16.09.2015 Views

publication

publication

publication

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

1991 yılı öncesinde ve özellikle<br />

12 Eylül Darbesi öncesinde<br />

Türkiye’de “dış Türk”<br />

kavramı ya da “Türk Dünyası”<br />

kavramı yalnızca Türk Milliyetçilerinin,<br />

Ülkücülerin sözcük dağarcığında<br />

bulunuyordu. “Esir<br />

Türklere Özgürlük” geceleri düzenlenir,<br />

“Kaf dağının ardındaki”<br />

uzak akrabaya olan muhabbet<br />

dile getirilirdi. Komünizmin sömürdüğü<br />

Türk yurtları için neler<br />

yapılabileceği konuşulurdu. Lakin<br />

demir perdenin varlığı ve Türk<br />

milliyetçilerinin içerideki büyük<br />

ve haklı kavgası Türk Dünyası<br />

ile bağlantıları biraz “duygusal”<br />

hatta tuttu. Sovyetler Birliği’nin<br />

yıkılması ile Türkiye’nin dünya ile<br />

daha entegre hale gelme açılımlarının<br />

yapılması aynı döneme<br />

denk geldi. Bir anda bağımsızlıklarını<br />

kazanmış beş Türk devletiyle<br />

karşı karşıya kaldık. Lakin<br />

rahmetli Başbuğ Alparslan<br />

Türkeş’in irtibat kurma çabaları<br />

ve düzenlenmesini sağladığı<br />

Türk Kurultayları dışında da ciddi<br />

bir çalışma yapılmadı. Malum<br />

diğer cephelere bakıldığında<br />

Turgut Özal’ın “ticari” bakışı vardı.<br />

Biraz biraz da Fethullah Gülen<br />

Cemaati’nin eğitim alanındaki<br />

çalışmaları. Tabi bu çalışmalar<br />

da tartışılabilir. Sonuç olarak<br />

Türk Dünyası’na muhabbet<br />

duyan bir Türk milliyetçisi camia<br />

vardı. Ama “uluslararası ilişkiler<br />

bilimi” çizgisinde gerçekçi politikalar<br />

veya politika önerileri kapsamlı<br />

olarak ortaya konulamadı.<br />

Bu girizgahı yapmamızın sebebi<br />

bu durumun halen devam ettiği<br />

kanaatimizdir. Bu yazıyı yazma<br />

sebebimiz de bu “kaf dağının<br />

ardındaki” uzak akrabalarımızın<br />

ülkesi iken, artık tamamen içli<br />

dışlı olduğumuz arkadaşlarımızın,<br />

ortaklarımızın vesaire bulunduğu<br />

ülke olan Azerbaycan’ın<br />

bugünkü yapısını biraz düşünmek<br />

ve dış politikasını etkileyen<br />

en önemli olaylardan biri olan<br />

Ermeni meselesi bağlamında bir<br />

uluslararası ilişkiler değerlendirmesi<br />

yapmaktır.<br />

Azerbaycan’ın iç ve dış politikasını<br />

“görünende” en çok etkileyen<br />

konu işgal altındaki topraklar<br />

meselesi yani Karabağ meselesidir.<br />

Azerbaycan topraklarının<br />

%20’si bugün Ermenistan<br />

işgali altındadır. Bunun bir işgal<br />

olduğunu yalnızca Azerbaycan<br />

ya da biz Türk milliyetçileri söylemiyoruz.<br />

Birleşmiş Milletler Güvenlik<br />

Konseyi’ne göre bugün<br />

Ermenistan işgalcidir, Avrupa<br />

Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na<br />

(AGİT) göre Ermenistan işgalcidir,<br />

Avrupa Birliği’ne göre Ermenistan<br />

işgalcidir ve pek çok<br />

uluslararası örgüt ve ülkeye göre<br />

Karabağ işgal altındadır. Hatta<br />

Ermenistan’ın çekilmesi gerekmektedir.<br />

