mart2013
mart2013
mart2013
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
loglifetr bloglifetr<br />
sanayi ürünleri, ürünlerin türselleşmesini<br />
arttırır. Bu üretim<br />
çeşitliliği toplumsal zenginleşmeyi,<br />
toplumların uygarlıkta<br />
ilerlemelerini getirir.<br />
Solon’un çıkardığı babaların<br />
oğullarına bir meslek öğretme<br />
zorunluluğuna dayanan eğitim<br />
yasası ile eğitim, ürünlerin salt<br />
üretiminin nedeni değil aynı<br />
zamanda ürünlerin verimliliğinin,<br />
değişim değerinin, rekabet<br />
edilebilirliğin de nedenini<br />
oluşturmaktadır. Eğitim yasası<br />
çıkarılmasaydı, ürünlerin üretiminin,<br />
rekabetin, verimliliğin,<br />
değerinin olanaklı olamayacağını<br />
söyleyebiliriz. Denizcilerin<br />
getirecekleri ürünlerle değişimin<br />
olanaklı olduğu değişim<br />
değeri taşıyan ürünler eğitilmiş<br />
emekle üretilmektedir. Ancak<br />
burada son aşamada değişim<br />
değerini bağlı olarak kullanım<br />
değerini, denizcilerin ürünlerini<br />
getirdikleri toplumların gereksinmeleri,<br />
talepleri belirler.<br />
EĞİTİMLE ÜRETİLEN KUL-<br />
LANIM DEĞERLİ ÜRÜNLE-<br />
RİN TOPLUMLAR ARASI TA-<br />
LEPLE DEĞERLENMESİ:<br />
Üretilen zanaat (küçük sanayi)<br />
ürünlerinin değerleri, talep<br />
oluşturdukları niteliklerine bağlı<br />
olarak toplumların gereksinmelerini<br />
karşılama önemlerine<br />
göre dışalımda oluşur. Ürünlerin<br />
değerlerinin oluşumunda<br />
nesnel ölçüt toplumlar arası<br />
taleptir. Bu değere bağlı olarak<br />
eğitim biçimlenir, zanaatlar<br />
ortaya çıkar, ürünler çeşitlenir,<br />
uygarlık ilerler. (bk. www.<br />
iinci.blogspot.com, İNSANIN<br />
EKONOMİK DEĞER OLARAK<br />
TOPLUMLARDA ORTAYA ÇI-<br />
KIŞI-ÜRÜNLERİN VE EME-<br />
ĞİN TOPLUMSAL DEĞERİ,<br />
11/07/2011)<br />
Zanaatların getirdiği zenginleşme<br />
yanında, zenginliğin<br />
yoksullarla varsıllar arasında<br />
dengeyi sağlayacak şekilde<br />
dağıtılması ve toplumsal düzeni<br />
bozacak bir borçlanma türü<br />
olan köleleştirmenin yasaklanması<br />
toplumsal düzenin yeniden<br />
sağlanmasında en etkili<br />
yasalar olmuştur. Solon’un çağında,<br />
ticaretle ve el zanaatları<br />
ile başlayan ürünlerin çeşitlenmesi,<br />
tüketicilerin borçlanma<br />
ile tüketimini arttırmış, borcunu<br />
ödemeyen tüketici sayısı<br />
da artmıştır. Köleliğin bir ticaret<br />
türü, alım satım yapılan bir<br />
ürün olması nedeniyle borçlanmalara<br />
karşılık olarak, ipotekli<br />
değer olması, borcun ödenmemesi<br />
sonucu özgür tüketicileri<br />
köle durumuna düşürüyordu.<br />
Solon bu insancıl olmayan<br />
toplumsal düzeni bozan ticare-<br />
ti yasayla ortadan kaldırmıştır.<br />
“ Kimileri kendi yurtlarında köleler<br />
oldu. Kimileri ise yancı<br />
ülkeler satıldı. Birçokları kendi<br />
çocuklarını satmak zorunda<br />
kaldılar, çünkü buna karşı hiçbir<br />
