EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA APRIL 2014
www.europa-journal.net
www.europa-journal.net
Erfolgreiche ePaper selbst erstellen
Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.
Wir sagen JA<br />
ATTİLA DİNÇER<br />
Entegrasyon ve İletişim Uzmanı<br />
UZMAN GÖRÜŞÜ<br />
Seçimler bitti -<br />
şimdi ne<br />
olacak?<br />
SAYFA 3<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
zur<br />
INTEGRATION<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (GRÜNE)<br />
ALEV KORUN:<br />
Jubiläumsjahr <strong>2014</strong>:<br />
50 Jahre Arbeitsmigration<br />
aus der<br />
Türkei nach Österreich<br />
SEITE 5<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
NURTEN YILMAZ:<br />
Demokratie<br />
stärken, Staatsbürgerschaftsgesetz<br />
erneuern...<br />
SEITE 7<br />
UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />
SAYI: 36 NİSAN <strong>2014</strong> - AUSGABE: 36 <strong>APRIL</strong> <strong>2014</strong> P.b.b. Verlagsort: 6020 Innbruck 11Z038817M<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
R<br />
E<br />
C H<br />
I<br />
Außen- und Integrationsminister<br />
Sebastian Kurz<br />
Frühkindliche<br />
Sprachförderung<br />
für weitere drei<br />
Jahre fixiert<br />
SEITE 9<br />
© Felicitas Matern / feelimage.at<br />
Avusturya’da entegrasyon konusunda yapılan çalışmalar artarak devam ediyor.<br />
Entegrasyon<br />
Temsilciler<br />
Konferansı<br />
yapıldı...<br />
Foto: Alexandra Kromus/PID<br />
© yanlev - Fotolia<br />
‘‘Kuşatma Altında - Under Siege’’<br />
Genç<br />
politikacılarımız<br />
Tarık Mete ve<br />
Ahmet Demir’den<br />
çok önemli<br />
mesajlar...<br />
SAYFA 2<br />
Farklı görüşler zenginliktir<br />
SAYFA 6<br />
"Migrationsrat für<br />
Österreich" vorgestellt<br />
‘Avusturya<br />
Göçmen<br />
Komisyonu’<br />
April ist der besondere Lesemonat - 23. April - Welttag des Buches<br />
Bücher muss man<br />
einfach lieben...<br />
SEITE 12-13<br />
İçişleri Bakanı Mikl-Leitner Göçmen Komisyonu’nu tanıttı<br />
SAYFA 14<br />
<strong>AVRUPA</strong>’DAN GERÇEK BAŞARI HİKÂYELERİ...<br />
SAYFA 4<br />
SAYFA 14<br />
© BMI<br />
© Europäische Union, <strong>2014</strong> – EP
NİSAN <strong>2014</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 2<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Tarık Mete (SPÖ) ve Ahmet Demir (Grüne)<br />
Yeşiller Partisi Tirol Milletvekili Ahmet<br />
Demir ve son Salzburg Eyalet Meclisi Seçimleri’nde<br />
Sosyal Demokrat Parti(SPÖ)<br />
milletvekili adayı olan Tarık Mete biraraya<br />
gelerek Avusturya gündemi ve siyaseti<br />
üzerine değerlendirmelerde bulundular.<br />
Özellikle genel ve yerel seçimlerdeki tercihli<br />
oy kampanyaları ve partilerin bu konudaki<br />
farklı tutumları dile getirilirken,<br />
Avusturya’daki göçmen derneklerinin<br />
seçim dönemlerindeki çalışmaları ve<br />
fonksiyonları konuşuldu.<br />
Ahmet Demir, birçok Türk derneğinin<br />
yönetim kurulunda erkeklerin büyük<br />
çoğunlukta olduğunu ve birçok meselede<br />
olduğu gibi siyasi konularda da bayanlara<br />
ulaşmanın ve onları bilgilendirmenin pek<br />
mümkün olmadığını söyledi. Ayrıca<br />
Demir, derneklerle irtibat halinde olmayan<br />
çok sayıda birey olduğunu da vurgulayarak,<br />
bu insanlara da ulaşılması<br />
gerektiğini belirtti.<br />
Geçtiğimiz aylarda BIFO (Eğitim ve Meslek<br />
için Danışmanlık Merkezi) tarafından<br />
düzenlenen, gençleri meslek seçimi ve<br />
okul tercihleri konusunda bilgilendirmeyi<br />
Genç<br />
politikacılarımız<br />
Tarık Mete ve<br />
Ahmet Demir’den<br />
çok önemli<br />
mesajlar...<br />
Farklı görüşler zenginliktir<br />
Tarık Mete ise, siyasi partilerin her derneğe<br />
aynı mesafe ve yakınlığı göstermek<br />
zorunda olduğunun altını çizerek bu<br />
konuya gösterdiği hassasiyeti dile getirdi.<br />
İki farklı partide siyasi çalışmalarda bulunan<br />
Demir ve Mete’nin güzel ve yapıcı<br />
görüşmesi, siyasi kültürün ne kadar<br />
önemli olduğunu; bazen farklı görüşlere<br />
sahip olunsa da insanların birbirlerine<br />
saygı göstererek dinleyebileceğini, farklı<br />
fikirlerin zenginlik olduğunu ve paylaşımın<br />
önemini birkez daha kanıtlamış oldu.<br />
Konuşmanın sonunda Demir ve Mete<br />
Avusturya’da yaşayan herkesin burada<br />
yapılan siyasetle ilgilenmesi gerektiğini ve<br />
buradaki gündemi takip etmelerinin çok<br />
önemli olduğunu vurguladılar. Özellikle<br />
Türkiye’de yapılan siyasetin bu kadar<br />
önplanda tutulmasının, bizlere herhangi<br />
bir şekilde getirisi olmadığını ve bu tartışmaların<br />
buradaki sorunlarımızı çözmediğini<br />
vurguladılar.<br />
amaçlayan bir fuara katılan gençlerimiz<br />
bu tür çalışmalarda bulunmanın kendilerine<br />
çok büyük faydalar sağladığını<br />
belirttiler.<br />
Katılımcılardan Dilara Aydın: ‘‘Bu fuarda<br />
birçok konuda önemli bilgiler aldım.<br />
BIFO, bizlere meslek seçiminde ve içimizde<br />
varolan yeteneği keşfetmemizde<br />
gerçekten çok yardımcı oldu. Bunun<br />
yanında meslek haricinde, hangi okullara<br />
gidebileceğim noktasında da çok güzel<br />
önerilerde bulunuldu. Kursa katılmadan<br />
önce tam olarak ne yapacağımı, hayatıma<br />
nasıl yön vereceğimi bilmiyordum. Hülya<br />
Aydın Hanım böyle bir fuardan bahsetti<br />
ve onunla katılmaya karar verdim. Fuardan<br />
1 hafta sonra tekrar okula yazıldım<br />
ve şimdi ne yapacağımı daha iyi biliyorum.<br />
Okulumu tamamladıktan sonra<br />
mimarlık bölümünü okumak ve mimar<br />
olmak istiyorum.’’<br />
Süelnur Kukal ise: ‘‘Ortaokul son sınıf<br />
öğrencisiyim. Daha öncede bu tür bir<br />
fuara katılmıştım. Ancak Hülya Aydın<br />
© Europäische Union, <strong>2014</strong> – EP<br />
Gençlerimizi, meslek seçimi ve okul tercihlerinde yardımcı olabilecek bir fuara yönlendiren Hülya Aydın:<br />
“Gençlere sadece öğüt vermek yetmiyor”<br />
Hanım ile katıldığım fuar gerçekten çok<br />
verimli geçti, herşeyi daha iyi bir şekilde<br />
gözlemledim ve okuluma en iyi şekilde<br />
nasıl devam edebileceğim konusunda<br />
önemli bilgiler aldım. İleride bebek<br />
hemşiresi olmak istiyorum.‘‘<br />
Fuara katılan 16 yaşındaki Yasemin hanım<br />
ise: ‘‘Kararsızlık çok kötü birşey. Uzun<br />
süre ne yapacağıma karar veremediğim<br />
için motivasyonum çok düşüktü. Gençlik<br />
Fuarı’na katılmamın amacı orada<br />
tanıtılan meslekleri daha yakından<br />
tanımaktı. Orada uzman kişiler bizlerle<br />
çok ilgilendiler ve yardımcı oldular. Benim<br />
de moral ve motivasyonum tekrar yükseldi.<br />
Şimdi okuluma odaklandım ve ilk<br />
etapta diplomamı alarak okulumu<br />
tamamlamak istiyorum. İleride mimarlık<br />
veya moda tasarımı üzerine bir bölüm<br />
okumak istiyorum.’’<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />
Katrin VORHAUSER<br />
İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />
Mehmet İNAK<br />
Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />
Hasan KESKİN<br />
Türkiye Temsilcisi<br />
Mag. Ahmet ZUBİ<br />
R<br />
E<br />
C H<br />
I<br />
09.04.<strong>2014</strong> - 12.05.<strong>2014</strong><br />
SAYI: 36 NİSAN <strong>2014</strong> - AUSGABE: 36 <strong>APRIL</strong> <strong>2014</strong><br />
ANSCHRIFT - ADRES<br />
<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />
Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Retour- und Postsendungen:<br />
Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />
Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />
gazetemiz sorumlu değildir.<br />
Für Werbeanfragen<br />
Tel. (+43) 512 31 71 67<br />
www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />
Hülya Aydın:‘‘Onlar bizim geleceğimiz ve desteği<br />
hakediyorlar. Gençlere sadece öğüt vermek yetmiyor,<br />
onlar gibi düşünebilmek için, onlarla<br />
zaman geçirmek ve birşeyler paylaşmak çok<br />
önemlidir. Ayrıca bütün herkesi, gençlerimizin<br />
eksikliklerini gidermeleri için desteklemeye,<br />
faydalı çalışmalara örneğin fuarlara yönlendirmeye<br />
davet ediyorum. Gençlerimiz özellikle<br />
okul ve meslek seçiminde zorlanıyorlar.<br />
Devamında da özgüvenleri azalıyor. Bu noktada<br />
belli aralıklarla düzenlenen fuarlara katılım<br />
olursa gençlerimiz uzman desteği ile yönlerini<br />
daha kolay bulabilirler ve yaşadıkları sorunlar<br />
asgariye inebilir. Lütfen bu konularda duyarlı<br />
Gençlerimizi fuara yönlendiren Hülya Aydın Hanım olalım.’’
3 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN <strong>2014</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Değerli Okurlar,<br />
Anavatanımız Türkiye yine bir seçimi geride<br />
bıraktı. Bu bir yerel seçimdi fakat son haftalar<br />
ve aylarda yapılan seçim çalışmalarına<br />
baktığımızda daha çok genel seçime benzediğini<br />
gördük. Bu seçim sonuç itibari ile<br />
partiler, seçmenler, Türkiye ve Millet için<br />
oldukça önemliydi.<br />
Bunun sebebi seçim kampanyalarına sanki<br />
sadece Türkiye’deki partiler değilde, dış<br />
güçler ve kuruluşların da katılmasıydı.<br />
Sebebi ne olursa olsun, hep beraber<br />
bu seçim sürecinin çok kızgın ve hararetli<br />
geçtiğini de gördük.<br />
Dostun, kardeşin kırıldığını, birbirini kırdığını<br />
ve üzdüğünü gördük. Birde Avrupa Vatandaşları<br />
olarak seçim sürecini Avrupa’nın pek<br />
de adil ve tarafsız olmayan medyasından<br />
takip ettik ve söz konusu medya Türkiye’nin<br />
her köşesinde kaos, çatışmalar ve kavgalar<br />
varmış gibi gösterdi. Hâlbuki durumlar<br />
Türkiye’de bu şekilde değildi. Tabii ki seçim<br />
Sayın Nöstlinger, röportaj yaptığımız kişilerden<br />
ilk olarak kendilerini tanıtmalarını<br />
isteriz. Çok tanındığınızdan ve birçok nesil<br />
sizin çocuk kitaplarınızla büyüdüğü için<br />
sizin durumunuzla ilgili başka bir şeye<br />
karar verdik. Size tamamen yabancı gelen<br />
insanlarla sıkça karşılaşıyor musunuz?<br />
Viyana’da yaşıyorum, şehirde olursam,<br />
8. ya da 9. Bölgede örneğin, herkes beni<br />
tanır. Altı yıldır 20. Bölgede oturuyorum,<br />
bir işçi bölgesi, orada beni kimse tanımaz.<br />
Bugün gençlik nasıl? Tanınıyor musunuz?<br />
Gençler beni hiç tanımıyor, bu onları çok<br />
da ilgilendirmiyor. Yaklaşık 30 yıldan beri<br />
gazeteler için de yazdım, filmler yaptım,<br />
bunun için daha çok yetişkinler arasında<br />
tanınıyorum. Çocuklar bir kitap okuduklarında<br />
yazarı onları ilgilendirmez. Onlar<br />
daha çok film yıldızlarının ve müzisyenlerin<br />
hayranıdırlar, ama yazarların değil.<br />
Sizce iyi bir çocuk kitabı nasıl olmalı?<br />
İçinde ne olmalı, ne olmamalı?<br />
Edebiyattan ne anlaşılmalı? Benim için<br />
edebiyat bir parça dünyayı dile dönüştürmektir.<br />
İyi bir çocuk kitabı bir parça<br />
dünyayı tasvir eder, ama çocukların<br />
penceresinden. Çocuklara her şey anlatılabilir,<br />
ama çocuğun bunu nasıl gördüğü<br />
tasavvur edilmelidir, bundan sonra iyi bir<br />
çocuk kitabı olur. Her şeyden önce dürüst<br />
bir kitap olmalı, bir miktar mizahın da<br />
zararı olmaz.<br />
UZMAN GÖRÜŞÜ<br />
dönemi bu sefer gerçekten olağandışı geçti,<br />
iktidar ve muhalefet ağır retorikler ve sözler<br />
kullandı, çok emek ve enerji harcadılar.<br />
Zaman zaman yerel seçimle ilgisi olmayan<br />
konular ve skandallar çıktı ortaya. Hatta seçime<br />
beş kala, ülkemizi, devlet birimlerimizi<br />
ve güvenliğimizi zedeleyecek bilgiler ortaya<br />
çıktı. Dinlenmemesi, çıkmaması gereken<br />
bilgiler… Bu durum seçim sürecini aşıp bir<br />
vatan ihanetine dönüştü. Af edilmez olaylar<br />
yaşandı. Şükür ülkemiz bu olayı da az yara<br />
ile atlattı.<br />
Sonunda 30 Mart`da seçimler gerçekleşti.<br />
Umarız sonuçlar Ülkemize, milletimize,<br />
herkese hayırlı uğurlu olur. Tüm koşturanları<br />
ve kazananları kutlarız.<br />
Tüm demokratik ülkelerde seçimler olur,<br />
bazen sakin, bazen hiddetli geçer; ama<br />
seçim sonrası ortalık sakinleşir, herkes<br />
kardeşçe işine gücüne devam eder.<br />
Peki, Türkiye’de durumlar nasıl?<br />
Ayda 2-3 kez Türkiye’ye gelen ve haftalarca<br />
burada bulunan kardeşiniz ve sözcünüz<br />
olarak şöyle bir izlem oluştu bende;<br />
İnsanlar halen birbirine kırgın, dargın; halen<br />
„sen-ben-o“, „şu-bu ve öteki“ var. Yıllarca<br />
terörün bile yapamadığını sanki son aylarda<br />
yaşıyoruz gibi. Özellikle Gezi olaylarından<br />
OKUMAK, YAZMAK VE ÇOCUK KİTAPLARI ÜZERİNE<br />
Küçükken çok kitap okudunuz mu, okuduysanız<br />
birkaçını hatırlayabilir misiniz?<br />
İlkokula giderken, on yaşına kadar çok az<br />
okudum. O zamanlar Nazi dönemiydi ve<br />
annem evde Nazi kitaplarına tahammül<br />
etmezdi, başka kitap da yoktu. Savaştan iki<br />
üç yıl sonra da yeni çocuk kitapları yoktu.<br />
Savaş öncesi sevilenler, -örneğin Erich<br />
Kästner- Naziler tarafından yakılmış ve<br />
ancak 1948/49’larda tekrar ortaya çıkmışlardı.<br />
O zaman da ben çocuk kitapları için<br />
biraz büyüktüm.<br />
Yeni Medya artık kitaba yönelmiyor ve<br />
büyük bir rekabet mevcut. Bugün çocuklar<br />
çocuk kitaplarına daha az mı ilgililer?<br />
Resimlerle çalışan elektronik basının tüketimi<br />
tabii ki, okunması zorunlu bir kitaptan<br />
daha kolay. Bugün okumaktan hoşlanmayan<br />
çocuk çok. Böyle çocuklar önceleri<br />
yapacak başka bir şey olmadığı için<br />
okumuşlar ve sonra bırakmışlar. On-yirmi<br />
yıl içinde o duruma geleceğiz ki, yetişkinler<br />
gibi çocukların da ancak yüzde onu okuyacak.<br />
Ancak okuyanlar önceki çocuklardan<br />
daha çok okuyacak ve daha çok kitapları<br />
olacak. Okumak harika bir şey. İki insan<br />
okuduğunda, iki kafada iki farklı hikâye<br />
oluşur. Okurken insan hikâyeyi bulanladır.<br />
Filmde tek bir çil eksiltilemez ya da eklenemez,<br />
buna karşılık kitapta sarışın bir<br />
çocukta yüz farklı çocuğu düşünebilirim.<br />
Bu okumanın cazibesi ve çok sayıda çocuk<br />
bunu hala arzuluyor.<br />
sonra, kardeşliğimiz yara aldı, birliğimiz<br />
zedelendi gibi bir durum söz konusu oldu.<br />
Avrupa Türkleri ve Türkiye’de yaşayan<br />
vatandaşlar arasında kutuplaşmalar belirdi.<br />
Bazı dostluklar bozuldu, düzelir inşallah, bu<br />
