yeni kadın dünyasıKadın işçiler ve sendikal mücadeleSendikal örgütlenme ve faaliyetkonusunda uzun erimli perspektif,sınıf sendikalarının, devrimcisendikaların inşasıdır. Bununiçin sendikal alanda yürütülecek faaliyeten başından itibaren devrimcisendikal muhalefetin örgütlenmesiçalışması olmak zorundadır. Bu, mevcutsarı sendikalara girip onlar içindeçalışmayı dışlamaz. Bilakis ele geçentüm fırsatların sarı sendikaların sınıfuzlaşmacı, ihanet çizgilerinin ve pratiklerininteşhiri için kullanılması anlamınagelir.Devrimci sınıf sendikalarının henüzvarolmadığı koşullarda sendikalalandaki faaliyetlerinde komünistkadınların temel zorluğu şu noktadadüğümlenmektedir: Onlar, bir yandansendikal örgütlenmenin ve sendikalmücadelenin gerekliliği noktasındakadın kitlelerini aydınlatmak, işçi veemekçi kadınları sendikal örgütlenmeyeve mücadeleye teşvik etmek yükümlülüğünesahiptirler. Ama aynızamanda, kadın kitlelerini sarı sendikalarıngerçek karakterleri konusundaaydınlatma göreviyle de karşı karşıyadırlar.İlk bakışta birbirini dışlar gibigörünen bu ikili görev yerine getirilmekzorundadır.Bu, komünist kadınların sendikalmücadeleye aktif katılımını ve sendikaiçinde kadınların çıkarlarınısavunma noktasında açık muhalefetçalışmasına önderlik etmelerini gerektirir.Muhalefet çalışmasında temelalınması gereken şey, sarı sendikalarınsınıf uzlaşmacı karakterlerinin erkekegemen konumlarıyla örtüşmesi olgusudur.Özellikle, sendikaların seçimleve atama yoluyla gelinen organlarındakadınların son derece az sayıda temsiledildiği bir ortamda, sendikaların erkek-egemenyapılarının teşhiri önemkazanmaktadır.Sendikaların mevcut kadın komisyonlarınagirmek, olmayan alanlardabunların oluşturulması için mücadeleetmek ve kadın komisyonlarının görevleriniyerine getirip getirmediklerinidenetlemek vazgeçilmez görevlerdir.Sendika Kadın Komisyonları,sendikalara işçi kadınların çıkarlarıdoğrultusunda müracaatlarda bulunmak,sendikalardan kadın çalışmasıiçin yönergeler talep etmek, tüm sendikakurumları için işçi kadınlar arasındanuygun adaylar bulup çıkartmak,sendika basınında kadın işçilerinsorunlarının ve bunların çözümününtartışılması için çalışmak, işçi kadınlarıaydınlatmak ve aktif sendikal mücadeleyeçekmek için toplantılar vb.düzenlemek görevlerine sahiptirler. Bumücadele görevlerinin başarı ile çözülmesitabanda sağlanacak aktif desteğebağlıdır, dolayısıyla komünist kadınlarpratikte “daha iyi sendikacılar” olduklarınıispatlamak zorundadırlar. Bunuyaparken ama bir an için olsun devrimcigörevlerini unutmamalıdırlar.Sendikalarda mücadelede komünistlerindayanacağı temel, komünist sendikafraksiyonudur. Komünist sendikafraksiyonu en başından kadınlar arasındakiçalışmayı görev kabul etmekve çalışmaya sözde değil, pratikte gerekenönemi vermek zorundadır.Komünist Enternasyonal’inörgütlenme biçimlerine ilişkinkararları bu noktada örnekteşkil etmektedir:“Her komünist sendikafraksiyonu, kadınlar arasındaçalışma için kendi içinden sorumlubir örgütçü (kadın yada erkek yoldaş) atar.Sendika örgütçüsü, sözkonususendika dalının kadın işçilerininçalıştığı tüm işyerlerininişletme hücreleri ile sıkıbağ içinde bulunur. Sendikaörgütçüsü, sözkonusu sendikadalının kadın işçilerinin çalıştığıtüm işyerlerinin işletmehücreleri ile sıkı bağ içindebulunur. Sendika fraksiyonununörgütçüsü, işletme içindekiçalışmasını, işletmedeelele çalışan işletme hücresininsendika örgütçüsününyardımıyla