yasa yoktu.)” (s.23)<br />
“Çünkü aldığı kamu önlemlerinden<br />
birincisi varolan borçların<br />
silinmesi ve gelecekte<br />
hiçbir kimsenin borç alacak<br />
birisine güvence olarak kendi<br />
bedeni üzerine ödünç vermemesi<br />
yolunda bir düzenlemeydi.”<br />
(s.35)<br />
GÖÇLERİN ASKERİ SINIFIN<br />
VE ASKERİ DEMOKRASİLE-<br />
RİN KURULUŞU ÜZERİNE<br />
ETKİSİ:<br />
Göçlerle yerli yurttaş olan nüfusun<br />
sayısının azalması ve<br />
güvenliği sağlamakta olan yerli<br />
nüfusun yetersiz kalması,<br />
ancak güvenlik ve otoritenin<br />
yabancılara verilmemesi, bırakılamayacağı<br />
düşüncesi, yerli<br />
yurttaşları salt askerlik mes-<br />
leği ile uğraşması gerekliliğini<br />
ortaya çıkarır. Yerli yurttaşlara<br />
çiftçlik, zanaat işleri, ticaret…<br />
vb bütün mesleklerden uzaklaşarak<br />
salt askerlik mesleğini<br />
yapması gerekliliği düşüncesi<br />
ortaya çıkar . Böylece göç<br />
eden, yabancı nüfusu oluşturan<br />
yurttaşlar ticaret ve sanayi<br />
ile zenginleşerek ayrı bir sınıfı<br />
oluştururken, askerler her zaman<br />
iktidara yakın olarak askerlik<br />
ve savaş mesleği sınıfında<br />
kalırlar.<br />
“…Helotlar kalabalığı ile dolup<br />
taştığı için, Likurgus, yurttaşlarını<br />
emeğe dayalı mekanik<br />
uğraşlardan [çiftçilik, zanaat<br />
işleri…vb] çekip aldı ve düşüncelerini<br />
silahlara sınırlayarak<br />
onlara öğrenmek ve uygulamak<br />
üzere bir tek mesleği<br />
86 87<br />
verdi. [Askerlik mesleği] Oysa<br />
Solon durumu yasalarına olmaktan<br />
çok yasalarını duruma<br />
uyarlayarak, ve toprağın onu<br />
ekenlere ancak yetecek kadarını<br />
verdiğini ve işsiz güçsüz<br />
ve çalışmayan bir kalabalığı<br />
beslemeye yetersiz olduğunu<br />
görerek, tüm meslekleri değerli<br />
saydı.” (s.35)<br />
Askerlik mesleğinin güvenliği<br />
sağlama, toplumun savunmasını<br />
başka mesleklere bırakmama<br />
eğilimi, çağlar boyunca<br />
toplumların yönetim biçimleri<br />
Krallık, İmparatorluk, Monarşi,<br />
Oligarşi ve hatta Demokrasi<br />
olsa da sürer. Bunun sonucu<br />
toplumların resmi devlet yönetimleri<br />
yanı sıra bir resmi<br />
olmayan devlet yönetimleri,<br />
derin devlet yönetimi orta-<br />
ya çıkar. Bu gerçeği Roma<br />
İmparatorluğu’nda da, Osmanlı<br />
İmparatorluğu’nda da görürüz.<br />
Roma’da cumhuriyet ile<br />
yönetildiği dönemlerde bile bir<br />
askeri oligarşinin her zaman<br />
yönetimi etkilediğini tarihte görürüz.<br />
Ancak çağımızda artık askeri<br />
demokrasiler, derin devlet<br />
güdümlü demokrasiler yerini,<br />
sanayi ve ticaretle zenginleşen<br />
toplum tabakalarının güçlerini<br />
ortaya koydukları, halkın kendi<br />
güvenliğini, savunmasını,<br />
yönetim sistemi ile karıştırmak<br />
istemedikleri gerçek demokrasilere<br />
bırakmaktadır.<br />
İsmail İNCİ<br />
iinci.blogspot.com