Aynı şekilde Hocalı…<br />

ABD’nin bazı eyaletleri, Meksika,<br />

Pakistan gibi 7 ülke, İnsan<br />

Hakları İzleme Örgütü, İslam İşbirliği<br />

Konferansı Parlamentolar<br />

Birliği ve pek çok uluslararası<br />

örgüt Hocalı olaylarını soykırım<br />

ya da katliam olarak tanımaktadır.<br />

Pek neden Hocalı için bir<br />

tazminat ya da benzeri bir karar<br />

yoktur? Ermenistan neden<br />

Karabağ’dan çekilmemektedir?<br />

Bu sorular gerçekten cevaplanması<br />

hem zor bir o kadar da<br />

kolaydır. Uluslararası denge,<br />

güç dengesi, büyük güçler vs.<br />

cevaplar vererek geçiştirebiliriz.<br />

Lakin biraz açma ihtiyacı hissediyorum.<br />

Öncelikle şunu bilmekte fayda<br />

var. Karabağ Savaşı’nın en sıkıntılı<br />

zamanlarında doğrudan<br />

Rusya’nın desteğiyle Suret<br />

Hüseynov isimli bir komutan<br />

darbe girişiminde bulunmuş,<br />

Gence’de Azerbaycan’ın demokratik<br />

yollarla seçilmiş cumhurbaşkanı<br />

Ebulfez Elçibey’e<br />

karşı bir isyan başlatmıştır. Rusya<br />

başta olmak üzere pek çok<br />

unsurun baskısıyla Elçibey meselesinin<br />

bir iç savaşa döneceği<br />

endişesiyle iktidardan çekilmeye<br />

karar vermiştir. Elçibey çekilirken<br />

yerine Nahçıvan’dan eski (!)<br />

KGB ajanı ve Sovyet politbüro<br />

üyesi Haydar Aliyev geldi. Aliyev<br />

bir kurtarıcı edasıyla geldi. Sanki<br />

kaybedilen topraklar alınacakmış<br />

gibi geldi ama Elçibey’den<br />

sonra durum daha da kötüye<br />

gitti. Rusya’nın kışkırtmalarıyla<br />

çok önemli mevziler kaybedildi.<br />

Kaybedilemez diye düşünülen<br />

Ağdam, Gubadlı, Ağdere, Cebrail,<br />

Zengilan illeri ve Fuzuli ilinin<br />

bir kısmı Rusya’nın tahrikiyle Ermeniler<br />

tarafından işgal edildi. O<br />

günden bugüne Aliyev iktidarı<br />

Karabağ meselesi için hiçbir şey<br />

yapmadı desek yeridir. Uluslararası<br />

konjonktürün getirdiği<br />

AGİT Minsk grubu çalışmalarına<br />

katılmak ve sadece söylemde<br />

işgale karşı çıkmak Aliyev’in en<br />

büyük icraatları (!) oldu. Ha bir<br />

de AK Parti iktidarının “Ermeni<br />

açılımı” sonrasında Türkiye’ye<br />

verdikleri gazın fiyatını artırdılar.<br />

Aliyev iktidarının son birkaç<br />

yıldır üzerine çok düştüğü bir<br />

mevzu ise Hocalı Soykırımı’dır.<br />

Aliyev ciddi paralar harcayarak<br />

yurt dışında “Hocalı’ya Adalet”<br />

kampanyaları düzenlenmesine<br />

yardımcı olmuş, pek çok<br />

propaganda aracı kullanmıştır.<br />

Reklam kampanyaları, görsel<br />

materyaller, belgeseller, programlar,<br />

konferanslar vs. araçlar<br />

ciddi paralarla Hocalı için kullanılmıştır.<br />

Burada Aliyev’in aslında<br />

önemli bir iş başardığını da<br />

söylemek gerekir. En azından<br />

dünya Hocalı’da olanları sadece<br />

Ermeni gözünden görmüyor artık.<br />

Yalnız propaganda için cid-<br />

DOSYA: AZERBAYCAN<br />

Yıl:1 | Sayı:1 | Gökkubbe |<br />

13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!