13.07.2015 Views

mimarlar odası mimarlar odası - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

mimarlar odası mimarlar odası - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

mimarlar odası mimarlar odası - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Meydan, Sokak, Park:Direnişle Yeniden Üretilen Kamusal MekânBülent Batumanbilmiyor musundevrimden konuşuyorlarfısıltı gibi geliyor kulağa...koşsan iyi edersinsana söylüyorumkaçsan iyi edersinsonunda işler tersine dönüyordevrimden konuştukçaT. Chapman,Talkin’ bout a RevolutionÜç yıl önce, Mimarlığın Sosyal Forumu’nayönelik gerçekleştirdiğimiz hazırlıktoplantısında çevirmenlik yapan yaşlıbir bayan, verilen ara sırasında yanımayaklaştı ve İngilizce konuşurken “kamusalmekânın savunulmasını” ifade etmek içinkullandığım “defend” sözcüğünün yanlışolduğunu, bunun “topla, tüfekle savunma”anlamına geldiğini söyledi. Kendinden eminbir öğretmen edasıyla bunları söyleyenhanıma ukalalık yapmak istemediğimden sadeceteşekkür etmekle yetindim. Sonrasında daaynı kelimeyi aynı anlamda kullanmaya devamettim. Zira kamusal alanın savunulması birsiyaset konusudur ve von Clausewitz’invurguladığı gibi, topla tüfekle yapılansavaş da “siyasetin başka araçlarlasürdürülmesinden” başka bir şey değil. 11Haziran akşamı emniyet güçlerinin TaksimMeydanı’nda sergilediği şiddeti ve GeziParkı’nı savunmakta kararlı bir avuç insanındirenişini görünce, çevirmen hanımın –kendisi farkında olmasa da– alt üst olankelime dağarcığı geliverdi aklıma.Gezi Parkı’ndaki ağaçların savunulmasıkonusu politikleşip bir kentsel toplumsalharekete evrildikten sonra, hızla, kamusalyaşantıya yapılan onca müdahalenin birikmişöfkesiyle bir halk ayaklanmasına dönüştü.Kent mekânının, siyasal eylemin hem yeri hemde konusu olduğu bu özgül durum, mekânsalboyutunu göz ardı etmeden tartışmayıgerektiriyor. Mayıs ayının son haftasındanberi yaşananlar, geçtiğimiz birkaç yıldaOrta Doğu, Avrupa ve Kuzey Amerikakentlerinde yaşanan isyanlara benzetiliyorsada, bu açıdan bakıldığında önemli bir farksöz konusu. Zira küçük bir kıvılcımlaateşlenen onca ayaklanmanın hiç biriTaksim Meydanı http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Taksim_Square.jpgkent mekânını konu alan bir eylemliliğinyükselişiyle ortaya çıkmadı.Öyleyse tüm yurdu saran Gezi Parkıdirenişini üç düzeyde anlamak gerekiyor: Birparkı savunmak üzere başlayan bir protestoeylemi, kentlilerce politik bir konuolarak sahiplenilen ve yaygınlaşan direniş(kentsel toplumsal hareket) ve son aşamadaulusal siyasetin düzeyine “yükselen” halkayaklanması hüviyetindeki yaygın eylemler.Burada “yükselen” ifadesini tırnak içinealmam boşuna değil. Maalesef kentselsiyasetin “gerçek” siyasetten dahaaz önemli olduğuna dair bir önyargı,tüm siyasal kurumlarımızda ve dahasımuhalif örgütlenmelerin büyük kısmındahâkimiyetini sürdürüyor. Oysa Geziİsyanı’nın gücü, sadece örgütsüz genç birkitlenin taşıyıcılığını yapıyor olmasındandeğil, (belki daha çok) kentsel toplumsalkarakterinden geliyor. Yani kentselsiyaseti, kurumsal siyasetin altında birdüzey olarak görmek yerine özgül birmücadele alanı olarak kavramak, Geziİsyanı’ndan öğreneceğimiz ilk şey belki de.Peki park protestosunun hızla bir kentseltoplumsal harekete evrilmesini nasılaçıklamalı? Burada konuyu Gezi Parkıile Taksim Meydanı arasındaki ilişkiyebakmadan kavramak mümkün değil. Tarihselgeçmişini detaylandırmak için yerimizin

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!