13.07.2015 Views

pdf indir

pdf indir

pdf indir

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gündem4hareket edilmesinin önemi yoktur.Farkı yaratanlar, yaratmak isteyenlerkemalist iktidar sahipleridir ve onlaryarattıkları fark üzerinden kendilerinetaban yaratmak istemektedirler.İşçiler AB üyeliği için veya AB üyeliğinekarşı mücadele edecek yerde,kapitalizme karşı mücadele etmelidir.Kendi mücadelelerini vermeli, egemenleriniktidar mücadelesinin birdayanağı olarak onların kuyruğundabir mücadeleyi reddetmelidir.MÜCADELE NASIL YÜRÜYOR?AKP sessiz sedasız dönüştürmek içinçatışmadan kaçınıyor, AB üyeliği konusundaTürkiye'nin önüne çıkarılacakengelleri aşabilmek için çaba sarfediyor.Buna karşı devlet, en başta ordu veyargı provokatif girişimlerle AB’dekiTürkiye’nin üyeliğine karşı güçlerinTürkiye'ye daha fazla dayatma yapabileceğimalzemeleri yaratıyor…Son dönemlerde bunun öne çıkankimi örneklerini şöyle sıralamakmümkün:Bir yandan savaş yükseltiliyor.Terörizme karşı mücadele adına…Diğer yandan örneğin yargı ErmeniKonferansı’nın yapılamaycağı kararınıalıyor…Savcılık Orhan Pamuk hakkında 3yıla kadar hapis cezası istemiyle davaaçıyor.Hrant Dink “Türklüğe hakaret”tenhüküm giyiyor.8 Mart’ta sopa yiyen devrimci erkekve kadınların resimleri bütün dünyamedyasını kaplıyor vb. vb.AKP bunları çatışarak değil, hile ileaşmayı deniyor. Ermeni Konferansı’ndaolduğu gibi konferansın yapılmasına –ama düzenlenmek istenen üniversitededeğil, başka bir üniversitede– yeşil ışıkyakıyor.AKP hükümeti iktidarı ele geçirmekiçin zamana oynuyor. Onların planıcumhurbaşkanlığı seçimlerine kadarhükümette kalmak, mümkünse cumhurbaşkanlığıseçimleri ertesinde yapılacakgenel seçimlerde yine tek başlarınahükümet olabilmek. Bu aradaAKP hükümeti AB üyeliği yolundayapılacak değişikliklerin kendi iktidaryürüyüşlerine katkıda bulunacağınıbiliyor, AB için bastırdıkça bastırıyor.ler sonrası Alman emperyalizmi, ABiçinde etkinliği sürdürmek, kendi önderliğindeAB’yi diğer emperyalist güçlerekarşı bir araç olarak kullanmak veyürüyen dünyanın yeniden paylaşımdalaşında AB üzerinden daha genişalanlara açılmak istiyor. Bunun için büyükkoalisyonlu bir hükümete ihtiyacıvardı, bu koalisyon kuruluyor.Tüm bu toz duman içinde Türkiye’ninAB üyeliği de AB üyesi ülkelerde –ayrıcaABD yönetimi açısından– tartışılansorunlardan birisi oldu.Neydi hesaplar?Avrupalı emperyalist burjuvazinintümü aslında Türkiyeyi bir türlüABD’den koparabildiği ölçüde koparıpkendilerine bağlama yanlısı. Fakat bubağlama işinde tam üyelik konusundaiki farklı eğilim var. Birinci kesim tamüyeliğe karşı, bunun kendilerindençok Türkiye burjuvazisine yarayacağınıve AB’yi de şu andaki biçimiyledağıtacağını düşünüyor; diğer kesimise Türkiye’nin tam üyelik dışında birbirlik biçimiyle ABD’den koparılmasınınmümkün olmadığı, Ortadoğu’daegemenlik açısından da Türkiye’ninönemli olduğu görüşünde. Bu yüzdenbütün zorluklara rağmen uzun ve çetingörüşmeler ertesi 15-20 yıl sonra üyealınabileceğini görünürde savunuyor.Anda birinci akım egemen ve bu egemenlikdurumu giderek kesinleşiyor…Türkiye ile AB arasında müzakerelerinbaşlama tarihi olan 3 Ekim öncesinekadar Avrupalı ülkeler açısındanTürkiye-AB ilişkileri tartışma konusuAB İÇİNDE TÜRKİYETARTIŞMALARITürkiye’de iktidar için AB üyeliğitartışmaları yürürken bir başka iktidardalaşı AB içinde yürüdü, yürüyor.Danimarka ve Fransa’daki ABAnayasası referandumlarda hayır oyuçıkması AB’nin geleceğinin nasıl olacağıtartışmalarını gündeme getirmişti.Yine Almanya’da yapılan seçimyapıldı;3 Ekim’e kadar belirsizlik durumuyaşandı.Son ana kadar AB içinde pazarlıklarsürdü.Türkiye’nin AB’ye üyeliğine karşıolan ve