27.06.2013 Views

İLK ÇAĞ ANADOLU DEVLETLERİNDE ORDU

İLK ÇAĞ ANADOLU DEVLETLERİNDE ORDU

İLK ÇAĞ ANADOLU DEVLETLERİNDE ORDU

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

GİRİŞ<br />

Savaş olgusu, Taş Devri’nden modern çağlara kadar, insanlığın farklı amaçlar<br />

uğruna türlü biçimlerle sürdürdüğü, belki de uygarlık tarihinin en yadsınamaz<br />

gerçeğidir. Savaşlar, oluşum, gelişim ve sonuçlanma bakımından, amaca, silahlara,<br />

tarafların sosyo-ekonomik ve politik profillerine göre farklı boyutlarda gerçekleşirler.<br />

Bu noktada savaş olgusu, kör bir şiddet olmayıp, devletlerin, belli amaçları<br />

gerçekleştirmek için sınırları çizilmiş bir takım faaliyetler çerçevesinde uyguladığı<br />

planlı şiddet etkinliğidir. Devletler, bu etkinliği yine belli bir düzen ve sınırlılıkla<br />

oluşturdukları ordu dediğimiz kurum aracılığı ile yürütmektedirler.<br />

Ordu kavramı, kamunun halktan ayrı silahlı kuvvetleri ve devlet egemenliğinin<br />

caydırıcı gücü ve hatta sembolü olarak, devlet olgusunun ortaya çıkması ile var<br />

olmuştur. Çünkü devlet olmadan bir ordudan bahsedilemez. İnsanlık, sosyal anlamda en<br />

büyük sıçramasını gerçekleştirmiş, aile birliklerinden, birbirlerine daha sıkı bağlanmış,<br />

doğayı denetim altına alan ve düşmanlara karşı kendilerini koruma yetenekleri daha<br />

yüksek olan bir insan kitlesini temsil eden üst bir sosyal organizasyon türü olan devleti<br />

meydana getirmiştir. Bu arada devletin doğası gereği egemen olabilmesi için ayrı bir<br />

silahlı güç kavramı doğmuştur. Herkesin silah taşıyabildiği toplumda devlet ve ordu<br />

kavramından söz etmek olanaksızdır. Devletleşme olunca, tabiatı gereği siyasal erki<br />

temsilen bir ordu da hemen ardınca boy gösterecektir. Çünkü devlet, var oluş amacı<br />

gereği meta üretimini destekler, ticaretin yapılacağı ekonomik ortamı ve güvenliği<br />

sağlar, hukuk düzenini kurar. Dolayısıyla tüm bunlardaki düzenlemelerinde egemen güç<br />

olabilmesi için caydırıcı rolü üstlenmelidir. Bu da silahlı kamu gücünü<br />

kurumsallaştırmayı beraberinde getirir. Böylece ordu denilen kurumsal kavram ortaya<br />

çıkmış olur. Devletin doğası gereği yerleşik tarımcılarla onları aşılayan çobansavaşçıların<br />

sentezi ile oluştuğu göz önünde bulundurulursa, oluşan ordu kurumu, ilk<br />

elde temsil ettiği siyasal erki ve onu var eden topluluğu dış tehditlere karşı koruma<br />

görevini yüklenir. Bunun yanı sıra, yabancıların yani ortak düşmanların topluma dıştan<br />

yaptıkları baskılar, ordunun kurumsal kimliğinde aristokratlar ile köylüleri birbirine<br />

kenetleyerek toplumsal birlik bilincini sağlar ve böylece toplum kurucu vazifeyi de ordu<br />

1

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!