EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA DEZEMBER 2015
www.europa-journal.net
www.europa-journal.net
Sie wollen auch ein ePaper? Erhöhen Sie die Reichweite Ihrer Titel.
YUMPU macht aus Druck-PDFs automatisch weboptimierte ePaper, die Google liebt.
Wir sagenJA<br />
zur<br />
GLEICHBERECHTIGUNG<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
NURTEN YILMAZ:<br />
Der Wiener Weg -<br />
fünf weitere<br />
Jahre<br />
SEITE 8<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (Die Grünen)<br />
ALEV KORUN:<br />
ÖSTERREICH FÜR<br />
NEUANKÖMMLINGE<br />
Programm statt 50<br />
leere Versprechen<br />
Karriere beim Bundesheer:<br />
Vielfältige Aufgaben,<br />
gute Zukunftschancen<br />
SEITE 15<br />
Avusturya Ordusu’nda<br />
Türkiye kökenli askerlerimiz<br />
yüksek kademelerde...<br />
SEITE 6 SAYFA 15<br />
UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />
<strong>HABER</strong><br />
VRUP<br />
A A<br />
<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />
SAYI: 52 ARALIK <strong>2015</strong> - AUSGABE: 52 <strong>DEZEMBER</strong> <strong>2015</strong> P.b.b. Verlagsort: 6020 Innbruck 11Z038817M<br />
Retour- und Postsendungen: Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
R<br />
E<br />
C H<br />
I<br />
Avusturya Dışişleri ve Uyum Bakanı Sebastian Kurz:<br />
Avusturya İslâm Cemiyeti Başkanı Fuat Sanaç’tan sert tepki:<br />
‘‘İnsanları dinlerine ve inançlarına göre ayrıştırmak<br />
demokrasi dışı ve insanlıktan yoksun bir davranıştır.’’<br />
Viyana Belediye Başkanı Michael Häupl: ‘‘Uyum Bakanı Sebastian Kurz medya üzerinden şov yapıyor...’’<br />
Sandra Frauenberger:<br />
Bildung ist der Weg<br />
zu Gerechtigkeit<br />
Foto: Dragan Tatic<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR:<br />
Okullarda<br />
akran<br />
zorbalığı<br />
İslami Kreşler<br />
SAYFA 2<br />
Kapatılsın...<br />
Avusturya’da ‘‘Irkçı‘‘<br />
SEITE 8<br />
Eşitlik ve adaletin<br />
António Guterres, United Nations High Commissioner for Refugees Thorbjørn Jagland, Secretary General of the Council of Europe<br />
yolu eğitimden geçer Protect refugees and migrants, respect their human rights suçlar artıyor...<br />
© Kromus/PID SAYFA 8 PAGE 3<br />
SAYFA 6<br />
© UNHCR/S.Hopper<br />
© Council of Europe<br />
SAYFA 7<br />
SAYFA 7<br />
<strong>2015</strong>’de yabancı düşmanı ve aşırı sağ<br />
motifli suçlar büyük oranda arttı<br />
Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez:<br />
"Küresel Terörün Hedef Aldığı Din: İslam"<br />
„İslam ile ilgili, insanların kalplerinde bir<br />
endişe ve korku oluşturulmaya çalışılmaktadır...<br />
...Yeryüzündeki en büyük cinayet, ahlak<br />
ve hukuk tanımayan katliamlara cihat<br />
adı verilmesidir. İslam dininde, hayat<br />
rehberimiz olan Kuran-ı Kerim'de böyle<br />
bir anlayış yoktur. Dinimizin cihat anlayışı,<br />
öldürmek değil, yaşatmaktır. Harap<br />
etmek değil, mamur eylemektir. Gönüllere<br />
kin, nefret, intikam tohumları değil<br />
sevgi, şefkat, merhamet tohumları<br />
ekmektir. Yeryüzüne şiddet, terör ve<br />
vahşet üzerinden korku değil hak ve hakikat<br />
yoluyla barış, güven, huzur ve adaleti<br />
yaymaktır...<br />
...İslam'ın mesajı cehaleti değil bilgi ve<br />
hikmeti öğütler. Bu mesaj, savaşı değil<br />
barışı, terör ve vahşeti değil vicdan ve<br />
merhameti, fitne ve fesadı değil sulh<br />
ve salahı öğretiyor. Bu mesaj, vurdumduymazlığı<br />
değil sorumluluğu, bencilliği<br />
değil paylaşmayı, bölüp parçalamayı değil<br />
birleştirmeyi esas alıyor.”<br />
Der Leiter des Amtes für Religionsangelegenheiten (Diyanet), Prof. Dr. Mehmet Görmez:<br />
„Der Islam: Eine Religion im Visier des globalen Terrors“<br />
„Es wird versucht eine Angst bezüglich des<br />
Islam zu schaffen, die Furcht und Angst in<br />
die Herzen der Menschen einflößt...<br />
...Der größte Mord auf Erden ist die<br />
Benennung von justizlosen Kriegen als<br />
Dschihad. In der islamischen Religion, in<br />
unserem Wegweiser, dem Koran, gibt es<br />
solch eine Auffassung nicht. Die Auffassung<br />
vom Dschihad in unserer Religion<br />
widmet sich dem Leben Schenken und<br />
nicht dem Töten. Nicht zu zerstören,<br />
sondern aufleben zu lassen. In die Herzen<br />
nicht Saat des Hasses, der Wut zu säen,<br />
sondern Liebe, Barmherzigkeit, Mitleid.<br />
Es ist nicht das Ziel Gewalt, Terror und<br />
Grausamkeit auf dem Erdboden zu säen,<br />
sondern Frieden, Sicherheit, Ruhe und<br />
Gerechtigkeit...<br />
...Die Botschaft des Islam rät nicht zu<br />
Unwissenheit, sondern zu Wissen und<br />
Weisheit. Die Botschaft lehrt nicht den<br />
Krieg, sondern den Frieden, nicht Terror<br />
und Grausamkeit, sondern Gewissen und<br />
Barmherzigkeit, nicht Machenschaften<br />
und Hetzerei, sondern Frieden und Ruhe.<br />
Diese Botschaft lehrt nicht Dreistigkeit,<br />
sondern Verantwortung, nicht Egoismus,<br />
sondern Altruismus, nicht das Spalten<br />
und Zerlegen, sondern das Zusammenbringen.”<br />
© www.mehmetgormez.com
ARALIK <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 2<br />
Çocuklar ve gençler, birbirleri ile<br />
en güzel ve en özel anlarını eğitim<br />
hayatında paylaşır; yaşanan kimi<br />
ortak anların hatırasını da ömür<br />
boyu taşırlar. Bu yaşanmışlıklar,<br />
gelecekte yaşanacak zaman dilimi<br />
ile geçmişte kalan anılar arasında<br />
bazen kalıcı dostluklar, bazen de<br />
unutulmaz gönül kırıklıkları<br />
şeklinde iz bırakır. Hiç kimse, bir<br />
ilişkiye başlarken geride gönül<br />
kırıklıkları bırakmak niyeti taşımaz;<br />
bununla birlikte ilişkilere karşılıklı<br />
özen gösterilmez, arkadaşlık ve<br />
dostluğa değer verilmezse insanın<br />
doğasında var olan saldırgan<br />
davranışlar, kızgınlık ve öfke<br />
durumları kontrol altına alınamaz.<br />
Bunların dışa yansıması ile<br />
yaşanan olumsuzluklar ve kişiler<br />
arasında yaşanan şiddet ilişkilere<br />
zarar verdiği gibi, hiç de arzu edilmeyen,<br />
telafisi imkânsız sonuçlara<br />
da neden olabilir.<br />
Bilimsel olarak "okullarda akran<br />
zorbalığı" diye tanımlanan durumlar<br />
okul çağındaki çocuk ve<br />
gençlerin ilişkilerine ve hayatına<br />
Aile Bakanı Sophie Karmasin,<br />
bazı öğrencilerin kendi<br />
akranlarına uyguladığı psikolojik<br />
şiddet ve baskının<br />
artış gösterdiğini belirterek,<br />
en çok okullardaki 13 yaş<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
zarar verebilmektedir. Çünkü okul<br />
çağındaki çocukların özellikle<br />
ergenlik veya gelişim dönemlerinde<br />
birbirlerine karşı takındığı<br />
olumsuz tutumlar, gerekli koruyucu<br />
ve önleyici tedbirler ihmal<br />
edilirse, kalıcı sorunların ortaya<br />
çıkmasına ve gençlerin bu sorunlardan<br />
ciddi şekilde etkilenerek<br />
ömür boyu sorunlu bireyler olarak<br />
yaşamasına neden olabilir.<br />
Okullarda akran zorbalığı denildiğinde,<br />
öğrencilerin birbirlerine<br />
karşı tekme ya da tokat atması;<br />
itmesi, çekmesi, dürtmesi; birbirlerini<br />
dövme tehdidinde bulunması;<br />
korkutması, sözle sataşması,<br />
alay etmesi, dalga geçmesi, küçük<br />
düşürmeye çalışması, öğrencinin<br />
ailesine hakaret edilmesi, hoşa<br />
gitmeyen isim takılması, hakkında<br />
söylenti çıkarıp türlü iletişim kanalları<br />
üzerinden yayılması, arkadaş<br />
gruplarından dışlayarak yalnız<br />
bırakılması, oyun, kulüp çalışmaları<br />
ve diğer etkinliklere alınmaması<br />
veya engel olunması,<br />
karşıdakinin kendini kötü hissetmesine<br />
neden olacak sözler söylenmesi<br />
gibi davranışlardan birini<br />
veya birden fazlasının hedef<br />
olarak seçilen öğrenciye karşı<br />
uygulamasıdır.<br />
Öğrencilerin sınıfta, koridorda,<br />
okul çevresinde, öğrenci servislerinde,<br />
iletişim araçları ile (telefon,<br />
internet gibi) mahallerde hedef<br />
seçtikleri öğrenciyi aşağılama ve<br />
küçük düşürme gibi eylemleri<br />
sürdürülmesi az rastlanan bir<br />
durum olmaktan çıkmıştır.<br />
Anadolu’da ebeveynlere, çocukların<br />
tartışmasına müdahil olunmaması<br />
önerilir. Çünkü gençler ve<br />
çocuklar arasında yaşananlara<br />
müdahil olmak olayların daha<br />
da büyümesine neden olacaktır.<br />
Bunun yerine, çocukların kendi<br />
sorunlarını kendilerinin çözmesini<br />
beklemek önerilmektedir. Böylece,<br />
çocukların yaşananlar sonucunda<br />
kendi sınırlarını, haklarını<br />
ve taleplerini fark edeceği;<br />
anlaşma yapmayı öğrenecekleri<br />
varsayılmaktadır.<br />
Okullarda yaşanan akran zorbalığı<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />
Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />
mcakir@anadolu.edu.tr<br />
Okullarda akran zorbalığı<br />
Bundesministerin für Familie und Jugend, Sophie Karmasin:<br />
“Bullying & Mobbing müssen gestoppt werden!”<br />
© ChristianJungwirth.com<br />
A<br />
VRUP<br />
<strong>HABER</strong><br />
A<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />
Katrin VORHAUSER<br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />
Mehmet İNAK<br />
Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />
Hasan KESKİN<br />
Anzeigenverkauf & Vertrieb<br />
Mustafa DELİCE<br />
Türkiye Temsilcisi<br />
Mag. Ahmet ZUBİ<br />
17.12.<strong>2015</strong> - 18.01.2016<br />
SAYI: 52 ARALIK <strong>2015</strong> - <strong>DEZEMBER</strong> <strong>2015</strong> AUSGABE: 52<br />
ANSCHRIFT - ADRES<br />
<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />
Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />
Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />
gazetemiz sorumlu değildir.<br />
www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />
R<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Avusturya Aile ve Gençlik Bakanı Sophie Karmasin:<br />
‘Okullarda Akran<br />
Zorbalığı ve<br />
Psikolojik Şiddet<br />
Alarm Veriyor...’<br />
Özellikle erkek çocuklarda 13 yaş tehlikeli dönem...<br />
grubu öğrencilerin yaşadığı<br />
ve yaşattığı sorunlar üzerinde<br />
durdu.<br />
Bakan Karmasin 2014’de<br />
yapılan, ‘‘Okul çağında<br />
çocuklar ve sağlıkla ilgili<br />
davranışları’’ araştırmasından<br />
sayılar da vererek<br />
sorunun ciddiyetini ve<br />
bunun ancak önleyici<br />
programların yardımıyla<br />
çözülebileceğini ifade<br />
etti. Araştırmanın sonuçlarına<br />
göre, 13 yaş grubu<br />
gençleri daha çok kabadayılığın<br />
etkisi altında.<br />
Bunların %45’i henüz<br />
kendilerinin kimseye eziyet<br />
etmediğini söylüyor.<br />
Araştırmaya katılan genç<br />
kızların ise %60’dan<br />
fazlası geçmişte böyle<br />
saldırılar yaşamadıklarını<br />
ifade ediyor.<br />
Eğitimde şiddet yasağının<br />
kanunlaşmasından<br />
bu yana geçen 25 yıl<br />
içinde şiddetin görülme<br />
biçiminde değişiklik gözlendi.<br />
Fiziksel şiddet azalırken,<br />
psikolojik baskıda<br />
artış oldu. Eziyet ve taciz<br />
güçlü makamda bulunan kişilerin<br />
emri altındakilere acı<br />
çektirme aracı haline geldi.<br />
Bu araçlar son yıllarda ise<br />
dijital alanda ve öncelikle<br />
sosyal ağlarda ağırlıklı olarak<br />
kullanılmaya başlandı.<br />
Bu saldırılardan acı çeken<br />
birçok genç insan zayıflığın<br />
bir işareti olacağından<br />
yardım almaktan çekiniyor.<br />
Bakana göre toplum, bu<br />
olaya açık bir tavır koymalı<br />
ve bu bağlamda kendi<br />
bakanlığının yürütmekte<br />
ve desteklemekte olduğu<br />
önleyici programlara işaret<br />
etti. Programlarda ebeveyn,<br />
öğretmen ve gençlerin<br />
bilgilendirilmesi, taciz<br />
hareketlerinin tanısında<br />
destekleme, tehlikeler hakkında<br />
tarafları aydınlatma<br />
ve bu tehlikelere karşı<br />
koyma hareketlerinde medeni<br />
cesareti teşvik gibi<br />
konular ele alınıyor. Bakan<br />
Karmasin ayrıca sınıflarda<br />
eziyet ve tacize müsade<br />
etmeyen bir sosyal normunda<br />
geliştirilmesi gerektiğini<br />
sözlerine ekledi.<br />
1. Bölüm<br />
bu durumdan farklı<br />
özellikler taşımaktadır ve<br />
zamanında müdahale edilmesi<br />
gerekir. Çünkü bazı<br />
hassas yapılı, içe dönük, kaygılı,<br />
çekingen çocuklar zorbaca davranışlara<br />
maruz kaldıklarında bu<br />
durumdan olumsuz etkilenmektedir.<br />
Çünkü bu çocuklar bu durumlara<br />
nadiren karşı koyabilmekte,<br />
anne-babalarına bağımlı olmaları<br />
nedeniyle, yaşadıkları olumsuzluklarla<br />
karşı koyamamaktadır. Bu<br />
durum onlarda korku ve endişe,<br />
okulu sevmeme ve okula devam<br />
etmeme, okuldan kaçma, kaygı,<br />
kızgınlık ve çaresizlik duygusu,<br />
bazı kronik hastalıkların oluşması,<br />
özgüvenin azalması gibi sonuçlar<br />
doğurabilir. Hatta bazı durumlarda<br />
öğrencinin eğitim hayatına son<br />
vermesi gibi arzu edilmeyen<br />
durumlara kadar varan sorunlar<br />
da yaşanabilir.<br />
Çocuklarının kırılgan yapısının,<br />
yaşadığı sorunların farkına varmayan<br />
veya varamayan kimi<br />
aileler, çocuğunun yarım kalan<br />
eğitim hayatı ile ilgili olarak<br />
yaptıkları değerlendirmelerde<br />
“çocuk okula gitmedi, okuldan<br />
kaçtı, sonunda da okuldan soğudu,<br />
okulu bıraktı” gibi gerekçeler<br />
üretir. Hâlbuki akranlarının<br />
baskısından bunalan çocuk,<br />
kaynağı okul ve arkadaşları ile<br />
ilişkilendirilebilen ciddi sıkıntılar<br />
yaşamış ve bu sıkıntılar nedeniyle,<br />
okul fobisi diye tanımlanan bir<br />
psikolojik rahatsızlık yaşamıştır.<br />
Bu nedenle okula devam<br />
edemeyen, devamsızlık yapan<br />
öğrencilerin özenle takip edilmesi,<br />
devamsızlık nedenlerinin de<br />
okulda görevli uzman rehberlik<br />
öğretmenleri vasıtasıyla kayıt<br />
altına alınması, okul-öğrenci-veli<br />
görüşmeleri ile devamsızlığın<br />
altında yatan gerçek nedenin<br />
ortaya çıkarılması gerekir.<br />
BİR SONRAKİ SAYIMIZDA:<br />
ÇOCUKLARIMIZ İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?<br />
<strong>AVRUPA</strong>LI TÜRKLERE 2 BÜYÜK MÜJDE...<br />
Başbakan Ahmet Davutoğlu, gurbetçi Türklere<br />
2 büyük müjde vererek, yurtdışındaki<br />
öğrencilerden pasaport harcı alınmaması ve<br />
askerlik bedelinin bin euroya düşürülmesi<br />
uygulamasının başlayacağını açıkladı.<br />
Başbakan Davutoğlu, ‘‘Söz verdiğimiz gibi,<br />
öğrenim gören gençlerimizin pasaport<br />
harcını kaldırıyoruz. 2016 yılının ilk döneminden<br />
itibaren gençlerimiz pasaport<br />
alırken harç ödemeyecekler. Ayrıca yurtdışında<br />
yaşayan ve askerliğini yapmamış<br />
vatandaşlarımız için askerlik bedelini 6 bin<br />
eurodan bin euroya düşürüyoruz. Bu uygulama<br />
da kısa zamanda hayata geçecek.”