durum Avrupa’ya özel derken, maalesef<br />
Türkiye’de ki insanların da aynı durumda<br />
olduklarını gördük.<br />
Aslında tahmin etmemiz gerekiyordu. Çünkü<br />
Avrupa Yurtdışı Türkleri, Türkiye‘nin bir<br />
aynasıdır, bir minyatürüdür, her yönüyle. 50<br />
yıl sonra bile halen Avrupalı ol(a)madığımız<br />
için, hemen hemen tüm derneklerimizi<br />
Türkiye endeksli kurduğumuz, hatta yeni dönemlerde<br />
yeni yeni Türkiye merkezli Avrupa<br />
şubeleri açtığımız için, Türkiye‘de olan<br />
bitenlere daha yakınız. (tabiî ki genelleştirmek<br />
istemiyorum, küçük bir kısım, yaşamını<br />
ve hayatını Avrupa merkezli kurmuştur).<br />
Tabiî ki Türkiye’den kopmamak lazım,<br />
bağları sıklaştırmak lazım, ama kaç Vatandaş<br />
Avrupa’daki yaşadığı ülkenin siyasetini,<br />
haberlerini, olaylarını, ekonomisini takip<br />
ediyor?<br />
Kaç Vatandaş Avrupa’da güncel hayatı, yerli<br />
(yani Avrupa) dizileri falan takip ediyor?<br />
Ezileni, itileni, soyulanı, dışlananı, öldürüleni<br />
takip ediyor?<br />
Bilmiyoruz.<br />
Şu anda bir kitap çalışmanız var mı?<br />
Evet, ama eskiden daha yavaş, kendime<br />
daha çok boş vakit bırakıyorum. Aslında 78<br />
yaşında artık çalışılmamalı.<br />
Tam olarak kaç kitap yazdığınızı biliyor<br />
musunuz?<br />
Hayır, sanırım ki 160 ya da 170, ama mutlaka<br />
bunların yarısı kitap olarak sayılamayacak<br />
ilk okuma kitapları (Metinleri birkaç<br />
A4 sayfasını doldurmaz)<br />
Kaç tane ödül aldınız? Sizin şahsınız için<br />
en önemlisi hangisi?<br />
Şu an için bilmiyorum, sayacak olursam<br />
belki bazılarını unutabilirim. Benim için<br />
tabii ki ‘‘Astrid Lindgren Award’’ en<br />
önemlisi, bundan iyisi artık alınamaz. O’nu<br />
ilk olarak ben aldım, daha ne istenir?<br />
Dilin sizin için anlamı nedir?<br />
Benim için yazmada en önemli olan<br />
unsurdur. Hikâye çabuk bulunur, yazmada<br />
asıl olan ve sorun çıkaran dildir. Bulduğum<br />
hikâyelerden hiçbir zaman mutsuz olmadım<br />
ama hemen her gün yazdığım cümlelerden<br />
memnun olmuyorum ve tekrar<br />
tekrar düzeltiyorum.<br />
Okumak; sizin için anlamı nedir?<br />
En keyifli uğraşılarımdandır.<br />
Yazmak aklınıza nereden geldi, bize kısaca<br />
anlatır mısınız?<br />
Eğitimli bir tasarımcıyım, bir çocuk kitabı<br />
çizmek istedim ve bunun için bir hikâye de<br />
buldum. Hikâye ödül aldı, resimler almadı.<br />
ATTİLA DİNÇER<br />
attila.dincer@yvdk.gov.tr<br />
T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Yurtdışı<br />
Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyesi, Entegrasyon ve İletişim Uzmanı<br />
Seçimler bitti - şimdi ne olacak?<br />
Değerli Dostlar,<br />
Türkiye halkı seçimini yaptı, demokrasi<br />
budur ve saygı duymak gerekir.<br />
Hayatın normale dönmesi gerek, doğal olanı<br />
da budur.<br />
Kardeşlerin tekrar birlik ve beraberlik havasında<br />
yaşaması gerekir, şart olan da budur.<br />
Birlik olmazsa, güç olmaz, başarı olmaz,<br />
huzur olmaz, kardeşlik olmaz. Din, dil, kültür<br />
zarar görür. Siz siz olun, Türkiye‘yi sevin, bağınızı<br />
koparmayın, ama Avrupa‘da yaşadıkça<br />
oraya endeksli yaşayın. Orada aktif olun.<br />
Geleceğinizi orada koruyun ve oluşturun.<br />
Ama dönmek istiyorsanız da iyi düşünün, iyi<br />
plan yapın veya bize ulaşın. Yakında Türkiye‘de;<br />
İstanbul‘da, Eskişehir‘de, Ankara‘da<br />
„Geri Dönenler Danışma Merkezleri“<br />
hizmete hazır olacaktır.<br />
Saygı ve Türkiye’den selamlarımla<br />
ATTİLA DİNÇER<br />
E-Posta: attila.dincer@yvdk.gov.tr<br />
NOT/BİLGİ; Ağustos ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanı<br />
seçimine bu yıl ilk defa Avrupa’da yaşayan TÜRK VA-<br />
TANDAŞLARI yaşadığı ülkelerde kurulacak olan sandıklarda<br />
oy kullanabilecekler. MAVİ Kartlı Vatandaşların seçim hakları<br />
yoktur! Seçim kayıtlarını takip etmeyi ve kayıt olmayı<br />
unutmayınız. Daha detaylı bilgiler Başkonsolosluklardan<br />
ve Türk Medyasından aktarılacaktır.<br />
Christine Nöstlinger<br />
ÖZEL<br />
RÖPORTAJ<br />
‘‘İki insan okuduğunda, iki kafada<br />
iki farklı hikâye oluşur...’’<br />
İyi yazdığınızı kendiniz mi fark ettiniz,<br />
yoksa kendinizden emin değil miydiniz?<br />
Kendimi yazar olarak görmediğimden,<br />
başta kendimi çok eleştiriyordum. Baktım<br />
ki düzgün bir şeyler çıkıyor, onu sürekli<br />
tekrar tekrar düzelttim. Sanırım ki, bu davranış<br />
birçok genç yazarın yaşadığı bir şey.<br />
Bazen dinlenmeyi düşünüyor musunuz?<br />
Şimdi 78 yaşındayım şu ana kadar hala<br />
işliyor ve işlemeye de devam edecek.<br />
Şayet dement olursam tabii ki işler<br />
yürümez, bunu ummak istemem.<br />
Okuyucularımıza söylemek istediğiniz bir<br />
şeyler var mı?<br />
Ben başkalarına hikâyeler anlatmaktan<br />
başka, özel olarak bir şey söylemek isteyen<br />
insan değilim.<br />
© Paul Schirnhofer
NİSAN <strong>2014</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 4<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
AV R UPA’DAN GERÇEK BAŞARI H İK ÂYE L E R İ ...<br />
Ailesinin büyük desteği ile<br />
öğretmenlik bölümünü bitiren<br />
Hediye Kozan:<br />
‘‘Karşılaşılan<br />
sorunların en<br />
temel çözüm<br />
kaynağı EĞİTİM’dir’’<br />
Avusturya Tirol Eyaleti’nde ikâmet eden<br />
33 yaşındaki Ordulu Salih Bülbül, 1991 yılında<br />
Avusturya’ya geldi ve eğitiminin ilk<br />
yıllarında, aşçılık üzerine 3 ay eğitim aldı.<br />
Daha sonra inşaat sektörüne yönelen ve<br />
çatı üzerine çıraklık eğitimi alan Salih<br />
Bülbül, öğrencilik dönemi sonrasında bir<br />
firmada çalışmaya başladı. Bu firmada<br />
özellikle çok büyük projelerde sorumluluk<br />
alarak kendini geliştirdi ve devamında<br />
Ustalık Sınavı’nı yapmaya karar verdi.<br />
‘‘Ustalık Sınavı(Spenglermeisterprüfung) Avusturya’nın<br />
birçok bölgesinde yapılabiliyordu<br />
ve bazı bölgelerde sınavı geçmenin<br />
daha kolay olduğunu biliyordum. Ancak<br />
ben işimi en iyi şekilde yapabilme adına<br />
kolay olanı değil zor olanı tercih ettim ve<br />
sınavı geçmenin belki en zor olduğu yer<br />
olan İnnsbruck şehrinde sınava girmeye<br />
karar verdim. Disiplinli bir şekilde sınava<br />
hazırlandım ve ilk sınavda başarılı oldum.<br />
Beni ayrıca sevindiren bir olay ise, sınava<br />
katıldığım sınıfta toplam 3 kişi başarabildi.<br />
Benimle beraber, bir Avusturyalı ve yine<br />
bir Türkiye kökenli insanımızın bu sınavı<br />
Hediye Kozan’ın kaleminden hayat hikâyesi:<br />
‘‘Ben, Hediye Kozan, 1988’de Almanya’nın<br />
Herne şehrinde doğdum. Sekiz çocuklu bir<br />
ailenin kızıyım. Emekli maden işçisi babam<br />
ve ev hanımı annem 1975‘de iş sebebiyle<br />
Almanya‘ya göç etmişler. İlköğretimi<br />
bitirdikten sonra Lise eğitimimi de<br />
(Gymnasium) başarılı bir mezuniyet<br />
(Abitur) ile tamamladım. 2013 yılında Essen<br />
Üniversitesi’nde Matematik ve Sosyal<br />
Bilgiler Öğretmenligi Bölümü’nü başarıyla<br />
(1 ile) tamamladım. Bu süreçte farklı okullarda<br />
mesleğimle alakalı eğitim vererek tecrübe<br />
edindim. <strong>2014</strong> Mayıs ayında yeni<br />
görevime başlamayı heyecanla bekliyorum.<br />
Eğitim hayatımda karşılaştığım en büyük<br />
zorluk ilk okuldan sonra geleceğimi etkileyebilecek<br />
olan en önemli kararlardan birinde<br />
ilkokul öğretmenimin yanlış tutumu<br />
oldu. Öğretmenim beni yeterince başarılı<br />
bulmayıp Lise gibi zor ama aynı zamanda<br />
üniversiteye kapı açacak olan bir liseye gitmeme<br />
karşı çıktı ve ısrarla aileme bu karardan<br />
vazgeçmelerini belirtti. Öğretmenimin<br />
bu tutumu beni o yaşlarda çok üzmüştü.<br />
Fakat anne ve babam öğretmenimin önerisinin<br />
ve ısrarlarının aksine beni liseye gönderdiler<br />
ve çok şükür onların bu sonsuz destek<br />
ve güveni sayesinde liseyi başarıyla<br />
bitirdim ve ardından üniversitede okuyup<br />
öğretmenlik gibi güzel ve önemli bir meslek<br />
edindim. Bence bu öncelikle onların sonsuz<br />
desteği, güveni ve eğitime verdikleri<br />
önemin neticesiydi. Anne ve babam tüm<br />
çocuklarına herzaman eğitimin önemini<br />
vurgulayarak hepimizin okumasını sağladı.<br />
Bu yüzden aileler gerekli bilgi ve eğitime<br />
sahip olmasalar bile bu konuda daha bilinçli<br />
olup çocuklarını küçük yaştan itibaren<br />
eğitime yönlendirmelerini öneriyorum.<br />
Hele ki üç-sınıflı ve eleyici bir Alman eğitim<br />
sisteminde çocuklarımızın daha çok<br />
desteğe ve teşviğe ihtiyaçları olduğunu<br />
düşünüyorum. Bence eğitim özellikle<br />
Avrupa’da yaşayan göçmen kökenli vatandaşların<br />
karşılaşabileceği çoğu sorunların<br />
en temel çözüm kaynağıdır. Bu yüzden<br />
gençlere ve özellikle bayanlara verebileceğim<br />
tavsiye her ne zorlukla veya başta başarısızlıklarla<br />
karşılaşsalar bile ümitsizliğe<br />
kapılmadan üniversiteye kapı açacak liselerde<br />
okuyup bir meslek edinmeleridir.’’<br />
İnşaat sektöründe Ustalık Sınavı’nı<br />
başaran ve kendi firmasını kuran<br />
Salih Bülbül:<br />
‘‘Başkaları<br />
başardıysa, çaba<br />
sarfeden herkes<br />
başarabilir’’<br />
başarması çok anlamlıydı.’’<br />
Evli ve 4 çocuk sahibi olan Bülbül, eşinin<br />
kendisine verdiğini olağanüstü destek sayesinde<br />
sınavlara hazırlandığını belirterek;<br />
‘‘Şimdi geçmişe dönüp baktığımda eşimin<br />
bana verdiği desteğin ne kadar büyük<br />
olduğunu daha net olarak görebiliyorum.<br />
Katıldığım sınavlara sakin bir ortamda<br />
hazırlanabilmem için eşim her türlü<br />
fedakârlığı yaptı ve bana herzaman destek<br />
oldu.’’<br />
Salih Bülbül ayrıca: ‘‘Benim hayatımda<br />
yönümü bulmamda özellikle, ‘Başkaları<br />
başardıysa ve dünyada böyle birşey varsa<br />
çaba sarfeden herkes başarabilir, yani ulaşılmaz<br />
birşey yoktur’ sözü çok etkili oldu.<br />
Bizler Avrupa’da yaşıyoruz ve aynı<br />
zamanda Türkiyemizi temsil ediyoruz,<br />
lütfen herkes yılmadan mücadele etsin ve<br />
hedeflerini belirleyerek bu yolda çaba<br />
harcasın. Başarı mutlaka gelecektir.’’<br />
Ustalık belgesini aldıktan sonra, 2013 yılının<br />
Ağustos ayında kendi firmasını kuran<br />
Bülbül, başarılı bir şekilde çalışmalarına<br />
devam ediyor. www.spenglerei-buelbuel.at<br />
<strong>AVRUPA</strong> GÖNÜL<br />
BAHÇESİ<br />
ŞİİR<br />
VE<br />
Gözümün Nuru<br />
Sana şiir yazmak imkânsız gülüm<br />
Anlasana beni gözümün nuru<br />
Denedim bak şimdi Titriyor dilim<br />
Anlasana beni gözümün nuru<br />
Aşkını anlatmak haddimi aşar<br />
İçim sen fışkırır mutluluk taşar<br />
Şu dünyada gönlüm gönlünü yaşar<br />
Anlasana beni gözümün nuru<br />
Leyla ile mecnun Ferhat ve şirin<br />
Bambaşkadır yarim bendeki yerin<br />
Kevserim şarabım en güzel hurim<br />
Anlasana beni gözümün nuru<br />
Huzuru saadeti kalbinde buldum<br />
Yüzünden baharın tadını aldım<br />
Şenlendim Seninle bahtiyar oldum<br />
Anlasana beni gözümün nuru<br />
Sen bülbülüm bense sonsuz kafesin<br />
Kokladığım miski amber nefesin<br />
Şelale misali huzurlu sesin<br />
Anlasana beni gözümün nuru<br />
Kadınım sultanım sarayım hanım<br />
Hayatım anlamım damarım kanım<br />
Kazancım değerim Şöhretim şanım<br />
Anlasana beni gözümün nuru<br />
Sefa Avcı<br />
(ALMANYA)<br />
EDEBİYAT KÖŞESİ<br />
İnkâr Etmenin Kime<br />
Ne Faydası Var<br />
Görsem o gözlerin, olsa mihman bana<br />
Gönlümü çeviririm ben senden yana<br />
Seviyorum, ahuzar edemem sana<br />
İnkâr etmenin kime ne faydası var ....<br />
Hapsetsen Kalbimi Kuytu Zindanlarda<br />
Soldursan Da Sevdamı Uslanmaz Asla<br />
Affım Dudağında Mühürlü Olsa Da<br />
İnkâr etmenin kime ne faydası var ....<br />
Sırattan çetindir sana gelen yollar<br />
Öldürse gözlerindeki uçurumlar<br />
Gözüm kapalı gelirim sana Ey Yar<br />
İnkâr etmenin kime ne faydası var ....<br />
Bitsin artık bu bekleyişin mühleti<br />
Dolsun çilem, kederi bitsin mihneti<br />
Sensin bu yüreğin toprağı ülkesi<br />
İnkâr etmenin kime ne faydası var ....<br />
Aşkın suçtan bir hırka olsa giyerim<br />
Yasak dinlemez gönlüm,<br />
bendim çiğnerim<br />
Dilim lal olsa gözlerimle söylerim<br />
İnkâr etmenin kime ne faydası var ....<br />
Melek Kaya<br />
(ALMANYA)<br />
Neues kostenloses Online-Portal nur für Lehrstellensuchende<br />
www.lehrstellen.at<br />
Çıraklık<br />
eğitimi ile<br />
kariyer<br />
şansı!<br />
Eğitim Yerleri Arayanlar İçin Ücretsiz Online-Portal Hizmeti<br />
Leibnitz (OTS) – Avusturya’da gençler<br />
<strong>2014</strong> yılının başından itibaren tüm ülke<br />
genelinde kendilerine uygun olan eğitim<br />
yerleri bulmak için www.lehrstellen.at<br />
internet sayfasında buluşuyor. Eğitim yeri<br />
arayan gençler için özel bir hizmet sunan<br />
online-portaldan ücretsiz olarak yararlanmak<br />
mümkün. Ocak <strong>2014</strong>’de genç bir<br />
girişimci tarafından kurulan bu platformun<br />
hedefi gençlere doğru eğitim yerini<br />
bulmada destek olmaktır.<br />
Bu hedefe iki yoldan ulaşabilmek amaçlanmış;<br />
1. İşletmeye ücretsiz ilan verme<br />
fırsatı verilecek, 2. Gençler burada çok<br />
sayıda eğitim yeri yanında değerli bilgiler<br />
ve tüyolar bulacaklar.<br />
Başvuru dilekçelerinin ve CV’lerin yazılmasına<br />
dair pratik bilgiler, bilgilendirme<br />
toplantıları ve eğitim fuarları hakkında<br />
güncel haberler de bunlardan bazıları.<br />
Kendisi için doğru olan mesleğin hangisi<br />
olduğunda kararsız olan kişiye, içinde<br />
200’den fazla çalışma alanı içeren meslek<br />
ansiklopedisi, karar vermesinde yardımcı<br />
oluyor. Web sitesi, Hedef grubun davranış<br />
alışkanlıklarına uygun olarak, cep<br />
telefonu ve tabletler için de uyarlanmış.<br />
Böylelikle herkes, Avusturya’daki tüm boş<br />
eğitim yerlerine her an ulaşabiliyor.<br />
Bu yeni ücretsiz online-platform geniş<br />
hizmetiyle çok beğenilmiş ve başlangıcından<br />
bu yana binlerce genç siteyi<br />
ziyaret etmiş.<br />
lehrstellen.at hakkında:<br />
www.lehrstellen.at, Ocak <strong>2014</strong>’te genç<br />
bir girişimci tarafından kurulan yeni<br />
ücretsiz Online-portal’dır. Gençler bu portalda<br />
çok sayıda eğitim yeri bulmalarının<br />
yanında değerli bilgilere ve tüyolara da<br />
ulaşacaklardır. Firmalar da ücretsiz ilan<br />
verme imkânına sahip olacaktır.