sürdürür.”Burada kadın işçilerin sendikal örgütlenmesive aktif sendikal mücadeleyeçekilmesinde karşılaşılan bazı zorluklarada dikkat çekmek istiyoruz:Kadınların sendikal örgütlenmeoranı oldukça düşüktür. Aktif sendikalmücadeleye katılan kadın oranı iseçok daha düşüktür. Bu bağlamda ClaraZetkin’in “Kadın Emeği ve SendikalÖrgütlenme” makalesinde, 1883’te ortayakoyduğu objektif ve subjektif etkenlerbugün de nerde ise olduğu gibivarlığını sürdürmektedir.Evet, kadın işçiler arasında erkekişçilerle karşılaştırıldığında sendikalörgütlenme bilinci daha az gelişmiştirve sarı sendikayı dahi işyerine sokabilmekiçin “gizli” bir faaliyetin örgütlenmesinigerektiren koşullarda, kadınlarısendikal örgütlenmenin gerekliliğineikna etmek çok daha zordur. Bundakadınların önemli bir kesiminin ev dışındakiçalışmalarını “geçici” ve arzuedilmeyen bir zorunluluk olarak görmeleri,ve esas olarak erkek egemen anlayışınaşıladığı “ev kadınlığı” rolünübenimsemiş olmaları rol oynamaktadır.Ancak bu sorun salt ideolojik birsorun, geri bilinçliliğin ifadesi değildir.Çalışan kadının iş-ev işi-çocukbakımı arasında yıpranması, ikili biryük altına girmesi, bunun karşılığındaçalışma koşullarının son derece ağırve aldığı ücretin düşük olması, onu “evkadınlığı”nı özler duruma düşürmektedir.Aynı faktörler, dışarıda ve evdeçalışmanın getirdiği ikili yük ve zamanyokluğu kadınların aktif sendikalmücadeleye katılımının düşüklüğündede tayin edici olmaktadır.Buradan erkek ve kadın komünistleraçısından kadınların ağır çalışma veyaşam koşullarının hafifletilmesi içinmücadele görevleri doğar. Kadın işçiler,var olan bu zorlukların yine ancakörgütlü mücadeleyle aşılabileceğine,kendi çalışma ve yaşam koşullarınıniyileştirilmesi mücadelesini kendi ellerinealarak kurtulabileceklerine iknaedilmek zorundadırlar.Bir diğer etken, erkek işçinin kadınişçiyi ciddiye almayan, küçümseyenve aşağılayan şoven tavırlarıdır. Bukendisini, kadın emeğinin büyük roloynadığı işletme ve sanayi dallarındadahi işyeri temsilciliklerindeki, sendikalarıntüm organlarındaki (en iyidurumda varlığına tahammül edilenve çoğu durumda fazla bir fonksiyonuolmayan kadın kolları/ komisyonlarıhariç) erkek hakimiyetiyle de göstermektedir.Bu olgu, kadın ve erkek komünistlerinişçiler arasında, işyerinde,sendikada erkek şovenisti tavır ve anlayışlarakarşı mücadelenin öncülüğünüyapmalarını, tüm işyeri ve sendikakurumlarında kadınların yeterlioranda temsil edilmeleri (en azı iş yerindekioranları ölçüsünde) için çabayıgerekli kılar. Genelde kadınların iştenilk kovulanlar olması olgusuna karşımücadelede de sendikalarda ve işçilerarasında hakim olan erkek egemenanlayışlar önemli ölçüde olumsuz roloynamaktadır. Bu görevin başarıylaçözülmesi Clara Zetkin’in ifadesiyle şuanlayışın yerleşmesine bağlıdır:“Erkek işçiler, ilk planda her kadın işçide,onun genç, güzel, sempatik, neşeliolup olmamasına bağlı olarak kur yapabileceklerive kendi eğitilmişliklerine yada cahilliklerine bağlı olarak karşısındakabalık ve sırnaşıklık yapabilecekleri birkadın görmeye son vermelidirler. Erkekişçiler, daha çok, kadın işçiyi ilk baştakadın proleter, çalışma ve sınıf köleliğiyoldaşı ve sınıf mücadelesinde eşit değeresahip ve vazgeçilmeyecek kavga arkadaşıolarak görmeye alışmalıdırlar.”(Clara Zetkin)Yukarda işletme hücresi tüm işletmeve sendikal faaliyetin temelidir dedik.Burada bunun tersine çevrilip işletmehücresinin olmadığı yerde sendikalfaaliyetin yürütülemeyeceği vb. anlamınagelemeyeceğini vurgulamak istiyoruz.Komünistler, varoldukları heryerde her fırsatı kullanmayı bilmekzorundadırlar. Örneğin, işverenlerinsendikal örgütlenmeyi engellemek içinher türlü çareye başvurduğu bir ortamdaişçi kadınların “en seçkinlerini”kazanma faaliyeti, işyerine sendikayısokma mücadelesiyle elele yürütülebilirve yürütülmek zorundadır.”(İşçi Kadınlar Sermaye DüzenineKarşı Örgütlenin – Yeni Kadın DünyasıDizisi’nden parça, s. 27-30) ✓11