3 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
ARALIK <strong>2015</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Uzm. Psikolog Sebiha Devrim: Otizmli kişiler için geliştirilen masaj, iletişimi ve güven duygusunu geliştirir<br />
OTİZMLİ KİŞİLER İÇİN GELİŞTİRİLEN MASAJ TERAPİSİNİN ETKİSİ<br />
Uzm. Psikolog Sebiha Devrim:<br />
Otizmli kişiler çoğunlukla içine kapalı, sosyal yönden<br />
geri planda, gergin, dokunulmayı sevmeyen, iletişim<br />
yönünden farklı ve zorluk çekebilen kişiler olarak<br />
biliniyor. Bu yönde kişilerin gelişmesi için masaj<br />
terapisi uygun terapilerden bir tanesidir. Masaj<br />
terapisinin bilimsel araştırma sonucunda da pozitif<br />
etkisi görülmüştür. Süre olarak haftada 6 veya 7 kez<br />
15 dakika yapılan özel fırçalı masajda otizmli kişi<br />
farklı yönlerde gelişebilmektedir.<br />
Sosyal davranışlar;<br />
Otizmli kişilerin sosyal davranışlarında bir farklılık<br />
vardır. Örneğin:<br />
- Göz iletişimi kuramamak, - Konuşma problemi<br />
- Daha önceden öğretilmediyse sosyal kuralları<br />
bilememek - İlgi alanı olan yönler konusunda<br />
saatlerce konuşabilmek - Arkadaşlık kurmakta<br />
zorluk çekmek<br />
Araştırmalar da çıkan sonuç ve kendi edindiğim<br />
tecrübeyle çocuk ve ebeveyn arasındaki iletişimde<br />
masaj sonrasında pozitif yönde büyük değişiklik<br />
görülmektedir. Masaj sırasında dokunmak iletişimi<br />
ve güven duygusunu geliştirmektedir. Örneğin;<br />
önceden iletişim kuramayan bir çocuk masaj için bir<br />
anda elinde masaj kremi ile birlikte gelip iletişim kurabilir<br />
veya önceden anne ve babasına yaklaşmayan<br />
ve dokunmaktan hoşlanmayan çocuk bir anda anne<br />
ve babanın arasına oturabilir. Masaj sırasında kişi<br />
kendini mutlu ve rahat hissettiği için göz teması<br />
kurabiliyor, daha fazla gülümseyebiliyor. Masajın<br />
verdiği rahatlık etkisinden dolayı iletişim yönünde<br />
pozitif yönde yine değişiklik olabiliyor.<br />
Konsantrasyon<br />
Otizmli kişiler çoğunlukla konsantrasyon yönünde<br />
problem yaşayan kişiler olarak biliniyor. Uzun<br />
süre konsantrasyonlarını bir yöne veremezler. Bu<br />
ilgi alanı oldukları konusunda değişebilir. Masaj<br />
sırasında otizmli kişi daha uzun bir süre konsantre<br />
olabiliyor, bu konsantre okul ortamında yine pozitif<br />
yönde etkisini gösteriyor. Masajın verdiği rahatlama<br />
etkisi uyku yönünde gelişiyor ve kişi daha iyi dinlenebildiği<br />
için yine bu durum daha iyi konsantre<br />
olabilme yönünden etkisini gösterebiliyor.<br />
Araştırma sonuçları<br />
Bilimsel araştırma sonuçlarında ilgi çeken konular:<br />
- Masaj gören otizmli kişilerin ebeveynlerinde<br />
streste %44 azalma<br />
- Dil sorununun çözülmesi<br />
- Dokunma hissinin %49 artması<br />
- Göz temasının artması<br />
- Güven duygusunun gelişmesi<br />
Uzm. Psikolog Sebiha Devrim, Otizm ve İlişki uzmanıdır. Daha önce kendi<br />
hikâyesi hakkında ''Anne, ben uzaylı mıyım?'' adlı kitabı, sonrasında<br />
''Otizm'e pozitif bakış'' açısı ve ''Otizm'i anlamak'' adlı kitapları yazdı. Şu an<br />
Uzm. Psikolog olarak Türkiye ve Avrupa’da yaptığı çalışmaları, verdiği<br />
eğitim ve sunumları pozitif psikoloji yönünden sürdürüyor. Kendi yaptığı<br />
çalışmalar ve edindiği tecrübeler sonucunda pozitif psikolojinin otizmli<br />
kişilerde ne kadar güzel sonuçlar getirdiğini gördü ve bu yüzden uzmanlık<br />
alanını pozitif psikoloji ile geliştirdi. Yetenekleri vurgulamak ve bunlara<br />
yönelmenin otizmin zayıf yönlerinden daha da önemli olduğunu düşünüyor.<br />
Daha fazla bilgi ve iletişim için:<br />
www.sebihadevrim.com<br />
info@sebihadevrim.com<br />
© UNHCR/S.Hopper<br />
António Guterres<br />
United Nations High Commissioner for Refugees<br />
Joint UNHCR/Council of Europe statement<br />
Thorbjørn Jagland<br />
Secretary General of the Council of Europe<br />
© Council of Europe<br />
Some 900,000 people have entered Europe via the Mediterranean in <strong>2015</strong>, more than four times last<br />
year’s total. The majority of them come from Syria, Afghanistan and Iraq. UNHCR continues to<br />
advocate for a common European approach to the situation, to enhance reception capacity and allow<br />
for proper screening of the new arrivals so as to identify those who may be in need of protection.<br />
Protect refugees and migrants,<br />
respect their human rights<br />
The UN High Commissioner for Refugees<br />
and the head of the 47-nation Council of<br />
Europe urge European states to honour<br />
international commitments to guarantee<br />
basic human rights for refugees and<br />
migrants. They call on governments, civil<br />
society and media professionals to<br />
step up efforts to counter racism and<br />
xenophobia, which can undermine<br />
support for asylum and protection.<br />
“This is the largest movement of refugees<br />
and migrants Europe has seen in decades,<br />
and the only way to address it effectively<br />
is for European states to act together,”<br />
said High Commissioner António Guterres.<br />
“The right to seek asylum is not only<br />
enshrined in international law, but protection<br />
of people forced to flee war and<br />
persecution is also one of the fundamental<br />
values of the European project. The<br />
impressive mobilization of civil society to<br />
welcome refugees, and the many voices<br />
that speak out against re-surging intolerance<br />
and xenophobia, have shown the<br />
continued resonance of these principles.”<br />
“As soon as anyone sets foot on our continent<br />
they have the same basic human<br />
rights as everyone else in Europe, as<br />
guaranteed by the European Convention<br />
on Human Rights,” said Council of Europe<br />
Secretary General Thorbjørn Jagland.<br />
“The European Court of Human Rights<br />
has been very clear on this. Our 47 member<br />
states have a legal responsibility to<br />
guarantee the basic human rights of<br />
refugees and migrants, to treat people as<br />
individuals and to assess their situation<br />
on a case-by-case basis.”<br />
<br />
<br />
<br />
Entgeltliche Einschaltung
ARALIK <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 4<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Yürüyebilmek...<br />
İyiliği sağ tarafa alıp saklayarak,<br />
kötülüğü sola atıp yok sayarak,<br />
Durmadan, fazla duraksamadan<br />
hedefe varıncaya kadar...<br />
Kim olduğunu unutmadan, nerden geldiğini ve<br />
nereye gideceğini düşünerek,<br />
Karanlığı görmeyerek, aydınlığı hayal ederek,<br />
Herkese ve herşeye rağmen ilerleyebilmek.<br />
Herşeyin bittiğini sandığında, umuda sarılarak<br />
Her zorluktan sonra bir kolaylık geleceğine<br />
inanarak, Yürüyebilmek...<br />
Maddeye bakıp, manayı görebilmek niyetiyle,<br />
İnançla, azimle ve kararlılıkla,<br />
Zaman ve mekânı hiçe sayarak,<br />
Hangi yoldan gidersen git,<br />
birgün O`na varacağını unutmadan,<br />
Kulluk bilinciyle yürüyebilmek!<br />
Allah bizi eşref-i mahlûk (yaratılmışların<br />
en şereflisi) olarak yarattı ve<br />
bize sonsuzluğu vaadetti, varlığından<br />
haberdar etti: Bizlere peygamberler,<br />
onlara da emir ve yasaklarını<br />
bildiren kitaplar gönderdi. Hiçbir<br />
toplumu habersiz bırakmadı. O`nun<br />
bize emrettikleri, hayatımızı zorlaştırmak,<br />
özgürlüğümüzü kısıtlamak<br />
için değil, bilakis dünya hayatını<br />
kolaylaştırmak ve yaşanır hale getirmek<br />
içindir. Yoksa Allah`ın bizim<br />
ibadetlerimize ihtiyacı yoktur. O’na,<br />
gece gündüz ibadet eden günahsız<br />
ve kusursuz melekleri vardır.<br />
Yüce Allah meleklerine, yeryüzünde<br />
halifeler yaratacağım dediğinde,<br />
onlar „Biz sana yeterince ibadet ve<br />
itaat ediyoruz, yeryüzünde fitne çıkaracak,<br />
kan dökecek mahlukları mı<br />
Cenevre/Viyana (OTS)- Balkan ülkeleri sınırlarında<br />
koordinesiz kısıtlamalar ve kışın başlaması,<br />
kaçışta olan insanların durumunu<br />
daha da zorlaştırdı. Suriye’deki<br />
durumda gittikçe kötüleşiyor. Yılın<br />
başından Kasım ayına kadar Akdeniz<br />
üzerinden Avrupa’ya yaklaşık 876 bin<br />
mülteci geldi ve bu insanların %52’si<br />
kadın ve çocuk. UNICEF bu krize en<br />
iyi şekilde hazırlanmak için bazı ek<br />
tedbirler aldı.<br />
Sadece kış giyecekleri yeterli değil<br />
UNICEF Avrupa mülteci krizi özel koordinatörü<br />
Marie-Pierre Poirer özellikle<br />
mülteci çocukların durumu hakkında<br />
çarpıcı açıklamlar yaptı: Poirer, ‘‘Çocukların<br />
başlayan kış ve sınırdaki koordinesiz<br />
kısıtlamalar nedeniyle solunum<br />
yolları hastalıklarına ve gribe yakalanma<br />
tehlikesi bizi endişelendiriyor.<br />
YASEMİN KARAGÖZ<br />
yasemin-ka@hotmail.com<br />
KULLUK BİLİNCİYLE YAŞAMAK<br />
yaratacaksın“ dediklerinde O, „Ben<br />
sizin bilmediklerinizi bilirim“ diyerek,<br />
insanı meleklerden de üstün yarattı.<br />
Ve hatta ona secde etmelerini<br />
emretti. Güneşi, ayı, bütün kâinatı<br />
emrine verdi. İnsanı küçük bir<br />
kâinat, kâinata da büyük bir insan<br />
diyerek, insana büyük bir değer verdiğini<br />
gözler önüne serdi. Bununla<br />
beraber ona AKIL nimetini verdi.<br />
İşte bu yüzden olsa gerek, Kuran`da<br />
„Hiç düşünüp akletmezler mi?“<br />
ayeti çokca geçer. Yani insan akletse,<br />
düşünerek yeryüzüne baksa,<br />
sebepler dahilinde herşeyin yegane<br />
bir yaratıcısı ve sahibi olduğunu, hiçbirşeyin<br />
gereksiz ve boş yere yaratılmadığını<br />
anlar. Yaratılan herşey<br />
bir görev üzerine dünyaya gönderilirken<br />
görevini tamamlayan her<br />
mahluk yok olup gider. Ama insan<br />
öyle mi? İşte büyük fark burada,<br />
insan yok olmaz... Ezelde ve ebette<br />
var olan kudret onu sonsuza taşır.<br />
Ruhlar aleminde yaratmış olduğu<br />
insana, beden elbisesi giydiren<br />
Allah imtihan için dünyaya, buradan<br />
da vakti gelinca sonsuz aleme taşımak<br />
istedi...<br />
„Ben insanları ve cinleri bana kulluk<br />
etsinler diye yarattım“ Zariyat, 56. Ayetinde,<br />
yaratılışın ana gayesi zikredilir. Her<br />
an bunun bilinciyle yaşamak ve<br />
ömür sermayesini ona göre kullanmaktır<br />
asıl olan.<br />
Bizler, anneyiz, babayız, eşiz, evladız...<br />
„Yapmamız gereken o kadar<br />
çok iş ve sorumluluklarımız var ki“<br />
derken bir de bakmışız ki, hayatımız<br />
ana gayesinden uzaklaşmış, gün tükenmiş,<br />
zaman bereketini yitirmiş,<br />
ruhumuz ve bedenimiz yorulmuş.<br />
Rızkı yaratıcısı tarafından kefil olunan<br />
insanoğlu, kendisine taksim edilenden<br />
daha fazlasını alacakmış gibi,<br />
çalışır, didinir durur. Bu arada kendisine<br />
verilen sorumlululuğu, kulluk<br />
bilincini unutur. Görevi Allah`a kulluk<br />
yapmak olan insan çoğu zaman,<br />
aradaki dengeyi sağlayamadığı için<br />
(hem dünya işlerini, hem kulluk vazifelerini<br />
zamanında yerine getiremediği<br />
için) mutsuz olur. Mutluluğu<br />
ve hayatın anlamını farklı yerlerde<br />
aramaya başlar. Allah ona, geçmişinde<br />
yaptığı hatalardan dolayı pişmanlık<br />
duygusu, geleceği için de<br />
kaygı verir. İnsanoğlu ise bu ikisi<br />
arasında gelgitleri oynar durur...<br />
Vaktiyle bir adam İmam Gazali`ye<br />
sorar: „İçimde tarif edemediğim<br />
kaygılar, huzursuzluklar oluşmakta,<br />
bunun sebebi nedir?„ İmam Gazali<br />
ise: „İnsanın geçmişte yaptığı<br />
günahları vardır, nefis onları unutur<br />
fakat ruhu unutmaz. Bu huzursuzluk<br />
ondan kaynaklanır“ der.<br />
İnsanlar kulluklarını unuttukları<br />
zaman, Allah tarafından kendilerine<br />
(uyarı maksatlı) muhtelif zorluklar<br />
gönderilir. Bunlardan kurtulmak için<br />
farklı yolları dener, kendilerince<br />
çare ararlar. Yolun sonunu bile<br />
bile, yaptığı yanlışların pişmanlığı<br />
ve geleceğin kaygısıyla yaşamaya<br />
başlarlar. Hep bir çıkış yolu arar,<br />
UNICEF: Mülteci Akınında<br />
En Zorda Olan Çocuklar<br />
Mülteci çocuklara sadece giyecek yardımı yapmak yetmiyor...<br />
Kalın giysiler, atkı ve çoraplar yeterli<br />
değil, asıl önemli olan, ihtiyaç duydukları<br />
korunma, istikrar ve destek.’’<br />
UNICEF; kışlık giysi, çocuk ayakkabısı,<br />
battaniye ve temizlik seti dağıtmaya<br />
geçtiğimiz aydan itibaren başladı.<br />
Bunun dışında, çocuk mültecilerin en<br />
yoğun olduğu Hırvatistan, Makedonya,<br />
Sırbistan, Slovenya ve Yunanistan gibi<br />
ülkelerde ısıtılmış ve soğuk geçirmez<br />
çocuklara özel ‘‘Güvenli barınma bölgeleri’’nin<br />
desteklenmesiyle ilgilendi.<br />
UNICEF, bu acil kış yardımına ilaveten<br />
çocuk mülteciler için, sınırlardaki kısıtlamalar<br />
nedeniyle mültecilerin alternatif<br />
olarak gidebilecekleri Arnavutluk,<br />
Bosna-Hersek, Bulgaristan, Karadağ,<br />
Romanya ve Kosova gibi ülkelerde de<br />
daha fazla yardım yapabilme hazırlıklarına<br />
devam ediyor.<br />
© Michael Horn / pixelio.de<br />
UNICEF,<br />
- Çocukları gözeten bölgeler, anne ve<br />
bebek muhafaza alanları oluşturmakla,<br />
burada yaşa uygun beslenme, temiz<br />
içme suyu, temizlik setleri ve beslenme<br />
danışmanlığı yapılıyor.<br />
- Kalın giysiler sağlamakla,<br />
- Kış için çadırları kurmakla,<br />
- Çalışanlarının yerinde eğitimiyle,<br />
- Kimsesiz reşit olmayan çocuklara<br />
bakım ve koruma sunarak,<br />
- Sınırları aşan aile birleşimlerini sağlayarak<br />
onlara yardımcı olmak,<br />
- Engelli çocukları koruyarak,<br />
- Balkanlar güzergahında tam zamanlı<br />
bilgi alış verişini sağlayarak ve farklı<br />
uygulamalar geliştirerek mülteci<br />
krizinde diğer kuruluşlara yardımcı<br />
oluyor.<br />
Suriye’de durum giderek kötüleşiyor<br />
Suriye UNICEF sorumlusu Hanaa<br />
Singer de durumun kötüleştiğini ifade<br />
ederek: ‘‘Suriye’de savaş kurallarına<br />
uyulmuyor. Hergün sivil altyapılar<br />
yok ediliyor, bunun en son örneği<br />
Halep’teki su arıtma tesisine yapılan<br />
hava saldırısı. Yalnız bu saldırı kırsal<br />
bölgelerde yaşayan 1.4 milyondan<br />
fazla insanın su sıkıntısı çekmesine<br />
neden oldu.‘‘<br />
UNICEF savaşan tüm tarafları sivil<br />
altyapıya saldırılarını durdurmaya<br />
çağırdı. Çocuk ve ailelere en ihtiyaç<br />
duydukları şeyleri sağlamak üzere<br />
Çocuklara Yardım Fonu, Suriye’de kriz<br />
bölgelerinde kalmaya devam ediyor.<br />
bazen ömür sermayesini bu yollarda<br />
harcarlar. Ne anı yaşayıp mutlu olur<br />
ne de sonsuz yolculuğa hazırlıklı<br />
çıkarlar...<br />
Bir Ramazan günü Abbasi Halifesi<br />
Harun Reşit, namaza gelenleri iftara<br />
davet etmesi için Behlül Dànà hazretlerini<br />
camiye gönderir. Dönüşünde,<br />
yanında sadece 10 kişiyi<br />
görünce sorar: „Ben sana namaza<br />
gelen cemaatin hepsini getir demiştim,<br />
sen aralarından 10 adam mı<br />
seçtin?“ deyince, Muhterem zat:<br />
„Efendim, siz bana camiye gelenleri<br />
