Boğaziçi Tıp Dergisi
Boğaziçi Tıp Dergisi Cilt: 4 Sayı: 1 Yıl: 2017
Boğaziçi Tıp Dergisi Cilt: 4 Sayı: 1 Yıl: 2017
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Mehmet Akif Sargın ve ark.<br />
BOĞAZİÇİ TIP DERGİSİ; 2017; 4 (1): 40-44<br />
Kemoterapi daha çok gebelik dışı GBM’de<br />
tercih edilmektedir. Çünkü bir çok kullanılan<br />
kemoterapi ajanı 600 kd dan daha küçük boyutlu<br />
olduğundan plasentadan kolayca geçebilir<br />
(10). Artmış hepatik oksidasyon, artmış böbrek<br />
klirensi ve ilacın serum albümine bağlanma düzeyinin<br />
azalması gibi gebeliğin bazı fizyolojik<br />
değişikliklerine bağlı olarak kemoterapötiklerin<br />
farmakokinetik ve farmakodinamik davranışlarının<br />
daha karmaşık bir hale gelebilir. En<br />
sık kullanılan kemoterapi ilaçları temozolomid,<br />
bevacizumab, prokarbazin, lomustin ve vinkristindir.<br />
Bevacizumab, tekrarlayan GBM tedavisinde<br />
ilk basamak ajan olarak kullanılan bir<br />
anjiyogenez inhibitörüdür. Gebelik kategorisi<br />
C olarak değerlendirilir. Gebelik boyunca kemoterapi<br />
uygulanması özellikle ilk trimesterde<br />
riskli olup hem anne hem de fetus için zararlı<br />
etkiler bırakabilir. Son öneriler hayvan deneyleri<br />
ve epidemiyolojik çalışmalar üzerine kuruludur<br />
(3, 11). Fetus için özellikle organogenez<br />
döneminde major konjenital anomali, organ<br />
toksisitesi, spontan düşük, büyüme gelişme geriliği,<br />
düşük doğum ağırlıklı doğum, prematüre<br />
doğum, ölü doğum nedeni olabilir (8, 12, 13).<br />
Zararın büyüklüğü genelde gestasyonel<br />
yaşa ve ilaca maruziyet süresine bağlıdır. Ayrıca<br />
doğum sonrası neonatal kemik iliği depresyonu/karsinogenezis,<br />
uzun dönemde sterilite,<br />
nörolojik ve davranışsal bozukluklara neden<br />
olabilir (13).<br />
Radyoterapi GBM tedavisinin önemli bir<br />
bölümünü teşkil etse de 1 yıldan daha az süre<br />
verilmesi mümkün değildir. Gebelikte radyoterapinin<br />
zararlı etkileri fetüsün absorbe ettiği<br />
iyonizan radyasyon dozu ve gebelik haftasına<br />
bağlıdır (14). Radyoterapinin başlıca fetal etkileri;<br />
malformasyon, büyüme gelişme geriliği,<br />
zeka geriliği, onkojenik etki ve in utero<br />
fetal ölümdür (14). Radyoterapinin etkileri de<br />
hayvan deneyleri ve epidemiyolojik çalışmalar<br />
üzerine kuruludur. Ayrıca Hiroshima and<br />
Nagasaki’ye atılan atom bombalarından sonra<br />
iyonizan radyasyonun etkilerine maruz kalan<br />
gebelerin doğan çocuklarında zeka geriliği,<br />
düşük IQ skoru, lösemi ve çocukluk çağı kanserlerinde<br />
artışa neden olmuştur (15). Radyoterapinin<br />
gebelikte GBM tedavisinde kullanımı<br />
bazı yazarlar tarafından geç ikinci veya üçüncü<br />
trimester gebelerde ilerleyici nörolojik defisitin<br />
palyatif tedavisinde önerilmiştir (16). Bizim<br />
olgularımıza da doğum sonrası dönemde radyoterapi<br />
uygulanmıştır.<br />
- 43 -<br />
Cerrahi tedavi ve doğum zamanlaması tartışmalı<br />
