04.05.2016 Views

Cinedergi 30

Binder30

Binder30

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sonra Samanyolu adlı bir dizi için teklif aldım<br />

Atv’de yayınlanan. Televizyon kariyerime ara<br />

vereli üç yıl olmuştu. Biraz da bilinçli bir tercihti.<br />

Ama dedim ki “bir oyuncuyum ve kariyerimin bu<br />

kadar başındayken bu kadar selektif, bu kadar<br />

seçici olursam Türkiye gibi bir ülkede her zaman<br />

çok iyi sonuçlar getirmeyecek belli.” Ben hep<br />

şöyle düşündüm çok büyük yanılgı bu bir oyuncu<br />

için. İyi bir oyuncu olarak dört duvar arası bir<br />

yerde oturacağım ve insanlar bundan bir şekilde<br />

haberdar olacaklar, bana teklifler getirecekler,<br />

beni keşfedecekler. Ama dünyanın hiçbir yerinde<br />

hiçbir oyuncu için böyle bir şey yok. Dolayısıyla<br />

televizyonda iş yapmak konusunda kendimi<br />

mecbur hissettim. Bu talep edilebilirliği bir derece<br />

arttırmak için. 39 bölüm sürdü dizi ve yazın<br />

başında bitti.<br />

Sinema projesi var mı?<br />

Ben çok proje okudum özellikle Cemal Şan’ın Dört<br />

Adam projesi vardı. Askerden dönen dört adam<br />

üzerine kurulu bir hikâyeydi. Orada oynayacaktım<br />

ama yine gelin görün ki yapımcısız olmasından<br />

dolayı bu proje de ertelendi. Böylelikle bu yıl hiçbir<br />

sinema filminde oynamamış oldum. Yanlış mı<br />

yapıyorum bilmiyorum. Aslında soruyorum sürekli<br />

kendime çok fazla seçici mi davrandım diye.<br />

Peki, o seçicilikte, kıstas neydi?<br />

Mesela bana Kurtlar Vadisi’nden teklif geldi ama<br />

Nesrin olarak kendimi o filmin içinde göremedim.<br />

Hayata bakış açısı olsun, siyasi düşünce olsun<br />

göremedim yakıştıramadım. Kriter hep şu; bana<br />

yakın olması, her açıdan bana uyması.<br />

Gişe filmlerine yaklaşımınızda sert bir bakışınız<br />

olduğunu düşünebilir miyiz?<br />

Aslında çok iyi olabilecek gişe filmleri de var.<br />

Hiçbir zaman sinemayı ‘ticaret sineması’ ya da<br />

‘sanat sineması’ olarak ayırmayı doğru bulmadım.<br />

İyi film ve kötü film vardır diye düşünüyorum.<br />

Sadece gerçek bir şey söylemeli. Gişe filmi de<br />

bazen güzel olabilir. Sanatsal bir kaygısı olabilir.<br />

Mesela Vavien ya da Başka Dilde Aşk bu anlamda<br />

karşılaştırıldığında; benim oynadığım film 4 bin<br />

izleyiciye ulaştı, o filmler 150 bin izleyiciye ulaştı.<br />

Ya da Sonbahar... Onlar tabii ki gişe filmi değil ama<br />

katlanan gişe başarıları oldu. Recep İvedik gibi<br />

filmleri kastediyorsanız; evet o tür filmlerde kendimi<br />

göremiyorum ve açıkçası bunun sıkıntısını<br />

da çekiyorum. Ama bir yandan da televizyonda<br />

yaptığım şeyler onlardan çok mu ayrı? Hayır<br />

değil. Samanyolu, Kolpaçino’dan birçok anlamda<br />

çok da ayrılıyor diye düşünmüyorum.<br />

Televizyonla iş yapmayı kabul ettiğiniz zaman<br />

zaten birçok şeyi kabul etmiş oluyorsunuz.<br />

Sizin gibi Tülin Özen’de işe ödülle başlamış<br />

bir oyuncu fakat kaliteli işlerin devamı<br />

gelmediğinden ve O da sizin gibi televizyonu<br />

reddettiği zamanlarda bir takım sıkıntılar<br />

yaşadı. Bunu sektörün sıkıntısı olarak görebilir<br />

miyiz?<br />

Tülin Özen o anlamda çok değerli bir örnek.<br />

Onu şu açıdan da kendime örnek olarak<br />

görüyorum. Tülin neredeyse Türkiye’de hiçbir<br />

oyuncunun yapmaya cesaret edemediği bir<br />

şeyi yaptı. Oynadığı bir filmi gitti sinemada<br />

izledi ve beğenmediğini, o kadar da iyi bir film<br />

olmadığını bir hayal kırıklığı olduğunu açıkça<br />

bütün röportajlarında söyleyebildi. Bunu<br />

dünyadaki bütün oyuncular çok rahatlıkla<br />

yapabiliyorlar. Kendilerinin de bulunduğu<br />

projelere eleştirel bir gözle bakabiliyorlar ve<br />

açıkça fikirlerini söyleyebiliyorlar. Türkiye’de<br />

bu anlamda maalesef elimiz kolumuz bağlı.<br />

Ben Samanyolu’nda oynadıysam ve bir<br />

şeyi beğenmediysem ya da Acı filminde<br />

oynadıysam ve izledikten sonra senaryosu<br />

kadar etkileyici olmadığını düşündüysem<br />

bunu söyleyemiyorum. Çünkü yapımcıya<br />

karşı mesuliyetlerim var, yönetmene karşı<br />

var, dışlanma korkum var... Tülin o anlamda<br />

çok cesur bir oyuncu. Bir de benim en son<br />

Twitter’da yazdığım bir mesele; yurtdışında<br />

hatta dünyanın her yerinde bir oyuncu<br />

ödül aldığında iki şeye yol açıyor. Birincisi<br />

fiyatlarının yükselmesine, ikincisi de daha<br />

fazla talep görmelerine. Türkiye’de tam tersine<br />

bir lanetlenme oluyor. Ödüllü oyuncu<br />

birden korkulan biri haline geliyor. Neden<br />

çekindiklerini de bilmiyorum. Son 5-10 senedir<br />

benim takip ettiğim kadarıyla Altın Portakal’da<br />

ödül alan oyuncuların hak ettikleri yerde<br />

olmadığını düşünüyorum. O en üst mertebedeki<br />

ödülleri aldıktan sonra o oyuncular yok<br />

oluyor gibi... İçinde bulunduğumuz işte de<br />

açık sözlü olmalıyız bence. Oynadığım dizinin<br />

sürekli reklamını yapacak dünyanın en güzel<br />

dizisinde oynuyorum diyecek değilim. Ben

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!