değil, namaza gelenleri çağırın<br />
dediniz, bende öyle yaptım. Camii<br />
çıkışında imamın namazda hangi<br />
sureleri okuduğunu sordum, soruma<br />
sadece bunlar cevap verebildi.<br />
Camiiye gelen çoktu ama namaza<br />
gelen sadece bunlardı“ der.<br />
Günlük yaşamında anı değerlendiremeyen<br />
insanlar, ibadet yaparken<br />
de kulluk bilinciyle yapamayacaklardır.<br />
Kuran`ı ezberden, hızlı ve kaideli<br />
okuyacağız diye muhteviyatına<br />
değer vermeden, anlamadan<br />
okumak, namazı hareketten öteye<br />
taşıyamamak,... kulluk bilincinin<br />
farkına varamadığımızı göstermez<br />
mi??? Zamanın kısıtlılığından<br />
şikâyet eden insan, ibadetlerini<br />
acelece ifa etmeye çalışırken, bazen<br />
hiç de önemli olmayan işlere vakit<br />
bulabilmekte...<br />
Yolda yürüyen insanın durmadan<br />
arkasına ve önüne bakması ne kadar<br />
doğru ise, insanın geçmişiyle ve geleceğiyle<br />
ilgilenmesi o kadar doğru<br />
olur. En iyi yürüyüş, önüne bakarak<br />
yürümek olsa da yeri ve zamanı geldiğinde,<br />
arkasına, sağına, soluna ve<br />
karşısına bakmasıdır. Yani geçmişe<br />
ve geleceğe takıntı yapmadan anı,<br />
kulluk bilinci içinde yaşayarak değerlendirmek<br />
en doğrusu olacaktır...<br />
Büyük İslam alimi İbrahim Ethem<br />
birgün Basra'ya uğrar. Etrafını saran<br />
halk sorar: „Ey İbrahim! Musibetlerden<br />
bir türlü kurtulamıyoruz. Dua<br />
ediyoruz, kabul olmuyor. Acaba<br />
neden?“<br />
Birkaç gün düşünen ve durumlarını<br />
değerlendiren muhterem zat şöyle<br />
der: „Ey Basra halkı! Halinizi inceledim,<br />
kalbinizin günahlarla ölmüş<br />
olduğu kanaatine vardım. Ölmüş<br />
kalplerin duası kabul olmaz.„ der.<br />
„Peki kalbimizi öldüren nedir?„ diye<br />
sorduklarında:<br />
- Allah`ı tanıdığınızı söylüyor ama<br />
emirlerini tanımıyorsunuz.<br />
- Verdiği nimetleri bolca tüketiyor<br />
ama hiç şükretmiyorsunuz.<br />
- Kuran okuduğunuzu savunuyor,<br />
muhteviyatına ehemniyet vermiyorsunuz.<br />
- Peygamberi sevdiğinizi söylüyor,<br />
sünnetlerini hayata geçirmiyorsunuz.<br />
- Başkalarının kusurlarıyla uğraşıyor,<br />
kendinizinkini görmüyorsunuz.<br />
- Cennet'e gitmeyi arzuluyor, ona<br />
layık olacak bir amel yapmıyorsunuz.<br />
- Ölüm haktır diyorsunuz, ama hiç<br />
hazırlık yapmıyor, ölüleri gömüyor<br />
ama birgün sizin de gömüleceğinizi<br />
düşünmüyorsunuz.<br />
- Sonuç olarak insan, hayata hazırlanmak<br />
için o kadar çok zaman<br />
harcar ki, hayatının yaşamadan sona<br />
gelmiş olduğunun farkına varır.<br />
Özlem ve pişmanlık arasında gidip<br />
gelir ve anı yaşamadan sona varır.<br />
Dün geçmiştir, yarın belki de hiç gelmeyecektir.<br />
Oysa mutluluk, kullukta<br />
ve hayatta anı yaşamaktır.<br />
Aşağı Avusturya Yeşiller’i<br />
yeni yönetimini seçti...<br />
Hikmet Arslan yeniden Aşağı Avusturya<br />
Eyalet Genel Müdürü olarak seçildi<br />
Aşağı Avusturya Yeşiller Partisi 33. Eyalet Kongresi yapıldı. Bu<br />
kongrede Hikmet Arslan büyük bir destekle tekrar eyalet genel<br />
müdürlüğüne seçildi. Eyalet sözcülüğü görevini 13 yıldır aralıksız<br />
olarak yapan Madeleine Petrovic’in yerine ise delegelerin<br />
yüzde 84 desteğini alan Helga Krismer geldi.<br />
Hikmet Arslan ve Helga Krismer ikilisi ile birlikte yeni dönemde<br />
Sabine Hippmann, Christian Apl, Ulrike Fischer, Constantin<br />
Gessner ve Martin Litschauer da Aşağı Avusturya Yeşiller Partisi<br />
eyalet yönetimini oluşturacaklar.<br />
Yeniden genel müdürlüğe seçilmenin mutluluğunu yaşayan<br />
Hikmet Arslan yaptığı açıklamada, ‘‘Yeni yönetim kurulundaki<br />
arkadaşlarımla birlikte Aşağı Avusturya Eyaleti’nde Yeşiller<br />
Partisi’nin daha da güçlenmesi ve yeni başarılara imza atması<br />
için elimizden gelen herşeyi yapacağız ve hemen 2018 yılında<br />
yapılacak Eyalet Meclisi Seçimleri için gerekli hazırlıklara başlayacağız.’’<br />
dedi.<br />
Yeşiller eyalet sözcülüğüne seçilen Helga Krismer ise, ‘‘Biz insanları<br />
ayrıştıran ve kışkırtan değil, tam aksine bütün insanları<br />
kucaklayan bir partiyiz. Biliyoruz ki yaşadığımız zorlukları ancak<br />
birlikte aşabiliriz, çünkü başka bir alternatif yok. Yeşiller Partisi<br />
olarak bunu başaracağız. Böyle güçlü ve insana gerçekten değer<br />
veren bir parti içinde olduğum için gururluyum.’’<br />
© Grüne NÖ
ARALIK <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 6<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Vorletzte Woche hat Sebastian Kurz der Öffentlichkeit<br />
50 Punkte präsentiert. Dort steht viel<br />
Selbstverständliches für die Integration drinnen:<br />
"Mehr finanzielle und personelle Ressourcen für<br />
Integration". Ja, eh. Was und wo genau und wie<br />
viel soll das kosten? Keine Angabe dazu in den<br />
50 Punkten. "Ausbau von berufsspezifischen<br />
Sprachkursen". Ja, eh. Wer soll das konkret<br />
durchführen und wie viel Budget ist 2016 dafür<br />
vorgesehen? Keine Angabe. "Steigerung der Anzahl<br />
an ausgebildeten SchulsozialarbeiterInnen".<br />
Ja, eh. Wo gibt's das Geld dafür? Wie viele Schulsozialarbeiterinnen<br />
und -sozialarbeiter sind vorgesehen?<br />
Wie sollen diese Schulen ausgesucht<br />
werden, wo die SozialarbeiterInnen zum Einsatz<br />
kommen sollen? Nix dazu steht leider in der 50-<br />
Punkte-Sammlung von Sebastian Kurz, die sich<br />
trotzdem "Plan" nennt. Nun, eine Aneinanderreihung<br />
von Selbstverständlichkeiten und<br />
Ankündigungen, für deren Umsetzung gar kein<br />
Geld reserviert ist, ist gar kein Plan.<br />
Ich habe Anfang November den Grünen Integrationspfad<br />
für Flüchtlinge vorgestellt, um das<br />
Ankommen von Flüchtlingen in der Gesellschaft<br />
zu verbessern. Integration von Anfang an ist<br />
die Richtschnur. Das heißt, Orientierungs- und<br />
Deutschkurse vom ersten Tag weg, und nicht<br />
erst am Ende des - oft drei, vier oder mehr Jahre<br />
dauernden - Asylverfahrens. Das Kurz-Papier<br />
fühlt sich leider erst ab Asylzuerkennung für<br />
Integration zuständig, also mitunter erst vier<br />
oder fünf Jahre NACHDEM ein Schutzsuchender<br />
in Österreich angekommen ist.<br />
Wie viel Tausend Deutschkursplätze die Regierung<br />
2016 schaffen will, beantwortet der<br />
zuständige Integrationsminister im Parlament<br />
übrigens mit "Je nach Bedarf". Wie viel die<br />
sogenannten „Wertekurse“ kosten werden, mit<br />
Yeşiller Partisi kararlı bir şekilde<br />
başta Avusturya Özgürlükler Partisi<br />
(FPÖ) Başkanı Strache’nin<br />
facebook sayfası olmak üzere,<br />
facebook ve diğer sosyal medya<br />
kanallarında yayınlanan nefret<br />
ve küfür içerikli söylemlere karşı<br />
yargı yoluyla da mücadele başlattı.<br />
Partinin bu konuda temsilcisi<br />
basın avukatı Maria<br />
Windhager’in beyanına göre de<br />
şu anda bu konuyla ilgili yaklaşık<br />
10 dava sürüyor. Yorumlar ve<br />
gönderiler artık sadece incitici<br />
değil, bir alışkanlık haline geldi.<br />
Nefret gönderilerinin büyük bir<br />
kısmı aşırı sağ, yani FPÖ çevresinden<br />
geliyor. Yeşiller Partisi<br />
milletvekili Dieter Brosz: ‘Biraz<br />
araştırılırsa bu sert ve incitici<br />
yorumların kimler tarafından<br />
yazıldığı ortaya çıkar.‘<br />
Hedef caydırıcı ve kalıcı bir etki<br />
Açılan davalarla ulaşılmak istenen<br />
hedef, nefret söylemlerinin<br />
elektronik ortamdan tamamen<br />
silinmesi ve diğer yandan<br />
şeffaflık ve caydırıcı bir etki<br />
sağlanmasıdır.<br />
Nefret gönderilerinin özellikle<br />
yoğunlaştığı FPÖ lideri Heinz<br />
Christian Strache’nin facebook<br />
sayfası. Yeşiller Partisi, FPÖ’nün<br />
buna karşı önlem alması gerekirken,<br />
bilakis cesaret verici davrandığını<br />
söylüyor. Davaların ve<br />
uyarıların sonucunun Strache ve<br />
FPÖ üzerinde de etkisini göstermesini<br />
istiyorlar.<br />
Basın avukatı Windhager, nefret<br />
söylemlerinin aşırı sağcılar tarafından<br />
yapılmasının olağan olduğunu<br />
ama son zamanlarda bu tür<br />
söylemlerin diğer toplum kesimleri<br />
içinde bir kitle fenomeni haline<br />
gelmesinin kötü olduğunu<br />
ifade ediyor ve ekliyor: ‘‘Birçok<br />
insan bunu bilinçsizce yapıyor,<br />
basın yasalarının neye izin verip<br />
neye vermediğini bilmiyor. Çok<br />
az insan, bir facebook sayfası açtıklarında<br />
bir marka sahibi olup<br />
bununla sorumlu tutulabileceklerinin<br />
bilincinde.‘<br />
Yüksek para cezaları<br />
Ceza kararının çıkması halinde<br />
nefret gönderisini yayınlayanları<br />
Avusturya’da ‘‘Irkçı‘‘<br />
suçlar artıyor<br />
Avusturya Anayasa Koruma Dairesi verilerine<br />
göre yabancı düşmanı ve ırkçı motifli<br />
suçlar <strong>2015</strong> yılının başından bu yana büyük<br />
bir artış gösterdi. Yılın ilk dokuz ayında 200<br />
ihbar kayıtlara geçti, oysa bu ihbarların<br />
sayısı 2014 yılının aynı döneminde sadece<br />
59 idi. <strong>2015</strong>’in Ocak-Haziran ayları arasında<br />
82 olarak tespit edilen suç sayısı, Temmuz,<br />
Ağustos ve Eylül aylarında adeta patlama<br />
yaparak 118 olarak belirlendi ve ilk 9 aylık<br />
dönemde toplamda 200’e yükseldi. Özellikle<br />
mülteci akınının artması ile bağlantılı<br />
olarak aşırı sağcıların suç işleme oranının da<br />
arttığı tahmin ediliyor.<br />
İçişleri Bakanlığı, ırkçılık ve aşırı sağcılık<br />
yanında İslam düşmanı, yahudi karşıtlığı<br />
Yeşiller Partisi, sosyal ağlar üzerinden ırkçı ve nefret paylaşımı yapanlara<br />
karşı harekete geçerek bu kişiler hakkında hukuki süreç başlatıyor<br />
AŞIRI SAĞCILARA GEÇİT YOK<br />
© Alexander Klaus / pixelio.de<br />
Alev Korun<br />
Abgeordnete zum<br />
Naonalrat (Die Grünen)<br />
alev.korun@gruene.at<br />
ÖSTERREICH FÜR NEUANKÖMMLINGE<br />
PROGRAMM STATT 50<br />
LEERE VERSPRECHEN<br />
denen er anerkannten Flüchtlingen in Schnellsiedekursen<br />
"unsere Werte" - was das auch<br />
immer sein soll - vermitteln will, beantwortet<br />
der Minister mit "Wir sind in Verhandlungen".<br />
Gerade zwei Punkte, die der sogenannte Integrationsminister<br />
ständig als mega wichtig vor<br />
sich her trägt: Deutschlernen und "unsere<br />
Werte" sind dem Minister gar nicht so wichtig,<br />
dass er dazu auch konkrete Planungen macht.<br />
Für seine nicht vorhandenen oder nicht transparenten<br />
Pläne gibt es von ihm dafür eine Drohung<br />
Richtung Betroffene: Wer an den - noch gar nicht<br />
existierenden und offensichtlich auch kaum<br />
geplanten - Deutschkursen nicht teilnehme, dem<br />
soll die Mindestsicherung gekürzt werden, kündigt<br />
Sebastian Kurz an. Im Klartext: Wir wissen<br />
zwar nicht, ob wir genügend Deutschkurse<br />
anbieten werden, aber drohen wir einmal den<br />
"Ausländern". Das mögen manche Wähler, das<br />
mag die Kronenzeitung. Denn unter Integration<br />
verstehen sie nicht Zusammenleben, Respekt<br />
füreinander und Zusammenwachsen, sondern<br />
Drohen und Unterwerfen.<br />
Statt der Kurz'schen Acht-Stundenkurse a la „Sei<br />
demokratisch“ schlage ich "Österreich für<br />
Neuankömmlinge" vor: praktische Alltagsinfos<br />
von Wie melde ich mein Kind in der Schule an bis<br />
Wie lasse ich meine mitgebrachten Qualifikationen<br />
anerkennen. Und zu „Zusammenleben“<br />
Diskussionsräume wie die Demokratiewerkstatt<br />
im Parlament. Dort diskutieren wir mit Jugendlichen<br />
auf Augenhöhe darüber, was Demokratie<br />
und Meinungsfreiheit für ihren konkreten Alltag,<br />
für ihr konkretes Leben bedeuten, was sie mit<br />
ihnen persönlich zu tun haben. Denn unsere<br />
GEMEINSAMEN Werte können nur Demokratie,<br />
Meinungsfreiheit und Respekt füreinander sein.<br />
Lasst uns diese Werte gemeinsam leben!<br />
Österreich: Die Zahl der fremdenfeindlichen und rechtsextrem<br />
motivierten Straftaten hat im heurigen Jahr stark zugenommen...<br />
<strong>2015</strong> yılında yabancı düşmanı ve aşırı sağ<br />
motifli suçlar büyük oranda arttı...<br />
yüksek para cezaları bekliyor. Bu<br />
cezalar 8000’den 10.000 avroya<br />
kadar olabilecek, şayet davalı<br />
buna karşı yasal yollara başvurursa,<br />
sonuçta ceza 25.000 avroya<br />
kadar çıkabilecek. Yeşiller<br />
Partisi, davalar sonucu kazanılacak<br />
paraların iyi amaçlar için<br />
bağışlanmasını istiyor. Gelecek<br />
haftalarda bu yasal çabalarını<br />
daha da sertleştirmeyi ve bununla<br />
yeni bir süreç başlatmayı<br />
amaçlıyor.<br />
© Rike / pixelio.de<br />
ve suç konusu olarak kayıta geçen diğer<br />
ihbarları da özetledi. Bu yılın 9 ayındaki<br />
ihbar sayısı 2014 yılının tamamında kayıt<br />
edilen ihbarlara eşit.<br />
Nasyonel Sosyalist suçlarda artış...<br />
Anayasa Koruma Dairesi, tahrik ve nefret<br />
içerikli olaylarda göze çarpan bir artış<br />
kaydedildiğini açıkladı. Bunun yanında,<br />
Nasyonel Sosyalist Suçları Bildirme Merkezi<br />
de <strong>2015</strong>’de bir önceki yıla göre %25’lik bir<br />
artış olduğunu tespit etti.<br />
Yapılan araştırmalar, suç sayısında yaşanan<br />
artışla birlikte, halkın da bu konuda daha<br />
duyarlı hale geldiğini ve aşırı sağcılara karşı<br />
yapılan şikâyet sayısının da yükseldiğini<br />
göstermiştir.<br />
Telefon numarası<br />
taşıma ucuzluyor...<br />
Avusturya Yayıncılık ve Telekomünikasyon<br />
Düzenleme Kurumu (RTR), Mart 2016'dan itibaren<br />
telefon şirketini değiştirirken, kullanılan<br />
telefon numarasını da birlikte taşımak isteyen<br />
tüketicilerden alınan ücretin düşürülmesini kararlaştırdı.<br />
Şimdiye kadar 19 euro olan ücretin<br />
10 euroya indirileceğini açıklayan RTR Müdürü<br />
Johannes Gungl, bu uygulamayla bireylerin<br />
yıllık ortalama 2 milyon euro tasarruf edeceğini<br />
açıkladı.<br />
Kredi ve banka<br />
kartı kapatılmasından<br />
ücret alınamaz<br />
İşçi Odası (AK) BAWAG'a karşı 2012'de Maestro<br />
ve Quick-Service kartlarıyla ilgili BAWAG<br />
müşteri yönetmeliğinin maddelerini mahkemeye<br />
taşıdı. Bu dava sonuçlandı ve yargıtay da<br />
kendine gelen dava için son kararı verdi. 19<br />
maddenin 16'sının Kasım 2009'da yürürlüğe<br />
giren ödeme hizmeti yasasına aykırılığından<br />
dolayı uygulanamaz olduğunu bildirdi.<br />
O zamandan bu yana bankamatik ve kredi<br />
kartlarının bloke edilmesinden ücret talep edilemiyor.<br />
AK'nın hukukçusu Margit Handschmann'a<br />
göre müşteriler ödedikleri ücretlerin<br />
geri verilmesini de isteyebilirler.<br />
Diğer bankalarda kararı dikkate<br />
almak zorunda<br />
Karar yalnız BAWAG PSK için geçerli değil,<br />
diğer banka ve kredi kartı kuruluşları da kararı<br />
dikkate almak zorundalar. Bu kararı dikkate almayan<br />
kurumlar hala mevcut. Uni Kredit (Bank<br />
Avusturya, BA) bunlardan sadece biri. Banka<br />
Maestro ve Visa kredi kartlarının kapatılmasında<br />
40, Bank Avusturya Master Card'ın kapatılmasında<br />
ise 27 avro ücret alıyor.