olmakla beraber nörolojik semptomların<br />
ciddiyetine ve gebelik haftasına göre karar<br />
verilmesi önerilmektedir. Tewari ve ark., birinci<br />
trimester veya erken ikinci trimesterde tespit<br />
edilen, nörolojik bozukluk belirtisi olmayan<br />
stabil durumdaki gebelere cerrahi müdahale<br />
yapılmadan gebeliğin izlenmesini önermişlerdir<br />
(16). Genel durumu stabil olmayan ve beyin<br />
herniasyon bulguları olan hastalarda, gebelik<br />
kaybı göz ardı edilerek kraniyotomi yapılması<br />
gerektiğini de vurgulamışlardır (16). Özellikle<br />
asemptomatik hastalarda geç ikinci trimester<br />
ve üçüncü trimester gebelerde, artmış maternal<br />
intravasküler hacime bağlı intrakranial hemoraji<br />
riskinden dolayı cerrahiden kaçınılması<br />
önerilmiştir. Bu haftalardaki gebelerin stabil<br />
olanlarında rutin gebelik izlemi ile fetal maturasyonun<br />
beklenmesi önerilirken, genel durum<br />
bozukluğu olan gebelerde ise ilerleyici nörolojik<br />
defisit görülüyorsa radyoterapi uygulanması<br />
önerilmiştir. Fetal maturasyonun tamamlandığı<br />
gebelerde, genel durum bozukluğu ve beyin<br />
herniasyon riski/bulgusu varsa genel anestezi<br />
altında sezeryan doğum ve ardından karaniyotomi<br />
ile dekompresyon cerrahisi uygulanması<br />
önerilmiştir (16). Bizim olgularımızın MR görüntülerinde<br />
orta hat şift ve herniasyon bulguları<br />
izlendiğinden acil kraniyotomi gerekliliği<br />
doğmuştur. Stabil olan gebelerde vajinal doğum,<br />
doğumun ikinci evresinin kısa sürmesi<br />
şartıyla denenebilir. Çünkü vajinal doğumda<br />
intrakranial basınç artışından kaçınılması gerekmektedir<br />
(16). Lynch ve ark. her trimesterde<br />
cerrahi yapılıp malign tümörün çıkarılmasını<br />
önermişlerdir (12). Bodiabaduge ve arkadaşları<br />
ise cerrahinin mümkün oldukça ilk trimesterden<br />
sonra, erken ikinci trimesterden itibaren<br />
yapılmasını önermişlerdir (17).<br />
Olgularımız miad gebelikte izlendiğinden<br />
doğum yönetimleri açısından güçlük yaşanmamıştır.<br />
Klinikler arası yapılan konsültasyonlar<br />
sonrası hastaların ikisine de önce sezeryan doğum<br />
yaptırılıp akabinde orta hat şifti ve herniasyon<br />
bulguları nedeniyle kraniotomi ile dekompresyon<br />
cerrahisi uygulanmıştır.<br />
SONUÇ<br />
GBM en sık görülen primer malign beyin<br />
tümörüdür. Gebelikte yönetim daha karmaşıktır<br />
ve multidisipliner olmalıdır. Tanı konulduktan<br />
sonraki gebelik haftası, gebelik takibi için<br />
olası riskler ve tedavilerin komplikasyonları<br />
açısından gebenin ve eşinin detaylı olarak bilgilendirilmesi<br />
gerekmektedir. Tedavi şeklini<br />
belirleyen başlıca parametreler gebelik haftası,<br />
hastanın stabilite durumu, nörolojik semptomların<br />
varlığı ve hastalığın progresyonudur. Doğum<br />
şekli olarak intrakraniyal basınç artışından<br />
kaçınmak için sezeryan doğum veya doğumun<br />
ikinci evresinin kısa sürmesi şartıyla vajinal<br />
doğum denenebilir.