20.12.2015 Aufrufe

EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA DEZEMBER 2015

www.europa-journal.net

www.europa-journal.net

MEHR ANZEIGEN
WENIGER ANZEIGEN

Sie wollen auch ein ePaper? Erhöhen Sie die Reichweite Ihrer Titel.

YUMPU macht aus Druck-PDFs automatisch weboptimierte ePaper, die Google liebt.

Wir sagenJA<br />

zur<br />

GLEICHBERECHTIGUNG<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

NURTEN YILMAZ:<br />

Der Wiener Weg -<br />

fünf weitere<br />

Jahre<br />

SEITE 8<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (Die Grünen)<br />

ALEV KORUN:<br />

ÖSTERREICH FÜR<br />

NEUANKÖMMLINGE<br />

Programm statt 50<br />

leere Versprechen<br />

Karriere beim Bundesheer:<br />

Vielfältige Aufgaben,<br />

gute Zukunftschancen<br />

SEITE 15<br />

Avusturya Ordusu’nda<br />

Türkiye kökenli askerlerimiz<br />

yüksek kademelerde...<br />

SEITE 6 SAYFA 15<br />

UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>HABER</strong><br />

VRUP<br />

A A<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

SAYI: 52 ARALIK <strong>2015</strong> - AUSGABE: 52 <strong>DEZEMBER</strong> <strong>2015</strong> P.b.b. Verlagsort: 6020 Innbruck 11Z038817M<br />

Retour- und Postsendungen: Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

E<br />

C H<br />

I<br />

Avusturya Dışişleri ve Uyum Bakanı Sebastian Kurz:<br />

Avusturya İslâm Cemiyeti Başkanı Fuat Sanaç’tan sert tepki:<br />

‘‘İnsanları dinlerine ve inançlarına göre ayrıştırmak<br />

demokrasi dışı ve insanlıktan yoksun bir davranıştır.’’<br />

Viyana Belediye Başkanı Michael Häupl: ‘‘Uyum Bakanı Sebastian Kurz medya üzerinden şov yapıyor...’’<br />

Sandra Frauenberger:<br />

Bildung ist der Weg<br />

zu Gerechtigkeit<br />

Foto: Dragan Tatic<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR:<br />

Okullarda<br />

akran<br />

zorbalığı<br />

İslami Kreşler<br />

SAYFA 2<br />

Kapatılsın...<br />

Avusturya’da ‘‘Irkçı‘‘<br />

SEITE 8<br />

Eşitlik ve adaletin<br />

António Guterres, United Nations High Commissioner for Refugees Thorbjørn Jagland, Secretary General of the Council of Europe<br />

yolu eğitimden geçer Protect refugees and migrants, respect their human rights suçlar artıyor...<br />

© Kromus/PID SAYFA 8 PAGE 3<br />

SAYFA 6<br />

© UNHCR/S.Hopper<br />

© Council of Europe<br />

SAYFA 7<br />

SAYFA 7<br />

<strong>2015</strong>’de yabancı düşmanı ve aşırı sağ<br />

motifli suçlar büyük oranda arttı<br />

Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez:<br />

"Küresel Terörün Hedef Aldığı Din: İslam"<br />

„İslam ile ilgili, insanların kalplerinde bir<br />

endişe ve korku oluşturulmaya çalışılmaktadır...<br />

...Yeryüzündeki en büyük cinayet, ahlak<br />

ve hukuk tanımayan katliamlara cihat<br />

adı verilmesidir. İslam dininde, hayat<br />

rehberimiz olan Kuran-ı Kerim'de böyle<br />

bir anlayış yoktur. Dinimizin cihat anlayışı,<br />

öldürmek değil, yaşatmaktır. Harap<br />

etmek değil, mamur eylemektir. Gönüllere<br />

kin, nefret, intikam tohumları değil<br />

sevgi, şefkat, merhamet tohumları<br />

ekmektir. Yeryüzüne şiddet, terör ve<br />

vahşet üzerinden korku değil hak ve hakikat<br />

yoluyla barış, güven, huzur ve adaleti<br />

yaymaktır...<br />

...İslam'ın mesajı cehaleti değil bilgi ve<br />

hikmeti öğütler. Bu mesaj, savaşı değil<br />

barışı, terör ve vahşeti değil vicdan ve<br />

merhameti, fitne ve fesadı değil sulh<br />

ve salahı öğretiyor. Bu mesaj, vurdumduymazlığı<br />

değil sorumluluğu, bencilliği<br />

değil paylaşmayı, bölüp parçalamayı değil<br />

birleştirmeyi esas alıyor.”<br />

Der Leiter des Amtes für Religionsangelegenheiten (Diyanet), Prof. Dr. Mehmet Görmez:<br />

„Der Islam: Eine Religion im Visier des globalen Terrors“<br />

„Es wird versucht eine Angst bezüglich des<br />

Islam zu schaffen, die Furcht und Angst in<br />

die Herzen der Menschen einflößt...<br />

...Der größte Mord auf Erden ist die<br />

Benennung von justizlosen Kriegen als<br />

Dschihad. In der islamischen Religion, in<br />

unserem Wegweiser, dem Koran, gibt es<br />

solch eine Auffassung nicht. Die Auffassung<br />

vom Dschihad in unserer Religion<br />

widmet sich dem Leben Schenken und<br />

nicht dem Töten. Nicht zu zerstören,<br />

sondern aufleben zu lassen. In die Herzen<br />

nicht Saat des Hasses, der Wut zu säen,<br />

sondern Liebe, Barmherzigkeit, Mitleid.<br />

Es ist nicht das Ziel Gewalt, Terror und<br />

Grausamkeit auf dem Erdboden zu säen,<br />

sondern Frieden, Sicherheit, Ruhe und<br />

Gerechtigkeit...<br />

...Die Botschaft des Islam rät nicht zu<br />

Unwissenheit, sondern zu Wissen und<br />

Weisheit. Die Botschaft lehrt nicht den<br />

Krieg, sondern den Frieden, nicht Terror<br />

und Grausamkeit, sondern Gewissen und<br />

Barmherzigkeit, nicht Machenschaften<br />

und Hetzerei, sondern Frieden und Ruhe.<br />

Diese Botschaft lehrt nicht Dreistigkeit,<br />

sondern Verantwortung, nicht Egoismus,<br />

sondern Altruismus, nicht das Spalten<br />

und Zerlegen, sondern das Zusammenbringen.”<br />

© www.mehmetgormez.com


ARALIK <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 2<br />

Çocuklar ve gençler, birbirleri ile<br />

en güzel ve en özel anlarını eğitim<br />

hayatında paylaşır; yaşanan kimi<br />

ortak anların hatırasını da ömür<br />

boyu taşırlar. Bu yaşanmışlıklar,<br />

gelecekte yaşanacak zaman dilimi<br />

ile geçmişte kalan anılar arasında<br />

bazen kalıcı dostluklar, bazen de<br />

unutulmaz gönül kırıklıkları<br />

şeklinde iz bırakır. Hiç kimse, bir<br />

ilişkiye başlarken geride gönül<br />

kırıklıkları bırakmak niyeti taşımaz;<br />

bununla birlikte ilişkilere karşılıklı<br />

özen gösterilmez, arkadaşlık ve<br />

dostluğa değer verilmezse insanın<br />

doğasında var olan saldırgan<br />

davranışlar, kızgınlık ve öfke<br />

durumları kontrol altına alınamaz.<br />

Bunların dışa yansıması ile<br />

yaşanan olumsuzluklar ve kişiler<br />

arasında yaşanan şiddet ilişkilere<br />

zarar verdiği gibi, hiç de arzu edilmeyen,<br />

telafisi imkânsız sonuçlara<br />

da neden olabilir.<br />

Bilimsel olarak "okullarda akran<br />

zorbalığı" diye tanımlanan durumlar<br />

okul çağındaki çocuk ve<br />

gençlerin ilişkilerine ve hayatına<br />

Aile Bakanı Sophie Karmasin,<br />

bazı öğrencilerin kendi<br />

akranlarına uyguladığı psikolojik<br />

şiddet ve baskının<br />

artış gösterdiğini belirterek,<br />

en çok okullardaki 13 yaş<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

zarar verebilmektedir. Çünkü okul<br />

çağındaki çocukların özellikle<br />

ergenlik veya gelişim dönemlerinde<br />

birbirlerine karşı takındığı<br />

olumsuz tutumlar, gerekli koruyucu<br />

ve önleyici tedbirler ihmal<br />

edilirse, kalıcı sorunların ortaya<br />

çıkmasına ve gençlerin bu sorunlardan<br />

ciddi şekilde etkilenerek<br />

ömür boyu sorunlu bireyler olarak<br />

yaşamasına neden olabilir.<br />

Okullarda akran zorbalığı denildiğinde,<br />

öğrencilerin birbirlerine<br />

karşı tekme ya da tokat atması;<br />

itmesi, çekmesi, dürtmesi; birbirlerini<br />

dövme tehdidinde bulunması;<br />

korkutması, sözle sataşması,<br />

alay etmesi, dalga geçmesi, küçük<br />

düşürmeye çalışması, öğrencinin<br />

ailesine hakaret edilmesi, hoşa<br />

gitmeyen isim takılması, hakkında<br />

söylenti çıkarıp türlü iletişim kanalları<br />

üzerinden yayılması, arkadaş<br />

gruplarından dışlayarak yalnız<br />

bırakılması, oyun, kulüp çalışmaları<br />

ve diğer etkinliklere alınmaması<br />

veya engel olunması,<br />

karşıdakinin kendini kötü hissetmesine<br />

neden olacak sözler söylenmesi<br />

gibi davranışlardan birini<br />

veya birden fazlasının hedef<br />

olarak seçilen öğrenciye karşı<br />

uygulamasıdır.<br />

Öğrencilerin sınıfta, koridorda,<br />

okul çevresinde, öğrenci servislerinde,<br />

iletişim araçları ile (telefon,<br />

internet gibi) mahallerde hedef<br />

seçtikleri öğrenciyi aşağılama ve<br />

küçük düşürme gibi eylemleri<br />

sürdürülmesi az rastlanan bir<br />

durum olmaktan çıkmıştır.<br />

Anadolu’da ebeveynlere, çocukların<br />

tartışmasına müdahil olunmaması<br />

önerilir. Çünkü gençler ve<br />

çocuklar arasında yaşananlara<br />

müdahil olmak olayların daha<br />

da büyümesine neden olacaktır.<br />

Bunun yerine, çocukların kendi<br />

sorunlarını kendilerinin çözmesini<br />

beklemek önerilmektedir. Böylece,<br />

çocukların yaşananlar sonucunda<br />

kendi sınırlarını, haklarını<br />

ve taleplerini fark edeceği;<br />

anlaşma yapmayı öğrenecekleri<br />

varsayılmaktadır.<br />

Okullarda yaşanan akran zorbalığı<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />

Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />

mcakir@anadolu.edu.tr<br />

Okullarda akran zorbalığı<br />

Bundesministerin für Familie und Jugend, Sophie Karmasin:<br />

“Bullying & Mobbing müssen gestoppt werden!”<br />

© ChristianJungwirth.com<br />

A<br />

VRUP<br />

<strong>HABER</strong><br />

A<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />

Katrin VORHAUSER<br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />

Mehmet İNAK<br />

Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />

Hasan KESKİN<br />

Anzeigenverkauf & Vertrieb<br />

Mustafa DELİCE<br />

Türkiye Temsilcisi<br />

Mag. Ahmet ZUBİ<br />

17.12.<strong>2015</strong> - 18.01.2016<br />

SAYI: 52 ARALIK <strong>2015</strong> - <strong>DEZEMBER</strong> <strong>2015</strong> AUSGABE: 52<br />

ANSCHRIFT - ADRES<br />

<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />

Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />

Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />

gazetemiz sorumlu değildir.<br />

www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Avusturya Aile ve Gençlik Bakanı Sophie Karmasin:<br />

‘Okullarda Akran<br />

Zorbalığı ve<br />

Psikolojik Şiddet<br />

Alarm Veriyor...’<br />

Özellikle erkek çocuklarda 13 yaş tehlikeli dönem...<br />

grubu öğrencilerin yaşadığı<br />

ve yaşattığı sorunlar üzerinde<br />

durdu.<br />

Bakan Karmasin 2014’de<br />

yapılan, ‘‘Okul çağında<br />

çocuklar ve sağlıkla ilgili<br />

davranışları’’ araştırmasından<br />

sayılar da vererek<br />

sorunun ciddiyetini ve<br />

bunun ancak önleyici<br />

programların yardımıyla<br />

çözülebileceğini ifade<br />

etti. Araştırmanın sonuçlarına<br />

göre, 13 yaş grubu<br />

gençleri daha çok kabadayılığın<br />

etkisi altında.<br />

Bunların %45’i henüz<br />

kendilerinin kimseye eziyet<br />

etmediğini söylüyor.<br />

Araştırmaya katılan genç<br />

kızların ise %60’dan<br />

fazlası geçmişte böyle<br />

saldırılar yaşamadıklarını<br />

ifade ediyor.<br />

Eğitimde şiddet yasağının<br />

kanunlaşmasından<br />

bu yana geçen 25 yıl<br />

içinde şiddetin görülme<br />

biçiminde değişiklik gözlendi.<br />

Fiziksel şiddet azalırken,<br />

psikolojik baskıda<br />

artış oldu. Eziyet ve taciz<br />

güçlü makamda bulunan kişilerin<br />

emri altındakilere acı<br />

çektirme aracı haline geldi.<br />

Bu araçlar son yıllarda ise<br />

dijital alanda ve öncelikle<br />

sosyal ağlarda ağırlıklı olarak<br />

kullanılmaya başlandı.<br />

Bu saldırılardan acı çeken<br />

birçok genç insan zayıflığın<br />

bir işareti olacağından<br />

yardım almaktan çekiniyor.<br />

Bakana göre toplum, bu<br />

olaya açık bir tavır koymalı<br />

ve bu bağlamda kendi<br />

bakanlığının yürütmekte<br />

ve desteklemekte olduğu<br />

önleyici programlara işaret<br />

etti. Programlarda ebeveyn,<br />

öğretmen ve gençlerin<br />

bilgilendirilmesi, taciz<br />

hareketlerinin tanısında<br />

destekleme, tehlikeler hakkında<br />

tarafları aydınlatma<br />

ve bu tehlikelere karşı<br />

koyma hareketlerinde medeni<br />

cesareti teşvik gibi<br />

konular ele alınıyor. Bakan<br />

Karmasin ayrıca sınıflarda<br />

eziyet ve tacize müsade<br />

etmeyen bir sosyal normunda<br />

geliştirilmesi gerektiğini<br />

sözlerine ekledi.<br />

1. Bölüm<br />

bu durumdan farklı<br />

özellikler taşımaktadır ve<br />

zamanında müdahale edilmesi<br />

gerekir. Çünkü bazı<br />

hassas yapılı, içe dönük, kaygılı,<br />

çekingen çocuklar zorbaca davranışlara<br />

maruz kaldıklarında bu<br />

durumdan olumsuz etkilenmektedir.<br />

Çünkü bu çocuklar bu durumlara<br />

nadiren karşı koyabilmekte,<br />

anne-babalarına bağımlı olmaları<br />

nedeniyle, yaşadıkları olumsuzluklarla<br />

karşı koyamamaktadır. Bu<br />

durum onlarda korku ve endişe,<br />

okulu sevmeme ve okula devam<br />

etmeme, okuldan kaçma, kaygı,<br />

kızgınlık ve çaresizlik duygusu,<br />

bazı kronik hastalıkların oluşması,<br />

özgüvenin azalması gibi sonuçlar<br />

doğurabilir. Hatta bazı durumlarda<br />

öğrencinin eğitim hayatına son<br />

vermesi gibi arzu edilmeyen<br />

durumlara kadar varan sorunlar<br />

da yaşanabilir.<br />

Çocuklarının kırılgan yapısının,<br />

yaşadığı sorunların farkına varmayan<br />

veya varamayan kimi<br />

aileler, çocuğunun yarım kalan<br />

eğitim hayatı ile ilgili olarak<br />

yaptıkları değerlendirmelerde<br />

“çocuk okula gitmedi, okuldan<br />

kaçtı, sonunda da okuldan soğudu,<br />

okulu bıraktı” gibi gerekçeler<br />

üretir. Hâlbuki akranlarının<br />

baskısından bunalan çocuk,<br />

kaynağı okul ve arkadaşları ile<br />

ilişkilendirilebilen ciddi sıkıntılar<br />

yaşamış ve bu sıkıntılar nedeniyle,<br />

okul fobisi diye tanımlanan bir<br />

psikolojik rahatsızlık yaşamıştır.<br />

Bu nedenle okula devam<br />

edemeyen, devamsızlık yapan<br />

öğrencilerin özenle takip edilmesi,<br />

devamsızlık nedenlerinin de<br />

okulda görevli uzman rehberlik<br />

öğretmenleri vasıtasıyla kayıt<br />

altına alınması, okul-öğrenci-veli<br />

görüşmeleri ile devamsızlığın<br />

altında yatan gerçek nedenin<br />

ortaya çıkarılması gerekir.<br />

BİR SONRAKİ SAYIMIZDA:<br />

ÇOCUKLARIMIZ İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?<br />

<strong>AVRUPA</strong>LI TÜRKLERE 2 BÜYÜK MÜJDE...<br />

Başbakan Ahmet Davutoğlu, gurbetçi Türklere<br />

2 büyük müjde vererek, yurtdışındaki<br />

öğrencilerden pasaport harcı alınmaması ve<br />

askerlik bedelinin bin euroya düşürülmesi<br />

uygulamasının başlayacağını açıkladı.<br />

Başbakan Davutoğlu, ‘‘Söz verdiğimiz gibi,<br />

öğrenim gören gençlerimizin pasaport<br />

harcını kaldırıyoruz. 2016 yılının ilk döneminden<br />

itibaren gençlerimiz pasaport<br />

alırken harç ödemeyecekler. Ayrıca yurtdışında<br />

yaşayan ve askerliğini yapmamış<br />

vatandaşlarımız için askerlik bedelini 6 bin<br />

eurodan bin euroya düşürüyoruz. Bu uygulama<br />

da kısa zamanda hayata geçecek.”


