makaleyi okumak için lütfen tıklayınız. - Jeoloji Mühendisleri Odası

getirilecek dolgu malzemesi kullanılacaktır. Yapılacak detay mühendislik ve zemin etüt çalısmaları sonucunda
bu değerler kesinlik kazanacaktır.”
“Liman ve Dolgu Sahası için toplamda yaklaşık olarak 5,3 milyon m 3 dolgu malzemesi kullanılacak olup, bunun
4,8 milyon m 3 Proje Sahibi’nin arama ruhsatının bulunduğu ocaklardan ve bu bölgedeki mevcut ve potansiyel
ocaklardan getirilecektir.”
“17,5 metre drafta sahip olan 180.000 DWT kapasiteli kömür taşıyan gemilerin, inşaa edilecek Liman’a
yanaşabilmesi mevcut batimetrinin derinleştirilmesi gerekmektedir. Şekil V-2’de -20 metreye kadar taranacak
navigasyon kanalı ve -19,5 metreye kadar taranacak gemi manevra baseni görülmektedir. ECAP tarafından Ek-
S’de yer alan Liman için Kuramsal Tasarım ve Numerik Modelleme Raporu’ndaki kavramsal tasarım
değerlerine göre, taranacak toplam hacim yaklaşık 5 milyon m 3 olarak hesaplanmıştır.”
Bu yapıların koşulları, ÇED Ekleri’ndeki Derinsu çalışmasıyla ayrıntılı olarak incelenmiş ve
Derinsu Raporu’nda sergilenmiş.
KARADENİZ KIYI KUŞAĞINDA FİZİKSEL KOŞULLAR
Derinsu Raporu’nun başlığı “Sinop İli Gerze İlçesi Termik Santralı Su Alma-Desarj
Boruları ve Mendirek Projesi Hidrografik, Oşinografik, Jeolojik ve Jeofizik Etüt
Raporu”. Çalışma kapsamında hidrografi, su derinliği ölçüleri; jeoloji, deniz tabanı
çökellerinin örneklenip incelenmesi; jeofizik, sığ sismik ve sonar yan tarama çalışmaları;
oşinografi, akıntı ve deniz suyu fiziksel özellikleri; kumlanma model çalışmaları yapılmış.
Deniz tabanından alınan çökel örnekleri kıyı yakınında siltli kum ve açığa gittikçe ML
(inorganik silt ve ince kum) olarak nitelenmiş. Yani akıntılarla yer değiştirmeye yatkın bir
çökel birikimi var, bu sahada.
“Elde edilen yan taramalı sonar verilerinden proje sahasının deniz tabanı jeomorfolojik yapısı incelendiğinde,
kıyı şeridinden yaklaşık 1400 m mesafede 10 m su derinliğine kadar blok ve çakıllı bir yapının var oldugu tespit
edilmiştir. Kıyı kesimindeki blok ve çakıl formasyonun yoğunlugunun, derinlikle beraber azaldığı ve bu
formasyonun arasının siltli kum ile dolduğu gözlenmiştir. Bu derinlikten itibaren ise deniz tabanın ince taneli bir
yapı gösterdiği belirlenmiştir. Yapılan jeoteknik analizler sonucu bu malzemenin kumlu-silt, silt ve az kum ve
siltten oluştuğu tespit edilmiştir.” “Bölgeden toplanan sığ sismik kesitlerde temelde iki birim (A ve B) ve bu iki
birimi ayıran kuvvetli yansıma veren bir yansıtıcı yüzey (R) ayırt edilmiştir. Ayrıca kıyıya yakın yerlerde akustik
tabanın üst sınırını oluşturan bir yansıtıcı yüzey görülmektedir.”.
Derinsu, Karadeniz’in Oşinogtrafisini (Yılmaz ve ark., 1998a; Yılmaz 2002)’den alıntılarla şöyle
açıklıyor: “Karadeniz’i diğer denizlerden ayıran en önemli özelliği, yüzeydeki oksijenli tabakanın altındaki
derin basen sularının devamlı oksijensiz olması ve tabana doğru artan yüksek oranlarda hidrojen sülfür (H 2 S)
içermesidir. Bu oluşumun temel nedeni, tüm dip baseni dolduran Akdeniz kökenli tuzlu suların (>22 ppt)
yüzeydeki daha az tuzlu (18 ppt) sulardan sürekli bir haloklin ile ayrılmasıdır. Karadeniz’de dikey karışımlar
haloklinin üst sınırına kadar etkilidir. Bu nedenle oksijenli yüzey tabakasından sülfürlü derin sulara çözünmüş
oksijen (ÇO) taşınımı çok sınırlıdır. Oksijen girdisi havalı ortam bakterilerinin oksijen ihtiyacını karşılayamadığı
için çöken organik maddenin parçalanması havasız ortam bakterilerince, SO 4 indirgenmesi yoluyla olmakta ve
H 2 S’li ortam oluşmaktadır. Haloklin üst derinliklerinde sürekli oluşan oksijence fakir (ÇO