5 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN <strong>2014</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Alev Korun<br />
Abgeordnete zum Nationalrat, Sprecherin für<br />
Menschenrechte, Migration und Integration<br />
alev.korun@gruene.at<br />
Statement: Stefan Taibl<br />
Spitzenkandidat der AUGE/UG NIEDERÖSTERREICH:<br />
Die AK vertritt die<br />
Interessen ALLER<br />
ArbeitnehmerInnen -<br />
ohne Berücksichtigung<br />
von Herkunft, Religion<br />
oder Parteizugehörigkeit.<br />
Die AUGE/UG ist<br />
DIE sozial-ökologische<br />
Kraft in der AK!<br />
Foto: Johanna Folkmann<br />
Deshalb 6.-19.Mai <strong>2014</strong>: Liste 4, AUGE/UG<br />
Jubiläumsjahr <strong>2014</strong>: 50 Jahre Arbeitsmigration<br />
aus der Türkei nach Österreich<br />
In leisen Tönen und auch relativ pragmatisch<br />
ging sie los, die Anwerbung von<br />
Arbeitskräften aus der Türkei. Genau vor<br />
50 Jahren (im Jahr 1964) wurde das türkisch-österreichische<br />
Anwerbeabkommen<br />
unterschrieben. Das trafsich gut:<br />
Österreich hatte mit Abwanderung zu<br />
kämpfen und viele Arbeitsstellen blieben<br />
leer. In der Türkei hatten viele Menschen<br />
mit Arbeitslosigkeit zu kämpfen. Also<br />
wollte man vorübergehend Arbeitskräfte<br />
aus dem Ausland, darunter auch aus der<br />
Türkei und dem damaligen Jugoslawien,<br />
in Österreich beschäftigen, "bis sich die<br />
Situation am Arbeitsmarkt wieder<br />
ändern würde".<br />
Es sollte jedoch ganz anders kommen:<br />
Die Betriebe wehrten sich gegen das<br />
geplante "Rotationsmodell": bereits angelernte<br />
Arbeitskräfte wollten sie nicht<br />
mehr wegschicken, damit neue kamen,<br />
die man wieder anlernen musste. Die<br />
"Gastarbeiter", die mit dem Vorhaben<br />
gekommen waren, ein paar Jahre hart zu<br />
arbeiten, Geld zu sparen und dann<br />
wieder zurückzugehen, wurden vom<br />
Arbeitsmarkt weiter gebraucht und<br />
verschoben die Rückkehr Jahr um Jahr.<br />
50 Jahre später leben die Nachkommen<br />
dieser Arbeitskräfte in dritter oder sogar<br />
vierter Generation in Österreich und sind<br />
trotz aller Unkenrufe und teilweise auch<br />
Etablierungsprobleme Teil der österreichischen<br />
Gesellschaft. Sie verfolgen<br />
unterschiedliche Laufbahnen, arbeiten<br />
in unterschiedlichsten Branchen bzw.<br />
Jobs, sind oft mehrsprachig und, vor<br />
allem in der jungen Generation, oft die<br />
interkulturellen Mittler zwischen den<br />
zwei Ländern – Türkei und Österreich.<br />
Auch Österreich hat sich ich diesen 50<br />
Jahren stark verändert. Auch dank der<br />
damaligen ArbeitsmigrantInnen ist es<br />
eine vielfältige Gesellschaft geworden, in<br />
der die ehemalige Trennlinie „AusländerInnen“<br />
(von denen man stets annahm<br />
sie würden wieder weggehen) und<br />
österreichischer Bevölkerung (zu der<br />
mittlerweile viele Kinder der zweiten bis<br />
vierten Generation gehören) zusehends<br />
an Bedeutung verliert.<br />
Alte Versäumnisse der Regierungen -<br />
wie die Untätigkeit bei gesellschaftlicher<br />
Inklusion durch Sprachkurse, Antidiskriminierungs-<br />
und Weiterbildungsmaßnahmen<br />
- sind jedoch heute noch spürbar.<br />
Zu glauben, dass Menschen selbst nach<br />
jahrzehntelangem Leben und Arbeiten in<br />
Österreich einfach wieder zurück in ihre<br />
Herkunftsländer gehen, war naiv und<br />
realitätsfern. Deshalb fehlten auch gezielte<br />
Angebote und Maßnahmen im<br />
Bereich Wohnen, Soziales, Freizeit und<br />
Sprachkurse. In vielen dieser Bereiche<br />
hat sich mittlerweile etwas getan,<br />
wieder bei anderen Bereichen gibt es<br />
immer noch einen blinden Fleck, den<br />
es aufzuarbeiten gilt.<br />
Aus "Wir" und "Sie" ist ein neues<br />
GEMEINSAMES WIR entstanden. Und<br />
dieses neue Wir ist dabei, sich weiter zu<br />
entwickeln. Es ist an der Zeit, dass sich<br />
dies auch in den Behörden, Ämtern, Gerichten<br />
und Medien abbildet. Wir haben<br />
einen großen Schatz an vielsprachigen<br />
Kindern und Menschen mit unterschiedlichsten<br />
kulturellen Erfahrungen, den es<br />
zu heben gilt. Dadurch, dass diese<br />
Mehrsprachigkeit – egal welche Sprache<br />
sie betrifft - als Chance begriffen und<br />
gefördert wird. Dadurch, dass Chancengleichheit<br />
und -gerechtigkeit im<br />
Bildungssystem und am Arbeitsmarkt<br />
hergestellt werden. Das heißt vor allem<br />
auch: gegenseitiger Respekt und<br />
Anerkennung. Nicht woher jemand<br />
kommt, sondern wer jemand ist sollte<br />
über dessen Zukunft entscheiden. Denn<br />
gleiche Pflichten, denen ja alle in Österreich<br />
Lebenden unterliegen, brauchen<br />
auch gleiche Rechte. Aus dem Grund<br />
setzen die Grünen sich seit Jahren für<br />
das Recht hier geborener und aufgewachsener<br />
Kinder aufdie österreichische<br />
Staatsbürgerschaft ein. Wir<br />
halten nichts von einer Politik, die aus<br />
hier lebenden Menschen "Fremde"<br />
macht und sie "fremd" zu halten versucht.<br />
Auch sie sollen im Land, in dem<br />
sie leben, Verantwortung übernehmen,<br />
mitbestimmen und -gestalten. Denn erst<br />
durch den Dialog miteinander, der<br />
entsteht, wenn jeder sich zugehörig und<br />
daher auch verantwortlich fühlt, erkennen<br />
wir, dass wir schon längst gemeinsam<br />
die Zukunft gestalten. Alles Gute<br />
zum 50-Jahre-Jubiläum und aufeine<br />
gemeinsame, solidarische Zukunft!<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
AŞAĞI AVUSTURYA (NIEDERÖSTERREICH)<br />
İŞÇİ ODASI (AK) SEÇİMLERİ 6.-19.5.<strong>2014</strong><br />
LİSTE 4, AUGE/UG - AK’daki en güçlü kuvvet!<br />
Bütün çalışanlar kökenine ve uyruğuna bakılmaksızın aynı vergi ve harçları ödüyor. Bundan<br />
dolayı aynı haklara sahip olmalılar. AUGE/UG bunun için mücadele ediyor.<br />
AUGE/UG göçmenler için çok şeyler yaptı!<br />
Oy hakkı: AUGE/UG Avusturya vatandaşı olmayan çalışanların da İşçi Odası (AK) ve İşçi Temsilciliği<br />
Seçimleri’nde seçmesi ve seçilebilmesi için Avrupa Adalet Divanı’nda büyük uğraş verdi.<br />
DEĞİŞMESİ GEREKENLERİ,<br />
DEĞİŞTİRELİM:<br />
AUGE/UG’YA<br />
VERECEĞİNİZ OYLARINIZLA!<br />
* Toplu taşımayı güçlendirelim!<br />
* Hakkımız olanı alalım!<br />
* Yaşamak için daha çok zaman!<br />
* İşletmede birlikte<br />
karar verelim!<br />
Aile yükünün dengelenmesi: Her çalışan aile yükü dengeleme fonuna ödeme yapıyor fakat<br />
yurt dışında yaşayan çocuklar için aile yardımı ödenmiyor. AUGE/UG anayasa mahkemesi<br />
yoluyla yurtdışında yaşayan aile üyesi ve çocuklar için (seyahat, kiralar, para desteği) artan<br />
giderlerin vergiden düşürülmesini sağladı.<br />
Daha çok şey istiyoruz: Eşit sorumluluklarda eşit haklar!<br />
Daha çok istihdam: Hemen hiçbir göçmenin istihdam edilmediği kamu sektöründe (belediyelerde,<br />
resmi mercilerde, hastanelerde, işçi bulma kurumlarında, vergi dairelerinde) göçmen<br />
kökenli kişilerin daha çok istihdam edilmesi,<br />
Teşvikler ve Yardımlar: Beldelerin ve eyaletin destek ve yardımları (konut desteği, kira yardımı,<br />
yakacak yardımı vb.) vatandaşlığa bakılmaksızın garanti edilmeli. Vergi ödeyen, desteğe<br />
layık görülmeli,<br />
Belediye evleri: Belediye evlerine giriş Avusturya vatandaşlığından bağımsız olmalı,<br />
Vatandaşlığa geçiş kolaylaştırılmalı ve<br />
Çifte vatandaşlık tanınmalı. Avusturya’da doğan çocukların Avusturya vatandaşı<br />
da olma hakkı olmalı,<br />
Seçme ve Seçilme Hakkı: Beş seneden beri Avusturya’da oturan kişilere yerel<br />
seçimlerde seçme ve seçilme hakkının tanınması,<br />
Dini Bayramların Tanınması: Kurban ve Ramazan Bayramları’nın Avusturya’da<br />
resmi tatil günleri olarak tanınması (Protestanların Reform Bayramı gibi)<br />
Dikkat Karıştırma tehlikesi!<br />
‘‘Grünen GewerkschafterInnen NÖ’’ ‘nün ismi dışında ‘‘Grün’’ le hiçbir ilgisi yoktur. Sakın kanmayın!<br />
‘‘Yeşillerin’’ değerlerini AK’da AUGE/UG Liste 4 temsil eder.
NİSAN <strong>2014</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 6<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
YASEMİN KARAGÖZ<br />
yasemin-ka@hotmail.com<br />
TABİATIN DİRİLİŞİ<br />
Nisan yağmurları yağacak,Yağmur bolluk ve bereket bahşedecek.<br />
Sular bulanacak, toprak buharlaşacak, ortalık yeşerecek,<br />
O, rahmet ve bollukta ayırım yapmaksızın devrini tamamlayacak.<br />
Tabiatın dirilişi bu sefer bir başka uyanışa tanık olacak.<br />
Nisan hiç değişmeyecek... Yağmurlar yağacak.<br />
Dünyanın birçok yerinde zulme uğramış sakat kalmış, yetim ve öksüz,<br />
çaresiz insanın gözyaşı, Nisan yağmurlarına karışacak.<br />
Yamalı bohça fikirler, geçici tedbirler alınacak...<br />
Hafıza-i beşer hep nisyan ile malul olacak,<br />
Bir nefs muhasebesine gidilmedikçe... S. Akkaya<br />
İlkbaharın gelişiyle, tabiatta yeniden bir diriliş, derin<br />
bir uykudan uyanış başlar. Ağaçlar tekrar yeşillere<br />
bürünür, kışın bitişini sabırla bekleyen çiçekler<br />
tohumlarından çıkmaya başlar. Kuşlar kainatın bu<br />
değişimine şarkılarıyla eşlik eder. Böylece yeryüzü<br />
tekrar canlanır ve tüm güzelliklerini sergiler.<br />
‘‘Yeryüzünün bütün sırları, ilkbahar mevsiminde kendini<br />
gösterir, meydana çıkar. Kış mevsiminde ölenler<br />
tekrar dirildiler. Artık kıyameti inkâr edenlere itibar<br />
kalmadı’’ diyen Mevlana, Mesnevisinde bahara ve<br />
kaniattaki değişime başka bir yorum ve güzellik<br />
getirmiş. Elliden fazla gazel yazmış ve bize baharın getirdiği<br />
gizli sırları açıklamaya çalışmıştır. Mevlana'ya<br />
göre yaratılan herşey canlıdır ve kendi lisan-ı halleriyle<br />
insanoğlunu Hakk’a davet etmektedir. Bu davet<br />
bahar mevsiminde daha belirgindir. Başını topraktan<br />
kaldıran her canlı geldiği yerin sırlarını anlatır:<br />
Toprak emindir ona ne ekersen hainlik etmez ektiğini<br />
fazlasıyla biçersin fakat; bahar mevsimi Cenab-ı<br />
Hakk'tan ferman getirmedikçe toprak içindeki sırları<br />
asla açığa vurmaz.<br />
Yine Mesnevide mevsimlerin hayatımıiza izdüşümlerinden<br />
bahsedilir:<br />
Şu kara toprağın, şu yeryüzünün başına gelenleri bir<br />
düşün! Kış mevsiminin ve sonbaharın çeşitli imtihanları,<br />
yazın kavurucu sıcağı, sonra Allah'ın merhameti<br />
gereği can bağışlar gibi kara toprağı dirilten ilkbaharı...<br />
Rüzgar, bulut, yağmur, şimşek hep bu gelip<br />
geçici şeyler toprağı uyandırmak, içindeki tohumları<br />
yeşertip başkaldırmalarını, meydana gelmelerini<br />
sağlamak içindir.<br />
Buradan yola çıkarak yaşadığımız hayattaki zorluklara<br />
katlanmayı, zamanı gelince, üzerimizdeki görevini<br />
tamanlayan musibet ve hastalıkların gidişini, sağlığımıza<br />
kavuşunca yeniden dirilmişcesine başımızı<br />
kaldırıp hayata tutunabilmeyi tasavvur edebiliriz.<br />
Tabiattaki tüm değişikler bize yaratanı ve hayatı<br />
anlatmaktadır. Mevsimler, bize hayata başka bir<br />
boyuttan bakarak anlamayı ögütler. Sonbahar<br />
kainatta yaşlılığı, kış ölümü temsil ederken, ilkbahar<br />
ve yaz mevsimi de yeniden dirilişi ve gençliği sembolize<br />
eder. Nasil ki uyku ile uyanıklık nefsin ölüm ve<br />
dirilişini temsil ediyorsa, bahar mevsimi de bize<br />
ahirette tekrar dirilişi anlatır niteliktedir.<br />
„Allah'ın rahmetinin eserlerine bir bak. Yeryüzünü<br />
ölümden sonra da diriltiyor. Bunları yapan şüphesiz<br />
ki ölüleri de diriltir. O herşeye kadirdir.“ (Rum,50)<br />
Birçoğumuzun normal bir mevsim değişikliği gibi gördüğü<br />
bahar, aslında gönül gözüyle bakanlara kainatın<br />
sırlarını sunar, adeta kendi lisanıyla bizi uyarır. Bizden<br />
ibret al insanoğlu, vakit uyanma vakti, Ashab-ı Kehf<br />
bile 300 yıllık uykudan uyanıp hak yoluna devam<br />
etmiş, sende kendine gel ve güzelleştir hayatını, dercesine<br />
kendi hal lisanıyla konuşmaya çalışır bizimle.<br />
Kainatta mevsimler sayasinde dönüşüm ve değişimler<br />
olduğu gibi, insanda da içsel değişim ve yenilenme<br />
mümkün. Ruhi ve manevi bir ıslahat gerekli. Sevgi,<br />
hoşgörü ve umut tekrar yeşersin diye...<br />
Kendi beden varlığını oturup düşündün mü? İlk baharda hiç<br />
taş yeşerir mi? Sen de toprak ol da, senden de renk renk<br />
güller yetişsin... Yıllardır gönüller inciten, kalpler kıran taş<br />
oldun; ne olur denemek için olsa bir zaman da toprak ol!<br />
(Mesneviden)<br />
Ey kalpleri değiştiren, Ey gece ve gündüzü ardı ardına<br />
getiren, Ey yılı ve halleri dönüştüren, bizim de halimizi<br />
en güzel hale dönüştür! Amin!<br />
ŞOKSUZ<br />
KESİM<br />
AVUSTURYA GENELİNDE TUNA ÜRÜNLERİNE ULAŞMAK İÇİN<br />
İRTİBAT BİLGİLERİ: VOLKAN ÇETİN TEL: 0699 110 70 696<br />
Suriye’de acı çeken çocukların<br />
sayısı ikiye katlandı...<br />
‘‘Kuşatma Altında<br />
- Under Siege’’<br />
UNICEF’in üç yılını dolduran Suriye krizi raporu...<br />
Viyana (OTS)- UNICEF’in raporuna göre Suriye krizinden dolayı<br />
acı çeken çocukların sayısı üç yılda iki kattan fazla artarak 5.5<br />
milyona ulaştı ve Suriye bir çocuk için dünyanın en tehlikeli<br />
bölgelerinden biri oldu.<br />
Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre en az 10 bin çocuk<br />
öldürüldü ve daha birçok kız ve erkek çocuğu yaralandı. Birçok<br />
yerde sağlık hizmeti çöktü ve gıda sıkıntısı oldu. İşgal edilen<br />
ve çatışma olan bölgelerde yardımdan yoksun kalan yaklaşık<br />
bir milyon çocuğun durumu da Unicef için endişe verici.<br />
Anavatanından komşu ülkelere kaçan 1.2 milyon çocuk ve genç<br />
için de durum bir hayli zor. Unicef, yaklaşık 2 milyon kız<br />
ve erkek çocuğunun ciddi bir psikolojik desteğe ihtiyaç<br />
duyduğunu tahmin ediyor.<br />
UNICEF Müdürü Anthony Lake: ‘‘Çocukların evlerine dönüp<br />
tekrar bir hayat kurabilmesi için bu savaş sonlandırılmalı. Bu<br />
korkunç üçüncü yıl, Suriyeli çocuklar için son olmalı.’’<br />
‘‘Kuşatma Altında - Under Siege’’ adlı rapordaki örnekler,<br />
Suriye Krizi’nin çocuklar üstündeki etkilerini gözler önüne<br />
sermekte. 14 aylık Ghina evlerinin bombalanmasının ardından<br />
canlı olarak enkazdan çıkarılıyor, ama geceleri hala ağlayarak<br />
uyanıyor. 5 yaşındaki Bara’a ise UNICEF ve ortakları tarafından<br />
Şubat ayında işgal altındaki Humus şehrinden kurtarılmış 500<br />
den fazla çocuktan yalnız biri. Bu çocuğun annesi şehrin<br />
boşaltılmasından bir gün önce, bir el bombasıyla öldürülmüş<br />
ve o da ne yapacağını bilmeden çareşiz ve şaşkın bir şekilde<br />
dolaşıyor. Halepli 15 yaşındaki Shaza ise: ‘‘Biz çocuklar, keskin<br />
nişancılardan dolayı dışarıya dahi çıkamıyoruz. Şiddet hayatımızın<br />
bir parçası oldu ve artarak devam ediyor.’’ diyerek<br />
yaşadıklarını özetliyor.<br />
Rapor sonuç olarak, özellikle çocuklara karşı şiddetin son<br />
bulması, eğitimsel ve psikososyal yardımlara erişimin sağlanması,<br />
insanı yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını talep<br />
etmektedir.<br />
UNICEF ayrıca, change.org ile birlikte insanların çektiği acı ve<br />
şiddettin son bulması için online bir imza kampanyası da<br />
başlattı. Online-Kampanya ile ilgili bilgilere www.unicef.at<br />
adresinden ulaşılabilir.<br />
Zahlen und Fakten<br />
* Über 5,5 Millionen Kinder sind vom Konflikt in Syrien betroffen.<br />
* 1,2 Millionen dieser Kinder leben als Flüchtlinge in den Nachbarländern.<br />
* Seit Kriegsbeginn wurden über 37.000 syrische Babys als Flüchtlinge<br />
außerhalb Syriens geboren.<br />
* Eine Million Kinder leben in belagerten, schwer zu erreichenden Gebieten.<br />
* Über 10.000 Kinder wurden getötet und viele mehr verwundet.<br />
* 60 Prozent aller Gesundheitszentren in Syrien sind außer Betrieb.<br />
* Über ein Drittel aller Wasseraufbereitungsanlagen wurde zerstört.<br />
* Die Impfraten sanken von 99 Prozent auf 52.<br />
* Ein Fünftel aller syrischen Schulen wurde zerstört, beschädigt<br />
oder zweckentfremdet.<br />
* 2,5 Millionen Kinder im Schulalter gehen nicht zur Schule<br />
www.unicef.at<br />
© UNICEF/NYHQ2012-0696/Romenzi
7 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN <strong>2014</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Viyana (OTS)- Avusturya’da ikinci kuşak<br />
göçmen kökenli kadınlar hakkında bilinenler<br />
oldukça yetersiz. PISA çalışmasının<br />
sonuçları ise eğitimi sonlandırmama,<br />
işsizlik sayıları ve Avusturya’da doğan<br />
göçmen çocukların durumunu kamuoyuna<br />
anımsattı. abz*austria, Saalfelden<br />
eğitim merkezi ile birlikte ‘‘Eğitim, eğitim<br />
istekleri ve ikinci kuşak kadınların ihtiyaçları’’<br />
konulu çalışmayı temel alarak<br />
eğitim alanında iyileştirme imkânlarını<br />
formüle ederek bunları bir basın toplantısında<br />
tanıttı ve tartışmaya açtı.<br />
Petra Gregorits, Frau in der Wirtschaft<br />