3 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

ARALIK <strong>2015</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Uzm. Psikolog Sebiha Devrim: Otizmli kişiler için geliştirilen masaj, iletişimi ve güven duygusunu geliştirir<br />

OTİZMLİ KİŞİLER İÇİN GELİŞTİRİLEN MASAJ TERAPİSİNİN ETKİSİ<br />

Uzm. Psikolog Sebiha Devrim:<br />

Otizmli kişiler çoğunlukla içine kapalı, sosyal yönden<br />

geri planda, gergin, dokunulmayı sevmeyen, iletişim<br />

yönünden farklı ve zorluk çekebilen kişiler olarak<br />

biliniyor. Bu yönde kişilerin gelişmesi için masaj<br />

terapisi uygun terapilerden bir tanesidir. Masaj<br />

terapisinin bilimsel araştırma sonucunda da pozitif<br />

etkisi görülmüştür. Süre olarak haftada 6 veya 7 kez<br />

15 dakika yapılan özel fırçalı masajda otizmli kişi<br />

farklı yönlerde gelişebilmektedir.<br />

Sosyal davranışlar;<br />

Otizmli kişilerin sosyal davranışlarında bir farklılık<br />

vardır. Örneğin:<br />

- Göz iletişimi kuramamak, - Konuşma problemi<br />

- Daha önceden öğretilmediyse sosyal kuralları<br />

bilememek - İlgi alanı olan yönler konusunda<br />

saatlerce konuşabilmek - Arkadaşlık kurmakta<br />

zorluk çekmek<br />

Araştırmalar da çıkan sonuç ve kendi edindiğim<br />

tecrübeyle çocuk ve ebeveyn arasındaki iletişimde<br />

masaj sonrasında pozitif yönde büyük değişiklik<br />

görülmektedir. Masaj sırasında dokunmak iletişimi<br />

ve güven duygusunu geliştirmektedir. Örneğin;<br />

önceden iletişim kuramayan bir çocuk masaj için bir<br />

anda elinde masaj kremi ile birlikte gelip iletişim kurabilir<br />

veya önceden anne ve babasına yaklaşmayan<br />

ve dokunmaktan hoşlanmayan çocuk bir anda anne<br />

ve babanın arasına oturabilir. Masaj sırasında kişi<br />

kendini mutlu ve rahat hissettiği için göz teması<br />

kurabiliyor, daha fazla gülümseyebiliyor. Masajın<br />

verdiği rahatlık etkisinden dolayı iletişim yönünde<br />

pozitif yönde yine değişiklik olabiliyor.<br />

Konsantrasyon<br />

Otizmli kişiler çoğunlukla konsantrasyon yönünde<br />

problem yaşayan kişiler olarak biliniyor. Uzun<br />

süre konsantrasyonlarını bir yöne veremezler. Bu<br />

ilgi alanı oldukları konusunda değişebilir. Masaj<br />

sırasında otizmli kişi daha uzun bir süre konsantre<br />

olabiliyor, bu konsantre okul ortamında yine pozitif<br />

yönde etkisini gösteriyor. Masajın verdiği rahatlama<br />

etkisi uyku yönünde gelişiyor ve kişi daha iyi dinlenebildiği<br />

için yine bu durum daha iyi konsantre<br />

olabilme yönünden etkisini gösterebiliyor.<br />

Araştırma sonuçları<br />

Bilimsel araştırma sonuçlarında ilgi çeken konular:<br />

- Masaj gören otizmli kişilerin ebeveynlerinde<br />

streste %44 azalma<br />

- Dil sorununun çözülmesi<br />

- Dokunma hissinin %49 artması<br />

- Göz temasının artması<br />

- Güven duygusunun gelişmesi<br />

Uzm. Psikolog Sebiha Devrim, Otizm ve İlişki uzmanıdır. Daha önce kendi<br />

hikâyesi hakkında ''Anne, ben uzaylı mıyım?'' adlı kitabı, sonrasında<br />

''Otizm'e pozitif bakış'' açısı ve ''Otizm'i anlamak'' adlı kitapları yazdı. Şu an<br />

Uzm. Psikolog olarak Türkiye ve Avrupa’da yaptığı çalışmaları, verdiği<br />

eğitim ve sunumları pozitif psikoloji yönünden sürdürüyor. Kendi yaptığı<br />

çalışmalar ve edindiği tecrübeler sonucunda pozitif psikolojinin otizmli<br />

kişilerde ne kadar güzel sonuçlar getirdiğini gördü ve bu yüzden uzmanlık<br />

alanını pozitif psikoloji ile geliştirdi. Yetenekleri vurgulamak ve bunlara<br />

yönelmenin otizmin zayıf yönlerinden daha da önemli olduğunu düşünüyor.<br />

Daha fazla bilgi ve iletişim için:<br />

www.sebihadevrim.com<br />

info@sebihadevrim.com<br />

© UNHCR/S.Hopper<br />

António Guterres<br />

United Nations High Commissioner for Refugees<br />

Joint UNHCR/Council of Europe statement<br />

Thorbjørn Jagland<br />

Secretary General of the Council of Europe<br />

© Council of Europe<br />

Some 900,000 people have entered Europe via the Mediterranean in <strong>2015</strong>, more than four times last<br />

year’s total. The majority of them come from Syria, Afghanistan and Iraq. UNHCR continues to<br />

advocate for a common European approach to the situation, to enhance reception capacity and allow<br />

for proper screening of the new arrivals so as to identify those who may be in need of protection.<br />

Protect refugees and migrants,<br />

respect their human rights<br />

The UN High Commissioner for Refugees<br />

and the head of the 47-nation Council of<br />

Europe urge European states to honour<br />

international commitments to guarantee<br />

basic human rights for refugees and<br />

migrants. They call on governments, civil<br />

society and media professionals to<br />

step up efforts to counter racism and<br />

xenophobia, which can undermine<br />

support for asylum and protection.<br />

“This is the largest movement of refugees<br />

and migrants Europe has seen in decades,<br />

and the only way to address it effectively<br />

is for European states to act together,”<br />

said High Commissioner António Guterres.<br />

“The right to seek asylum is not only<br />

enshrined in international law, but protection<br />

of people forced to flee war and<br />

persecution is also one of the fundamental<br />

values of the European project. The<br />

impressive mobilization of civil society to<br />

welcome refugees, and the many voices<br />

that speak out against re-surging intolerance<br />

and xenophobia, have shown the<br />

continued resonance of these principles.”<br />

“As soon as anyone sets foot on our continent<br />

they have the same basic human<br />

rights as everyone else in Europe, as<br />

guaranteed by the European Convention<br />

on Human Rights,” said Council of Europe<br />

Secretary General Thorbjørn Jagland.<br />

“The European Court of Human Rights<br />

has been very clear on this. Our 47 member<br />

states have a legal responsibility to<br />

guarantee the basic human rights of<br />

refugees and migrants, to treat people as<br />

individuals and to assess their situation<br />

on a case-by-case basis.”<br />

<br />

<br />

<br />

Entgeltliche Einschaltung


ARALIK <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 4<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Yürüyebilmek...<br />

