25.01.2014 Views

4. KOBİ'ler ve Verimlilik Kongresi Kongre Bildiri Kitabı

4. KOBİ'ler ve Verimlilik Kongresi Kongre Bildiri Kitabı

4. KOBİ'ler ve Verimlilik Kongresi Kongre Bildiri Kitabı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

A.Y. Gündüz<br />

ekonomik yapının tesis edilmesi için desteklenmelidir. Ancak, bu yaklaşım kaynakların belli kesimlere<br />

transferi şeklinde olmamalıdır. KOBİ’ler için kurulan <strong>ve</strong> bir ihtisas bankası olan Halk Bankası bile<br />

KOBİ’ler için yeterli kaynağı kullandıramamaktadır (GÜLTEKİN, 1999: 19).<br />

Azgelişmiş ülkelerde kamu destekleri, sözkonusu kuruluşlara, ekonomik gereklere göre değil,<br />

politik gerekçelerle yaklaşılmakta <strong>ve</strong> taraflara kaynak aktarma şeklinde olmaktadır. Oysa ki belli<br />

amaçlara <strong>ve</strong> alanlara göre olmalıdır. Ayrıca parasal teşviklerin uygulanmasında istismar <strong>ve</strong> teşvike dönük<br />

rasyonel olmayan yatırımlar <strong>ve</strong> girişimler gündeme gelmekte, kaynakların rasyonel kullanımı<br />

engellenmektedir. Dolayısıyla parasal kaynakların mümkün olduğunca az, bilgilendirme, eğitim,<br />

danışmanlık hizmetlerinin de mümkün olduğunca yaygın <strong>ve</strong> etkin olması gerekir.<br />

Sınırlı miktarlarda parasal teşviklerin yanı sıra Ar-Ge faaliyetlerinin belli kamu kurumları ile<br />

ortak yürütülmesi, personel eğitiminin kamu tarafından üstlenilmesi, kalite <strong>ve</strong> standartlarda gösterilen<br />

kolaylıklar, ihracat imkanlarının geliştirilmesine yönelik fuar, tanıtım organizasyonları vb gibi<br />

desteklerde etkili olabilir. Uygun koşullu kredi yerine KOBİ’lerin finansal kaynaklara ulaşmada<br />

karşılaştıkları ipotek, kefalet <strong>ve</strong> geri ödeme riski gibi ila<strong>ve</strong> yükler getiren uygulamaların kaldırılması<br />

etkili bir destek olacaktır. Türkiye’de bulunan KOBİ’lerin en büyük sıkıntılarından birisi bilgi<br />

yetersizliğidir. Yatırım tercihleri geleneksel usullerle yapılmakta, rasyonel <strong>ve</strong> bilimsel ölçütler pek<br />

dikkate alınmamaktadır. Özellikle kırsal kesimlerde bulunan girişimcilerin eğitilmesi, bilgilendirilmesi <strong>ve</strong><br />

yönlendirilmesine ilişkin çalışmalar hızlandırılmalıdır. Her ne kadar KOSGEB bu tür faaliyetlerde<br />

bulunsa da yeterli olduğu söylenemez. Dünyada yatırım danışmanlığı özel kesim tarafından<br />

yapılmaktadır. Ülkemizde bu alanda bir gelişme yok denebilecek bir düzeydedir. Girişimcilerin özellikle<br />

bilgilendirilmesi <strong>ve</strong> gerekiyorsa yönlendirilmesi fonksiyonunu belli bir süre devlet tarafından (özellikle<br />

DPT gibi kuruluşlarca) yürütülmelidir.<br />

Bugün Türkiye ekonomisi güç bir dönem yaşamaktadır. Başka bir deyişle hem ana sektörler <strong>ve</strong><br />

şirketler, hem de KOBİ’ler önemli kaynak <strong>ve</strong> Pazar sorunu yaşamaktadır. Ülke ekonomisinde bu kadar<br />

önemli yeri olan KOBİ’lere gerekli özenin gösterilmesinin kalkınmanın ön koşulu olduğu uluslar arası<br />

kuruluşlarda kabul etmektedir. Anadolu sanayinin bel kemiğini oluşturan KOBİ’ler, önlerindeki<br />

kısıtlamalar <strong>ve</strong> engeller kaldırıldığı takdirde istikrarlı bir ortam içinde ülke kalkınmasına en büyük katkıyı<br />

sağlayacak potansiyele sahiptir.<br />

5. EKONOMİK KALKINMADA KOBİ’LER<br />

Küçük <strong>ve</strong> Orta Ölçekli işletmeler çağımızın vazgeçilmez temel ekonomik birimleri olarak ortaya<br />

çıkmaktadır. Bu tür küçük üretim birimleri üretim türü farklılaşması sergilerler <strong>ve</strong> esnek üretim sistemine<br />

sahiptirler. Bugün, Türkiye’deki KOBİ olarak adlandırılan <strong>ve</strong> büyüklük tanımı çalışan kişi sayısı dikkate<br />

alınarak yapılan bu işletmeler ülke ekonomisinin lokomotifi olarak kabul edilirler. Ülke ekonomisi içinde<br />

yaratılan katma değer, istihdam <strong>ve</strong> ihracattaki önemli payı olduğu görülen KOBİ’ler, aynı zamanda<br />

yarattıkları ekonomik <strong>ve</strong> sosyal dışsal faydalar nedeniyle ekonomi politikalarının da önemli bir<br />

unsurudur. KOBİ’ler daha az yatırımla daha çok üretim <strong>ve</strong> ürün çeşitliliği sağlarken, aynı zamanda daha<br />

düşük yatırım maliyetleriyle istihdam imkânları da yaratmaktadırlar. Yapıları itibariyle ekonomik<br />

dalgalanmalardan daha az etkilenmektedirler. Talep değişikliklerine <strong>ve</strong> çeşitliliklerine daha kolay uyum<br />

gösterebilen sözkonusu işletmeler, teknolojik yeniliklere daha yatkın olup, gelir dağılımındaki<br />

çarpıklıkları asgariye indirerek bölgelerarası dengeli kalkınmayı da sağlarlar. KOBİ’ler, ferdi tasarrufları<br />

teşvik eder, yönlendirir <strong>ve</strong> aynı zamanda büyük sanayi işletmelerinin vazgeçilmez destekleyicisi <strong>ve</strong><br />

tamamlayıcısıdırlar(BELLEK, 1997: 95).<br />

Ekonominin lokomotif sektörleri olarak adlandırılan bu sektörler sırası ile metal eşya-makine,<br />

teçhizat, ulaşım aracı, mesleki ölçme aletleri sanayi, dokuma-giyim eşyası <strong>ve</strong> deri, orman ürünleri <strong>ve</strong><br />

mobilya sanayi, gıda, içki <strong>ve</strong> tütün gibi sanayilerdir. Bu sanayiler, toplam istihdam <strong>ve</strong> işyeri sayısının<br />

%26’lık payına sahipken, katma değere yaptığı katkı %30, bu sektörün sabit sermayeye, 1997 yılı içinde<br />

yapılan ila<strong>ve</strong>ler açısından katkısı, toplam imalat sanayine ait katkının %37’si gibi çok önemli bir<br />

yüzdesini oluşturur. Gıda, içki <strong>ve</strong> tütün sanayi, istihdam <strong>ve</strong> işyeri sayısı açısından küçük imalat sanayinin<br />

8

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!