7 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
ARALIK <strong>2015</strong><br />
Foto: Bohmann / PID<br />
Avusturya'da Yeni ‘Entegrasyon’ Paketi<br />
İslami Kreşlere sıkı<br />
denetim geliyor...<br />
Avusturya Uyum Bakanı Sebastian<br />
Kurz ve Entegrasyon<br />
Uzmanlar Komisyonu Başkanı<br />
Heinz Fassmann toplam 50<br />
maddeden oluşan yeni uyum<br />
planını tanıttı. İşte o planın<br />
en önemli bölümleri:<br />
İslami kreşler daha sıkı<br />
denetlenmeli...<br />
Entegrasyon Paketi’nin en<br />
çok tartışılan maddesi ‘İslami<br />
Anaokulları’ ile ilgili bölüm.<br />
Bakan Kurz’un, Viyana Üniversitesi'nden<br />
Prof.Dr.Ednan<br />
Aslan başkanlığında hazırlanan<br />
‘Avusturya'da İslami kreşler<br />
ve bağlı eğitim kurumları’ raporundan<br />
yola çıkarak, ‘İslami<br />
Anaokulları kontrol edilmeli<br />
ve gerekiyorsa kapatılmalı’<br />
sözleri toplumda tepkiye<br />
neden oldu. Avusturya İslâm<br />
Cemiyeti Başkanı Fuat Sanaç,<br />
bu kontrollerin ‘insancıl’<br />
olmayacağını vurgulayarak<br />
hedef göstermekten ve<br />
kışkırtıcıolmaktankaçınılması<br />
gerektiğini söyledi. Sanaç,<br />
‘‘Demokratik bir ülkede<br />
insanların dinlerine ve inançlarına<br />
göre ayrıştırılması demokrasi<br />
dışı ve insanlıktan<br />
yoksun bir durumdur.’’ dedi.<br />
‘Ednan Aslan Raporu’<br />
Viyana Üniversitesi İslam<br />
Pedagojisi Enstitüsü’nden<br />
Ednan Aslan tarafından<br />
hazırlanan rapora göre;<br />
Müslüman ailelerin birçoğu,<br />
çocuklarını toplumdan izole<br />
ediyor ve paralel bir dünya<br />
kurmaya çalışıyor. Çocuk<br />
bakıcıları aşırı dindarlardan<br />
oluşuyor. Çocuklara, Pakistan<br />
ve Afganistan benzeri<br />
bir eğitim veriliyor. Ayrıca<br />
çocuklara çoğulcu anlayışın<br />
yeterince aktarılmadığı ve<br />
bazı eski anlayışların zorla<br />
kabul ettirildiği belirtiliyor...<br />
‘Kreşleri Hemen Kapatalım’<br />
Sebastian Kurz raporun kendisini<br />
ikna ettiğini, problem<br />
yokmuş gibi davranmayacağını<br />
ve Viyana'da devlet<br />
destekli 150’ye yakın İslami<br />
kreşin çoğunun hemen kapatılabileceğini<br />
söyledi.<br />
Kurz ne yapmak istiyor?<br />
Viyana Belediye Başkanı<br />
Michael Häupl: ‘‘Kontrollerin<br />
yapılması gerekir ancak,<br />
ÖVP’li Uyum Bakanı Kurz’un<br />
SPÖ ve Viyana Belediyesi’ne<br />
yönelik açıklamaları sadece<br />
medya üzerinden kendini ön<br />
plana çıkararak ses getirme<br />
çabasıdır.’’ dedi.<br />
Yeni Bir Araştırma Yapılacak<br />
Viyana Belediyesi Ednan Aslan’ın<br />
yaptığı araştırmanın<br />
tatmin edici olmadığını ve<br />
soru işaretlerini giderecek<br />
yeni bir çalışmanın planlandığını<br />
açıkladı.<br />
Sıkı Denetim Başlıyor...<br />
Viyana Belediyesi Gençlikten<br />
Sorumlu Meclis Üyesi Sonja<br />
Wehsely, radikalizm ve<br />
aşırılık ile mücadeleyi destekleyeceklerini<br />
ve kreşlerde<br />
daha sıkı kontrollerin olacağını,<br />
ancak Bakan Kurz’un<br />
da kendi reklamını yapmaktan<br />
vazgeçmesini istedi.<br />
Eğitimden Sorumlu Belediye<br />
Meclis Üyesi Sandra Frauenberger,<br />
toplumun da hassasiyetleri<br />
dikkate alınarak kısa<br />
zaman içinde kreşlerin sıkı<br />
bir denetime alınacağını ve<br />
bu görev için daha çok uzmanın<br />
atanacağını açıkladı.<br />
Foto: Dragan Tatic<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
ENTEGRASYON RAPORU’NDAKİ<br />
DİĞER ÖNEMLİ KONULAR...<br />
Ülke değerleri Almanca<br />
kursları ile aktarılacak...<br />
Demokrasi, dini tarafsızlık,<br />
kadın ve erkeği eşit tutma,<br />
iletişim tarzı ve davranış kuralları<br />
8 saatlik bir kursla<br />
konu olarak işlenecek.<br />
Erken yaşta dil öğreniminde,<br />
ihtiyaç duyanlara kreşlerde<br />
zorunlu 2. yıl uygulaması geliyor.<br />
Annelerin dil kurslarına<br />
katılımı için dil kursu ve<br />
kreş saatleri birbirine uygun<br />
hale getirilecek. Yeni göçmen<br />
çocuklar ve Almancası yetersiz<br />
bireylere zorunlu yaz<br />
kursları da gündemde.<br />
Viyana İş Piyasası Kurumu (AMS Wien) ve Waff işbirliği ile, bireylere<br />
meslek ve eğitim hayatında büyük destek olacak yeni proje...<br />
‘Viyana Kalifiyelik Kimliği’<br />
Viyana İl Meclisi Ekonomiden<br />
Sorumlu Üyesi Renate Brauner,<br />
Waff İşletme Müdürü Fritz<br />
Meissl ve Viyana İş Piyasası<br />
(AMS) Başkanı Petra Draxl,<br />
AMS ve Waff’ın yeni hizmeti<br />
‘Qualifikationspass Wien -<br />
Viyana Kalifiyelik Kimliği’<br />
uygulamasını tanıttılar. Kalifiyelik<br />
kimliği, azami zorunlu<br />
eğitimi tamamlamış ve yurt dışında<br />
aldığı kalifiyelik belgesini<br />
Avusturya işgücü piyasasında<br />
değerlendiremeyen kişiler için.<br />
Kimlik sahibinin yetilerini,<br />
somut olarak eğitim hedefinin<br />
ne olduğunu, bu yönde atmış<br />
olduğu ve atması gerekecek<br />
adımları içeriyor. Kimlik bir eğitimi<br />
bitirmeye vesile olduğu<br />
için, aynı zamanda yeni mesleki<br />
perspektiflere götüren güvenli<br />
ve doğru yolu da gösteren bir<br />
pusula. Brauner bu konuda<br />
şunları söyledi: ‘‘Eğitimi olan<br />
kişi, meslekte daha iyi fırsatlara<br />
sahiptir, bu da daha iyi bir maaş<br />
demektir. Meslek eğitimi almış<br />
kişilerin, sadece zorunlu eğitimi<br />
tamamlamış kişilere nazaran<br />
işsiz kalma riski yalnızca üçte<br />
birdir. Viyana AMS ve Waff’ın<br />
danışmanları bu kimlik sayesinde<br />
ilgili kişinin düzeyini<br />
görür ve noktasal ihtiyacı olan<br />
desteği bireye sunar.‘‘<br />
Waff İşletme Müdürü Meissl,<br />
Brauner’i şu açıklamalarıyla<br />
tamamlıyor: ‘‘Kimliğin daha<br />
önemli bir yararı; çalışan kişi<br />
daha atması gereken eğitim<br />
adımları varken işini kaybederse,<br />
AMS tarafından desteklenmeye<br />
devam eder. Çalışanın<br />
Stadträtin Brauner: "Wer eine Ausbildung abschließt, hat bessere Chancen im Beruf und damit auch auf ein besseres Einkommen."<br />
daha iyi bir yere gelmesi ve<br />
eğitimini sonradan bitirmesi<br />
kendiliğinden olmaz, elde ettiği<br />
yetileri ve mesleki tecrübeleri<br />
kimliğinde kayıtlı olduğu için,<br />
kimlik onun özgveninin artmasına<br />
ve çalışanların da mesleki<br />
hedefe ulaşmasında önemli bir<br />
katkı sağlar.‘‘<br />
Viyana AMS Başkanı Draxl‚ ‘‘Bu<br />
kimlik insanların elinde, onlara<br />
mesleki eğitim edinmeleri yolunda<br />
daha ileri adımları gösteren<br />
bir plandır. Bununla biz<br />
birçok birey için işgücü piyasasında<br />
kapıları yeniden açmış<br />
oluyoruz. Çünkü iyi bir mesleki<br />
eğitim üzerine, sağlam bir kariyer<br />
inşa edilebilir.‘‘<br />
Nisan sonuna kadar 1000 kişi<br />
için pilot proje<br />
Viyana Kalifiyelik Kimlik Kartı,<br />
işsizler için Viyana AMS’nin<br />
meslek bilgilendierme merkezleri<br />
(BIZ), çalışanlar için<br />
Waff’ın danışma merkezleri<br />
tarafından gönüllü olarak<br />
sunulan bir hizmettir. Danışmanlar,<br />
‘Hangi meslek en iyi<br />
fırsatı sunuyor?’ konusunda<br />
karar aşamasında desteklerini<br />
sunacak, bunun için<br />
gerekli eğitim adımlarını<br />
önerecek ve kimlik kartında<br />
bulunan bilgileri güncelleyecekler.<br />
Özgeçmiş, başvuru<br />
formları ya da kursa katılım<br />
onayları gibi, işle ilgili tüm<br />
belgeler bu kimlik kartında<br />
yer alacak. Proje çerçevesinde<br />
Viyana AMS ve Waff, Ticaret<br />
Odalarının çıraklık yerleriyle ve<br />
Göçmen Danışma Merkezi ile<br />
sıkı bir işbirliği içinde olacaklar.<br />
2016’nın nisan ayına kadar<br />
sürecek bölümde, 100 çalışan<br />
ve 900 iş arayan Viyanalı için<br />
kalifiye kimlik kartı çıkarılacak.<br />
2016’nın geri kalan zamanında<br />
kalifiye kimliklerinin toplam<br />
1000 çalışan ve 2500 iş arayayan<br />
Viyanalı için verilmesi planlanıyor.<br />
2016’dan itibaren, sonradan<br />
bir çıraklık eğitimini bitirmek<br />
çalışan için de bedava<br />
Yılda 2000’in üzerinde Viyanalı<br />
dışarıdan çıraklık eğitimini<br />
bitirmek için başvuruda bulunuyor.<br />
Bunların yaklaşık yarısı<br />
Viyana AMS’nin desteğiyle sınava<br />
hazırlanıyor ve böylelikle<br />
kursları ücretsiz yapıyor. Geçtiğimiz<br />
yıllarda, yılda 400 çalışan<br />
Viyanalı, Waff’ın yardımıyla bu<br />
çok önemli sonradan bitirme<br />
sınavını yaptı. Bunlardan %95’i<br />
sınavı başardı. Bu projede<br />
Waff, 3000 avroya kadar olan<br />
ileri eğitim tedbirlerinin %90’a<br />
varan kısmını fırsat çekiyle<br />
destekliyor ve sınav masraflarını<br />
üstleniyor. 2016’dan itibaren<br />
sınavda başarılı olanlar,<br />
%10’luk katkı paylarını da geri<br />
alabilecek.<br />
Kursa katılmayanlara ceza<br />
Mülteci statüsünü kazananlar<br />
zorunlu kurslara katılmazlarsa<br />
sosyal yardımlar -asgari<br />
geçim parası- yarısına kadar<br />
düşürülebilecek. Kesintiler<br />
daha sonra koalisyon ortaklarının<br />
belirleyeceği bir<br />
organın talimatıyla ödeme<br />
yapan kurum tarafından<br />
yapılacak. Kesinti kişinin geçimini<br />
tehlikeye düşürecek<br />
şekilde olamayacak.<br />
Teşvikler ve Yaptırımlar...<br />
İltica hakkı yanında, uyum da<br />
zorunluluk. Bunun için tedbirler<br />
planda mevcut, bunların<br />
bazıları somut, diğerleri<br />
sadece bir niyet açıklaması.<br />
Uzmanlar: ‘Hatalardan<br />
ders alınmalı...’<br />
Heinz Fassmann, bir zamanlar<br />
yabancı işçi göçü sırasında<br />
yapılan hataların, şimdi mülteci<br />
akınında tekrarlanmamasını,<br />
anında ve kapsamlı<br />
bir uyum gerçekleşmesi için<br />
tedbirler uygulanması gerektiğini<br />
vurguladı.<br />
Planda birçok teşvik var...<br />
Öncelikle dil kursları hızlandırılmalı.<br />
Psikolojik destek ve<br />
tedbirler de ele alınmalı.<br />
Büyük göçmen grupları için<br />
yetkililere ihtiyaç var. Devlet,<br />
spor teşviki çerçevesinde<br />
uyum projeleri için daha çok<br />
kaynağı hazır bulundurmalı.<br />
Für Arbeitsmarkt ist Sprache<br />
und Integration wichtig<br />
Avusturya’da İşgücü<br />
Piyasasına Kolay Giriş İçin<br />
Almanca ve Uyum Şart<br />
Avusturya İstatisik Kurumu Başkanı Konrad<br />
Pesendorfer, göçmenlerin işgücü piyasasındaki<br />
durumunu inceleyen bir çalışmayı tanıttı. Uyumun<br />
dil yoluyla olabileceğini, Avusturya’da doğmamış<br />
bireylerde de işsizlik oranının yüksek olmasının<br />
ana sebebinin önce dili yeterince bilmeme, bir<br />
sonrakinin ise eğitim durumu olduğunu ifade etti.<br />
Burada unutulmaması gereken şeyin dil öğrenilmesi<br />
sırasında mesleki yetilerin geliştirilmediği ve<br />
bunların köreldiğini söyledi. Araştırmaya göre göçmenler<br />
Avusturyalılara nazaran açık farkla işleri<br />
için yüksek kalifiyede olduklarını düşünüyor; Göçmenlerde<br />
%23.5 Avusturyalılarda ise %8.8.<br />
Pesendorfer, herşeyden önce Avusturyalı olmayanların<br />
kalifiyelikleri ve yeteneklerinin ana dillerinde<br />
ön plana çıkarıldığı AMS’nin projesini övdü.<br />
Bununla iş piyasasında uyum için dil ve kalifiyelik<br />
olmak üzere iki yönün ortaya çıktığını söyledi.<br />
‘MÜLTECİLERE GERÇEKLER SÖYLENMELİ’<br />
Tümüyle uyum ve işgücü piyasası ile ilgili olarak<br />
Pesendorfer, bu zamanda mültecilerden dolayı<br />
duyulan endişeleri de dile getirdi. Geldikleri ülkelerde<br />
durumun normalleşmesi halinde bu insanların<br />
üç yıl sonra geri gönderilebileceklerini söyledi.<br />
En başından mültecilere gerçekleri göstermenin<br />
önemine değindi.<br />
‘SOYADI İŞ GÖRÜŞMELERİNDE ÖNEMLİ!’<br />
Yine araştırmaya göre Avusturya’da doğmayan<br />
kişilerin Avusturya’da doğanlara nazaran iş bulma<br />
sırasında sahip oldukları kişisel bilgi ağları daha<br />
önemli bir rol oynuyor. İş görüşmelerine davetlerde<br />
ise çoğunlukla soyadının da bir rolü var.<br />
Avusturyalı olmayanların genelde zorunlu eğitimi<br />
bitirdiği görülüyor, ama yüksek eğitim mezunları<br />
da azımsanmayacak durumda. Göçmen topluluklarda<br />
eğitim seviyesi büyük farklılık gösterebiliyor.<br />
Bu durum, geldikleri ülkelere göre çok keskin farklılıklardan<br />
kaynaklanıyor.
ARALIK <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 8<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Nurten YILMAZ<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Vor meinem Einzug in den österreichischen<br />
Nationalrat 2013 war ich 12 Jahre lang<br />
Landtagsabgeordnete in Wien, wobei ich<br />
hier als Vorsitzende des Integrationsausschusses<br />
die städtische Politik wesentlich<br />
mitgestalten durfte. Nach der Gründung<br />
des Wiener Integrationsfonds 1992, der<br />
Schaffung der Funktion der "Integrationsstadträtin"<br />
1996, hat Wien vor elf Jahren<br />
mit der Etablierung einer eigenen Integrationsabteilung<br />
– der MA 17 Integration &<br />
Diversität – eine fortschrittliche Integrationspolitik<br />
institutionalisiert. Es freut mich<br />
daher umso mehr, dass mit dem Abschluss<br />
einer nochmaligen Koalition zwischen SPÖ<br />
und Grünen in Wien dieser Weg weitere<br />
fünf Jahre beschritten werden kann. Hier<br />
einige integrationspolitische Schlaglichter<br />
aus dem Regierungsprogramm:<br />
- Eine Stadt für alle: Vielfalt und Diversität<br />
prägt die Stadt, das Zusammenleben und<br />
Miteinander. Zuzug ist und war Teil der<br />
städtischen Identität. Wien wird bald<br />
Heimat für zwei Millionen Menschen bieten.<br />
Zentral für eine visionäre Stadtpolitik<br />
ist es, die verschiedenen Voraussetzungen,<br />
Sprachen, Kompetenzen und Erfahrungen<br />
der Personen anzuerkennen und weiterzuentwickeln.<br />
Niemand wird zurückgelassen,<br />
wir alle sind Wien.<br />
Portakal renkli yeni<br />
Vinyet satışa çıktı<br />
2016 yılı otoban pulu ücretleri,<br />
tüketici fiyat endeksi ayarlamasına<br />
göre % 1,5 oranında zamlandı<br />
Avusturya'da, "Vinyet" olarak<br />
da bilinen otoyol pullarının<br />
2016 yılı satış fiyatları<br />
açıklandı. Buna göre senelik<br />
otoyol pulu <strong>2015</strong> yılına<br />
göre 1,30 euroluk artışla<br />
85,70 eurodan, 2 aylık<br />
25,70 ve on günlük vinyet de 8,80 eurodan satışa<br />
sunuldu. <strong>2015</strong>’e ait otoban pullarının 31<br />
Ocak 2016’ya kadar geçerli olacağını açıklayan<br />
ASFINAG yetkilileri en geç 1 Şubat’tan itibaren<br />
yeni otoban pullarının kullanılmaya başlanması<br />
gerektiğini, aksi taktirde ücretli yollara vinyetsiz<br />
çıkan sürücülere cezai işlem uygulanacağını<br />
vurguladılar. Bilindiği üzere, Avusturya otoyollarını<br />
vinyet olmadan kullanan sürücülere 120<br />
Euro’luk cezai işlem uygulanıyor.<br />
2017 yılında Vinyet rengi ‘Turkuvaz’ olacak<br />
ASFINAG tarafından 100 bin kişinin katılımıyla<br />
yapılan anket sonucunda halk, 2017 için vinyet<br />
renginin turkuvaz olmasına karar verdi.<br />
Neue Tarife <strong>2015</strong> für Pkw<br />
(bzw. alle zweispurigen Kfz bis 3,5t hzG):<br />
10-Tages-Vignette: EUR 8,80<br />
2-Monats-Vignette: EUR 25,70<br />
Jahresvignette: EUR 85,70<br />
Neue Tarife <strong>2015</strong> für Motorräder<br />
10-Tages-Vignette: EUR 5,10<br />
2-Monats-Vignette: EUR 12,90<br />
Jahresvignette: EUR 34,10<br />
Der Wiener Weg –<br />
fünf weitere Jahre<br />
- Menschen, nicht Aufenthaltstitel:<br />
Zukünftig zielen die Kurse, Angebote und<br />
Möglichkeiten der Stadt Wien im Rahmen<br />
der Integrationsbegleitung bzw. Willkommensstrategie<br />
auf alle ab, die Unterstützung<br />
brauchen, unabhängig von ihrem<br />
konkreten aufenthaltsrechtlichen Status –<br />
egal ob Flüchtling, EU-BürgerIn oder Drittstaatsangehörige.<br />
Es kommt darauf an,<br />
dass jede/r adäquate Beratung und Hilfestellung<br />
bekommt, um sich in der Stadt<br />
zurecht zu finden. Es braucht hier eine<br />
frühzeitige Erfassung der mitgebrachten<br />
Kompetenzen, eine schnellere Anerkennung<br />
von Qualifikationen, damit bestehende<br />
Ausbildungen bedarfsorientiert<br />
ergänzt werden können.<br />
- Integration von der ersten Stunde an:<br />
Ab sofort beginnt Integration mit der<br />
Ankunft in Wien, egal ob als Asylwerber<br />
oder fremdsprachige EU-BürgerInnen.<br />
Es darf hier keine Zeit vergeudet werden.<br />
Zentrales Sprachstands-Clearing, adäquate<br />
Betreuung und Kursangebote, die zielgruppenadäquat<br />
und niederschwellig zugleich<br />
sind. Integration umfasst mehr als Sprache,<br />
es geht um Wohnen, Partizipation, Freizeit,<br />
Kultur und (Aus-)Bildung.<br />
(Details: http://wien.spoe.at/sites/default/files/<br />
Regierungsprogramm_rotgruen2_web_1.pdf)<br />
FOTO: ASFINAG<br />
(rk)- Sandra Frauenberger, yeni<br />
görev ve sorumlulukları ile şu<br />
açıklamaları yaptı: ‘‘Şehrimizin<br />
geleceği çocuklarımızın, gençlerimizin,<br />
kız ve kadınların, mülteci<br />
ve göçmenlerin geleceğidir.<br />
Yeni görev yerimi bu geleceğin<br />
