Silolama - Süleyman Demirel Ãniversitesi
Silolama - Süleyman Demirel Ãniversitesi
Silolama - Süleyman Demirel Ãniversitesi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
1. GİRİŞ<br />
Türkiye büyük ve küçükbaş hayvan varlığı bakımından dünyada ön sıralarda yer<br />
almasına rağmen, hayvan başına düşen et ve süt verimi düşük düzeylerde<br />
kalmaktadır. Bunun en büyük nedeni hayvanların yetersiz beslenmesidir.<br />
Hayvanların istenilen düzeyde beslenememesinde o ülkede üretilen yemlerin nitelik<br />
ve niceliğinin yetersiz olması önemli bir rol oynamaktadır. Hayvansal ürünlerin bol<br />
ve ucuza üretilmesini kaba yemin miktar ve kalitesi belirlemektedir. Çünkü<br />
hayvanlara doygunluk vermek, işkembeyi çalıştırmak ve geviş getirmek için gerekli<br />
olan kaba yemler ekonomik ve sağlıklı beslenmenin anahtarıdır. Kaba yemler<br />
ruminantların protein ihtiyaçlarını rumende sentezlenen mikrobiyal protein ve<br />
rumenden parçalanmadan geçen yem proteinleri ile birlikte karşılarlar (Broderick,<br />
1995). Ruminant rasyonlarının kaba yem ağırlıklı olarak hazırlanması,<br />
sürdürülebilir tarım için gerekli işletme giderlerinin azalması ve son zamanlarda<br />
uygulama alanı artan organik hayvansal üretim için önemlidir. Hayvanların ihtiyacı<br />
olan kaba yemler genel olarak üç ana kaynaktan sağlanır. Bunlar; çayır ve mera<br />
alanları, tarla tarımı içinde yetiştirilen yem bitkileri ve tarla tarımı artıklarından<br />
oluşan sap samanlar ile endüstri bitkilerinin yan ürünleridir. Kaba yem ihtiyacının<br />
büyük bir kısmını karşılayan çayır ve meralar yapılan yanlış uygulamalar sonucu<br />
hayvanların kaba yem ihtiyacının karşılanmasında yetersiz kalmış, birim alandan<br />
daha az verim alınmaya başlanmıştır. 1940’ lar da 44 milyon hektar olan ülkemiz<br />
çayır, mera alanları 1997’ ler de 12.3 milyon hektara inmiştir (Anonim, 1997).<br />
Günümüzde ise toplam çayır alanı 14. 493. 128, mera alanı ise 131.673.745 (TUIK,<br />
2001) dekardır. Ülkemizde yem bitkileri ekiliş alanları gelişmiş ülkelerden düşük<br />
düzeylerde kalmış ve bazı ekonomik, teknik ve kültürel yetersizlik sonucu istenilen<br />
düzeyde gelişememiştir. Ülkemiz hayvan varlığı dikkate alındığında, halen kaba<br />
yem açığının 28 milyon ton dolayında olduğu hesaplanmaktadır (Karakuş, 2000).<br />
Yaz aylarında kaba yemler, mera ve otlaklar ile yem bitkileri yetiştirilme<br />
alanlarından sağlanmakta olup, yeşil yemler ya biçilerek hayvanların önüne<br />
getirilmekte ya da hayvanlar tarafından otlatılmaktadırlar. Özellikle kışları soğuk<br />
geçen ve bol yağış nedeniyle ot kurutma imkanı bulunmayan bölgelerde kış<br />
aylarında kaliteli kaba yem bulmak neredeyse imkansızdır. Bu nedenle, ülkemizde<br />
ruminantların beslenmesinde yaygın olarak kullanılan çoğunluğu Buğday<br />
1