10.07.2015 Views

A. Alper AKÇAM Yeni Hayat'ta Yeni Bir Hayat ... - alperakcam.com

A. Alper AKÇAM Yeni Hayat'ta Yeni Bir Hayat ... - alperakcam.com

A. Alper AKÇAM Yeni Hayat'ta Yeni Bir Hayat ... - alperakcam.com

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

irlikte sofraya oturup keçi eti kavurması yemiştir. Bu arada, kasabanın meydanındakiAtatürk heykeline sıçan güvercinleri de ayıplamıştır.Nahit Mehmet Osman (kaza ve ölüm anlarından başka kimliklere geçmiş tek kişi) katilininbeceriksiz çıktığını, yalnızca omzundan yaralandığını söylemektedir; bu olay kitabın içindeanlatılmaktadır ve Kitap olaydan çok öncesinden beri piyasada dolaşmaktadır! “<strong>Yeni</strong> hayatıve ülkeyi yazının ötesinde aramak boşunaydı” (s. 208). <strong>Hayat</strong>ın (hele de Doğu toplumlarınınhayatının –bizim notumuz) yazılı metinlerden başka bir şey olamayacağı yeniden yenidenvurgulanır roman boyunca. Konuşmalardan birinde “Hepimizin taklidi olduğu bir asıl, biranahtar, bir söz, bir köken aramak boşuna” denerek Jean Baudrillard’ın SİMULACR (aslıolmayan kopya) kavramına gönderme yapılmaktadır. Kahramanının imgelem gücünündevreye girmesiyle, istasyondaki ayrılış sahnesinde Pertev ile Peter adlı resimli romanınkahramanlarına dönüşürler. Sahte Osman’ı öldürmüş olan gerçek Osman, aynadakigörüntüsünü katilden çok maktule benzetmektedir.Romanın ilerleyen bölümünde evlenmiş, doğan kızı üç yaşına gelmiş kahramanımız hayatınüç yaşındaki kızının bir kâğıda çiziktirdiği gelişigüzel bir karalama olamayacağı, birzırdelinin anlattığı saçma sapan bir hikâye olmayabileceği, Rıfkı Amca’nın <strong>Yeni</strong> <strong>Hayat</strong>’ıyazarken rastlantısal görünümlü bütün o şakaların arkasına bir mantık yerleştirmiş olabileceğidüşüncesiyle yeniden yollara düşer. Yıllardır orada burada karşısına çıkaran büyüktasarımcının niyetini anlayabilmek için çocukluğunun çok sevdiği karamelalarına melek resmikoydurmuş adamla konuşabilmenin anlamlı olacağı inancındadır.Geçen on dört yılda ülke çok değişmiştir (bu on dört yıl, 12 Eylül 1980 ile romanın yazıldığı1994 yılları arasındaki “sembolik zaman”a denk düşmektedir)... Kitabın ve yazının sorumlukılındığı ilk bölümden sonra yanıtı belli sorularla otobüsten görünenler yenidensorgulanmaktadır: “Kim, şehir meydanlarındaki ağaçları kestirmiş, Atatürk heykellerinihapishane duvarı gibi saran beton apartmanların balkonlarındaki demir korkulukların hepaynı biçimde olmasını emretmiş. Çocuklara gelip geçen otobüsleri taş yağmuruna tutmalarınısöylemişti? Otel odalarını antiseptik bir zehir kokusuyla kokutmayı akıl eden, Anglosaksonmankenlerin uzun bacaklarının arasına kamyon lastiği aldıkları takvimleri bütün ülkeyedağıtan, asansör, döviz büfesi, bekleme odası gibi yeni mekânlarda kendilerini güvendehissedebilmek için vatandaşların birbirlerine düşmanca bakmalarına karar veren kimdi?” (s.255).15

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!