You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sosyal medyadan bu kadar
bahsetmişken,sence sosyal
medya ne değildir?
Çok güzel bir soru. Aslında bu soruya
cevap verebilmek için sosyal
medyanın ne olduğunu anlamak
gerekiyor. Sosyal medya herkesin
dilinde olan çok trend bir konu.
Günümüzde 60 yaşındaki bir
amcadan 8 yaşındaki bir çocuğa
kadar herkesin sosyal medyası
var. O yüzden sosyal medyada
bir kitle analizi yapılamıyor. Eskiden
firmalar hedef kitlelerini
belirliyorlardı, örneğin 17-25 yaş
aralığı hedef kitlemiz diyorlardı.
Hedef kitlelerine çok net ulaşabiliyorlardı.
Sosyal medyada bir
reklam çalışmasında hedefleme
aracı kullanılmazsa 7 yaşından 70
yaşına kadar geniş bir kitleye direkt
ulaşabiliyorsunuz. İnanılmaz
büyük bir güç. Toygun Bey’in bir
lafı vardır çok severim. “Yakında
dünyayı ülkeler değil büyük şirketler
yönetecek” der. İnsanlar
Facebook ülkesine tabii olacak
ve ya insanlar İnstagram ülkesine
tabii olacaklar. Bugün baktığınızda
sosyal medya mecraları birçok
farklı sektöre de girmiş durumda.
Sosyal medya tamamen dijitalleşen
ve insanların bütün bilgi ve
içeriğe tamamen dijitalde ulaşabildiği
ve ulaşırken de sosyalleşebildiği
bir mecra. Bu ne demek?
Bir medya vardır insanlar
buradan bilgi akışı sağlarlar. Bu
bilgi akışını sağlarken sadece bu
bilgi akışını görürler. Ancak sosyal
medyada bilgi akışı ile beraber sosyalleşme de
söz konusudur. Artık insanların sosyal medya arkadaşlıkları
var. Arkadaşımla sosyal medyadan tanıştım
ama hala görüşemedik diyen birçok insan görüyorum.
Artık dünya ve her şey tamamen dijitalleşiyor.
Belki bundan 10 yıl sonra insanların bütün iletişimleri
belki artık tamamen sosyal medya üzerinden olmaya
başlayacak. Çok fazla dijitalleşen bir sosyallik olacak.
Sosyal medya benim açımdan tamamen dijitalleşen
bir sosyallik. Ve bunun içerisinde artık sadece medya
değil birçok şey olacak.
Sence her markanın sosyal medyaya
ihtiyacı var mı?
Kesinlikle var. Markalar kullanıcılarla etkileşime girmek
istiyorlarsa sosyal medyalarını çok doğru kullanmak
zorundalar. Markaların son dönemdeki trend
sosyal medya politikaları kullanıcılarıyla daha kurumsal
bir dilden daha sempatik bir dile döndü. Bunun
en güzel örneği Twitter’da markaların kullanıcılarıyla
mentionlaşmalarında görülüyor, çok sempatik
bir dil var. Bunların hepsi aslında markaların “sosyal
medyayı daha aktif kullanmalıyız, kullanıcıya daha
iyi hitap etmeliyiz” düşüncesinden oluşan adımlar.
Bunların birçok örneği var. Ama artık markalar kullanıcılarıyla
etkileşime girmek istiyorlarsa, kendilerine
Bugün
baktığınızda
sosyal medya
mecraları birçok farklı
sektöre de girmiş
durumda. Sosyal medya
tamamen dijitalleşen ve
insanların bütün bilgi ve
içeriğe tamamen dijitalde
ulaşabildiği ve ulaşırken
de sosyalleşebildiği bir
mecra.
yeni kullanıcılar kazandırmak ya
da kazanmış oldukları kullanıcılarla
bağlarını devam ettirmek
istiyorlarsa sosyal medyayı doğru
kullanmaları gerekiyor. Neden
takipçimiz az ya da sosyal medyada
neden kullanıcılar bizi yeterince
takip etmiyor sorularının
sebeplerinden bir tanesi sosyal
medyayı doğru kullanmayı analiz
edememeleri. Sosyal medyayı
doğru kullanırken “hedef kitlesi
nerede, bu hedef kitlesiyle nasıl
iletişim kurabilirim, hedef kitlesini
kendime nasıl bağlayabilirim”
soruları önemli.
Sosyal medya bu kadar hayatımızın
içindeyken hayatımızı
nasıl etkiliyor?
Sosyal medyanın hayatımıza
etkilerinin bir örneğini ben annemden
gördüm. Annem çok
sonraları sosyal medya kullanmaya
başladı. Şu an yaklaşık 50 yaşına
girdi ve 5-6 sene önce sosyal
medya ile tanıştı. Biz ondan çok
daha önce tanıştık. Özellikle dijitalleşen
sosyallikten bahsettim.
Dijitalleşen sosyalliğe onlar da
ayak uydurmaya çalıştılar. Mesela
Whatsapp’da paylaştığı durumu
bir arkadaşı görüyor ama mesaj
atmadı diye annem ona küsebiliyor.
Bunu çok yaşadım. Ya da
instagram’dan annem arkadaşının
fotoğrafını beğeniyor arkadaşı
annemin paylaştığı fotoğrafı
beğenmeyince ona küsebiliyor.
Bizim nesilde bunun dijitalleşen
sosyallikte çok önemli olmadığını düşünüyoruz. Bir
arkadaşımız fotoğrafımızı beğenmedi diye ona tepki
almıyoruz çünkü biz dijitalleşen sosyalliğe ayak
uydurduk. Ama eski nesil sosyal medyaya yeni ve bir
anda daldığı zaman hayatında farklı yönler görmeye
başlıyor. Bir yere fotoğraf yükleme ya da yeni insanlarla
tanışma bu neslin hayatını değişik bir yönde etkiledi.
Bunu biz dahi anlayamayız. Çünkü o dönemki
birinin bakış açısını anlayabilmek için olaya o dönemde
bakmamız lazım. Bizi nasıl etkiledi derseniz 90larda
doğmuş kitle 2000lerin başlarında bilgisayar ile
tanıştılar. Bilgisayarla tanışma mazilerinden sosyal
medyayı keşfetme mazileri sürekli gelişerek geçti.
Sosyal medyanın evrimini bir uygulamanın güncellemesine
benzetirim ben hep. Veya mesela PES’in
2004’ten şimdiki evrimine benzetirim. Biz her döneme
ayak uydurabildik. Bu evrimin tamamını gördük
bu evrime paralel sosyal medyanın evrimini de gördük.
Sosyal medyanın yenilenmesini de gördük. Bir
sosyal medya mecrasının kurulup bütün dünyayı etkileyip
2 sene sonra kapandığını da gördük. Bunların
çok örneği var. Biz bu evrimleri yaşarken aslında hayatımız
da buna göre şekillendi. “Ben sosyal medya
kullanmıyorum, sosyal medya hayatımı etkilemiyor”
diyen insanların bile hayatını etkiledi. Biz sosyal medyanın
evrimine tanık olduk ve hayatımızı derinden
etkiledi.