11.05.2020 Views

Yapı Malzeme Dergisi Mayıs

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.


Kalıp Uzmanı.

Zorlu geometrilerde en hızlı

ve güvenli çözüm.

Türkiye’nin ve dünyanın en önemli köprü ve viyadük projelerinde yer

almanın gururunu yaşıyoruz. Doka kalıp ve iskele sistemlerini

seçtiğiniz için teşekkür ederiz.

/ @DokaKalipIskele / Doka Turkey

/ dokakalipiskele

/ dokakalip

/ doka kalıp ve iskele

İstanbul I T 0 262 751 50 66 I T 0 262 751 50 05 I turkiye@doka.com www.doka.com/tk

Kömürhan Köprüsü / Elazığ

Nissibi Köprüsü / Adıyaman

Osmangazi Köprüsü / İzmit


Eyiste Viyadüğü / Konya










editör

VOLİ FUAR HİZMETLERİ A.Ş.

adına

İMTİYAZ SAHİBİ

Hüseyin Ferruh Işık

Sorumlu Müdür

Mustafa Aktaş

mustafa.aktas@voli.com.tr

Reklam Müdürü

Hakan Girgin

hakan.girgin@img.com.tr

Yayın Editörü

Tarık Oral

tarik.oral@img.com.tr

Grafik Tasarım

Cüneyt Er

cuneyt.er@voli.com.tr

Sosyal Medya Koordinatörü

Tuğba Dilek

tugba.dilek@voli.com.tr

Finans Müdürü

Mustafa Aktaş

mustafa.aktas@img.com.tr

Abone

Zekeriya Aydoğan

zekeriya.aydogan@voli.com.tr

CTP-Baskı

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.

Merkez Mah. 29 Ekim Caddesi

İhlas Plaza No:11 A/41

Yenibosna–Bahçelievler/ İstanbul

Tel: +90 212 454 30 00

Fax: +90 212 454 34 94

www.ihlasmatbaacilik.com

Son 1-2 yıldır çeşitli sebeplerden ötürü belli başlı bir daralma içerisinde olan inşaat

sektörü, mart ayı itibariyle bu kez tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık sebebiyle

daha önce hiç tecrübe etmediği bambaşka bir tabloyla karşı karşıya. Son

günlerde salgının yayılma hızı her ne kadar kırılmış olsada, önümüzdeki günler için

net birşeyler söylemek ve herhangi bir öngörüde bulunmak pek mümkün görünmüyor.

Sektörün önde gelen kuruluşlarından yapılan açıklamalar da zaten bu yönde.

Türkiye İMSAD’ın geleneksel hale gelen ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısının 32’ncisi,

küresel salgın nedeniyle ilk kez internet üzerinden gerçekleştirildi. ‘COVID-19/

EKONOMİ-20’ başlığı altında düzenlenen toplantıda online katılımcılara seslenen

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Türkiye İMSAD olarak,

üyelerimizle birlikte salgına karşı her türlü tedbiri büyük bir ciddiyetle uyguluyoruz.

Salgın felaketini ancak kolektif şuur ile mücadele ederek en az kayıpla atlatabiliriz.

Zorlu bir dönemden geçiyoruz ama biliyoruz ki ekonomimizin sürdürülebilir büyümesi

sanayi ile gerçekleşecektir” dedi.

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör tarafından ilgiyle

takip edilen Nisan 2020 İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nu yayınladı. “Koronavirüs

Salgınından Sonrası Nasıl bir Dünya ve Türkiye?” başlıklı analizde, küresel ve ulusal

ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin veriler kapsamlı biçimde değerlendirildi.

İskele-Kalıp Sektörünün tek çatı kuruluşu olan, İskele Kalıp Sanayicileri Derneği (İK-

SD),’nin Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Tüfekçi ile İskele-Kalıp Sektörü özelinde

salgına karşı alınan tedbirleri ve yapılması gerekenleri konuştuk. İçerisinde bulunduğumuz

durumu “Şu anda tüm denizlerin aynı anda fırtınalı olduğu ve sığınılacak

tüm limanların çok uzak ufuklarda kaldığıdır” sözleriyle özetleyen Tüfekçi; “Zorlu bir

dönemden geçiyor olacağız, uzun soluklu stratejik plan yapabilen, kurumsal bütünlüğünü

kaybetmeyen, nakit akışını düzenleyebilen, moralini ve enerjisini kaybetmeden

yol alabilen firmaların ilk başlarda yara alsalar bile süreçten görece olarak güçlenerek

çıkacaklarına kesinlikle inanıyorum.” şeklinde konuştu.

Salgın sonrası ‘yeni’ dönemde, yeni yapılanma ve çalışma metodları öncelikli konular

dan olacak hiç şüphesiz. Bu değişim kendine has yeni bir arz - talep dengesini de

ortaya koyacaktır. Oluşacak bu denge içerisinde belki daha farklı bir rekabet anlayışı

ile sektörün genelinde çalışmalar tekrar hız kazanmaya başlayacak...

Faydalı bir sayı olması dileğiyle...

Sektör

‘Yeni Normal’e

doğru evriliyor

Tarık Oral

Adres:

15 Temmuz Mahallesi

Bahar Caddesi Polat İş Merkezi

B Blok No:3 Kat:1

Güneşli - Bağcılar

İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 604 50 50

Faks: +90 212 604 50 51



REKLAM

İNDEKSİ

14 - Türkiye İmsad ‘Gündem

Buluşmaları’ ‘Covid-19/Ekonomi-20’

başlığı altında internetten yapıldı

BOSCH TT.......................................................................................... 57

BUDERUS.......................................................................................... 55

ÇİMSA..................................................................................................11

DAIKIN............................................................... 88 - ARAKAKAPAKİÇİ

DOKA KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ...................ÖN KAPAKİÇİ – 1

ECA..................................................................................................... 75

FORM MHI.......................................................................................... 61

ILLBRUCK.......................................................................................... 43

İNTEK KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ........................................ 2 – 3

KORDSA / KRATOS........................................................................... 13

LAYHER İSKELE SİSTEMLERİ...................................................... 8 - 9

NİMEÇATI........................................................................................... 37

ÖZLER KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ....................................... 6 – 7

PERİ KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ...........................ARKA KAPAK

SARAY ALÜMİNYUM......................................................................... 19

SARAY ALÜMİNYUM......................................................................... 23

SERAMİKSAN.................................................................................... 71

16 - Kubilay Tüfekçi / İskele Kalıp Sanayicileri

Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

“Tüm denizlerin aynı anda fırtınalı

olduğu ve sığınılacak tüm limanların

çok uzak ufuklarda kaldığı olağanüstü

bir dönem yaşıyoruz”

56 - Bosch Termoteknik’ten Bahçeşehir

Üniversitesi Öğrencilerine Marka

Yönetimi Eğitimi

58 - Daikin, fabrikasının enerjisini

kendi üretecek

62 - Yerli üretim Lennox paket

klimalarda ürün gamı genişledi

64 - Ode Yalıtım’dan koronavirüs

süresince çalışanlarına onlıne eğitim

programı

65 - DemirDöküm kesintisiz hizmete

devam ediyor

İÇİNDEKİLER

SEREL................................................................................................ 79

TMS KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ........................................... 4 – 5

66 - EKB, binalarda enerji verimliliğini

artıracak, sera gazı salımlarını azaltacak

VESTEL.............................................................................................. 63

YAPI FUARI’2020............................................................................... 82

69 - Assan Alüminyum ‘Great Place to

Work’ seçildi



Türkiye İmsad ‘Gündem Buluşmaları’

‘Covid-19/Ekonomi-20’ başlığı

altında internetten yapıldı

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu:

“Salgın felaketini ancak kolektif şuur ile atlatabiliriz”

Türkiye İMSAD’ın geleneksel hale gelen ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısının 32’ncisi, küresel

salgın nedeniyle ilk kez internet üzerinden gerçekleştirildi. ‘COVID-19/EKONOMİ-20’ başlığı altında

düzenlenen toplantıda online katılımcılara seslenen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı

Tayfun Küçükoğlu, “Türkiye İMSAD olarak, üyelerimizle birlikte salgına karşı her türlü tedbiri büyük

bir ciddiyetle uyguluyoruz. Salgın felaketini ancak kolektif şuur ile mücadele ederek en az kayıpla

atlatabiliriz. Zorlu bir dönemden geçiyoruz ama biliyoruz ki ekonomimizin sürdürülebilir büyümesi

sanayi ile gerçekleşecektir” dedi.

Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi

Sanayicileri Derneği) tarafından 32’inci

kez düzenlenen ‘Gündem Buluşmaları’

toplantısı, 20 Nisan Salı günü ilk kez internet

üzerinden, Demirdöküm ve GF Hakan

Plastik’in katkılarıyla gerçekleştirildi. Açılışını

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı

Tayfun Küçükoğlu, moderatörlüğünü

Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan’ın

yaptığı ‘COVID-19/EKONOMİ-20’

başlıklı online ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısı;

inşaat malzemesi sanayicileri, iş

dünyasından isimler ve sektör profesyonelleri

tarafından ilgiyle takip edildi. Toplantının

konuşmacısı Türkiye İMSAD Ekonomi

Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel,

küresel salgının etkisi altındaki ekonomi

ve inşaat malzemesi sektöründe yaşanan

son gelişmeleri anlattı.

Salgını ancak kolektif şuur ile en az

kayıpla atlatabiliriz

Tüm dünyanın küresel salgına karşı mücadele

ettiğini belirten Türkiye İMSAD Yönetim

Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu,

“Türkiye İMSAD olarak, bu zor süreçte

üyelerimizle birlikte, kamunun aldığı her

türlü tedbirin yanı sıra bireysel ve kurumsal

önlemleri ciddiyetle sürdürüyoruz. Türkiye

İMSAD üyesi sanayicilerimiz, öncelikle

çalışanların sağlığını korumak, ofis ve

fabrikaları salgından uzak tutmak için tüm

önlemleri ilk günden itibaren uyguluyor.

Salgın felaketini ancak kolektif şuur ile mücadele

ederek en az kayıpla atlatabiliriz”

diye konuştu.

Ekonominin inşaat malzemeleri

sanayisine ihtiyacı var

İnşaat malzemeleri sektörünün salgınının

etkilerini mart ayı itibarıyla net bir şekilde

hissetmeye başladığını belirten Tayfun

Küçükoğlu, şöyle konuştu: “İnşaat malzemeleri

sanayisinin üretimi ve iç pazardaki

satışları azalırken, ihracatta da gerileme

yaşandı. Ayrıca mart ayında önümüzdeki

üç aya ilişkin alınan yurtiçi ve yurtdışı siparişlerde

de keskin bir düşüş yaşandığını

görüyoruz. Sektörümüz geçen seneye göre

2020’nin ilk aylarında büyüme trendine girmişken,

bir kez daha küçülmeye gidiyor.

İnşaat malzemesi sektörünün küçülmeye

gitmesi telafisi zor hasarlar bırakabilir.

Yarattığı potansiyel ve iş hacmi açısından

sünger sektör olmasından dolayı Türkiye

ekonomisinin inşaat malzemesi sanayisine

ihtiyacı var. Zorlu bir dönemden geçiyoruz

ama biliyoruz ki ekonomimizin sürdürülebilir

büyümesi sanayi ile gerçekleşecektir.”

