18.04.2013 Views

mart 2010 bülteni çıkmıştır - Türkiyeliler Birliği

mart 2010 bülteni çıkmıştır - Türkiyeliler Birliği

mart 2010 bülteni çıkmıştır - Türkiyeliler Birliği

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bundan tam altı yıl önce, 2004'de,<br />

tanınmış bir Ortadoğu ve İslam dünyası<br />

yorumcusu ve öğretim üyesi olan Dr. Gay<br />

Behor şunları yazmıştı: ( bk. Yediot Ahronot<br />

27.5.2004)<br />

''Türkiyede iktidarda olan İslamcı parti<br />

büyük baskılara maruz durumda. İslamcı<br />

eğilimli kamuoyu için için kaynamakta.<br />

Arap dünyası, hatta bazı Avrupa ülkeleri,<br />

Türkiye’yi İsrail politikasına karşı çıkması<br />

için zorlamakta. Şimdi Türkiye, hem bu<br />

baskıların tesiriyle davranıyor, hem de<br />

kemdi İslami tarafını gösterme gayretinde.<br />

Türkiye, son günlerde, İsrail’e yönelttiği<br />

komplimanlardan (!) kendilerine zarar<br />

gelemeyeceği düşüncesinde olsa gerek.<br />

Bizim Dışişleri Bakanlığımız ise, bu tür<br />

saldırılara alışık olmasına rağmen, bu kez<br />

tepkisini göstermelidir. Türklerin elbet<br />

İsrail’i eleştirme hakları vardır, fakat her<br />

protesto davranışının bir ücreti olması<br />

gerektiğini bilmelidirler….. . Ne Türkiye'nin<br />

İsrail’e, ne de İsrail'in Türkiye’ye herhangi<br />

bir iyilik yapması bahis mevzuu değildir. İki<br />

devlet arasındaki ilişkiler stratejik<br />

mahiyettedir, zira bunlardan ikisi de fayda<br />

görmektedirler. Türkiye ve İsrail iki<br />

demokratik ülkedirler ve birbirlerini<br />

desteklemeleri ve birlikte davranmaları en<br />

iyi yoldur.''<br />

Bunlar söylenirken, Türkiye’de Prof.<br />

Davutoğlu henüz Dışişlerini yönetmiyordu<br />

ve Türkiye'nin Orta Doğu politikasında<br />

İslam ülkeleri ağırlığı yoktu. İktidarda AKP<br />

vardı. O günlerde olan şuydu : Hamas’ın<br />

başı Şeyh Yasin’in katlinden sonra, Sayın<br />

Başbakan R.T.Erdoğan'ın şu sözleri Türk<br />

İsrail ilişkilerinde ciddi bir gerilime sebep<br />

olmuştu . "Bugün Filistinliler kurban...<br />

Maalesef İsrail, Filistinlilere, kendisine 500<br />

yıl önce davranıldığı gibi davranıyor.<br />

İnsanları, helikopterle bombalamak,<br />

çocuk, kadın, yaşlı ayrımı yapmadan<br />

öldürmek, buldozerlerle evlerini yıkmak..''<br />

Bu benzetme pek yerinde olmasa da,<br />

İsrail’in Hamas'la ve başkanıyla neden<br />

mücadele ettiği Sayın Başbakanı pek<br />

ilgilendirmiyordu. Türkiye Yahudilerine<br />

gelince, onlar hala 1492 hoşgörüsüne<br />

m a z h a r b i r a z ı n l ı k g ö z ü y l e<br />

görülmekteydiler. 500 yıldır Türkiye’de<br />

yaşamaları tam Türk vatandaşı gözüyle<br />

görülmelerine yetmiyordu.<br />

2009 Ocağında İsrail'in dökme kurşun<br />

2<br />

DEĞĠġEN FAZLA BĠR ġEY YOK<br />

Selim Amado<br />

operasyonundan ve özellikle Davos<br />

olayından bu yana, Türkiye-İsrail ilişkileri<br />

adamakıllı yön değiştirdi. Şubat 2009<br />

seçimleri sonucunda oluşan Netanyahu<br />

koalisyon hükümetinde, sağ eğilimli (Evimiz<br />

Israel – İsrael Beytenu) partisi başkanı<br />

Avigdor Liberman, partisinin önemli<br />

başarısından sonra Dışişleri bakanı olunca,<br />

İsrail’in geleneksel dışişleri diplomatik<br />

yaklaşımı değişti, sokak diliyle ''dobracı''<br />

diyebileceğimiz, fazla yumuşak olmayan ve<br />

diplomatik sayılamayacak bir yaklaşım<br />

geldi. İsrail’e çatan ülkelere, Liberman ve<br />

yardımcısının fazla hesap yapmadan tepki<br />

gösterme devri başladı.<br />

Bu değişiklik iyi midir, kötü müdür?<br />

Bunun tartışması yapılabilir. Liberman’ın<br />

yardımcısı emekli Büyükelçi Dani<br />

Ayalon'un, Türkiye’nin Tel-Aviv büyükelçisi<br />

Oğuz Çelikkol’a takındığı saygısız tavrın<br />

elbet tartışılacak bir tarafı olamaz:<br />

düpedüz ayıp ve anlamsız bir davranış!<br />

