EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA DEZEMBER 2015
www.europa-journal.net
www.europa-journal.net
Sie wollen auch ein ePaper? Erhöhen Sie die Reichweite Ihrer Titel.
YUMPU macht aus Druck-PDFs automatisch weboptimierte ePaper, die Google liebt.
ARALIK <strong>2015</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 4<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Yürüyebilmek...<br />
İyiliği sağ tarafa alıp saklayarak,<br />
kötülüğü sola atıp yok sayarak,<br />
Durmadan, fazla duraksamadan<br />
hedefe varıncaya kadar...<br />
Kim olduğunu unutmadan, nerden geldiğini ve<br />
nereye gideceğini düşünerek,<br />
Karanlığı görmeyerek, aydınlığı hayal ederek,<br />
Herkese ve herşeye rağmen ilerleyebilmek.<br />
Herşeyin bittiğini sandığında, umuda sarılarak<br />
Her zorluktan sonra bir kolaylık geleceğine<br />
inanarak, Yürüyebilmek...<br />
Maddeye bakıp, manayı görebilmek niyetiyle,<br />
İnançla, azimle ve kararlılıkla,<br />
Zaman ve mekânı hiçe sayarak,<br />
Hangi yoldan gidersen git,<br />
birgün O`na varacağını unutmadan,<br />
Kulluk bilinciyle yürüyebilmek!<br />
Allah bizi eşref-i mahlûk (yaratılmışların<br />
en şereflisi) olarak yarattı ve<br />
bize sonsuzluğu vaadetti, varlığından<br />
haberdar etti: Bizlere peygamberler,<br />
onlara da emir ve yasaklarını<br />
bildiren kitaplar gönderdi. Hiçbir<br />
toplumu habersiz bırakmadı. O`nun<br />
bize emrettikleri, hayatımızı zorlaştırmak,<br />
özgürlüğümüzü kısıtlamak<br />
için değil, bilakis dünya hayatını<br />
kolaylaştırmak ve yaşanır hale getirmek<br />
içindir. Yoksa Allah`ın bizim<br />
ibadetlerimize ihtiyacı yoktur. O’na,<br />
gece gündüz ibadet eden günahsız<br />
ve kusursuz melekleri vardır.<br />
Yüce Allah meleklerine, yeryüzünde<br />
halifeler yaratacağım dediğinde,<br />
onlar „Biz sana yeterince ibadet ve<br />
itaat ediyoruz, yeryüzünde fitne çıkaracak,<br />
kan dökecek mahlukları mı<br />
Cenevre/Viyana (OTS)- Balkan ülkeleri sınırlarında<br />
koordinesiz kısıtlamalar ve kışın başlaması,<br />
kaçışta olan insanların durumunu<br />
daha da zorlaştırdı. Suriye’deki<br />
durumda gittikçe kötüleşiyor. Yılın<br />
başından Kasım ayına kadar Akdeniz<br />
üzerinden Avrupa’ya yaklaşık 876 bin<br />
mülteci geldi ve bu insanların %52’si<br />
kadın ve çocuk. UNICEF bu krize en<br />
iyi şekilde hazırlanmak için bazı ek<br />
tedbirler aldı.<br />
Sadece kış giyecekleri yeterli değil<br />
UNICEF Avrupa mülteci krizi özel koordinatörü<br />
Marie-Pierre Poirer özellikle<br />
mülteci çocukların durumu hakkında<br />
çarpıcı açıklamlar yaptı: Poirer, ‘‘Çocukların<br />
başlayan kış ve sınırdaki koordinesiz<br />
kısıtlamalar nedeniyle solunum<br />
yolları hastalıklarına ve gribe yakalanma<br />
tehlikesi bizi endişelendiriyor.<br />
YASEMİN KARAGÖZ<br />
yasemin-ka@hotmail.com<br />
KULLUK BİLİNCİYLE YAŞAMAK<br />
yaratacaksın“ dediklerinde O, „Ben<br />
sizin bilmediklerinizi bilirim“ diyerek,<br />
insanı meleklerden de üstün yarattı.<br />
Ve hatta ona secde etmelerini<br />
emretti. Güneşi, ayı, bütün kâinatı<br />
emrine verdi. İnsanı küçük bir<br />
kâinat, kâinata da büyük bir insan<br />
diyerek, insana büyük bir değer verdiğini<br />
gözler önüne serdi. Bununla<br />
beraber ona AKIL nimetini verdi.<br />