Küresel pazarda fiyat odaklı

mücadele başlayacak

‘Gündem Buluşmaları’ toplantısının moderatörü

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu

Başkan Vekili Ferdi Erdoğan, şunları söyledi:

“Ocak ve şubat ayları sektör adına iyi

geçmişken, herkesin siparişinin, heyecanının

arttığı, ihracatın da belli bir ivme kazandığı

bir yılın başındayken tüm dünyayı

etkileyen küresel salgınla karşı karşıya kaldık.

Peki bu süreçte ne yapacağız?.. Bugün

sanayinin sürdürülebilir büyümesinin

önemi ortaya çıktı. İnşaat sektörü ülkemiz

için lokomotif bir sektör. Engellerimiz var,

‘mücbir sebep’ kapsamına inşaat malzemeleri

sanayisinin büyük bir bölümünün

alınmaması tedarik zincirinin kopmasına

neden olur. İstihdamı korumak çok önemli.

Yakın pazarlara odaklanmalıyız. Bizim için

çok önemli olan, 100 milyar dolar ihracat

ve ithalatın yapıldığı AB pazarını kaybetmemeliyiz.

Bundan sonra tedarik zincirinin

kısaldığı, maliyetin düştüğü, limanlara kolay

ulaşıldığı, taşımanın daha kolay yapılabildiği

bir hayatı kurgulamamız gerekiyor.

Önümüzdeki dönemde hızlı olmak, maliyeti

düşürmek son derece kritik çünkü uluslararası

pazarda fiyat odaklı bir mücadele

olacak.”

Dünya ihracatı nisan ayında daha

da daralacak

Küresel salgının dünya ve Türkiye ekonomisine

etkisini grafiklerle anlatan Türkiye

İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat

Gürlesel, tüm dünyada alınan önlemlerin

ekonomide geri dönüşü sağlamaya yeterli

olup olmayacağının merak edildiğini belirterek,

“Nisan başında başlayan izolasyonlar

nedeniyle şu anda dünyada 2,2 milyar

çalışan iş başında değil. Dünyada toplam

istihdam ise 2,7 milyar. Salgın tehdidinin

sürmesi halinde kişi başı gelir itibarıyla en

düşük yüzde 20’lik grubun içine yaklaşık

547,6 milyon kişinin daha düşebileceği

şeklinde bir öngörü var. Şu anda dünyada

gelir kayıplarının yanı sıra yoksullaşma

gibi kalıcı etkilerin üzerinde ciddi şekilde

duruluyor. Dünya ihracatında mart sonu

itibarıyla yüzde 15’lik bir daralma görünüyor.

Bu daralma nisanda daha yüksek bir

oranda gerçekleşecek” dedi.

Siparişler en düşük seviyede

İnşaat malzemesi sanayisinin mart ayı endeks

sonuçlarına da değinen Dr. Can Fuat

Gürlesel, “Mart ayı sonuçlarına göre yurt

içi satışlarda ciddi düşüş var. Yurtiçi siparişler

tarihin en düşük seviyesine geriledi.

İhracat da mart ayında sert düştü, alınan

siparişlerin de azalması bize nisan ayı ihracatında

ciddi bir gerileme yaşanacağını

gösteriyor” diye konuştu.

16

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Aktüel

Sektörün son durumunu yansıtan

anket açıklandı

Gürlesel ayrıca Türkiye İMSAD bünyesindeki

tüm alt sektörlerin katılımı ile gerçekleştirilen

‘COVID-19 Salgınının İnşaat

Malzemeleri Sanayisine Etkisi’ anketinin

sonuçlarını da katılımcılarla paylaştı. 13

Nisan’da tamamlanan ankette çok güncel

veriler olduğunu vurgulayan Gürlesel, öne

çıkan sonuçları şöyle özetledi:

Üreticilerin yüzde 59,7’si sipariş

iptali ile karşı karşıya

İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde

59,7’si yurtiçi müşterilerinden sınırlı ölçüde

sipariş/iş/proje iptalleri yaşıyor. Yurtdışından

iptaller ise yüzde 46,8 ile yüksek

miktarda gerçekleşiyor. İnşaat malzemeleri

üreticilerinin yüzde 46,8’i yurtiçi tedarik

ve teslimatta sınırlı ölçüde lojistik sıkıntısı

yaşıyor. Yurtdışı tedarik ve teslimatta ise

yüzde 30,6 oranında yüksek miktarda sıkıntı

görülüyor. Üreticilerin 4’te 3’ü yurtdışı

lojistikte sıkıntı yaşıyor. Üreticilerin yüzde

56,5’i yurtiçi tahsilatta sınırlı ölçüde sıkıntı

yaşıyor. Yurtiçi tahsilatta yüksek miktarda

sıkıntı yaşayanların oranı yüzde 27,4. Yurtdışı

tahsilatta ise yüksek miktarda sıkıntı

oranı yüzde 16,1 ile şimdilik daha düşük

kalıyor. Yurtdışında tahsilat sorunu yaşamayanların

oranının da yüksek olduğu

görülüyor. İnşaat malzemeleri üreticilerinin

yüzde 50’si hammadde ve girdi tedarikinde

sınırlı ölçüde sıkıntı yaşıyor. Yüksek miktarda

sıkıntı çekenlerin payı yüzde 8,1 ile

düşük seviyede. Sıkıntı yaşamayanlar ise

yüzde 41,9’u oluşturuyor.

Sektörün yüzde 90’a yakını farklı

koşullarda üretime devam ediyor

İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde

43,5’inin nisan ayından itibaren üretime

kısmen ara vereceği görülüyor. Yüzde

41,9’u beyaz yakalılar evde, mavi yakalılar

iş başında olmak üzere faaliyetlerini tam

kapasite sürdürecek. Aynen devam edeceklerin

oranı yüzde 11,3, tamamen ara

verenler ise yüzde 3,3… Aslında üreticilerin

yüzde 90’a yakınının farklı koşullarda

üretime devam edeceği görülüyor. İnşaat

malzemeleri üreticilerinin yüzde 45,2’sinin

bayiler ile ilişkileri aynen devam ediyor.

Yüzde 50’si ise bazı bayilerinin ödemeleri

öteleme talebi ile karşılaşıyor. Ayrılan ve

mal iade eden bayi oranları ise çok düşük

seviyede kalıyor.

Salgının satış bütçelerini yüzde 20

ve üzerinde etkilemesi bekleniyor

İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde

54,9’u salgının mayıs-haziran ayına kadar

süreceği öngörüsü ile hazırlık yapıyor.

Üreticilerin yüzde 30,6’sı salgının sonbahara

kadar süreceğini öngörüyor. Yüzde

14,5’i ise salgının bu yılsonuna kadar süreceğini

düşünüyor. İnşaat malzemeleri

üreticilerinin yüzde 56,5’i salgının 2020

yılı satış bütçelerine yüzde 20 ve üzerinde

olumsuz etki edeceğini düşünüyor. Yüzde

30,6’sı ise bu oranın yüzde 10-20 arasında

gerçekleşmesini bekliyor.

Türkiye Müteahhitler Birliği, İnşaat Sektörü Analizini Açıkladı

Altyapı faaliyetleri de mücbir sebep kapsamına alınsın

Hâlihazırda 1,5 yıldır daralmakta olan inşaat sektörü, Mart ayı itibariyle

koronavirüs salgınıyla ağırlaşan koşullar nedeniyle projelerde olabilecek

süre uzatımı ve fesih taleplerinin olumlu değerlendirilip karşılanmasını,

finansman konularındaki teşvik nitelikli düzenlemelerin bir an önce uygulamaya

yansımasını bekliyor. TMB’nin üç ayda bir yayınladığı İnşaat

Sektörü Analizi’nin Nisan 2020 sayısına göre; istihdam kapasitesi yüksek

olan sektörde, altyapı faaliyetlerinin mücbir sebep kapsamı dışında bırakılarak

SGK primleri ve vergi ödemelerinin ötelenmesi gibi acil önlemlerden

yararlanamaması önemli bir sorun olarak belirtiliyor. Sektörde ve

sektörün tedarik zincirinde dayanma gücü kısıtlı çok sayıda orta ve küçük

ölçekli firmanın da nakit akışında sorun hızla artıyor. Raporda bir süredir

dengelenmeye yönelik sancıların yaşandığı inşaat sektöründe belirsizliklerin,

koronavirüs salgınının Mart ayında Türkiye’de de ortaya çıkmasıyla

yeniden arttığı belirtildi. Hükümet tarafından salgınla mücadele amacıyla

açıklanan ekonomik tedbirler kapsamında istihdam vurgusunun son

derece önemli olduğuna işaret edilen raporda, “Özellikle kısa ve esnek

çalışma modellerinin geliştirilmesi, SGK primleri ve vergi ödemelerinin

ötelenmesi gibi önlemler istihdam kapasitesi yüksek olan inşaat sektörü

tarafından önemli; ancak altyapı faaliyetlerini kapsam dışında bırakması

nedeniyle eksik bulunmuştur” denildi. Mevcut şartlarda müteahhitlerin

yurt içinde üstlenmiş olduğu projelerde hak ediş ödemelerinin zamanında

yapılması için özel hassasiyet gösterilmesine ihtiyaç olduğu belirtilirken;

süre uzatım ve fesih taleplerinin İdareler tarafından olumlu karşılanması,

kredi geri ödemelerinde bankaların gerekli esnekliği göstermeleri ve faiz

oranlarını düşürmeleri beklentileri sıralandı. Türkiye Bankalar Birliği’nin,

iş dünyasının kredi borçlarıyla ilgili taleplerine bankalarca hızlı ve olumlu

yanıt verilmesi konusundaki tavsiye kararının hatırlatıldığı çalışmada, ancak

uygulamaya ilişkin bankalara yönelik şikâyetlerin bulunduğu belirtildi.

Destek paketiyle vasıflı iş gücü korunabilir

Raporda, şantiye kapanmaları gerektirecek durumda, en hızlı olumsuz

etkinin inşaat sektörünün alt yüklenicilerinin oluşturduğu segmentte hem

de sert bir şekilde hissedileceğine dikkat çekildi ve şöyle devam edildi:

“Sektörde ve tedarik zincirinde yer alan birçok orta ve küçük ölçekli firmanın

dayanma gücünün kısıtlı olduğu dikkate alınarak, vergi avantajları paketi

ve nakit akışındaki bozulmaları önleyecek düzenlemelerin hızlı biçimde

hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. İnşaat sektörüne dönük

bir destek paketi ayrıca, kısa vadede istihdam kapasitesinin korunmasını

sağlayacaktır. Bu çerçevede bir diğer önemli husus olarak, sektörün orta

segmentinde olası erimenin önlenmesi, vasıflı işgücü kaybının ve krizin

ardından sektörün hızla toparlanmasıyla projelerdeki gecikmenin engellenmesine

yardımcı olacaktır.”