inşaası için kritik bir merci olarak<br />
görüyorum. Eğitime erişim<br />
benim için bir hak meselesi. Bu<br />
ilk eğitim kurumu olarak anaokulu<br />
için geçerli olduğu kadar<br />
aynı ölçüde okul dışı gençlerin<br />
işi için de geçerli. Tüm çocuklar<br />
aynı hak ve fırsatları hak ediyor.<br />
Eğitimde hedefim kreş ve okulların<br />
çocukların yetenek ve<br />
amaçlarına göre teşvik edildiği<br />
yerler olması, ebeveyn, eğitimci<br />
ve öğrencilerle hep birlikte<br />
geleceğin eğitim modelini inşa<br />
etmek. Gençlerin potansiyellerini<br />
geliştirebilmeleri için bizim<br />
ilgimize ve hareket alanına ihtiyaçları<br />
var. Bizler ‘açık’ gençler<br />
için işlerle, onların fırsatlarını<br />
geliştirmelerine ve şehrimizde<br />
her konuya katılımlarını arttırmalarına<br />
önayak oluyoruz.<br />
© Rainer Sturm / pixelio.de<br />
Avusturya’da emeklilik sisteminin devamı için nüfus artışı şart<br />
Nüfus göç ile artıyor<br />
Avusturya İstatistik Kurumu Genel Müdürü<br />
Konrad Pesendorfer, düzenlediği basın toplantısında<br />
<strong>2015</strong>-2060 yılları arasında öngörülen<br />
nüfus istatistiklerini açıkladı. Buna<br />
göre nüfus artışı göç hareketi nedeniyle ilk<br />
anda yılda 70 bin, daha sonra yılda ortalama<br />
60 bin kişi artacak.<br />
Göç akını emeklilik sistemi için de önemli<br />
Pesendorfer, göç almanın zorunluluğu hakkında<br />
şunları söyledi: ‘‘Nüfus artışı 20-65 yaş<br />
arası çalışma yaşında olan nüfusun gerilemesini<br />
bir kaç yıl için erteledi, fakat 2030’da<br />
çalışan sayısı bugünkü seviyenin de altına<br />
inebilir. Buna karşı birşey yapılmazsa bu<br />
azalma emeklilik sistemi için büyük sorunlar<br />
getirebilir. Çünkü 65 yaş üstü insanların sayısı<br />
da 2030’da 1.6 milyondan 2.2 milyona,<br />
2060’da 2.8 milyona ulaşacak.’’<br />
Göç nedeniyle yurt dışında doğan nüfusta<br />
artmaya devam ediyor. Şu anda ülke genelinde<br />
Avusturya dışında doğan 1 milyon 450<br />
bin kişi yaşıyor ve bu sayının 2060 sonunda<br />
2 milyon 500 bin kişi olması bekleniyor ve<br />
bu da o yıl itibarıyla tüm nüfusun %26’sını<br />
oluşturacak.<br />
Kadın politikasına gelince bu yasama<br />
döneminde ağırlık noktası<br />
kadınlara kendi başlarına var<br />
olma güvencesini sağlamak olacak.<br />
Kadınlar halen aynı işte<br />
erkek meslektaşlarından daha<br />
az ücret almakta. Onların ise<br />
kendi belirleyecekleri hayatı<br />
sürdürebilmelerine yetecek<br />
kadar bir gelire ihtiyaçları var.<br />
Burada işletmelerin de eşit davranmayı<br />
uygulamaları için, firma<br />
sahiplerini motive etmek zorundayız.<br />
Bunun dışında tüm yaşam<br />
meselelerinde kadınlara ilk<br />
anda başvuracakları bir yer<br />
olarak, yeni bir kadına hizmet<br />
merkezi olmalı.‘‘<br />
Entegrasyondan da sorumlu il<br />
meclis üyesi olarak Sandra Frauenberger’in<br />
amacı bütün Viyanalıların<br />
güzel bir birlikte yaşamı<br />
için kendini adamak. Frauenbergerin<br />
bu konuda söyledikleri<br />
şunlar: ‘‘Uyumu ilk baştan itibaren<br />
istiyoruz. Bu sunulan dil<br />
kursu hizmetlerinin daha çok<br />
geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması<br />
ve ‘Viyana hoş geldiniz<br />
kültürü’nün daha da güçlendirilmesi<br />
demek. Bunun için ilk<br />
somut proje yeni gençlik kolejinin<br />
hayata geçirilmesi olacak.<br />
Artık okul mecburiyeti olmayan<br />
gençler ve genç yetişkinler bu<br />
sayede bir eğitim sahibi olma<br />
imkânına kavuşacak.‘‘<br />
Avusturya’da her bölge eşit büyümüyor<br />
İstatistik Kurumuna göre Viyana, Aşağı<br />
Avusturya, Tirol ve Vorarlberg eyaletlerinde<br />
büyük bir nüfus artışı olacak. Kärnten’de<br />
uzun dönemde bir azalış yaşanacak. Steiermark’ta<br />
ise önce hafif bir artış ardından da<br />
küçük düşüş öngörülüyor. Burgenland ve<br />
Yukarı Avusturya’da uzun dönemli nüfus artışı<br />
2060’a kadar %13.6 ile ülke ortalamasının<br />
biraz altında kalacak. Viyana, göç ile açık<br />
farkla nüfus artışı en çok olan eyalet olacak<br />
ve nüfus 2023’de 2 milyon bandını aşacak.<br />
2060’da 2 milyon 200 bin civarıda olacak.<br />
Belli bölgelerde ise, ülkede doğmayanların<br />
sayısı aratacak ve bu da Pesendorf’a göre<br />
etkili bir uyum politikası gerektiriyor.<br />
Anne olma yaşı gittikçe yükseliyor<br />
19 yaş altı nüfusun gelecek 20 yıl içinde %8<br />
artması bekleniyor. Avusturya’ya göç gelmemesi<br />
durumunda çocuk ve genç sayısı<br />
%13 azalarak 1.5 milyonun altına düşecek.<br />
Doğurganlık oranı 2060’a kadar şu anki<br />
kadın başına 1.4 çocuk iken 1.55 çocuğa<br />
yükselecek. Bugün 30.4 olan ilk anne olma<br />
ortalama yaşı 2060’da ise 33 olacak.<br />
Viyana İl Meclisi’nde Kadın, Eğitim, Uyum, Gençlik ve Personel İşleri Yeni Sorumlusu Sandra Frauenberger Oldu<br />
Eşitlik ve adaletin yolu<br />
eğitimden geçer<br />
Sandra Frauenberger:<br />
Bildung ist der Weg<br />
zu Gerechtigkeit<br />
Frauenberger blickt mit Vorfreude<br />
auf ihre neuen Aufgaben:<br />
„Ich freue mich auf die neue Herausforderung<br />
und sehe das neue<br />
Ressort als einen entscheidenden<br />
Ort für die Gestaltung der Zukunft<br />
der Stadt: Die Zukunft unserer<br />
Kinder und Jugendlichen, der<br />
Mädchen und Frauen, der Flüchtlinge<br />
und MigrantInnen. Der Zugang<br />
zu Bildung ist für mich eine<br />
Frage der Gerechtigkeit. Das gilt<br />
für die erste Bildungsinstitution<br />
Kindergarten gleichermaßen wie<br />
für die außerschulische Jugendarbeit:<br />
Alle Kinder verdienen die<br />
gleichen Rechte und Chancen.“<br />
Son olarak Sandra Frauenberger,<br />
bireylerden sorumlu meclis<br />
üyesi olarak da, Viyana şehrinde<br />
yaşayan her insanın eşit olduğunu,<br />
bu şekilde değerlendirilmesi<br />
ve ayrımcılığa uğramaması<br />
için elinden gelen herşeyi yapacağını<br />
açıkladı.<br />
Die neu gewählte Stadträtin für Frauen, Bildung, Integration,<br />
Jugend und Personal, Sandra Frauenberger<br />
© Kromus/PID
9 - MIGRANTEN / MIGRATION / VIELFALT<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
<strong>DEZEMBER</strong> <strong>2015</strong><br />
Reportage-Reihe über Flüchtlingsschicksale<br />
Abbau von Ängsten gegenüber Flüchtlingen<br />
Projekt zur Unterstützung von Asylanten und Flüchtlingen in Oberndorf, Salzbug<br />
(LK) Beim Integrationscafé trafen sich auf<br />
Einladung des "Sozialen Netzwerkes Oberndorf"<br />
in der Gemeinde lebende Asylwerbende,<br />
ehrenamtlich in der Flüchtingshilfe<br />
Engagierte und viele weitere Interessierte.<br />
Der Journalist Dr. Michael Mair begleitete<br />
gemeinsam mit Studierenden des Fachhochschul-Studienganges<br />
MultiMediaArt das<br />
Treffen mit der Kamera. Herausgekommen ist<br />
ein Film, in dem einerseits Asylwerbende<br />
über ihr Schicksal erzählen, und anderseits<br />
das eindeutige Bekenntnis der einheimischen<br />
Gäste der Veranstaltung zum Engagement in<br />
der Integration deutlich wird. Thematisiert<br />
wird, wie Begegnungen und Gespräche<br />
helfen, Ängste gegenüber Flüchtlingen<br />
abzubauen.<br />
Der anonymen Masse eine Gestalt geben<br />
Das in Oberndorf gedrehte Video mit dem<br />
Titel "Begegnung mit dem Folter-Opfer" ist<br />
Teil einer Reihe von Reportagen, die hinterfragt,<br />
was Flüchtlinge nach Europa treibt,<br />
Flüchtlinge helfen in der Forstwirtschaft<br />
Sinnvolle Tätigkeit zur Überbrückung des Asylverfahrens<br />
Bregenz (VLK) – Mit Hilfe der Caritas Flüchtlingsbetreuung<br />
wurden Flüchtlinge gefunden,<br />
die sich freiwillig nützlich machen und der<br />
hilfsbereiten Bevölkerung im Gastland etwas<br />
zurückgeben wollen. Mittlerweile ist das<br />
Projekt in allen Bezirken angelaufen, in den<br />
ersten Wochen wurden von Flüchtlingen bereits<br />
380 Einsatzstunden im Wald geleistet.<br />
In Vorarlberg sind in den vergangenen Monaten<br />
weit über 2.000 Flüchtlinge aus Syrien<br />
und anderen Krisenregionen aufgenommen<br />
und untergebracht worden. Während der<br />
Phase des Asylverfahrens dürfen diese<br />
Menschen – vorwiegend junge Männer – kein<br />
Beschäftigungsverhältnis eingehen und keine<br />
gewerbliche Arbeit ausüben. Freiwillige<br />
© LAUXFOTO-SALZBURG<br />
welche Einzelschicksale in der anonymen<br />
Masse stecken und wie die Integration läuft.<br />
Die Idee dazu stammt von Michael Mair,<br />
umgesetzt wird das Projekt in Kooperation<br />
mit dem Landes-Medienzentrum.<br />
"Die Idee ist, der anonymen Masse eine<br />
Gestalt zu geben und zu zeigen, dass wir hier<br />
auf einzelne Menschen treffen mit dramatischen<br />
Fluchtgeschichten, aber auch mit<br />
Fähigkeiten und Zukunftsträumen. Außerdem<br />
sollen auch die vielen Leistungen der Ehrenamtlichen<br />
in der Flüchtlingshilfe und Initiativen<br />
vor den Vorhang geholt werden“,<br />
schildert Michael Mair seinen Ansatz für die<br />
Reportage-Reihe über Flüchtlingsschicksale.<br />
Bei den Filmen sind ihm eine sachliche Annäherung<br />
an das Thema sowie eine Gestaltung<br />
nach professionellen journalistischen Standards<br />
wichtig.<br />
Das Video ist zu sehen auf der Website des<br />
Landes unter "Salzburg hilft" oder über den<br />
YouTube–Kanal des Landes unter:<br />
www.YouTube.com/LandSalzburg<br />
Mithilfe auf gemeinnütziger Basis ist erlaubt<br />
und willkommen, denn im Schutzwald, bei<br />
der Beseitigung von Forstschutzproblemen<br />
sowie bei der Sicherung von Forststraßen<br />
und Wanderwegen sind helfende Hände<br />
gefragt. Landesrat Schwärzler dankt allen<br />
an dem Projekt Beteiligten: "Der Einsatz<br />
der Flüchtlinge ist beachtlich und auch für<br />
die Betreuungspersonen des Landesforstdienstes<br />
ist das Einlassen auf völlig neue<br />
Situationen herausfordernd."<br />
Bis zum Wintereinbruch ist noch einiges zu<br />
erledigen. Im kommenden Frühjahr soll die<br />
Aktion auf Basis der gemachten positiven<br />
Erfahrungen ausgeweitet werden, kündigt<br />
Landesrat Schwärzler an.<br />
Foto: VLK/Landesforstdienst<br />
„Migration & Globalisierung“<br />
Neues Forschungszentrum an der Universität Innsbruck eröffnet<br />
Das neue Forschungszentrum „Migration &<br />
Globalisierung“ wurde in Schloss Büchsenhausen<br />
feierlich eröffnet. Es bündelt Kompetenzen<br />
aus den Erziehungs- und<br />
Geschichtswissenschaften, Literatur- und<br />
Sprachwissenschaften, der Europäischen<br />
Ethnologie und Philosophie, Politologie und<br />
Soziologie, Rechtswissenschaften und Architekturtheorie.<br />
An der Universität Innsbruck arbeiten in<br />
verschiedenen Fachbereichen und Instituten<br />
eine Vielzahl von ExpertInnen, die sich aus<br />
unterschiedlichen Perspektiven mit dem<br />
Thema Migration und mit gesellschaftlicher<br />
Pluralität beschäftigen. Das Forschungszentrum<br />
versteht sich als eine Anlaufstelle für<br />
interessierte und einschlägig arbeitende<br />
WissenschaftlerInnen ebenso wie für<br />
Gesellschaft, Medien und Politik und fungiert<br />
als eine Plattform für interdisziplinären<br />
Austausch und Zusammenarbeit, die Entwicklung<br />
und Durchführung von Forschungsprojekten,<br />
die Abwicklung von Lehre und<br />
Fortbildungen, Beratungstätigkeit und<br />
Veranstaltungen. Darüber hinaus vernetzt<br />
es die Universität Innsbruck mit einer Reihe<br />
von weiteren nationalen und internationalen<br />
Forschungs-, Lehr- und Dokumentationseinrichtungen<br />
sowie NGOs und Vereinen im<br />
Bereich Migration/Globalisierung.<br />
Bei der Eröffnung wurde auch das Buch von<br />
Erol Yildiz „Nach der Migration“ vorgestellt.<br />
Erol Yildiz (Univ.-Prof. Dr.) hat den Lehrstuhl<br />
für Migration und Bildung an der Universität<br />
Innsbruck inne. Herausgeber ist der<br />
oder<br />
Assistenzprofessor im Lehr- und Forschungsbereich<br />
Migration und Bildung an der<br />
Universität Innsbruck, Marc Hill.<br />
Geld zurück! 1<br />
Immer für Sie & Ihr Kind da - für alle Schulklassen und<br />
alle Fächer von der Volksschule bis zur Matura!<br />
Herzaman sizin ve çocuğunuz için burada - bütün<br />
sınıflar ve dersler için, İlkokul‘dan Matura‘ya kadar.<br />
Frühzeitig aktiv werden:<br />
Gezieltes & intensives Training<br />
für die Zentralmatura!<br />
Şimdi aktif bir şekilde, hedefe<br />
odaklı ve yoğun bir eğitim<br />
ile Yeni Sınav Sistemi‘ne<br />
(Zentralmatura) hazırlanın.<br />
Nur für Neukunden: Testen Sie 2 kostenlose Schnupperstunden!<br />
Sadece yeni öğrenciler için: 2 ücretsiz deneme saatine katılabilirsiniz.<br />
1 Sondertarif: Aktionsbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfwegodergeldzurueck.<br />
INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />
HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />
SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />
WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />
TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />
WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />
Nach der Migration<br />
Postmigrantische Perspektiven jenseits<br />
der Parallelgesellschaft<br />
Erol Yildiz / Marc Hill (Hg.)<br />
Print, 29,99 €<br />
12/2014, 298 Seiten,<br />
ISBN 978-3-8376-2504-2<br />
transcript Verlag<br />
© transcript Verlag<br />
Entgeltliche Einschaltung
Grafik: marketagent<br />
<strong>DEZEMBER</strong> <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
MIGRANTEN / MIGRATION / VIELFALT - 10<br />
Integrationsabteilung feierte 10-jähriges Bestehen<br />
10 Jahre MA 17<br />
(rk) "Nach der Gründung des Wiener Integrationsfonds<br />
1992 und der Schaffung der Funktion<br />
der 'Integrationsstadträtin' 1996, hat<br />
Wien vor zehn Jahren einen weiteren wichtigen<br />
Schritt in der Integrationspolitik<br />
gemacht. Die Gründung einer eigenen<br />
Integrationsabteilung im Jahr 2004 war in<br />
vieler Hinsicht eine Pionierleistung", betonte<br />
die Wiener Integrationsstadträtin Sandra<br />
Frauenberger anlässlich des Fests zum 10-<br />
jährigen Bestehen der MA 17 - Integration&Diversität.<br />
Sowohl inhaltlich als auch<br />
organisatorisch ist Wien damals einen Weg<br />
gegangen, der von vielen belächelt wurde,<br />
wie die Stadträtin weiter ausführt. "Mittlerweile<br />
sind unserem Beispiel aber viele<br />
Gemeinden, die Länder und letztendlich auch<br />
der Bund gefolgt. Integrationspolitik ist in der<br />
Mitte der Gesellschaft angekommen und<br />
trägt zum guten Miteinander in unserer<br />
Gesellschaft bei", so Frauenberger.<br />
In den letzten 10 Jahren konnte die<br />
Magistratsabteilung 17 zahlreiche Initiativen<br />
setzen und Projekte verwirklichen. So konnten<br />
unter anderem im Rahmen der Niederlassungsbegleitung<br />
"StartWien" beinahe<br />
19.000 Personen an der Hand genommen<br />
und bei ihren ersten Schritten in Wien<br />
begleitet werden. Mehr als 8000 Kinder hatten<br />
im Rahmen der Sommersprachkurse die<br />
Möglichkeit ihre Deutschkenntnisse zu verbessern.<br />
Und 7500 Frauen haben bei den<br />
"Mama lernt Deutsch"-Kursen Deutsch gelernt<br />
während ihre Kinder optimal betreut wurden.<br />
Inhaltlich wurde mit der Gründung der MA<br />
17 ein Paradigmenwechsel vollzogen, der die<br />
Wiener Integrationspolitik zu einer Diversitätspolitik<br />
weiterentwickelte. "Diversität bedeutet<br />
Vielfalt. Der Diversitätsansatz sieht<br />
Zuwanderung und Vielfalt als Normalität,<br />
verschließt vor Herausforderungen nicht die<br />
Augen und erkennt die Chancen, die sich aus<br />
Zuwanderung ergeben. Diversitätspolitik<br />
sieht Vielfalt als Bereicherung", wie Integrationsstadträtin<br />
Frauenberger die damals<br />
wichtige Weichenstellung erklärt.<br />
Menschenrechtspreis <strong>2015</strong> an “Train of Hope”<br />
Verliehen von der Österreichischen Liga für Menschenrechte<br />
Der Preis zur Wahrung und Erhaltung der<br />
Menschenrechte wurde von der Österreichischen<br />
Liga für Menschenrechte verliehen.<br />
In diesem Jahr ging er an die Initiative „Train<br />
of Hope“, die Flüchtlingen am Wiener Hauptbahnhof<br />
Soforthilfe anbietet – stellvertretend<br />
für alle Freiwilligen, die sich in den letzten<br />
Wochen und Monaten in der Flüchtlingsthematik<br />
engagiert haben.<br />
„Selten haben wir uns so rasch auf einen<br />
mehr als würdigen Preisträger einigen können.<br />
Die Freiwilligen von Train of Hope zeigen<br />
seit Monaten, wie man respektvoll und<br />
empathisch handelt und dabei mit größtem<br />
Einsatz Menschen, die unendliches Leid<br />
erleben mussten, die Würde zurückgibt. Und<br />
das schönste daran: So viele sind dabei!<br />
