02.04.2013 Views

kemalizmin%20kurd%20politikasi%20karadogan

kemalizmin%20kurd%20politikasi%20karadogan

kemalizmin%20kurd%20politikasi%20karadogan

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

görülüyor. Yukarıda izahat vermiştim ki 11 eylül 1924’te hükümet Kürdistan isyanını ele alıyor, 8 ve 14<br />

Ekim 1924’te ister Mister Tamilen (Templeton) oyunuyla herşeyden haberdar oluyor ve hatta isyanı<br />

teşvik de ediyor, sonra da 13 Şubat 1925’te Şeyh Said hadisesi çıkıyor. Sebep de yine jandarmalar oluyor.<br />

Yani isyandan beş ay evvel hükümet herşeyi biliyor’<br />

Kürtlerin Kemalist iktidar karşısındaki konumlanışına ilişkin Şeyh Sait'in yakınında yer alan, hatta Varto'ya<br />

Kürt kuvvetlerinin başında giren Binbaşı Kasım 26 -ki Mustafa Kemal'le Erzurum'da da görüştüğü biliniyor-ve<br />

büyük bir olasılıkla Rusların verdiği bilgiler nedeniyle Azadi Cemiyeti'nin varlığından ve Şeyh sait'le<br />

ilişkisinden haberdarlardı. Yanısıra gerek 1922'de meclis'te Kürtlere özerklik verilmesini öngören kanun<br />

tasarısının görüşülmesi, gerekse 1 Ağustos 1924 yılında Kürtlerin eğilimlerini yoklamak amacıyla Diyarbakır'da<br />

düzenlenen Kürt Konferansı'nda da Kürtlerin ne düşündükleri hakkında yeterli kanıya sahip olmuşlardı. Mustafa<br />

Kemal'in Pasinler'deki deprem vasıtasıyla bölgeye yaptığı gezinin hemen akabinde önce Cibranlı Halit Bey<br />

(Erzurum Kongresi öncesinde Mustafa Kemal'in görüştüğü Kürt ileri gelenleri arasında yer alıyordu. 20 Aralık<br />

1924'te tutuklandı), Hacı Musa ve Bitlis mebusu Yusuf Ziya'nın tutuklanması(10 Ekim 1924'te Vali Kazım<br />

Dirik tarafından tutuklandılar) , Beytüşebap grubu içinde yer alan İhsan Nuri gibi Kürt subayları ile Yusuf Ziya<br />

arasındaki haberleşmenin ortaya çıkarılması ve sonra da Halit Bey ile Yusuf Ziya'nın idam edilmeleri<br />

Kemalistlerin Kürtleri çok yakından izlediklerini işaret ediyor. Yusuf Ziya'nın tutuklandıktan sonra Azadi<br />

Cemiyeti ve faaliyetleri ile ilgili bilgi verdiği iddiası da üzerinde durulmaya değer bir konudur. Şeyh Sait'in de<br />

iktidar tarafından üzerinde oluşturulan "zan" nedeniyle psikolojik baskı altına alınması da üzerinde dikkatle<br />

durulması bir konudur.<br />

Yusuf Ziya ve Halit Beyin idamlarıyla Kürtlerin potansiyel siyasi ve askeri liderliği çökertildi. İhsan Nuri ve<br />

arkadaşlarının ordudan firar edip Güney Kürdistan'a geçmeleri ile Kürtlere askeri alanda da darbe indirildi.<br />

Geriye Şeyh Sait gibi hem ulusalcı hem de dini kimliğe sahip potansiyel bir liderin devreden çıkarılması için<br />

küçük bir kıvılcım çakmak yeterliydi!<br />

Biz Kürtlerin "Piran provakasyonu" dediğimiz ve siyasi analizini yapamadığımız olayda ne olmuştu? Şeyh<br />

Said'in Piran'da olduğunu fırsat bilerek aranmakta olan iki Kürt firarisini- Nasturi isyanında ordudan<br />

kaçmışlardı- yakalamak gayesiyle devletin giriştiği provakasyon, diğer bir deyişle devlet suikasti siyasi amacına<br />

ulaştı. Kimi iddialara göre 1925 Mart ayı sonlarında, kimi iddialara göre bir yıl sonrasına planlanan Kürt isyanı<br />

devlet tarafından patlatıldı. Kemalist rejimin Kürdlerin eğilimleri hakkında önceden haberdar olduklarına dair<br />

bazı bilgileri yukarıda aktardık.Devlet, örf ve adetleri de dahil olmak üzere Kürtleri çok iyi tanıyan, zayıf<br />

yanlarını, üstelik Kürtlerin bir yanlışı defalrca tekrarlama gibi bir reflekse sahip olduğunu iyi analiz eden bir<br />

devletti. Osmanlı entrikacılığı ve despotizmi üzerinde yükselen kemalist iktidar, Osmanlı'nın Buruki aşiretini<br />