İlk çeyrekte yurtdışında 2 milyar dolarlık proje üstlenildi

Raporda, müteahhitlerce yurtdışında yılın ilk çeyreğinde 2 milyar ABD

Doları tutarında yeni proje üstlenildiği açıklanırken, “Koronavirüs salgını

nedeniyle tüm ülkeler tarafından uygulanan farklı nitelikteki önlemlerin

projelerde gecikmelere ve neticede cezai yaptırımlara neden olmamaları

için hükümetler düzeyindeki temasların gündeminde tutulmasının uygun

olacağı ortadadır” denildi. Çalışmada yurtdışı projelerde yönelik ayrıca şu

değerlendirmeler yapıldı:

“Yaşanmakta olan bu olağandışı dönemde, yurt dışındaki projelerde istihdam

edilmekte olan Türk işçilerinin yurda getirilmesi konusunda devletimiz

gereken hassasiyeti göstermekte ve sektörümüze destek vermektedir.

Ancak bu konuda artan ve artması muhtemel yurda dönüş taleplerinin

de karşılanması için Türkiye Müteahhitler Birliği ilgili Bakanlıklar nezdinde

girişimlerini sürdürmektedir.”

Yapı Malzeme Mayıs 2020 17


“Tüm denizlerin aynı anda fırtınalı

olduğu ve sığınılacak tüm limanların

çok uzak ufuklarda kaldığı

olağanüstü bir dönem yaşıyoruz”

“Zorlu bir dönemden geçiyor olacağız, uzun soluklu stratejik plan yapabilen, kurumsal

bütünlüğünü kaybetmeyen, nakit akışını düzenleyebilen, moralini ve enerjisini

kaybetmeden yol alabilen firmaların ilk başlarda yara alsalar bile süreçten görece olarak

güçlenerek çıkacaklarına kesinlikle inanıyorum.”

Kubilay Tüfekçi / İskele Kalıp Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

Kurulduğu günden itibaren sektörün sorunları,

çözümleri ve sektörel işbirlikleri konusunda

çalışmalar yürüten İskele-Kalıp

Sektörünün tek çatı kuruluşu olan, İskele

Kalıp Sanayicileri Derneği (İKSD),’nin Yönetim

Kurulu Başkanı Kubilay Tüfekçi ile

dosya konumuz çerçevesinde bir röportaj

çalışması gerçekleştirdik. Çalışmamızda,

bu yılın geride bıraktığımız kısa dönemi

içerisindeki faaliyetleri ve tüm sektörlerin

olduğu gibi İskele ve Kalıp Sektörünün de

maruz kaldığı salgının etkileri, bu noktada

alınabilicek tedbirler ve yeni çalışma methodları

üzerine konuştuk.

2020 yılının ilk dört ayını geride

bıraktık. Bu yıl sizler için nasıl

ilerliyor? Bu noktada neler

söylemek istersiniz?

Öncelikle sektör olarak 2019 yılının kısa

bir özetini ve 2020 yılına ait beklentilerimizi

kısaca paylaşmak isterim. Herkes için

zor bir yıl olan 2019’un bizler için talihsiz

iki yönü vardı. Genel ekonomik şartlar

haricinde, 2019 Türkiye’de mega projelerin

tamamlanmaya başladığı bir yıldı.

Tabii büyük kapsamlı projelerin azalması,

iskele ve kalıp ya da genel olarak inşaat

sektöründe çalışan firmalar için ciro düşüşüne

işaret ediyordu. Onun haricinde genel

ekonomik şartların zorlaşmasıyla esas

sıkıntı konut sektöründe yaşandı. Konut

sektörü, iskele-kalıp açısından sektörün

nispeten küçük ama çok yaygın projeleri

olması sebebiyle tabanını oluşturan bir

anlam ifade ediyor. Haliyle konut sektöründeki

daralmalar iskele-kalıp sektörünü

zorlamaya başlamıştı. Sektörümüzdeki

firmalarda ciddi ciro düşüşleri yaşandığını

tahmin ediyorum. Her şey bir domino etkisiyle

ilerliyor; ekonominin daralması müteahhitlik

sektörünü, müteahhitlik sektörünün

sıkışması da iskele-kalıp sektörünü

etkiledi. 2020 yılında da Türkiye açısından

çok büyük bir fark olmayacağını öngörüyorduk.

2019’dan daha iyi bir yıl olacağını

umut ediyorduk, ama gelecek projeler

veya yapılacak işler anlamında 2020 maalesef

çok umutlu baktığımız bir yıl değildi.

Konjonktürel olarak dünyada olumlu/olumsuz

birtakım değişiklikler, gelişmeler var.

Ticaret savaşları haliyle hepimizi etkiliyordu.

Amerika ile Çin’in çekişmesi arada bizim

gibi ülkelere de yansıyordu. Fakat tüm

bu gelişmelerin üstüne tüm dünyayı etkisi

altına alan Koronavirüs (COVID-19) salgınının

olumsuz etkileri ticaret hayatında ve

sektörümüzde tabloyu tamamen olumsuz

hale getirdi, işler daha da zorlaştı. Elbette

sağlığımız her şeyden önce geliyor, ancak

yine de dünya ekonomisinde COVID-19

sonrası yaşanması kuvvetle muhtemel resesyonu

dikkate alarak hazırlıklı olmalıyız.

Üyelerinizle bu yıl içerisinde ne tür

etkinlikler gerçekleştirdiniz?

2020 yılını çok genç olan derneğimizin

daha önce başlattığı faaliyetleri olgunlaş-

18

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya

tırma ve hayata geçirme yılı olarak planlamıştık.

Bu kapsamda daha önce sizlerle

de paylaştığımız dernek faaliyetlerimizi

kısaca özetleyecek olursak;

• Okul&Sanayi işbirliği projemiz kapsamında

Bahçelievler Kaymakamlığı ve İl

Milli Eğitimiyle birlikte iskele-kalıpla ilgili

bölümü, müfredatta kuvvetlendirmeye ve

güncelleştirmeye yönelik bir işbirliği protokolünü

başlatmış, Bahçelievler Türk Telekom

Meslek Lisesinden ve sektör uzmanlarımızdan

bir çalışma grubu oluşturmuş,

önce fabrika ortamında iskele ve kalıpla

ilgili okul öğretmenlerine eğitimler vermiştik.

Dernek ve sektör oyuncuları olarak,

okul laboratuvarlarında güncel teknolojilere

uygun ürünlerin görülebileceği bir ortam

hazırlama aşamasına geldik. 2021’de ilk

öğrencilerimizle eğitime başlamayı hedefliyoruz.

Nihai hedefimiz meslek lisesi

eğitmenlerinin sektörümüz ile ilgili günceli

bilmesi ve öğrencilere aktarmasıdır.

• Fuar firmalarıyla sektörümüze yönelik

ortak çalışmalar kapsamında belli bir aşamaya

geldik. Hedefimiz 2021 yılı ve sonrası

için sektörümüzde değer katacak, hedef

pazarlara ulaşmasını sağlayacak, kalıcı

bir fuar için çalışmalara katkı sağlamak.

• AB Projesi: 2019 yılında Avrupa Birliğinin

yaklaşık 25 milyon avroluk hibe projeleri

açıklandı, bunun 6 milyon avrosu,

riskli sektörlere yönelikti. Dernek olarak

“Safe Scaffolding For Safe Life” fikrinden

yola çıkarak AB projesine başvurmuş final

aşamasına gelmiştik. Projemiz 2020 Mart

ayında onaylandı, bizden talep edilen gerekli

belgeleri AB Projeleri Mali Yardımlar

Bölümüne gönderdik ve şu an proje imza

aşamasına geldik. Projenin temel amacı;

işçilerin, ailelerinin ve işverenlerin farkındalığını

artıracak etkinlikler yapmak. Bu

kapsamda 44 farklı etkinlik tasarladık.

Projemizi aksi bir durum olmaz ise 2020

yılı ikinci yarısında başlatacağımızı öngörüyoruz.

• Teknik Dokümantasyon: İskele-kalıp

sistemleri için mesleğin ortak paydaşlığı

anlamında teknik doküman hazırlama

komitelerini yaklaşık 1,5 yıl önce kurduk.

Sektörün öncü kuruluşlarının uzmanlarıyla

ve yöneticilerinin katkılarıyla birlikte sektör

için rehber niteliğini taşıyacak teknik doküman

hazırlığında belli bir aşamaya geldik

ve bu çalışmaları Türkiye’de konusunda

öncü üniversitelerle birlikte akademik iş

birliğiyle taçlandırmak istiyoruz.

• Üniversitelerle yaptığımız toplantılarda,

inşaat mühendisi adayı öğrencilerin hem

müfredatta derslerinin olmadığını hem de

bilgi sahibi olabilecekleri bir ortamlarının

bulunmadığını görmüş, bu kapsamda;

Boğaziçi Üniversitesinde, Yıldız Teknik

Üniversitesinde, İstanbul Teknik Üniversitesinde,

ODTÜ’de, Gaziantep’te yüksek

lisans öğrencilerine yönelik sunumlar yapmıştık.

2020 yılı Şubat ayı içerisinde benzer

şekilde İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesinde

seminerlerimize devam ettik.

• Sektörümüz firmalarının üyesi olduğu

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları

Birliği (İDDMİB) ve derneğimizin

üyesi olduğu Türkiye İnşaat Malzemesi

Sanayicileri Derneği (İMSAD) gibi çatı kuruluşlarla

ortak işbirlikleri ve sektörümüze

fayda getirmeye yönelik çalışmalarımız da

devam ediyor.

Tüm dünyayı etkisi altına

alan salgın hastalık dernek

faaliyetlerinizi ve sektörü nasıl

etkiledi?

Koronavirüs (COVID-19) salgınının olumsuz

etkileri ticaret hayatında da yoğun

şekilde görülmeye başlandı. Salgının sektörümüze

olumsuz etkilerini başlıklar halinde

sıralayacak olursak;

• İç satışların azalması

• İhracatın azalması

• Kullandığımız girdileri bulamamak

• Müşteri ödemelerinde gecikme ve nakit

akışının bozulması

• Lojistikte yaşanan sıkıntılar

• İnsan kaynakları ve firmalara özgün diğer

konular

olarak gruplandırabiliriz.

Bütün bu etkilerin sonucunda sektör üyelerimizin

faaliyetlerini sürdürememe riski,

sektörümüzde istihdamın azalması ve işsizliğin

artması riski söz konusudur.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 19


Dosya

Öte yandan tüm dünyayı olduğu gibi

Türkiye’yi de derinden etkileyen küresel

salgının verdiği ekonomik zararın önüne

geçmek için devletimiz tarafından hayata

geçirilen ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ ile

çok önemli bir adım atılmıştır. Ekonomik

istikrarın sağlanması adına alınan tedbirlerden

etkilenen sektörlerin vergi ödevlerini

yerine getirmeleri bakımından ‘mücbir

sebep’ hükümlerinden faydalandırılmasını,

sektör olarak çok değerli bulmaktayız.

Fakat sektörümüz firmalarının büyük çoğunluğu

şimdilik kapsam dışı olup ilgili bakanlıklarla

Dernek Yönetimi olarak gerekli

yazışmaları yaparak “‘Ekonomik İstikrar

Kalkanı” na dahil olma talebimizi sektör

adına sürdürüyoruz.

Dernek olarak 2020 yılı Mart ayı içerisinde

“Seçimli Olağan Genel Kurul” umuzu

yapacak ve önümüzdeki dönem için yol

haritamızı belirleyip faaliyetlerimizi planlayacaktık.