İyiliği sağ tarafa alıp saklayarak,<br />

kötülüğü sola atıp yok sayarak,<br />

Durmadan, fazla duraksamadan<br />

hedefe varıncaya kadar...<br />

Kim olduğunu unutmadan, nerden geldiğini ve<br />

nereye gideceğini düşünerek,<br />

Karanlığı görmeyerek, aydınlığı hayal ederek,<br />

Herkese ve herşeye rağmen ilerleyebilmek.<br />

Herşeyin bittiğini sandığında, umuda sarılarak<br />

Her zorluktan sonra bir kolaylık geleceğine<br />

inanarak, Yürüyebilmek...<br />

Maddeye bakıp, manayı görebilmek niyetiyle,<br />

İnançla, azimle ve kararlılıkla,<br />

Zaman ve mekânı hiçe sayarak,<br />

Hangi yoldan gidersen git,<br />

birgün O`na varacağını unutmadan,<br />

Kulluk bilinciyle yürüyebilmek!<br />

Allah bizi eşref-i mahlûk (yaratılmışların<br />

en şereflisi) olarak yarattı ve<br />

bize sonsuzluğu vaadetti, varlığından<br />

haberdar etti: Bizlere peygamberler,<br />

onlara da emir ve yasaklarını<br />

bildiren kitaplar gönderdi. Hiçbir<br />

toplumu habersiz bırakmadı. O`nun<br />

bize emrettikleri, hayatımızı zorlaştırmak,<br />

özgürlüğümüzü kısıtlamak<br />

için değil, bilakis dünya hayatını<br />

kolaylaştırmak ve yaşanır hale getirmek<br />

içindir. Yoksa Allah`ın bizim<br />

ibadetlerimize ihtiyacı yoktur. O’na,<br />

gece gündüz ibadet eden günahsız<br />

ve kusursuz melekleri vardır.<br />

Yüce Allah meleklerine, yeryüzünde<br />

halifeler yaratacağım dediğinde,<br />

onlar „Biz sana yeterince ibadet ve<br />

itaat ediyoruz, yeryüzünde fitne çıkaracak,<br />

kan dökecek mahlukları mı<br />

Cenevre/Viyana (OTS)- Balkan ülkeleri sınırlarında<br />

koordinesiz kısıtlamalar ve kışın başlaması,<br />

kaçışta olan insanların durumunu<br />

daha da zorlaştırdı. Suriye’deki<br />

durumda gittikçe kötüleşiyor. Yılın<br />

başından Kasım ayına kadar Akdeniz<br />

üzerinden Avrupa’ya yaklaşık 876 bin<br />

mülteci geldi ve bu insanların %52’si<br />

kadın ve çocuk. UNICEF bu krize en<br />

iyi şekilde hazırlanmak için bazı ek<br />

tedbirler aldı.<br />

Sadece kış giyecekleri yeterli değil<br />

UNICEF Avrupa mülteci krizi özel koordinatörü<br />

Marie-Pierre Poirer özellikle<br />

mülteci çocukların durumu hakkında<br />

çarpıcı açıklamlar yaptı: Poirer, ‘‘Çocukların<br />

başlayan kış ve sınırdaki koordinesiz<br />

kısıtlamalar nedeniyle solunum<br />

yolları hastalıklarına ve gribe yakalanma<br />

tehlikesi bizi endişelendiriyor.<br />

YASEMİN KARAGÖZ<br />

yasemin-ka@hotmail.com<br />

KULLUK BİLİNCİYLE YAŞAMAK<br />

yaratacaksın“ dediklerinde O, „Ben<br />

sizin bilmediklerinizi bilirim“ diyerek,<br />

insanı meleklerden de üstün yarattı.<br />

Ve hatta ona secde etmelerini<br />

emretti. Güneşi, ayı, bütün kâinatı<br />

emrine verdi. İnsanı küçük bir<br />

kâinat, kâinata da büyük bir insan<br />

diyerek, insana büyük bir değer verdiğini<br />

gözler önüne serdi. Bununla<br />

beraber ona AKIL nimetini verdi.<br />

İşte bu yüzden olsa gerek, Kuran`da<br />

„Hiç düşünüp akletmezler mi?“<br />

ayeti çokca geçer. Yani insan akletse,<br />

düşünerek yeryüzüne baksa,<br />

sebepler dahilinde herşeyin yegane<br />

bir yaratıcısı ve sahibi olduğunu, hiçbirşeyin<br />

gereksiz ve boş yere yaratılmadığını<br />

anlar. Yaratılan herşey<br />

bir görev üzerine dünyaya gönderilirken<br />

görevini tamamlayan her<br />

mahluk yok olup gider. Ama insan<br />

öyle mi? İşte büyük fark burada,<br />

insan yok olmaz... Ezelde ve ebette<br />

var olan kudret onu sonsuza taşır.<br />

Ruhlar aleminde yaratmış olduğu<br />

insana, beden elbisesi giydiren<br />

Allah imtihan için dünyaya, buradan<br />

da vakti gelinca sonsuz aleme taşımak<br />

istedi...<br />

„Ben insanları ve cinleri bana kulluk<br />

etsinler diye yarattım“ Zariyat, 56. Ayetinde,<br />

yaratılışın ana gayesi zikredilir. Her<br />

an bunun bilinciyle yaşamak ve<br />

ömür sermayesini ona göre kullanmaktır<br />

asıl olan.<br />

Bizler, anneyiz, babayız, eşiz, evladız...<br />

„Yapmamız gereken o kadar<br />

çok iş ve sorumluluklarımız var ki“<br />

derken bir de bakmışız ki, hayatımız<br />

ana gayesinden uzaklaşmış, gün tükenmiş,<br />

zaman bereketini yitirmiş,<br />

ruhumuz ve bedenimiz yorulmuş.<br />

Rızkı yaratıcısı tarafından kefil olunan<br />

insanoğlu, kendisine taksim edilenden<br />

daha fazlasını alacakmış gibi,<br />

çalışır, didinir durur. Bu arada kendisine<br />

verilen sorumlululuğu, kulluk<br />

bilincini unutur. Görevi Allah`a kulluk<br />

yapmak olan insan çoğu zaman,<br />

aradaki dengeyi sağlayamadığı için<br />

(hem dünya işlerini, hem kulluk vazifelerini<br />

zamanında yerine getiremediği<br />

için) mutsuz olur. Mutluluğu<br />

ve hayatın anlamını farklı yerlerde<br />

aramaya başlar. Allah ona, geçmişinde<br />

yaptığı hatalardan dolayı pişmanlık<br />

duygusu, geleceği için de<br />

kaygı verir. İnsanoğlu ise bu ikisi<br />

arasında gelgitleri oynar durur...<br />

Vaktiyle bir adam İmam Gazali`ye<br />

sorar: „İçimde tarif edemediğim<br />

kaygılar, huzursuzluklar oluşmakta,<br />

bunun sebebi nedir?„ İmam Gazali<br />

ise: „İnsanın geçmişte yaptığı<br />

günahları vardır, nefis onları unutur<br />

fakat ruhu unutmaz. Bu huzursuzluk<br />

ondan kaynaklanır“ der.<br />

İnsanlar kulluklarını unuttukları<br />

zaman, Allah tarafından kendilerine<br />

(uyarı maksatlı) muhtelif zorluklar<br />

gönderilir. Bunlardan kurtulmak için<br />

farklı yolları dener, kendilerince<br />

çare ararlar. Yolun sonunu bile<br />

bile, yaptığı yanlışların pişmanlığı<br />

ve geleceğin kaygısıyla yaşamaya<br />

başlarlar. Hep bir çıkış yolu arar,<br />

UNICEF: Mülteci Akınında<br />

En Zorda Olan Çocuklar<br />

Mülteci çocuklara sadece giyecek yardımı yapmak yetmiyor...<br />

Kalın giysiler, atkı ve çoraplar yeterli<br />

değil, asıl önemli olan, ihtiyaç duydukları<br />

korunma, istikrar ve destek.’’<br />

UNICEF; kışlık giysi, çocuk ayakkabısı,<br />

battaniye ve temizlik seti dağıtmaya<br />

geçtiğimiz aydan itibaren başladı.<br />

Bunun dışında, çocuk mültecilerin en<br />

yoğun olduğu Hırvatistan, Makedonya,<br />

Sırbistan, Slovenya ve Yunanistan gibi<br />

ülkelerde ısıtılmış ve soğuk geçirmez<br />

çocuklara özel ‘‘Güvenli barınma bölgeleri’’nin<br />

desteklenmesiyle ilgilendi.<br />

UNICEF, bu acil kış yardımına ilaveten<br />

çocuk mülteciler için, sınırlardaki kısıtlamalar<br />

nedeniyle mültecilerin alternatif<br />

olarak gidebilecekleri Arnavutluk,<br />

Bosna-Hersek, Bulgaristan, Karadağ,<br />

Romanya ve Kosova gibi ülkelerde de<br />

daha fazla yardım yapabilme hazırlıklarına<br />

devam ediyor.<br />

© Michael Horn / pixelio.de<br />

UNICEF,<br />

- Çocukları gözeten bölgeler, anne ve<br />

bebek muhafaza alanları oluşturmakla,<br />

burada yaşa uygun beslenme, temiz<br />

içme suyu, temizlik setleri ve beslenme<br />

danışmanlığı yapılıyor.<br />

- Kalın giysiler sağlamakla,<br />

- Kış için çadırları kurmakla,<br />

- Çalışanlarının yerinde eğitimiyle,<br />

- Kimsesiz reşit olmayan çocuklara<br />

bakım ve koruma sunarak,<br />

- Sınırları aşan aile birleşimlerini sağlayarak<br />

onlara yardımcı olmak,<br />

- Engelli çocukları koruyarak,<br />

- Balkanlar güzergahında tam zamanlı<br />

bilgi alış verişini sağlayarak ve farklı<br />

uygulamalar geliştirerek mülteci<br />

krizinde diğer kuruluşlara yardımcı<br />

oluyor.<br />

Suriye’de durum giderek kötüleşiyor<br />

Suriye UNICEF sorumlusu Hanaa<br />

Singer de durumun kötüleştiğini ifade<br />

ederek: ‘‘Suriye’de savaş kurallarına<br />

uyulmuyor. Hergün sivil altyapılar<br />

yok ediliyor, bunun en son örneği<br />

Halep’teki su arıtma tesisine yapılan<br />

hava saldırısı. Yalnız bu saldırı kırsal<br />

bölgelerde yaşayan 1.4 milyondan<br />

fazla insanın su sıkıntısı çekmesine<br />

neden oldu.‘‘<br />

UNICEF savaşan tüm tarafları sivil<br />

altyapıya saldırılarını durdurmaya<br />

çağırdı. Çocuk ve ailelere en ihtiyaç<br />

duydukları şeyleri sağlamak üzere<br />

Çocuklara Yardım Fonu, Suriye’de kriz<br />

bölgelerinde kalmaya devam ediyor.<br />

bazen ömür sermayesini bu yollarda<br />

harcarlar. Ne anı yaşayıp mutlu olur<br />

ne de sonsuz yolculuğa hazırlıklı<br />

çıkarlar...<br />

Bir Ramazan günü Abbasi Halifesi<br />

Harun Reşit, namaza gelenleri iftara<br />

davet etmesi için Behlül Dànà hazretlerini<br />

camiye gönderir. Dönüşünde,<br />

yanında sadece 10 kişiyi<br />

görünce sorar: „Ben sana namaza<br />

gelen cemaatin hepsini getir demiştim,<br />

sen aralarından 10 adam mı<br />

seçtin?“ deyince, Muhterem zat:<br />

„Efendim, siz bana camiye gelenleri<br />

değil, namaza gelenleri çağırın<br />

dediniz, bende öyle yaptım. Camii<br />

çıkışında imamın namazda hangi<br />

sureleri okuduğunu sordum, soruma<br />

sadece bunlar cevap verebildi.<br />

Camiiye gelen çoktu ama namaza<br />

gelen sadece bunlardı“ der.<br />

Günlük yaşamında anı değerlendiremeyen<br />

insanlar, ibadet yaparken<br />

de kulluk bilinciyle yapamayacaklardır.<br />

Kuran`ı ezberden, hızlı ve kaideli<br />

okuyacağız diye muhteviyatına<br />

değer vermeden, anlamadan<br />

okumak, namazı hareketten öteye<br />

taşıyamamak,... kulluk bilincinin<br />

farkına varamadığımızı göstermez<br />

mi??? Zamanın kısıtlılığından<br />

şikâyet eden insan, ibadetlerini<br />

acelece ifa etmeye çalışırken, bazen<br />

hiç de önemli olmayan işlere vakit<br />

bulabilmekte...<br />

Yolda yürüyen insanın durmadan<br />

arkasına ve önüne bakması ne kadar<br />

doğru ise, insanın geçmişiyle ve geleceğiyle<br />

ilgilenmesi o kadar doğru<br />

olur. En iyi yürüyüş, önüne bakarak<br />

yürümek olsa da yeri ve zamanı geldiğinde,<br />

arkasına, sağına, soluna ve<br />

karşısına bakmasıdır. Yani geçmişe<br />

ve geleceğe takıntı yapmadan anı,<br />

kulluk bilinci içinde yaşayarak değerlendirmek<br />

en doğrusu olacaktır...<br />

Büyük İslam alimi İbrahim Ethem<br />

birgün Basra'ya uğrar. Etrafını saran<br />

halk sorar: „Ey İbrahim! Musibetlerden<br />

bir türlü kurtulamıyoruz. Dua<br />

ediyoruz, kabul olmuyor. Acaba<br />

neden?“<br />

Birkaç gün düşünen ve durumlarını<br />

değerlendiren muhterem zat şöyle<br />

der: „Ey Basra halkı! Halinizi inceledim,<br />

kalbinizin günahlarla ölmüş<br />

olduğu kanaatine vardım. Ölmüş<br />

kalplerin duası kabul olmaz.„ der.<br />

„Peki kalbimizi öldüren nedir?„ diye<br />

sorduklarında:<br />

- Allah`ı tanıdığınızı söylüyor ama<br />

emirlerini tanımıyorsunuz.<br />

- Verdiği nimetleri bolca tüketiyor<br />

ama hiç şükretmiyorsunuz.<br />

- Kuran okuduğunuzu savunuyor,<br />

muhteviyatına ehemniyet vermiyorsunuz.<br />

- Peygamberi sevdiğinizi söylüyor,<br />

sünnetlerini hayata geçirmiyorsunuz.<br />

- Başkalarının kusurlarıyla uğraşıyor,<br />

kendinizinkini görmüyorsunuz.<br />

- Cennet'e gitmeyi arzuluyor, ona<br />

layık olacak bir amel yapmıyorsunuz.<br />

- Ölüm haktır diyorsunuz, ama hiç<br />

hazırlık yapmıyor, ölüleri gömüyor<br />

ama birgün sizin de gömüleceğinizi<br />

düşünmüyorsunuz.<br />

- Sonuç olarak insan, hayata hazırlanmak<br />

için o kadar çok zaman<br />

harcar ki, hayatının yaşamadan sona<br />

gelmiş olduğunun farkına varır.<br />

Özlem ve pişmanlık arasında gidip<br />

gelir ve anı yaşamadan sona varır.<br />

Dün geçmiştir, yarın belki de hiç gelmeyecektir.<br />

Oysa mutluluk, kullukta<br />

ve hayatta anı yaşamaktır.<br />

Aşağı Avusturya Yeşiller’i<br />

yeni yönetimini seçti...<br />

Hikmet Arslan yeniden Aşağı Avusturya<br />

Eyalet Genel Müdürü olarak seçildi<br />

Aşağı Avusturya Yeşiller Partisi 33. Eyalet Kongresi yapıldı. Bu<br />

kongrede Hikmet Arslan büyük bir destekle tekrar eyalet genel<br />

müdürlüğüne seçildi. Eyalet sözcülüğü görevini 13 yıldır aralıksız<br />

olarak yapan Madeleine Petrovic’in yerine ise delegelerin<br />

yüzde 84 desteğini alan Helga Krismer geldi.<br />

Hikmet Arslan ve Helga Krismer ikilisi ile birlikte yeni dönemde<br />

Sabine Hippmann, Christian Apl, Ulrike Fischer, Constantin<br />

Gessner ve Martin Litschauer da Aşağı Avusturya Yeşiller Partisi<br />

eyalet yönetimini oluşturacaklar.<br />

Yeniden genel müdürlüğe seçilmenin mutluluğunu yaşayan<br />

Hikmet Arslan yaptığı açıklamada, ‘‘Yeni yönetim kurulundaki<br />

arkadaşlarımla birlikte Aşağı Avusturya Eyaleti’nde Yeşiller<br />

Partisi’nin daha da güçlenmesi ve yeni başarılara imza atması<br />

için elimizden gelen herşeyi yapacağız ve hemen 2018 yılında<br />

yapılacak Eyalet Meclisi Seçimleri için gerekli hazırlıklara başlayacağız.’’<br />

dedi.<br />

Yeşiller eyalet sözcülüğüne seçilen Helga Krismer ise, ‘‘Biz insanları<br />

ayrıştıran ve kışkırtan değil, tam aksine bütün insanları<br />

kucaklayan bir partiyiz. Biliyoruz ki yaşadığımız zorlukları ancak<br />

birlikte aşabiliriz, çünkü başka bir alternatif yok. Yeşiller Partisi<br />

olarak bunu başaracağız. Böyle güçlü ve insana gerçekten değer<br />

veren bir parti içinde olduğum için gururluyum.’’<br />

© Grüne NÖ


ARALIK <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 6<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Vorletzte Woche hat Sebastian Kurz der Öffentlichkeit<br />

50 Punkte präsentiert. Dort steht viel<br />

Selbstverständliches für die Integration drinnen:<br />

"Mehr finanzielle und personelle Ressourcen für<br />

Integration". Ja, eh. Was und wo genau und wie<br />

viel soll das kosten? Keine Angabe dazu in den<br />

50 Punkten. "Ausbau von berufsspezifischen<br />

Sprachkursen". Ja, eh. Wer soll das konkret<br />

durchführen und wie viel Budget ist 2016 dafür<br />

vorgesehen? Keine Angabe. "Steigerung der Anzahl<br />

an ausgebildeten SchulsozialarbeiterInnen".<br />

Ja, eh. Wo gibt's das Geld dafür? Wie viele Schulsozialarbeiterinnen<br />

und -sozialarbeiter sind vorgesehen?<br />

Wie sollen diese Schulen ausgesucht<br />

werden, wo die SozialarbeiterInnen zum Einsatz<br />

kommen sollen? Nix dazu steht leider in der 50-<br />

Punkte-Sammlung von Sebastian Kurz, die sich<br />

trotzdem "Plan" nennt. Nun, eine Aneinanderreihung<br />

von Selbstverständlichkeiten und<br />

Ankündigungen, für deren Umsetzung gar kein<br />

Geld reserviert ist, ist gar kein Plan.<br />

Ich habe Anfang November den Grünen Integrationspfad<br />

für Flüchtlinge vorgestellt, um das<br />

Ankommen von Flüchtlingen in der Gesellschaft<br />

zu verbessern. Integration von Anfang an ist<br />

die Richtschnur. Das heißt, Orientierungs- und<br />

Deutschkurse vom ersten Tag weg, und nicht<br />

erst am Ende des - oft drei, vier oder mehr Jahre<br />

dauernden - Asylverfahrens. Das Kurz-Papier<br />

fühlt sich leider erst ab Asylzuerkennung für<br />

Integration zuständig, also mitunter erst vier<br />

oder fünf Jahre NACHDEM ein Schutzsuchender<br />

in Österreich angekommen ist.<br />

Wie viel Tausend Deutschkursplätze die Regierung<br />

2016 schaffen will, beantwortet der<br />

zuständige Integrationsminister im Parlament<br />

übrigens mit "Je nach Bedarf". Wie viel die<br />

sogenannten „Wertekurse“ kosten werden, mit<br />

Yeşiller Partisi kararlı bir şekilde<br />

başta Avusturya Özgürlükler Partisi<br />

(FPÖ) Başkanı Strache’nin<br />

facebook sayfası olmak üzere,<br />

facebook ve diğer sosyal medya<br />

kanallarında yayınlanan nefret<br />

ve küfür içerikli söylemlere karşı<br />

yargı yoluyla da mücadele başlattı.<br />

Partinin bu konuda temsilcisi<br />

basın avukatı Maria<br />

Windhager’in beyanına göre de<br />

şu anda bu konuyla ilgili yaklaşık<br />

10 dava sürüyor. Yorumlar ve<br />

gönderiler artık sadece incitici<br />

değil, bir alışkanlık haline geldi.<br />

Nefret gönderilerinin büyük bir<br />

kısmı aşırı sağ, yani FPÖ çevresinden<br />

geliyor. Yeşiller Partisi<br />

milletvekili Dieter Brosz: ‘Biraz<br />

araştırılırsa bu sert ve incitici<br />

yorumların kimler tarafından<br />

yazıldığı ortaya çıkar.‘<br />

Hedef caydırıcı ve kalıcı bir etki<br />

Açılan davalarla ulaşılmak istenen<br />

hedef, nefret söylemlerinin<br />

elektronik ortamdan tamamen<br />

silinmesi ve diğer yandan<br />

şeffaflık ve caydırıcı bir etki<br />

sağlanmasıdır.<br />

Nefret gönderilerinin özellikle<br />

yoğunlaştığı FPÖ lideri Heinz<br />

Christian Strache’nin facebook<br />

sayfası. Yeşiller Partisi, FPÖ’nün<br />

buna karşı önlem alması gerekirken,<br />

bilakis cesaret verici davrandığını<br />

söylüyor. Davaların ve<br />

uyarıların sonucunun Strache ve<br />

FPÖ üzerinde de etkisini göstermesini<br />

istiyorlar.<br />

Basın avukatı Windhager, nefret<br />

söylemlerinin aşırı sağcılar tarafından<br />

yapılmasının olağan olduğunu<br />

ama son zamanlarda bu tür<br />

söylemlerin diğer toplum kesimleri<br />

içinde bir kitle fenomeni haline<br />

gelmesinin kötü olduğunu<br />

ifade ediyor ve ekliyor: ‘‘Birçok<br />

insan bunu bilinçsizce yapıyor,<br />

basın yasalarının neye izin verip<br />

neye vermediğini bilmiyor. Çok<br />

az insan, bir facebook sayfası açtıklarında<br />

bir marka sahibi olup<br />

bununla sorumlu tutulabileceklerinin<br />

bilincinde.‘<br />

Yüksek para cezaları<br />

Ceza kararının çıkması halinde<br />

nefret gönderisini yayınlayanları<br />

Avusturya’da ‘‘Irkçı‘‘<br />

suçlar artıyor<br />

Avusturya Anayasa Koruma Dairesi verilerine<br />

göre yabancı düşmanı ve ırkçı motifli<br />

suçlar <strong>2015</strong> yılının başından bu yana büyük<br />

bir artış gösterdi. Yılın ilk dokuz ayında 200<br />

ihbar kayıtlara geçti, oysa bu ihbarların<br />

sayısı 2014 yılının aynı döneminde sadece<br />

59 idi. <strong>2015</strong>’in Ocak-Haziran ayları arasında<br />

82 olarak tespit edilen suç sayısı, Temmuz,<br />

Ağustos ve Eylül aylarında adeta patlama<br />

yaparak 118 olarak belirlendi ve ilk 9 aylık<br />

dönemde toplamda 200’e yükseldi. Özellikle<br />

mülteci akınının artması ile bağlantılı<br />

olarak aşırı sağcıların suç işleme oranının da<br />

arttığı tahmin ediliyor.<br />

İçişleri Bakanlığı, ırkçılık ve aşırı sağcılık<br />

yanında İslam düşmanı, yahudi karşıtlığı<br />

Yeşiller Partisi, sosyal ağlar üzerinden ırkçı ve nefret paylaşımı yapanlara<br />

karşı harekete geçerek bu kişiler hakkında hukuki süreç başlatıyor<br />

AŞIRI SAĞCILARA GEÇİT YOK<br />

© Alexander Klaus / pixelio.de<br />

Alev Korun<br />

Abgeordnete zum<br />

Naonalrat (Die Grünen)<br />

alev.korun@gruene.at<br />

ÖSTERREICH FÜR NEUANKÖMMLINGE<br />

PROGRAMM STATT 50<br />

LEERE VERSPRECHEN<br />

denen er anerkannten Flüchtlingen in Schnellsiedekursen<br />

"unsere Werte" - was das auch<br />

immer sein soll - vermitteln will, beantwortet<br />

der Minister mit "Wir sind in Verhandlungen".<br />

Gerade zwei Punkte, die der sogenannte Integrationsminister<br />

ständig als mega wichtig vor<br />

sich her trägt: Deutschlernen und "unsere<br />

Werte" sind dem Minister gar nicht so wichtig,<br />

dass er dazu auch konkrete Planungen macht.<br />

Für seine nicht vorhandenen oder nicht transparenten<br />

Pläne gibt es von ihm dafür eine Drohung<br />

Richtung Betroffene: Wer an den - noch gar nicht<br />

existierenden und offensichtlich auch kaum<br />

geplanten - Deutschkursen nicht teilnehme, dem<br />

soll die Mindestsicherung gekürzt werden, kündigt<br />

Sebastian Kurz an. Im Klartext: Wir wissen<br />

zwar nicht, ob wir genügend Deutschkurse<br />

anbieten werden, aber drohen wir einmal den<br />

"Ausländern". Das mögen manche Wähler, das<br />

mag die Kronenzeitung. Denn unter Integration<br />

verstehen sie nicht Zusammenleben, Respekt<br />

füreinander und Zusammenwachsen, sondern<br />

Drohen und Unterwerfen.<br />

Statt der Kurz'schen Acht-Stundenkurse a la „Sei<br />

demokratisch“ schlage ich "Österreich für<br />

Neuankömmlinge" vor: praktische Alltagsinfos<br />

von Wie melde ich mein Kind in der Schule an bis<br />

Wie lasse ich meine mitgebrachten Qualifikationen<br />

anerkennen. Und zu „Zusammenleben“<br />

Diskussionsräume wie die Demokratiewerkstatt<br />

im Parlament. Dort diskutieren wir mit Jugendlichen<br />

auf Augenhöhe darüber, was Demokratie<br />

und Meinungsfreiheit für ihren konkreten Alltag,<br />

für ihr konkretes Leben bedeuten, was sie mit<br />

ihnen persönlich zu tun haben. Denn unsere<br />

GEMEINSAMEN Werte können nur Demokratie,<br />

Meinungsfreiheit und Respekt füreinander sein.<br />

Lasst uns diese Werte gemeinsam leben!<br />

Österreich: Die Zahl der fremdenfeindlichen und rechtsextrem<br />

motivierten Straftaten hat im heurigen Jahr stark zugenommen...<br />

<strong>2015</strong> yılında yabancı düşmanı ve aşırı sağ<br />

motifli suçlar büyük oranda arttı...<br />

yüksek para cezaları bekliyor. Bu<br />

cezalar 8000’den 10.000 avroya<br />

kadar olabilecek, şayet davalı<br />

buna karşı yasal yollara başvurursa,<br />

sonuçta ceza 25.000 avroya<br />

kadar çıkabilecek. Yeşiller<br />

Partisi, davalar sonucu kazanılacak<br />

paraların iyi amaçlar için<br />

bağışlanmasını istiyor. Gelecek<br />

haftalarda bu yasal çabalarını<br />

daha da sertleştirmeyi ve bununla<br />

yeni bir süreç başlatmayı<br />

amaçlıyor.<br />

© Rike / pixelio.de<br />

ve suç konusu olarak kayıta geçen diğer<br />

ihbarları da özetledi. Bu yılın 9 ayındaki<br />

ihbar sayısı 2014 yılının tamamında kayıt<br />

edilen ihbarlara eşit.<br />

Nasyonel Sosyalist suçlarda artış...<br />

Anayasa Koruma Dairesi, tahrik ve nefret<br />

içerikli olaylarda göze çarpan bir artış<br />

kaydedildiğini açıkladı. Bunun yanında,<br />

Nasyonel Sosyalist Suçları Bildirme Merkezi<br />

de <strong>2015</strong>’de bir önceki yıla göre %25’lik bir<br />

artış olduğunu tespit etti.<br />

Yapılan araştırmalar, suç sayısında yaşanan<br />

artışla birlikte, halkın da bu konuda daha<br />

duyarlı hale geldiğini ve aşırı sağcılara karşı<br />

yapılan şikâyet sayısının da yükseldiğini<br />

göstermiştir.<br />

Telefon numarası<br />

taşıma ucuzluyor...<br />

Avusturya Yayıncılık ve Telekomünikasyon<br />

Düzenleme Kurumu (RTR), Mart 2016'dan itibaren<br />

telefon şirketini değiştirirken, kullanılan<br />

telefon numarasını da birlikte taşımak isteyen<br />

tüketicilerden alınan ücretin düşürülmesini kararlaştırdı.<br />

Şimdiye kadar 19 euro olan ücretin<br />

10 euroya indirileceğini açıklayan RTR Müdürü<br />

Johannes Gungl, bu uygulamayla bireylerin<br />

yıllık ortalama 2 milyon euro tasarruf edeceğini<br />

açıkladı.<br />

Kredi ve banka<br />

kartı kapatılmasından<br />

ücret alınamaz<br />

İşçi Odası (AK) BAWAG'a karşı 2012'de Maestro<br />

ve Quick-Service kartlarıyla ilgili BAWAG<br />

müşteri yönetmeliğinin maddelerini mahkemeye<br />

taşıdı. Bu dava sonuçlandı ve yargıtay da<br />

kendine gelen dava için son kararı verdi. 19<br />

maddenin 16'sının Kasım 2009'da yürürlüğe<br />

giren ödeme hizmeti yasasına aykırılığından<br />

dolayı uygulanamaz olduğunu bildirdi.<br />

O zamandan bu yana bankamatik ve kredi<br />

kartlarının bloke edilmesinden ücret talep edilemiyor.<br />

AK'nın hukukçusu Margit Handschmann'a<br />

göre müşteriler ödedikleri ücretlerin<br />

geri verilmesini de isteyebilirler.<br />

Diğer bankalarda kararı dikkate<br />

almak zorunda<br />

Karar yalnız BAWAG PSK için geçerli değil,<br />

diğer banka ve kredi kartı kuruluşları da kararı<br />

dikkate almak zorundalar. Bu kararı dikkate almayan<br />

kurumlar hala mevcut. Uni Kredit (Bank<br />

Avusturya, BA) bunlardan sadece biri. Banka<br />

Maestro ve Visa kredi kartlarının kapatılmasında<br />

40, Bank Avusturya Master Card'ın kapatılmasında<br />

ise 27 avro ücret alıyor.