Diyarbakır'dan göçertmek için uyguladığı taktiğe başvurdu. Burukiler nasıl dağıtılmıştı? Buna bakmak yararlı<br />

olabilir. Burukiler bilindiği kadarıyla 17. yüzyıldan beri Karacadağ bölgesinde yaşayan göçebe bir aşiretti.<br />

Günün birinde bir Osmanlı müfrezesi bölgeden geçerken Burukili Şemdin beye konuk olur. Müfreze Komutanı<br />

daha sonra Şemdin beyin kızını dönüşte alıp götüreceğini bildirir. Burukiler bunu kabul etmzeler ve çatışma<br />

çıkar. Çatışmada komutan ve askerler ölür. Ondan sonra da Burukilerin cebel dağlarına, Tuci yaylalarına doğru<br />

yürüyüşü başlar. ve Burukiler bölgeden göç ettirilirler. Bir uçları İran'da bir uçları Çarlık Rusyası'nda çıkar 27 .<br />

B-Piran provakasyonu<br />

Şeyh Sait olayı kendiliğinden meydana gelmiş, kendiliğinden gelişmiş , tenkil politikasına karşı meşru bir<br />

direniştir. Örgütlü değildir. Buna rağmen yaklaşık on-bir vilayeti kapsamıştır. Şeyh Said önderliğindeki bu<br />

direnişe yaklaşık olarak 15 bin Kürdün katıldığı, devletin ise 50 binin üzerinde bir güçle harekete geçtiği görüşü<br />

kabul görmektedir. Şeyh Sait'in hem dünyevi hem de ruhani etkisi, Kürtlerin merkezi hükümetin<br />

uygulamalarından duydukları tepkinin bir direnişe dönüşmesinde önemli bir rol oynamıştır. O zaman ki<br />

rakamlara göre devletin bu direnişi bastırmak için 60 milyon Tl harcadığı, Yunanlılara karşı yürütülen milli<br />

mücadeledekinden daha fazla asker kaybı verildiği öne sürülür. Şeyh Sait direnişinin bastırılması Kemalizm<br />

tarafından iç politikaya tahvil edilmiştir. Takrir-i Sükun Yasasıyla tam bir devlet terörü başlamıştır: 21 Şubat'ta<br />

İnönü'nün başbakanlığa atanmasını takiben 25 Şubat 1925'te Kürt illerinde sıkıyönetim ilan edilmiş, 4 Mart<br />

1925'te Takrir-i Sükun ilan edilmiştir. 1925 Direnişi ile birlikte Kürtlere karşı sürekli bir tenkil harekatı<br />

yürürlüğe konmuştur. yazının ileriki bölümlerinde görüleceği gibi, merkezi otorite tenkil harekatlarını<br />

sürdürebilmek için provakasyon ,komplolar ve önyargılarla "iptidai sürü" olarak nitelediği Kürtlere karşı<br />

gerekçeler yaratmış, bu gerekçeleri de "isyan" olarak nitelemiştir.<br />

"Piran Provakasyonu" da Burukilerin karşı karşıya kaldığı provakasyonun benzeri siyasi ve askeri amacı olan<br />

bir provakasyondur. Kimi iddialara göre Şeyh Sait'in "Ben burada iken olmaz. Ben gittikten sonra bu<br />

sorunu halledin" diye askerlere haber gönderdiği, kimi iddialara göre de "ben vermem" dediği ileri<br />

sürülmektedir. Teğmenin, Şeyh Sait'in yakın adamlarından Keleş Nebo'ya "kıro", Keleş Nebo'nun da subaya<br />

"Kerhaneci" demesiyle tartışmanın alevlendiği ve çatışmaya dönüştüğü rivayet olunur. Hesen Hışyar<br />

26 Kürt-İslam ayaklanması, Uğur Mumcu. Tekin yay.1991. S.104-113<br />

27 Doğu Anadoluda Aşiret Düzeni, Ahmet Özer. Boyut yay.1990. S.45-46<br />

13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!