All jenen soll mit diesem Preis symbolisch<br />
gedankt werden. Diese Initiative macht<br />
uns allen Mut und gibt uns Motivation“,<br />
so Barbara Helige, Präsidentin der Österreichischen<br />
Liga für Menschenrechte.<br />
Als parteiloser und organisationsunabhängiger<br />
Zusammenschluss von Freiwilligen organisiert<br />
und koordiniert Train of Hope<br />
ehrenamtlich die Soforthilfe für Flüchtinge<br />
am Hauptbahnhof Wien. Das Ziel ist die Versorgung<br />
von Reisenden mit Nahrungsmitteln,<br />
Sachspenden oder auch Informationen, bis zu<br />
dem Zeitpunkt, an dem die weitere Versorgung<br />
oder Reise geklärt ist – egal, ob in<br />
einer Aufnahmestelle in Österreich oder<br />
einem anderen Zielland. Wichtiges Anliegen<br />
ist dabei, dass sich die Reisenden willkommen<br />
fühlen und ihnen ein Moment der Ruhe<br />
ermöglicht wird.<br />
Über “Train of Hope”<br />
Train of Hope ist ein politisch unabhängiger<br />
Verein, der ankommenden Flüchtlingen<br />
menschlich, unbürokratisch und weltoffen<br />
Hilfe und Unterstützung bietet.<br />
Train of Hope gibt Flüchtlingen Hoffnung<br />
durch eine aktive Willkommenskultur, rasche<br />
und unkomplizierte Unterstützung und<br />
ehrenamtliches Engagement in verschiedenen<br />
Bereichen. Ausgehend vom Wiener<br />
Hauptbahnhof hilft Train of Hope<br />
Schutzsuchenden mit der Bereitstellung<br />
von Nahrungsmitteln, Bekleidung und<br />
Transportmöglichkeiten sowie rechtlicher<br />
und medizinischer Betreuung. Ziel von Train<br />
of Hope ist es, Flüchtlingen ein Gefühl der<br />
Geborgenheit und eine sichere Weiterreise<br />
zu ermöglichen.<br />
Die Helfer sind am Hauptbahnhof Wien<br />
für Menschen da. Für Menschen, die Schreckliches<br />
in ihrem Heimatland und auf dem<br />
Weg durch Europa miterlebt haben. Für<br />
Menschen, die unsere Hilfe brauchen.<br />
Mehr Infos unter<br />
www.trainofhope.at<br />
© Kromus / PID<br />
Freiwilliges Engagement in Österreich<br />
Hoher Zulauf in der Flüchtlingshilfe<br />
Laut einer Online-Umfrage* hat sich bereits<br />
jede/r Vierte ÖsterreicherIn (23,1 Prozent) in<br />
der Flüchtlingshilfe engagiert.<br />
Von den 76,9 Prozent, die sich noch nicht in<br />
der Flüchtlingshilfe engagiert haben, kann sich<br />
immerhin jede/r fünfte Befragte sehr oder<br />
eher vorstellen, künftig in der Flüchtlingshilfe<br />
aktiv zu werden. Laut dem <strong>2015</strong> vom Sozialministerium<br />
veröffentlichten zweiten Freiwilligenbericht<br />
haben 17 Prozent der insgesamt 3,3<br />
Millionen Freiwilligen in Österreich Migrationshintergrund**.<br />
Großteil bringt sich mit Spenden ein<br />
72,4 Prozent all jener, die sich bereits in der<br />
Flüchtlingshilfe einbrachten, haben sich durch<br />
Sachspenden beteiligt, weitere 38,1 Prozent<br />
durch Geldspenden. Auf Platz drei liegt mit 17,3<br />
Prozent die Mitarbeit in Notunterkünften und<br />
Flüchtlingsheimen, gefolgt von der Teilnahme<br />
an öffentlichen Aktionen, die Flüchtlingen zu<br />
Gute kamen (13,1 Prozent). Vergleichsweise<br />
wenige Personen engagierten sich im Rahmen<br />
eines Patenschafts-, Buddy- oder Mentorenprogramms<br />
(4,3 Prozent). 2,8 Prozent haben<br />
Flüchtlingen eine private Unterkunft zur Verfügung<br />
gestellt.<br />
Zudem zeigen vorläufige Zahlen des Fundraising<br />
Verbands Austria, dass für die Flüchtlingshilfe<br />
seit Juni <strong>2015</strong> bereits zwölf Millionen Euro an<br />
betroffene Organisationen gespendet wurden<br />
(Stand Anfang November).<br />
© NÖ LAK<br />
NGO’s: Hoher Zulauf in der Flüchtlingshilfe<br />
Auch die Zahlen der wichtigsten Trägerorganisationen,<br />
die sich an der Flüchtlingshilfe beteiligen,<br />
zeigen, dass die Versorgung geflüchteter<br />
Personen zu einem großen Teil von freiwilligen<br />
HelferInnen getragen wird. Bei der Caritas<br />
Österreich haben sich seit dem Sommer<br />
diesen Jahres rund 14.300 neue Freiwillige<br />
zur Mitarbeit in der Flüchtlingshilfe gemeldet.<br />
Der Arbeiter-Samariter-Bund schätzt, dass sich<br />
täglich bis zu 1.200 Personen in der Flüchtlingshilfe<br />
engagieren. Das Österreichische Rote<br />
Kreuz setzt in der Flüchtlingshilfe<br />
bundesweit<br />
rund 500 freiwillige<br />
HelferInnen pro Tag ein.<br />
Im Flüchtlingsdienst der<br />
Diakonie sind derzeit<br />
525 Ehrenamtliche registriert.<br />
Im Vergleich zum<br />
Jahresende 2014 hat sich<br />
diese Zahl laut Angaben<br />
der Diakonie verdoppelt.<br />
Das Presseteam der<br />
Organisation „Train of<br />
Hope“ gibt zudem an,<br />
dass einige der jetzt aktiven Freiwilligen selbst<br />
vor nicht allzu langer Zeit mit ihren Familien auf<br />
der Flucht waren. Sie helfen vor allem als ÜbersetzerInnen<br />
für Sprachen wie Farsi, Arabisch,<br />
Urdu und Kurdisch.<br />
• 23 Prozent engagieren sich in der Flüchtlingshilfe<br />
• Großer Teil der Flüchtlingshilfe läu über<br />
Sach- und Gelspenden<br />
• NGO’s verzeichneten starken Anseg der<br />
Freiwilligen für Flüchtlingshilfe<br />
• Die Häle aller Migrannnen ist in einer<br />
Form der Freiwilligenarbeit täg<br />
• MigrantInnen sind insbesondere in der<br />
informellen Freiwilligenarbeit täg<br />
*Online-Umfrage des Marktforschungsunternehmens marketagent vom Oktober <strong>2015</strong> **Die Daten des zweiten Freiwilligenberichts<br />
stammen aus der IFES-Studie „Freiwilliges Engagement in Österreich. Bundesweite Bevölkerungsbefragung 2012“<br />
Publikation der NÖ Sprachenoffensive<br />
Im Verschiedensein die gemeinsamen Stärken sehen<br />
Zwei Tiere stehen im Mittelpunkt<br />
der neuesten Publikation<br />
der NÖ Sprachenoffensive:<br />
Elefant und<br />
Schlange sind zwei so ganz<br />
unterschiedliche Tiere, die<br />
gute Freunde sind, weil beide<br />
erkannt haben, wie wichtig es<br />
ist, dass jeder von beiden<br />
etwas anderes gut kann.<br />
Für die Ausstellung im Bürgerspital<br />
und Publikation<br />
„Der Elefant und die Schlange“<br />
fand Frau Bürgermeisterin<br />
PSI Brigitte Ribisch lobende<br />
Worte an die Autorin und<br />
Veranstalter. „Gerade in<br />
Grenzregionen ist es wichtig,<br />
Kindern die Sprache des Nachbarn<br />
näher zu bringen.“<br />
Die Idee zu diesem Kinderbuch<br />
stammt von der Retzer Autorin<br />
Elisabeth Strebl, welche die<br />
entzückende Geschichte einst<br />
für ihre Enkel aufschrieb.<br />
An der NÖ Landesakademie<br />
Quelle: Medien-Servicestelle Neue Österreicher/innen<br />
entstand daraus in Zusammenarbeit<br />
mit den Kindergärten<br />
Laa an der Thaya<br />
(Am Ostbahnhof, Wehrgartenstraße)<br />
und Wulzeshofen<br />
ein Kinderbuch, das beim<br />
Erlernen der Nachbarsprachen<br />
Tschechisch, Slowakisch, Ungarisch<br />
und Deutsch hilft.<br />
Da bei der Ausarbeitung<br />
des Buches sehr viele Bilder<br />
entstanden sind, die leider<br />
nicht alle im Buch zur Verwendung<br />
kommen<br />
konnten, organisierte<br />
die NÖ<br />
Landesakademie<br />
gemeinsam mit<br />
den Kindergärten<br />
eine Ausstellung<br />
in Laa an der<br />
Thaya. "Kinder und<br />
Mehrsprachigkeit“<br />
lautete das Motto<br />
der Ausstellung<br />
und Autorenlesung<br />
über die Neuerscheinung<br />
des Kinderbuches<br />
„Der<br />
Elefant und die<br />
Schlange“.
© Bernd Kasper / pixelio.de<br />
© BMEIA/Dragan Tatic<br />
© Residenz Verlag<br />
11 - MIGRANTEN / MIGRATION / VIELFALT<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Aktion "Teamplay ohne Abseits"<br />
Integrations-Workshops und 50 neue ZUSAMMEN:ÖSTERREICH-Integrationsbotschafter<br />
aus dem Profifußball fördern Zusammenleben im Sport<br />
Wien (OTS) - Im Wiener Ernst-Happel-<br />
Stadion wurde die neue Aktion „Teamplay<br />
ohne Abseits“, die besseres Zusammenleben<br />
durch Sport fördert, präsentiert.<br />
50 Fußballprofis mit Migrationshintergrund<br />
aus Regional-, Landes und Bundesverbänden<br />
werden dabei als neue ZUSAMMEN:ÖSTER-<br />
REICH Integrationsbotschafter Schulen und<br />
Fußballvereine österreichweit besuchen und<br />
erzählen, wie sie ihren Integrationsweg in<br />
Österreich erfolgreich gemeistert haben. Die<br />
Kooperation entstand auf Initiative des ÖFB<br />
in Zusammenarbeit mit ZUSAMMEN:ÖSTER-<br />
REICH und der Bundesliga. Gemeinsam<br />
wurden auch Workshops und Informationsmaterialien<br />
für Fußballvereine zum Thema<br />
Integration entwickelt.<br />
Integrationsminister Sebastian Kurz: „Gerade<br />
vor dem Hintergrund der derzeitigen Herausforderungen<br />
im Bereich der Integration kann<br />
Sport wesentliche Impulse setzen, um das<br />
erfolgreiche Zusammenleben zu fördern.<br />
Denn im Sport spielen Hautfarbe, Herkunft<br />
oder Religion keine Rolle, was zählt, ist das<br />
gemeinsame Engagement. Diesen Teamgeist<br />
sehen wir bei unserer Nationalmannschaft<br />
und den Bundesliga-Klubs genauso<br />
wie bei engagierten<br />
Nachwuchsspielern. Ich freue<br />
mich sehr, dass uns der Österreichische<br />
Fußballverband und<br />
die Bundesliga mit ihren Fußballprofis<br />
künftig dabei unterstützen,<br />
gelebte Integration in<br />
Schulen und Fußballvereinen<br />
greifbar zu machen.“<br />
Mit eigens entwickelten Workshops<br />
wird ZUSAMMEN:ÖSTER-<br />
REICH das Thema Integration in<br />
Fußballvereinen und Einrichtungen<br />
für Nachwuchsförderung<br />
in ganz Österreich erlebbar<br />
machen – spannende Integrationsgeschichten,<br />
praxisnahe<br />
Teamspiele und offene Diskussionen<br />
inklusive. „Diese Aktion<br />
ist einmalig in Österreich und<br />
beispielgebend im Fußballsport,<br />
der für alle offen steht. Die<br />
Workshops werden zu einer<br />
weiteren Sensibilisierung in den<br />
Vereinen beitragen“, ist ÖFB-<br />
Sportdirektor Willi Ruttensteiner<br />
überzeugt.<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Voices for Refugees<br />
Für ein menschliches Europa<br />
Am 3. Oktober <strong>2015</strong> waren rund 200.000<br />
Menschen in Wien auf der Straße, um am<br />
Heldenplatz ihre "Voices for Refugees" zu<br />
erheben. Viele Künstler traten bei dem von<br />
der Volkshilfe veranstalteten siebenstündigen<br />
Solidaritätskonzert auf. Mit Europas größter<br />
Manifestation der Menschlichkeit wurde<br />
Geschichte geschrieben. Ewald Tatar,<br />
Geschäftsführer von Nova Music: „Die Stimmung<br />
im Publikum war einzigartig und das<br />
Zeichen für Menschlichkeit unüberhörbar".<br />
Das Buch „Voices for Refugees“ zeigt mit<br />
vielen Fotos den eindringlichen Protest und<br />
die gemeinschaftliche Hilfe im Jahr <strong>2015</strong>.<br />
Erich Fenninger, der Initiator des Solidaritätskonzerts,<br />
analysiert die neue Refugee-<br />
Bewegung.<br />
Erich Fenninger: "Wir erleben keine<br />
Flüchtlingskrise sondern eine Krise der<br />
Solidarität der europäischen Regierungen".<br />
Mit den Ansprachen vom Heldenplatz zum<br />
Nachlesen sowie Beiträgen und Statements von<br />
Marcel Hirscher, Vea Kaiser, Robert Misik,<br />
Michael Niavarani, Erika Pluhar, Martin Pollack,<br />
Julya Rabinowich, Marlene Streeruwitz, Ashley<br />
Winter und vielen weiteren Prominenten.<br />
Pro verkauftem Exemplar geht ein Erlös von fünf<br />
Euro direkt an die Volkshilfe-Flüchtlingshilfe.<br />
Alle Texte und Fotos des Buches wurden<br />
von den AutorInnen, den FotografInnen und<br />
den KünstlerInnen kostenfrei zur Verfügung<br />
gestellt.<br />
Erich Fenninger<br />
geboren 1963 in Bad Vöslau, seit 2003 Bundesgeschäftsführer<br />
der Volkshilfe Österreich<br />
<strong>DEZEMBER</strong> <strong>2015</strong><br />
und stellvertretender Vorsitzender der<br />
Sozialwirtschaft Österreich. Vorstandsmitglied<br />
zahlreicher Sozialorganisationen und wissenschaftlicher<br />
Beirat der FH St. Pölten. Er ist<br />
Herausgeber von „Ich bin wer ich war. Mit<br />
Demenz leben“ (2014) und „Von Freiheit<br />
träumen: Das Flüchtlingsleben der Westsaharauis“<br />
(2012).<br />
Voices for Refugees<br />
Erich Fenninger (Hrsg.)<br />
160 Seiten<br />
EUR 24,90<br />
ISBN: 9783701733927<br />
Residenz Verlag<br />
Innovative und nachhaltige Sportprojekte prämiert<br />
„Integrationspreis Sport <strong>2015</strong>“<br />
Wien (OTS) - Der „Integrationspreis Sport<br />
<strong>2015</strong>“ wurde von Integrationsminister<br />
Sebastian Kurz und Sportminister Gerald<br />
Klug verliehen. 12 innovative und nachhaltige<br />
Sportprojekte, die die Integration von Zuwander/innen<br />
und Flüchtlingen in Österreich<br />
fördern, wurden mit insgesamt 15.000 Euro<br />
prämiert.<br />
Der mit 3.000 Euro dotierte Hauptpreis ging<br />
an das steirische Sport- und Bildungsprojekt<br />
„Bewegung mit dem Ball“ für Kinder im<br />
Alter von 6 bis 14 Jahren. Birol Yilmaz, der<br />
selbst türkische Wurzeln hat, startete 2014<br />
in Leoben-Donawitz das Projekt „Bewegung<br />
mit dem Ball“ und fördert damit das Miteinander<br />
von Kindern aus 15 verschiedenen<br />
Nationen. Neben den wöchentlichen Fußballund<br />
Völkerballtrainings werden die Kinder<br />
beim Spracherwerb und der Erweiterung<br />
ihrer Deutschkenntnisse gefördert. Außerdem<br />
konnte über das Projekt hinaus ein Netzwerk<br />
aus Eltern und Lehrer/innen aufgebaut<br />
werden, um die Kinder bestmöglich bei<br />
der Bewältigung ihres Schulalltags zu unterstützen.<br />
Der zweite Hauptpreis in der Höhe von 2.000<br />
Euro ging an das Projekt „Rugby Opens<br />
Borders“ aus Wien. Die Initiative fördert<br />
den interkulturellen Austausch und das<br />
Zusammenspiel von jungen Flüchtlingen,<br />
Migrant/innen sowie Österreicher/innen<br />
ohne Migrationshintergrund. Das internationale<br />
Team der Rugby Union Donau Wien<br />
besteht aus engagierten Menschen mit<br />
verschiedensten beruflichen Hintergründen<br />
wie Jurist/innen, Sozialpädagog/innen oder<br />
Kulturschaffende. Wöchentlich treffen<br />
sich bis zu 30 Jugendliche aus Österreich,<br />
Afghanistan, Syrien und Somalia zum<br />
gemeinsamen Rugby-Training. Spielerisch<br />
wird ihnen dabei der Zugang zur österreichischen<br />
Gesellschaft ermöglicht und<br />
die Grundwerte des Zusammenlebens in<br />
Österreich vermittelt.<br />
Birol Yilmaz (4.v.l.) erhält den Hauptpreis für sein Sport- und Bildungsprojekt „Bewegung mit dem Ball“<br />
Bildungschance für Jugendliche mit Migrationshintergrund<br />
START-Stipendien<br />
19 Jugendliche mit Migrationshintergrund dürfen sich über die begehrten START-Stipendien freuen<br />
Wien – 19 Wiener Schülerinnen und Schüler mit<br />
Migrationshintergrund durften bei den Feierlichkeiten<br />
im WKO Campus Wien die begehrten<br />
START-Stipendien entgegennehmen. Damit sind<br />
sie bereits der 10. Jahrgang, der vom Verein auf<br />
dem Weg zur Matura unterstützt wird.<br />
Österreichweit absolvierten bereits 160<br />
Jugendliche aus 45 Nationen die Matura mit<br />
START. Für den diesjährigen Jahrgang wurden<br />
19 Schülerinnen und Schüler in Wien ausgewählt<br />
und nun offiziell begrüßt und vorgestellt.<br />
Hochprofessionell gaben sich zwei der neuen<br />
StipendtiatInnen, die siebzenjährige Nahla<br />
Hamoudah und die fünfzehnjährige Marzia<br />
Suleimanli, bei ihrer Rede über „Bildung als<br />
Menschenrecht“ und darüber, was das Stipendium<br />
für sie bedeutet. „Der erste Schritt in<br />
die Zukunft beginnt mit der Bildung“, ist<br />
Nahla überzeugt. „Man sollte in jedem Land<br />
willkommen geheißen werden und die gleichen<br />
Chancen bekommen. Denn Bildung ist auch ein<br />
Weg aus der Armut.“<br />
Foto: START-Wien<br />
Wie START-Wien junge Menschen auf ihrem<br />
Bildungsweg begleitet<br />
START-Wien begleitet und unterstützt Jugendliche<br />
mit Migrationshintergrund auf ihrem Weg<br />
zur Matura. Die Stipendien werden unabhängig<br />
von Nationalität und Aufenthaltsstatus vergeben.<br />
Die neuen StipendiatInnen haben ihre<br />
Wurzeln in Syrien, Simbabwe, Indien, Iran,<br />
Afghanistan, Niger, Ghana, Kosovo, Aserbaidschan,<br />
Polen, Russland, China, Mazedonien,<br />
im Sudan und auf den Philippinen. Unterstützt<br />
werden sie durch einen Laptop, einen Multifunktionsdrucker<br />
sowie durch 100 Euro<br />
Bildungsgeld im Monat. Noch wichtiger ist aber<br />
die ideelle Unterstützung etwa in Form von Bildungsseminaren,<br />
gemeinsamen Exkursionen<br />
oder bei der Studien- und Berufswahl. „Man<br />
wird bei START nicht nur unterstützt, sondern<br />
man lernt viele Menschen kennen, findet<br />
neue Freunde und es ist wie eine Familie, die<br />
jedes Jahr immer weiter wächst“, sagt Marzia<br />
in ihrer Rede.