Başkanı şöyle konuştu: ‘‘Viyana’daki toplam<br />
120.000 işletmeden her üçünden<br />
biri göçmen kökenli bir kişi tarafından<br />
yönetiliyor. Firmaların yüzde 60’ı ihracat<br />
yapıyor, göçmen kökenli birçok insan burada<br />
önemli bir işlev görüyor. Genelde<br />
entegrasyon ekonomide, toplum içindekinden<br />
daha başarılı. Eksik olan 360 derecelik<br />
bakış yani çoğunluk perspektifi<br />
dışında algılama. Demografik gelişme,<br />
genel ortalama yaşam süresi ve kalifiye<br />
kadın sayısının artması sebebiyle firmalar,<br />
farklılığı nasıl artı değere ve faydaya<br />
dönüştüreceğine ait stratejik düşünmek<br />
zorunda.’’<br />
Manuela Vollmann ise, ‘Eğitim, eğitim istekleri<br />
ve ikinci kuşak kadınların ihtiyaçları’<br />
projesinden şu sonuca varıyor:<br />
‘‘İkinci kuşak kadınların yaşamlarının<br />
gerçekleri ve istekleri hakkında daha çok<br />
bilgiye sahip olmak gerekir. Yetişkin eğitimlerinin<br />
kendilerine daha çok hitap etmesini<br />
istiyorlar, diğer bir talepleri de<br />
kendileri için sunulan eğitim programlarında,<br />
programların proje aşamasına da<br />
dahil edilmek.’’<br />
Toplum, Organizasyon ve Gelişim Bürosu<br />
‘’think difference’’ın yöneticisi Kenan<br />
Güngör entegrasyon ve göç kavramlarının<br />
bir süredir olumsuz anlamlarda<br />
kullanıldığına dikkat<br />
çekti ve kullanılan kavramlar hakkında<br />
konuşmanın zamanı geldi,<br />
dedi. ‘‘Hepimiz çok vatanlı olduk.<br />
Transnationaler Background<br />
kavramı kullanılabilir.’’<br />
İkinci kuşak kadınlarından Emina-<br />
Nazifovic, göçmen kökenlik kavramının<br />
kendisinde negatif bir<br />
çağrışım yapmadığını söyledi. Başarılı<br />
tıp öğrencisi olan Nazifovic,<br />
kendini vatanına hala çok bağlı<br />
hissettiğini, okuldayken de haftada<br />
bir saat Yugoslavca öğrendiğini<br />
ifade etti. ‘‘Aynı zamanda<br />
okulda Avusturyalı çocuklarla seviyeyi<br />
koruma ve bunu başarabileceğim<br />
duygusu hırsımı uyandırdı.’’<br />
Nurten YILMAZ<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />
Demokratie stärken,<br />
Staatsbürgerschaftsgesetz<br />
erneuern<br />
Die große Koalition in Deutschland hat<br />
sich vor zwei Wochen auf ein Gesetz geeinigt,<br />
das die bisherige "Optionspflicht" im<br />
Staatsbürgerschaftsrecht abschafft: Bisher<br />
mussten sich Kinder bis zum 23.Geburtstag<br />
entscheiden, welchen Pass sie behalten<br />
wollen. Jetzt entfällt dieser Zwang,<br />
doppelte Staatsbürgerschaften sind nun<br />
möglich.<br />
Auch in Österreich finden diese Diskussionen<br />
statt und sollen auch vertieft werden.<br />
Anregungen für ein reformiertes Staatsbürgerschaftsrecht<br />
liefert z.B. eine Studie<br />
der AK-Wien (Karasz/Perchinig) vom<br />
Oktober 2013, in der das österreichische<br />
Gesetz einem europäischen Vergleich<br />
unterzogen wurde: Österreich hat<br />
neben der Schweiz die strengsten<br />
Einbürgerungsbestimmungen, wobei die<br />
größten Verschärfungen auf die<br />
Staatsbürgerschaftsgesetz-Novelle 2005<br />
zurückgehen. Betrachtet man die Einbürgerungszahlen,<br />
wird das Ergebnis dieses<br />
Gesetzes deutlich: Während 2005 noch<br />
über 35.000 die Staatsbürgerschaft<br />
bekommen haben, waren es 2013 nur<br />
mehr 7.354.<br />
Die größten Unterschiede zu anderen<br />
Staaten bestehen in Österreich hinsichtlich<br />
der hohen Einkommenserfordernisse,<br />
die es z.B. Arbeiterfamilien immer mehr<br />
verunmöglichen, einen Pass zu bekommen.<br />
Österreich hat die höchsten Einbürgerungsgebühren<br />
und verlangt von seinen<br />
neuen BürgerInnen eine vergleichsweise<br />
lange Mindestaufenthaltsdauer. Während<br />
immer mehr EU-Staaten Doppelstaatsbürgerschaften<br />
zulassen, gibt es diese<br />
Möglichkeit in Österreich nicht. Und:<br />
Während in vielen EU-Staaten Babies<br />
die Staatsbürgerschaft automatisch<br />
bekommen, wenn deren Eltern längere<br />
Zeit im Land niedergelassen sind, beharrt<br />
Österreich noch auf dem Abstammungsprinzip.<br />
Eine Modernisierung des Gesetzes scheint<br />
dringend nötig, die Debatte innerhalb<br />
der Sozialdemokratie ist eröffnet. Die<br />
Möglichkeit zur Doppelstaatsbürgerschaft<br />
ist dabei ein Reformelement. Ziel ist<br />
ein Gesetz, das Integration fördert und<br />
den Zugang zu politischen Rechten<br />
erleichtert, ist doch das Wahlrecht an<br />
die Staatsbürgerschaft gekoppelt: Wenn<br />
aber immer mehr MitbürgerInnen den<br />
österreichischen Pass nicht besitzen<br />
und damit auch nicht über die politische<br />
Zukunft unseres gemeinsamen Landes<br />
mitbestimmen können, dann verliert<br />
das politische System Österreich an<br />
Legitimität. Fortschrittliche Integrationspolitik<br />
zielt aber auf die soziale,<br />
ökonomische und politische Inklusion<br />
aller ab – ein modernisiertes Staatsbürgerschaftsgesetz<br />
wäre ein wesentliches<br />
Element davon.<br />
Chancengleichheit als Herausforderung für die Erwachsenenbildung<br />
Fırsat Eşitliği Olmadan Yetişkin Eğitimi Tam Sağlanamaz<br />
Manuela Vollman konuşmasını yetişkin<br />
eğitimiyle ile ilgili önerileriyle bitirdi:<br />
‘‘Basit bir danışmanlıktan daha fazlasına<br />
ihtiyaç var, mesele kadınların belli bir sürenin<br />
üzerinde eğitimi ve bu sırada onlara<br />
eşlik etmektir. Her şeyden önce<br />
kırsal kesimler için Blended-Learning ve<br />
E-Learning-Modellerinin genişletilmesiyle<br />
öğrenim ve eğitim imkânlarına erişim<br />
sağlanmalıdır. Yetişkin eğitimi<br />
kuruluşlarının bütün alanlarına ikinci kuşaktan<br />
çalışanlar aranmalı ve alınmalıdır.<br />
Yabancı dil hizmetini genişletmeyi başarırsak,<br />
örnek ticari Türkçe dil kursları düzenlersek<br />
adaletli bir gelecekte farklılık<br />
için önemli adımlar atmış oluruz.’’<br />
learn forever Standpunkt.Bildung<br />
Projesi ESF ve BMBF’nin finansmanıyla<br />
abz*austria’nın genel koordinatörlüğünde<br />
ağ ortakları ajenta, eğitim merkezi<br />
Saalfelden ve Peripherie tarafından<br />
yürütülmektedir.<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
© Eva Kelety
NİSAN <strong>2014</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 8<br />
Götzis (VLK) - Vorarlberg Eyaleti’nin 11.<br />
Entegrasyon Konferansı ebeveynlerin, çocuklarının<br />
eğitim ve yetiştirme sürecinde<br />
kurum ve kuruluşlarla birlikte çalışma<br />
sırasındaki rolü ile ilgiliydi. Konferansta<br />
“Ebeveyn ve kuruluşlar, eğitimin başlangıcında<br />
ve devamında çok dilli çocukları en<br />
iyi biçimde nasıl destekleyebilir?”,<br />
“Sorumluluk sahibi ebeveyn çalışması<br />
çocukların geleceğini nasıl garanti altına<br />
alır?’’ bu ve benzeri sorulara cevap arandı,<br />
ortaya konmuş entegrasyon tedbirleri ve<br />
daha fazla yaklaşımlar tartışıldı.<br />
Özellikle göçmen kökenli çocuklar için<br />
Almanca dilinin öğrenilmesi büyük önem<br />
arzediyor. Ebeveynlerin bunda büyük bir<br />
sorumluluğu var. Ebeveyn eğitiminde<br />
sunulan hizmetlerde, ebeveynin anne ve<br />
baba olma özelliğinin güçlendirilmesi ve<br />
geliştirilmesi ön planda yer alıyor.<br />
Eyalet Meclis Üyesi Greti Schmid:<br />
“Göçmen kökenli ebeveynler, çok dilliliğe<br />
bağlı olarak ortaya çıkan meselelere<br />
karşı durmalı, bunun için onlar<br />
ebeveyn eğitimi yapan kurumlardan<br />
destek alacak. Birçok ebeveyn bu<br />
hizmeti severek kabul etti, kendiliğinden<br />
faaliyete geçip angaje oldular.”<br />
2007’den bu yana 109 pilot ebeveyn<br />
eğitim projesi uygulandı, bunlardan 65’i<br />
göçmen kökenli ebeveynlerle yapıldı.<br />
Bu özel pilot projeler ile, yalnız 2012<br />
yılında 720 katılımcıya ulaşıldı.<br />
Foto: Serra<br />
Eğitim- Entegrasyonun Mihenk Taşı<br />
Eyalet Meclis Üyesi Erich Schwärzler,<br />
eğitim konusunda çok<br />
önemli olan ve dört yıl<br />
önce oybirliğiyle kabul<br />
edilen örnek entegrasyon<br />
projesine ‘Gemeinsam<br />
Zukunft gestalten’ işaret<br />
etti: “Bireyleri eğitime<br />
yönlendirme ve ebeveyn<br />
eğitiminde ilerleme sağlanmasında<br />
iyi yoldayız.<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
"Elternarbeit und Verantwortung für die Zukunft der Kinder"<br />
Vorarlberg Eyaleti’nde<br />
Entegrasyon Konferansı<br />
Çocukların geleceğinde ebeveynlerin çalışma ve sorumluluğu...<br />
Güncel sorunlar ebeveynlerin, ilgili kurum<br />
ve kuruluşların, göçmen örgütlerinin, il ve<br />
belediyelerin ortak etkileşimleriyle ortaya<br />
konacak.” Schwärzler devamla: “Hedef,<br />
bütün katılımcıların çabalarıyla çocukları<br />
eğitimlerine başlangıçları ve eğitimlerini<br />
sürdürmeleri sırasında en iyi şekilde<br />
desteklemektir. Bugün ben göçmen örgütlerinin<br />
toplantılarına katıldığımda görüyorum<br />
ki, eğitim konusu birkaç yıl öncesine<br />
göre daha sık ele alınmakta.”<br />
11. Eyalet Entegrasyon Konferansı<br />
Okay.zusammen.leben & VHS Götzis’in<br />
belediyeler, göçmen örgütleri, Kinder<br />
Campus Höchst Katolik Eğitim Kurumu ve<br />
connexia ile beraber yürüttükleri seçilmiş<br />
Vorarlberg Ebeveyn Eğitimi Projeleri, ebeveyn<br />
ve kurumların göçmen kökenli olan<br />
ve olmayan çocukları, onların erken gelişmelerinde<br />
ve eğitiminde nasıl destek olduklarını<br />
açıkça göstermektedir. Yaklaşık<br />
100 dolayında eğitim ve entegrasyon<br />
aktörleriyle verilen örnekler ışığında<br />
ebeveyn eğitimine, göçmen kökenli ebeveynlerin<br />
de dahil edilmesi ve etkileşimleri<br />
analiz edildi ve tartışıldı.<br />
Elternbildung CH’den Maya Mulle ise,<br />
ebeveyn eğitimi çalışmasının önemine ve<br />
herkes için fırsat olması gerektiğine vurgu<br />
yaptı. Mulle, sunumunda İsviçre’den araştırma<br />
sonuçlarını ve mesleki tecrübelerini<br />
Voralberg projeleriyle ilişkilendirerek<br />
ortaya koydu.<br />
Fotos: Serra<br />
Schaffa im Ländle<br />
In Vorarlberg haben rund zwölf Prozent der 15- bis 39jährigen nur<br />
einen Pflichtschulabschluss, das sind insgesamt rund 14.000 Menschen.<br />
Mehr als die Hälfte davon hat einen Migrationshintergrund und fast<br />
jede/r Vierte dieser Personengruppe ist von Arbeitslosigkeit betroffen.<br />
Mit der neuen Stiftung „Schaffa im<br />
Ländle“ bietet das AMS Vorarlberg<br />
Menschen zwischen 19 und 30 Jahren<br />
mit maximal Pflichtschulabschluss die<br />
Möglichkeit, eine Lehrausbildung<br />
nachzuholen. Organisiert und durchgeführt<br />
wird die Stiftung von der<br />
Integra Vorarlberg gem.GmbH.<br />
Projektpartner sind das Land, die<br />
Wirtschaftskammer und die Arbeiterkammer.<br />
Heuer stehen 100 Plätze zur<br />
Verfügung. Personen, die für diese<br />
Stiftung in Frage kommen, werden<br />
vom AMS vermittelt. Nach einem<br />
ersten Kennenlernen erarbeiten die<br />
Integra-ExpertInnen gemeinsam mit<br />
der Stiftungsteilnehmerin, dem<br />
Stiftungsteilnehmer ein realistisches<br />
Ausbildungsziele und planen die<br />
Vorbereitungsaktivitäten. Anschließend<br />
wird in Vorarlberger Betrieben<br />
nach einem<br />
geeigneten Ausbildungsplatz<br />
gesucht.<br />
Ist ein<br />
solcher gefunden,<br />
werden zwischen<br />
dem Unterneh-<br />
Weitere Infos erhalten Sie auf<br />
unserer Webseite www.ams.at<br />
oder bei Ihrer<br />
AMS-Geschäftsstelle.<br />
men, dem/der Auszubildenden und<br />
der Integra Vorarlberg ein Kooperationsvertrag<br />
sowie ein Bildungsplan<br />
vereinbart. Ein besonderes Augenmerk<br />
wird bei der Aufnahme auf<br />
junge Menschen mit Migrationshintergrund<br />
gelegt. Die TeilnehmerInnen<br />
können in den Bereichen Verkauf,<br />
Tourismus, Handwerk und Technik<br />
eine Ausbildung absolvieren. Die<br />
Stiftungsdauer beträgt in der<br />
Regel 24 Monate, kann jedoch in<br />
begründeten Fällen auch verlängert<br />
werden. Das AMS gewährt den<br />
TeilnehmerInnen während der<br />
Ausbildung eine Beihilfe zur Deckung<br />
des Lebensunterhaltes (mindestens in<br />
der Höhe des Arbeitslosengeldes<br />
bzw. der Notstandshilfe). Zusätzlich<br />
erhalten die StiftungsteilnehmerInnen<br />
ein Stipendium.<br />
Vorarlberg Eyaleti’nde 15 ile 39 yaş arasındakilerin yüzde 12’si,<br />
‘yaklaşık olarak 14 bin kişi’ sadece zorunlu eğitimi tamamlamıştır.<br />
Bu rakamların yarısından fazlası göçmen kökenli kişilerdir ve bu<br />
gruptaki her 4 kişiden birisi işsizlik durumu ile karşı karşı kalmıştır.<br />
Daha ayrıntılı bilgiyi<br />
www.ams.at internet<br />
sayfamızdan ya da<br />
AMS-Şubenizden elde edebilirsiniz.<br />
Yeni bir çalışma ‘‘Vorarlberg’de<br />
Çalışmak - Schaffa im Ländle’’ ile Vorarlberg<br />
İş ve İşçi Bulma Kurumu en<br />
fazla zorunlu eğitimi tamamlamış 19<br />
ile 30 yaş arasındaki kişilere, bir<br />
çıraklık eğitimi yapma fırsatı sunarak<br />
önemli bir imkân veriyor. Bu çalışma,<br />
Integra Vorarlberg gem.GmbH<br />
tarafından organize edildi ve yönetiliyor.<br />
Proje ortakları Vorarlberg Eyalet<br />
Valiliği, Ticaret Odası ve İşçi Odası.<br />
Bu sene için toplam 100 kişilik yer<br />
mevcut. Bu çalışmaya hak kazanan<br />
kişilere İş ve İşçi Bulma Kurumu<br />
(AMS) aracılık ediyor ve onları<br />
bu çalışmaya yönlendiriyor. İlk<br />
tanışmanın ardından, bu programa<br />
katılanlar ve Integra uzmanları birlikte<br />
gerçekçi bir eğitim hedefi üzerinde<br />
çalışmaya başlıyor ve hazırlık faaliyetlerini<br />
planlıyorlar. Sonunda Vorarlberg’in<br />
işletmelerinde uygun bir<br />
eğitim yeri aranıyor. Böyle uygun bir<br />
yer bulunduğunda işletme, eğitimi<br />
alacak kişi ve Integra Vorarlberg<br />
arasında işbirliği anlaşması ve eğitim<br />
planı yapılıyor. Bu çalışmaya özellikle<br />
göçmen gençlerin katılmasına çok<br />
önem veriliyor ve dikkat ediliyor.<br />
Katılımcılar satış, turizm, el sanatları<br />
ve teknik gibi alanlarda eğitimlerini<br />
tamamlayabiliyorlar. Bu programın<br />
süresi normal şartlarda 24 ay olarak<br />
belirlenmiştir. Fakat gerekçeli durumlarda<br />
bu süre daha da uzatılabilir. İş ve<br />
İşçi Bulma Kurumu, katılımcıların<br />
eğitim süresi boyunca geçimlerini<br />
sağlayabilmeleri için onlara yardımı<br />
garanti eder. ((En az, işsizlik parası<br />
(Arbeitslosengeld) ya da acil durum<br />
yardımı(Notstandshilfe)<br />
miktarı kadar.))<br />
Bu yardımlara<br />
ilaveten<br />
katılımcılar<br />
burs da alırlar.<br />
Entgeltliche Einschaltung
<strong>APRIL</strong> <strong>2014</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
INTEGRATION / JUGEND - 9<br />
Neue ÖIF-Broschüre bietet aktuelle Zahlen zur Situation von jugendlichen Migrant/innen<br />
9 von 10 jugendlichen<br />
Migrant/innen in Österreich heimisch<br />
migration &<br />
integration<br />
SCHWERPUNKT: JUGEND<br />
zahlen. daten. indikatoren.<br />
2013/14<br />
WIEN (ÖIF) - Die neue Informationsbroschüre<br />
„migration & integration – hat den Schwerpunkt:<br />
„Jugend“. Der Österreichische Integrationsfonds<br />
(ÖIF) stellt die spezifischen<br />
Herausforderungen und Chancen von jugendlichen<br />
Migrant/innen in Österreich in den<br />
Mittelpunkt und liefert aktuelle Zahlen zu den<br />
Bereichen Zuwanderung, Sprache und Bildung,<br />
Arbeit und Beruf sowie zu Familie und ihrer<br />
Einstellung zu Integration.<br />
16% der jugendlichen Gesamtbevölkerung, das<br />
sind 376.500 Personen, waren am 1.1.2013<br />
ausländischer Herkunft (ausländische Staatsangehörige<br />
bzw. eingebürgerte Jugendliche).<br />
82% aller Personen mit Migrationshintergrund<br />
in Österreich fühlen sich hier heimisch; unter<br />
den Jugendlichen zwischen 15 und 19 Jahren<br />
erhöht sich dieser Wert sogar auf 89%. 91% dieser<br />
Jugendlichen sind mit dem österreichischen<br />
Lebensstil sehr einverstanden.<br />
Jede/r fünfte österreichische Schüler/in (19%)<br />
spricht zuhause eine andere Sprache als<br />
Deutsch. In den einzelnen Schultypen unterscheidet<br />
sich der Anteil der Schüler/innen mit<br />
nichtdeutscher Umgangssprache stark.<br />
Auffallend ist, dass am Ende der achten Schulstufe<br />
13% der Hauptschüler/innen mit nichtdeutscher<br />
Umgangssprache das Schulsystem<br />
ohne Pflichtschulabschluss verlassen. Unter<br />
Gleichaltrigen mit deutscher Umgangssprache<br />
trifft das auf nur 4% zu. Ganz anders das Bild an<br />
Österreichs Universitäten: Fast jede/r vierte<br />
Studierende (24,5%) hat eine ausländische<br />
Staatsangehörigkeit. Spezielle Förderprogramme<br />
und Stipendien, darunter das Liese<br />
Prokop-Stipendium des ÖIF oder das START Stipendium,<br />
unterstützen junge Migrant/innen<br />
beim Ergreifen ihrer Bildungschancen.<br />
www.integrationsfonds.at<br />
START-Stipendien beantragen!<br />
Ab sofort sind Bewerbungen für das START-Stipendium<br />