yeni kadın dünyası2005 DÜNYA KADIN YÜRÜYÜŞÜKadınlar değiştirmek içinyürüdüler…128Mart 2005 günü Brezilya’da başlayan“Dünya Kadın Yürüyüşü”,17 Ekim’de dünyanın en yoksulülkeleri arasında yer alan BurkinoFaso’da sona erdi. Dünya kadın yürüyüşününBurkino Faso’da ve 17Ekim’de bitirilmesinin özel bir anlamıvar. 17 Ekim ‘Dünya yoksullukla mücadelegünü’.Dayanışma, adalet, barış, özgürlük,eşitlik sloganları ile dünya çapındabaşlatılan bu yürüyüş 53 tane ülkeyidolaştı. Bu yürüyüşün sembolü olan‘küresel dayanışma yorganı’ 53 noktadaduraklayarak dünyanın etrafındadolaştı. 17 Ekim 2005 tarihinde bu ülkelerdekikadınlar saat 12 ile 13 arasıaynı anda eylemler gerçekleştirdiler.Bu yürüyüşün bir ayağı ise Türkiyeidi. Türkiye’de de İstanbul, Ankara,Diyarbakır ve Urfa olmak üzere toplamdört ilde eylemler yapıldı.İstanbul’da uzun bir süreden beri biraraya gelen kadın örgütleri 17 Ekim’deKadıköy Et ve Balık Kurumu’nunönünde toplanarak polisin engellemeçabalarına rağmen Kadıköy meydanınayürüdüler. Yürüyüş sırasında‘Başka, başka, başka bir dünya; eşit,özgür kardeşçe’, ‘Yaşasın kadın dayanışması’,‘ Yaşasın halkların kardeşliği',‘Yoksulluğa, şiddete, işgalekarşı, yaşasın kadın dayanışması’,‘Değiştirmek için yürüyoruz’, ‘Bıjiaşiti, bıji bratiya gelan’, ‘Jin jiyanazadi’ gibi sloganlar atıldı.Yaklaşık 20 kurumun organize ettiği,150 civarında kadının katıldığıve ‘İstanbul Dünya Kadın Yürüyüşüİstanbul Ağı’ imzalı eylemin ortakpankartının üzerinde; “Değiştirmekiçin yürüyoruz. Eşitlik, Özgürlük,Adalet, Dayanışma Barış.” yazıyordu.Kadıköy Meydanında bir kürsü kuruldu.Kürsüden ortak metin okundu.Bu metinde kadınların dünya çapındakiyoksulluğu anlatıldı, yaşadığıbaskılardan bahsedildi. Pakistan’dayaşanan depremin yine yoksullarıvurduğunu ve bunların içinde en çokkadınlar için hayatın daha da çekilmezhale geldiğini, son dönemde geliştirilenkışkırtmalarla Kürt ulusunayönelik saldırıların hortlatıldığı, Kürthalkının demokratik taleplerinin bastırıldığıvurgulandı.Buna karşı kadınlar olarak, bu topraklarüzerinde farklılıklarla bir arada,eşit, özgür ve barış içinde yaşama isteğidile getirilerek, başka bir dünyanınmümkün olduğu ve bunun için kadınlarınörgütlü mücadelede yer almalarıgerektiği belirtildi. Basın metni sık sıkatılan sloganlarla kesildi.Bu bağlamda biz bu kapitalist- emperyalistsistem içerisinde başka birdünyanın mümkün olmadığını biliyoruz.Bu bilince çıkarılmadığı sürece, busistemin tabi bir sonucu olan, savaşlar,yoksulluk, ırkçılık, kadınlara yönelikher türlü ayrımcılık var olmaya devamedecektir. Güçlerimizi doğru kanalizeederek bu kapitalist barbarlık sisteminekarşı mücadeleyi mücadelemizinmerkezine koymalıyız.Evet. Başka bir dünya mümkün!Ancak yalnızca devrimle, sosyalizmle!Okunan metnin ardından bir kadınsanatçının sazıyla söylediği parçalar vekasetten çalınan halay parçaları ile halaylarçekildi. Sloganlar atıldı.Basın açıklaması polisin müdahalesiolmadan sona erdi.Ekim 2005 ✓