Tarife değişikliği 13 Aralık’ta başladı.<br />
Şimdi gerekli bilgilere ulaşın...<br />
VVT’nin yeni hizmetleri<br />
ve yeni tarifeleri Tirol’ü<br />
hareketlendiriyor...<br />
Am Sonntag, den 13. Dezember<br />
<strong>2015</strong> ist europaweit Fahrplanwechsel<br />
und38 Tiroler<br />
Verkehrsunternehmen fahren<br />
nach einem neuen Fahrplan.<br />
Grunddafür sindAbstimmungen<br />
des Regionalverkehrs auf<br />
den Fernverkehr und neue<br />
Verkehrsangebote des VVT.<br />
Große Abweichungen zum<br />
bestehenden Fahrplan können<br />
dennoch vermieden werden.<br />
Den KundInnen des VVT<br />
wirdtrotzdem empfohlen, sich<br />
13 Aralık Pazar günü itibariyle,<br />
Avrupa genelinde toplu taşıma<br />
araçlarında yol haritası ve tarife<br />
değişikliği oldu ve 38 Tirol taşıt<br />
işletmesi de yeni tarifeye göre<br />
çalışmaya başladı. Bunun sebebi<br />
bölgesel ulaşımın uzun mesafe<br />
ulaşıma uygun hale getirilmesi<br />
ve Tirol Toplu Taşıma İşletmesi’nin<br />
(VVT) yeni taşımacılık<br />
hizmetleri. Hali hazırdaki tarifelerde<br />
büyük değişiklikler yapılmasından<br />
kaçınıldı. Toplu<br />
taşıma araçlarını kullanan yolculara,<br />
Aralık ayından itibaren<br />
VVT’nin müşteri merkezinden<br />
ve VVT internet sayfasından<br />
yeni yol haritası ve tarifeler hakkında<br />
bilgi almaları tavsiye ediliyor.<br />
Yeni hat kitapçığı da düzenlendi<br />
ve kullanımı daha kolay<br />
hale getirildi.<br />
VVT 20 yıldır hizmette<br />
VVT’nin 1995’deki kuruluşundan<br />
bu yana Tirol’de toplu taşımacılık<br />
alanında çok şeyler yapıldı:<br />
Tirol’de bölgesel ulaşımın temeli<br />
29 otobüs, 6 hızlı tren hattı, 4<br />
REX bağlantısı, Regiotax marka<br />
değişik talep otobüsleri, 2 uzak<br />
mesafe banliyo treni, Osttirol’de<br />
banliyo trenleri, Zillertal ve Stubaital<br />
trenleri.<br />
Neue VVT Angebote und neue Fahrpläne machen Tirol mobil<br />
Fahrplanwechsel, am 13. Dezember <strong>2015</strong>. Jetzt darüber informieren.<br />
Anfang Dezember <strong>2015</strong> über die<br />
neuen Fahrpläne im VVT KundenCenter<br />
und auf der Website<br />
des VVT zu informieren: Neue<br />
VVT Linienfolder werden noch<br />
benutzerfreundlicher.<br />
20 Jahre VVT<br />
VVT’nin 20 yıldaki diğer hizmetleri:<br />
P+R tesisleri ve durak gibi<br />
altyapı hizmeti, SmartRide akıllı<br />
telefon uygulaması ve duraklardaki<br />
DFI göstergeleri gibi hizmetlerle<br />
yolcuları tam zaman<br />
konusunda bilgilendirme. Buna<br />
ek olarak yıllık ağ bileti, zamanlı<br />
biletler ve hesaplı tek biletler.<br />
Ayrıca VVT, bütün yakın mesafe<br />
ulaşım hizmetlerini otobüs, tren<br />
ve tramvay koordineli olarak<br />
yapmayı ve bunun için de yakın<br />
mesafe ulaşım işletmesini görevlendirmeyi<br />
planlıyor. Tirol’de<br />
toplu taşıma 20 yılda sürekli<br />
yaygınlaştırıldı ve yolcular bunu<br />
memnuniyetle karşıladı.<br />
Seit der Gründung des VVT 1995<br />
hat sich im öffentlichen Verkehr<br />
in Tirol viel getan: Basis des<br />
Regionalverkehrs in Tirol sind29<br />
Regiobuskonzepte, 6 S-Bahnlinien,<br />
4 REX-Verbindungen, diverse<br />
Bedarfsbusse der Marke<br />
Regiotax, 2 Regionalbahnen im<br />
Außerfern, die Regionalzüge in<br />
Osttirol, die Zillertalbahn und<br />
die Stubaitalbahn.<br />
Yolcu sayısı arttı<br />
VVT’nin hizmetlerinin memnuniyetle<br />
karşılanmasını artan<br />
yolcu sayısı da teyit ediyor: Yaklaşık<br />
90 bin Tirol’lü senelik biletle<br />
yollarda. Bunlardan 20 bini<br />
yaşlı yıllık bileti, 12 bini yıllık hat<br />
bileti, 52 bin Okullara özel bilet<br />
(SL-Ticket) ve 5 bini sömestr bileti.<br />
Yolcu sayısı da devamlı artmakta.<br />
2011’de taşınan yolcu<br />
sayısı 60 milyon, 2014’de ise 66<br />
milyon. Toplu taşıma araçlarının<br />
katettiği mesafede devamlı bir<br />
artış var. 2005’de 29 milyon km.<br />
kattedilmiş, <strong>2015</strong> yılı sonuna<br />
kadar yüzde 48 artışlar 43 milyon<br />
km.’nin üstünde olacak.<br />
Weitere Leistungen des VVT in<br />
20 Jahren waren: Infrastruktur<br />
wie P+R-Anlagen undHaltestellen,<br />
Fahrgastinformationssysteme<br />
in Echtzeit wie die<br />
SmartRide App und DFI-Anzeiger<br />
an Haltestellen. Hinzu<br />
kommt ein dichtes und attraktives<br />
VVT Ticketsystem aus Jahresnetz-Tickets,<br />
Zeit-Tickets und<br />
vergünstigten Einzel-Tickets.<br />
Außerdem plant der VVT<br />
sämtliche Nahverkehrsleistungen,<br />
koordiniert die Anschlüsse<br />
von Bus, Bahn undTram und<br />
beauftragt die Tiroler Nahverkehrsunternehmen.<br />
In 20<br />
Jahren wurde der öffentliche<br />
Verkehr in Tirol kontinuierlich<br />
ausgebaut undvon Fahrgästen<br />
gut angenommen.<br />
Foto: VVT<br />
Foto: VVT<br />
Şimdi bilgilenin:<br />
Yeni yol haritası ve tarife<br />
değişikliği, yeni hizmetler ve<br />
güncel tarifelerle ilgili bilgileri<br />
Aralık ayı başından itibaren<br />
www.vvt.at internet<br />
adresinde, VVT’nin Müşteri<br />
Merkezi 0512/ 56 16 16<br />
ya da VVT SmartRide App<br />
uygulamaları üzerinden doğru<br />
zamanda bulabilirsiniz.<br />
VVT Hat Kitapçığı’nın şimdi<br />
kullanımı daha kolay. Hat<br />
güzergahı, tren ya da otobüs<br />
mü ve hat ilçe dışı mı? Bunların<br />
hepsi bir anda bilinebilecek.<br />
Fahrgastzahlengestiegen<br />
Die Angebote des VVT wurden<br />
gut angenommen, was sich in<br />
den gestiegenen Fahrgastzahlen<br />
zeigt: Rd. 90.000 TirolerInnen<br />
sindmit Jahres-Tickets unterwegs.<br />
Davon rd. 20.000 mit<br />
Jahres-Tickets SeniorIn, rd.<br />
12.000 mit streckenbezogenen<br />
Jahres-Tickets, rd. 52.000 mit<br />
SL-Tickets, rd. 5.000 mit Semester-Tickets.<br />
Auch die Anzahl der<br />
Fahrgäste ist gestiegen: 2011<br />
wurden noch 60 Mio. Fahrgäste<br />
befördert, 2014 waren es<br />
bereits 66 Mio. Fahrgäste<br />
(+10%). Die Kilometerleistung<br />
der öffentlichen Verkehrsmittel<br />
ist ebenso ständig gestiegen:<br />
2005 wurden rd. 29. Mio.<br />
km gefahren, mit Ende <strong>2015</strong><br />
werden es über 43. Mio. km<br />
sein (+48%).<br />
Jetzt informieren:<br />
Infos zum Fahrplanwechsel,<br />
über neue Angebote unddie<br />
Fahrpläne finden Sie ab<br />
Anfang Dezember <strong>2015</strong><br />
unter: www.vvt.at,<br />
im KundenCenter des<br />
VVT unter: 0512 / 56 16 16,<br />
oder in Echtzeit über die<br />
VVT SmartRide App.<br />
Die Linienfolder des VVT<br />
werden jetzt noch<br />
benutzerfreundlicher:<br />
VVT KundInnen wissen damit<br />
auf einen Blick, wo die Linie<br />
fährt, ob es ein Zug oder<br />
Bus ist undob die Linie<br />
bezirksübergreifendfährt.
BEZAHLTE ANZEIGE.<br />
FAHRPLANWECHSEL,<br />
AM 13.12.<strong>2015</strong>.<br />
TIROLWEIT GELTEN NEUE FAHRPLÄNE FÜR BUS, BAHN UND TRAM.<br />
Jetzt informieren, wann Ihre Öffis fahren.<br />
MEHR INFOS<br />
www.vvt.at<br />
VVT GRATIS-APP<br />
SmartRide<br />
HOTLINE<br />
(0512) 56 16 16<br />
VERKEHRSVERBUND TIROL KUNDENCENTER<br />
STERZINGER STRASSE 3 . 6020 INNSBRUCK . GEÖFFNET: MONTAG - FREITAG 7:30 - 18:00 UHR
ARALIK <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 14<br />
FOTO-SERRA<br />
Ömer Erkan<br />
omererkan92@hotmail.com<br />
Kalpteki Duygu Bozukluğu<br />
Boşa sevmiş bir yüreğin dili<br />
olmaz. Suskundur o, her ne<br />
şekilde olursa olsun dönmez<br />
kararından. Kırılmıştır bir<br />
kere. Yara almış, incinmiştir.<br />
Nefesten kesilip geleceğini<br />
görememenin acısını ta<br />
içinde hissetmektedir. Kalbin<br />
ta içi... İç kavramında daha ne<br />
kadar derine gidiyorsa, o<br />
denli derinlerde bir yerlerde.<br />
Söylenen her söz anlamsızdır<br />
artık. Yapılan gurur gibi görünse<br />
de, kalpte gururun<br />
işi yoktur. İntikam, gurur gibi<br />
sıfatlar sağlıklı bir kalpte bulunmaz.<br />
O bölüm açılmamıştır.<br />
Ne vakit ki incinir, acıyla<br />
bütünleşir, o zaman sıfatlara<br />
açar kendini. Zırhını kendi<br />
iradesiyle ortadan kaldırır.<br />
Kör olur. Fakat hala sessizdir.<br />
Susturulmuş kalabalıklarla<br />
birlikte kocaman bir suskunluğa<br />
gömülür. Sessizlik öylesine<br />
büyüktür, öylesine<br />
devasadır ki, kulakları sağır<br />
eder. Çaresizlikle sarıldığı<br />
tüm etkenlerden yavaşca<br />
uzaklaşmaya başlar ve aklının<br />
artık yerine geldiğini kendine<br />
kabullendirir.<br />
Canhıraş saldırılarına başlar.<br />
Önüne geleni bertaraf, kendini<br />
acıtan her şeyi yok etme<br />
arzusu gelir konuverir. Ve<br />
kalp o an anlar çaresizliğini.<br />
Aslında ne kadar güçsüz olduğunu<br />
başkalarına vermek istediği<br />
zararın zerresini yapamayışında<br />
fark eder.<br />
Sonrası hüzünlü bir ömrün<br />
sonsuz kırgınlığı... Alınmamış<br />
intikam, yapılmamış gurur.<br />
Kırılmış kemikte batan bir<br />
şey...<br />
Sahi kalpte kemik var mıdır?<br />
Eğer yoksa acıtan ve inanılmaz<br />
derecede batan şeyin<br />
adı nedir? Yok mudur kalpte<br />
acının diğer bir adı?<br />
Kalpteki ritim bozukluğuna<br />
çare bulunur da, karar veremediği<br />
duygunun bir devası<br />
yoktur ne yazık ki. Tıp kitaplarında<br />
geçmez çünkü aşk kelimesi.<br />
Hastalık olarak kabul<br />
edilmez, her ne kadar en çok<br />
ondan şikâyetçi olsak da. Antibiyotiği<br />
bulunmaz. Reçeteye<br />
aşk yazan doktor gördünüz<br />
mü siz hiç? Peki ya, aşka yine<br />
iyi gelen tek şeyin aşk olduğunu<br />
bilir misiniz?<br />
Ya sen sevgili, giden birini<br />
uğurlamayı bilir mi yüreğin?<br />
Ardından bakarken gözlerinde<br />
biriken yaşları içine<br />
akıtmayı ve o boğazına oturan<br />
kahrolası yumruyu bilir<br />
mi gururun? Çaresizlikle ellerini<br />
öne kavuşturmayı ve<br />
esen rüzgarlar içini titreten o<br />
'gitme' diyememeyi anlayabilir<br />
mi kalbin? Tahammülsüzlük,<br />
yorgunluk kelimeleri var<br />
Eğitim ve Mesleki Eğitim Fuarı’nda<br />
(BIFO-Messe) ziyaretçiler en iyi<br />
şekilde bilgilendirildi...<br />
Gençlere yeni<br />
perspektifler...<br />
Vorarlberg’de genel eğitim ve mesleki eğitim hakkında<br />
kapsamlı bilgiye nereden ulaşılabilir? sorusu konu olduğunda<br />
senelerdir ilk akla gelen BIFO Fuarları olmuştur.<br />
Bu sene 17.’si düzenlenen fuarda 5000’den fazla ziyaretçi<br />
meslekler dünyasını yakınında hissetti. BIFO İşletme Müdürü<br />
Klaus Mathis’in ifadesine göre, ‘‘Bu yılki fuarda göze<br />
çarpan, gençlerin organizatörleri soru bombardımanına tutmasıydı.<br />
Çünkü öğretmenler onları okulda, hedefe yönelik<br />
olarak fuar için hazırlamış ve motive etmiş olmalıydı.’’<br />
Yaklaşık 600 ebeveyn sunulan değişik fırsatların bir resmini<br />
kafalarında oluşturmak için çocuklarına BIFO fuarını ziyarette<br />
eşlik ettiler. Eğitim kurumları tecrübelerinden dolayı<br />
ebeveynlerin çocuklarının meslek seçiminde arkalarında<br />
durmaları ve eğitimi teşvik etmelerinin gençler için önemli<br />
olduğunu biliyorlar.<br />
Fuarla ilgili bilgiler:<br />
BIFO Fuarı; - 30 katılımcı - 50 mesleki eğitim<br />
- 5000’den fazla ziyaretçi (600’ü ebeveyn) ile yapıldı.<br />
Fuar; BIFO ile birlikte, Ticaret Odası, Vorarlberg Eyaleti, İş<br />
Piyasası Kurumu, Ekonomiyi Destekleme Enstitüsü, Eyalet<br />
Eğitim Müdürlüğü ve Eyalet Meslek Okulları tarafından<br />
organize edilmiştir.<br />
BIFO (Eğitim ve Mesleki Danışmanlık Hizmeti)<br />
mıdır lügatında? Aşkı dilenmenin<br />
yüzsüzlüğüyle karşılaşmış<br />
mıdır onurun?<br />
Ve sen git sevgili, yolunun<br />
açık olacağından emin olarak.<br />
Çünkü aşkı yüreğinde hissetmeyen<br />
emindir kendinden,<br />
geleceğinden. Arkana sakın<br />
bakma! Kırılmaz çünkü gönlün.<br />
Haksızlık olmaz sana, yakışmaz<br />
suretine. Ben en güzel<br />
sıfatları hep yakıştırmışken,<br />
senin üzerinde noksanlık hoş<br />
durmaz. Seven gönlün eli açık<br />
olur, sen bilmezsin.<br />
Hasretle uğurlamayı görmemiştir<br />
gözlerin. Akmamıştır ki<br />
kanlar hiç kana kana gözbebeklerinden.<br />
Ve sen sevgili, hiç durmadan<br />
git. Sakın ola dönmeyi, bir<br />
kere daha koltuklu değnekleriyle<br />
hayata tutunmaya çalışan<br />
şu gönlü yıkma. Gittiğin<br />
yolların hatrına susar bu<br />
gönül, hiç konuşmaz. Çünkü<br />
bilir, dili bir çözülse, ah bir çözülse...<br />
Yakar yıkar, kahreder,<br />
ah edişinde yok eder.<br />
Çünkü bilir, bir ah edişinde<br />
kanar yine, hem de sorgusuz<br />
sualsiz...<br />
(LK)- Salzburg’da toplam 15<br />
kişiden oluşan ve entegrasyon<br />
çalışmalarında ilerleme katetmeyi<br />
hedefleyen ‘Halk Konseyi’<br />
biraraya geldi. Toplam<br />
200 öneriden 3 ağırlıklı konu<br />
belirlendi ve bu, konsey kararı<br />
olarak kamuoyuna tanıtıldı.<br />
Tanıtım toplantısına Eyalet<br />
Valisi Wilfried Haslauer, Vali<br />
Vekili Astrid Rössler, Eyalet<br />
Meclis Üyeleri Hans Mayer ve<br />
Martina Berthold katıldı.<br />
Vali Haslauer konuşmasında,<br />
halk konseyinin, mülteci statüsü<br />
alanların Salzburg eyaletine<br />
daha iyi bir şekilde uyum<br />
sağlamalarına çok değerli<br />
öneriler sunduklarını, özellikle<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
AB Adalet Bakanları, İnternette Yabancı Düşmanlığı,<br />
Nefret ve Şiddet İçeren Paylaşımlara Savaş Açtı<br />
Avusturya Adalet Bakanı Wolfgang Brandstetter:<br />
''Zehirli paylaşımlar,<br />
radikalizmin kaynağıdır''<br />
Avrupa Birliği (AB) Adalet<br />
Bakanları Brüksel'de biraraya<br />
gelerek, yüzmilyonlarca<br />
insanın kullandığı Twitter ve<br />
Facebook gibi sosyal ağların<br />
yetkililerini göreve çağırdı ve<br />
yabancı düşmanlığı, kin, nefret<br />
ve şiddet içeren paylaşımların<br />
bu platformlardan<br />
hızlı bir şekilde kaldırılmasını<br />
talep ettiler.<br />
Avusturya Adalet Bakanı<br />
Wolfgang Brandstetter, ''Zehirli<br />
paylaşımların hemen<br />
kaldırılması gerekir, çünkü<br />
bunlar radikalizmin kaynağını<br />
oluşturmaktadır. 28 AB<br />
Bakanı'nın ortak talebi, sosyal<br />
ağ yöneticileri ile birlikte<br />
genel kuralların belirlenerek<br />
her türlü ırkçılık, şiddet<br />
ve nefret paylaşımlarının<br />