7 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

ARALIK <strong>2015</strong><br />

Foto: Bohmann / PID<br />

Avusturya'da Yeni ‘Entegrasyon’ Paketi<br />

İslami Kreşlere sıkı<br />

denetim geliyor...<br />

Avusturya Uyum Bakanı Sebastian<br />

Kurz ve Entegrasyon<br />

Uzmanlar Komisyonu Başkanı<br />

Heinz Fassmann toplam 50<br />

maddeden oluşan yeni uyum<br />

planını tanıttı. İşte o planın<br />

en önemli bölümleri:<br />

İslami kreşler daha sıkı<br />

denetlenmeli...<br />

Entegrasyon Paketi’nin en<br />

çok tartışılan maddesi ‘İslami<br />

Anaokulları’ ile ilgili bölüm.<br />

Bakan Kurz’un, Viyana Üniversitesi'nden<br />

Prof.Dr.Ednan<br />

Aslan başkanlığında hazırlanan<br />

‘Avusturya'da İslami kreşler<br />

ve bağlı eğitim kurumları’ raporundan<br />

yola çıkarak, ‘İslami<br />

Anaokulları kontrol edilmeli<br />

ve gerekiyorsa kapatılmalı’<br />

sözleri toplumda tepkiye<br />

neden oldu. Avusturya İslâm<br />

Cemiyeti Başkanı Fuat Sanaç,<br />

bu kontrollerin ‘insancıl’<br />

olmayacağını vurgulayarak<br />

hedef göstermekten ve<br />

kışkırtıcıolmaktankaçınılması<br />

gerektiğini söyledi. Sanaç,<br />

‘‘Demokratik bir ülkede<br />

insanların dinlerine ve inançlarına<br />

göre ayrıştırılması demokrasi<br />

dışı ve insanlıktan<br />

yoksun bir durumdur.’’ dedi.<br />

‘Ednan Aslan Raporu’<br />

Viyana Üniversitesi İslam<br />

Pedagojisi Enstitüsü’nden<br />

Ednan Aslan tarafından<br />

hazırlanan rapora göre;<br />

Müslüman ailelerin birçoğu,<br />

çocuklarını toplumdan izole<br />

ediyor ve paralel bir dünya<br />

kurmaya çalışıyor. Çocuk<br />

bakıcıları aşırı dindarlardan<br />

oluşuyor. Çocuklara, Pakistan<br />

ve Afganistan benzeri<br />

bir eğitim veriliyor. Ayrıca<br />

çocuklara çoğulcu anlayışın<br />

yeterince aktarılmadığı ve<br />

bazı eski anlayışların zorla<br />

kabul ettirildiği belirtiliyor...<br />

‘Kreşleri Hemen Kapatalım’<br />

Sebastian Kurz raporun kendisini<br />

ikna ettiğini, problem<br />

yokmuş gibi davranmayacağını<br />

ve Viyana'da devlet<br />

destekli 150’ye yakın İslami<br />

kreşin çoğunun hemen kapatılabileceğini<br />

söyledi.<br />

Kurz ne yapmak istiyor?<br />

Viyana Belediye Başkanı<br />

Michael Häupl: ‘‘Kontrollerin<br />

yapılması gerekir ancak,<br />

ÖVP’li Uyum Bakanı Kurz’un<br />

SPÖ ve Viyana Belediyesi’ne<br />

yönelik açıklamaları sadece<br />

medya üzerinden kendini ön<br />

plana çıkararak ses getirme<br />

çabasıdır.’’ dedi.<br />

Yeni Bir Araştırma Yapılacak<br />

Viyana Belediyesi Ednan Aslan’ın<br />

yaptığı araştırmanın<br />

tatmin edici olmadığını ve<br />

soru işaretlerini giderecek<br />

yeni bir çalışmanın planlandığını<br />

açıkladı.<br />

Sıkı Denetim Başlıyor...<br />

Viyana Belediyesi Gençlikten<br />

Sorumlu Meclis Üyesi Sonja<br />

Wehsely, radikalizm ve<br />

aşırılık ile mücadeleyi destekleyeceklerini<br />

ve kreşlerde<br />

daha sıkı kontrollerin olacağını,<br />

ancak Bakan Kurz’un<br />

da kendi reklamını yapmaktan<br />

vazgeçmesini istedi.<br />

Eğitimden Sorumlu Belediye<br />

Meclis Üyesi Sandra Frauenberger,<br />

toplumun da hassasiyetleri<br />

dikkate alınarak kısa<br />

zaman içinde kreşlerin sıkı<br />

bir denetime alınacağını ve<br />

bu görev için daha çok uzmanın<br />

atanacağını açıkladı.<br />

Foto: Dragan Tatic<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

ENTEGRASYON RAPORU’NDAKİ<br />

DİĞER ÖNEMLİ KONULAR...<br />

Ülke değerleri Almanca<br />

kursları ile aktarılacak...<br />

Demokrasi, dini tarafsızlık,<br />

kadın ve erkeği eşit tutma,<br />

iletişim tarzı ve davranış kuralları<br />

8 saatlik bir kursla<br />

konu olarak işlenecek.<br />

Erken yaşta dil öğreniminde,<br />

ihtiyaç duyanlara kreşlerde<br />

zorunlu 2. yıl uygulaması geliyor.<br />

Annelerin dil kurslarına<br />

katılımı için dil kursu ve<br />

kreş saatleri birbirine uygun<br />

hale getirilecek. Yeni göçmen<br />

çocuklar ve Almancası yetersiz<br />

bireylere zorunlu yaz<br />

kursları da gündemde.<br />

Viyana İş Piyasası Kurumu (AMS Wien) ve Waff işbirliği ile, bireylere<br />

meslek ve eğitim hayatında büyük destek olacak yeni proje...<br />

‘Viyana Kalifiyelik Kimliği’<br />

Viyana İl Meclisi Ekonomiden<br />

Sorumlu Üyesi Renate Brauner,<br />

Waff İşletme Müdürü Fritz<br />

Meissl ve Viyana İş Piyasası<br />

(AMS) Başkanı Petra Draxl,<br />

AMS ve Waff’ın yeni hizmeti<br />

‘Qualifikationspass Wien -<br />

Viyana Kalifiyelik Kimliği’<br />

uygulamasını tanıttılar. Kalifiyelik<br />

kimliği, azami zorunlu<br />

eğitimi tamamlamış ve yurt dışında<br />

aldığı kalifiyelik belgesini<br />

Avusturya işgücü piyasasında<br />

değerlendiremeyen kişiler için.<br />

Kimlik sahibinin yetilerini,<br />

somut olarak eğitim hedefinin<br />

ne olduğunu, bu yönde atmış<br />

olduğu ve atması gerekecek<br />

adımları içeriyor. Kimlik bir eğitimi<br />

bitirmeye vesile olduğu<br />

için, aynı zamanda yeni mesleki<br />

perspektiflere götüren güvenli<br />

ve doğru yolu da gösteren bir<br />

pusula. Brauner bu konuda<br />

şunları söyledi: ‘‘Eğitimi olan<br />

kişi, meslekte daha iyi fırsatlara<br />

sahiptir, bu da daha iyi bir maaş<br />

demektir. Meslek eğitimi almış<br />

kişilerin, sadece zorunlu eğitimi<br />

tamamlamış kişilere nazaran<br />

işsiz kalma riski yalnızca üçte<br />

birdir. Viyana AMS ve Waff’ın<br />

danışmanları bu kimlik sayesinde<br />

ilgili kişinin düzeyini<br />

görür ve noktasal ihtiyacı olan<br />

desteği bireye sunar.‘‘<br />

Waff İşletme Müdürü Meissl,<br />

Brauner’i şu açıklamalarıyla<br />

tamamlıyor: ‘‘Kimliğin daha<br />

önemli bir yararı; çalışan kişi<br />

daha atması gereken eğitim<br />

adımları varken işini kaybederse,<br />

AMS tarafından desteklenmeye<br />

devam eder. Çalışanın<br />

Stadträtin Brauner: "Wer eine Ausbildung abschließt, hat bessere Chancen im Beruf und damit auch auf ein besseres Einkommen."<br />

daha iyi bir yere gelmesi ve<br />

eğitimini sonradan bitirmesi<br />

kendiliğinden olmaz, elde ettiği<br />

yetileri ve mesleki tecrübeleri<br />

kimliğinde kayıtlı olduğu için,<br />

kimlik onun özgveninin artmasına<br />

ve çalışanların da mesleki<br />

hedefe ulaşmasında önemli bir<br />

katkı sağlar.‘‘<br />

Viyana AMS Başkanı Draxl‚ ‘‘Bu<br />

kimlik insanların elinde, onlara<br />

mesleki eğitim edinmeleri yolunda<br />

daha ileri adımları gösteren<br />

bir plandır. Bununla biz<br />

birçok birey için işgücü piyasasında<br />

kapıları yeniden açmış<br />

oluyoruz. Çünkü iyi bir mesleki<br />

eğitim üzerine, sağlam bir kariyer<br />

inşa edilebilir.‘‘<br />

Nisan sonuna kadar 1000 kişi<br />

için pilot proje<br />

Viyana Kalifiyelik Kimlik Kartı,<br />

işsizler için Viyana AMS’nin<br />

meslek bilgilendierme merkezleri<br />

(BIZ), çalışanlar için<br />

Waff’ın danışma merkezleri<br />

tarafından gönüllü olarak<br />

sunulan bir hizmettir. Danışmanlar,<br />

‘Hangi meslek en iyi<br />

fırsatı sunuyor?’ konusunda<br />

karar aşamasında desteklerini<br />

sunacak, bunun için<br />

gerekli eğitim adımlarını<br />

önerecek ve kimlik kartında<br />

bulunan bilgileri güncelleyecekler.<br />

Özgeçmiş, başvuru<br />

formları ya da kursa katılım<br />

onayları gibi, işle ilgili tüm<br />

belgeler bu kimlik kartında<br />

yer alacak. Proje çerçevesinde<br />

Viyana AMS ve Waff, Ticaret<br />

Odalarının çıraklık yerleriyle ve<br />

Göçmen Danışma Merkezi ile<br />

sıkı bir işbirliği içinde olacaklar.<br />

2016’nın nisan ayına kadar<br />

sürecek bölümde, 100 çalışan<br />

ve 900 iş arayan Viyanalı için<br />

kalifiye kimlik kartı çıkarılacak.<br />

2016’nın geri kalan zamanında<br />

kalifiye kimliklerinin toplam<br />

1000 çalışan ve 2500 iş arayayan<br />

Viyanalı için verilmesi planlanıyor.<br />

2016’dan itibaren, sonradan<br />

bir çıraklık eğitimini bitirmek<br />

çalışan için de bedava<br />

Yılda 2000’in üzerinde Viyanalı<br />

dışarıdan çıraklık eğitimini<br />

bitirmek için başvuruda bulunuyor.<br />

Bunların yaklaşık yarısı<br />

Viyana AMS’nin desteğiyle sınava<br />

hazırlanıyor ve böylelikle<br />

kursları ücretsiz yapıyor. Geçtiğimiz<br />

yıllarda, yılda 400 çalışan<br />

Viyanalı, Waff’ın yardımıyla bu<br />

çok önemli sonradan bitirme<br />

sınavını yaptı. Bunlardan %95’i<br />

sınavı başardı. Bu projede<br />

Waff, 3000 avroya kadar olan<br />

ileri eğitim tedbirlerinin %90’a<br />

varan kısmını fırsat çekiyle<br />

destekliyor ve sınav masraflarını<br />

üstleniyor. 2016’dan itibaren<br />

sınavda başarılı olanlar,<br />

%10’luk katkı paylarını da geri<br />

alabilecek.<br />

Kursa katılmayanlara ceza<br />

Mülteci statüsünü kazananlar<br />

zorunlu kurslara katılmazlarsa<br />

sosyal yardımlar -asgari<br />

geçim parası- yarısına kadar<br />

düşürülebilecek. Kesintiler<br />

daha sonra koalisyon ortaklarının<br />

belirleyeceği bir<br />

organın talimatıyla ödeme<br />

yapan kurum tarafından<br />

yapılacak. Kesinti kişinin geçimini<br />

tehlikeye düşürecek<br />

şekilde olamayacak.<br />

Teşvikler ve Yaptırımlar...<br />

İltica hakkı yanında, uyum da<br />

zorunluluk. Bunun için tedbirler<br />

planda mevcut, bunların<br />

bazıları somut, diğerleri<br />

sadece bir niyet açıklaması.<br />

Uzmanlar: ‘Hatalardan<br />

ders alınmalı...’<br />

Heinz Fassmann, bir zamanlar<br />

yabancı işçi göçü sırasında<br />

yapılan hataların, şimdi mülteci<br />

akınında tekrarlanmamasını,<br />

anında ve kapsamlı<br />

bir uyum gerçekleşmesi için<br />

tedbirler uygulanması gerektiğini<br />

vurguladı.<br />

Planda birçok teşvik var...<br />

Öncelikle dil kursları hızlandırılmalı.<br />

Psikolojik destek ve<br />

tedbirler de ele alınmalı.<br />

Büyük göçmen grupları için<br />

yetkililere ihtiyaç var. Devlet,<br />

spor teşviki çerçevesinde<br />

uyum projeleri için daha çok<br />

kaynağı hazır bulundurmalı.<br />

Für Arbeitsmarkt ist Sprache<br />

und Integration wichtig<br />

Avusturya’da İşgücü<br />

Piyasasına Kolay Giriş İçin<br />

Almanca ve Uyum Şart<br />

Avusturya İstatisik Kurumu Başkanı Konrad<br />

Pesendorfer, göçmenlerin işgücü piyasasındaki<br />

durumunu inceleyen bir çalışmayı tanıttı. Uyumun<br />

dil yoluyla olabileceğini, Avusturya’da doğmamış<br />

bireylerde de işsizlik oranının yüksek olmasının<br />

ana sebebinin önce dili yeterince bilmeme, bir<br />

sonrakinin ise eğitim durumu olduğunu ifade etti.<br />

Burada unutulmaması gereken şeyin dil öğrenilmesi<br />

sırasında mesleki yetilerin geliştirilmediği ve<br />

bunların köreldiğini söyledi. Araştırmaya göre göçmenler<br />

Avusturyalılara nazaran açık farkla işleri<br />

için yüksek kalifiyede olduklarını düşünüyor; Göçmenlerde<br />

%23.5 Avusturyalılarda ise %8.8.<br />

Pesendorfer, herşeyden önce Avusturyalı olmayanların<br />

kalifiyelikleri ve yeteneklerinin ana dillerinde<br />

ön plana çıkarıldığı AMS’nin projesini övdü.<br />

Bununla iş piyasasında uyum için dil ve kalifiyelik<br />

olmak üzere iki yönün ortaya çıktığını söyledi.<br />

‘MÜLTECİLERE GERÇEKLER SÖYLENMELİ’<br />

Tümüyle uyum ve işgücü piyasası ile ilgili olarak<br />

Pesendorfer, bu zamanda mültecilerden dolayı<br />

duyulan endişeleri de dile getirdi. Geldikleri ülkelerde<br />

durumun normalleşmesi halinde bu insanların<br />

üç yıl sonra geri gönderilebileceklerini söyledi.<br />

En başından mültecilere gerçekleri göstermenin<br />

önemine değindi.<br />

‘SOYADI İŞ GÖRÜŞMELERİNDE ÖNEMLİ!’<br />

Yine araştırmaya göre Avusturya’da doğmayan<br />

kişilerin Avusturya’da doğanlara nazaran iş bulma<br />

sırasında sahip oldukları kişisel bilgi ağları daha<br />

önemli bir rol oynuyor. İş görüşmelerine davetlerde<br />

ise çoğunlukla soyadının da bir rolü var.<br />

Avusturyalı olmayanların genelde zorunlu eğitimi<br />

bitirdiği görülüyor, ama yüksek eğitim mezunları<br />

da azımsanmayacak durumda. Göçmen topluluklarda<br />

eğitim seviyesi büyük farklılık gösterebiliyor.<br />

Bu durum, geldikleri ülkelere göre çok keskin farklılıklardan<br />

kaynaklanıyor.


ARALIK <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 8<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Nurten YILMAZ<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Vor meinem Einzug in den österreichischen<br />

