TKYD ◆ MAKALE <strong>Yönetim</strong> Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğuna Kısa Bir Bakış Sermaye Piyasası Kurulu Denetleme ve Hukuk İşleri eski uzmanlarından, serbest avukat Erkan Tercan makalesinde, yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğunu TTK ve kurumsal yönetim düzenlemeleri perspektifinden ele alıyor. 58 / TKYD SONBAHAR 2014
Erkan Tercan 1. Genel Giriş Büyük oranda çok ortaklı şirketlerle çalışan bir hukukçu olarak en sık karşılaştığım soruların başında yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin olanlar gelmekte. Çekici bir kariyer basamağı haline gelen bağımsız yönetim kurulu üyeliğinin zorunlu hale gelmesi ile birlikte bu sorular, kontrol sahibi ortaklarla ilişkisi olamayan “bağımsız” üyeler tarafından da sıklıkla dile getirilir olmuştur. Bağımsız üye olarak biz de mi sorumlu olacağız?, Sorumluluğumuzun sınırı nedir? gibi. Konunun detaylarına girmeden önce belirtmek isterim ki, bu çalışma sıkıcı bir hukuk makalesi olmak yerine, hitap ettiği kesimin keyifle okuyup, hafızalarına bir kaç kolay prensip yerleştirebilecekleri bir yazı olarak kaleme alınmıştır. Bu çerçevede değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır. 2. Bağımsız Üyelerin Durumu Nedir? Sermaye Piyasası Kurulu (“SPK”) kurumsal yönetim düzenlemeleri ile bağımsız yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin prosedürleri tanımlamış, bağımsızlık kriterlerini belirlemiş ve belirli büyüklükteki şirketler için kendisine bağımsız üyeleri reddetme yetkisi tanımıştır. SPK düzenlemelerinde bağımsız üyelerin diğer üyelere nazaran daha özenli davranmaları gerektiğine ilişkin bir hüküm olmadığı gibi, bu üyeleri sorumluluktan kurtaracak bir ayrıcalık da bulunmamaktadır. Üyelerin farklılaşan tek yükümlülüğü bağımsızlıklarını kaybetmeleri halinde bunu derhal yönetim kuruluna bildirmektir. Ayrıca kurumsal yönetim ve riskin erken saptanması komitelerinin başkanlarının, denetim komitesinin ise tamamının bağımsız yönetim kurulu üyelerinden oluşması gerekmektedir. Aşağıda biraz daha detaylı olarak verilecek olmakla birlikte, önemli işlevler üstlenen bu komitelere başkanlık etmek veya üye olmak, bağımsız üyeler için komitelerdeki görevleri nedeniyle sorumluluk nedeni olabilecektir. Görüldüğü üzere, bağımsız üye yönetim kurulu organının dışında, hukuki ve cezai sorumluluktan ari biri değildir. Hukuki ve cezai sorumluluk da dahil her bakımdan diğer yönetim kurulu üyelerinin tabi olduğu aynı hukuki rejime tabi olup, bağımsızlığa ilişkin bildirim ve komitelerdeki görevleri nedeniyle sorumluluk risklerinin daha da yüksek olduğu söylenebilir. Bağımsız üye görevlerini, diğer yönetim kurulu üyeleri gibi tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek durumundadır. Özen ve bağlılık yükümlülüğü olarak tanımlanan bu yükümlülüğe ve Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) ile esas sözleşmede yer alan diğer yükümlülüklere aykırı davrandığında, diğer üyeler ile aynı şekilde hukuki ve cezai sorumlulukları doğabilecektir. Sorumluluktan ari tutulmayan bağımsız yönetim kurulu üyeleri için herhangi bir avantaj, bağımsızlık teminatı vs. de öngörülmemiştir. 3. <strong>Yönetim</strong> Kurulu Üyeleri Hangi Hallerde Dava Edilebilirler? Son sözü başta söylemek gerekirse, bir yönetim kurulu üyesinin şirket zararı nedeniyle tazminat davası ile muhatap olması için, şirkete “kasıtlı olarak” zarar vermiş olması gerekmez. “Hafif bile olsa” “kusurlu” davranması yeterlidir. <strong>Yönetim</strong> kurulu üyesi işini yeterince iyi yapmadı ise, kararlarını bilgiye dayalı almadı ise, “ihmali” davrandı ve bu ihmal şirketin zararı ile sonuçlandı ise dava edilebilir. Üyenin hafif kusurlu olması ancak mahkum olunacak tazminat miktarını etkileyebilir, sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Çoğunlukla yazılı olarak düzenlenmese de, yönetim kurulu üyesi ile şirket arasında bir sözleşme mevcuttur. Bu sözleşme vekalet veya hizmet sözleşmesi olarak değerlendirilebilir. <strong>Yönetim</strong> kurulu üyelerinin kanun ve esas sözleşme ile kendilerine yüklenilen görevleri kusurları ile ihlal etmeleri bu sözleşmeye aykırılık teşkil edecek ve aykırılık nedeniyle şirket zarar etti ise yönetim kurulu üyesi bu zarardan sorumlu tutulabilecektir. Bu durum, yönetim kurulunun genel sorumluluk halidir. TTK’nın özel olarak düzenlediği sorumluluk hallerini, (sermaye artırımı, birleşme gibi durumlarda düzenlenen belgelerin ve yapılan beyanların yanlış olması, sermaye hakkında yanlış beyanlarda bulunulması, değer biçmede yolsuzluk yapılması gibi) bu yazının amacı bakımından bir kenara koyuyoruz. Peki bu genel sorumluluk halinde atıf yapılan, kanunun yönetim kurulu üyelerine yüklediği yükümlülükler nelerdir. TTK’da yer verilen, şirketle işlem yapmama, şirkete borçlanmama, rekabet etmeme, kendisini ilgilendiren görüşmelere katılmama gibi kaldırılabilir, yumuşatılabilir yükümlülük ve yasaklar bulunmamakla birlikte, sorumluluğun yaygın kaynağı özen ve bağlılık yükümlülüğünün ihlalidir. TTK madde 369 bu yükümlülüğü şu şekilde tanımlamıştır: “<strong>Yönetim</strong> kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar.” SPK düzenlemeleri ve TTK uyarınca zorunlu olan komiteler, Denetimden Sorumlu Komite, Riskin Erken Saptanması Komitesi ve <strong>Kurumsal</strong> <strong>Yönetim</strong> Komitesidir. Komitelerin bağımsız üyelerden ve icrada görevli olmayan üyelerden oluşması öngörülmüştür. <strong>Yönetim</strong> kurulu üyesi olmayan, konusunda uzman kişilerin denetim komitesi dışındaki komitelere üye olabilmelerine müsaade edilmiştir. SONBAHAR 2014 TKYD / 59