02.04.2013 Views

kemalizmin%20kurd%20politikasi%20karadogan

kemalizmin%20kurd%20politikasi%20karadogan

kemalizmin%20kurd%20politikasi%20karadogan

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kürt diye hitap edenlerin suratlarına tükürünüz" komutunu verecektir. 1966 Varto depremi sırasında<br />

sonradan İçişleri Bakanı olacak Haldun Menteşoğlu ise halkın yakınmalarına karşılık olarak " Nerdeyse yıkılan<br />

ahırlarınızı bize birer saray gibi yutturmaya çalışacaksınız! Hem sonra nedir bu sızlanma? Burada<br />

sadece üç bin kişi öldü! Oysa Vietnam'da 30, 000'ler ölüyor!" diyordu. Halkın Kürtçe protestosu karşısında<br />

ırkçı hezeyanları daha da artacaktı:" İnsana benzeyen bazı mahlukların ağzından hayvani sesler çıkmaktadır.<br />

Eğer sizler bu devletten memnun değilseniz, kendinize bir başkasını arayınız.." Demirel de çıktığı Kürdistan<br />

gezisinde, bir süre sonra Gürsel ve Menteşoğlu'nu izleyecekti:"Hudut kapılarımız açıktır. İsteyen defolup<br />

gidebilir bu memleketten.." Askeri darbeyi düzenleyenler, Şeyh Sait direnişi sırasında yapıldığı gibi; Kürtleri<br />

temizleme, sindirme politikasını yürütürken bir taşla iki kuş vurmayı amaçlıyorlar. Kürtlerle, DP iktidarı<br />

arasında "ilişki" kuruluyor. Milli Birlik Komitesi'ne göre "Bir Kürdistan hükümeti tesisi için D.P grubu<br />

içinde çalışanlar var"dır. Bu arada 55 Kürt ileri geleni (Faik Bucak ve yakınları, Şeyh Sait'in ailesi, Raman<br />

aşireti ileri gelenleri) Sivas'ta toplama kampına konulmuştur. Solcu cuntacıların da desteklediği "27 Mayıs<br />

devrimi!"nin Kürtlere karşı izlediği politikanın ilk örneklerinden biri de bu olacaktır. Kinyas Kartal ve<br />

arkadaşları ise Bursa'da "Kürdistan Cumhuriyeti kurmak!" savıyla yargılanacaklardır. Bu davanın duruşmaları<br />

da gizlilik içinde yapılmaktadır.<br />

49'lar Davası'nı izleyen yıllarda Kürtler basın yayın alanında daha etkin olmaya başladılar. 1960 yılı öncesinde<br />

de Musa Anter ve Canip Yıldırım'ın yazı yazdığı İleri Yurt (Diyarbakır,1958) gibi yayınlar büyük yankılar<br />

uyandırmıştı. Ancak 1960'tan sonra Kürtlerdeki siyasi ve kültürel çalışmalara daha büyük önem verilmeye<br />

başladı. 1962'de Edip Karahan,Dicle Fırat gazetesini, Ziya Şerefhanoğlu 1963'te Roja Newe'yi yayınladılar.<br />

Deng dergisi de 1963'te yayınlanmaya başladı. 1963 Aralık ayında bu kez 23'ler davası olarak bilinen<br />

tutuklamalar yapıldı. 49'lar Davası'nda yargılananların bir kısmı bu davada da "sanık"tılar. Bu davanın<br />

duruşmaları gizli yapıldı ve Kürtler yine Genelkurmay Mahkemesi'nde yargılandılar. Savcıya göre, "sanıklar,<br />

müstakil Kürt devleti kurmak için 2 bin sten tabanca, 5 otomobil, radyo ve telsiz cihazı temin için temaslarda<br />

bulunduklarını" öne sürüyordu. Savcıya göre, "Doğan Kılıç ve Abdülsettar Hemavendi bu silahları temin etmek<br />

için 'yabancı bir devletle' temas etmiş ve bu silahları Barzani'ye ulaştırmaya çalışıyorlardı.." Templeton<br />

komplosunun benzeri bir komplo bu kez 1963'te yaşama geçiriliyordu.. Kürt sorunu yoktu! Fakat ne hikmetse<br />

olmayan bu sorunun Kürtçüleri, sanıkları vardı! "Adı geçen devletle Türkiye arasında bir gerginlik yaşanmaması<br />

için" savcı duruşmanın gizliliğinde ısrar ediyordu.<br />

Yine o yıllara dönecek olunduğunda Barzani hareketinin Irak'ta kitleselleştiği, Kürt sorununun Avrupa<br />

kamuoyunun dikkatine geldiği görülüyor. 1963'de Türk-İran ,Suriye ve Irak devletlerinin Barzani hareketine<br />

karşı ortak bir operasyon yapması sözkonusuydu. "Tiger Operation" (Kaplan Operasyonu) denen bu saldırı<br />

planı, Sovyet Başbakanı Gromiko'nun Türkiye ve İran'ı uyarması üzerine blok halinde yapılamadı. Ancak<br />