Nationalrat 2013 war ich 12 Jahre lang<br />

Landtagsabgeordnete in Wien, wobei ich<br />

hier als Vorsitzende des Integrationsausschusses<br />

die städtische Politik wesentlich<br />

mitgestalten durfte. Nach der Gründung<br />

des Wiener Integrationsfonds 1992, der<br />

Schaffung der Funktion der "Integrationsstadträtin"<br />

1996, hat Wien vor elf Jahren<br />

mit der Etablierung einer eigenen Integrationsabteilung<br />

– der MA 17 Integration &<br />

Diversität – eine fortschrittliche Integrationspolitik<br />

institutionalisiert. Es freut mich<br />

daher umso mehr, dass mit dem Abschluss<br />

einer nochmaligen Koalition zwischen SPÖ<br />

und Grünen in Wien dieser Weg weitere<br />

fünf Jahre beschritten werden kann. Hier<br />

einige integrationspolitische Schlaglichter<br />

aus dem Regierungsprogramm:<br />

- Eine Stadt für alle: Vielfalt und Diversität<br />

prägt die Stadt, das Zusammenleben und<br />

Miteinander. Zuzug ist und war Teil der<br />

städtischen Identität. Wien wird bald<br />

Heimat für zwei Millionen Menschen bieten.<br />

Zentral für eine visionäre Stadtpolitik<br />

ist es, die verschiedenen Voraussetzungen,<br />

Sprachen, Kompetenzen und Erfahrungen<br />

der Personen anzuerkennen und weiterzuentwickeln.<br />

Niemand wird zurückgelassen,<br />

wir alle sind Wien.<br />

Portakal renkli yeni<br />

Vinyet satışa çıktı<br />

2016 yılı otoban pulu ücretleri,<br />

tüketici fiyat endeksi ayarlamasına<br />

göre % 1,5 oranında zamlandı<br />

Avusturya'da, "Vinyet" olarak<br />

da bilinen otoyol pullarının<br />

2016 yılı satış fiyatları<br />

açıklandı. Buna göre senelik<br />

otoyol pulu <strong>2015</strong> yılına<br />

göre 1,30 euroluk artışla<br />

85,70 eurodan, 2 aylık<br />

25,70 ve on günlük vinyet de 8,80 eurodan satışa<br />

sunuldu. <strong>2015</strong>’e ait otoban pullarının 31<br />

Ocak 2016’ya kadar geçerli olacağını açıklayan<br />

ASFINAG yetkilileri en geç 1 Şubat’tan itibaren<br />

yeni otoban pullarının kullanılmaya başlanması<br />

gerektiğini, aksi taktirde ücretli yollara vinyetsiz<br />

çıkan sürücülere cezai işlem uygulanacağını<br />

vurguladılar. Bilindiği üzere, Avusturya otoyollarını<br />

vinyet olmadan kullanan sürücülere 120<br />

Euro’luk cezai işlem uygulanıyor.<br />

2017 yılında Vinyet rengi ‘Turkuvaz’ olacak<br />

ASFINAG tarafından 100 bin kişinin katılımıyla<br />

yapılan anket sonucunda halk, 2017 için vinyet<br />

renginin turkuvaz olmasına karar verdi.<br />

Neue Tarife <strong>2015</strong> für Pkw<br />

(bzw. alle zweispurigen Kfz bis 3,5t hzG):<br />

10-Tages-Vignette: EUR 8,80<br />

2-Monats-Vignette: EUR 25,70<br />

Jahresvignette: EUR 85,70<br />

Neue Tarife <strong>2015</strong> für Motorräder<br />

10-Tages-Vignette: EUR 5,10<br />

2-Monats-Vignette: EUR 12,90<br />

Jahresvignette: EUR 34,10<br />

Der Wiener Weg –<br />

fünf weitere Jahre<br />

- Menschen, nicht Aufenthaltstitel:<br />

Zukünftig zielen die Kurse, Angebote und<br />

Möglichkeiten der Stadt Wien im Rahmen<br />

der Integrationsbegleitung bzw. Willkommensstrategie<br />

auf alle ab, die Unterstützung<br />

brauchen, unabhängig von ihrem<br />

konkreten aufenthaltsrechtlichen Status –<br />

egal ob Flüchtling, EU-BürgerIn oder Drittstaatsangehörige.<br />

Es kommt darauf an,<br />

dass jede/r adäquate Beratung und Hilfestellung<br />

bekommt, um sich in der Stadt<br />

zurecht zu finden. Es braucht hier eine<br />

frühzeitige Erfassung der mitgebrachten<br />

Kompetenzen, eine schnellere Anerkennung<br />

von Qualifikationen, damit bestehende<br />

Ausbildungen bedarfsorientiert<br />

ergänzt werden können.<br />

- Integration von der ersten Stunde an:<br />

Ab sofort beginnt Integration mit der<br />

Ankunft in Wien, egal ob als Asylwerber<br />

oder fremdsprachige EU-BürgerInnen.<br />

Es darf hier keine Zeit vergeudet werden.<br />

Zentrales Sprachstands-Clearing, adäquate<br />

Betreuung und Kursangebote, die zielgruppenadäquat<br />

und niederschwellig zugleich<br />

sind. Integration umfasst mehr als Sprache,<br />

es geht um Wohnen, Partizipation, Freizeit,<br />

Kultur und (Aus-)Bildung.<br />

(Details: http://wien.spoe.at/sites/default/files/<br />

Regierungsprogramm_rotgruen2_web_1.pdf)<br />

FOTO: ASFINAG<br />

(rk)- Sandra Frauenberger, yeni<br />

görev ve sorumlulukları ile şu<br />

açıklamaları yaptı: ‘‘Şehrimizin<br />

geleceği çocuklarımızın, gençlerimizin,<br />

kız ve kadınların, mülteci<br />

ve göçmenlerin geleceğidir.<br />

Yeni görev yerimi bu geleceğin<br />

inşaası için kritik bir merci olarak<br />

görüyorum. Eğitime erişim<br />

benim için bir hak meselesi. Bu<br />

ilk eğitim kurumu olarak anaokulu<br />

için geçerli olduğu kadar<br />

aynı ölçüde okul dışı gençlerin<br />

işi için de geçerli. Tüm çocuklar<br />

aynı hak ve fırsatları hak ediyor.<br />

Eğitimde hedefim kreş ve okulların<br />

çocukların yetenek ve<br />

amaçlarına göre teşvik edildiği<br />

yerler olması, ebeveyn, eğitimci<br />

ve öğrencilerle hep birlikte<br />

geleceğin eğitim modelini inşa<br />

etmek. Gençlerin potansiyellerini<br />

geliştirebilmeleri için bizim<br />

ilgimize ve hareket alanına ihtiyaçları<br />

var. Bizler ‘açık’ gençler<br />

için işlerle, onların fırsatlarını<br />

geliştirmelerine ve şehrimizde<br />

her konuya katılımlarını arttırmalarına<br />

önayak oluyoruz.<br />

© Rainer Sturm / pixelio.de<br />

Avusturya’da emeklilik sisteminin devamı için nüfus artışı şart<br />

Nüfus göç ile artıyor<br />

Avusturya İstatistik Kurumu Genel Müdürü<br />

Konrad Pesendorfer, düzenlediği basın toplantısında<br />

<strong>2015</strong>-2060 yılları arasında öngörülen<br />

nüfus istatistiklerini açıkladı. Buna<br />

göre nüfus artışı göç hareketi nedeniyle ilk<br />

anda yılda 70 bin, daha sonra yılda ortalama<br />

60 bin kişi artacak.<br />

Göç akını emeklilik sistemi için de önemli<br />

Pesendorfer, göç almanın zorunluluğu hakkında<br />

şunları söyledi: ‘‘Nüfus artışı 20-65 yaş<br />

arası çalışma yaşında olan nüfusun gerilemesini<br />

bir kaç yıl için erteledi, fakat 2030’da<br />

çalışan sayısı bugünkü seviyenin de altına<br />

inebilir. Buna karşı birşey yapılmazsa bu<br />

azalma emeklilik sistemi için büyük sorunlar<br />

getirebilir. Çünkü 65 yaş üstü insanların sayısı<br />

da 2030’da 1.6 milyondan 2.2 milyona,<br />

2060’da 2.8 milyona ulaşacak.’’<br />

Göç nedeniyle yurt dışında doğan nüfusta<br />

artmaya devam ediyor. Şu anda ülke genelinde<br />

Avusturya dışında doğan 1 milyon 450<br />

bin kişi yaşıyor ve bu sayının 2060 sonunda<br />

2 milyon 500 bin kişi olması bekleniyor ve<br />

bu da o yıl itibarıyla tüm nüfusun %26’sını<br />

oluşturacak.<br />

Kadın politikasına gelince bu yasama<br />

döneminde ağırlık noktası<br />

kadınlara kendi başlarına var<br />

olma güvencesini sağlamak olacak.<br />

Kadınlar halen aynı işte<br />

erkek meslektaşlarından daha<br />

az ücret almakta. Onların ise<br />

kendi belirleyecekleri hayatı<br />

sürdürebilmelerine yetecek<br />

kadar bir gelire ihtiyaçları var.<br />

Burada işletmelerin de eşit davranmayı<br />

uygulamaları için, firma<br />

sahiplerini motive etmek zorundayız.<br />

Bunun dışında tüm yaşam<br />

meselelerinde kadınlara ilk<br />

anda başvuracakları bir yer<br />

olarak, yeni bir kadına hizmet<br />

merkezi olmalı.‘‘<br />

Entegrasyondan da sorumlu il<br />

meclis üyesi olarak Sandra Frauenberger’in<br />

amacı bütün Viyanalıların<br />

güzel bir birlikte yaşamı<br />

için kendini adamak. Frauenbergerin<br />

bu konuda söyledikleri<br />

şunlar: ‘‘Uyumu ilk baştan itibaren<br />

istiyoruz. Bu sunulan dil<br />

kursu hizmetlerinin daha çok<br />

geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması<br />

ve ‘Viyana hoş geldiniz<br />

kültürü’nün daha da güçlendirilmesi<br />

demek. Bunun için ilk<br />

somut proje yeni gençlik kolejinin<br />

hayata geçirilmesi olacak.<br />

Artık okul mecburiyeti olmayan<br />

gençler ve genç yetişkinler bu<br />

sayede bir eğitim sahibi olma<br />

imkânına kavuşacak.‘‘<br />

Avusturya’da her bölge eşit büyümüyor<br />

İstatistik Kurumuna göre Viyana, Aşağı<br />

Avusturya, Tirol ve Vorarlberg eyaletlerinde<br />

büyük bir nüfus artışı olacak. Kärnten’de<br />

uzun dönemde bir azalış yaşanacak. Steiermark’ta<br />

ise önce hafif bir artış ardından da<br />

küçük düşüş öngörülüyor. Burgenland ve<br />

Yukarı Avusturya’da uzun dönemli nüfus artışı<br />

2060’a kadar %13.6 ile ülke ortalamasının<br />

biraz altında kalacak. Viyana, göç ile açık<br />

farkla nüfus artışı en çok olan eyalet olacak<br />

ve nüfus 2023’de 2 milyon bandını aşacak.<br />

2060’da 2 milyon 200 bin civarıda olacak.<br />

Belli bölgelerde ise, ülkede doğmayanların<br />

sayısı aratacak ve bu da Pesendorf’a göre<br />

etkili bir uyum politikası gerektiriyor.<br />

Anne olma yaşı gittikçe yükseliyor<br />

19 yaş altı nüfusun gelecek 20 yıl içinde %8<br />

artması bekleniyor. Avusturya’ya göç gelmemesi<br />

durumunda çocuk ve genç sayısı<br />

%13 azalarak 1.5 milyonun altına düşecek.<br />

Doğurganlık oranı 2060’a kadar şu anki<br />

kadın başına 1.4 çocuk iken 1.55 çocuğa<br />

yükselecek. Bugün 30.4 olan ilk anne olma<br />

ortalama yaşı 2060’da ise 33 olacak.<br />

Viyana İl Meclisi’nde Kadın, Eğitim, Uyum, Gençlik ve Personel İşleri Yeni Sorumlusu Sandra Frauenberger Oldu<br />

Eşitlik ve adaletin yolu<br />

eğitimden geçer<br />

Sandra Frauenberger:<br />

Bildung ist der Weg<br />

zu Gerechtigkeit<br />

Frauenberger blickt mit Vorfreude<br />

auf ihre neuen Aufgaben:<br />

„Ich freue mich auf die neue Herausforderung<br />

und sehe das neue<br />

Ressort als einen entscheidenden<br />

Ort für die Gestaltung der Zukunft<br />

der Stadt: Die Zukunft unserer<br />

Kinder und Jugendlichen, der<br />

Mädchen und Frauen, der Flüchtlinge<br />

und MigrantInnen. Der Zugang<br />

zu Bildung ist für mich eine<br />

Frage der Gerechtigkeit. Das gilt<br />

für die erste Bildungsinstitution<br />

Kindergarten gleichermaßen wie<br />

für die außerschulische Jugendarbeit:<br />

Alle Kinder verdienen die<br />

gleichen Rechte und Chancen.“<br />

Son olarak Sandra Frauenberger,<br />

bireylerden sorumlu meclis<br />

üyesi olarak da, Viyana şehrinde<br />

yaşayan her insanın eşit olduğunu,<br />

bu şekilde değerlendirilmesi<br />

ve ayrımcılığa uğramaması<br />

için elinden gelen herşeyi yapacağını<br />

açıkladı.<br />

Die neu gewählte Stadträtin für Frauen, Bildung, Integration,<br />

Jugend und Personal, Sandra Frauenberger<br />

© Kromus/PID


9 - MIGRANTEN / MIGRATION / VIELFALT<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

<strong>DEZEMBER</strong> <strong>2015</strong><br />

Reportage-Reihe über Flüchtlingsschicksale<br />

Abbau von Ängsten gegenüber Flüchtlingen<br />

Projekt zur Unterstützung von Asylanten und Flüchtlingen in Oberndorf, Salzbug<br />