Fakat salgının kalabalık toplantılarda

insan sağlığına olumsuz etkilerini

düşünerek yönetim kurulu kararımızla

genel kurulu erteledik. Aynı gün dernek

genel kurul ve toplantılarının ucu açık bir

tarihe kadar yapılmaması, daha sonra

31.07.2020 tarihinden sonra 30 gün içinde

yapılması yönünde kanun ve duyurular

yayınlandı. Bu tarihten sonra çalışmalarımızı

teknolojik olanaklardan yararlanarak

sürdürmekteyiz. Tabi ki “Önce Sağlık” diyoruz,

durum normalleştiğinde faaliyetlerimizi

etkin şekilde devam ettireceğiz.

Alınabilecek tedbirler noktasında

üyelerinize ne tür tavsiyeleriniz

olacak?

COVID-19 ile ilgili olarak zaten Sağlık

Bakanlığımız ve Bilim Kurullarımız gayet

başarılı olarak mücadele ediyorlar. Devletimiz

de bu salgının genel ekonomik yansımalarını

azaltabilmek için ciddi önlemler

almaya çalışıyor. İnşaat sektörünün ve

tabii bizim gibi bağlantılı sektörlerin, CO-

VID-19 öncesinden mali anlamda yaralı bir

sektör olduğunu dikkate alacak olursak, iç

ve dış pazarların hemen hemen aynı anda

ve neredeyse tamamen daralma eğilimine

girmiş olması sektör olarak bizim için her

anlamda riskleri arttırmaktadır. Ekonomi

Bakanlığı’nın inşaat sektörünü mücbir sebep

kapsamına alırken, mutlaka bizim gibi

doğrudan bağlantılı ve hatta inşaat dışında

başka sektörlere hizmet veremeyecek

Kobi niteliğindeki firmalarımızı da ‘Ekonomik

İstikrar Kalkanı’ kapsamına almasını

bekliyoruz.

Firmalar bazında ise nakit akışının her

zamankinden çok daha fazla önem kazandığı

bir dönemde olduğumuzu hatırlatmak

isterim. Bu manada firmalarımızın tahsilat

ve gelir kalemlerine yoğunlaşırken giderlerini

azaltmak yönünde çözümler bulmalıdır.

ABD ve AB menşeili firmaların bu

dönemde ciddi kamu destekleri alacakları

gözlemlenmektedir, Türkiye’de yerleşik

firmaların bu finansal genişlemeden yararlanma

fırsatları olacağı kanaatinde değilim.

Yabancı ekonomistlerin dikkat çektiği

bir nokta, bu süreç tamamlandığında özellikle

ABD ve AB merkezli büyük kurumsal

şirketlerin ellerinde ciddi miktarlarda nakit

fazlasının kalacağı ve bu nakit fazlaları ile

zorlu bir süreçten geçen küçük şirketleri

satın alma veya piyasadan silme çabasına

girebilecekleridir. Bu şartlar ülkemiz

reel sektörü içinde geleceğe yönelik ciddi

risk içermektedir, Devletimizin sektörleri

desteklerken bu riskleri de göz önünde

bulunduracağını umuyorum. Sonuç olarak

istihdamın mevcut haliyle korunmasının

ve şirket varlıklarının hasar almadan sürdürülebilirliğinin

ciddi bir sınav vereceği

dönemden geçiyor olacağız.

Önümüzdeki döneme dair

öngörünüz nedir?

Ülke olarak ekonomik krizleri geçmişte

sıkça yaşadığımız için firmalarımızın kriz

bağışıklıklarının yüksek olduğuna inanırım.

Ayrıca, Türk girişimcileri de fırtınası

bol denizlerin kaptanları gibi sıkıntılı dönemlerde

dümenlerini sıkıca kavrayarak

güvenilir bir rota çizerler. Ancak unutmamamız

gereken nokta, şu anda tüm denizlerin

aynı anda fırtınalı olduğu ve sığınılacak

tüm limanların çok uzak ufuklarda

kaldığıdır. Zorlu bir dönemden geçiyor olacağız,

uzun soluklu stratejik plan yapabilen,

kurumsal bütünlüğünü kaybetmeyen,

nakit akışını düzenleyebilen, moralini ve

enerjisini kaybetmeden yol alabilen firmaların

ilk başlarda yara alsalar bile süreçten

görece olarak güçlenerek çıkacaklarına

kesinlikle inanıyorum.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Tabii hep ekonomi ve iş konuştuk, ama

unutmamalıyız ki sağlıklı olmadan bunların

hepsi anlamsız. Kendimiz, ailelerimiz,

ülkemiz için hepimiz çok dikkat etmeli,

sağlıklı kalmalıyız. Her ne kadar bizlere

çalışmadan, didinmeden, bir şeyler üretmeden

yaşamak zor geliyorsa da sağlıklı

günler için #evdekaltürkiye diyoruz.

20

Yapı Malzeme Mayıs 2020



PERI Karakoyun Köprülü Kavşağı ve

Viyadük Yapım Projesi için

ekonomik ve güvenli çözümler sağladı

Proje: Karakoyun Köprülü Kavşağı ve Viyadük Yapım Projesi

Yer: Eyyübiye / Şanlıurfa

Kaba Yapı Yüklenici: YSA Yapı Taah. İnş. Tic. Ltd. Şti.

YSA Yapı Genel Müdürü: İnş. Müh. Arif Arıcı

YSA Yapı Yönetim Kurulu Üyesi: Muhammed Hanif Arıcı

Servis: PERI Gaziantep Ofisi

22

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya

1997 yılında inşaat mühendisliği alanında

hizmet vermeye başlayan Arif Arıcı ile

2010 yılında inşaat mühendisliği alanında

hizmet vermeye başlayan Ahmet Salih

Yalçın 2013 yılında deneyim ve birikimlerini

birleştirerek YSA Yapı Taah. İnş. Tic.

Ltd. Şti.’ni kurdu. 2013 yılında 2 kişi olarak

başladıkları yolculuklarında bu gün 20’ye

yakın teknik ve idari personel ve 200’e

yakın işçiyle devam etmektedirler. Türkiye‘nin

önde gelen yüklenici firmalarından

almış oldukları köprü ve sanat yapıları işlerini

deneyimli teknik kadrosu ve işlerinde

tecrübeli çalışma arkadaşlarıyla projelerine

uygun bir şekilde ve istenilen zamanda

teslim etmeye devam ediyorlar.

Karakoyun Köprülü Kavşağı ve Viyadük

Yapım Projesi, Şanlıurfa’daki Eyyübiye

ilçesindeki Karakoyun Deresi üzerinde

Piazza AVM ve birçok müzenin bulunduğu

bölgede trafik akışını rahatlatmak

amacıyla Şanlıurfa

Büyükşehir Belediyesi tarafından

ihale edilmiştir ve inşa

edilmektedir.

Karakoyun Köprülü Kavşağı

ve Viyadük Yapım Projesi

tamamlandığında Şanlıurfa

Gaziantep istikametindeki

transit akım korunmuş olacak

ve alt kottaki hemzemin kavşak

sayesinde yoğun bir trafik

akışının olduğu çarşı ve mezarlık

bölgesi ile Şanlıurfa için

önemli bir yere sahip, inşaatı

devam eden Kuzeybatı çevreyoluna

bağlanan Süleymaniye

bölgesi arasında bir geçiş

sağlanacaktır.

Şanlıurfa’da Karakoyun Deresi ve tarihi İpek Yolu kesişme

noktasında inşaatı gerçekleştirilen Karakoyun Köprülü

Kavşağı ve Viyadük Yapım Projesinde PERI kalıp ve iskele

sistemleri kullanıldı. Projenin inşaat sürecini daha kolay

hale getiren PERI sistemleri aynı zamanda şantiyede

güvenlik ve maliyet açısından avantaj sağladı.

Karakoyun Deresi üzerindeki

mevcut köprü yeni kirişler

eklenerek genişletilmekte

ve doğu kolunda U dönüşü

için bir köprü yapılmaktadır.

Derenin kuzeyinde bulunan

altgeçit de sağ ve soldan eklenecek

yeni menfezlerle uzatılmaktadır.

Ayrıca ardgerme

köprüsünün belli bir bölüm

izdüşümünde ayrı bir betonarme

köprü bulunmaktadır.

Beton dökümü sırasında da

bu bölümün güçlendirilmesi

PD 8 Sistem Yük İskelesi ile

yapılmıştır.

Taşıyıcı ayaklar arası mesafenin

59 metreye ulaştığı betonarme

köprüde ardgerme

metodu uygulanmaktadır ve

projede toplamda yaklaşık

150 ton halat ve 125 ton betonarme

çeliği kullanılmıştır.

Kenar ayak ve orta ayaklarda

toplamda yaklaşık 39 mtül,

345 m2 PERI TRIO Panel

Kalıp Sistemi kullanılmıştır.

Sistemin hazır panel kalıp sistemi

olması sebebiyle ön kalıp montajıyla

uğraşılmamıştır. 80 kN/ m2’’lik yüksek beton

basınç dayanımına sahip TRIO Panel

Kalıp Sistemi ile güvenli ve hızlı kalıp devri

yapılabilmektedir. Değişik geometrilere

sahip olan şaftların kalıp devri TRIO Panel

Kalıp Sisteminin sahip olduğu değişik

boyuttaki paneller ve esnekliği vasıtası ile

kolayca sahada yapılabilmektedir.

Ortalama 5 m yükseklik, toplamda 3.065

m2 alan için yaklaşık 18.000 m3 malzeme

kullanılmıştır. PERI Gaziantep depo-

Yapı Malzeme Mayıs 2020 23


Dosya

sundan toplamda 600 ton malzeme sevk

edilmiştir. Bu sebepten dolayı nakliyeden

ciddi avantaj sağlanmıştır. Malzemelerin

% 95’i kiralık olarak verilmiştir.

143 m uzunluğundaki ve 21 m ve 27 m

genişliğindeki ardgerme köprü projesinin

tamamını kapsayacak şekilde kalıp stoğu

verilmiştir. İskele sistemi olarak, orta ayak

bölgelerinde PERI UP Rosett Sistem Yük

İskelesi, Diğer kısımlarda PD 8 sistem

Yük İskelesi kullanılmıştır.

PERI UP Rosett Sistem Yük İskelesi;

Her türlü geometrideki yapıya ve yüklere

uyum sağlayabilir. 3 yönde de bağlantı

noktalarının sık aralıklarla atılabilir

olması sayesinde istenilen her bölgeye

uyarlama imkanı vardır. Yatay bağlantı

elemanlarının yüksek rijitliği sayesinde

iskele sisteminin kurulu hali vinç yardımı

ile kolayca taşınabilir. Yük transferinin en

iyi şekilde yapılabilmesi için PERI Kalıp

Sistemleri ile koordine edilmiştir. Sistemin

yatayda ve düşeyde 25 ve 50 cm

aralıklarla bağlantı noktalarının olması

farklı geometrideki yapılar ve yükler altında

en iyi uyumu sağlar. Bunun yanı sıra

bu iskele sisteminin geniş çaplı kullanım

alanlarının olması ve kendi ağırlıklarının

da düşük olması kullanıcı için çok düşük

maliyetli çözümler üretir.

