Hazırlayan/Door: Zoetermeer camii din görevlisi/Religieuze ...

İNSAN VE ENGEL
Muhterem Müslümanlar!
Allah (c.c.), Kuran-ı Kerim’de insanı en güzel şekilde yarattığını ifade buyuruyor. 1 İnsana bir takım fiziki ve ruhi
kabiliyetler vermiştir; Düşünmek için akıl, yürümek için ayak, tutmak için el, konuşmak için dil ve görmek için
de göz gibi nimetler bahşederek, insanı en güzel şekilde donatmıştır. Bu nimetlerin bir kısmına doğuştan sahip
olamayan veya sonrasında bir kaza sonucu sahip olduğu nimet ve kabiliyetlerini kaybeden insanlar da “en güzel
şekilde yaratılma” kavramının içerisindeki yerlerini alırlar. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “ Allah (c.c.),
sizin şekil ve suretlerinize bakmaz, Fakat sizin kalplerinize bakar.” 2
Değerli Müminler!
Dünya hayatında sahip olduğumuz tüm nimet ve kabiliyetlerimiz bir imtihan vesilesidirler. Bizi yücelten yegâne
şey, yaratılış şeklimiz ve sahip olduğumuz kabiliyetlerimiz değil, bu kabiliyetlerimizi kullanış biçimimizdir.
Dinimiz, insanların fiziki farklılıklarının üstünlük aracı sayılamayacağını; asıl üstünlüğün Allah katındaki
durumumuzla alakalı olduğunu bildirmektedir. Bu husus Kuran-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir;
“…Muhakkak ki Allah katında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir,
her şeyden haberdardır.” 3
Aziz Kardeşlerim!
Dünya üzerinde şu anda resmi olmayan rakamlara göre yaklaşık olarak 600 milyon engelli kardeşimiz
bulunmaktadır. Bize düşen görev, yakınlarımız içerisinde veya tanıdığımız engelli kardeşlerimize sahip çıkıp
onları topluma adapte etmeye çalışmak olmalıdır. Hayatın her alanını onların istifadelerine açmak ve hayata
yeniden bağlanmalarına yardımcı olmamız gerekir. Görme engelli olan sahabe efendimiz ümmü Mektum, evde
namaz kılmak için izin ister. Peygamberimiz (s.a.v.) camide cemaatle namaz kılması gerektiğini belirterek çoğu
zaman müezzinlik görevini de O’na vererek, toplumdan soyutlanmasına izin vermemiştir. Sosyalleşmesine
katkıda bulunmuştur. 4
Kıymetli İnananlar!
Engelli insan, eli tutmayan, gözü görmeyen veya kulakları işitmeyen insan değildir. Asıl engelliler; gözleri olduğu
halde hakikati göremeyenler, kulakları olduğu halde hakikati işitemeyenler ve dilleri olduğu halde hakikati ifade
edemeyenlerdir.
Hutbeme bir ayet mealiyle son veriyorum; “(Peygamber), âmânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti
ve çevirdi. (Resûlüm! onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona
fayda verecek.” 5
1 Tin, 95;4.
2 Müslim, Birr, 34.
3 Hucurat, 49;13.
4 Müslim, Mesacid, 255.
5 Abese, 80;1-4
Cuma Hutbeleri/Vrijdagspreken Sayfa/Pagina 60