Bu Devir Böyle Giderse, Bu Dünya Biter… - Kırsal Çevre Derneği
Bu Devir Böyle Giderse, Bu Dünya Biter… - Kırsal Çevre Derneği
Bu Devir Böyle Giderse, Bu Dünya Biter… - Kırsal Çevre Derneği
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>Kırsal</strong> <strong>Çevre</strong> Yıllığı ’2009<br />
çabaları için geçerli olması şarttır. BM, raporunda modern biyokütle enerjisi<br />
öncesinde çeşitli baskılarla verimli tarım alanı oranının %10’a kadar indiği,<br />
çölleştirilmiş alanın da %30’lara çıktığı, eğilimin sürdüğü gerçeği ışığında<br />
çözüm özellikle biyoçeşitliliği yüksek, işleme ve girdi istemi düşük üretime<br />
yönelmektir ki deve dikeni, sığırkuyruğu, dallı darı, miskantus, tatlı sorgum,<br />
akasya gibi birçok alternatif vardır. BM 2008 yılı 18 Haziran Çölleşme ve<br />
Kuraklıkla Savaşım Günü teması olarak da organik tarımı seçmiştir, çünkü<br />
bütüncül çözüm sunabilen bir yaklaşımdır. BM biyoyakıt raporu da “Sadece<br />
biyolojik çeşitlilik, sera gazı emisyonları ve su kullanım politikalarının bir<br />
noktaya yönelmesiyle biyokütle enerjisi uygun bir çevresel ortam ve<br />
tarımsal ölçek bulabilir” diyerek üretim planlarında çevresel faktörlerle gıda<br />
güvenliğinin önemini vurgulamaktadır. Ekolojik duyarlılığı yüksek olan<br />
AB’de bilimsel çalışmalarla uygulamaların bu yönde ve sistematik şekilde<br />
sürdürülmesine çalışmaktadır (PETERSEN ve ark. ları, 2007). Sonuç<br />
olarak gelişmelerin yakından izlemesi, çevresel sürdürülebilirlikle çevresel<br />
etkinlik, ekolojik ayakizi endekslerindeki durum göz önüne alınarak<br />
planlama gerekir<br />
Biyokütle enerjisi, enerji tarımı, ormancılığı ile agroforestrisinin (AF)<br />
ekolojik, sosyal ve ekonomik etki analizleri ülkemiz koşullarında konunun<br />
nasıl ele alınması gerektiği, uygulamanın nasıl ve ne gibi yararlar<br />
sağlayabileceği, enerji bitkisi yetiştiriciliğinden yararlanılmamasının ekoekolojik<br />
ve sosyoekonomik yönden zararları iyi irdelenmelidir ki kaş yaparken<br />
göz çıkartılmasın.<br />
Pimentel ve arkadaşları da (1995) daha o zamana kadar erozyon,<br />
verimsizleşmenin 40 yılda verimli tarım alanının yaklaşık üçte birini yok<br />
ettiği, yılda 10 milyon ha’dan fazla alanı verimsizleştirdiği, günde 250 000<br />
hızla artan nüfusun beslenmesini çıkmaza soktuğunu anımsatarak ABD’ye<br />
mâliyetini yılda 160 milyon ha verimli alan, 9 milyar ton toprak ve 130 milyar<br />
ton su üzerinden yıllık 27 milyar dolar olarak hesaplamışlardır. Kaybolan<br />
bitki nütrientlerinin gübreleme karşılığını da 20 milyar dolar olarak<br />
belirlemişlerse de gübrelerin çevresel etkileri konusuna girmemişlerdir.<br />
Toprak derinliği kaybı etkisini 7 milyar dolar olarak vermişler, yan etkilerle<br />
44,3 milyar dolar sonucuna ulaşmışlardır. <strong>Bu</strong> konuda Türkiye’deki tablo<br />
ilgililerince iyi bilindiğinden burada yinelemeye gerek yoktur. Nitekim <strong>Çevre</strong><br />
ve Orman Bakanlığı AGM Erozyon Kontrolü Çalışmalarında Maliyet -<br />
Zaman ve Fayda Analizi başlığı altında (ANONİM 12, 2008). AGM erozyon<br />
kontroluna uygun 2,7 milyon ha alanının belirlendiği, yılda 100 bin ha’da<br />
çalışmayla orman rejimindeki uygulamaların dahi 26 yıl süreceği, rejim dışı<br />
alanın erozyona açık olduğunu vurgulamış; hektar maliyetinin ortalama<br />
1000 ABD doları olduğu, çalışmanın kırsal nüfusa sosyal yararı üzerinde<br />
durmuş; 3,6 ha/işçi.yıl ile yılda 27 700 kişiye 6 ay iş alanı yanında<br />
sürdürülebilirliğin değerini vurgulanmıştır. Toprak biyotası kaybının doğal<br />
bitki örtüsü, ekonomik tür kaybının önemine dikkat çekilmiş, aşınan<br />
toprağın baraj ömrü kısaltma maliyeti, taşınan kısmın tarımsal alanları<br />
verimsizleştiriciliğinin zararı üzerinde de durulmuştur. Eğimli çıplak