für das Schuljahr <strong>2014</strong>/2015 möglich!<br />
Stipendien werden in Wien, Oberösterreich,<br />
Salzburg und Vorarlberg ausgeschrieben.<br />
Bewerben können sich alle Schüler/innen einer<br />
maturaführenden Schule bzw. Lehrlinge welche<br />
die Matura anstreben.<br />
Idealer Bewerbungszeitpunkt für ein START-Stipendium:<br />
mind. 2 Jahre, idealerweise 3 Jahre<br />
vor Matura, max. 4 Jahre vor der Matura.<br />
Die Projektkoordinatorin von START-Wien weiß<br />
aus Erfahrung: "Oft scheitert der Schulbesuch<br />
nicht nur an den fehlenden finanziellen<br />
Mitteln." Auch beengte Wohnverhältnisse,<br />
Aufgaben in der Familie (z. B. Betreuung der<br />
kleineren Geschwister) und fehlende Unterstützung<br />
durch die Eltern können Gründe sein,<br />
warum lernfreudige Jugendliche keine Chance<br />
haben, die Matura zu machen. "Ich lade<br />
ausdrücklich auch Jugendliche mit geringen<br />
Deutschkenntnissen ein, sich zu bewerben.<br />
Viele unserer Jugendlichen haben anfangs<br />
kaum Deutsch gesprochen und konnten dann<br />
durch START erfolgreich die höhere Schule<br />
absolvieren", betont die START-Wien Projektkoordinatorin.<br />
Alle Infos unter:<br />
www.start-stipendium.at<br />
FRISTEN:<br />
Internationales Jugendvideofestival<br />
PLURAL+ <strong>2014</strong><br />
© ÖIF<br />
START-Wien: 30. April<br />
START-Vorarlberg: 9. Mai<br />
START-Salzburg: 23. Mai<br />
START-Oberösterreich: 31. Mai<br />
Die Internationale Organisation für Migration<br />
(IOM) und die Allianz der Zivilisationen der<br />
Vereinten Nationen (UNAOC) lädt junge<br />
Menschen ein, originelle und kreative Videos<br />
von bis zu fünf Minuten Dauer zu den<br />
Themen Migration, Diversität und soziale<br />
Inklusion im Rahmen des Projektes PLURAL+<br />
einzureichen.<br />
Junge Menschen können den sozialen<br />
Wandel in vielen Bereichen beeinflussen und<br />
in einer Welt herbeiführen, die viel zu oft von<br />
Intoleranz und kulturellen, sowie religiösen<br />
Grenzziehungen geprägt ist. Vor diesem Hintergrund<br />
fordert PLURAL+ junge Menschen<br />
auf, sich in den Videoeinreichungen sowohl<br />
auf lokaler als auch globaler Ebene mit<br />
zentralen Herausforderungen wie soziale<br />
Inklusion und Kohäsion, Integration von<br />
MigrantInnen sowie Respekt vor Identität,<br />
Diversität und Menschenrechte auseinanderzusetzen.<br />
Eine internationale Jury wird drei GewinnerInnnen<br />
in jeder Altersgruppe (9-12, 13-17<br />
und 18-25) bestimmen. Die GewinnerInnen<br />
werden im Dezember <strong>2014</strong> nach New York<br />
eingeladen, um dort ihre Arbeit bei der PLU-<br />
RAL+ <strong>2014</strong> Preisverleihung im Paley Center<br />
for Media vorzustellen. Einige PLURAL+ Partnerorganisationen<br />
verleihen zusätzlich Preise<br />
und ermöglichen den GewinnerInnen zudem,<br />
ihre ausgezeichneten Kurzvideos bei internationalen<br />
Film- und Videofestivals, Konferenzen<br />
und Veranstaltungen zu präsentieren.<br />
Die Einreichungsfrist für die Videos endet am<br />
27. Juni <strong>2014</strong>. Weitere Informationen, Richtlinien,<br />
die verschiedenen Auszeichnungen<br />
und Preise, sowie die Einreichbestimmungen<br />
finden Sie auf der PLURAL+ Website unter:<br />
www.unaoc.org/pluralplus<br />
© START-Österreich<br />
© Tim Reckmann /pixelio.de<br />
Statement von<br />
Sebastian Kurz,<br />
Außen- und Integrationsminister<br />
Frühkindliche Sprachförderung<br />
für weitere drei Jahre fixiert<br />
Bund und Länder verlängern die sprachliche<br />
Frühförderung in Kindergärten bis 2017.<br />
Diese hätte dieses Jahr auslaufen sollen,<br />
aufgrund des immensen Erfolgs wurde<br />
jedoch die Verlängerung für weitere drei<br />
Jahre beschlossen. Ziel der Initiative zur<br />
sprachlichen Frühförderung ist es, 3-6 jährige<br />
Kinder, deren Muttersprache nicht Deutsch<br />
ist, so zu fördern, dass sie mit Volkschuleintritt<br />
die Unterrichtsprache Deutsch<br />
möglichst gut beherrschen. Insgesamt<br />
werden in den nächsten drei Jahren 15<br />
Millionen Euro vom Bund investiert, die<br />
Länder verdoppeln. Damit kann in 3.664 von<br />
4.668 Kindergärten österreichweit, eine<br />
Sprachstandsfeststellung und sprachliche<br />
Frühförderung durchgeführt werden. Für die<br />
Durchsetzung dieser Fördermaßnahmen<br />
waren nicht nur 5.449 Pädagoginnen und<br />
Pädagogen, sondern auch zusätzliches<br />
Förderpersonal im Einsatz. Das Beherrschen<br />
einer gemeinsamen Sprache ist das<br />
Werkzeug, das die Integration für jeden<br />
Menschen mit Migrationshintergrund<br />
erleichtert. Deshalb ist es besonders<br />
wichtig schon früh in die Sprachförderung<br />
zu investieren um so den Schuleintritt<br />
und damit den Verlauf des weiteren Lebens<br />
für jedes Kind zu erleichtern. Dabei<br />
wird anhand der vorzeitigen Sprachstandsfeststellung<br />
eruiert, welches Kind Defizite<br />
aufweist und einen Förderbedarf hat. Mit<br />
speziellem Lehrmaterial und eigenem<br />
Förderpersonal, sowie dem Einsatz mobiler<br />
Sprachberaterinnen und Sprachberater und<br />
der Weiterbildung des pädagogischen<br />
Personals, vor allem in Bezug auf<br />
die Durchführung der Sprachstandsfeststellung,<br />
soll den Kindern altersgerecht die<br />
Deutsche Sprache nähergebracht werden.<br />
Der Erfolg der Sprachförderung ist<br />
dementsprechend groß. Bei 27.463 der<br />
insgesamt 80.191 im Jahr 2012 getesteten<br />
Kinder, wurde ein Sprachförderbedarf<br />
festgestellt. Von denselben Kindern<br />
brauchten ein Jahr später bei einer zweiten<br />
Testung nur mehr 5.178 Kinder weitere<br />
Sprachförderstunden, die anderen waren<br />
schon bereit für den Schuleintritt. Damit<br />
wird deutlich, dass die Investition in<br />
bedarfsgerechte sprachliche Frühförderung<br />
wirkt und den Start in den Schulalltag<br />
erleichtert. Somit kann man sehr zufrieden<br />
sein mit dem Erfolg der Initiative und dem<br />
Beschluss der Verlängerung für weitere<br />
drei Jahre.<br />
Ein- und Ausblicke zum Thema Schule<br />
Initiative des ORF „Schule fürs Leben“<br />
Das Thema ‘Schule und Ausbildung’ gehört zu<br />
den zentralen Themen unserer Gesellschaft.<br />
Lernen unsere Kinder für ein erfolgreiches<br />
Berufsleben genug und das Richtige? Werden<br />
ihre Potenziale unabhängig vom familiären<br />
Hintergrund genügend gefördert und ausgeschöpft?<br />
Kann jeder auf dem Bildungsweg sein<br />
individuelles Ziel erreichen? Kinder, Eltern und<br />
Lehrer stecken täglich mitten drin – in dem<br />
was in der Theorie über PISA-Test, Schulformen<br />
und Integration als Chance diskutiert<br />
wird. In der ORF-Initiative „Schule fürs Leben“<br />
wird das Thema Schule vor allem aus ihrer<br />
Perspektive beleuchtet. Welche Chancen<br />
sehen Eltern für die Zukunft ihrer Kinder, vor<br />
welchen Problemen und Sorgen stehen die<br />
Kinder selbst und unter welchem Druck stehen<br />
ihre Lehrerinnen und Lehrer, wenn sie aus<br />
jedem Kind das Beste herausholen wollen?<br />
ORF-Fernsehdirektorin Mag. Kathrin Zechner:<br />
„Die theoretische Schuldiskussion verstellt oft<br />
den Blick aufs wahre Leben. Wir zeigen daher<br />
erstmals in einer Langzeitreportage den Alltag<br />
derer, die mitten im Bildungssystem stecken:<br />
Das sind vor allem die Schülerinnen und Schüler,<br />
aber auch Lehrer und Eltern. Der objektive<br />
journalistische Blick soll eine neue Perspektive<br />
und gesellschaftlichen Mehrwert durch mehr<br />
Wissen in die Diskussion einbringen.“<br />
Die Programmpunkte (bis Juni <strong>2014</strong>):<br />
„Schule fürs Leben – Das Experiment“: In<br />
einem für den ORF bisher einzigartigen Projekt<br />
wird jeden Montag um 21.10 Uhr in ORF 2 die<br />
Lebenswirklichkeit von Jugendlichen und ihren<br />
Familien gezeigt. Christoph Feurstein taucht<br />
mit seinem Team in eine Langzeitbeobachtung<br />
der Lebensrealität von Jugendlichen, deren<br />
Eltern und den Lehrerinnen und Lehrern ein.<br />
Ein thematisches Projekt begleitet die<br />
Sendung „Heimat Fremde Heimat“ jeden<br />
Sonntag um 13.30 Uhr in ORF 2: Je eine Klasse<br />
in Wien und eine in Klagenfurt vertiefen in den<br />
nächsten Monaten gemeinsam ihr Wissen<br />
über das Zusammenleben verschiedener<br />
Kulturen. Schwerpunkt dabei: „50 Jahre<br />
Gastarbeiter in Österreich“.<br />
Die Sendungen sind nach der TV-Ausstrahlung<br />
sieben Tage unter http://TVthek.ORF.at<br />
als Video-on-Demand abrufbar.<br />
© Felicitas Matern / feelimage.at<br />
© ORF/Hans Leitner
<strong>APRIL</strong> <strong>2014</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
INTERVIEW / FRAUEN -10<br />
!Exklusiv!<br />
Christine Nöstlinger<br />
...zum Thema Lesen, Schreiben und Kinderbuch...<br />
Wenn zwei Leute lesen, dann entstehen in<br />
zwei Köpfen zwei verschiedene Geschichten<br />
Europa Journal - Haber Avrupa:<br />
Sehr geehrte Frau Nöstlinger, normalerweise<br />
fragen wir an erster<br />
Stelle, ob sich unser/e Interviewpartner/in<br />
bitte vorstellen kann.<br />
In Ihrem Fall haben wir uns anders<br />
entschieden, da Sie ja einen sehr<br />
hohen Bekanntheitsgrad haben,<br />
und mehrere Generationen mit<br />
Ihren Kinderbüchern aufgewachsen<br />
sind. Treffen Sie oft auf<br />
Menschen, denen Sie gänzlich<br />
unbekannt sind?<br />
Ich lebe in Wien, wenn ich in der<br />
Stadt, z.B. im 8. oder 9. Bezirk bin,<br />
dann kennt mich eigentlich jeder.<br />
Ich wohne seit sechs Jahren im 20.<br />
Bezirk, das ist ein Arbeiterbezirk,<br />
da kennt mich niemand.<br />
Wie sieht es mit der Jugend heute<br />
aus? Werden Sie erkannt?<br />
Jugendliche kennen mich gar nicht,<br />
die interessiert das auch nicht so<br />
sehr. Ich habe seit fast dreißig Jahren<br />
auch für Zeitungen geschrieben<br />
und Filme gemacht, deshalb<br />
bin ich eher bekannt unter den<br />
Erwachsenen. Wenn Kinder ein<br />
Buch lesen, dann interessiert sie<br />
die Autorin nicht. Jugendliche sind<br />
zwar Fans, aber das sind sie eher<br />
für Filmstars und Musiker, aber<br />
nicht für Schriftsteller.<br />
Wie sieht Ihrer Meinung nach ein<br />
gutes Kinderbuch aus – was sollte<br />
es haben und was nicht?<br />
Was versteht man denn unter Literatur?<br />
Literatur ist für mich, ein<br />
Stück Welt in Sprache umsetzen.<br />
Ein gutes Kinderbuch beschreibt<br />
ein Stück Welt, aber bitte aus der<br />
Sicht des Kindes. Man kann Kindern<br />
über alles erzählen, aber man<br />
muss sich vorstellen, „Wie sieht ein<br />
Kind das?“, und dann wird es ein<br />
gutes Kinderbuch. Es muss vor<br />
allem ein ehrliches Buch sein und<br />
es kann auch nicht schaden, wenn<br />
es ein gutes Quantum Humor hat.<br />
Haben Sie viele Bücher gelesen,<br />
als Sie klein waren, wenn ja, können<br />
Sie sich an einige erinnern?<br />
Als ich in die Volksschule ging, bis<br />
ich ca.10 Jahre alt war, habe ich<br />
sehr wenig gelesen. Damals war<br />
Nazizeit und meine Mutter duldete<br />
keine Nazibücher im Haus und<br />
andere gabs nicht. Zwei drei Jahre<br />
nach dem Krieg gab es keine neuen<br />
Kinderbücher. Die, die vor dem<br />
Krieg beliebt waren, z.B. die von<br />
Erich Kästner, sind von den Nazis<br />
verbrannt worden und kamen<br />
dann erst wieder um 1948/49. Da<br />
war ich dann für Kinderbücher<br />
schon ein bisschen groß.<br />
Die neuen Medien haben das<br />
Buch zwar nicht verdrängt, stellen<br />
jedoch eine große Konkurrenz dar.<br />
Haben die Kinder heute weniger<br />
Interesse an Kinderbüchern?<br />
Die ganzen elektronischen Medien,<br />
die mit Bildern arbeiten, sind<br />
natürlich leichter zu konsumieren<br />
als ein Buch, das man lesen muss.<br />
Es gibt heute viele Kinder, die nicht<br />
mehr gerne lesen. Solche Kinder<br />
haben früher gelesen, weil es sonst<br />
nichts anderes zu tun gab, aber<br />
haben dann später sowieso aufgehört<br />
mit Lesen. Es wird in zehn bis<br />
zwanzig Jahren so weit kommen,<br />
dass, so wie bei den Erwachsenen,<br />
zehn Prozent der Kinder lesen<br />
werden. Aber diejenigen, die lesen,<br />
werden mehr lesen und mehr<br />
Bücher haben, als die Kinder<br />
früher. Lesen ist etwas Herrliches.<br />
Wenn zwei Leute lesen, dann<br />
entstehen in zwei Köpfen zwei<br />
verschiedene Geschichten. Beim<br />
Lesen kann man Geschichten miterfinden.<br />
Im Film kann man keine<br />
einzige Sommersprosse wegdenken<br />
oder dazufügen, im Buch hingegen<br />
kann ich mir unter einem<br />
blonden Knaben hundert verschiedene<br />
Knaben vorstellen. Das ist der<br />
Die Sache mit dem Gruselwusel<br />
Christine Nöstlinger<br />
Franziska Biermann (Illustratorin)<br />
8. Auflage, ab 8<br />
64 Seiten, EUR 14,90<br />
ISBN: 9783701720606<br />
Auch Gespenster fangen klein an!<br />
Joschis Schwester Mizzi ist<br />
so mutig, wie Joschi gerne<br />
wäre – leider ein frommer<br />
Wunsch. Und obwohl Joschi<br />
Mizzi sehr bewundert,<br />
beschließt er doch, sie<br />
eines Nachts mit einem<br />
selbst gebastelten Gespenst<br />
zu erschrecken. Der<br />
Plan geht aufgrund eines<br />
missglückten Zaubers<br />
gründlich in die Hosen: Am<br />
Ende steht Joschi mit<br />
einem „lebendigen“ Baby-<br />
Gespenst da, das er vor<br />
der Welt verstecken und<br />
zudem unterhalten, mit<br />
Spinnweben füttern und<br />
beschützen muss!<br />
Zum Glück hat die schlaue<br />
Mizzi, die Joschi und seinem<br />
greinenden Baby-<br />
Gruselwusel bald auf die<br />
Schliche kommt, eine gute<br />
Reiz vom Lesen und das mögen<br />
immer noch sehr viele Kinder.<br />
Arbeiten Sie zurzeit an einem<br />
Buch?<br />
Ja, aber langsamer als früher, und<br />
ich gönne mir auch viel mehr<br />
Freizeit. Mit 78 Jahren muss man<br />
eigentlich nicht mehr arbeiten.<br />
Wissen Sie, wie viele Bücher Sie<br />
genau geschrieben haben?<br />
Nein, es sind ja, glaube ich, 160<br />
oder 170, aber sicher die Hälfte<br />
davon sind Erstlesebücher, die man<br />
eigentlich nicht als Buch nehmen<br />
kann (da der Text nur einige A4<br />
Seiten füllen würde, Anm.).<br />
Und wie viele Preise und Auszeichnungen<br />
haben Sie erhalten?<br />
Welche davon ist Ihnen persönlich<br />
die wichtigste?<br />
Ich weiß es im Moment nicht,<br />
wahrscheinlich würde ich etliche<br />
vergessen, wenn ich sie aufzählen<br />
würde. Aber der wichtigste Preis<br />
ist mir natürlich der „Astrid<br />
Lindgren Award“ , einen besseren<br />
kann man nicht mehr kriegen<br />
und ich habe ihn sogar als Erste<br />
bekommen, also was will man<br />
mehr?<br />
Was bedeutet „Sprache“ für Sie?<br />
Die ist für mich das Wichtigste am<br />
Schreiben. Eine Geschichte ist bald<br />
erfunden, aber die Sprache ist das,<br />
was die Arbeit beim Schreiben ist<br />
und die auch die Probleme macht.<br />
Ich war noch nie unzufrieden<br />
mit einer Story, die ich erfunden<br />
habe, aber ich bin fast jeden Tag<br />
unzufrieden mit den Sätzen, die<br />
ich schreibe und verbessere sie<br />
wieder.<br />
Was bedeutet „Lesen“ für Sie?<br />
Das gehört zu meinen angenehmsten<br />
Beschäftigungen.<br />
Können Sie uns kurz erzählen, wie<br />
Sie überhaupt zum Schreiben<br />
gekommen sind?<br />
Idee – ein Mutter-Gruselwusel<br />
muss her. Dass Mizzi<br />
auf diese Weise endlich<br />
das Fürchten lernt, kann<br />
sie ja nicht ahnen!<br />
Die liebevoll erzählte,<br />
witzige neue Geschichte<br />
von Christine Nöstlinger,<br />
dazu die charmanten<br />
Bilder von Franziska Biermann:<br />
eine unwiderstehliche<br />
Kombination, und ein<br />
neues Lieblingsbuch für<br />
alle kleinen Gruselfans!<br />
Mit Bastelanleitung für<br />
einen echten Gruselwusel.<br />
Kritik:<br />
Die Sache mit dem Gruselwusel<br />
ist eine lustige<br />
Gespenstergeschichte. Die<br />
Wortspielereien machen<br />
das Buch besonders sympathisch.<br />
Die Bastelanleitung<br />
ist ein tolles Extra.<br />
Christine Nöstlinger, 1936 in Wien geboren, gehört zu den erfolgreichsten Kinderund<br />
Jugendbuchautoren der Gegenwart. Nach dem Abitur studierte sie zunächst<br />
Gebrauchsgrafik an der Akademie für Angewandte Kunst. 1970 veröffentlichte sie ihr<br />
erstes Kinderbuch, das Bilderbuch »Die feuerrote Friederike«. Heute hat sie über 100<br />
Bücher für alle Altersgruppen herausgebracht, fantastische und realistische, immer<br />
sozial engagierte Geschichten, die in viele Sprachen übersetzt worden sind. Viele ihrer<br />
Bücher wurden verfilmt.<br />
Christine Nöstlinger arbeitet auch als Journalistin und schreibt Romane, Essays,<br />