YSA Yapı Genel Müdürü Arif Arıcı’nın görüşleri;

“Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin şehir trafiğini

önemli ölçüde azaltacak bu önemli projesinde yer

aldığımız için çok gururluyuz. YSA Yapı olarak bu

ardgerme köprü projesinin kaba yapı yükleniciliğini

yürütüyoruz. İstenilen sürede işi teslim edebilmek

ve gerekli mühendislik şartlarını sağlamak için PERI

firması çözüm ortağımız oldu. PERI Gaziantep Bölge

Müdürlüğü’nün projemiz boyunca verdiği mühendislik

ve lojistik hizmetleri için teşekkür ederiz.”

YSA Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Hanif Arıcı’nın görüşleri;

PERI ‘den temin ettiğimiz dayanımı yüksek sistemler

sayesinde şantiyemizde hızlı ve kaliteli imalat

gerçekleştirdik. Ürün sevkiyatı PER’nin Gaziantep

Bölge Ofisi sayesinde en az maliyetle gerçekleştirildi.

Süpervizörlük de dahil tüm destekleri için PERI’ye

teşekkür ederiz.

PD 8 sistem; Ağır yükler ve masa sistemleri

için hesaplı yük kuleleridir. R 150 ve

R 110 çerçeve yükseklikleri ile ayar mili

açılma boylarının uzunlukları sayesinde,

izin verilen maksimum yüksekliğin geçilmediği

takdirde her döşeme yüksekliğine

uyarlanabilir. PD 8 kaldırma kancaları

kullanılarak masa sistemleri vinç yardımıyla

taşınabilir.

Diğer taraftan ana mahya olarak orta

ayak bölgelerinde SRU çelik kuşak, diğer

kısımlarda Kafes Kiriş GT 24 kullanılmıştır.

Tali Izgara olarak Ahşap Kiriş VT 20K

kullanılmıştır. Döşeme alın kalıplarında

da VARIOKIT sistem kullanılmıştır. Eğimler

ayarlı payanda sistemi ile sağlanmıştır.

Döşeme için 4200 m 2 PERI Twin

18 mm plywood kullanılmıştır.

Montaj çizimleri ve süpervizörlük hizmetleri

de hızlı bir şekilde PERI Gaziantep

teknik personeli tarafından verilmiştir.

YSA Yapı’ya bu projede de bizi tercih ettikleri

için teşekkür ederiz.

24

Yapı Malzeme Mayıs 2020



DokaScaff UNI:

“Tüm iskele uygulamaları için tek sistem”

Malzemesinin %80’inin farklı uygulamalar için tekrar kullanılabilir olduğu DokaScaff UNI

iskele sistemi, tüm kullanım alanlarında güvenli uygulama imkanı sunuyor.

Bir iskele ile birden çok uygulama yapabilmeyi

sağlayan DokaScaff UNI, daha az

sayıda farklı üründen oluşması nedeniyle

kurulum ve sökümde bütük kolaylık sağlıyor,

şantiyeye hız ve ekonomi sağlıyor.

Malzemesinin %80’inin tekrar kullanılabilir

özellikte olduğu DokaScaff UNI iskele sistemi,

çok doğrultulu disk kilitlemesine dayanılarak

tasarlandı ve kullanıcılarına en

yüksek ürün kalitesi ve mümkün olan en

düşük bakımla dayanıklılık sunan yüksek

dayanımlı çelik, otomatik kaynak ve kaplama

olarak sıcak daldırmalı galvanizasyon

kullanılarak imal edildi.

Kilitli disk tertibatı/mekanizmasına dayanan

tasarımı DokaScaff UNI, ağır endüstriyel

ve inşaat mühendisliği uygulamaları

gibi en karmaşık ve zorlu iskele yapıları

için bile uygun.

Sistemin sekize kadar bileşenini kamayla

kenetleyip sabitleyen özel olarak şekillendirilmiş

deliklere sahip diskler, standart dikmelerde

50 santimetrede bir kaynaklanmış

yapıya sahip. Yatay ve çapraz elemanların

uçlarında sabit olarak bulunan kamalar,

delikli diske tam olarak geçerek yüksek

yük taşıma kapasiteli sert birleşim noktalarını

sağlama alıyorlar. Disk deliklerinin

biçimlendirilme yöntemi nedeniyle standart

dikmeler ile yatay ve çapraz elemanlar,

neredeyse her açıda birleştirilip sabitlenebiliyorlar.

DokaScaff UNI iskele sisteminde, normal-

26

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya

de 73 santimetreden 307 santimetreye

kadar değişen uzunluklarda 32 santimetre

genişliğinde çelik platformlar kullanılıyor.

Bununla beraber tamamıyla alüminyum,

karma alüminyum ve plywood platformlar,

çelik veya alüminyum merdivenler gibi

başka seçenekleri de bulunuyor. DokaScaffUNI

iskele sistemi bileşenleri, boyut ve

kullanım bilgileriyle son kullanıcı deneyimini

arttıran özelleştirilmiş işaretlerle geliyor.

Tasarım sayesinde çok amaçlı

Yatay ve çapraz elemanların veya diğer bileşenlerin

birleştirilmesine göre daha başka

olasılıklara imkan tanıyan delikli diskler,

DokaScaff UNI iskele sistemine sürekli

geometrik iyileştirmeler için üstün esneklik

sağlar.

DokaScaffUNI iskele sisteminin ayak başına

5.8 tona kadar yüksek yük taşıma

kapasitesi destekleme ve çeşitli çalışma

iskeleleri boyunca çözümlere ulaşmak için

iskele uygulamalarının geniş bir aralığına

izin verir.

Çok Yönlü Güvenlik

Güvenlik kemeri sabitlenmesi için test edilmiş

bağlama noktaları DokaScaff UNI iskele

sistemi kurulur ve sökülürken güvenliği

arttırır.

Her 50 santimetrede korkulukların eklenmesi

ve alt korkulukların tüm çevreyi

sarması sayesinde DokaScaff UNI, iskele

sisteminin son kullanıcıları için güvenliği

arttırır ve bileşenlerinin belgeli test kurumları

tarafından doğrulanmasını da içeren

Avrupa EN 12 810-1 iskele kurma standardına

uyumludur.

Kolay Kurulum

DokaScaff UNI iskele sistemi, Sadece bir

kişinin güvenlikle iskeleyi yukarı doğru kurulmasına

izin veren taban elemanlarını

kullanır ve ilk seviye bir kez yerleştirildiğinde,

başka bir tesviyeye ihtiyaç duyulmaz.

Yatay elemanları birleştirmek için önceden

yerleştirilmiş açılarda kamalarla kenetlenmiş

bağlantılar ve standart dikmelere

yüklemek için sabit geçme bağlantıları,

DokaScaff UNI iskele sistemine yüksek

kurulum hızı sağlar.Konfigürasyona bakılmaksızın,

öğrenme zamanını azaltan ve

işçinin performansını arttıran kurulum iş

akışı her zaman aynıdır.

Düşük Maliyet

DokaScaff UNI iskele sistemi bileşenlerinin

%80’i bir uygulamadan diğerine tekrar

kullanılabildiğinden, ekipman yatırımını

azaltır. Geleneksel iskelelerin zaman alıcı

vidalı birleşimlerinin yerine, bağlantılama

işlemi basit ve kullanıcı dostu olduğundan,

işgücünden tasarruf sağlar.

Taşınma ve çerçeve iskele ile karşılaştırıldığında

depolama için gerekli hacmi azaltır.

Galvanizlenmiş yüzey ve sökülebilir kamalar

gibi bağlantısız bileşenlerin yokluğu,

DokaScaff UNI iskele sistemine daha uzun

bir dayanıklılık sağlar.

İskele Konfigürasyonları

• Cephe iskelesi

• Merdiven kuleleri

• Hacimli iskeleler

• Yük taşıyıcı kule iskeleler

• Çubuk donatı iskelesi

DokaScaffUNI iskele sisteminin

kullanıldığı projeler

• Mazıdağı Gübre Fabrikası

• Karabiga Gübre Fabrikası

• Çiftçi Towers

• İstanbul Havalimanı

• Turkmenhimiya Gübre Fabrikası

• Kuzey Marmara Otoyolu

• Doha Green Line

• Lusail Iconic Stadium

• Tufanbeyli Termik Santral

Yapı Malzeme Mayıs 2020 27


“Sağlık söz konusu olduğunda

diğer bütün faktörler ikinci planda

kalmalıdır”

“Tüm dünyada insanları evde kalmaya zorlayarak, bir anlamda iş hayatını durma noktasına

getiren bu denli büyük bir küresel kriz ortamında, en azından çarkımızı döndürecek kadar

işimiz oluyor. Aynı zamanda bu işleri, sorunsuz bir şekilde tamamlayıp teslim ederek

çalışmalarımıza devam edebiliyoruz.”

Selim King

İntek Kalıp ve İskele SistemleriYönetim Kurulu Başkanı

30 yıldır endüstriyel inşaat kalıp-iskele

sistemlerinin tasarımı, projelendirilmesi,

üretimi, satışı, kiralanması ve satış/kiralama

sonrası desteği konularında hizmet

veren İntek Kalıp ve İskele Sistemleri,

12.650 m 2 ’si kapalı olmak üzere toplam

36.900 m 2 alana sahip 2 adet modern tesisi

ve 120 kişilik ekibi ile uluslararası bir marka

olma yolunda ilerlemeye devam ediyor.

İntek Kalıp ve İskele Sistemleri Yönetim

Kurulu Başkanı Selim King ile gündemdeki

konuları ele almaya çalıştığımız bir röportaj

çalışması gerçekleştirdik.

Tüm dünyayı etkisi altına alan

salgın hastalık şirket faaliyetlerinizi

nasıl etkiledi?

Bugün yaşayan hiçbir insanın daha önce

tecrübe etmediği, çok ilginç bir süreçten

geçiyoruz. Bilinmeyenlerin çok fazla olması,

konunun direkt olarak insan sağlığını etkilemesi

ve küreselleşen dünyada ilk defa

böylesine büyük bir salgın ile karşılaşılıyor

olması bu sürecin en zorlu tarafları olarak

karşımıza çıkıyor. Açık söylemek gerekirse

bu virüs Çin’de ilk ortaya çıktığı günlerde,

olayın bütün dünyayı sarsacak bu denli

büyük bir salgın haline geleceğini tahmin

edememiştik. Fakat öncelikle İtalya’da ve

sonrasında tüm Avrupa’da salgının yayılma

hızını ve yarattığı ölüm oranlarını

gördükten sonra, Mart ayının ortalarında

tehlikenin boyutunu kavradık ve hemen

bir takım önlemleri hayata geçirdik. İnsan

sağlığı söz konusu olduğunda diğer bütün

faktörler ikinci planda kalmalıdır. Biz de bu

ilkeye uygun olarak davrandık ve şirket

olarak hızlı sayılabilecek bir şekilde bazı

kararları uygulamaya koyduk. Yaptıkları

iş itibari ile uzaktan çalışmaya uygun olan

ofis ekibimizin tamamını evden çalışabilir

hale getirdik. Üretim ve kiralama ekibimiz

için ne yazık ki bu şekilde bir uzaktan çalışma

imkânı olmadığı için onlar Gebze ve

Düzce tesislerimizde çalışmaya devam

ediyorlar. Fakat onlar için de çalışma koşullarını

daha güvenli hale getirecek bazı

önlemler aldık. Çalışanlarımızı gelir kaybına

uğratmayacak şekilde tesislerimizdeki

insan yoğunluğunu azalttık. Çalışanlarımızın

işe geliş-gidişlerinde, sosyal mesafeyi

koruyabilmeleri amacı ile servislerimizin

sayısını arttırdık ve yemekhanede bu doğrultuda

önlemler aldık. Temizlik, dezenfektasyon

ve havalandırma konularında,

sağlık bakanlığı tarafından yayınlanan genelgelere

birebir uygun şekilde iş bölümü

ve görevlendirmeler yaptık.