(LK) Beim Integrationscafé trafen sich auf<br />

Einladung des "Sozialen Netzwerkes Oberndorf"<br />

in der Gemeinde lebende Asylwerbende,<br />

ehrenamtlich in der Flüchtingshilfe<br />

Engagierte und viele weitere Interessierte.<br />

Der Journalist Dr. Michael Mair begleitete<br />

gemeinsam mit Studierenden des Fachhochschul-Studienganges<br />

MultiMediaArt das<br />

Treffen mit der Kamera. Herausgekommen ist<br />

ein Film, in dem einerseits Asylwerbende<br />

über ihr Schicksal erzählen, und anderseits<br />

das eindeutige Bekenntnis der einheimischen<br />

Gäste der Veranstaltung zum Engagement in<br />

der Integration deutlich wird. Thematisiert<br />

wird, wie Begegnungen und Gespräche<br />

helfen, Ängste gegenüber Flüchtlingen<br />

abzubauen.<br />

Der anonymen Masse eine Gestalt geben<br />

Das in Oberndorf gedrehte Video mit dem<br />

Titel "Begegnung mit dem Folter-Opfer" ist<br />

Teil einer Reihe von Reportagen, die hinterfragt,<br />

was Flüchtlinge nach Europa treibt,<br />

Flüchtlinge helfen in der Forstwirtschaft<br />

Sinnvolle Tätigkeit zur Überbrückung des Asylverfahrens<br />

Bregenz (VLK) – Mit Hilfe der Caritas Flüchtlingsbetreuung<br />

wurden Flüchtlinge gefunden,<br />

die sich freiwillig nützlich machen und der<br />

hilfsbereiten Bevölkerung im Gastland etwas<br />

zurückgeben wollen. Mittlerweile ist das<br />

Projekt in allen Bezirken angelaufen, in den<br />

ersten Wochen wurden von Flüchtlingen bereits<br />

380 Einsatzstunden im Wald geleistet.<br />

In Vorarlberg sind in den vergangenen Monaten<br />

weit über 2.000 Flüchtlinge aus Syrien<br />

und anderen Krisenregionen aufgenommen<br />

und untergebracht worden. Während der<br />

Phase des Asylverfahrens dürfen diese<br />

Menschen – vorwiegend junge Männer – kein<br />

Beschäftigungsverhältnis eingehen und keine<br />

gewerbliche Arbeit ausüben. Freiwillige<br />

© LAUXFOTO-SALZBURG<br />

welche Einzelschicksale in der anonymen<br />

Masse stecken und wie die Integration läuft.<br />

Die Idee dazu stammt von Michael Mair,<br />

umgesetzt wird das Projekt in Kooperation<br />

mit dem Landes-Medienzentrum.<br />

"Die Idee ist, der anonymen Masse eine<br />

Gestalt zu geben und zu zeigen, dass wir hier<br />

auf einzelne Menschen treffen mit dramatischen<br />

Fluchtgeschichten, aber auch mit<br />

Fähigkeiten und Zukunftsträumen. Außerdem<br />

sollen auch die vielen Leistungen der Ehrenamtlichen<br />

in der Flüchtlingshilfe und Initiativen<br />

vor den Vorhang geholt werden“,<br />

schildert Michael Mair seinen Ansatz für die<br />

Reportage-Reihe über Flüchtlingsschicksale.<br />

Bei den Filmen sind ihm eine sachliche Annäherung<br />

an das Thema sowie eine Gestaltung<br />

nach professionellen journalistischen Standards<br />

wichtig.<br />

Das Video ist zu sehen auf der Website des<br />

Landes unter "Salzburg hilft" oder über den<br />

YouTube–Kanal des Landes unter:<br />

www.YouTube.com/LandSalzburg<br />

Mithilfe auf gemeinnütziger Basis ist erlaubt<br />

und willkommen, denn im Schutzwald, bei<br />

der Beseitigung von Forstschutzproblemen<br />

sowie bei der Sicherung von Forststraßen<br />

und Wanderwegen sind helfende Hände<br />

gefragt. Landesrat Schwärzler dankt allen<br />

an dem Projekt Beteiligten: "Der Einsatz<br />

der Flüchtlinge ist beachtlich und auch für<br />

die Betreuungspersonen des Landesforstdienstes<br />

ist das Einlassen auf völlig neue<br />

Situationen herausfordernd."<br />

Bis zum Wintereinbruch ist noch einiges zu<br />

erledigen. Im kommenden Frühjahr soll die<br />

Aktion auf Basis der gemachten positiven<br />

Erfahrungen ausgeweitet werden, kündigt<br />

Landesrat Schwärzler an.<br />

Foto: VLK/Landesforstdienst<br />

„Migration & Globalisierung“<br />

Neues Forschungszentrum an der Universität Innsbruck eröffnet<br />

Das neue Forschungszentrum „Migration &<br />

Globalisierung“ wurde in Schloss Büchsenhausen<br />

feierlich eröffnet. Es bündelt Kompetenzen<br />

aus den Erziehungs- und<br />

Geschichtswissenschaften, Literatur- und<br />

Sprachwissenschaften, der Europäischen<br />

Ethnologie und Philosophie, Politologie und<br />

Soziologie, Rechtswissenschaften und Architekturtheorie.<br />

An der Universität Innsbruck arbeiten in<br />

verschiedenen Fachbereichen und Instituten<br />

eine Vielzahl von ExpertInnen, die sich aus<br />

unterschiedlichen Perspektiven mit dem<br />

Thema Migration und mit gesellschaftlicher<br />

Pluralität beschäftigen. Das Forschungszentrum<br />

versteht sich als eine Anlaufstelle für<br />

interessierte und einschlägig arbeitende<br />

WissenschaftlerInnen ebenso wie für<br />

Gesellschaft, Medien und Politik und fungiert<br />

als eine Plattform für interdisziplinären<br />

Austausch und Zusammenarbeit, die Entwicklung<br />

und Durchführung von Forschungsprojekten,<br />

die Abwicklung von Lehre und<br />

Fortbildungen, Beratungstätigkeit und<br />

Veranstaltungen. Darüber hinaus vernetzt<br />

es die Universität Innsbruck mit einer Reihe<br />

von weiteren nationalen und internationalen<br />

Forschungs-, Lehr- und Dokumentationseinrichtungen<br />

sowie NGOs und Vereinen im<br />

Bereich Migration/Globalisierung.<br />

Bei der Eröffnung wurde auch das Buch von<br />

Erol Yildiz „Nach der Migration“ vorgestellt.<br />

Erol Yildiz (Univ.-Prof. Dr.) hat den Lehrstuhl<br />

für Migration und Bildung an der Universität<br />

Innsbruck inne. Herausgeber ist der<br />

oder<br />

Assistenzprofessor im Lehr- und Forschungsbereich<br />

Migration und Bildung an der<br />

Universität Innsbruck, Marc Hill.<br />

Geld zurück! 1<br />

Immer für Sie & Ihr Kind da - für alle Schulklassen und<br />

alle Fächer von der Volksschule bis zur Matura!<br />

Herzaman sizin ve çocuğunuz için burada - bütün<br />

sınıflar ve dersler için, İlkokul‘dan Matura‘ya kadar.<br />

Frühzeitig aktiv werden:<br />

Gezieltes & intensives Training<br />

für die Zentralmatura!<br />

Şimdi aktif bir şekilde, hedefe<br />

odaklı ve yoğun bir eğitim<br />

ile Yeni Sınav Sistemi‘ne<br />

(Zentralmatura) hazırlanın.<br />

Nur für Neukunden: Testen Sie 2 kostenlose Schnupperstunden!<br />

Sadece yeni öğrenciler için: 2 ücretsiz deneme saatine katılabilirsiniz.<br />

1 Sondertarif: Aktionsbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfwegodergeldzurueck.<br />

INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />

HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />

SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />

WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />

TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />

WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />

Nach der Migration<br />

Postmigrantische Perspektiven jenseits<br />

der Parallelgesellschaft<br />

Erol Yildiz / Marc Hill (Hg.)<br />

Print, 29,99 €<br />

12/2014, 298 Seiten,<br />

ISBN 978-3-8376-2504-2<br />

transcript Verlag<br />

© transcript Verlag<br />

Entgeltliche Einschaltung


Grafik: marketagent<br />

<strong>DEZEMBER</strong> <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

MIGRANTEN / MIGRATION / VIELFALT - 10<br />

Integrationsabteilung feierte 10-jähriges Bestehen<br />

10 Jahre MA 17<br />

(rk) "Nach der Gründung des Wiener Integrationsfonds<br />

1992 und der Schaffung der Funktion<br />

der 'Integrationsstadträtin' 1996, hat<br />

Wien vor zehn Jahren einen weiteren wichtigen<br />

Schritt in der Integrationspolitik<br />

gemacht. Die Gründung einer eigenen<br />

Integrationsabteilung im Jahr 2004 war in<br />

vieler Hinsicht eine Pionierleistung", betonte<br />

die Wiener Integrationsstadträtin Sandra<br />

Frauenberger anlässlich des Fests zum 10-<br />

jährigen Bestehen der MA 17 - Integration&Diversität.<br />

Sowohl inhaltlich als auch<br />

organisatorisch ist Wien damals einen Weg<br />

gegangen, der von vielen belächelt wurde,<br />

wie die Stadträtin weiter ausführt. "Mittlerweile<br />

sind unserem Beispiel aber viele<br />

Gemeinden, die Länder und letztendlich auch<br />

der Bund gefolgt. Integrationspolitik ist in der<br />

Mitte der Gesellschaft angekommen und<br />

trägt zum guten Miteinander in unserer<br />

Gesellschaft bei", so Frauenberger.<br />

In den letzten 10 Jahren konnte die<br />

Magistratsabteilung 17 zahlreiche Initiativen<br />

setzen und Projekte verwirklichen. So konnten<br />

unter anderem im Rahmen der Niederlassungsbegleitung<br />

"StartWien" beinahe<br />

19.000 Personen an der Hand genommen<br />

und bei ihren ersten Schritten in Wien<br />

begleitet werden. Mehr als 8000 Kinder hatten<br />

im Rahmen der Sommersprachkurse die<br />

Möglichkeit ihre Deutschkenntnisse zu verbessern.<br />

Und 7500 Frauen haben bei den<br />

"Mama lernt Deutsch"-Kursen Deutsch gelernt<br />

während ihre Kinder optimal betreut wurden.<br />

Inhaltlich wurde mit der Gründung der MA<br />

17 ein Paradigmenwechsel vollzogen, der die<br />

Wiener Integrationspolitik zu einer Diversitätspolitik<br />

weiterentwickelte. "Diversität bedeutet<br />

Vielfalt. Der Diversitätsansatz sieht<br />

Zuwanderung und Vielfalt als Normalität,<br />

verschließt vor Herausforderungen nicht die<br />

Augen und erkennt die Chancen, die sich aus<br />

Zuwanderung ergeben. Diversitätspolitik<br />

sieht Vielfalt als Bereicherung", wie Integrationsstadträtin<br />

Frauenberger die damals<br />

wichtige Weichenstellung erklärt.<br />

Menschenrechtspreis <strong>2015</strong> an “Train of Hope”<br />

Verliehen von der Österreichischen Liga für Menschenrechte<br />

Der Preis zur Wahrung und Erhaltung der<br />

Menschenrechte wurde von der Österreichischen<br />

Liga für Menschenrechte verliehen.<br />

In diesem Jahr ging er an die Initiative „Train<br />

of Hope“, die Flüchtlingen am Wiener Hauptbahnhof<br />

Soforthilfe anbietet – stellvertretend<br />

für alle Freiwilligen, die sich in den letzten<br />

Wochen und Monaten in der Flüchtlingsthematik<br />

engagiert haben.<br />

„Selten haben wir uns so rasch auf einen<br />

mehr als würdigen Preisträger einigen können.<br />

Die Freiwilligen von Train of Hope zeigen<br />

seit Monaten, wie man respektvoll und<br />

empathisch handelt und dabei mit größtem<br />

Einsatz Menschen, die unendliches Leid<br />

erleben mussten, die Würde zurückgibt. Und<br />

das schönste daran: So viele sind dabei!<br />

All jenen soll mit diesem Preis symbolisch<br />

gedankt werden. Diese Initiative macht<br />

uns allen Mut und gibt uns Motivation“,<br />

so Barbara Helige, Präsidentin der Österreichischen<br />

Liga für Menschenrechte.<br />

Als parteiloser und organisationsunabhängiger<br />

Zusammenschluss von Freiwilligen organisiert<br />

und koordiniert Train of Hope<br />

ehrenamtlich die Soforthilfe für Flüchtinge<br />

am Hauptbahnhof Wien. Das Ziel ist die Versorgung<br />

von Reisenden mit Nahrungsmitteln,<br />

Sachspenden oder auch Informationen, bis zu<br />

dem Zeitpunkt, an dem die weitere Versorgung<br />

oder Reise geklärt ist – egal, ob in<br />

einer Aufnahmestelle in Österreich oder<br />

einem anderen Zielland. Wichtiges Anliegen<br />

ist dabei, dass sich die Reisenden willkommen<br />

fühlen und ihnen ein Moment der Ruhe<br />

ermöglicht wird.<br />

Über “Train of Hope”<br />

Train of Hope ist ein politisch unabhängiger<br />

Verein, der ankommenden Flüchtlingen<br />

menschlich, unbürokratisch und weltoffen<br />

Hilfe und Unterstützung bietet.<br />

Train of Hope gibt Flüchtlingen Hoffnung<br />

durch eine aktive Willkommenskultur, rasche<br />

und unkomplizierte Unterstützung und<br />

ehrenamtliches Engagement in verschiedenen<br />

Bereichen. Ausgehend vom Wiener<br />

Hauptbahnhof hilft Train of Hope<br />

Schutzsuchenden mit der Bereitstellung<br />

von Nahrungsmitteln, Bekleidung und<br />

Transportmöglichkeiten sowie rechtlicher<br />

und medizinischer Betreuung. Ziel von Train<br />

of Hope ist es, Flüchtlingen ein Gefühl der<br />

Geborgenheit und eine sichere Weiterreise<br />

zu ermöglichen.<br />

Die Helfer sind am Hauptbahnhof Wien<br />

für Menschen da. Für Menschen, die Schreckliches<br />

in ihrem Heimatland und auf dem<br />

Weg durch Europa miterlebt haben. Für<br />

Menschen, die unsere Hilfe brauchen.<br />

Mehr Infos unter<br />

www.trainofhope.at<br />

© Kromus / PID<br />

Freiwilliges Engagement in Österreich<br />

Hoher Zulauf in der Flüchtlingshilfe<br />

Laut einer Online-Umfrage* hat sich bereits<br />

jede/r Vierte ÖsterreicherIn (23,1 Prozent) in<br />

der Flüchtlingshilfe engagiert.<br />

Von den 76,9 Prozent, die sich noch nicht in<br />

der Flüchtlingshilfe engagiert haben, kann sich<br />

immerhin jede/r fünfte Befragte sehr oder<br />

eher vorstellen, künftig in der Flüchtlingshilfe<br />

aktiv zu werden. Laut dem <strong>2015</strong> vom Sozialministerium<br />

veröffentlichten zweiten Freiwilligenbericht<br />

haben 17 Prozent der insgesamt 3,3<br />

Millionen Freiwilligen in Österreich Migrationshintergrund**.<br />

Großteil bringt sich mit Spenden ein<br />

72,4 Prozent all jener, die sich bereits in der<br />

Flüchtlingshilfe einbrachten, haben sich durch<br />

Sachspenden beteiligt, weitere 38,1 Prozent<br />

durch Geldspenden. Auf Platz drei liegt mit 17,3<br />

Prozent die Mitarbeit in Notunterkünften und<br />

Flüchtlingsheimen, gefolgt von der Teilnahme<br />

an öffentlichen Aktionen, die Flüchtlingen zu<br />

Gute kamen (13,1 Prozent). Vergleichsweise<br />

wenige Personen engagierten sich im Rahmen<br />

eines Patenschafts-, Buddy- oder Mentorenprogramms<br />

(4,3 Prozent). 2,8 Prozent haben<br />

Flüchtlingen eine private Unterkunft zur Verfügung<br />

gestellt.<br />

Zudem zeigen vorläufige Zahlen des Fundraising<br />

Verbands Austria, dass für die Flüchtlingshilfe<br />

seit Juni <strong>2015</strong> bereits zwölf Millionen Euro an<br />

betroffene Organisationen gespendet wurden<br />

(Stand Anfang November).<br />

© NÖ LAK<br />

NGO’s: Hoher Zulauf in der Flüchtlingshilfe<br />

Auch die Zahlen der wichtigsten Trägerorganisationen,<br />

die sich an der Flüchtlingshilfe beteiligen,<br />

zeigen, dass die Versorgung geflüchteter<br />

Personen zu einem großen Teil von freiwilligen<br />

HelferInnen getragen wird. Bei der Caritas<br />

Österreich haben sich seit dem Sommer<br />

diesen Jahres rund 14.300 neue Freiwillige<br />

zur Mitarbeit in der Flüchtlingshilfe gemeldet.<br />

Der Arbeiter-Samariter-Bund schätzt, dass sich<br />

täglich bis zu 1.200 Personen in der Flüchtlingshilfe<br />

engagieren. Das Österreichische Rote<br />

Kreuz setzt in der Flüchtlingshilfe<br />

bundesweit<br />

rund 500 freiwillige<br />

HelferInnen pro Tag ein.<br />

Im Flüchtlingsdienst der<br />

Diakonie sind derzeit<br />

525 Ehrenamtliche registriert.<br />

Im Vergleich zum<br />

Jahresende 2014 hat sich<br />

diese Zahl laut Angaben<br />

der Diakonie verdoppelt.<br />

Das Presseteam der<br />

Organisation „Train of<br />

Hope“ gibt zudem an,<br />

dass einige der jetzt aktiven Freiwilligen selbst<br />

vor nicht allzu langer Zeit mit ihren Familien auf<br />

der Flucht waren. Sie helfen vor allem als ÜbersetzerInnen<br />

für Sprachen wie Farsi, Arabisch,<br />

Urdu und Kurdisch.<br />

• 23 Prozent engagieren sich in der Flüchtlingshilfe<br />

• Großer Teil der Flüchtlingshilfe läu über<br />

Sach- und Gelspenden<br />

• NGO’s verzeichneten starken Anseg der<br />

Freiwilligen für Flüchtlingshilfe<br />

• Die Häle aller Migrannnen ist in einer<br />

Form der Freiwilligenarbeit täg<br />

• MigrantInnen sind insbesondere in der<br />

informellen Freiwilligenarbeit täg<br />

*Online-Umfrage des Marktforschungsunternehmens marketagent vom Oktober <strong>2015</strong> **Die Daten des zweiten Freiwilligenberichts<br />

stammen aus der IFES-Studie „Freiwilliges Engagement in Österreich. Bundesweite Bevölkerungsbefragung 2012“<br />

Publikation der NÖ Sprachenoffensive<br />

Im Verschiedensein die gemeinsamen Stärken sehen<br />

Zwei Tiere stehen im Mittelpunkt<br />

der neuesten Publikation<br />

der NÖ Sprachenoffensive:<br />

Elefant und<br />

Schlange sind zwei so ganz<br />

unterschiedliche Tiere, die<br />

gute Freunde sind, weil beide<br />

erkannt haben, wie wichtig es<br />

ist, dass jeder von beiden<br />

etwas anderes gut kann.<br />

Für die Ausstellung im Bürgerspital<br />

und Publikation<br />

„Der Elefant und die Schlange“<br />

fand Frau Bürgermeisterin<br />

PSI Brigitte Ribisch lobende<br />

Worte an die Autorin und<br />

Veranstalter. „Gerade in<br />

Grenzregionen ist es wichtig,<br />

Kindern die Sprache des Nachbarn<br />

näher zu bringen.“<br />

Die Idee zu diesem Kinderbuch<br />

stammt von der Retzer Autorin<br />

Elisabeth Strebl, welche die<br />

entzückende Geschichte einst<br />

für ihre Enkel aufschrieb.<br />

An der NÖ Landesakademie<br />

Quelle: Medien-Servicestelle Neue Österreicher/innen<br />

entstand daraus in Zusammenarbeit<br />

mit den Kindergärten<br />

Laa an der Thaya<br />

(Am Ostbahnhof, Wehrgartenstraße)<br />

und Wulzeshofen<br />

ein Kinderbuch, das beim<br />

Erlernen der Nachbarsprachen<br />

Tschechisch, Slowakisch, Ungarisch<br />

und Deutsch hilft.<br />

Da bei der Ausarbeitung<br />

des Buches sehr viele Bilder<br />

entstanden sind, die leider<br />

nicht alle im Buch zur Verwendung<br />

kommen<br />

konnten, organisierte<br />

die NÖ<br />

Landesakademie<br />

gemeinsam mit<br />

den Kindergärten<br />

eine Ausstellung<br />

in Laa an der<br />

Thaya. "Kinder und<br />

Mehrsprachigkeit“<br />

lautete das Motto<br />

der Ausstellung<br />

und Autorenlesung<br />

über die Neuerscheinung<br />

des Kinderbuches<br />

„Der<br />

Elefant und die<br />

Schlange“.


© Bernd Kasper / pixelio.de<br />

© BMEIA/Dragan Tatic<br />

© Residenz Verlag<br />

11 - MIGRANTEN / MIGRATION / VIELFALT<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Aktion "Teamplay ohne Abseits"<br />

Integrations-Workshops und 50 neue ZUSAMMEN:ÖSTERREICH-Integrationsbotschafter<br />

aus dem Profifußball fördern Zusammenleben im Sport<br />

Wien (OTS) - Im Wiener Ernst-Happel-<br />

Stadion wurde die neue Aktion „Teamplay<br />

ohne Abseits“, die besseres Zusammenleben<br />

durch Sport fördert, präsentiert.<br />

50 Fußballprofis mit Migrationshintergrund<br />

aus Regional-, Landes und Bundesverbänden<br />

werden dabei als neue ZUSAMMEN:ÖSTER-<br />

REICH Integrationsbotschafter Schulen und<br />

Fußballvereine österreichweit besuchen und<br />

erzählen, wie sie ihren Integrationsweg in<br />

Österreich erfolgreich gemeistert haben. Die<br />

Kooperation entstand auf Initiative des ÖFB<br />

in Zusammenarbeit mit ZUSAMMEN:ÖSTER-<br />

REICH und der Bundesliga. Gemeinsam<br />

wurden auch Workshops und Informationsmaterialien<br />

für Fußballvereine zum Thema<br />

Integration entwickelt.<br />

Integrationsminister Sebastian Kurz: „Gerade<br />

vor dem Hintergrund der derzeitigen Herausforderungen<br />

im Bereich der Integration kann<br />

Sport wesentliche Impulse setzen, um das<br />

erfolgreiche Zusammenleben zu fördern.<br />

Denn im Sport spielen Hautfarbe, Herkunft<br />

oder Religion keine Rolle, was zählt, ist das<br />

gemeinsame Engagement. Diesen Teamgeist<br />

sehen wir bei unserer Nationalmannschaft<br />

und den Bundesliga-Klubs genauso<br />

wie bei engagierten<br />

Nachwuchsspielern. Ich freue<br />

mich sehr, dass uns der Österreichische<br />

Fußballverband und<br />

die Bundesliga mit ihren Fußballprofis<br />

künftig dabei unterstützen,<br />

gelebte Integration in<br />

Schulen und Fußballvereinen<br />

greifbar zu machen.“<br />

Mit eigens entwickelten Workshops<br />

wird ZUSAMMEN:ÖSTER-<br />

REICH das Thema Integration in<br />

Fußballvereinen und Einrichtungen<br />

für Nachwuchsförderung<br />

in ganz Österreich erlebbar<br />

machen – spannende Integrationsgeschichten,<br />

praxisnahe<br />

Teamspiele und offene Diskussionen<br />

inklusive. „Diese Aktion<br />

ist einmalig in Österreich und<br />

beispielgebend im Fußballsport,<br />

der für alle offen steht. Die<br />

Workshops werden zu einer<br />

weiteren Sensibilisierung in den<br />

Vereinen beitragen“, ist ÖFB-<br />

Sportdirektor Willi Ruttensteiner<br />

überzeugt.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Voices for Refugees<br />

Für ein menschliches Europa<br />

Am 3. Oktober <strong>2015</strong> waren rund 200.000<br />

Menschen in Wien auf der Straße, um am<br />

Heldenplatz ihre "Voices for Refugees" zu<br />

erheben. Viele Künstler traten bei dem von<br />

der Volkshilfe veranstalteten siebenstündigen<br />

Solidaritätskonzert auf. Mit Europas größter<br />

Manifestation der Menschlichkeit wurde<br />

Geschichte geschrieben. Ewald Tatar,<br />

Geschäftsführer von Nova Music: „Die Stimmung<br />

im Publikum war einzigartig und das<br />

Zeichen für Menschlichkeit unüberhörbar".<br />

Das Buch „Voices for Refugees“ zeigt mit<br />

vielen Fotos den eindringlichen Protest und<br />

die gemeinschaftliche Hilfe im Jahr <strong>2015</strong>.<br />

Erich Fenninger, der Initiator des Solidaritätskonzerts,<br />

analysiert die neue Refugee-<br />

Bewegung.<br />

Erich Fenninger: "Wir erleben keine<br />

Flüchtlingskrise sondern eine Krise der<br />

Solidarität der europäischen Regierungen".<br />

Mit den Ansprachen vom Heldenplatz zum<br />

Nachlesen sowie Beiträgen und Statements von<br />

Marcel Hirscher, Vea Kaiser, Robert Misik,<br />

Michael Niavarani, Erika Pluhar, Martin Pollack,<br />

Julya Rabinowich, Marlene Streeruwitz, Ashley<br />

Winter und vielen weiteren Prominenten.<br />

Pro verkauftem Exemplar geht ein Erlös von fünf<br />

Euro direkt an die Volkshilfe-Flüchtlingshilfe.<br />

Alle Texte und Fotos des Buches wurden<br />

von den AutorInnen, den FotografInnen und<br />

den KünstlerInnen kostenfrei zur Verfügung<br />

gestellt.<br />

Erich Fenninger<br />

geboren 1963 in Bad Vöslau, seit 2003 Bundesgeschäftsführer<br />

der Volkshilfe Österreich<br />

<strong>DEZEMBER</strong> <strong>2015</strong><br />

und stellvertretender Vorsitzender der<br />

Sozialwirtschaft Österreich. Vorstandsmitglied<br />

zahlreicher Sozialorganisationen und wissenschaftlicher<br />

Beirat der FH St. Pölten. Er ist<br />

Herausgeber von „Ich bin wer ich war. Mit<br />

Demenz leben“ (2014) und „Von Freiheit<br />

träumen: Das Flüchtlingsleben der Westsaharauis“<br />

(2012).<br />

Voices for Refugees<br />

Erich Fenninger (Hrsg.)<br />

160 Seiten<br />

EUR 24,90<br />

ISBN: 9783701733927<br />

Residenz Verlag<br />

Innovative und nachhaltige Sportprojekte prämiert<br />

„Integrationspreis Sport <strong>2015</strong>“<br />

Wien (OTS) - Der „Integrationspreis Sport<br />

<strong>2015</strong>“ wurde von Integrationsminister<br />

Sebastian Kurz und Sportminister Gerald<br />

Klug verliehen. 12 innovative und nachhaltige<br />

Sportprojekte, die die Integration von Zuwander/innen<br />

und Flüchtlingen in Österreich<br />

fördern, wurden mit insgesamt 15.000 Euro<br />

prämiert.<br />

Der mit 3.000 Euro dotierte Hauptpreis ging<br />

an das steirische Sport- und Bildungsprojekt<br />

„Bewegung mit dem Ball“ für Kinder im<br />

Alter von 6 bis 14 Jahren. Birol Yilmaz, der<br />

selbst türkische Wurzeln hat, startete 2014<br />

in Leoben-Donawitz das Projekt „Bewegung<br />

mit dem Ball“ und fördert damit das Miteinander<br />

von Kindern aus 15 verschiedenen<br />

Nationen. Neben den wöchentlichen Fußballund<br />

Völkerballtrainings werden die Kinder<br />

beim Spracherwerb und der Erweiterung<br />

ihrer Deutschkenntnisse gefördert. Außerdem<br />

konnte über das Projekt hinaus ein Netzwerk<br />

aus Eltern und Lehrer/innen aufgebaut<br />

werden, um die Kinder bestmöglich bei<br />

der Bewältigung ihres Schulalltags zu unterstützen.<br />

Der zweite Hauptpreis in der Höhe von 2.000<br />

Euro ging an das Projekt „Rugby Opens<br />

Borders“ aus Wien. Die Initiative fördert<br />

den interkulturellen Austausch und das<br />

Zusammenspiel von jungen Flüchtlingen,<br />

Migrant/innen sowie Österreicher/innen<br />

ohne Migrationshintergrund. Das internationale<br />

Team der Rugby Union Donau Wien<br />

besteht aus engagierten Menschen mit<br />

verschiedensten beruflichen Hintergründen<br />

wie Jurist/innen, Sozialpädagog/innen oder<br />

Kulturschaffende. Wöchentlich treffen<br />

sich bis zu 30 Jugendliche aus Österreich,<br />

Afghanistan, Syrien und Somalia zum<br />

gemeinsamen Rugby-Training. Spielerisch<br />

wird ihnen dabei der Zugang zur österreichischen<br />

Gesellschaft ermöglicht und<br />

die Grundwerte des Zusammenlebens in<br />

Österreich vermittelt.<br />

Birol Yilmaz (4.v.l.) erhält den Hauptpreis für sein Sport- und Bildungsprojekt „Bewegung mit dem Ball“<br />

Bildungschance für Jugendliche mit Migrationshintergrund<br />

START-Stipendien<br />

19 Jugendliche mit Migrationshintergrund dürfen sich über die begehrten START-Stipendien freuen<br />

Wien – 19 Wiener Schülerinnen und Schüler mit<br />

Migrationshintergrund durften bei den Feierlichkeiten<br />

im WKO Campus Wien die begehrten<br />

START-Stipendien entgegennehmen. Damit sind<br />

sie bereits der 10. Jahrgang, der vom Verein auf<br />

dem Weg zur Matura unterstützt wird.<br />

Österreichweit absolvierten bereits 160<br />

Jugendliche aus 45 Nationen die Matura mit<br />

START. Für den diesjährigen Jahrgang wurden<br />

19 Schülerinnen und Schüler in Wien ausgewählt<br />

und nun offiziell begrüßt und vorgestellt.<br />

Hochprofessionell gaben sich zwei der neuen<br />

StipendtiatInnen, die siebzenjährige Nahla<br />

Hamoudah und die fünfzehnjährige Marzia<br />

Suleimanli, bei ihrer Rede über „Bildung als<br />

Menschenrecht“ und darüber, was das Stipendium<br />

für sie bedeutet. „Der erste Schritt in<br />

die Zukunft beginnt mit der Bildung“, ist<br />

Nahla überzeugt. „Man sollte in jedem Land<br />

willkommen geheißen werden und die gleichen<br />

Chancen bekommen. Denn Bildung ist auch ein<br />

Weg aus der Armut.“<br />

Foto: START-Wien<br />

Wie START-Wien junge Menschen auf ihrem<br />

Bildungsweg begleitet<br />

START-Wien begleitet und unterstützt Jugendliche<br />

mit Migrationshintergrund auf ihrem Weg<br />

zur Matura. Die Stipendien werden unabhängig<br />

von Nationalität und Aufenthaltsstatus vergeben.<br />

Die neuen StipendiatInnen haben ihre<br />

Wurzeln in Syrien, Simbabwe, Indien, Iran,<br />

Afghanistan, Niger, Ghana, Kosovo, Aserbaidschan,<br />

Polen, Russland, China, Mazedonien,<br />

im Sudan und auf den Philippinen. Unterstützt<br />

werden sie durch einen Laptop, einen Multifunktionsdrucker<br />

sowie durch 100 Euro<br />

Bildungsgeld im Monat. Noch wichtiger ist aber<br />

die ideelle Unterstützung etwa in Form von Bildungsseminaren,<br />

gemeinsamen Exkursionen<br />

oder bei der Studien- und Berufswahl. „Man<br />

wird bei START nicht nur unterstützt, sondern<br />

man lernt viele Menschen kennen, findet<br />

neue Freunde und es ist wie eine Familie, die<br />

jedes Jahr immer weiter wächst“, sagt Marzia<br />

in ihrer Rede.


