18 EYLÜL-EKİM 2012Adem Yavuz Arslan:Ergenekon’unsinir uçlarınadokunuldu, anadamara hâlâ ulaşılamadıBMEVLÜT GÜNAYugün Gazetesi AnkaraTemsilcisiAdem Yavuz Arslan,Ergenekon terör örgütünündaha sinir ucuna ulaşıldığınıbelirterek, özelliklemali ve beyin yapısına dikkatçekiyor. Türkiye’de eskidenbırakın generali, birbaşçavuşa bile trafik cezasıkesilemediğini anımsatanArslan, Ergenekon benzeriyapıların bugün başarılıolamamasının, ‘güçlü birsiyasi istikrar ve güçlü iktidar’ile mümkün olduğunusöyledi.Gazetecilik yıllarıgenelde araştırmacılık vepolis-adliye haberlerini kovalamaklageçen Adem YavuzArslan, meslek hayatınınbu dönemini de sadecegazetesinin makam koltuğundageçirmiyor. Arslan,özellikle derin yapılaraolan merakını, araştırmaazmini, köşesine taşıdığıbilgi ve belgelerin yanısıra çıkartmış olduğu ikikitapla gözler önüne serdi.Bugün Gazetesi’nin Ankaratemsilciliğini yapan Arslan,2003 ile 2007 yılları arasındaTürkiye’de baş gösterenve birçok yapısına sızanderin yapılar hakkındaönemli çalışmalara imza attı.Yazmış olduğu ‘Bi ErmeniVar’ ile ‘Ergenekon’unZirvesi’ adlı iki kitabındaortaya koyduğu bilgileribelgeleriyle kamuoyunasunması çok ses getirdi. Bizde, usta gazeteci ile son kitabı‘Ergenekon’un Zirvesi’düzleminde Ergenekon’uve Ergenekon davasındagelinen son noktayı konuştuk.Arslan ile röportajımıza,herkesin ilgisini çekenkitabın ismiyle başladık“Kitabı nızın ismi nedenErgenekon’un Zirvesi?”Ergenekon’un Zirvesi aslındadevam bir kitap. BirinciHrant Dink OperasyonununŞifreleri kitabınındevamı olarak yaptığımbir kitap ve aslında serinintamamlayıcı kısmı. Çünkübirinci kitapta da ikincikitapta da anlattığım şey,Hrant Dink cinayeti, RahipSantoro cinayeti ve MalatyaZirve Yayınevi cinayetlerininaslında kendiliğindencinayetler olmadığıydı.Bize anlatıldığı gibi televizyondakitartışmalardanetkilenen milliyetçi gençlerin,çocukların durumdanvazife çıkarıp gidip cinayetişlemediklerini anlattım. Oyüzden Ergenekon’un Zirvesi,o serinin tamamlayı-
EYLÜL-EKİM 201219cı kitabı. Bu kitapların temel esprisi şu, bukitaplar cinayet öncesine bakıyor ve bu cinayetinnasıl hazırlandığına bakıyor.2003’ten itibaren Türkiye’de birpsikolojik harp uygulandı, o da nedir,misyonerlik tartışmaları özellikle ısıtıldı.Bu sefer ne yapıldı, din elden gidiyordiye yapıldı. Yani 2003’ten itibarenTürkiye’de bir misyonerlik rüzgârıestirildi. İşte benim bu iki kitabın ortaközelliği de bu Türkiye’yi 2007’ye götürensüreci anlatıyor. Bu cinayetler aslındabir sonuç, bu cinayetlerin bir öncesivar. Yani Ergenekon terör örgütününçok profesyonelce yaptığı operasyon, oyüzden Ergenekon zirvesi kitabın adı.Bu cinayetlerde size ne ilginç geldi?Yani bu işin Nirvanasına ulaşmışlar. Yaninasıl yapıyorlar bunlar, lise çağındakiçocuklar toplasanız, hayatında ne HrantDink’i okumuş ne Hıristiyanlığı bilen,misyonerliğin ne olduğunu bile bilmeyençocukları çok profesyonel şekilde örgütlüyorlar.Yani Rahip Santoro’yu vuran15 yaşındaki bir çocuk, Hrant Dink’i vuranOgün Samast daha 18 yaşına girmemiş.Yani şimdi o Zirve cinayeti işletilençocuklar ya bunlar lise öğrencisi, hayatındatavuk bile kesmemiş adamlar patır patıradam kesiyor ve saatlerce.Peki, son kitabınızın yazımı aşamasında neleryaşadınız?Böyle bir kitabı yazmak kolay bir çalışmadeğil. Tabii kitabı yazdıktan sonra da başınızdertten kurtulmuyor, davalar, tehditlerbirinci kitaptan sonra ölüm tehditlerigeldi. Şimdi bu kitaptan sonra da birsürü davalar oldu. Mesela Hrant Dinkkitabından sonra benim 10’dan fazla davamvar, adliye süreci hâlâ sürüyor. Bukitapla ilgili de başta Hurşit Tolon olmaküzere bir sürü insan dava açtı.