Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Ubeyd kültürü de Güney ve Güney Doğu Anadolu’yu etkisi altına almaya başlamıştı. 14<br />
Kalkolitik Çağ Anadolusu’nda olasılıkla kuzeybatıdan gelen Balkanlar ve boğazlardan<br />
gelen göçlerle Hacılar, Can Hasan, Köşhöyük ve Kuruçay yerleşmeleri yakılıp yıkılmış,<br />
Çatalhöyük ise ıssızlaşmıştı. Ama buna zıt olarak kuzeybatı göçleri, Anadolu’da yeni<br />
yerleşim birimlerinin de artmasına yol açmıştır. 15 Gerçekten Anadolu’nun kuzeyden ve<br />
güneyden sıradağlarla kuşatılmış olması ve pek az yerden geçit vermesi bu yönlerden<br />
yapılacak olan birçok kavimler göçüne imkân tanımazken, Batı Anadolu bölgesindeki<br />
dağların denize dik uzanması, pek çok istilacının, bu dağ oluklarından geçit bularak,<br />
Anadolu’nun ortalarına kadar ulaşmalarını mümkün kılmıştır. 16 Tabii bu dönemde<br />
Anadolu’da homojen bir kültürden bahsetmek olanaksızdır. Farklı sosyo-ekonomik<br />
düzenleri yansıtan bir Anadolu tablosu çıkar karşımıza.<br />
Kalkolitik Çağda normalleşen iklim Anadolu nüfusunun artmasına neden oldu.<br />
Tunç madeninin kullanılmasıyla artan üretim ticareti de geliştirir. Zira tunç elde etmek<br />
için bakır ile kullanılması gereken kalay madeni Anadolu’da olmadığından, kalayı uzak<br />
ülkelerden ithal etmek gelişmiş bir ticaret ağına ihtiyaç vardır. Bu dönemde yani tunç<br />
çağında artan ticaretle birlikte etkin bir siyasal organizasyon da kendini göstermiştir. Bu<br />
sırada yani M.Ö. 4 binde yazının da icadı ile izole toplum yapısı sona ermiş, ticaret<br />
aracılığıyla birbirleri ile ilişki kuran daha organize toplumların çağı başlamıştır. Bu<br />
dönemde Anadolu’da yazı henüz bilinmemekle beraber, eski köylerden daha gelişmiş<br />
kasaba biçimli yerleşim birimleri tarzında ve doğal olarak alüviyal ovalar etrafında<br />
kümelenmiş siyasi-ekonomik merkezler oluşmuştu. Bu tarz merkezlerin orta ve güney<br />
Anadolu’da yöresel kimliklerle var olmaya başlamasına karşın, yalçın dağlarla örülü<br />
Doğu Anadolu’da ise tam bir kültürel birlik söz konusuydu. 17<br />
M.Ö. 1940 civarında Anadolu’da Asur ticaret kolonileri çağı başlamıştır.<br />
Asurlarla ile ticareti başlatan temel unsur, Anadolu’da kalay kaynaklarının<br />
yoksunluğuna bağlanabilir. Bakır açısından zengin olan Anadolu, tunç yapımı için<br />
gerekli kalay kaynaklarını dışarıdan ithal etmekteydi. Bu nedenden dolayı, Asurlu<br />
tüccarlar ile Anadolulu yerel hükümetler arasında sağlam bir ticaret boy verdi. Bu kent<br />
14 Sevin, 2003: 95.<br />
15 Sevin, 2003: 102.<br />
16 Memiş, 2002: 205.<br />
17 Sevin, 2003: 116–117.<br />
13