İşte bu yüzden olsa gerek, Kuran`da<br />
„Hiç düşünüp akletmezler mi?“<br />
ayeti çokca geçer. Yani insan akletse,<br />
düşünerek yeryüzüne baksa,<br />
sebepler dahilinde herşeyin yegane<br />
bir yaratıcısı ve sahibi olduğunu, hiçbirşeyin<br />
gereksiz ve boş yere yaratılmadığını<br />
anlar. Yaratılan herşey<br />
bir görev üzerine dünyaya gönderilirken<br />
görevini tamamlayan her<br />
mahluk yok olup gider. Ama insan<br />
öyle mi? İşte büyük fark burada,<br />
insan yok olmaz... Ezelde ve ebette<br />
var olan kudret onu sonsuza taşır.<br />
Ruhlar aleminde yaratmış olduğu<br />
insana, beden elbisesi giydiren<br />
Allah imtihan için dünyaya, buradan<br />
da vakti gelinca sonsuz aleme taşımak<br />
istedi...<br />
„Ben insanları ve cinleri bana kulluk<br />
etsinler diye yarattım“ Zariyat, 56. Ayetinde,<br />
yaratılışın ana gayesi zikredilir. Her<br />
an bunun bilinciyle yaşamak ve<br />
ömür sermayesini ona göre kullanmaktır<br />
asıl olan.<br />
Bizler, anneyiz, babayız, eşiz, evladız...<br />
„Yapmamız gereken o kadar<br />
çok iş ve sorumluluklarımız var ki“<br />
derken bir de bakmışız ki, hayatımız<br />
ana gayesinden uzaklaşmış, gün tükenmiş,<br />
zaman bereketini yitirmiş,<br />
ruhumuz ve bedenimiz yorulmuş.<br />
Rızkı yaratıcısı tarafından kefil olunan<br />
insanoğlu, kendisine taksim edilenden<br />
daha fazlasını alacakmış gibi,<br />
çalışır, didinir durur. Bu arada kendisine<br />
verilen sorumlululuğu, kulluk<br />
bilincini unutur. Görevi Allah`a kulluk<br />
yapmak olan insan çoğu zaman,<br />
aradaki dengeyi sağlayamadığı için<br />
(hem dünya işlerini, hem kulluk vazifelerini<br />
zamanında yerine getiremediği<br />
için) mutsuz olur. Mutluluğu<br />
ve hayatın anlamını farklı yerlerde<br />
aramaya başlar. Allah ona, geçmişinde<br />
yaptığı hatalardan dolayı pişmanlık<br />
duygusu, geleceği için de<br />
kaygı verir. İnsanoğlu ise bu ikisi<br />
arasında gelgitleri oynar durur...<br />
Vaktiyle bir adam İmam Gazali`ye<br />
sorar: „İçimde tarif edemediğim<br />
kaygılar, huzursuzluklar oluşmakta,<br />
bunun sebebi nedir?„ İmam Gazali<br />
ise: „İnsanın geçmişte yaptığı<br />
günahları vardır, nefis onları unutur<br />
fakat ruhu unutmaz. Bu huzursuzluk<br />
ondan kaynaklanır“ der.<br />
İnsanlar kulluklarını unuttukları<br />
zaman, Allah tarafından kendilerine<br />
(uyarı maksatlı) muhtelif zorluklar<br />
gönderilir. Bunlardan kurtulmak için<br />
farklı yolları dener, kendilerince<br />
çare ararlar. Yolun sonunu bile<br />
bile, yaptığı yanlışların pişmanlığı<br />
ve geleceğin kaygısıyla yaşamaya<br />
başlarlar. Hep bir çıkış yolu arar,<br />
UNICEF: Mülteci Akınında<br />
En Zorda Olan Çocuklar<br />
Mülteci çocuklara sadece giyecek yardımı yapmak yetmiyor...<br />
Kalın giysiler, atkı ve çoraplar yeterli<br />
değil, asıl önemli olan, ihtiyaç duydukları<br />
korunma, istikrar ve destek.’’<br />
UNICEF; kışlık giysi, çocuk ayakkabısı,<br />
battaniye ve temizlik seti dağıtmaya<br />
geçtiğimiz aydan itibaren başladı.<br />
Bunun dışında, çocuk mültecilerin en<br />
yoğun olduğu Hırvatistan, Makedonya,<br />
Sırbistan, Slovenya ve Yunanistan gibi<br />
ülkelerde ısıtılmış ve soğuk geçirmez<br />
çocuklara özel ‘‘Güvenli barınma bölgeleri’’nin<br />
desteklenmesiyle ilgilendi.<br />