Zeitungskolumnen und Lyrik. Sie hat viele renommierte Literaturpreise erhalten. 2002<br />
war sie – eine ganz besondere Ehre - die erste Preisträgerin des neu geschaffenen<br />
Astrid Lindgren Gedächtnispreises ALMA. In der Begründung der Jury hierfür heißt<br />
es: "Christine Nöstlinger ist eine wahre Nichterzieherin im Sinne Astrid Lindgrens.<br />
Ihre vielseitige und äußerst engagierte Tätigkeit als Schriftstellerin ist geprägt<br />
von respektlosem Humor, scharfsinnigem Ernst und stiller Wärme, und sie steht<br />
vorbehaltlos auf der Seite der Kinder und Außenseiter." (ötinger.de)<br />
Ich bin eigentlich gelernte Graphikerin,<br />
wollte ein Kinderbuch zeichnen<br />
und habe mir halt eine<br />
Geschichte dazu erfunden – die<br />
Geschichte hat einen Preis bekommen<br />
und die Bilder nicht…<br />
Haben Sie selbst gemerkt wie gut<br />
Sie schreiben, oder waren Sie<br />
nicht so von sich überzeugt?<br />
Ich war am Anfang sehr selbstkritisch,<br />
weil ich mich ja nicht als<br />
Schriftstellerin sah. Ich habe<br />
geschaut, dass ich etwas Ordentliches<br />
hinkriege und habe es<br />
immer wieder verbessert. Aber ich<br />
glaube das ist eine Haltung, die<br />
vielen jungen Autoren abgeht.<br />
© Nilpferd in Residenz Verlag © Nilpferd in Residenz Verlag<br />
Denken Sie manchmal daran, sich<br />
zur Ruhe zu setzen?<br />
Ich bin jetzt 78, bis jetzt funktioniert<br />
es ja noch, und es wird auch<br />
weiter funktionieren. Falls ich<br />
dement werde funktioniert es<br />
natürlich nicht mehr, aber das will<br />
ich ja nicht hoffen.<br />
Gibt es etwas, das Sie<br />
unseren Leser/innen mitteilen<br />
möchten?<br />
Ich bin kein Mensch, der anderen<br />
speziell etwas mitteilen will, außer<br />
Geschichten erzählen.<br />
Vielen Dank für das Gespräch!<br />
Guter Drache und Böser Drache<br />
Christine Nöstlinger<br />
Jens Rassmus (Illustrator)<br />
40 Seiten<br />
EUR 14,90<br />
ISBN: 9783701721122<br />
Zwei Drachen machen ganz viel Mut!<br />
Florian hat zwei Drachen,<br />
einen guten und einen<br />
bösen. Nur er kann sie<br />
sehen, sonst keiner! Zusammen<br />
sind die drei unschlagbar.<br />
Guter Drache<br />
und Böser Drache sind<br />
immer für Florian da. Als<br />
es in den Urlaub gehen<br />
soll, gibt es eine Überraschung:<br />
Die Drachen<br />
haben Angst vor dem<br />
Meer! Zum Glück hat Florians<br />
Mutter eine gute<br />
Idee: Drachenschwimmflügel<br />
müssen her! Wo<br />
man die bestellt? Im<br />
Internet natürlich! Und so<br />
ausgerüstet, mit Spaß und<br />
unsichtbaren Schwimmflügeln,<br />
macht Florian seinen<br />
Drachen Mut, etwas<br />
Neues auszuprobieren.<br />
Eine herzerfrischende Bilderbuchgeschichte<br />
übers<br />
Mutigsein und Mutmachen,<br />
so unnachahmlich<br />
klug und witzig, wie nur<br />
Christine Nöstlinger sie<br />
erzählen kann. Mit traumhaften<br />
Zeichnungen von<br />
Jens Rassmus, in denen<br />
Kinder und Erwachsene<br />
versinken werden.<br />
Kritik: Eine sehr ansprechende<br />
Geschichte übers<br />
Mutigsein und Mutmachen.<br />
Wer hat sich noch<br />
nicht starke Freunde<br />
gewünscht, die einen<br />
beschützen und einem<br />
helfen? Tolle Bilder ergänzen<br />
die Geschichte.<br />
Geeingnet als Vorleseund<br />
Bilderbuch.<br />
Für Drachenhandpuppen<br />
gibt es online sogar eine<br />
Bastelanleitung.<br />
© Paul Schirnhofer
11 - JUGEND / GIRLS DAY<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
<strong>APRIL</strong> <strong>2014</strong><br />
Quelle: BMBF<br />
© Bundeskanzleramt (BKA) 2010-<strong>2014</strong>, Bundesministerium für Bildung und Frauen (BMBF) <strong>2014</strong><br />
Girls Day<br />
Niederösterreich<br />
Der Girls Day bietet Mädchen die Gelegenheit,<br />
sich über Berufe zu informieren, die für Frauen<br />
eher untypisch sind. Bereits zum dreizehnten<br />
Mal findet der Girls´Day in Niederösterreich<br />
statt. In Amerika und Deutschland zählt diese<br />
Veranstaltung zu einer fixen Einrichtung in der<br />
Berufsorientierung.<br />
Im Rahmen dieses speziellen „Girls´Day´s“<br />
lernen die Mädchen die Arbeitswelt von heute<br />
und morgen besser kennen. Sie gewinnen<br />
wichtige Eindrücke aus dem Berufsleben und<br />
finden Mentorinnen in Unternehmen. Diese<br />
Mentorinnen treten als Vorbilder auf, die den<br />
Schülerinnen aufzeigen, welche Aussichten<br />
sie beruflich vorfinden und welche Anforderungen<br />
gestellt werden.<br />
Fehlende Rollenvorbilder in untypischen<br />
Berufen bzw. Führungspositionen bewirken<br />
häufig, dass sich Jugendliche meist traditionell<br />
entscheiden: Burschen in technische, Mädchen<br />
in soziale Berufe. Dadurch fehlt in der<br />
Industrie vor allem in den technischen<br />
Bereichen, das berufliche Potential der<br />
Frauen.<br />
Welche Berufe gibt es, welchen Beruf soll ich<br />
Karrierewege abseits von Frauenberufen<br />
Um Mädchen für „frauenuntypische“<br />
Berufe in Handwerk und Technik zu begeistern<br />
und ihnen den Start in solche zu<br />
erleichtern, wird auf Initiative der Frauenlandesrätin<br />
Mag.a Doris Hummer und dem<br />
Frauenreferat des Landes Oö. heuer bereits<br />
zum 14. Mal der Girls Day angeboten.<br />
<strong>2014</strong> findet der internationale Aktionstag<br />
am 24. April statt. Schülerinnen verbringen<br />
diesen Tag in einem handwerklichen, technischen<br />
oder naturwissenschaftlichen<br />
Betrieb. Dabei können sie ihre Fähigkeiten<br />
erforschen, Berufe kennen lernen und<br />
wichtige Kontakte knüpfen. Der Girls Day<br />
will die Aufmerksamkeit der Mädchen auf<br />
ihnen unbekannte Berufe bzw. Studienrichtungen<br />
lenken, gängige Vorurteile abbauen<br />
Girls Day - DEINE CHANCE!<br />
Es geht darum, dass du deine Chancen auf Karriere und besseres Gehalt checkst<br />
Die Idee für den Girls' Day, auch Mädchenoder<br />
Töchtertag, stammt aus den USA. An<br />
diesem seit 1993 jährlich durchgeführten<br />
"Take our daughters to work"- Tag<br />
besuchen Schülerinnen ihre Eltern,<br />
Verwandten oder Bekannten an deren<br />
Arbeitsplatz und bekommen so einen<br />
Einblick in deren berufliche Tätigkeit.<br />
Seit einigen Jahren findet diese Idee<br />
auch in Europa immer größeren Anklang.<br />
In Österreich wird der Girls' Day<br />
bzw. Töchtertag in einigen Bundesländern<br />
bereits seit 2001 veranstaltet. Dadurch soll<br />
ein Impuls gesetzt werden, der eine Trendwende<br />
bei der Berufsorientierung von Mädchen<br />
unterstützt und ihnen einen neuen Blick auf die<br />
Berufswelt eröffnen will.<br />
wählen? Diese Frage wirst du dir früher oder<br />
später einmal stellen.<br />
Die Wahl des Berufes ist eine wichtige Entscheidung,<br />
die dein ganzes Leben beeinflusst!<br />
Beim Girls' Day kannst du dir einige Anregungen<br />
für Berufe holen, von denen du vielleicht<br />
noch nie etwas gehört hast.<br />
Du erfährst, dass es interessante Berufe gibt,<br />
in denen du deine Talente und Fähigkeiten<br />
optimal einsetzen und entwickeln kannst.<br />
Begib dich auf eine Entdeckungsreise deiner<br />
Fähigkeiten und Möglichkeiten für deine<br />
berufliche Zukunft; schau dir Websites wie<br />
www.talentcheck.org (Berufsinteressenstest<br />
speziell für Mädchen) oder www.jobs4girls.at<br />
(Jobs für Mädchen) an.<br />
Oberösterreich<br />
und eine Berufswahl jenseits von Klischees<br />
erleichtern. Darüber hinaus sollen Eltern,<br />
Schulen und Betriebe auf das Potenzial der<br />
Mädchen aufmerksam gemacht werden<br />
und Unternehmen bietet sich die Möglichkeit,<br />
interessierte und motivierte Mädchen<br />
für sich zu gewinnen.<br />
Technik – mehr als Schmutz und Staub<br />
Die Welt der Technik hat viele Gesichter –<br />
angefangen von Metall- oder Elektrotechnik<br />
über Chemie und Naturwissenschaften<br />
bis hin zu Gesundheit, Medien oder<br />
Kommunikationstechnologien. Dementsprechend<br />
vielfältig sind auch die Berufsbilder<br />
und Aufgabenbereiche – von<br />
Forschung über Planung, Konstruktion und<br />
Produktion bis hin zu Service und Verkauf.<br />
Es gibt mehr Berufe als man glaubt - fast 600<br />
Ausbildungswege stehen jungen Frauen heute<br />
offen. Dennoch entscheiden sich Mädchen<br />
besonders häufig Friseurin, Verkäuferin oder<br />
Sekretärin zu werden. Das sind wichtige Berufe,<br />
keine Frage. Wichtig zu wissen ist aber, dass viele<br />
andere Berufe mehr Karrierechancen bieten.<br />
Und vor allem: vom ersten Tag an verdient man<br />
in einem typischen Frauenberuf wie FriseurIn<br />
deutlich weniger als einE MechanikerIn.<br />
Alle Mädchen, die sicher sind, dass Friseurin<br />
genau das Richtige für sie ist, die sollen das auch<br />
in Zukunft machen. Aber für all jene, die sich<br />
nicht so sicher sind, lohnt es, sich genauer<br />
umzuschauen. Denn jene Mädchen, die clever<br />
entscheiden und sogenannte Männerberufe<br />
wählen, beweisen, wie viel Spaß das machen<br />
Der Wiener Töchtertag ist eine<br />
Initiative von Frauenstadträtin<br />
Sandra Frauenberger in Kooperation<br />
mit der Wirtschaftskammer<br />
Wien und dem Wiener<br />
Stadtschulrat, durchgeführt von<br />
der Frauenabteilung der Stadt<br />
Wien (MA 57).<br />
Mädchen zwischen 11 und 16<br />
Jahren verschaffen sich in der<br />
Praxis einen Überblick über<br />
Jobvielfalt und bessere Verdienstchancen,<br />
lernen in Firmen, bei der Stadt Wien und<br />
anderen Institutionen Handwerks- sowie<br />
Technikberufe kennen und können in Workshops<br />
ihre Fähigkeiten und Fertigkeiten<br />
kann. Und sie verdienen vom ersten Tag an<br />
besser. Es gibt bereits genug Mädchen, die das<br />
beweisen. Aber eben noch zu wenige.<br />
Es geht also nicht darum, was andere einem<br />
empfehlen. Oder was immer schon für Mädchen<br />
als "richtig" angesehen wurde. Es geht darum,<br />
dass du dich genau informierst und deine<br />
Chancen auf Karriere und besseres Gehalt<br />
checkst. Wir unterstützen dich dabei, deinen<br />
eigenen Weg zu gehen!<br />
Viel Erfolg wünschen<br />
Bundesministerin Gabriele Heinisch-Hosek und<br />
Bundesminister Rudolf Hundstorfer.<br />
Mehr Infos unter:<br />
http://www.bmbf.gv.at/frauen/girlsday/index.xml<br />
und http://www.findedeinenweg.at/<br />
Am 24. April <strong>2014</strong> schnuppern Mädchen in frauenuntypische Berufe<br />
Wiener Töchtertag<br />
<br />
<br />
erproben. Sie begleiten entweder ihre<br />
Mutter, ihren Vater an deren Arbeitsplatz<br />
oder suchen sich ein Unternehmen, das sie<br />
interessiert, aus.<br />
www.toechtertag.at<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
© Frauenabteilung der Stadt Wien (MA 57)<br />
© Land Oberösterreich<br />
Weitere Informationen unter<br />
www.girlsday-ooe.at<br />
Die Elternbroschüre bietet Informationen im Bereich<br />
technische und naturwissenschaftliche Lehrberufe und<br />
Studienrichtungen. Diese Broschüre können Sie im<br />
Frauenreferat des Landes OÖ auf deutsch und<br />
türkisch bestellen. Mailadresse: frauen@ooe.gv.at,<br />
oder: 0732-7720-11850
April ist der besondere Lesemonat - 2<br />
Bücher muss man e<br />
Österreichischer Kinder- und Ju<br />
Wien (BKA) - Die Preisträgerinnen und<br />
Preisträger des Österreichischen<br />
Kinder- und Jugendbuchpreises <strong>2014</strong><br />
stehen fest. Die Preise werden jährlich<br />
vom Kunst- und Kulturministerium<br />
vergeben und sind mit je 6.000 Euro<br />
dotiert. Die Überreichung findet heuer<br />
erstmals in Eisenstadt statt. Bundesminister<br />
Josef Ostermayer wird<br />
die Auszeichnungen am 22. Mai im<br />
dortigen Kultur- und Kongresszentrum<br />
verleihen.<br />
"Je früher Leselust geweckt wird,<br />
desto länger hält sie an. Der österreichische<br />
Kinder- und Jugendbuchpreis<br />
ist eine wichtige Institution, um junge<br />
LeserInnen, aber auch PädagogInnen<br />
auf österreichische Literatur aufmerksam<br />
zu machen. Herzliche Gratulation<br />
den vier Autorinnen und Verlagen der<br />
Siegerbücher, sowie den Urhebern der<br />
zehn weiteren Titel, die von der<br />
Jury als besondere Lesetipps in die<br />
Kollektion aufgenommen wurden", so<br />
Bundesminister Josef Ostermayer.<br />
Eine fünfköpfige Jury, bestehend aus<br />
Klaus Nowak, Silke Rabus, Alexander<br />
Strohmaier, Christina Ulm und<br />
E<br />
© yanlev - Fotolia<br />
tiptoi® Bücher - Ein Erlebnis<br />
ptoi® ist einfach immer wieder ein Abenteuer! Neben der Geschichte gibt<br />
es viele Geräusche und Extras, Leserätsel können gelöst werden und das<br />
Besondere an diesen Büchern: ob man mitlesen, zuhören oder entdecken<br />
will, mit den verschiedenen Einstellungen hat man immer die Wahl!<br />
Diese Bücher eignen sich auch besonders gut für Kinder mit nichtdeutscher<br />
Muersprache! Reinschauen, reinhören und mitmachen...<br />
ISBN: 978-3-473-32912-0<br />
20,55 €<br />
ab 4<br />
Niklas Böwer , Daniela Betz<br />
Die Welt der Fahrzeuge<br />
Hier brummt und knaert es! Von Baggern und<br />
Traktoren über Reungswagen bis hin zu Formel-1-<br />
Flitzern: der ptoi® S lädt mit authenschen<br />
Geräuschen und spannenden Wissenstexten in die<br />
Welt der Fahrzeuge ein. Funkoniert nur mit ptoi®<br />
S<br />
Von der Automobilherstellung über Einsatzfahrzeuge<br />
bis hin zu Schwertransportern: Echten<br />
Fahrzeug-Fans ermöglicht ptoi® einen genauen<br />
Blick auf viele unterschiedliche, außergewöhnliche<br />
und faszinierende Fahrzeuge und die dazugehörigen<br />
Berufe. Detailreiche Bilder und eine abwechslungsreiche<br />
Soundwelt laden zum interakven Spielen und Entdecken<br />
ein.<br />
Leserabe: Das tollste Pony der Welt<br />
Das Pony Lulu ist so allein. Doch dann lernt es das<br />
Mädchen Sabrina kennen und zu zweit treten sie sogar<br />
im Zirkus auf! Mit ptoi® wird die Geschichte lebendig,<br />
jeder Leser kann sich zwischen drei verschiedenen<br />
Schwierigkeitsstufen entscheiden.<br />
ISBN: 978-3-473-38589-8<br />
13,35 €<br />
ab 6<br />
Doris Arend , Susanne<br />
Schulte<br />
Das kleine Pony Lulu ist so<br />
allein. Doch dann lernt es<br />
das Zirkusmädchen Sabrina<br />
kennen und am Schluss<br />
treten sie sogar zu zweit in der Manege auf!<br />
Leserabe: Im Garten der Feen<br />
Immer wenn Anna zur Flötenstunde geht, hört sie hinter<br />
einer Mauer leise Musik. Eines Tages folgt sie den Klängen<br />
und gelangt in einen geheimen Garten. Bald findet sie<br />
heraus, dass der Garten ein Geheimnis birgt: Es ist der<br />
Garten der Feen!<br />
Auf dem Weg zur Flötenstunde entdeckt Anna hinter einer<br />
Mauer einen verwunschenen Garten. Doch nicht nur das.<br />
Hier leben lauter geheimnisvolle Feen. Jede ihrer<br />
Bewegungen wird von wunderschönen Klängen begleitet.<br />
ISBN: 978-3-473-38593-5 Als sie Anna entdecken, verstecken sie sich. Bis auf eine<br />
Cornelia Neudert , Bena<br />
besonders vorwitzige Fee. Eine Begegnung, die für Anna<br />
Gotzen-Beek<br />
13,35 €, ab 6<br />
und die kleine Fee nicht ohne Folgen bleibt...<br />
Alle Cover © Ravensburger<br />
L<br />
esen bedeutet heutzutage<br />
nicht immer lesen in einem<br />
“Buch”. Bereits die Kleinsten<br />
lernen den Umgang mit<br />
Tablets, Computern, E-Books<br />
und Handys.<br />
Das richge Buch wird jedoch<br />
wohl kaum richg ersetzbar<br />
sein und das soll es auch nicht.<br />
Folgende vier Bücher werden mit dem Preis ausgezeichnet:<br />
Österreichischer<br />
• Linda Wolfsgruber: "Arche", Wiener Dom-Verlag<br />
• Rosemarie Eichinger:"Essen Tote Erdbeerkuchen?", Kinder-<br />
Verlag Jungbrunnen<br />
Jugend -<br />
• Christine Nöstlinger:"Als mein Vater die Mutter der<br />
Buchpreis<br />
Anna Lachs heiraten wollte", Verlag Friedrich Oetinger<br />
• Heidi Trpak, Laura Momo Aufderhaar: "Gerda Gelse", Wiener Dom-Verlag<br />
CARLSEN - Für jeden etwas dabei<br />
Strengstens verboten - Drei Stock tiefer<br />
Eine Woche ohne Eltern im schönsten und seltsamsten Hotel der Welt! Etwas Schöneres kann sich Leo gar<br />
nicht vorstellen. Allerdings gibt es ein Problem. Der frühere Besitzer und Erfinder Mr. Whippet hat angeblich<br />
Steuerschulden und wenn Leo nicht in wenigen Tagen sieben Millionen Dollar aureibt, ist das Hotel<br />
verloren. Genau die richge Aufgabe für Leo und seinen besten Freund Remi. Sie haben auch alles, was sie<br />
für diesen Geheimaurag brauchen: eine Ente, einen Miniaffen mit Gummischwanz<br />
und ein gigansche Rülpser verursachendes Getränk. Nur dass sie übersetzt von Eva Riekert<br />
Patrick Carman<br />