tam üyelik dışında “üyelik dışıalternatif” arayan, “imtiyazlı ortaklık”şeklinde formüle edilen tavrın sahipleri–ki bunlar daha çok Avrupa HristiyanDemokrat politik yelpazedeki siyasiakımlardı– Avusturya’yı öne sürerekgörüşmelerin başlamasını engellemeyeçalıştılar. Avusturya’yı koçbaşıolarak kullanan bu kesime karşı özellikledönem başkanı İngiltere’nin –vebu arada dışarıdan ABD’nin– baskısısonucu 2 Ekim gecesi durum Türkiyeiçin Müzakere Çerçevesi Belgesi’ninimzalanmasına yeşil ışık yakılacağı durumagetirildi. Bu tartışmaların, politikmanevraların gösterdiği şey ilişkilerinpamuk ipliğine bağlı olduğudur.Bu arada Türk hükümeti “üyelik dışıalternatif” arayışlarına karşı çıkarak,“imtiyazlı ortaklık” şeklinde formüleedilen bir üyeliğe yaklaşmayacağınıaçıklayarak, “üyelik” amacı dışındabir başka amaç ilanlı bir açıklama halindegörüşmelere gitmeyebiliriz tavrıtakındı. Görüşmeler için kendi istekleridoğrultusunda bir net tavır çıkmayanakadar da görüşmelere katılmak içinyola çıkılmadı. Bu arada kemalist kesiminsözcüleri Avrupa başkentlerindeyürüyen tartışmalarla da bağ içindegörüşmelere başlamak için “gidilmesin,gidilirse bu teslimiyet olur” tavrını sürdürdü.Sonuçta 2 Ekim’de Avrupa’da –İngiltere ve ABD’nin baskısıyla– sularduruldu. İngiltere’nin, “2 Ekim gecesiTürkiye kararı ya verilecek ya da ABolarak hep birlikte daha büyük bir sorununiçerisine sürükleneceğiz” netyönlü tavrıyla Türkiye için MüzakereÇerçevesi Belgesi imzalandı.Belgenin imzalanması ile Türkiye içinen az 10-15 yıl sürecek bir AB üyeliğisüreci başlamış oldu. Bundan sonra ABile tam üyelik müzakereleri başlayacak.35 bölümden oluşan müzakereler çerçevesindehukuk, özgürlükler, siyasetinçerçevesi/çehresi, ekonomi ve para politikasıgibi konular başta olmak üzeredeğişik alanlarda Türkiye masaya yatırılacak,AB standartları çerçevesindedeğişikliklere gidilecek.Belgenin imzalanması Türk hakim sınıflarınınmedyası tarafından “Viyanadüştü”, “Tarihi Zafer”, “AB ile yeni hayat”gibi başlıklarla, bir bayram havasındaverildi.Alınan karar, gerçekte 17 Eylül kararınıntekrarıdır. Yeni bir unsur yoktur,değişen bir şey yoktur.İşçiler, emekçiler açısından da özdedeğişen birşey yoktur… AB üyeliğininTürkiyeli işçilere, emekçilere getireceğişey, yukarıda da belirttiğimiz gibi demokratikhaklar açısından belli olumludüzenlemeler dışında, devletin sınırlısosyal etkinliğini sıfırlamaya yönelik siyasetlerinegemen kılınmasıyla ve özelleştirmelerlevb. işsizliğin, yoksulluğunartmasıdır; sömürünün AB şemsiyesialtında sürdürülmesidir.İşçilere, emekçilere düşen görev; gerçektedaha fazla sömürü için çırpınanbüyük burjuvazinin borusunu öttüren,ancak geniş işçi ve emekçi yığınlara ABile herşeyin değişeceği, halkın refahakavuşacağı yalanını söyleyen, yoksullarınbilincine ham hayaller sokanlarakarşı mücadeledir.İşçilere, emekçilere düşen görev; hangisiolursa olsun emperyalist güçlere,onların yerli işbirlikçilerine karşı mücadeledir.Kapitalizme karşı mücadeledir!İşçilere, emekçilere düşen görev; ABüyeliğini kendi iktidarları için tehlikeolarak gören, bunu engellemek için ABüyeliği çabalarını “vatanın satılması”,“teslimiyet” vs. olarak gösteren, AB’yeüyelik çalışmalarını sekteye uğratmakisteyen, bunun için işçileri, emekçilerikendi saflarında “vatan koruyuculuğuna”çağıran sözde antiemperyalistlerekarşı mücadeledir.Türkiyeli işçilere ve emekçilere çağrımız;sömürü sistemine, kapitalizmekarşı mücadele çağrısıdır. Çağrımız,sömürünün ortadan kalktığı, gerçekhak ve özgürlüklerin yaşandığı bir sistemiçin işçilerin, emekçilerin devrimmücadelesine katılması çağrısıdır!23 Ekim 2005 ✓

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!