UNICEF, bu acil kış yardımına ilaveten<br />
çocuk mülteciler için, sınırlardaki kısıtlamalar<br />
nedeniyle mültecilerin alternatif<br />
olarak gidebilecekleri Arnavutluk,<br />
Bosna-Hersek, Bulgaristan, Karadağ,<br />
Romanya ve Kosova gibi ülkelerde de<br />
daha fazla yardım yapabilme hazırlıklarına<br />
devam ediyor.<br />
© Michael Horn / pixelio.de<br />
UNICEF,<br />
- Çocukları gözeten bölgeler, anne ve<br />
bebek muhafaza alanları oluşturmakla,<br />
burada yaşa uygun beslenme, temiz<br />
içme suyu, temizlik setleri ve beslenme<br />
danışmanlığı yapılıyor.<br />
- Kalın giysiler sağlamakla,<br />
- Kış için çadırları kurmakla,<br />
- Çalışanlarının yerinde eğitimiyle,<br />
- Kimsesiz reşit olmayan çocuklara<br />
bakım ve koruma sunarak,<br />
- Sınırları aşan aile birleşimlerini sağlayarak<br />
onlara yardımcı olmak,<br />
- Engelli çocukları koruyarak,<br />
- Balkanlar güzergahında tam zamanlı<br />
bilgi alış verişini sağlayarak ve farklı<br />
uygulamalar geliştirerek mülteci<br />
krizinde diğer kuruluşlara yardımcı<br />
oluyor.<br />
Suriye’de durum giderek kötüleşiyor<br />
Suriye UNICEF sorumlusu Hanaa<br />
Singer de durumun kötüleştiğini ifade<br />
ederek: ‘‘Suriye’de savaş kurallarına<br />
uyulmuyor. Hergün sivil altyapılar<br />
yok ediliyor, bunun en son örneği<br />
Halep’teki su arıtma tesisine yapılan<br />
hava saldırısı. Yalnız bu saldırı kırsal<br />
bölgelerde yaşayan 1.4 milyondan<br />
fazla insanın su sıkıntısı çekmesine<br />
neden oldu.‘‘<br />
UNICEF savaşan tüm tarafları sivil<br />
altyapıya saldırılarını durdurmaya<br />
çağırdı. Çocuk ve ailelere en ihtiyaç<br />
duydukları şeyleri sağlamak üzere<br />
Çocuklara Yardım Fonu, Suriye’de kriz<br />
bölgelerinde kalmaya devam ediyor.<br />
bazen ömür sermayesini bu yollarda<br />
harcarlar. Ne anı yaşayıp mutlu olur<br />
ne de sonsuz yolculuğa hazırlıklı<br />
çıkarlar...<br />
Bir Ramazan günü Abbasi Halifesi<br />
Harun Reşit, namaza gelenleri iftara<br />
davet etmesi için Behlül Dànà hazretlerini<br />
camiye gönderir. Dönüşünde,<br />
yanında sadece 10 kişiyi<br />
görünce sorar: „Ben sana namaza<br />
gelen cemaatin hepsini getir demiştim,<br />
sen aralarından 10 adam mı<br />
seçtin?“ deyince, Muhterem zat:<br />
„Efendim, siz bana camiye gelenleri<br />
değil, namaza gelenleri çağırın<br />
dediniz, bende öyle yaptım. Camii<br />
çıkışında imamın namazda hangi<br />
sureleri okuduğunu sordum, soruma<br />
sadece bunlar cevap verebildi.<br />
Camiiye gelen çoktu ama namaza<br />
gelen sadece bunlardı“ der.<br />
Günlük yaşamında anı değerlendiremeyen<br />
insanlar, ibadet yaparken<br />
de kulluk bilinciyle yapamayacaklardır.<br />
Kuran`ı ezberden, hızlı ve kaideli<br />
okuyacağız diye muhteviyatına<br />
değer vermeden, anlamadan<br />
okumak, namazı hareketten öteye<br />
taşıyamamak,... kulluk bilincinin<br />
farkına varamadığımızı göstermez<br />
mi??? Zamanın kısıtlılığından<br />
şikâyet eden insan, ibadetlerini<br />
acelece ifa etmeye çalışırken, bazen<br />
hiç de önemli olmayan işlere vakit<br />
bulabilmekte...<br />
Yolda yürüyen insanın durmadan<br />
arkasına ve önüne bakması ne kadar<br />
doğru ise, insanın geçmişiyle ve geleceğiyle<br />
ilgilenmesi o kadar doğru<br />
olur. En iyi yürüyüş, önüne bakarak<br />
