasıl teşvik<br />

edilir ve yurtdışı diplomalarının<br />

mesleki tanınmaları nasıl iyileştirebilir?<br />

Bunlara ek olarak devamlı artan<br />

bir mesele Avusturya’dan beyin<br />

göçü, yani Avusturya işgücü<br />

pazarında ihtiyaç duyulabilecek<br />

nitelikli insanların diğer ülkelere<br />

göçü. Öğrenimden sonra<br />

Avusturya’da kalan yabancı öğrenci<br />

oranı yüzde 17 ile OECD<br />

(%25) ortalamasının altında.<br />

Gleitsmann: “Avusturya şu anda<br />

Bezahlte Anzeige<br />

© Gerd Altmann/Shapes:mosh / pixelio.de<br />

‘Tam ve kapsamlı bir göç<br />

stratejisinin zamanı’<br />

Wir vom AMS kommen zu Ihnen:<br />

AMS ON TOUR <strong>2014</strong><br />

Die vielen Seiten des Lebens erfordern viele Antworten.<br />

Ob Personalsuche, Qualifizierung oder eServices:<br />

Wir informieren Sie über die vielseitigen Möglichkeiten,<br />

die das AMS für Unternehmen bietet.<br />

www.ams.at<br />

Avusturya Ticaret Odası (WKÖ) Yetkilisi Martin Gleitsmann:<br />

en iyileri ülkede tutmayı başaramıyor,<br />

bundan dolayı kamu<br />

bütçelerimizde ek büyüme ve<br />

yüksek gelir elde şansını kaybediyoruz.”<br />

Güncel bir araştırmanın<br />

öngörüsüne göre yabancı<br />

üniversite mezunları, eğitimlerini<br />

bitirdikten sonra Avusturya’da<br />

kalır ve çalışırsa, çalışmaları<br />

ve tüketim harcamalarıyla<br />

kişi başına yılda 73.913 avroluk<br />

brüt katma değer etkisi oluyor.<br />

Buna ek olarak kamu bütçelerine<br />

yılda yaklaşık 25.000 avro<br />

gelir sağlıyor. Martin Gleitsmann<br />

sözlerini şöyle tamamladı:<br />

“WKÖ kapsamlı ve uzun<br />

yılların tecrübesiyle tüm bir<br />

devlet göç stratejisinin detaylandırılmasında<br />

aktif olarak<br />

birlikte çalışmaya hazırdır.”<br />

Kamini.<br />

AMS-Beraterin<br />

in Wien. Wurzeln in<br />

Indien. Mag Yoga. Und<br />

die Möglichkeit, Menschen<br />

zu unterstützen.<br />

AMS. Vielseitig wie das Leben.<br />

UNIQUE/Grayling

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!