Aldığımız bu önlemlerin de etkisiyle, çok

şükür şu ana kadar hiçbir çalışanımızda

salgın ile ilgili en ufak bir sağlık problemi

yaşamadan çalışmalarımıza devam ediyoruz.

İnşaat sektörü açısından baktığımızda, gerek

yurt içinde gerekse yurt dışındaki projelerin

bir kısmı yavaşlatıldı, bir kısmı ise

tamamen durduruldu. Bunun sonucu olarak

müşterilerimizin taleplerinde bazı azalmalar

oldu, kirada olan malzemelerimizin

bir kısmı depomuza geri döndü.

Talepte meydana gelen bu azalmaya paralel,

yukarıda bahsettiğim koşullar ve aldığımız

önlemler nedeni ile doğal olarak

bizim hizmet ve üretim kapasitemiz de

düştü. Tüm dünyada insanları evde kalmaya

zorlayarak, bir anlamda iş hayatını

durma noktasına getiren bu denli büyük bir

küresel kriz ortamında, en azından çarkımızı

döndürecek kadar işimiz oluyor. Aynı

zamanda bu işleri, sorunsuz bir şekilde

tamamlayıp teslim ederek çalışmalarımıza

devam edebiliyoruz.

Üretim, sevk ve yeni sipariş

çalışmaları noktasında şu anki

çalışma yapınızdan biraz bahseder

misiniz?

Gebze ve Düzce’de iki farklı tesisimizde

faaliyetlerimize devam ediyoruz. Gebze

tesisimizde “genel yönetim binamız” ve

kiralık parkımızın bakım onarımının yapıldığı

ve stoklandığı “depomuz” var. Düzce

tesisimizde ise tüm üretimlerimizin yapıldığı

“üretim merkezimiz” yer alıyor.

Bir önceki maddede detaylı olarak anlatmış

olduğum gibi her iki tesisimizde insan

yoğunluğunu azalttık ve çalışmalarımıza

devam ediyoruz. Genelde kiralama siparişlerini

Gebze tesisimizden, satış siparişlerimizi

Düzce tesisimizden sevk ediyoruz.

Mart ayı içinde teslimatını tamamlamamız

gereken Cezayir ve Türkmenistan siparişlerimiz

vardı. Bu siparişlerin sevkiyatlarını

sorunsuz bir şekilde gerçekleştirdik. Nisan

ve Mayıs aylarında yurt dışında Bosna-Hersek,

İrlanda, Fransa ve Sırbistan’da

almış olduğumuz projelerin yanı sıra Türkiye’de

kısmen satış kısmen kiralama yöntemi

ile çalıştığımız irili ufaklı birkaç projenin

teslimatlarını gerçekleştireceğiz.

Satış ve pazarlama noktasındaki

faaliyetlerinizi nasıl

gerçekleştiriyorsunuz?

Satış ve pazarlama ekibimizin tamamı,

Mart ayının sonundan beri uzaktan çalışıyor.

Bizim proje bölümümüz, satış bölümünün

en önemli parçasıdır. Onlar da

uzaktan çalışıyor. Proje işi günümüzün

teknolojik şartlarında uzaktan çalışma yöntemi

ile yapılabilecek bir iştir.

Fakat satış işi için aynı yorumu yapmak

mümkün değildir. Müşterilerimiz ile uzaktan

video konferans ile yapılan görüşmeler,

karşılıklı birebir görüşmelerin yerini tuta-

28

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya

maz. Bu nedenle satış bölümünde çalışan

arkadaşlarımız gerekli durumlarda, sosyal

mesafeyi korumak kaydı ile müşterileriyle

karşılıklı görüşmelerini gerçekleştiriyorlar.

Satış, pazarlama ve proje ekiplerimizin ne

kadar süre ile uzaktan çalışmaya devam

edeceğini, önümüzdeki günlerdeki gelişmeler

bize gösterecektir.

Önümüzdeki döneme dair

öngörünüz nedir?

Günümüzde iletişim teknolojilerinin geldiği

nokta, iş hayatının büyük bir hızla dijitalleşmesine

yol açıyordu. Yaşadığımız salgın,

bu süreci hızlandıracak gibi görünüyor. İşletmeler

bu süreçte yaşadıkları tecrübeleri

değerlendirerek, zamandan, ofis ve ulaşım

maliyetlerinden tasarruf etmek amacı ile

bazı işleri uzaktan çalışma yöntemine döndüreceklerdir.

Virüs ile savaşta henüz çözülememiş birçok

soru işareti olmasına karşın, ben insanlığın

bu virüsü eninde sonunda yeneceğini

düşünüyorum. Aksi görüşler, başta

sosyal mesafe kavramının değişmesi ile

birlikte insan yaşamının çok büyük değişimlere

uğrayacağını, hiçbir şeyin eskisi

gibi olmayacağını öngörüyor. Böyle bir

durumun gerçekleşmesi turizm, eğlence,

yeme-içme, sanat, spor, ulaşım gibi birçok

endüstriyi derinden sarsacaktır. Tabii bu diğer

sektörlere de olumsuz olarak yansıyacaktır.

Ben bu kadar kötümser olmamakla

birlikte, global dünyada ilk kez tecrübe edilen

böylesine bir felaketin ne gibi sonuçlar

yaratacağını biraz endişe ve epeyce merakla

bekliyorum.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve

projeleriniz var mı?

Daha önceki röportajlarımızda da anlatmış

olduğumuz bir gelişme stratejimiz var.

“Yurt dışında yerelleşme” adını verdiğimiz

bu strateji, İntek’in uluslararası pazarlardaki

payının büyümesini hedefliyor.

Geçtiğimiz yıllarda, yurt dışı projelerin lojistiğini

Türkiye’den yapmak mümkündü ve

bu müşterilerimiz açısından tercih edilen

bir durumdu. Fakat günümüz şartlarında,

işlerin süreleri çok kısaldı. Hizmeti çok

daha hızlı bir biçimde sunmak gerekiyor.

Buna ilaveten, müşterilerimiz satın alma

yerine kiralama yöntemini tercih etmeye

başladılar. Bu nedenlerle müşterilerimiz

her türlü ihtiyaçlarını, iş yaptıkları ülkede

yerleşik olan tedarikçilerle çözmeyi tercih

ediyorlar. Müşterilerimizin bu tercihi, bizi

iş yaptığımız ülkelerde derinleşmeye, bir

başka deyişle “yerel olmaya” doğru itiyor.

Son yıllarda ihracat stratejimizi bu “yerelleşme”

ilkesi üzerine kuruyoruz. Hedef pazarlar

seçip, o pazarlarda ofis ve depolar

oluşturarak o ülkenin yerel bir firması haline

gelmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken,

o pazarı bilen, güvenilir yerel firmalara bayilik

vererek, onlarla ortak hareket etmeye

de sıcak bakıyoruz. Böylece o ülkedeki

yerel ya da uluslararası

diğer inşaat firmaları ile

de çalışmayı hedefliyoruz.

Bu salgının yarattığı

olumsuz koşullar, bizim

bu yöndeki çalışmalarımızı

sekteye uğrattı

tabii ki. Koşullar düzelir

düzelmez, bu stratejimizi

gerçekleştirmek için

çalışmaya devam edeceğiz.

Son olarak eklemek

istedikleriniz?

Öncelikle tüm insanlık

için bu salgının sağlık

açısından en az hasarla

atlatılmasını diliyorum. Bunun peşinden

tabii ki işin ekonomik boyutunu düşünmek

gerekiyor. Dünyada ekonominin durma

noktasına geldiği bu günlerde, özellikle

günlük temel ihtiyaçlarını karşılamak için

çalışmak zorunda olan birçok insanın, çalışamadığı

ve hayatını sürdürmek için ihtiyacı

olan geliri elde edemediği gerçeği ile

karşı karşıyayız. Devletlerin başta bu durumdaki

vatandaşlarına mutlaka destek olması

gerekiyor. Bunun yanında işletmelerin

de desteklenmeleri gerekiyor. İşlerin azalması

ile firmalar varlıklarını sürdürebilmek

için küçülme yoluna giderler. Firmaların

küçülmesi demek işsizlik demektir. Devletimiz

tarafından hayata geçirilen “Ekonomik

İstikrar Kalkanı” işletmeleri desteklemek

yönünde atılmış önemli bir adımdır. Fakat

hem istihdama hem de ihracata büyük

oranda katkı sağlayan kalıp ve iskele sektörü,

bu destek paketinin kapsamı dışında

tutulmuştur. Sektörümüzün de “Ekonomik

İstikrar Kalkanı” kapsamına dahil edilmesi

için sektörümüzü temsil eden derneğimiz

olan İKSD aracılığı ile ilgili bakanlıklara,

İntek olarak da bağlı bulunduğumuz vergi

dairesine gerekli başvuruları yaptık.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 29


TMS Grup, Conexpo-Con/Agg 2020

Fuarıyla Amerika’da

Mühendislik Hizmetleriyle ve üretim kalitesiyle dünya genelinde bir marka olma vizyonuyla

hareket eden TMS Grup, Amerika’nın Las Vegas kentinde düzenlenen CONEXPO-CON/

AGG fuarında geçtiğimiz Mart ayında yepyeni ürünleriyle yerini aldı.

Amerika’nın Las Vegas şehrinde 10-14

Mart tarihleri arasında yapılan endüstri ile

inşaatı bir araya getiren dünyanın en büyük

fuarlarından biri olan CONEXPO-CON/

AGG, yaklaşık 250.000 m2 alan üzerinde

kurulu olup katılımcı sayısı 2300’ün üzerinde

olduğu fuarda TMS Grup yeni ürün

ve sistemlerini ziyaretçileriyle buluşturdu.

Fuar süresince TMS Grup’un en dikkat çeken

ürünleri; Mopa Panel Kalıpları ve Multix

kit oldu. Ayrıca fuarda Vinc’i 80, Vinc’i

70, Hand’i perde ve kolon kalıp sistemleri

de rağbet gören ürünler arasında yer almıştır.

MOPA MODÜLER VE SÖKÜLEBİLİR

PERDE KALIP SİSTEMİ

İlk olarak 2018 yılında İstanbul Kalıp ve

İskele Fuarında görücüye çıkan MOPA,

modüler ve sökülebilir perde kalıp sistemi,

CONEXPO-CON/AGG fuarında da ziyaretçilerin

ilgisini çeken TMS’nin diğer bir

ürünü oldu. MOPA, her iki uçta cıvatalı dikdörtgen

kutu profillerden oluşan ve proje

ihtiyaçlarına göre şantiyede montajı sağlanabilen

çelik çerçeve sistemine sahiptir.