Tarife değişikliği 13 Aralık’ta başladı.<br />

Şimdi gerekli bilgilere ulaşın...<br />

VVT’nin yeni hizmetleri<br />

ve yeni tarifeleri Tirol’ü<br />

hareketlendiriyor...<br />

Am Sonntag, den 13. Dezember<br />

<strong>2015</strong> ist europaweit Fahrplanwechsel<br />

und38 Tiroler<br />

Verkehrsunternehmen fahren<br />

nach einem neuen Fahrplan.<br />

Grunddafür sindAbstimmungen<br />

des Regionalverkehrs auf<br />

den Fernverkehr und neue<br />

Verkehrsangebote des VVT.<br />

Große Abweichungen zum<br />

bestehenden Fahrplan können<br />

dennoch vermieden werden.<br />

Den KundInnen des VVT<br />

wirdtrotzdem empfohlen, sich<br />

13 Aralık Pazar günü itibariyle,<br />

Avrupa genelinde toplu taşıma<br />

araçlarında yol haritası ve tarife<br />

değişikliği oldu ve 38 Tirol taşıt<br />

işletmesi de yeni tarifeye göre<br />

çalışmaya başladı. Bunun sebebi<br />

bölgesel ulaşımın uzun mesafe<br />

ulaşıma uygun hale getirilmesi<br />

ve Tirol Toplu Taşıma İşletmesi’nin<br />

(VVT) yeni taşımacılık<br />

hizmetleri. Hali hazırdaki tarifelerde<br />

büyük değişiklikler yapılmasından<br />

kaçınıldı. Toplu<br />

taşıma araçlarını kullanan yolculara,<br />

Aralık ayından itibaren<br />

VVT’nin müşteri merkezinden<br />

ve VVT internet sayfasından<br />

yeni yol haritası ve tarifeler hakkında<br />

bilgi almaları tavsiye ediliyor.<br />

Yeni hat kitapçığı da düzenlendi<br />

ve kullanımı daha kolay<br />

hale getirildi.<br />

VVT 20 yıldır hizmette<br />

VVT’nin 1995’deki kuruluşundan<br />

bu yana Tirol’de toplu taşımacılık<br />

alanında çok şeyler yapıldı:<br />

Tirol’de bölgesel ulaşımın temeli<br />

29 otobüs, 6 hızlı tren hattı, 4<br />

REX bağlantısı, Regiotax marka<br />

değişik talep otobüsleri, 2 uzak<br />

mesafe banliyo treni, Osttirol’de<br />

banliyo trenleri, Zillertal ve Stubaital<br />

trenleri.<br />

Neue VVT Angebote und neue Fahrpläne machen Tirol mobil<br />

Fahrplanwechsel, am 13. Dezember <strong>2015</strong>. Jetzt darüber informieren.<br />

Anfang Dezember <strong>2015</strong> über die<br />

neuen Fahrpläne im VVT KundenCenter<br />

und auf der Website<br />

des VVT zu informieren: Neue<br />

VVT Linienfolder werden noch<br />

benutzerfreundlicher.<br />

20 Jahre VVT<br />

VVT’nin 20 yıldaki diğer hizmetleri:<br />

P+R tesisleri ve durak gibi<br />

altyapı hizmeti, SmartRide akıllı<br />

telefon uygulaması ve duraklardaki<br />

DFI göstergeleri gibi hizmetlerle<br />

yolcuları tam zaman<br />

konusunda bilgilendirme. Buna<br />

ek olarak yıllık ağ bileti, zamanlı<br />

biletler ve hesaplı tek biletler.<br />

Ayrıca VVT, bütün yakın mesafe<br />

ulaşım hizmetlerini otobüs, tren<br />

ve tramvay koordineli olarak<br />

yapmayı ve bunun için de yakın<br />

mesafe ulaşım işletmesini görevlendirmeyi<br />

planlıyor. Tirol’de<br />

toplu taşıma 20 yılda sürekli<br />

yaygınlaştırıldı ve yolcular bunu<br />

memnuniyetle karşıladı.<br />

Seit der Gründung des VVT 1995<br />

hat sich im öffentlichen Verkehr<br />

in Tirol viel getan: Basis des<br />

Regionalverkehrs in Tirol sind29<br />

Regiobuskonzepte, 6 S-Bahnlinien,<br />

4 REX-Verbindungen, diverse<br />

Bedarfsbusse der Marke<br />

Regiotax, 2 Regionalbahnen im<br />

Außerfern, die Regionalzüge in<br />

Osttirol, die Zillertalbahn und<br />

die Stubaitalbahn.<br />

Yolcu sayısı arttı<br />

VVT’nin hizmetlerinin memnuniyetle<br />

karşılanmasını artan<br />

yolcu sayısı da teyit ediyor: Yaklaşık<br />

90 bin Tirol’lü senelik biletle<br />

yollarda. Bunlardan 20 bini<br />

yaşlı yıllık bileti, 12 bini yıllık hat<br />

bileti, 52 bin Okullara özel bilet<br />

(SL-Ticket) ve 5 bini sömestr bileti.<br />

Yolcu sayısı da devamlı artmakta.<br />

2011’de taşınan yolcu<br />

sayısı 60 milyon, 2014’de ise 66<br />

milyon. Toplu taşıma araçlarının<br />

katettiği mesafede devamlı bir<br />

artış var. 2005’de 29 milyon km.<br />

kattedilmiş, <strong>2015</strong> yılı sonuna<br />

kadar yüzde 48 artışlar 43 milyon<br />

km.’nin üstünde olacak.<br />

Weitere Leistungen des VVT in<br />

20 Jahren waren: Infrastruktur<br />

wie P+R-Anlagen undHaltestellen,<br />

Fahrgastinformationssysteme<br />

in Echtzeit wie die<br />

SmartRide App und DFI-Anzeiger<br />

an Haltestellen. Hinzu<br />

kommt ein dichtes und attraktives<br />

VVT Ticketsystem aus Jahresnetz-Tickets,<br />

Zeit-Tickets und<br />

vergünstigten Einzel-Tickets.<br />

Außerdem plant der VVT<br />

sämtliche Nahverkehrsleistungen,<br />

koordiniert die Anschlüsse<br />

von Bus, Bahn undTram und<br />

beauftragt die Tiroler Nahverkehrsunternehmen.<br />

In 20<br />

Jahren wurde der öffentliche<br />

Verkehr in Tirol kontinuierlich<br />

ausgebaut undvon Fahrgästen<br />

gut angenommen.<br />

Foto: VVT<br />

Foto: VVT<br />

Şimdi bilgilenin:<br />

Yeni yol haritası ve tarife<br />

değişikliği, yeni hizmetler ve<br />

güncel tarifelerle ilgili bilgileri<br />

Aralık ayı başından itibaren<br />

www.vvt.at internet<br />

adresinde, VVT’nin Müşteri<br />

Merkezi 0512/ 56 16 16<br />

ya da VVT SmartRide App<br />

uygulamaları üzerinden doğru<br />

zamanda bulabilirsiniz.<br />

VVT Hat Kitapçığı’nın şimdi<br />

kullanımı daha kolay. Hat<br />

güzergahı, tren ya da otobüs<br />

mü ve hat ilçe dışı mı? Bunların<br />

hepsi bir anda bilinebilecek.<br />

Fahrgastzahlengestiegen<br />

Die Angebote des VVT wurden<br />

gut angenommen, was sich in<br />

den gestiegenen Fahrgastzahlen<br />

zeigt: Rd. 90.000 TirolerInnen<br />

sindmit Jahres-Tickets unterwegs.<br />

Davon rd. 20.000 mit<br />

Jahres-Tickets SeniorIn, rd.<br />

12.000 mit streckenbezogenen<br />

Jahres-Tickets, rd. 52.000 mit<br />

SL-Tickets, rd. 5.000 mit Semester-Tickets.<br />

Auch die Anzahl der<br />

Fahrgäste ist gestiegen: 2011<br />

wurden noch 60 Mio. Fahrgäste<br />

befördert, 2014 waren es<br />

bereits 66 Mio. Fahrgäste<br />

(+10%). Die Kilometerleistung<br />

der öffentlichen Verkehrsmittel<br />

ist ebenso ständig gestiegen:<br />

2005 wurden rd. 29. Mio.<br />

km gefahren, mit Ende <strong>2015</strong><br />

werden es über 43. Mio. km<br />

sein (+48%).<br />

Jetzt informieren:<br />

Infos zum Fahrplanwechsel,<br />

über neue Angebote unddie<br />

Fahrpläne finden Sie ab<br />

Anfang Dezember <strong>2015</strong><br />

unter: www.vvt.at,<br />

im KundenCenter des<br />

VVT unter: 0512 / 56 16 16,<br />

oder in Echtzeit über die<br />

VVT SmartRide App.<br />

Die Linienfolder des VVT<br />

werden jetzt noch<br />

benutzerfreundlicher:<br />

VVT KundInnen wissen damit<br />

auf einen Blick, wo die Linie<br />

fährt, ob es ein Zug oder<br />

Bus ist undob die Linie<br />

bezirksübergreifendfährt.


BEZAHLTE ANZEIGE.<br />

FAHRPLANWECHSEL,<br />

AM 13.12.<strong>2015</strong>.<br />

TIROLWEIT GELTEN NEUE FAHRPLÄNE FÜR BUS, BAHN UND TRAM.<br />

Jetzt informieren, wann Ihre Öffis fahren.<br />

MEHR INFOS<br />

www.vvt.at<br />

VVT GRATIS-APP<br />

SmartRide<br />

HOTLINE<br />

(0512) 56 16 16<br />

VERKEHRSVERBUND TIROL KUNDENCENTER<br />

STERZINGER STRASSE 3 . 6020 INNSBRUCK . GEÖFFNET: MONTAG - FREITAG 7:30 - 18:00 UHR


ARALIK <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 14<br />

FOTO-SERRA<br />

Ömer Erkan<br />

omererkan92@hotmail.com<br />

Kalpteki Duygu Bozukluğu<br />

Boşa sevmiş bir yüreğin dili<br />

olmaz. Suskundur o, her ne<br />

şekilde olursa olsun dönmez<br />

kararından. Kırılmıştır bir<br />

kere. Yara almış, incinmiştir.<br />

Nefesten kesilip geleceğini<br />

görememenin acısını ta<br />

içinde hissetmektedir. Kalbin<br />

ta içi... İç kavramında daha ne<br />

kadar derine gidiyorsa, o<br />

denli derinlerde bir yerlerde.<br />

Söylenen her söz anlamsızdır<br />

artık. Yapılan gurur gibi görünse<br />

de, kalpte gururun<br />

işi yoktur. İntikam, gurur gibi<br />

sıfatlar sağlıklı bir kalpte bulunmaz.<br />

O bölüm açılmamıştır.<br />

Ne vakit ki incinir, acıyla<br />

bütünleşir, o zaman sıfatlara<br />

açar kendini. Zırhını kendi<br />

iradesiyle ortadan kaldırır.<br />

Kör olur. Fakat hala sessizdir.<br />

Susturulmuş kalabalıklarla<br />

birlikte kocaman bir suskunluğa<br />

gömülür. Sessizlik öylesine<br />

büyüktür, öylesine<br />

devasadır ki, kulakları sağır<br />

eder. Çaresizlikle sarıldığı<br />

tüm etkenlerden yavaşca<br />

uzaklaşmaya başlar ve aklının<br />

artık yerine geldiğini kendine<br />

kabullendirir.<br />

Canhıraş saldırılarına başlar.<br />

Önüne geleni bertaraf, kendini<br />

acıtan her şeyi yok etme<br />

arzusu gelir konuverir. Ve<br />

kalp o an anlar çaresizliğini.<br />

Aslında ne kadar güçsüz olduğunu<br />

başkalarına vermek istediği<br />

zararın zerresini yapamayışında<br />

fark eder.<br />

Sonrası hüzünlü bir ömrün<br />

sonsuz kırgınlığı... Alınmamış<br />

intikam, yapılmamış gurur.<br />

Kırılmış kemikte batan bir<br />

şey...<br />

Sahi kalpte kemik var mıdır?<br />

Eğer yoksa acıtan ve inanılmaz<br />

derecede batan şeyin<br />

adı nedir? Yok mudur kalpte<br />

acının diğer bir adı?<br />

Kalpteki ritim bozukluğuna<br />

çare bulunur da, karar veremediği<br />

duygunun bir devası<br />

yoktur ne yazık ki. Tıp kitaplarında<br />

geçmez çünkü aşk kelimesi.<br />

Hastalık olarak kabul<br />

edilmez, her ne kadar en çok<br />

ondan şikâyetçi olsak da. Antibiyotiği<br />

bulunmaz. Reçeteye<br />

aşk yazan doktor gördünüz<br />

mü siz hiç? Peki ya, aşka yine<br />

iyi gelen tek şeyin aşk olduğunu<br />

bilir misiniz?<br />

Ya sen sevgili, giden birini<br />

uğurlamayı bilir mi yüreğin?<br />

Ardından bakarken gözlerinde<br />

biriken yaşları içine<br />

akıtmayı ve o boğazına oturan<br />

kahrolası yumruyu bilir<br />

mi gururun? Çaresizlikle ellerini<br />

öne kavuşturmayı ve<br />

esen rüzgarlar içini titreten o<br />

'gitme' diyememeyi anlayabilir<br />

mi kalbin? Tahammülsüzlük,<br />

yorgunluk kelimeleri var<br />

Eğitim ve Mesleki Eğitim Fuarı’nda<br />

(BIFO-Messe) ziyaretçiler en iyi<br />

şekilde bilgilendirildi...<br />

Gençlere yeni<br />

perspektifler...<br />

Vorarlberg’de genel eğitim ve mesleki eğitim hakkında<br />

kapsamlı bilgiye nereden ulaşılabilir? sorusu konu olduğunda<br />

senelerdir ilk akla gelen BIFO Fuarları olmuştur.<br />

Bu sene 17.’si düzenlenen fuarda 5000’den fazla ziyaretçi<br />

meslekler dünyasını yakınında hissetti. BIFO İşletme Müdürü<br />

Klaus Mathis’in ifadesine göre, ‘‘Bu yılki fuarda göze<br />

çarpan, gençlerin organizatörleri soru bombardımanına tutmasıydı.<br />

Çünkü öğretmenler onları okulda, hedefe yönelik<br />

olarak fuar için hazırlamış ve motive etmiş olmalıydı.’’<br />

Yaklaşık 600 ebeveyn sunulan değişik fırsatların bir resmini<br />

kafalarında oluşturmak için çocuklarına BIFO fuarını ziyarette<br />

eşlik ettiler. Eğitim kurumları tecrübelerinden dolayı<br />

ebeveynlerin çocuklarının meslek seçiminde arkalarında<br />

durmaları ve eğitimi teşvik etmelerinin gençler için önemli<br />

olduğunu biliyorlar.<br />

Fuarla ilgili bilgiler:<br />

BIFO Fuarı; - 30 katılımcı - 50 mesleki eğitim<br />

- 5000’den fazla ziyaretçi (600’ü ebeveyn) ile yapıldı.<br />

Fuar; BIFO ile birlikte, Ticaret Odası, Vorarlberg Eyaleti, İş<br />

Piyasası Kurumu, Ekonomiyi Destekleme Enstitüsü, Eyalet<br />

Eğitim Müdürlüğü ve Eyalet Meslek Okulları tarafından<br />

organize edilmiştir.<br />

BIFO (Eğitim ve Mesleki Danışmanlık Hizmeti)<br />

mıdır lügatında? Aşkı dilenmenin<br />

yüzsüzlüğüyle karşılaşmış<br />

mıdır onurun?<br />

Ve sen git sevgili, yolunun<br />

açık olacağından emin olarak.<br />

Çünkü aşkı yüreğinde hissetmeyen<br />

emindir kendinden,<br />

geleceğinden. Arkana sakın<br />

bakma! Kırılmaz çünkü gönlün.<br />

Haksızlık olmaz sana, yakışmaz<br />

suretine. Ben en güzel<br />

sıfatları hep yakıştırmışken,<br />

senin üzerinde noksanlık hoş<br />

durmaz. Seven gönlün eli açık<br />

olur, sen bilmezsin.<br />

Hasretle uğurlamayı görmemiştir<br />

gözlerin. Akmamıştır ki<br />

kanlar hiç kana kana gözbebeklerinden.<br />

Ve sen sevgili, hiç durmadan<br />

git. Sakın ola dönmeyi, bir<br />

kere daha koltuklu değnekleriyle<br />

hayata tutunmaya çalışan<br />

şu gönlü yıkma. Gittiğin<br />

yolların hatrına susar bu<br />

gönül, hiç konuşmaz. Çünkü<br />

bilir, dili bir çözülse, ah bir çözülse...<br />

Yakar yıkar, kahreder,<br />

ah edişinde yok eder.<br />

Çünkü bilir, bir ah edişinde<br />

kanar yine, hem de sorgusuz<br />

sualsiz...<br />

(LK)- Salzburg’da toplam 15<br />

kişiden oluşan ve entegrasyon<br />

çalışmalarında ilerleme katetmeyi<br />

hedefleyen ‘Halk Konseyi’<br />

biraraya geldi. Toplam<br />

200 öneriden 3 ağırlıklı konu<br />

belirlendi ve bu, konsey kararı<br />

olarak kamuoyuna tanıtıldı.<br />

Tanıtım toplantısına Eyalet<br />

Valisi Wilfried Haslauer, Vali<br />

Vekili Astrid Rössler, Eyalet<br />

Meclis Üyeleri Hans Mayer ve<br />

Martina Berthold katıldı.<br />

Vali Haslauer konuşmasında,<br />

halk konseyinin, mülteci statüsü<br />

alanların Salzburg eyaletine<br />

daha iyi bir şekilde uyum<br />

sağlamalarına çok değerli<br />

öneriler sunduklarını, özellikle<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