Nitekim, İsrail kamuoyu ve hükümeti vakit<br />

geçirmeden Türkiye’den özür diledi ve<br />

mesele bir ölçüde yatıştırıldı. Fakat eski<br />

hava geriye henüz dönmedi.<br />

İnkar edilemeyecek bir gerçek te,<br />

İsrail’in politikasını eleştirenlere değil, İsrail<br />

denince düşmanca ve anlayışsızca<br />

ifadelerle beyanatta bulunanlara, karşılık<br />

vermeden ondan bir şeyler almak<br />

isteyenlere, İsrail derken Yahudileri<br />

kötüleyenlere, dünyadaki Yahudi<br />

topluluklarını rahatsız edenlere, cami çıkışı<br />

İsrail bayrağını yakanlara, İsrail’i ortadan<br />

kaldırmaktan bahsedenlere tepkisiz<br />

kalmamak, İsrail’in de bir ulusal gururu<br />

olduğunu hatırlatmak, çok İsraillinin ve<br />

çok diaspora Yahudisinin eğilimine<br />

uyduğudur. O bakımdan İsrail Dışişlerinin<br />

daha ''dobracı'' bakanı Liberman’a, zaman<br />

zaman hükümetini müşkül mevkie<br />

sokmasına rağmen sempati ile bakanlar da<br />

var..<br />

Yahudi dünyasının her zaman mevcut<br />

olmuş bir diğer problemi de, bazı<br />

Yahudilerin, çevrelerindeki sol eğilimli<br />

görüşlerini benimsemeleri ve mensup<br />

oldukları milleti veya cemaati acımasızca,<br />

bazen varoluş hakkını inkar edercesine<br />

eleştirmeleridir. Bugün bunlar İsrail<br />

eleştirilerini sol dediğimiz cepheden ve<br />

t e k e l l e r i n d e o l d u ğ u n u<br />

z a n n e t t i k l e r i h ü m a n i s t<br />

iddialarla yapmaktalar. Dünyada olduğu<br />

gibi İsrail’in içinde de böyleleri mevcut ve<br />

demokratik haklarıyla seslerini<br />

dinletebiliyorlar.<br />

İsrail’in Gazze operasyonunu tahkik için<br />

Birleşmiş Milletlerin tayin ettiği<br />

komisyonun başına Güney Afrikalı hakim<br />

Richard Goldstone getirilince, bu zatın<br />

Yahudi olmasına rağmen, komisyon<br />

üyelerinin ait oldukları ülkelerin<br />

yaklaşımlarını bilen İsrail, onunla teşrikimesai<br />

etmeyi kabul etmemiş, komisyon da,<br />

sonunda, İsrail’i harp suçlarıyla itham eden<br />

sert raporunu yayınlamıştır. Şimdi İsrail bu<br />

raporu hukuk ve gerçekler açısından<br />

çürütmek gayretinde.<br />

Goldston'a, İsrail içinden İsrail’i suçlu<br />

gösteren tanıklıklarda bulunanların İsrail<br />

sol'una ait olması ve ABD'den gelen<br />

paralarla çalışan örgütlerden gelmesi,<br />

İsrail’in demokrasi adına boyölçüşme<br />

durumunda olduğu başka büyük bir<br />

probleme dikkati çekiyor : İsrail gerçeği<br />

olan, İsrail’in kuruluşundan bu yana ölümkalım<br />

mücadelesi vermesi, bunu yaparken<br />

sadece siyasal bir yaklaşım farkıyla değil,<br />

aynı zamanda tarih kadar eski Yahudi<br />

düşmanlarıyla uğraşma mecburiyeti. Buna,<br />

basında, akademide ve internette<br />

rastlananlarla birlikte maalesef bir de<br />

bizzat kendileri Yahudi olanların ideolojik<br />

inançlarıyla İsrail aleyhtarı kesilmelerini<br />

eklemek lazım. İsrail lehine konuşanların<br />

ABD üniversitelerinde sözlerinin kesilmesi<br />

tesadüfen oluşan bir tepki değil, bilinçli<br />

olarak uygulanan bir eylemdir.<br />

Y a h u d i l e r d e n h o ş l a n m a y a n l a r<br />

antipatilerini son asırda Siyonizm ve İsrail<br />

üzerine odaklamışlar. Fakat herkes öyle<br />

değil. Türkiye ve İsrail kamuoylarında<br />

politikacılardan daha aklıselim sahibi<br />

güçler var. Herkes kötümser değil. Yahudi<br />

dünyası da kendi bünyesindeki fikir<br />

yelpazesine alışık.<br />

Bu durum değişmiyor. Fransızların '' plus<br />

ça change, plus c'est la meme chose''<br />

deyimi, yani ''ne kadar çok değişirse, o<br />

kadar çok aynı kalıyor'' deyimi galiba bu<br />

yöreye de geçerli.<br />

“ İnşallah her şey düzelecek!” deyimi<br />

ise, hala Ümit olmaktan ileriye gitmiyor.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!