Suriye, Irak'la birlikte Kürtlere karşı ortak saldırıda bulundular: Türkiye ve İran ise "uyarı" üzerine katılmaktan<br />

vazgeçtiler. Bundan da anlaşılacağı gibi askeri savcı "Sovyetleri" işaret etmektedir ve söylenenlerin gerçekle bir<br />

ilgisi yoktur.<br />

Devletin Kürt hareketini izleme ve manipule etme politikasının 23'ler Davası'nda da sürdüğü anlaşılıyor. Ajan<br />

olarak görevlendirilen kişi bu kez Hasan Buluş'tur: sözkonusu kişi dava sanıkları ile birlikte hapsedilmiştir.<br />

Mem u Zin'i ezbere okumaktadır. Hapishanedeki kuşkulu tavırları dikkat çekiyor. Davada yargılanan Güney<br />

Kürdistan'lı Cemal Alemdar'ın bize anlattığına göre, bir süre önce katledilen Medet Serhat Yöş ve Alemdar,<br />

Buluş'u dövüyorlar. Buluş, MİT'e çalıştığını itiraf ediyor. Hasan Buluş daha sonra devlet tarafından Latin<br />

Amerika'ya, oradan da New York'a gönderiliyor. New York'taki görevi Mustafa Remzi Bucak'la temas kurup<br />

O'nu izlemektir. Buluş oradan da İsveç'e gönderilecektir. Dr. Selahattin Rastgeldi'nin şüphelenmesi üzerine,<br />

kendisine "Buluş'un kimliği hakkında" bilgi verilir (Buluş'un halen İsveç'te yaşadığı söyleniyor). 23'ler Davası<br />

da 49'lar davası gibi kamuoyuna sansasyonel bir şekildeduyuruldu. Dönemin İçişleri Bakanı Hıfzı Oğuz Bekata<br />

yaptığı açıklamada "Kürtçülük faaliyeti meydana çıkartılmıştır. 12 Kürtçü ve önemli belgeler ele<br />

geçirilmiştir. Malum devletler bütünlüğümüzü parçalamak için çalışmaktadır.." 50<br />

O dönemin önemli gelişmelerinden birisi de merhum Dr. Yusuf Azizoğlu'nun kurduğu YTP'nin 1965<br />

seçimlerinde Kürdistan'da gösterdiği büyük başarı ve 11 milletvekili çıkararak koalisyon ortağı haline<br />

gelmesidir. Yanısıra merhum Ziya Şerefhanoğlu da Bitlis'ten bağımsız senatör seçilmişti. Kürtlerin legal alanda<br />

gösterdiği bu başarı Kürt ulusal bilincine önemli katkılarda bulunduğu gibi, hareketin meşruluk çizgisinde<br />

kalmasında da rol oynamıştı. 1965'te Türkiye/Kürdistan Demokrat Partisi'nin kurulması, 1967'den itibaren<br />

Kürdistan'daki komando zulmünü protesto ve teşhir amacıyla "Doğu Mitingleri"nin düzenlenmesi izleyecektir.<br />

KDP'nin ilk başkanı Avukat Faik Bucak 4 Temmuz 1966'da kimi iddilara göre aşiret içi bir çatışma , kimi<br />

iddialara göre ise MİT tarafından öldürülerek veya öldürülmesine göz yumularak büyük bir darbe yemesine<br />

karşın, Doğu Mitingleri'nde insiyatif sahibidir: silahlı mücadeleye çok mesafelidir. Doğu Mitingleri ise kitlesel<br />

demokratik gösterilerden ibarettir. KDP'ye karşı 1968'de yapılan operasyonlar sonucunda Sait Elçi ve<br />

arkadaşları Antalya'da yargılanmaya başladılar 51 . Kürt hareketi 60'lı yıllarda iki kanaldan gelişmekteydi:<br />

50 29/06/1963 tarihli Milliyet gazetesinden aktaran:Dr. Şıvan, Kürt Millet Hareketleri ve Irak Kürdistan ihtilali<br />

51 Tarihimizde Sait Elçi ve Sait Kýrmýzýtoprak olayı; War dergisi, sayı 5-6,1998<br />

23

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!