in die versteckten Stockwerke unter dem Hotel müssen, ist irgendwie Seiten: 264<br />
Alter:ab 10 Jahren<br />
unheimlich… Krik: Fantassches Abenteuer für kühne Entdecker.<br />
ISBN : 978-3-551-52057-9<br />
Piratten!, Band 5: Die Schatzinsel<br />
Die Piraen kommen!<br />
Auf einer geheimen Insel, in einem finsteren Labyrinth, versteckt zwischen zahllosen Fallen liegt das<br />
Piraengold. Der Mäusejunge Marty Flynn will es finden. Und die Zeit drängt. Denn auch die Piraen<br />
sind hinter dem Schatz her ...<br />
Der Abschluss der großen Piraen-Saga - atemlose Spannung garanert!<br />
Krik: Interessantes Pirat(t)enabenteuer, das vor allem Abenteuerliebhaber<br />
beeindrucken wird…<br />
Abenteuergeschichten zum Lesenlernen<br />
Die Schule der magischen Tiere, Band 1<br />
Diese Schule birgt ein Geheimnis: Wer Glück hat, findet hier den besten Freund, den es auf der Welt gibt.<br />
Ein magisches Tier. Ein Tier, das sprechen kann. Wenn es zu dir gehört ...<br />
In der neuen Schule fühlt sich Ida gar nicht wohl. Doch dann erzählt ihnen die Lehrerin Miss Cornfield von<br />
der magischen Zoohandlung – und Ida erhält ein magisches, sprechendes Tier: den hilfsbereiten Fuchs<br />
Rabbat.<br />
Auch Benni ist gespannt. Wie gern häe er ein wildes Rauber an seiner Seite! Dann würden ihn die<br />
anderen endlich einmal ernst nehmen… Bald schon tummelt sich ein<br />
kleiner Zoo im Klassenzimmer. Und dann geht das Abenteuer erst richg los...<br />
Krik: Der erste Band einer Reihe, in der gerade das 4. Buch erschienen ist.<br />
Spannung, Alltagsproblemchen, Außenseiter, in diesem Buch gibt es von<br />
allem etwas, wahrscheinlich macht die Mischung dieser Themen und die Prise Magie dieses Buch so<br />
interessant. Die Kinder lieben es!<br />
Michael Peinkofer<br />
illustriert von Daniel Ernle<br />
Seiten: 96<br />
Alter: ab 8 Jahren<br />
ISBN:978-3-551-65075-7<br />
Lesen lernen in kleinen Schrien! Drei Geschichten für Erstleser erzählen von lisgen Piraten, von Riern<br />
in Japan und von einem tapferen Indianerjungen. Spannende Sachinfos und Leserätsel wecken die Lust zum<br />
Lesen und Mitdenken. Enthält folgende Geschichten: • Kleine Wolke, großer<br />
Bär • Die lisgen Piraten • Zwei junge Samurai<br />
Krik: Ein vielseiges Buch, das abenteuerlusge Leser in drei verschiedene<br />
Geschichten enührt. Ein tolles Extra sind die Rätsel und die Sachinforma-<br />
onen (Infoseiten) zu jeder Geschichte!<br />
Lesemaus Sammelband zum<br />
Lesenlernen<br />
Seiten: 96<br />
ISBN: 978-3-551-06609-1<br />
Autoren: Julia Boehme, Annee<br />
Neubauer, Christa Holtei<br />
Margit Auer<br />
illustriert von Nina Dulleck<br />
Seiten: 208<br />
Alter: ab 8 Jahren<br />
ISBN: 978-3-551-65271-3<br />
und<br />
Alle Cover © Carlsen Verlag
at - 23. April - Welttag des Buches<br />
n einfach lieben...<br />
A<br />
nd Jugendbuchpreis <strong>2014</strong><br />
Elisabeth Wildberger, wählte aus<br />
80 Einreichungen von 30 Verlagen<br />
jene Bücher aus, die aufgrund<br />
ihrer herausragenden künstlerischen<br />
Qualität nominiert wurden.<br />
Der Bücherkoffer<br />
Zu allen Preis- und Kollektionsbüchern<br />
gibt es einen umfangreichen Service<br />
vom Buchklub: 40 Buchkassetten<br />
mit allen Titeln touren jeweils im<br />
folgenden Schuljahr durch Österreich.<br />
Die Pflichtschul-LandesreferentInnen<br />
des Buchklubs verwalten die Koffer.<br />
Zu jedem Buch gibt es didaktische<br />
Hinweise und Kopiervorlagen.<br />
Infos unter: www.buchklub.at<br />
Zehn weitere bemerkenswerte Titel werden als<br />
besonderer Lesetipp in die Kollektion zum<br />
Österreichischen Kinder- und Jugendbuchpreis <strong>2014</strong> aufgenommen:<br />
• Claudia Dzengel:"Kalligrafie und kreatives Schreiben für Kinder", G&G Verlag<br />
• Troon Harrison, Andrea Offermann: "Der Eisdrache", Residenz Verlag (aus dem<br />
Englischen von Pauline Katz)<br />
• Susanne Orosz: "Lenis Lied", Verlag Jungbrunnen<br />
• Ina Rometsch, Martin Verg: "Geheimsache Labskaus", Residenz Verlag<br />
• Elisabeth Steinkellner, Michael Roher: "Wer fürchtet sich vorm lila Lachs?",<br />
Verlag Luftschacht<br />
• Michael Roher: "Wer stahl dem Wal sein Abendmahl?", Verlag Luftschacht<br />
• Heinz Janisch, Helga Bansch: "Die Hüte der Frau Strubinski", Verlag Jungbrunnen<br />
• Helga Bansch: "In der Nacht ...", Wiener Dom-Verlag<br />
• Willy Puchner: "ABC der fabelhaften Prinzessinnen", Verlag Nord Süd<br />
• Sarah Michaela Orlovsky: "Tomaten mögen keinen Regen", Wiener Dom-Verlag<br />
Tolle Bücher: LÖWE<br />
Tafiti und das Riesenbaby<br />
Im Erdmännchenbau herrscht helle Aufregung. Eine Elefantenherde hat<br />
nämlich nicht nur Omamas Gemüsebeet zertrampelt, sondern auch noch<br />
etwas verloren. Etwas Riesengroßes: ein Elefantenbaby! Für Tafi und Pinsel<br />
ist klar, dass das Baby so schnell wie möglich zu<br />
seiner Herde muss. Aber das stellt die beiden<br />
Freunde vor eine wahrha schwere Aufgabe ...<br />
Krik:<br />
Eine rührende Geschichte mit wunderschönen<br />
Bildern.<br />
Verrat auf der Rennstrecke<br />
Tafi, Band 3 / ab 5 Jahren<br />
durchgehend farbig illustriert<br />
von Julia Ginsbach<br />
80 Seiten<br />
ISBN 978-3-7855-7551-2<br />
8,20 €<br />
Die unsichtbaren 4: das sind Anton, Ben, Max und Watson, der Spürhund.<br />
Ihre Mission: sie jagen Gangster und Ganoven. Ihre Geheimwaffe: sie<br />
können sich unsichtbar machen. Ihr Risiko: sie haben nur 7 Minuten Zeit,<br />
um für Gerechgkeit zu kämpfen ...<br />
Cool! Auf dem alten Schroplatz findet eine Monstertruck-Show sta.<br />
Anton, Ben und Max bestaunen die riesigen Fahrzeuge. Dabei werden sie<br />
Zeugen eines kleinen Unfalls mit großen Folgen: Der Mechaniker der Show<br />
wird entlassen. Die unsichtbaren 4 wiern Henriee Wich<br />
einen neuen Fall und stecken schnell in Die unsichtbaren 4, Band 7<br />
komplizierten Ermilungen...<br />
Illustraon: Alexander Bux<br />
Krik: Ein richg aufregendes, cooles Buch, ab 7 Jahren, 80 Seiten,<br />
bei dem nicht der übliche Verdächge der wahre Täter ist. Dieses Buch ISBN 978-3-7855-7692-2<br />
macht Lust auf mehr!!!<br />
8,20 €<br />
Hier kommt Lola!<br />
Lola hat einen brasilianischen Vater, eine 80 Zenmeter große Tante und<br />
ein paar Millionen Fans, wenn sie sich nachts in die berühmte Sängerin Jacky<br />
Jones verwandelt. Was Lola nicht hat, ist eine beste Freundin – und die<br />
wünscht sie sich am allermeisten. Doch in Lolas neuer Schule gibt es nur<br />
diese komische Flo, die entsetzlich nach Fisch snkt. Und Annalisa besucht<br />
sie augerechnet in dem Moment, als Lolas Vater splierfasernackt und<br />
fuchsteufelswild durch die Wohnung stürmt, weil ihn seine Tochter<br />
versehentlich den ganzen Tag im Badezimmer eingesperrt hat. Klarer Fall: In<br />
Sachen Freundin muss sich Lola etwas anderes überlegen. So schickt<br />
sie ihren Herzenswunsch per Luballon in den Himmel. Und bekommt eine<br />
Lola, Band 1 - Isabel Abedi geheimnisvolle Flaschenpost zurück ...<br />
Illustraonen von Dagmar Ausgezeichnet mit dem "Paderborner Hase 2006" und der "Nordstemmer<br />
Henze<br />
Zuckerrübe 2007".<br />
ab 9 Jahren, 12. Auflage Mehr Infos rund um Lola unter: www.lola-club.de<br />
192 Seiten, 13,40 € Krik: Jung, witzig, aus dem Leben gegriffen – ein absolutes Lieblingsbuch.<br />
ISBN 978-3-7855-5169-1<br />
Wer sich vom Buch fesseln hat lassen hat es gut, denn es gibt genügend<br />
weitere Bände des Buches und auch Lolas Tante Lisbeth bekommt eine eigene Buchreihe. Gute<br />
Unterhaltung!<br />
Alle Cover © Löwe Verlag<br />
NILPFERD IN RESIDENZ - Schöne Vielfalt<br />
Saskia Hula<br />
Ina Haenhauer (Illustrat.)<br />
40 Seiten EUR 14,90<br />
ISBN: 9783701721078<br />
Erwin Moser<br />
136 Seiten EUR 19,90<br />
Vorlesen ab 4,<br />
Selberlesen ab 7,<br />
durchgehend illustriert<br />
ISBN: 9783701720774<br />
Erwin Moser<br />
32 Seiten<br />
EUR 12,90<br />
ISBN: 9783701721337<br />
Die beste Bande der Welt<br />
Oskar gründet eine Bande wie keine andere.<br />
Oskar passt nirgends dazu. Für die eine Bande braucht man zottige Haare. Für die<br />
andere einen gelben Regenmantel. Für die nächste Bande muss man furchtbar<br />
gefährlich sein. Oder überhaupt ein Mädchen. Es ist wie verhext. Da hat Oskar eine<br />
Idee: Er gründet mit sich allein die geheimste Bande der Welt. Komplett mit Geheimplatz,<br />
Geheimbaumhaus und Geheimparole. Natürlich bleibt das den anderen nicht<br />
verborgen, und nach und nach klopfen allerhand Geheimbandenanwärter an Oskars<br />
Geheimtür.<br />
Saskia Hula erzählt, wie es Kinder mögen und Erwachsene genießen: witzig, unkompliziert,<br />
direkt. Ina Hattenhauers Illustrationen verleihen der Geschichte vom schlauen<br />
Oskar ein weiteres Augenzwinkern.<br />
Kritik: Dieses Buch geht kindgerecht mit dem Thema Ausgrenzung um und zeigt, dass<br />
man trotz aller Unterschiede doch zusammengehören kann.<br />
Auszeichnungen:<br />
White Ravens 2013<br />
Empfehlungsliste zum Evangelischen Buchpreis 2013<br />
Österreichischer Kinderbuchpreis<br />
Ehrenliste zum Kinder- und Jugendbuchpreis der Stadt Wien<br />
Ausgezeichnet mit dem "Luchs des Monats Mai" von der ZEIT und Radio Bremen<br />
Die besten 7 im Juni 2012, Deutschlandfunk<br />
"Erstlesebuch des Monats" Borromäusverein<br />
Das große Buch von Koko und Kiri<br />
Wiedersehen mit Koko!<br />
Hier sind sie wieder, all die Helden aus dem Traumland: Koko, der Bär mit der krummen<br />
Nase, seine Freundin Kiri, der weise weiße Vogel, der Pflanzenbeschwörer, der alte<br />
Tigerkater, Rikko, der liebe Drache, die acht hungrigen Käfer und viele mehr. Sie erleben<br />
phantassche Abenteuer mit dem Zauberschirm und dem fliegenden Teppich; sie<br />
lernen, dass das richge Wünschen so schwierig ist, weil es so einfach ist und auf<br />
jeden Fall viel, viel Zeit braucht …<br />
Jede dieser Geschichten hat jeweils als Bilderbuch unzählige Kinder begeistert; Kinder,<br />
die inzwischen erwachsen sind und ihren eigenen Familien den Zauber von Erwin Mosers<br />
liebevoll erzählten und gezeichneten, klassischen Geschichten weitergeben wollen.<br />
Erstmals vereint präseneren sich die vier Koko-Geschichten in einem hochwerg<br />
ausgestaeten Sammelband mit vielen farbenprächgen Bildern – ein Familienbuch im<br />
besten Sinne.<br />
Krik: Eine fantasievoll erzählte Geschichte, die schon allein wegen den tollen Bildern<br />
zum Lesen und Betrachten einlädt. Ein Buch für kleine und größere Zuhörer und Leser.<br />
Ein aufregender Tag im Leben von Franz Feldmaus<br />
Ein turbulentes Mäuseabenteuer!<br />
Eigentlich will Franz Feldmaus bloß zum Bauernhof, Sonnenblumenkerne für sein<br />
Frühstück besorgen. Doch weil die Hausmaus schon alle Kerne aufgegessen hat, geraten<br />
sie und der gemütliche Franz von einer haarsträubenden Situaon in die nächste: Um<br />
vor dem Kater Viktor zu fliehen, müssen sie sich aus dem Fenster abseilen, auf<br />
einem Huhn davonreiten und schließlich sogar eine nächtliche Reise in einer Flasche<br />
unternehmen…<br />
Dass auch dieses Mäuseabenteuer gut ausgeht, ist in Erwin Mosers zärtlichem<br />
Mikrokosmos selbstverständlich. In fröhlichen Farben turnt der muge Franz über die<br />
Seiten und in die Herzen der Leser<br />
Krik: Ein Abenteuer mit Feldmaus Franz, mit wunderschönen farbenfrohen Illustraonen.<br />
Muss man Miezen siezen?<br />
Ich kenn einen Kater in Liezen,<br />
der trifft sich mit ganz süßen Miezen.<br />
Er küsst ihre Tatzen,<br />
versucht nicht zu schmatzen<br />
und besteht drauf, die Miezen zu siezen.<br />
MIT DEN NEUN NACKTEN NILPFERDDAMEN haben sie sich eine große Fangemeinde<br />
geschaffen, zahlreiche Preise eingeheimst und vielen Kindern Freude an der Sprache<br />
vermielt. Auch mit ihrem neuen Buch starten Gerda Anger-Schmidt und Renate<br />
Habinger ein Feuerwerk der Phantasie und Poesie; Rhythmik, Witz, Skurrilität der<br />
vielen bunten Texte werden Kinder wie Erwachsene begeistern.<br />
Scherzgedichte und Rätselreime, Lügengeschichten, Buchstabenrätsel, ABC-Sätze,<br />
Gerda Anger-Schmidt Bauernregeln, Liedertexte, Limericks, „Druckfehlerteufel“, Denkspiele, verdrehte<br />
Renate Habinger (Illustr.) Märchen… Sie alle regen zum Mitmachen, Lachen und Weiterspinnen an. Und das ist gut<br />
Für jedes Alter so, denn, wie wir alle wissen: Kein Kleister bellt vom Schimmel – und wer fragt, gerinnt!<br />
128 Seiten, EUR 18,90<br />
Krik:<br />
ISBN: 3701720096<br />
Das Buch vermielt Freude an der Sprache, regt an zum Mitmachen und Weiterreimen.<br />
Dieses Buch kann man immer wieder neu entdecken. Interessant ist vor allem auch der Österreich-Bezug.<br />
Auszeichnungen:<br />
Nominiert für die IBBY Honour List 2008<br />
Kollekon zum Österreichischen Kinder- und Jugendbuchpreis 2007<br />
Kinder- und Jugendbuchpreis der Stadt Wien 2007<br />
Schönstes Buch Österreichs 2006<br />
Die besten 7" im Jänner 2007: "Wortspiele zum Schieflachen, zum Reim-Beissen lusg und tolle Bilder"<br />
Alle Cover © Nilpferd in Residenz
NİSAN <strong>2014</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 14<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Geçtiğimiz günlerde Viyana Belediye<br />
Sarayı’nda eyaletlerin entegrasyon<br />
temsilcileri, yapılan konferansta bir araya<br />
geldi. Konferansa katılan Entegrasyon<br />
Bakanı Sebastian Kurz yaptığı konuşmada<br />
şunları söyledi:<br />
“2. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir<br />
Entegrasyon Bakanlığı var, bu entegrasyon<br />
alanında işleyen bir toplumun ihtiyaç<br />
duyduğu devamlılığın ve gelişmenin<br />
sinyalidir. Devamlılık, özellikle en son<br />
merkez, devlet ve eyaletler arasında<br />
kararlaştırılan okul öncesi çocuklar için dil<br />
teşvikinin devamına yansıyor ki, bu teşvik<br />
halen süren tasarruf programına rağmen<br />
3 yıl daha uzatılmış ve bu çalışmaya 15<br />
milyon avro ayrılmıştır. Hali hazırda olan<br />
© BMI © Mahmoud<br />
Avusturya’da entegrasyon konusu üzerine<br />
yapılan çalışmalar artarak devam ediyor.<br />
E N T E G R A S Y O N<br />
Temsilciler Konferansı<br />
Viyana’da yapıldı...<br />
Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, Kärntnen Valisi Peter Kaiser ve ÖIF Genel Müdürü Franz Wolf-Maier<br />
İçişleri Bakanı Johanna Mikl-Leitner bir<br />
toplantıyla bilim dünyasından ve kamusal<br />
alandan gelen, kapsamlı bir göç stratejisinin<br />
asli temelleri üzerinde çalışacak olan<br />
uzmanları tanıttı.<br />
Göç konusundaki ulusal, Avrupa ve uluslararası<br />
boyuttaki gelişmeler Avusturya için<br />
plan ve projeler de geliştirilmek üzere<br />
hükümet programına alınmıştır. Yalnız<br />
takdir yasası değil, İslam dini ile ilgili<br />
kanun değişikliği de gündemdedir. Entegrasyonda<br />
çalışmaları başarılı bir şekilde<br />
devam ettirmek için, eyaletlerin Avrupa,<br />
Entegrasyon ve Dışişleri Bakanlığı ile etkin<br />
şekilde çalışması kaçınılmazdır, böylelikle<br />
devam eden projeler geliştirilebilir ve yeni<br />
projeler kazanılır.<br />
Klagenfurt’a Entegrasyon Merkezi<br />
Konferanstan önce Bakan Kurz ve Kärnten<br />
Valisi Kaiser bu yaz Klagenfurt’a, Avusturya<br />
Entegrasyon Fonu’nun (ÖIF) bir Entegrasyon<br />
merkezinin açılacağını, ilaveten<br />
ilçelerde mobil danışma olacağını açıkladılar.<br />
Vali Kaiser de şunları söyledi:<br />
“Kärnten’de yeni bir karşılama kültürü<br />
yaşanıyor. ÖIF’nin dış ofisi ile<br />
birlikte yeni gelen göçmenler ve<br />
halen mevcutlar için kapsamlı bir<br />
danışma hizmeti sunacak bir karşılama<br />
masası, ilk temas noktasını<br />
kuracağız. 2. ve 3. kuşak göçmenler<br />
topluma daha sıkı entegre edilmeliler.<br />
Hedef Almanca dil yeterliğinin<br />
yükseltilmesi, iş dünyasına ve toplumsal<br />
yaşama entegrasyondur.”<br />
temel meselelerdir ve bu meselelerin çözümü<br />
için hükümetin çalışma programında<br />
da yer aldığı gibi kapsamlı bir göç stratejisi<br />
gerekir. İçişleri Bakanı: ‘‘Göç bir hayli karışık<br />
ve hissi bir konu, bu nedenle bu konuda<br />
polemikleştirilmeden, kutuplaştırmadan<br />
ve günlük siyasi tartışmalardan uzak tutulacak,<br />
yalnız gerçeklere ve gelecekteki sorulara<br />
kendini adayacak bir kurula ihtiyaç<br />
var. Bu sebeple bize, Avusturya’nın göç<br />
stratejisini üzerinde çalışırken destek verecek<br />
bir göçmen komisyonu kurduk.’’<br />
İnsanlar anavatanı değişik sebeplerden terkediyor.<br />
İş, öğrenim, aile birleşimi gibi ailesel<br />
nedenler ya da en kötü durumda<br />
yurdunda izlenmek, bunlar terk sebebi<br />
olabiliyor. Genelde göç, üç türde yapılıyor:<br />
Yasal göç, yasadışı göç ve iltica ki, bunların<br />