AB Adalet Bakanları, İnternette Yabancı Düşmanlığı,<br />

Nefret ve Şiddet İçeren Paylaşımlara Savaş Açtı<br />

Avusturya Adalet Bakanı Wolfgang Brandstetter:<br />

''Zehirli paylaşımlar,<br />

radikalizmin kaynağıdır''<br />

Avrupa Birliği (AB) Adalet<br />

Bakanları Brüksel'de biraraya<br />

gelerek, yüzmilyonlarca<br />

insanın kullandığı Twitter ve<br />

Facebook gibi sosyal ağların<br />

yetkililerini göreve çağırdı ve<br />

yabancı düşmanlığı, kin, nefret<br />

ve şiddet içeren paylaşımların<br />

bu platformlardan<br />

hızlı bir şekilde kaldırılmasını<br />

talep ettiler.<br />

Avusturya Adalet Bakanı<br />

Wolfgang Brandstetter, ''Zehirli<br />

paylaşımların hemen<br />

kaldırılması gerekir, çünkü<br />

bunlar radikalizmin kaynağını<br />

oluşturmaktadır. 28 AB<br />

Bakanı'nın ortak talebi, sosyal<br />

ağ yöneticileri ile birlikte<br />

genel kuralların belirlenerek<br />

her türlü ırkçılık, şiddet<br />

ve nefret paylaşımlarının<br />

hemen kaldırılmasının garanti<br />

altına alınmasıdır. Ocak<br />

ayı sonuna kadar da bu konuda<br />

sonuca ulaşacağız.''<br />

Nefret ve Şiddet<br />

Söylemlerine Karşı Forum<br />

Bu konuda çalışacak uzmanların<br />

amacı olabildiğince<br />

bunların içinde bir ‘Uyum<br />

Endeksi’ talep edilmesini çok<br />

yerinde bulduğunu ve imkânları<br />

dahilinde konseyden<br />

çıkan kararları uygulama niyetinde<br />

olduklarını ifade etti.<br />

Vali Vekili Rössler ise şöyle<br />

konuştu: ‘‘Entegrasyonun başarılı<br />

olabilmesi için ilk ve en<br />

önemli adım birbirimize yaklaşmamızdır.<br />

İkinci adım ise<br />

birlikte yaşama, çalışma ve<br />

sosyal paylaşma ile ilgili olarak<br />

alınacak somut tedbirlerdir.<br />

Halk Konseyi bunun için<br />

önemli bir rol üstlendi ve<br />

değerli katkılar sağladı.‘‘<br />

Eyalet Meclis Üyesi Mayer<br />

ise konseyin, yapıcı önerileri<br />

çabuk nefret ve şiddet paylaşımlarını<br />

internetten kaldırmak.<br />

Bunun için de kamu<br />

kuruluşları ve özel firmaların<br />

arasında ortak ve gönüllü bir<br />

anlaşma sağlanmalı.<br />

AB İçişleri Bakanları, bu<br />

forumda büyük internet<br />

şirketleri ve Avrupa Polisi<br />

Europol ile hareket edecek<br />

ve başta ‘Kamuoyu terörist<br />

propagandalardan nasıl korunur<br />

ve hangi mücadele<br />

imkânları uygulamaya konabilir’<br />

konuları olmak üzere<br />

tüm tedbirler tartışılacak.<br />

Foto: BMJ / Christian Jungwirth<br />

almak üzere, vatandaşları<br />

aktif olarak uyum konusuyla<br />

bağdaştıran önemli bir uygulama<br />

olduğunu ifade etti.<br />

Mülteci ve Entegrasyondan<br />

Sorumlu Eyalet Meclis Üyesi<br />

Berthold, bu konsey ile eyalet<br />

politikalarına halkın da önerileriyle<br />

katkı sağlayacağının ve<br />

imkân dahilinde bu önerilerin<br />

uyum tedbirlerinin oluşturulması<br />

sırasında kullanılacağının<br />

altını çizdi.<br />

Halk konseyi 200 öneriyi tartıştı<br />

ve sonuçta karar niteliğinde<br />

olacak ve Berthold’e<br />

göre üzerinde mutlaka konuşulması<br />

gereken şu 3 önemli<br />

nokta ortaya kondu:<br />

AB İçişleri Komiseri Dimitris<br />

Avramopouos'a göre, AB’nin<br />

internet sektörüyle ortak<br />

çalışma girişimi doğru<br />

zamanda başladı ve kısa<br />

sürede internet üzerinden<br />

ırkçılıkla ve şiddete çağrı ile<br />

mücadelede önemli bir yol<br />

alınacağını açıkladı.<br />

AB Adalet Komiseri Vera<br />

Jourova ise fikir özgürlüğünün<br />

nerede bittiği, nefret<br />

söyleminin nerede başladığı<br />

konusunda sınır çizgisinin<br />

çok açık bir şekilde belirlenmesi<br />

gerektiğini ifade etti.<br />

Halk Konseyi, Salzburg Entegrasyon Çalışmalarında Bir İlke İmza Attı<br />

SÖZ HAKKI VATANDAŞLARDA...<br />

Der Rat der Bürgerinnen und<br />

Bürger empfiehlt zur Integration<br />

Haslauer, Rössler, Mayr und Berthold: Aus 200<br />

Vorschlägen formulierte der Rat drei Schwerpunkte<br />

Auseinandersetzung mit der<br />

Angst: Offenheit, Respekt, Vertrauen,<br />

Toleranz sollen in der<br />

Bevölkerung geweckt werden. Wir<br />

brauchen Zuversicht, Mut und<br />

Zusammenspiel, Begegnung und<br />

Austausch. Dies soll durch die Politik<br />

verstärkt ermöglicht werden.<br />

Integrationscodex und Wertevermittlung:<br />

Wie schaut ein Integrationscodex<br />

überhaupt aus?<br />

Welche Kann- und Mussregeln<br />

sollte dieser enthalten? Welche<br />

Werte, Verhaltensweisen, Gebräuche,<br />

Sitten und Rechte sollen vermittelt<br />

werden?<br />

Information worüber und wie:<br />

Stärkere Information über angenehme<br />

und unangenehme Inhalte<br />

sowie historische und globale<br />

Hintergründe sollen in den Fokus<br />

der Diskussion gerückt werden.<br />

Dazu gehört auch die Klärung, wie<br />

zusätzliche Arbeitsplätze und neue<br />

(v.l.n.r ): Landesrat Hans Mayr, Landesrätin Mag. a Martina Berthold, Landeshauptmann Dr. Wilfried Arbeitsfelder geschaffen werden<br />

Haslauer, Landeshauptmann-Stellvertreterin Dr. Astrid Rössler und Bürgermeister Martin Greisberger können.<br />

Foto: LMZ/Neumayr/MMV<br />

Justizminister Wolfgang Brandstetter: "Vergiftete Inhalte sind Quelle der Radikalisierung"<br />

-Korkuyla mücadele: Açıklık,<br />

saygı, güven, hoşgörü halk<br />

arasında iyice yerleşmeli.<br />

Güven, cesaret, birliktelik,<br />

görüşme ve değişime ihtiyaç<br />

var. Bunlar politikayla güçlendirilerek<br />

sağlanmalı.<br />

-Uyum Endeksi ve değerlerin<br />

aktarımı: Uyum Endeksi nasıl<br />

olacak? Hangi uygulanabilir<br />

ve uyulması zorunlu kuralları<br />

içerecek? Hangi değerler,<br />

davranış biçimleri, gelenekler,<br />

erdemler ve haklar aktarılmalı?<br />

-Ne hakkında ve nasıl bir<br />

bilgilendirme: Hoş olan ve<br />

olmayan içerikler hakkında<br />

daha güçlü bilgilendirme, tarihsel<br />

ve küresel esas nedenler,<br />

tartışmanın odağı olmalı<br />

buna ek olarak ilave işler ve<br />

yeni çalışma alanları nasıl<br />

oluşturulabilir konusuna açıklık<br />

getirmek.<br />

Konsey, katılımcıları başvuruyla<br />

değil rastgele örneğin<br />

nüfus kayıttan seçiyor. Konsey<br />

karışık meselelerde farklı<br />

fikirlerin buluştuğu bir organ.<br />

Vatandaşlar bir konuyu beraber<br />

tartışmak için 2 gün<br />

süreyle buluşuyor. Konsey,<br />

siyasi kurumların yerine değil,<br />

onların tamamlayıcısı olarak<br />

düşünülmüş. Tavsiyeler sunarak<br />

kararların hazırlık aşamasına<br />

hizmet ediyor, son<br />

aşamada oy birliğiyle ortak<br />

bir açıklama oluşturuluyor ve<br />

bu açıklama daha sonra<br />

kamuoyunda tartışılıyor.


15 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

ARALIK <strong>2015</strong><br />

Karriere beim Bundesheer:<br />

Vielfältige<br />

Aufgaben, gute<br />

Zukunftschancen<br />

Herr Eyigüler, können Sie sich kurz<br />

vorstellen?<br />

Mein Name ist Serkan Eyigüler, mein<br />

Dienstgrad ist Stabswachtmeister, ich bin<br />

36 Jahre alt, seit 10 Jahren glücklich verheiratet<br />

und stolzer Vater von 2 Töchtern<br />

(Ayse 18 Monate, Zeynep 4 Jahre).<br />

Sie sind Jäger-Zugskommandant, was<br />

machen Sie genau?<br />

Meine Tätigkeiten als Jäger-Zugskommandant<br />

umfassen die Ausbildung<br />

der Rekruten für den Einsatz und Frieden<br />

sowie für Staatsempfänge, die Ausbildungsplanung,<br />

das Personalmanagement<br />

von bis zu 70 Soldaten.<br />

Weshalb wollten Sie zum Bundesheer?<br />

Ich habe mich vor meiner militärischen<br />

Karriere sehr viel mit Sport beschäftigt<br />

(Laufen, Fußball, Klettern, Schwimmen,<br />

Radfahren) und wollte das zu einem Teil<br />

meines Berufes machen. Nebenbei hatte<br />

ich auch Interesse an Waffen, was mich<br />

dann nach meinem Grundwehrdienst dazu<br />

bewegt hat, mich beim Bundesheer zu<br />

verpflichten.<br />

Als Kind wollte ich schon immer Polizist<br />

oder Soldat werden.<br />

Serkan Eyigüler mit Gattin Havva, die ihn voll unterstützt<br />

Wer hat Sie auf Ihrem Weg unterstützt?<br />

Meinen militärischen Werdegang habe ich<br />

zum Teil meinen Kommandanten, die mich<br />

unterstützt haben, zu verdanken. Natürlich<br />

danke ich auch meinen Eltern. Die größte<br />

Last hat dabei meine Frau (Havva, BA)<br />

getragen. Die unzähligen Wochen und<br />

Monate, die ich nicht zu Hause war (10-mal<br />

Grenzeinsatz, Auslandseinsatz, Kurse,<br />

Ausbildungen usw.), hat sich meine Frau<br />

um den Haushalt und um die Kinder<br />

gekümmert und hat trotzdem immer zu<br />

mir gehalten, mich voll unterstützt.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Avusturya Ordusu’nda<br />

Türkiye kökenli<br />

askerlerimiz yüksek<br />

kademelerde...<br />

Ordu’da Kıdemli Başçavuş olan Serkan Eyigüler ile röportaj...<br />

Sayın Eyigüler kısaca kendinizi<br />

tanıtır mısınız?<br />

Adım Serkan Eyigüler. Avusturya<br />

Ordusu’nda Rütbem<br />

kıdemli üstçavuştur. 36 yaşındayım.<br />

10 yıldır mutlu<br />

bir evliliğim var ve iki kız<br />

çocuğu babasıyım. Kızlarım<br />

Ayşe 18 aylık ve Zeynep 4<br />

yaşında.<br />

Avcı-Birliği kumandanısınız,<br />

tam olarak görev alanınız<br />

nedir?<br />

Birlik Kumandanı olarak<br />

görevim, acemi askerlerin<br />

görev ve barış konularında,<br />

ayrıca devlet karşılamaları<br />

için eğitimi ve eğitim planlanmasını<br />

kapsamaktadır.<br />

70 askere kadar personel<br />

yönetimi ve eğitimi görev<br />

alanımda yer almaktadır.<br />

Neden Avusturya Ordusu’nda<br />

görev almayı<br />

istediniz?<br />

Askeri kariyerime başlamadan<br />

önce koşu, futbol, dağcılık,<br />

yüzme ve bisiklet gibi<br />

birçok spor dalıyla ilgilendim<br />

ve bu sporları mesleğimin<br />

bir parçası olarak<br />

yapmak istedim. Bunun yanında<br />

silahlara da ilgim<br />

mevcuttu ve bu beni temel<br />

askerlik döneminden sonra<br />

orduda görev almaya yöneltti.<br />

Çocukluk döneminden<br />

itibaren de her zaman,<br />

polis ya da asker olarak<br />

görev yapmak isterdim.<br />

Bu seçtiğiniz yolda en çok<br />

desteği kimden aldınız?<br />

Askerlik kariyerimde ilerlemeyi<br />

bir parça da olsa beni<br />

destekleyen komutanlarıma<br />

borçluyum. Tabii ki anne ve<br />

babama da teşekkür ediyorum.<br />

Ancak en ağır yükü<br />

eşim Havva’nın taşıdığını<br />

söylemeliyim. Evde olmadığım<br />

sayısız hafta ve aylar<br />

boyunca (10 kez sınır görevi,<br />

yurt dışı görevi, kurslar,<br />

eğitimler ve bu gibi<br />

görevler...), eşim evimiz ve<br />

çocuklarımızla ilgilendi ve<br />

her zaman benim yanımda<br />

yer alarak bana tam desteğini<br />

verdi.<br />

Söyleşi için çok teşekkür<br />

ederiz.<br />

Lehrgang zur Studienbefähigung<br />

Lisans Eğitimi İçin Hazırlık Bölümü<br />

Wollen Sie weiterkommen?<br />

Steckt in Ihnen das Potenzial für MEHR?<br />

Wir bieten Ihnen die optimale Vorbereitung<br />

eitun<br />

für ein Studium ohne Matura! a!<br />

LEHRGANG ZUR<br />

STUDIENBEFÄHIGUNG<br />

NG<br />

FÜR BACHELOR-STUDIEN<br />

Entgeltliche Einschaltung<br />

Beginn: 29. Februar 2016<br />

Dauer: 1 Semester, berufsbegleitend<br />

Infoveranstaltung: 23. Jänner 2016,<br />

9.00 - 13.00 Uhr an der FH Vorarlberg<br />

Zugangsberechtigung<br />

Bachelor-Studium: Internationale Betriebswirtschaft, Wirtschaftsingenieurwesen,<br />

Soziale Arbeit, InterMedia, Elektro-<br />

technik Dual, Mechatronik, Informatik<br />

- Software und Infor-<br />

mation Engineering<br />

Mit dem Studienbefähigungslehrgang g bietet<br />

sich<br />

für Sie<br />

die<br />

Chance, ein Studium an der FH Vorarlberg zu beginnen!<br />

Sind Sie Fachkraft mit Lehrabschluss bzw.<br />

mit Meisterprüfung,<br />

haben<br />

ausgezeichnete Berufsqualifikationen und viel<br />

Berufs-<br />

erfahrung?<br />

Haben Sie anstelle der<br />

Matura eine berufsbildende<br />

mittlere Schule als<br />

Ausbildungsweg<br />

eingeschlagen?<br />

Möchten<br />

als Maturant/in ant/in das zurückliegende Wissen auffrischen?<br />

Wir<br />

bieten<br />

Ihnen die Möglichkeit, sich<br />

die nötigen Zusatzqua-<br />

lifikationenn<br />

anzueignen,<br />

um sich<br />

für ein<br />

facheinschlägiges<br />

Studium an der FH Vorarlberg zu bewerben.<br />

erben.<br />

www.studienbefaehigung.at<br />

SCHLOSS HOFEN<br />

Wissenschaft und Weiterbildung<br />

Land Vorarlberg | FH Vorarlberg<br />

Hoferstraße 26, A-6911 Lochau<br />

info@schlosshofen.at sshofen.at | www.schlosshofen.at<br />

Für Fachkräfte ohne Matura ein neues Sprungbrett: Der Lehrgang zur Studienbefähigung<br />

als Vorbereitung für ein Bachelorstudium an der FH Vorarlberg.<br />

Viele Fachkräfte mit Lehrabschluss bzw.<br />

mit Meisterprüfung haben ausgezeichnete<br />

Berufsqualifikationen und viel Berufserfahrung<br />

aber keine Matura. Anstelle der Matura<br />

haben sie einen anderen Ausbildungsweg<br />

eingeschlagen. Damit dieser Zielgruppe der<br />

Zugang zu einem Studium erleichtert wird,<br />

wurde vor einem Jahr der Lehrgang zur Studienbefähigung<br />

eingerichtet. Die Ausbildung<br />

dauert ein Semester und startet wieder am<br />

19. Februar 2016 in Schloss Hofen. Der berufsbegleitende<br />

Lehrgang bietet Fachkräften,<br />

die sich für ein facheinschlägiges Studium an<br />

der FH Vorarlberg bewerben möchten, die<br />

Möglichkeit, sich die für die Zusatzprüfungen<br />

geforderten Qualifikationen anzueignen.<br />

Der Lehrgang erhöht die Chancen, die<br />

Zusatzprüfung positiv abzulegen. Je nach gewählter<br />

Studienrichtung sind unterschiedliche<br />

Fächer und Prüfungsniveaus gefordert. Deshalb<br />

besteht der Lehrgang aus Wahlpflichtmodulen,<br />

die abhängig von der geplanten<br />

Studienrichtung sind.<br />

Infovormiag: 23. Jänner 2016, 9-13 Uhr, FH Vorarlberg<br />

Rainer Länge, der für Schloss Hofen für den<br />

Lehrgang verantwortlich ist, erklärt: “Früher<br />

haben sich viele Interessenten alleine auf die<br />

Prüfungen vorbereitet. Mit dem Lehrgang zur<br />

Studienbefähigung unterstützen wir alle Studieninteressierten<br />

in dieser Vorbereitung.“<br />

Maturası olmayan Vasıflı İşçiler (Fachkraft)<br />

için yeni bir sıçrama tahtası:<br />

Lisans Eğitimine hazırlık için, Vorarlberg<br />

Meslek Yüksek Okulu'nda (FH Vorarlberg)<br />

hazırlık bölümü.<br />

Bundan bir yıl önce, maturası olmayan<br />

vasıflı işçilerin lisans eğitimine geçişini<br />

kolaylaştırmak için, Yüksek Öğrenime Hazırlık<br />

Bölümü kuruldu. Bu eğitim 1 sömestr<br />

sürüyor ve 19 Şubat 2016 tarihinde Schoss<br />

Hofen'de başlayacak.<br />

Eğitim Bölümü Sorumlusu Rainer Länge:<br />

“Geçmişte birçok kişi sınavlara yalnız hazırlanırdı.<br />

Biz, lisans eğitimi görmek isteyen<br />

bütün ilgilileri, bu eğitime hazırlık bölümü ile<br />

destekliyoruz.“<br />

www.studienbefaehigung.at<br />

© FH Vorarlberg


JOB<br />

CHANCE<br />

auch<br />

über<br />

30<br />

verschiedene Lehrberufe<br />

Infos unter:<br />

lehrlinge.bundesheer.at<br />

Einzigartige Perspektiven in<br />

vielfältigen Berufen<br />

<br />

<br />

<br />

Für Frauen und Männer<br />

Infos beim Heerespersonalamt:<br />

<br />

<br />

Foto: © Bundesheer/Filzwieser

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!