Şöyle bir spekülasyon başlatıyorlarkitabı çürütmek isteyenler, “Ya bu bilgilerinereden buldun?” Burada iki tanetemel yanlış var. Bir kere bir gazeteciyebu bilgiyi nerden buldun diye birşey sorulmaz. Açıkça şunu söylüyorum,bunu yazdım da, “Bana her türlü bilgiyi,belgeyi sızdırabilirsiniz.” diye ilanediyorum. Ben belgeyi kimin gönderdiğinebakmam, belge doğru mu onabakarım. Ben tünel kazıp Genelkurmay’danevrak çalmıyorum ya da tünelkazıp emniyetten bilgi kaçırmıyorum.Bugün GazetesiAnkara TemsilcisiAdem Yavuz Arslan,2003 ile 2007 yıllarıarasında Türkiye’debaş gösteren ve birçokyapısına sızan derinyapılar hakkındaönemli çalışmalaraimza attı. Arslan’ınkaleme aldığı ‘BiErmeni Var’ ile‘Ergenekon’un Zirvesi’adlı iki kitabında ortayakoyduğu bilgileribelgeleriyle kamuoyunasunması çok sesgetirdi.Somut bir tehditten bahsetmek gerekirse?..Yani ölüm tehdidi geliyor. En başındaHrant Dink kitabından sonra 4 tane Kalaşnikofmermisi geldi. Çok profesyonelcebir operasyon olduğu net. Çünkübir yıl boyunca hem Cumhurbaşkanıtalimat verdi hem de bakanlıklar bu konuyael attılar ama bir yıl geçti üzerindenen ufak bir ipucu bulunamadı.Ergenekon’da gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?Operasyon boyutuyla bir şey yok, bundansonraki mesele yargılamaydı, mahkemebütün iddianameleri birleştirdi veartık yargılama belli bir sürece girdi. Şunugörmek lazım, kamuoyunda motivasyondüştü mü evet düştü, yani davaya ilgi, alakadüştü. Bu iki açıdan bir sonuç birisi şu;yani bu biraz normal, bu dünyada böyledir.Bir dava beş yıldır, on yıldır aynı motivasyondasürmez, yani ilk günkü motivasyondasürmez. İkincisi, Ergenekon sürecinebaştan muhalif olan medya baştanbu yana muhalif olan siyasi partiler zatenverileri çarpıtma konusunda ve meseleleritersinden anlatma konusunda son derecebaşarılı. Eski Genelkurmay Başkanı HilmiÖzkök, çok önemli bir ifade verdi amaCHP lideri çıktı dedi ki dava çökmüştür’.“Acaba Ergenekon davası konusundabir motivasyon kaybı mı oldu, bu davadanvaz mı geçiliyor, bu soruşturma buşekilde mi kalacak?” diye endişeler de var.Bu biraz normal, biraz da Ergenekon’unbaşarısı. Ergenekon karşı kampanyasındanhiç taviz vermedi bu zamana kadar.İlk gün “Ergenekon her yere kon” diyemanşet atanlar bugün de, “Ergenekon diyebir dava kalmamıştır, çökmüştür” diyekarşı kampanya sürdürüyorlar. Amasonuçta karşısında savcının çıkıp demeçvermesi gibi hakkı yok, şansı da yok. Ergenekonsürecinde gördüğümüz şey şu;sanıklar ve sanıkların yakınları, avukatlarımahkemeyi mahkemede değil, kamuoyundakazanmaya çalışıyorlar.Bu süreçte medya ayağını nerede durdu, şu anitibarıyla nerede?Ergenekon süreci dediğim gibi medyanınaçısından bir turnusol görevi de gördü.Olay başladığından bu yana bir kısımmedya mensupları tamamen muhalif yanibunu bir tasfiye operasyonu olarak göstermeyeçalıştı. Bırakın belgeleri, çıkan silahlarıbile bunlar tamamen polisin komplo-