SİNEMAMeg Ryan“FİLM İZLEMEK CİDDİ BİR İŞTİR”En sevdiğin 3 film?‘The Servant’ (Dirk Bogarde-SarahMiles, 1963), ikincisi ‘The Chase’,Arthur Penn filmi (1966), üçüncüsüde ‘Splendor in the Grass’, EliaKazan’ın (1961), Warren Beaty-Natalie Wood oynuyor.En sevdiğin senarist, yerli?Türkiye’ye gelmiş tek bir tanesenarist söyleyeyim, Yılmaz Güney.Hangi filmine bakarsan bak kendiyazdığı, çok sağlam çok hatasızbir ritim duygusu vardır. Hayranıdeğilim ama gerçek bir senarist. İştebak o yönetmenin kendi senaryosunuyazmaya hakkı var. Senaryo bizdememleketin hastalığı. Hala, eminol milyon dolarlık bütçeyle filmçekilir, sinemacı –yönetmen ya dayapımcı- en az parayı senaryoya yada kitap alacaksa onun telif hakkınaayırmak ister. Mümkünse hiç vermez.O yüzden kendine değer verenhiçbir yazar kolay kolay sinemayakitap vermez. “200 bin Euro’n varsagel otur konuşalım” der, demiştir.Kendimden bahsetmiyorum. 450 binEuro isteyen olduğunu biliyorum.Bugüne kadar en çok kiminlefilm izlemişsindir?Yalnız. Ben kimseyle filmseyretmeyi sevmem. Film seyretmek,müzik dinlemek, kitap okumak,bunlar ciddi işler. Sen hiç kimseyleberaber kitap okuduğunu hatırlıyormusun? (Kahkahalar)Son soru, favori salonun?Emek Sineması’ndan sonra benimgidebileceğim bir salon kalmadı.Neler seyretmedim ki orada, ah,gençliğim orada geçti. Bir deİstanbul’un en güzel sineması Emekdeğildir aslında, kimse hatırlamazKerem Sineması vardı. BeşiktaşIhlamur’daydı. Şimdiki İmaj’ınolduğu yer, harikulâde bir sinemaydı.En alttan en tepeye kadar merdivenvardı içinde. Balkona istersen içeridençıkabiliyordun.Vay canına, sevgili MyBilettakipçileri. Birini tanımak için ne eşsizbir yol sinema sohbeti, öyle değil mi?Yıllar yılı konuşsan ancak edinilecekkadar ipucunu bir seferde verebiliyor.Ve ben buna bayılıyorum. Not etmelik,ders almalık, sorgulamalık tonla şeyHAMDİ KOÇ’UN FAVORİ FİLMLERİKORKU: Benim için ‘Omen’ ve ‘Carry’ile bitti (1976), bir daha korkamadımsinemadan.AKSİYON: Araba takipli filmleriseviyorum. Macera deyince,bende heyecan uyandıran son film‘Akbabanın Üç Günü’ydü (‘Three Daysof the Condor’, 1975).WESTERN: Çocukken İtalyan, Amerikanayırmadan giderdik. Sonra o işin tadıkaçtı. Son seyrettiğim düzgün western‘Unforgiven’dı (‘Affedilmeyen’, 1992).UZAK DOĞU: 2001 miydi, Londra’daBAFTA’ya denk gelmiştim, ödüllerinçoğunu ‘Crouching Tiger, HiddenDragon’ almıştı. Muazzam bir şeydi ofilm.DRAM: Emma Thompson’un bir filmi,‘Wit’ (HBO, 2001). Bir İngiliz edebiyatıprofesörünün kanserle mücadelesinianlatıyor.BİYOGRAFİ: Çok severim. Ayn Rand’ınbiyografisini çok sevmiştim mesela(‘The Passion of Ayn Rand’, 1999).Helen Mirren benim için referanszaten, ne yapsa seyrederim. KateWinslet da öyle, Cate Blanchett da.KOMEDİ: Gençliğimde MonthyPython’ları çok severdim. Beni ençok güldüren adam da Jim Carrey.Bayılıyorum.ROM-COM: Meg Ryan filmleri! Onun oağlamakla gülmek arasında, yüzünühafifçe kıpırdattığı bir halleri var ya,bayılıyorum. Harikulâde bir kadın o.birikti yine. Yeni bir vizyon filmi vesürpriz bir konukla buluşuncaya kadar,‘Kış Uykusu’nu ısrarla öneriyorum. Bukadar konuşturduğuna göre görmekzaruri zaten… İyi seyirler! ❏22 www.mybilet.com
SİNEMABegümBirgörenDÖNEM PROJELERİNDEÇOCUK GİBİ ZEVK ALIYORUMMontreal Film Festivali ve Fecr Film Festivalinde ülkemiz adına yarışan ‘GölZamanı’, 1930-40 ve 50’lere ayna tutarak dönemin etkilerini gözler önüne seriyor.Çekimleri İstanbul, Uşak ve Safranbolu’da gerçekleştirilen filmde Elif karakterinicanlandıran Begüm Birgören “Bir hikayeyi belirli bir dönem içinde anlattığınızzaman, o dönemin koşulları filme nitelik katıyor” diyor. Röportaj: Zeynep Geylan‘Göl Zamanı’ isimlifilmde Elif karakterinicanlandırıyorsunuz.Cumhuriyet’in ilk yıllarındayaşayan eski İttihatçı HaşimBey’in kızı olmak size nelerhissettirdi?Filmin başrolü, döneminkafa karışıklığı ve geçişin hızıdiyebiliriz. Söylediğiniz gibi babaCumhuriyetçi, Batılılaşma dönemiadamı. Bir yandan Paris’ler,Rousseau’lar; bir yandan şarkkültürü ve alaturkaya bağlılığı içiniçin devam eden, Osmanlı ruhutaşıyan bir adam. Mesela paşakıyafetleriyle gizli gizli alaturkadinliyor, bu çelişkiyi içinde yaşıyor.Kızına da bu çelişkiyi geçirmiş.Elif geleneksel bir taraf taşırken,Anadolu’da büyümesine rağmenzihni serbest, hesap yapmadan,içinden geldiği gibi yaşıyor. HattaFerit’in 19. yüzyıl romantiklerinden23 www.mybilet.com