Dış çerçeve kenar profilleri VINCI 80 profilleri

ile aynı şekle sahip ve aynı mukavemette

tasarlanmıştır. Bu nedenle Vinci 80

panel kilitleriyle kolayca birleştirilebiliyor.

MOPA panel kalıplarının cıvatalı birleşimleri

sayesinde inşaat sahasında da montajı

yapılabildiği

için parçalar halinde nakliyesi gerçekleşe-

30

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya

bilmektedir. Dolayısıyla 6x6 metre ebatlarında

panel kalıp, araçta çok daha az yer

kaplayarak sahaya taşınabilir ve imalatı

yapılabilir durumdadır. Bu da nakliye, işçilik

ya da aksesuar tüketimi gibi birçok maliyetlerin

azalması demek oluyor.

MULTIX KIT

Tamamen kendisine özgün tasarım ile

yola çıkarak üretilen ve geliştirilen ürünleri

Avrupa ve dünya standartlarında kullandırmak

üzere yola çıkan TMS, geçmiş

yıllardaki strateji ve ön görülerinin bugün

meyvelerini toplamaktadır. TMS Kalıp,

aralıksız çalışmalarının sonucu olarak,

CONEXPO-CON/AGG fuarında Multix

Kit adında yeni bir ürünle daha karşımıza

çıkmıştır. Multix Kit birçok ihtiyaca çözüm

sunabilen bu sistem özel çap ve aralıklarda

delinerek üretilmiş U profillerin özel

olarak dizayn edilmiş bağlantı elemanları

ile birleştirilmesi sonucunda oluşmaktadır.

Multix Kit kullanılarak düşey ya da yatay

ağır yükler için kule ya da makas çözümleri

yapabilmesinin yanında Multix elemanları

perde yatay kuşağı, tek yüz perde dayaması,

köprü başlık traversi, çiftli itme-çekme

tipi payanda ve teleskop olarak ya da

tünel kalıbı ve hidromekanik sistemlerde

eleman

olarak kullanılabilmektedir. Multix Kit her

türlü projeye uygulanabilecek şekilde standartlaştırılmış

olduğu için, farklı projelerde

farklı tip sistemler gerektirmeyen modüler

bir sistemdir. Yük taşıma kapasitelerinin

yüksek oluşu sayesinde daha az eleman

gerektirdiği için zamandan ve işçilikten tasarruf

sağlamaktadır.

VINC’I 80 KOLON KALIPLARI

VINC’I 80 Kolon Kalıpları, vinç ile kullanılabilen,

çelik çerçeveli, plywood yüzeyli

pano kalıp sistemleridir. Panolar; kapalı

torsiyona mukavim çelik çerçevelidir. Enlemeler

ise kutu profillerden yapılmıştır.

Yüzeyler 220 gr/m2 fenolik film kaplı UPM

Wisa-Form Birch plywood kaplıdır. İsteğe

bağlı olarak, kullanım ömrü daha yüksek

olan plastik yüzeyli plywood UPM Elephant

ile de kaplanabilmektedir. Çelik çerçeve

profil elemanı; istenilen her çerçeve

noktasından bir diğeri ile bağlanabilecek

şekilde tasarlanmıştır. 5 cm

aralıklı yatay tie-rod delikleri ile kolon

ölçüşüne göre yatayda her iki yönde

beş cm’de bir ayarlanabillir olmasını

sağlanabilmektedir. Pano genişlikleri:

75, 90, 105, 120 cm ve yükseklikleri

ise; 330, 300, 270, 180, 150, 120

cm olarak üretilmektedir. Panoların

köşeleri dolu malzeme olup bir yandan

çerçeveyi sağlamlaştırmakta ve

diğer vinç ile deplase esnasında ilk

darbe noktasını kuvvetlendirmektedir.

Perde kalıbında ve kolon panosu

eklemelerinde kullanılan TAMON kilit

bir çekiç darbesiyle açılır veya kapatılabilir.

Panolarda açılmış ankraj

delikleri DW15’lik tie-rod kullanımı

için uygun olup 80 KN/m2’ye kadar beton

basıncını karşılamaktadır.

BTMS

Kalıp ve İskele sektöründe Türkiye’de

ve dünyada bir marka haline gelen TMS

Grup, bünyesinde bir önemli markayı daha

bulunduruyor. BTMS; TMS Grub’un; Kore’li

Boo Won B.M.S. şirketi ile ortaklaşa kurduğu;

inşaat demirlerinin mekanik olarak

birleştirilmesinde kullanılan “donatı manşonlarını”

pazarlayan ve kısa sürede Türkiye’de

patentli üretecek şirketidir.

Dünyanın en yüksek yapısı olan Burj-Khalifa

(Birleşik Arap Emirlikleri) binası ve beşinci

yüksek yapısı olan G. Kore’deki LOT-

TE World Tower, BMS manşonları ile inşa

edilmişlerdir. Yurt içerisinde İstanbul 3. Boğaz

Köprüsünün yanında; 1915 Çanakkale

Köprüsü, Kömürhan Köprüsü, Vakıf GYO

Finanskent Kule projesi gibi birçok projede

BTMS manşonlarını güvenle kullanılmıştır.

Ülkemizin büyük projelerinden olan 1915

Çanakkale Köprüsü projesinde; yapıyı taşıyan

kilit noktalar, keson ve ankraj bloğu

imalatında değişik çaplarda BTMS manşon

ve Terminatörleri kullanılmıştır. Dünyada

‘Nükleer Standartları’ karşılayan donatı

manşon markası fazla değildir. BMS, dünya

çapında nükleer yeterliliği sağlayan bu

markalardan bir tanesi olarak öne çıkıyor.

Güney Kore’de; “Shin Wolsong”, “Shin

Hanul” ve “Shin Gori” ile Birleşik Arap

Emirlikleri’nde; “Barakah” olmak üzere birçok

Nükleer Enerji Santrali, BMS manşonları

kullanılarak inşa edilmiştir. UK CARES

A1/B1 sertifikası altında üretilen, Rus Atom

Ajansı ROSATOM ile KEPİC onaylı BTMS/

BMS donatı birleştirme sistemlerinin sağladığı

standartlar ise;

• ACI 318

• ACI 349, 359 (Nuclear requirements)

• BS 8110

şeklindedir.

Önümüzdeki yıllarda daha büyük bir coğrafyada

başarılarını devam ettirmek olduğunu

hedefleyen TMS Kalıp ve İskele sistemleri,

sayılı yabancı rakipler ile alt yapı,

köprü, metro ve yüksek katlı yapılar gibi

zorluk derecesi yüksek projelerde mücadele

ederek ipi göğüslemektedir ve aynı

şekilde yeni projelerinde de göğüslemeye

devam etmektedir.

Ar-Ge çalışmalarına

da

hız kesmeden

devam

eden TMS,

inovasyon ve

teknoloji ışığı

altında, sektörün

önde

gelen firması

olarak ülkemizi

gururlandırmaktadır.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 31


Milano City modern mimarisiyle

Bursa Nilüfer’de yükselecek

Taham Yapı güvencesiyle hayata geçecek olan Milano City Projesi toplam 5135 m 2 bir alan

üzerine kurulacak. Kayapa’nın kalbinde yeşillik ve huzurun arasında yükselecek olan proje

modern mimarsiyle göz dolduruyor.

Milano City projesi toplam 5135 m² arazi

üzerine kurulacak. 3 blok ve 41 daireden

oluşmakla beraber 4. Katlar dubleks olarak

tasarlanmış durumda.

Milano City Projesiyle Kayapa’nın kalbinde

modern mimari ve taham kalitesi buluşuyor.

o Açık Otopark

o Ahşap Çocuk Parkı

o Açık Havuz

o Bisiklet Otoparkı

o 33 adet 3+1 daire

o 8 adet 6+1 dubleks daire

o Malzeme garantisi

o Modern mimari ve dizayn

o Satış sonrası hizmet

Kalite, bizim için olmazsa olmazlardan.

Milano City projemizde;

o Kullanılacak tüm malzemeler TSE standartlarında,

inşaatta tüm malzeme ve işçilikler

1. Sınıf kalitede uygulanacaktır.

o Yapı taşıyıcı sistemi, son deprem yönetmeliğine

uygun konvansiyonel sistem

olacaktır.

o Milano City projemizde Beton kalitesi

C25 olarak belirlenmiştir. Sondaja dayalı

zemin ve temel etütleri yapılmıştır.

o Tüm blokların dış cephelerinde ısı yalıtımını

sağlayan 6 cm mantolama sistemi

kullanılacaktır.

o Tüm blokların ısı ve su yalıtımı projeye

uygun yapılacaktır.

o Tüm blokların cephe doğramaları ısı

yalıtımlı PVC doğrama olacak ve ısı cam

kullanılacaktır.

32

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya

“En önemli karakteristik özelliğimiz

olan motivasyonumuzu kaybetmedik”

“Global belirsizlik nedeniyle büyük ölçekli yatırım planımız yok. Her yıl olduğu gibi verimlilik

yaşını doldurmuş robot ve diğer makinelerimizi yenileyeceğiz. Ayrıca sohbetimizin başında

da söylediğim gibi AR-GE faaliyetlerimiz son sürat devam edecek.”

Berkan Özelci

ÖZLER Kalıp ve İskele Sistemleri

Genel Müdürü

Konularında uzman, tecrübeli ve dinamik

teknik kadrosuyla, mühendislik, analiz ve

raporlarla desteklenmiş hızlı ve ekonomik

endüstriyel kalıp ve iskele çözümleri

sunan ÖZLER Kalıp ve İskele Sistemleri,

7.000 m²’si üretim 15.000 m²’si stoklama

alanı olmak üzere toplam 22.000 m²’lik

tesisi ve 150 çalışanı ile müşterilerine

hizmeye devam ediyor.

ÖZLER Kalıp ve İskele Sistemleri Genel

Müdürü Berkan Özelci ile gündeme dair

konuştuğumuz bir röportaj çalışması gerçekleştirdik.

Tüm dünyayı etkisi altına

alan salgın hastalık şirket

faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

Açıkçası Nisan ayına kadar yurtdışı ofislerimizin

verdiği destekler ile herhangi bir

olumsuz etki hissetmedik. Ancak salgının

tüm dünyada etkisini artırması ve buna

paralel ulaşım problemlerinin yaşanması

maalesef olağan üretim akışımızı bir nebze

olsa da olumsuz etkiledi. Ancak bizi biz

yapan en önemli karakteristik özelliğimiz

olan motivasyonumuzu kaybetmedik hatta

bu durağanlaşan dönemi ilerisi adına

avantaja çevirmek için AR-GE faaliyetlerimize

hız verdik. Sizin de çok iyi bildiğiniz

gibi ihracat hacmini her yıl artıran ÖZLER

bu yeni ürün portföyleri ile hem sektöre

örnek olmaya hem de daha inovatif ürünler

ihraç ederek ülkemizin milli hedeflerine

katkı vermeye devam edecek.

Satış ve pazarlama noktasındaki

faaliyetlerinizi nasıl

gerçekleştiriyorsunuz?