arasında sıkı bir bağ ve karşılıklı iç içe<br />
geçmiş birimler mevcut. Bakan konuşmasını<br />
şöyle sürdürdü:<br />
‘‘Hedefimiz, Avusturya’nın refah içinde<br />
yaşanan güvenli ve istikrarlı bir devlet<br />
olarak kalmasıdır. Ülkemizde iyi işleyen<br />
bir ekonomi, sağlam bir iş gücü pazarı,<br />
yüksek kalitede sosyal ve sağlık kurumları<br />
var, refahımızı güven altına alan bu<br />
faktörlerdir. Bundan dolayı, göçün sistemlerimizin<br />
güvenli ve istikrarlı kalmasına ne<br />
katkısı olur, refahı, güvenliği ve istikrarın<br />
devamını sağlama hedefinde göçün ne<br />
gibi etkileri olur, konuları açıklığa kavuşturulmalıdır.’’<br />
Bu sorular üzerinde çalışmak amacı ile<br />
Kaiser ayrıca: “Vali olarak benim için<br />
entegrasyonda insani ve doğru davranış<br />
önceliklidir. Benim için entegrasyon karşılıklı<br />
saygı, değer verme, yaşam kalitesi ve<br />
hissetmedir. Bundan sonra entegrasyonun<br />
Kärnten’de özel bir değeri olacaktır.”<br />
Vali Kaiser kapsamlı konferans programından<br />
yeni göçmenlere entegrasyon ve<br />
oturumlarına refakat konusunu öne çıkardı<br />
ve bunun birçok Avrupa ülkesinde<br />
uygulandığını vurguladı ve açıklamalarını<br />
şöyle sürdürdü: “Avusturya’da hedef tüm<br />
eyaletler için ortak bir standart bulmak olmalıdır.<br />
İltica talebinde bulunanların entegrasyonu<br />
ile ilgili olarakta entegrasyon<br />
tedbirlerine mümkün olduğunca erken el<br />
atılması önemlidir. Kamu sektöründe<br />
çeşitlilik yönetimi için yön ‘Çeşitlilik için<br />
daha fazla duyarlılık’ olmalıdır.”<br />
Okul öncesi dil teşviki önceliğimizdir<br />
Vorarlberg Eyaleti Entegrasyondan Sorumlu<br />
Meclis Üyesi Erich Schwärzler ise,<br />
merkez ve eyaletler arasındaki okul öncesi<br />
dil teşvikinin desteklenmesi ve 15a-anlaşmasının<br />
uzatılmasının memnuniyet verici<br />
olduğunu söyleyerek bunun Vorarlberg’de<br />
entegrasyon çalışmalarının temeli<br />
olduğuna vurgu yaptı. “Bu konferans,<br />
Voralberg’in okul öncesi dil teşvikine ebeveynleri<br />
de dahil etmesinin, doğru bir yol<br />
olduğunu göstermiştir.”<br />
Bariyerlerin kalkması için DİL önemlidir<br />
Tirol Eyaleti Entegrasyondan Sorumlu<br />
Meclis Üyesi Christine Baur: “Konferans<br />
çok verimli geçti, özellikle dil sıkıntısı nedeniyle<br />
yaşanan problemlerin azaltılması<br />
ve bariyerlerin kalkması için teşviklerin<br />
arttırılması yönünde alınan kararlar çok<br />
önemlidir. Bu sayede göçmenler yeni<br />
vatanlarını daha iyi bir şekilde benimseyeceklerdir.”<br />
Birlikte hareket etmek çok önemli...<br />
Viyana Eyaleti Entegrasyondan Sorumlu<br />
Meclis Üyesi Sandra Frauenberger ise:<br />
“Konferans, eyaletlerin bundan sonra<br />
birlikte hareket etmesi adına çok önemliydi.<br />
Ayrıca uyum politikalarında, uluslararası<br />
örneklere de dayanarak, yapılacak<br />
çalışmaların en hızlı şekilde hayata geçirilmesinin<br />
önemi vurgulandı.”<br />
Uyum Bakanı Sebastian Kurz da son olarak,<br />
rot-weiss-rot kartlarının verilmesi<br />
şartlarının iyileştirilmesine ve ülkeye<br />
gelen iyi eğitim almış insanların hızlı bir<br />
şekilde işgücü pazarına erişimini sağlamak<br />
için, yurt dışı eğitimlerin sayılması için<br />
takdir yasasında çalışma yapılmasına<br />
dikkati çekti.<br />
‘Avusturya Göçmen Komisyonu’<br />
İçişleri Bakanı Mikl-Leitner Göçmen Komisyonu’nu tanıttı<br />
göçmen stratejisini belirlemede destek<br />
olacak Avusturya Göç Komisyonu kuruldu.<br />
Komisyonun çalışmaları, hükümetin çağdaş<br />
ve kapsamlı bir göç stratejisinin temelini<br />
oluşturacak. Göç Komisyonu’nun yönetici<br />
ve koordinatörü yazar ve TV sunucusu profesör<br />
Paul Lendvai olarak belirlendi.<br />
Komisyon, uzmanların ve toplumun önemli<br />
şahsiyetlerinin idare ettiği on çalışma<br />
alanından oluşuyor. Mikl-Leitner: ‘‘Onlar<br />
çalışma alanlarında göçün katkısının ne<br />
olabileceğini, göçün her birinin kendi<br />
alanında olumlu ve olumsuz etkilerini,<br />
hangi ihtiyaç, risk ve fırsatların doğabileceğini<br />
araştıracaklar. Uluslararası bağlamda<br />
da sorumluluk taşıdığımız için bir başka<br />
çalışma alanı ise, ticaretimizin ve<br />
sistemlerimizin göçmenlerin geldikleri<br />
bölgelere etkilerini araştırmakla meşgul<br />
olacak.’’<br />
İlk sonuçların elde edilmesinden sonra,<br />
diğer bir çalışma alanında, çağdaş bir<br />
Avusturya göç sistemi nasıl oluşturulmalı,<br />
konusunda araştırma yapılacak. Komisyon<br />
çalışmalarında bağımsız olacak ve talimat<br />
almayacak. İlk sonuçlar 1.5-2 yıl içinde<br />
bekleniyor.<br />
Foto: Alexandra Kromus/PID
15 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN <strong>2014</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Foto: IKM/Mergl<br />
Salzburg Başkonsolosumuz Gürsel Evren ve Innsbruck Belediye Başkanı Christine Oppitz-Plörer<br />
Salzburg Başkonsolosu Gürsel<br />
EVREN, Başkonsolosluk görev<br />
bölgesini teşkil eden dört eyalette(Salzburg,<br />
Yukarı Avusturya,<br />
Tirol ve Kaernten) üst<br />
düzey yerel makamlarla gerçekleştirdiği<br />
görüşmeler kapsamında<br />
Mart ayında Tirol’de bir<br />
dizi temaslarda bulundu.<br />
Başkonsolos EVREN, Tirol ziyareti<br />
çerçevesinde Eyalet Parlamentosu<br />
Başkanı Dr. Herwig<br />
Van Staa, Innsbruck Belediye<br />
Başkanı Christine Oppitz-<br />
Plörer, Tirol Ticaret Odası Başkanı<br />
Dr. Jürgen Bodenseer ve<br />
Telfs Belediye Başkanı Christian<br />
Härting ile görüşmeler gerçekleştirdi.<br />
Başkonsolos EVREN, Eyalet<br />
Parlamento Başkanı Dr. Herwig<br />
Van STAA ile gerçekleştirdiği<br />
görüşmede, <strong>2014</strong> yılının Türkiye’den<br />
Avusturya’ya iş göçünün<br />
50. Yıldönümü olduğuna işaret<br />
ederek, Türk toplumunun yıllar<br />
içinde Avusturya'da başta<br />
ekonomik, sosyal ve kültürel<br />
alanlar olmak üzere toplumsal<br />
yaşamın her alanında önemli<br />
katkılar sağladığını, son yıllarda<br />
Türk kökenlilerin federal, eylalet<br />
ve yerel düzeyde siyasi<br />
hayatın içinde aktif olarak yer<br />
almaya başlamış olmalarınında<br />
son derece memnuniyet verici<br />
olduğunu kaydetti. Bu bağlamda<br />
milletvekilimiz Ahmet<br />
Demir'in 2013 Nisan seçimlerinde<br />
Tirol Eyalet Meclisine seçilmiş<br />
olmasından memnuniyet<br />
duyduğunu belirtti.<br />
Parlamento Başkanı VAN STAA,<br />
Başkonsolos EVREN’in ziyareti<br />
dolayısıyla teşekkürlerini ifade<br />
ederek, Cumhuriyet sonrası<br />
dönemde TBMM binası gibi<br />
Ankara'daki birçok kamu<br />
binasının mimarı Clemens<br />
Holzmeister'in Fulpmes/Tirol<br />
doğumlu olduğuna işaretle,<br />
bunun ülkelerimiz arasındaki<br />
Türkiye ile Avusturya arasında 15<br />
Mayıs 1964 tarihinde imzalanan İş<br />
Gücü Anlaşmasının 50. yılı vesilesiyle,<br />
Salzburg Başkonsolosluğu ile<br />
Salzburg Futbol Federasyonu’nun işbirliğiyle<br />
ve THY sponsorluğunda 16<br />
Mart <strong>2014</strong> tarihinde "Birarada<br />
Yaşam" temalı salon futbolu (futsal)<br />
turnuvası başarıyla gerçekleştirildi.<br />
ULSZ Rif Spor Salonunda düzenlenen<br />
turnuvaya Salzburg, Tirol, Yukarı<br />
Avusturya ve Kaernten eyaletlerinden<br />
vatandaşlarımızın oluşturduğu<br />
takımların yanısıra Başkonsolosluk<br />
mensupları ve THY Salzburg ofisi çalışanlarının<br />
oluşturduğu takımlar ve<br />
Avusturyalılardan oluşan Salzburg<br />
Şöhretler Karması ile Salzburg Futbol<br />
Federasyonu Takımı olmak üzere<br />
toplam 8 takım katıldı.<br />
Türkiye ve Avusturya’nın milli marşlarıyla<br />
başlayan turnuvanın açılışını<br />
Salzburg Başkonsolosu Sayın Gürsel<br />
Evren ve Salzburg Futbol Federasyonu<br />
Başkanı Herbert Hübel yaptı.<br />
Başkonsolos EVREN açılış konuşmasında,<br />
Türk toplumunun Avusturya’daki<br />
mevcudiyetinin 50. Yıldönümüzde<br />
sözkonusu turnuvanın<br />
düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti<br />
ifade etti. Sporun ve<br />
özellikle futbolun kültürlerarası<br />
birleştirici özelliğine dikkat çeken<br />
Başkonsolos EVREN, turnuvaya katılan<br />
tüm takımlara başarı dileklerini<br />
iletti.<br />
Federasyon Başkanı Hübel konuşmasında,<br />
dil, din ve kültür gibi farklılıkların<br />
ortadan kaldırılması<br />
bakımından futbolun eşsiz bir spor<br />
dalı olduğunu, İşgücü Anlaşması’nın<br />
50. Yıldönümü vesilesiyle Futsal<br />
Turnuvası düzenlemesinin birarada<br />
yaşamın başarılı bir göstergesi<br />
olduğunu ifade etti.<br />
Başkonsolos EVREN ve Federasyon<br />
Başkanı HÜBEL, kısa<br />
süre için de olsa turnuvada<br />
yarışan takımlarında oyuna<br />
dahil olarak sporculara destek<br />
verdiler.<br />
Turnuvada, ilk dörde giren<br />
takımlara (1. Salzburg Futbol<br />
Federasyonu, 2. Tirol Türk<br />
Başkonsolos Gürsel Evren ve Tirol Eyalet Meclis Başkanı Herwig van Staa<br />
Salzburg Başkonsolosumuzdan önemli ziyaretler<br />
bağlar açısından örnek oluşturduğunu<br />
bildirdi.<br />
Temaslarına Innsbruck Belediye<br />
Başkanı Christine Oppitz-<br />
PLÖRER ile devam eden<br />
Başkonsolos EVREN, görüşmede<br />
Avusturya’daki Türk toplumunun<br />
iki ülke arasında<br />
önemli bir bağ teşkil ettiğini<br />
belirtti.<br />
PLÖRER, Türkiye'nin köklü bir<br />
kültürel ve tarihi zenginliğe<br />
sahip olduğunu, bu zenginliğin<br />
Avrupa'da daha etkin şekilde<br />
tanıtılması gerektiğine inandığını,<br />
çok yakın bir gelecekte<br />
Türkiye'nin hava ulaşımında<br />
Avrupa koridorunun merkezi<br />
olacağını düşündüğünü ifade<br />
etti.<br />
Başkonsolos EVREN’in Tirol Ticaret<br />
Odası Başkanı Dr. Jürgen<br />
BODENSEER ile gerçekleştirdiği<br />
görüşmede ise Tirol eyaleti ile<br />
Türkiye arasındaki ticari, ekonomik<br />
ve yatırım ilişkilerinin<br />
Salzburg Başkonsolosluğu ve Salzburg<br />
Futbol Federasyonu İşbirliğiyle<br />
“Birarada Yaşam Temalı<br />
Futsal Turnuvası”<br />
Başarıyla Gerçekleştirildi<br />
karması, 3. Başkonsolosluk Takımı,<br />
4. Salzburg Türk karması) kupalarını<br />
Başkonsolos Gürsel Evren ile<br />
Spordan sorumlu Salzburg Eyalet<br />
Bakanı Martina Berthold ve Futbol<br />
Federasyonu Başkanı Herbert Hübel<br />
tarafından takdim edildi.<br />
Turnuvada ayrıca, gol kralı, en değerli<br />
oyuncu ve en iyi kaleciye THY<br />
Salzburg Ofisi tarafından 2'şer kişilik<br />
Salzburg-İstanbul gidiş-dönüş uçak<br />
bileti hediye edildi. Diğer katılımcılara<br />
ve hakemlere de plaket ve<br />
sertifikalar ile ufak hediyeler verildi.<br />
Başarıyla gerçekleştirilen sözkonusu<br />
organizasyonun gelecek sene de<br />
tekrarlanması öngörülüyor.<br />
Telfs Belediyesi Yönetim Kurulu’ndan Güven Tekcan, Başkonsolos Evren ve Telfs Belediye Başkanı Christian Härting<br />
geliştirilmesi ve Ticaret Odası<br />
ile Tirol’de faaliyet gösteren<br />
Türk işadamları arasında daha<br />
aktif işbirliği tesisedilmesi<br />
konuları ele alındı.<br />
Innsbruck’taki temaslarının<br />
ardından Telfs Belediye Başkanı<br />
Christian Härting ile görüşen<br />
Başkonsolos EVREN, Türk<br />
çocukların anaokulundan başlayarak<br />
Türkçeyle birlikte Almanca<br />
öğrenmelerinin önemli<br />
olduğunu, Telfs'teki anaokullarında<br />
3 yaşından itibaren<br />
Türkçe eğitimi verilmesinin<br />
örnek bir uygulama teşkil ettiğini<br />
ifade etti. Belediyenin<br />
uyum alanındaki çalışmalarını<br />
yakından takip ettiğini kaydeden<br />
Başkonsolos EVREN, önümüzdeki<br />
dönemde de Türk<br />
toplumuna yönelik olarak başta<br />
eğitim, kültür ve sosyal konular<br />
olmak üzere Belediyeyle mevcut<br />
işbirliğini her alanda ilerletmeyi<br />
arzu ettiğimi bildirdi.<br />
İstikbal Rüya<br />
Mobilya’ya ziyaret<br />
Başkonsolos Gürsel Evren’den İstikbal Rüya<br />
Mobilya ailesine övgü ve teşekkür...<br />
Salzburg Başkonsolosu Gürsel<br />
Evren ve Muavin Konsolos<br />
Kadir Orhun Poyraz, İstikbal<br />
Rüya Mobilya İnnsbruck Şubesi’ne<br />
ziyarette bulundular.<br />
İstikbal Rüya Mobilya Avusturya<br />
Genel Müdürü Hasan<br />
Keskin ve Tirol Şube Müdürü<br />
Yasin Ölmez, Başkonsolos<br />
Evren ve Muavin Konsolos<br />
Poyraz’a hem İnnsbruck hem<br />
Tirol Ticaret Odası Başkanı Jürgen Bodenseer ve Başkonsolos Gürsel Evren<br />
de Viyana Şubeleri ve sunulan<br />
hizmetler hakkında genel<br />
bilgiler verirken, Başkonsolos<br />
Gürsel Evren ise böyle büyük<br />
ve güzel bir mağaza ile vatandaşlarımıza<br />
çok güzel bir<br />
hizmet sunan İstikbal Rüya<br />
Mobilya ailesinin övgüyü<br />
hakettiğini söylerken bütün<br />
ekibe çalışmalarında başarılar<br />
diledi.<br />
Foto: Wirtschaftskammer Tirol
NİSAN <strong>2014</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 16<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Viyana (OTS/PWK225) - Avusturya<br />
Ticaret Odası (WKÖ) uzun<br />
süredir genel bir devlet göç<br />
stratejisinin geliştirilmesini<br />
talep ediyordu ve bu düşüncesinin<br />
hükümet programına alınmasını<br />
da başardı. Avusturya<br />
Ticaret Odası Sağlık ve Sosyal<br />
Politikalar Dairesi İdarecisi<br />
Martin Gleitsmann, İçişleri Bakanı<br />
Johanna Mikl-Leitner tarafından<br />
açıklanan ve görevi<br />
kapsamlı bir göç stratejisi hazırlamak<br />
olan göç komisyonun<br />
memnuniyet verici olduğunu<br />
söyledi ve şunu vurguladı: “Göç<br />
konusu küreselleşen ekonomi<br />
dünyasında daha çok yerle ilgilidir.<br />
Bundan ötürü ilgili yerin<br />
güçlendirilmesinde kapsamda<br />
olan tüm hissedarlar, iyi ve gelecek<br />
vaat eden çözümlere ulaşılması<br />
için stratejiye dahil<br />
edilmelidirler.<br />
Demografik gelişme; ekonomiyi<br />
uygun işgücü ile besleme ve<br />
sosyal sistemin teminatı<br />
babında bizi büyük bir sorunla<br />
karşı karşıya bırakır. Göç olmasa<br />
Avusturya’da nüfus şimdiden<br />
küçülür ve kalifiye eleman<br />
sıkıntısı bundan birkaç kat daha<br />
büyük olur.”<br />
WKÖ’ye göre mesele kalifiye<br />
göçmenler için Avusturya’nın<br />
cazibesini arttırmak. Bu bağlamda<br />
2011’de hayata geçirilen<br />
Rot-Weiss-Rot kart uygulaması<br />
önemli bir adımdı, bürokratik<br />
bazı aksaklıklara karşın dikkate<br />
değer bir başarı kazandı. Bu sayede<br />
Avusturya’ya kalifiye güç<br />
göçü eski kilit iş gücü sistemi<br />
zamanından üç kat arttı, ama<br />
potansiyel daha büyük. Bunun<br />
için daha çok bürokratik kolaylaştırmalara<br />
ihtiyaç var ama her<br />
şeyden önce hükümet programında<br />
yer aldığı gibi göç için<br />
tam kapsamlı bir strateji gerekir.<br />
Gleitsmann’a göre bazı ana<br />
sorulara cevap bulunması gerekir:<br />
1- Avusturya işgücü pazarı<br />
nasıl gelişiyor? 2- Avusturya’nın<br />
ihtiyaç duyduğu nitelikler hangi<br />
ülkelerde mevcut? 3- Avrupa<br />
Birliği’nde hareketlilik ve Avusturya’nın<br />
cazibesi nasıl teşvik<br />
edilir ve yurtdışı diplomalarının<br />
mesleki tanınmaları nasıl iyileştirebilir?<br />
Bunlara ek olarak devamlı artan<br />
bir mesele Avusturya’dan beyin<br />
göçü, yani Avusturya işgücü<br />
pazarında ihtiyaç duyulabilecek<br />
nitelikli insanların diğer ülkelere<br />
göçü. Öğrenimden sonra<br />
Avusturya’da kalan yabancı öğrenci<br />
oranı yüzde 17 ile OECD<br />
(%25) ortalamasının altında.<br />
Gleitsmann: “Avusturya şu anda<br />
Bezahlte Anzeige<br />
© Gerd Altmann/Shapes:mosh / pixelio.de<br />
‘Tam ve kapsamlı bir göç<br />
stratejisinin zamanı’<br />
Wir vom AMS kommen zu Ihnen:<br />
AMS ON TOUR <strong>2014</strong><br />
Die vielen Seiten des Lebens erfordern viele Antworten.<br />
Ob Personalsuche, Qualifizierung oder eServices:<br />
Wir informieren Sie über die vielseitigen Möglichkeiten,<br />
die das AMS für Unternehmen bietet.<br />
www.ams.at<br />
Avusturya Ticaret Odası (WKÖ) Yetkilisi Martin Gleitsmann:<br />
en iyileri ülkede tutmayı başaramıyor,<br />
bundan dolayı kamu<br />
bütçelerimizde ek büyüme ve<br />
yüksek gelir elde şansını kaybediyoruz.”<br />
Güncel bir araştırmanın<br />
öngörüsüne göre yabancı<br />
üniversite mezunları, eğitimlerini<br />
bitirdikten sonra Avusturya’da<br />
kalır ve çalışırsa, çalışmaları<br />
ve tüketim harcamalarıyla<br />
kişi başına yılda 73.913 avroluk<br />
brüt katma değer etkisi oluyor.<br />
Buna ek olarak kamu bütçelerine<br />
yılda yaklaşık 25.000 avro<br />
gelir sağlıyor. Martin Gleitsmann<br />
sözlerini şöyle tamamladı:<br />
“WKÖ kapsamlı ve uzun<br />
yılların tecrübesiyle tüm bir<br />
devlet göç stratejisinin detaylandırılmasında<br />
aktif olarak<br />
birlikte çalışmaya hazırdır.”<br />
Kamini.<br />
AMS-Beraterin<br />
in Wien. Wurzeln in<br />
Indien. Mag Yoga. Und<br />
die Möglichkeit, Menschen<br />
zu unterstützen.<br />
AMS. Vielseitig wie das Leben.<br />
UNIQUE/Grayling