hemen kaldırılmasının garanti<br />
altına alınmasıdır. Ocak<br />
ayı sonuna kadar da bu konuda<br />
sonuca ulaşacağız.''<br />
Nefret ve Şiddet<br />
Söylemlerine Karşı Forum<br />
Bu konuda çalışacak uzmanların<br />
amacı olabildiğince<br />
bunların içinde bir ‘Uyum<br />
Endeksi’ talep edilmesini çok<br />
yerinde bulduğunu ve imkânları<br />
dahilinde konseyden<br />
çıkan kararları uygulama niyetinde<br />
olduklarını ifade etti.<br />
Vali Vekili Rössler ise şöyle<br />
konuştu: ‘‘Entegrasyonun başarılı<br />
olabilmesi için ilk ve en<br />
önemli adım birbirimize yaklaşmamızdır.<br />
İkinci adım ise<br />
birlikte yaşama, çalışma ve<br />
sosyal paylaşma ile ilgili olarak<br />
alınacak somut tedbirlerdir.<br />
Halk Konseyi bunun için<br />
önemli bir rol üstlendi ve<br />
değerli katkılar sağladı.‘‘<br />
Eyalet Meclis Üyesi Mayer<br />
ise konseyin, yapıcı önerileri<br />
çabuk nefret ve şiddet paylaşımlarını<br />
internetten kaldırmak.<br />
Bunun için de kamu<br />
kuruluşları ve özel firmaların<br />
arasında ortak ve gönüllü bir<br />
anlaşma sağlanmalı.<br />
AB İçişleri Bakanları, bu<br />
forumda büyük internet<br />
şirketleri ve Avrupa Polisi<br />
Europol ile hareket edecek<br />
ve başta ‘Kamuoyu terörist<br />
propagandalardan nasıl korunur<br />
ve hangi mücadele<br />
imkânları uygulamaya konabilir’<br />
konuları olmak üzere<br />
tüm tedbirler tartışılacak.<br />
Foto: BMJ / Christian Jungwirth<br />
almak üzere, vatandaşları<br />
aktif olarak uyum konusuyla<br />
bağdaştıran önemli bir uygulama<br />
olduğunu ifade etti.<br />
Mülteci ve Entegrasyondan<br />
Sorumlu Eyalet Meclis Üyesi<br />
Berthold, bu konsey ile eyalet<br />
politikalarına halkın da önerileriyle<br />
katkı sağlayacağının ve<br />
imkân dahilinde bu önerilerin<br />
uyum tedbirlerinin oluşturulması<br />
sırasında kullanılacağının<br />
altını çizdi.<br />
Halk konseyi 200 öneriyi tartıştı<br />
ve sonuçta karar niteliğinde<br />
olacak ve Berthold’e<br />
göre üzerinde mutlaka konuşulması<br />
gereken şu 3 önemli<br />
nokta ortaya kondu:<br />
AB İçişleri Komiseri Dimitris<br />
Avramopouos'a göre, AB’nin<br />
internet sektörüyle ortak<br />
çalışma girişimi doğru<br />
zamanda başladı ve kısa<br />
sürede internet üzerinden<br />
ırkçılıkla ve şiddete çağrı ile<br />
mücadelede önemli bir yol<br />
alınacağını açıkladı.<br />
AB Adalet Komiseri Vera<br />
Jourova ise fikir özgürlüğünün<br />
nerede bittiği, nefret<br />
söyleminin nerede başladığı<br />
konusunda sınır çizgisinin<br />
çok açık bir şekilde belirlenmesi<br />
gerektiğini ifade etti.<br />
Halk Konseyi, Salzburg Entegrasyon Çalışmalarında Bir İlke İmza Attı<br />
SÖZ HAKKI VATANDAŞLARDA...<br />
Der Rat der Bürgerinnen und<br />
Bürger empfiehlt zur Integration<br />
Haslauer, Rössler, Mayr und Berthold: Aus 200<br />
Vorschlägen formulierte der Rat drei Schwerpunkte<br />
Auseinandersetzung mit der<br />
Angst: Offenheit, Respekt, Vertrauen,<br />
Toleranz sollen in der<br />
Bevölkerung geweckt werden. Wir<br />
brauchen Zuversicht, Mut und<br />
Zusammenspiel, Begegnung und<br />
Austausch. Dies soll durch die Politik<br />
verstärkt ermöglicht werden.<br />
Integrationscodex und Wertevermittlung:<br />
Wie schaut ein Integrationscodex<br />
überhaupt aus?<br />
Welche Kann- und Mussregeln<br />
sollte dieser enthalten? Welche<br />
Werte, Verhaltensweisen, Gebräuche,<br />
Sitten und Rechte sollen vermittelt<br />
werden?<br />
Information worüber und wie:<br />
Stärkere Information über angenehme<br />
und unangenehme Inhalte<br />
sowie historische und globale<br />
Hintergründe sollen in den Fokus<br />
der Diskussion gerückt werden.<br />
Dazu gehört auch die Klärung, wie<br />
zusätzliche Arbeitsplätze und neue<br />
(v.l.n.r ): Landesrat Hans Mayr, Landesrätin Mag. a Martina Berthold, Landeshauptmann Dr. Wilfried Arbeitsfelder geschaffen werden<br />
Haslauer, Landeshauptmann-Stellvertreterin Dr. Astrid Rössler und Bürgermeister Martin Greisberger können.<br />
Foto: LMZ/Neumayr/MMV<br />
Justizminister Wolfgang Brandstetter: "Vergiftete Inhalte sind Quelle der Radikalisierung"<br />
-Korkuyla mücadele: Açıklık,<br />
saygı, güven, hoşgörü halk<br />
arasında iyice yerleşmeli.<br />
Güven, cesaret, birliktelik,<br />
görüşme ve değişime ihtiyaç<br />
var. Bunlar politikayla güçlendirilerek<br />
sağlanmalı.<br />
-Uyum Endeksi ve değerlerin<br />
aktarımı: Uyum Endeksi nasıl<br />
olacak? Hangi uygulanabilir<br />
ve uyulması zorunlu kuralları<br />
içerecek? Hangi değerler,<br />
davranış biçimleri, gelenekler,<br />
erdemler ve haklar aktarılmalı?<br />
-Ne hakkında ve nasıl bir<br />
bilgilendirme: Hoş olan ve<br />
olmayan içerikler hakkında<br />
daha güçlü bilgilendirme, tarihsel<br />
ve küresel esas nedenler,<br />
tartışmanın odağı olmalı<br />
buna ek olarak ilave işler ve<br />
yeni çalışma alanları nasıl<br />
oluşturulabilir konusuna açıklık<br />
getirmek.<br />
Konsey, katılımcıları başvuruyla<br />
değil rastgele örneğin<br />
nüfus kayıttan seçiyor. Konsey<br />
karışık meselelerde farklı<br />
fikirlerin buluştuğu bir organ.<br />
Vatandaşlar bir konuyu beraber<br />
tartışmak için 2 gün<br />
süreyle buluşuyor. Konsey,<br />
siyasi kurumların yerine değil,<br />
onların tamamlayıcısı olarak<br />
düşünülmüş. Tavsiyeler sunarak<br />
kararların hazırlık aşamasına<br />
hizmet ediyor, son<br />
aşamada oy birliğiyle ortak<br />
bir açıklama oluşturuluyor ve<br />
bu açıklama daha sonra<br />
kamuoyunda tartışılıyor.
15 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
ARALIK <strong>2015</strong><br />
Karriere beim Bundesheer:<br />
Vielfältige<br />
Aufgaben, gute<br />
Zukunftschancen<br />
Herr Eyigüler, können Sie sich kurz<br />
vorstellen?<br />
Mein Name ist Serkan Eyigüler, mein<br />
Dienstgrad ist Stabswachtmeister, ich bin<br />
36 Jahre alt, seit 10 Jahren glücklich verheiratet<br />
und stolzer Vater von 2 Töchtern<br />
(Ayse 18 Monate, Zeynep 4 Jahre).<br />
Sie sind Jäger-Zugskommandant, was<br />
machen Sie genau?<br />
Meine Tätigkeiten als Jäger-Zugskommandant<br />
umfassen die Ausbildung<br />
der Rekruten für den Einsatz und Frieden<br />
sowie für Staatsempfänge, die Ausbildungsplanung,<br />
das Personalmanagement<br />
von bis zu 70 Soldaten.<br />
Weshalb wollten Sie zum Bundesheer?<br />
Ich habe mich vor meiner militärischen<br />
Karriere sehr viel mit Sport beschäftigt<br />
(Laufen, Fußball, Klettern, Schwimmen,<br />
Radfahren) und wollte das zu einem Teil<br />
meines Berufes machen. Nebenbei hatte<br />
ich auch Interesse an Waffen, was mich<br />
dann nach meinem Grundwehrdienst dazu<br />
bewegt hat, mich beim Bundesheer zu<br />
verpflichten.<br />
Als Kind wollte ich schon immer Polizist<br />
oder Soldat werden.<br />
Serkan Eyigüler mit Gattin Havva, die ihn voll unterstützt<br />
Wer hat Sie auf Ihrem Weg unterstützt?<br />
Meinen militärischen Werdegang habe ich<br />
zum Teil meinen Kommandanten, die mich<br />
unterstützt haben, zu verdanken. Natürlich<br />
danke ich auch meinen Eltern. Die größte<br />
Last hat dabei meine Frau (Havva, BA)<br />
getragen. Die unzähligen Wochen und<br />
Monate, die ich nicht zu Hause war (10-mal<br />
Grenzeinsatz, Auslandseinsatz, Kurse,<br />
Ausbildungen usw.), hat sich meine Frau<br />
um den Haushalt und um die Kinder<br />
gekümmert und hat trotzdem immer zu<br />
mir gehalten, mich voll unterstützt.<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Avusturya Ordusu’nda<br />
Türkiye kökenli<br />
askerlerimiz yüksek<br />
kademelerde...<br />
Ordu’da Kıdemli Başçavuş olan Serkan Eyigüler ile röportaj...<br />
Sayın Eyigüler kısaca kendinizi<br />
tanıtır mısınız?<br />
Adım Serkan Eyigüler. Avusturya<br />
Ordusu’nda Rütbem<br />
kıdemli üstçavuştur. 36 yaşındayım.<br />
10 yıldır mutlu<br />
bir evliliğim var ve iki kız<br />
çocuğu babasıyım. Kızlarım<br />
Ayşe 18 aylık ve Zeynep 4<br />
yaşında.<br />
Avcı-Birliği kumandanısınız,<br />
tam olarak görev alanınız<br />
nedir?<br />
Birlik Kumandanı olarak<br />
görevim, acemi askerlerin<br />
görev ve barış konularında,<br />
ayrıca devlet karşılamaları<br />
için eğitimi ve eğitim planlanmasını<br />
kapsamaktadır.<br />
70 askere kadar personel<br />
yönetimi ve eğitimi görev<br />
alanımda yer almaktadır.<br />
Neden Avusturya Ordusu’nda<br />
görev almayı<br />
istediniz?<br />
Askeri kariyerime başlamadan<br />
önce koşu, futbol, dağcılık,<br />
yüzme ve bisiklet gibi<br />
birçok spor dalıyla ilgilendim<br />
ve bu sporları mesleğimin<br />
bir parçası olarak<br />
yapmak istedim. Bunun yanında<br />
silahlara da ilgim<br />
mevcuttu ve bu beni temel<br />
askerlik döneminden sonra<br />
orduda görev almaya yöneltti.<br />
Çocukluk döneminden<br />
itibaren de her zaman,<br />
polis ya da asker olarak<br />
görev yapmak isterdim.<br />
Bu seçtiğiniz yolda en çok<br />
desteği kimden aldınız?<br />
Askerlik kariyerimde ilerlemeyi<br />
bir parça da olsa beni<br />
destekleyen komutanlarıma<br />
borçluyum. Tabii ki anne ve<br />
babama da teşekkür ediyorum.<br />
Ancak en ağır yükü<br />
eşim Havva’nın taşıdığını<br />
söylemeliyim. Evde olmadığım<br />
sayısız hafta ve aylar<br />
boyunca (10 kez sınır görevi,<br />
yurt dışı görevi, kurslar,<br />
eğitimler ve bu gibi<br />
görevler...), eşim evimiz ve<br />
çocuklarımızla ilgilendi ve<br />
her zaman benim yanımda<br />
yer alarak bana tam desteğini<br />
verdi.<br />
Söyleşi için çok teşekkür<br />
ederiz.<br />
Lehrgang zur Studienbefähigung<br />
Lisans Eğitimi İçin Hazırlık Bölümü<br />
Wollen Sie weiterkommen?<br />
Steckt in Ihnen das Potenzial für MEHR?<br />
Wir bieten Ihnen die optimale Vorbereitung<br />
eitun<br />
für ein Studium ohne Matura! a!<br />
LEHRGANG ZUR<br />
STUDIENBEFÄHIGUNG<br />
NG<br />
FÜR BACHELOR-STUDIEN<br />
Entgeltliche Einschaltung<br />
Beginn: 29. Februar 2016<br />
Dauer: 1 Semester, berufsbegleitend<br />
Infoveranstaltung: 23. Jänner 2016,<br />
9.00 - 13.00 Uhr an der FH Vorarlberg<br />
Zugangsberechtigung<br />
Bachelor-Studium: Internationale Betriebswirtschaft, Wirtschaftsingenieurwesen,<br />
Soziale Arbeit, InterMedia, Elektro-<br />
technik Dual, Mechatronik, Informatik<br />
- Software und Infor-<br />
mation Engineering<br />
Mit dem Studienbefähigungslehrgang g bietet<br />
sich<br />
für Sie<br />
die<br />
Chance, ein Studium an der FH Vorarlberg zu beginnen!<br />
Sind Sie Fachkraft mit Lehrabschluss bzw.<br />
mit Meisterprüfung,<br />
haben<br />
ausgezeichnete Berufsqualifikationen und viel<br />
Berufs-<br />
erfahrung?<br />
Haben Sie anstelle der<br />
Matura eine berufsbildende<br />
mittlere Schule als<br />
Ausbildungsweg<br />
eingeschlagen?<br />
Möchten<br />
als Maturant/in ant/in das zurückliegende Wissen auffrischen?<br />
Wir<br />
bieten<br />
Ihnen die Möglichkeit, sich<br />
die nötigen Zusatzqua-<br />
lifikationenn<br />
anzueignen,<br />
um sich<br />
für ein<br />
facheinschlägiges<br />
Studium an der FH Vorarlberg zu bewerben.<br />
erben.<br />
www.studienbefaehigung.at<br />
SCHLOSS HOFEN<br />
Wissenschaft und Weiterbildung<br />
Land Vorarlberg | FH Vorarlberg<br />
Hoferstraße 26, A-6911 Lochau<br />
info@schlosshofen.at sshofen.at | www.schlosshofen.at<br />
Für Fachkräfte ohne Matura ein neues Sprungbrett: Der Lehrgang zur Studienbefähigung<br />
als Vorbereitung für ein Bachelorstudium an der FH Vorarlberg.<br />
Viele Fachkräfte mit Lehrabschluss bzw.<br />
mit Meisterprüfung haben ausgezeichnete<br />
Berufsqualifikationen und viel Berufserfahrung<br />
aber keine Matura. Anstelle der Matura<br />
haben sie einen anderen Ausbildungsweg<br />
eingeschlagen. Damit dieser Zielgruppe der<br />
Zugang zu einem Studium erleichtert wird,<br />
wurde vor einem Jahr der Lehrgang zur Studienbefähigung<br />
eingerichtet. Die Ausbildung<br />
dauert ein Semester und startet wieder am<br />
19. Februar 2016 in Schloss Hofen. Der berufsbegleitende<br />
Lehrgang bietet Fachkräften,<br />
die sich für ein facheinschlägiges Studium an<br />
der FH Vorarlberg bewerben möchten, die<br />
Möglichkeit, sich die für die Zusatzprüfungen<br />
geforderten Qualifikationen anzueignen.<br />
Der Lehrgang erhöht die Chancen, die<br />
Zusatzprüfung positiv abzulegen. Je nach gewählter<br />
Studienrichtung sind unterschiedliche<br />
Fächer und Prüfungsniveaus gefordert. Deshalb<br />
besteht der Lehrgang aus Wahlpflichtmodulen,<br />
die abhängig von der geplanten<br />
Studienrichtung sind.<br />
Infovormiag: 23. Jänner 2016, 9-13 Uhr, FH Vorarlberg<br />
Rainer Länge, der für Schloss Hofen für den<br />
Lehrgang verantwortlich ist, erklärt: “Früher<br />
haben sich viele Interessenten alleine auf die<br />
Prüfungen vorbereitet. Mit dem Lehrgang zur<br />
Studienbefähigung unterstützen wir alle Studieninteressierten<br />
in dieser Vorbereitung.“<br />
Maturası olmayan Vasıflı İşçiler (Fachkraft)<br />
için yeni bir sıçrama tahtası:<br />
Lisans Eğitimine hazırlık için, Vorarlberg<br />
Meslek Yüksek Okulu'nda (FH Vorarlberg)<br />
hazırlık bölümü.<br />
Bundan bir yıl önce, maturası olmayan<br />
vasıflı işçilerin lisans eğitimine geçişini<br />
kolaylaştırmak için, Yüksek Öğrenime Hazırlık<br />
Bölümü kuruldu. Bu eğitim 1 sömestr<br />
sürüyor ve 19 Şubat 2016 tarihinde Schoss<br />
Hofen'de başlayacak.<br />
Eğitim Bölümü Sorumlusu Rainer Länge:<br />
“Geçmişte birçok kişi sınavlara yalnız hazırlanırdı.<br />
Biz, lisans eğitimi görmek isteyen<br />
bütün ilgilileri, bu eğitime hazırlık bölümü ile<br />
destekliyoruz.“<br />
www.studienbefaehigung.at<br />
© FH Vorarlberg
JOB<br />
CHANCE<br />
auch<br />
über<br />
30<br />
verschiedene Lehrberufe<br />
Infos unter:<br />
lehrlinge.bundesheer.at<br />
Einzigartige Perspektiven in<br />
vielfältigen Berufen<br />
<br />
<br />
<br />
Für Frauen und Männer<br />
Infos beim Heerespersonalamt:<br />
<br />
<br />
Foto: © Bundesheer/Filzwieser