yürümek olsa da yeri ve zamanı geldiğinde,<br />
arkasına, sağına, soluna ve<br />
karşısına bakmasıdır. Yani geçmişe<br />
ve geleceğe takıntı yapmadan anı,<br />
kulluk bilinci içinde yaşayarak değerlendirmek<br />
en doğrusu olacaktır...<br />
Büyük İslam alimi İbrahim Ethem<br />
birgün Basra'ya uğrar. Etrafını saran<br />
halk sorar: „Ey İbrahim! Musibetlerden<br />
bir türlü kurtulamıyoruz. Dua<br />
ediyoruz, kabul olmuyor. Acaba<br />
neden?“<br />
Birkaç gün düşünen ve durumlarını<br />
değerlendiren muhterem zat şöyle<br />
der: „Ey Basra halkı! Halinizi inceledim,<br />
kalbinizin günahlarla ölmüş<br />
olduğu kanaatine vardım. Ölmüş<br />
kalplerin duası kabul olmaz.„ der.<br />
„Peki kalbimizi öldüren nedir?„ diye<br />
sorduklarında:<br />
- Allah`ı tanıdığınızı söylüyor ama<br />
emirlerini tanımıyorsunuz.<br />
- Verdiği nimetleri bolca tüketiyor<br />
ama hiç şükretmiyorsunuz.<br />
- Kuran okuduğunuzu savunuyor,<br />
muhteviyatına ehemniyet vermiyorsunuz.<br />
- Peygamberi sevdiğinizi söylüyor,<br />
sünnetlerini hayata geçirmiyorsunuz.<br />
- Başkalarının kusurlarıyla uğraşıyor,<br />
kendinizinkini görmüyorsunuz.<br />
- Cennet'e gitmeyi arzuluyor, ona<br />
layık olacak bir amel yapmıyorsunuz.<br />
- Ölüm haktır diyorsunuz, ama hiç<br />
hazırlık yapmıyor, ölüleri gömüyor<br />
ama birgün sizin de gömüleceğinizi<br />
düşünmüyorsunuz.<br />
- Sonuç olarak insan, hayata hazırlanmak<br />
için o kadar çok zaman<br />
harcar ki, hayatının yaşamadan sona<br />
gelmiş olduğunun farkına varır.<br />
Özlem ve pişmanlık arasında gidip<br />
gelir ve anı yaşamadan sona varır.<br />
Dün geçmiştir, yarın belki de hiç gelmeyecektir.<br />
Oysa mutluluk, kullukta<br />
ve hayatta anı yaşamaktır.<br />
Aşağı Avusturya Yeşiller’i<br />
yeni yönetimini seçti...<br />
Hikmet Arslan yeniden Aşağı Avusturya<br />
Eyalet Genel Müdürü olarak seçildi<br />
Aşağı Avusturya Yeşiller Partisi 33. Eyalet Kongresi yapıldı. Bu<br />
kongrede Hikmet Arslan büyük bir destekle tekrar eyalet genel<br />
müdürlüğüne seçildi. Eyalet sözcülüğü görevini 13 yıldır aralıksız<br />
olarak yapan Madeleine Petrovic’in yerine ise delegelerin<br />
yüzde 84 desteğini alan Helga Krismer geldi.<br />
Hikmet Arslan ve Helga Krismer ikilisi ile birlikte yeni dönemde<br />
Sabine Hippmann, Christian Apl, Ulrike Fischer, Constantin<br />
Gessner ve Martin Litschauer da Aşağı Avusturya Yeşiller Partisi<br />
eyalet yönetimini oluşturacaklar.<br />
Yeniden genel müdürlüğe seçilmenin mutluluğunu yaşayan<br />
Hikmet Arslan yaptığı açıklamada, ‘‘Yeni yönetim kurulundaki<br />
arkadaşlarımla birlikte Aşağı Avusturya Eyaleti’nde Yeşiller<br />
Partisi’nin daha da güçlenmesi ve yeni başarılara imza atması<br />
için elimizden gelen herşeyi yapacağız ve hemen 2018 yılında<br />
yapılacak Eyalet Meclisi Seçimleri için gerekli hazırlıklara başlayacağız.’’<br />
dedi.<br />
Yeşiller eyalet sözcülüğüne seçilen Helga Krismer ise, ‘‘Biz insanları<br />
ayrıştıran ve kışkırtan değil, tam aksine bütün insanları<br />
kucaklayan bir partiyiz. Biliyoruz ki yaşadığımız zorlukları ancak<br />
birlikte aşabiliriz, çünkü başka bir alternatif yok. Yeşiller Partisi<br />
olarak bunu başaracağız. Böyle güçlü ve insana gerçekten değer<br />
veren bir parti içinde olduğum için gururluyum.’’<br />
© Grüne NÖ