program_Kitap
program_Kitap
program_Kitap
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
29 OCAK 2016 CUMA/ FRIDAY, JANUARY 29, 2016<br />
09.00-10.30 II. PANEL / PANEL II<br />
KONUŞMACILAR / SPEAKERS<br />
Prof. Dr. Nazan ERKMEN<br />
Doğuş Üniversitesi / Doğuş University<br />
EĞİTİMDE İNSAN ODAKLI "HÜMANİST" EĞİTİM METOTLARININ<br />
VE SANAT EĞİTİMİNİN ÖNEMLİ ROLÜ/ THE IMPORTANT ROLE OF<br />
PEOPLE ORIENTED “HUMANISTIC” EDUCATIONAL METHODS AND<br />
ART TRAINING IN EDUCATION<br />
İnsani duygularla donanmış, seçimlerini doğru yapabilen, yaşamındaki tüm canlı ve<br />
cansız varlıklara sevgi ve saygı duyabilen, bu varlıkları koruma gücünü kendi bulan,<br />
özgün ve özgür düşünebilecek fertleri en mükemmel şekilde eğitecek metodlar<br />
içerisinde sanat eğitimi en ön sırada gelmelidir. İnsan odaklı hümanist eğitim<br />
metodlarında sanat eğitimine büyük önem verilmektedir. Sanat insan emeğinin,<br />
duygularının ve us’un ürünü olduğu için toplumu yönlendirir. Sanat bireyi yeniler,<br />
yaşamı sorgular; sanat yaşama farklı bakabilmeyi, yaşamı anlamlı kılmayı,<br />
sorumluluk almayı öğretir. Farklı inanç ve kültürlerden gelen insanlara da ayrımsız<br />
yaşam sevinci veren bir duygudur sanat. Bir anlamda diğerini sevebilme ve bir arada<br />
olabilme kavramlarını bireye yükleyen bir olgudur. Sanat eğitimi veren, birey odaklı<br />
hümanist eğitim modelleri arasında Waldorf, Montessori, Reggio Emilia<br />
sistemlerinin incelenerek, eğitim metodlarında uygulandığında bireyin olumlu yönde<br />
yetişmesinde oynadığı önemli role ve insan odaklı hümanist eğitimde öğrenciye<br />
duyulan özel ilgi, öğrenciye içtenlik ve sevgi ile yaklaşım sonucunda bireyin<br />
entelektüel, yaşam sorumluluğu alan, sosyal yetenekler ve sanatsal yetilerle<br />
donanmış, topluma faydalı bir birey olarak yetişmesinin önemine değinilecektir.<br />
Prof. Dr. Şengül Öymen GÜR<br />
Beykent Üniversitesi / Beykent University<br />
ENGELSİZ BİNA, ÖZGÜR DÜŞÜNCE / ACCESSIBLE BUILDING, FREE<br />
THOUGHT<br />
1960’lı yıllardan beri sürmekte olan ve artık kendine önemli bir disipliner yer açmış<br />
olan çevre-davranış araştırmaları mekânın ‘salt belirleyen’ olmadığını ama insan<br />
davranışını büyük ölçüde etkilediğini kanıtlamıştır. Mekân algısında Einstein sonrası<br />
yaşanan değişmeler mekân-zaman kavramını gündeme taşımış ve çeşitli düşünürleri<br />
bu konuda yeniden düşünmeye ve üretmeye zorlamış ve mimarlık disiplini de<br />
bundan payını almıştır.<br />
Dünya nüfusunun yarısını oluşturan çocukların mekân kullanımları ve mekânsal<br />
davranışlarını incelemek ve böylece onları çevre tasarımının önemli bir elemanı<br />
halinde düşünmek çocuğun varlığına, yetişmesine ve çocuk haklarına duyulan bir<br />
saygı ve sevgi biçimidir.