Başta Cumhurbaşkanımız ve Sağlık Bakanımızın

önce sosyal mesafe kuralı ve

daha sonrasındaki evde kal çağrısına uygun

hareket ediyoruz. Bu nedenle satış

ve proje ekiplerimiz değerli müşterilerimize

evden hizmet veriyor. Ayrıca gerekli

önlemleri alarak nöbet sistemi oluşturduk

ve yurt içinde devam eden projelerimize

yerinde hizmet vermeye devam ediyoruz.

Önümüzdeki döneme dair

öngörünüz nedir?

İş hayatımda 15 yılı geride bıraktım. Bu

süre zarfında küçük, büyük, iç piyasa ya

da küresel birçok kriz gördüm. İç piyasada

sorun olduğu dönemde ağırlığımızı

yurt dışına vererek süreci aşabiliyorduk

ya da tam tersi iç piyasaya ağırlığımızı

vererek süreç içinde pozisyonumuzu

güncelleye biliyorduk. Şimdi durum tüm

dünya genelinde belirsiz. Yönetim olarak

üretim ve satış faaliyetlerimizi sürdürme

noktasında kısa süreli tasarruf temelli

program uygulama kararı aldık.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve

projeleriniz var mı?

Global belirsizlik nedeniyle büyük ölçekli

yatırım planımız yok. Her yıl olduğu gibi

verimlilik yaşını doldurmuş robot ve diğer

makinelerimizi yenileyeceğiz. Ayrıca

sohbetimizin başında da söylediğim gibi

AR-GE faaliyetlerimiz son sürat devam

edecek.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Ülkemize, milli birlik ve kardeşliğimize

inanıyoruz. Bu süreç elbet bitecek. Dünyada

dengeler değişecek ve ülkeler ticaret

stratejilerini yeni süreçle birlikte güncelleyecek.

Benim hep söylediğim ve tüm

çalışma arkadaşlarımın inançla arkamda

durduğu bir sloganım var.

Gelecek bizim...

Yapı Malzeme Mayıs 2020 33


Erkanlı Holding’in Öğrenci Evi Markası

Univa, Dünyaya açılıyor!

Türkiye’de bir ilke imza atarak gayrimenkul sektöründe yeni bir dönemin kapılarını

aralayan Erkanlı Holding’in yatırım amaçlı öğrenci evi projesi Univa, İngiltere’den dünyaya

açılıyor. Erkanlı Holding, öğrenci evi yatırımlarının öncü pazarlarından İngiltere’ye OPTO

markasının sahibi Experience Investment ile ortaklık yaparak girdi. Erkanlı Holding, 728

öğrenci evinin yer aldığı projede 140 adetlik öğrenci evi bloğunu İngiliz ortağı ile beraber

geliştirecek ve satışını yapacak.

12 milyon sterlinlik yatırımla hayata geçen

anlaşma kapsamında; Univa&OPTO markasıyla

hayata geçirilecek öğrenci evleri

2022 yılının Eylül ayından itibaren teslim

edilecek. South Wales Üniversitesi’nin yanında

yer alan projedeki öğrenci evlerinin

lansman fiyatı ise yaklaşık 83 bin sterlinden

başlıyor. Proje; yaklaşık 660 bin TL

karşılığında İngiltere’de mülk sahibi olma

imkanı sağlıyor. Erkanlı Holding Yönetim

Kurulu Başkanı Rıza Erkanlı, bu işbirliğinin

önemine dikkat çekerek, “Bizim gibi

Türkiye’nin bir merkezinden çıkacak ulusal

ve uluslararası bir öğrenci evi işletme

ve yatırım markası yok. Bu hedefi kendimize

koyduk ve bu açıdan bizim için kıymetli

yatırımlardan bir tanesi” dedi.

Türkiye’de bir ilke öncülük ederek inşaat

sektöründe yeni bir yatırım modelini hayata

geçiren Erkanlı Holding’in yatırım

amaçlı öğrenci evi projesi Univa, yurtdışı

atağına kalktı. Türkiye’de Sakarya, Kocaeli

ve Düzce’de öğrenci evi projelerine

imza atan Univa’nın yurtdışındaki ilk durağı

öğrenci evi sektörünün öncü pazarları

arasında yer alan İngiltere oldu. Cardiff’teki

South Wales Üniversitesi’ne beş dakika

yürüme mesafesinde olan proje kapsamında

OPTO markasının sahibi Experience

Investment ile işbirliği yapıldı. Erkanlı

Holding, 728 öğrenci evinin yer aldığı projede

140 üniteyi İngiliz ortağı ile beraber

geliştirecek ve satışını yapacak.

“Yurtdışındaki projelerimize etap

etap devam edeceğiz”

Yurtdışındaki projelere devam edeceklerini

vurgulayan Erkanlı, “Almanya’da da

düşünüyoruz ama etap etap gideceğiz.

Örneğin Frankfurt, Berlin’de inanılmaz ihtiyaç

var. İtalya, İspanya’da Madrid, Portekiz

gibi yerlerde de aynı şekilde. Biz ilk

etapta İngiltere’de başlamak istedik.

Türkiye’deki yatırımların toplamı

430 milyon TL’yi bulacak!

Türk yatırımcıların son yıllarda İngiltere’ye

yöneldiklerini anlatan Erkanlı, “Projelerimiz

kapsamında Türkiye’den yatırım yapmış

kişilere yaptığımız ön bilgilendirme

sonucunda çok ciddi bir talep aldık. En

önemli sebeplerden bir tanesi gerçekten

sterlin kira garantisi” diye konuştu.

Erkanlı, Türkiye’de öğrenci evi projeleri

kapsamında toplamı 430 milyon TL’yi bulan

yatırımlara devam ettiklerini, Cardiff’te,

OPTO ile olan ortaklık yatırımının ise 96

milyon TL’yi bulacağını, bu rakamın da

yaklaşık 12 milyon sterline denk geleceğini

söyledi.

“Türkiye’de gayrimenkul sektöründe işlerin

yavaşladığı bir noktada, bu kadar hızlı

satış yapmamızın en önemli sebebi tüketiciye

alternatif bir gayrimenkul yatırım aracı

sunmamız” açıklamasını yaptı.

34

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya

“Salgın sonrası durum için yapmamız

gerekenleri değerlendiriyoruz”

“Üretim ve sevk hizmetlerimizi gerekli önlemleri alarak gelen taleplere göre planlıyor ve

gerçekleştiriyoruz. Bulunduğumuz şu durumda, en doğru davranışın izolasyon kurallarına

uymak olduğunu biliyoruz. Yetkilerimizin tavsiyeleri dikkate alıyor, mümkün olduğunca

uymaya gayret ediyoruz.”

Ümit Yağmur

Yağmur İskele Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı

5.000 m 2 ’si kapalı, 6.000 m 2 ’si açık alan

olmak üzere toplam 11.000 m 2 alanda

faaliyet göstermekte olan Yağmur İskele

Sistemleri, kurulduğu günden itibaren,

kaliteli hizmet ve ürün ilkesi ile müşterilerine

hizmet vermekte.

Yağmur İskele Sistemleri Yönetim Kurulu

Başkanı Ümit Yağmur ile dosya konumuz

çerçevesinde bir röportaj çalışması gerçekleştirdik.

Tüm dünyayı etkisi altına

alan salgın hastalık şirket

faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

Dünyayı etkisi altına alan bu salgın birçok

sektörü olumsuz etkilediği gibi bizi

de etkiledi. Ülkemizde ilk vakanın görülmesinden

sonra yaptığımız toplantıda

alınması gereken önlemleri ciddi şekilde

ele aldık. Yetkilerin üzerine basa basa

söylediği sosyal mesafe kuralına uymak

için ofis ve fabrika içi ortak alanlarda yeniden

düzenlemeler yaptık. Dezenfektan

ürünleri ve koruyucu malzemeleri tedarik

ettik, kullanmaya başladık. Yaklaşık 1

hafta, bu düzende çalıştıktan sonra, geçici

bir süre ile faaliyetlerimize ara vermeye

karar verdik. Çalışmalarına devam eden

müşterilerimizin mağdur olmaması adına

gerekli üretim ve sevkiyatların yapılması

için planlamamızı yaptık. Personellerimizi

dönüşümlü kullanarak, gerekli önlemleri

alarak bu üretim ve sevkiyat faaliyetlerini

gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Ofis

personellerimiz ise kuruduğumuz ağ ile

bu süre zarfında çalışmalarını evlerinden

sürdürüyor.

Üretim, sevk ve yeni ürün

çalışmaları noktasında şu

anki çalışma yapınızdan biraz

bahseder misiniz?

Az önce de belirttiğim gibi üretim ve sevk

hizmetlerimizi gerekli önlemleri alarak

gelen taleplere göre planlıyor ve gerçekleştiriyoruz.

Bulunduğumuz şu durumda,

en doğru davranışın izolasyon kurallarına

uymak olduğunu biliyoruz. Yetkilerimizin

tavsiyeleri dikkate alıyor, mümkün olduğunca

uymaya gayret ediyoruz.

Satış ve pazarlama noktasındaki

faaliyetlerinizi nasıl

gerçekleştiriyorsunuz?

Satış pazarlama ve proje grubu çalışanlarımız

çalışmalarına evlerinden devam

ediyor. Yurt içinden ve yurtdışından, sayıca

geçtiğimiz günlere oranla az olsa da

talep gelmeye devam ediyor. Bizde gelen

bu talepleri değerlendiriyor, tekliflerimizi

veriyoruz. Bu süre zarfında mail ve telefon

yoluyla müşterilerimizle diyaloğumuz

devam ediyor.

Önümüzdeki döneme dair

öngörünüz nedir?

Bulunduğumuz dönemde öngörü yapmak

gerçekten çok zor. Bilim insanları

bu dönemi sonlandırmak adına tüm gayretleriyle

çalışıyorlar, bizde gelişmeleri

yakinen takip ediyoruz. Ticari faaliyetlere

dönecek olursak, eski düzeyine ulaşması

için ilk önce bu salgın hastalığın önünün

kesilmesi gerekiyor. Bu salgının etkileri

ne kadar erken biterse, normalleşme de

o derece erken başlayacak. Şu an tüm

dünyanın gündemi ve çalışmaları bu yönde.

Salgının etkilerinin azalmaya başlamasıyla

normalleşme süreci başlayacak,

lakin bir anda çok keskin bir biçimde salgın

öncesi ticari faaliyet düzeyine ulaşılamayacak.

Bu da yavaş yavaş, etap etap

gerçekleşecek. Bizde salgın sonrası durum

için yapmamız gerekenleri, almamız

gereken pozisyonları değerlendiriyoruz.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve

projeleriniz var mı?

2020 yılı için tasarladığımız birçok plan

vardı. Lakin bunların şu an çok bir önemi

yok. Arzumuz bir an evvel bu bilinmeyenin

içinden çıkmak ve bildiğimiz hale, yani

severek yaptığımız faaliyetlerimize tam

kapasite ile devam etmek.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Gündemimizin koronavirüs olduğu bugünlerde

eklemek istediğim şeylerde haliyle

bu doğrultu da oluyor. Bir an evvel

bu salgının etkilerinden kurtulmak için

yetkililerimizin koyduğu kural ve verdiği

tavsiyelere tam anlamıyla uyulması konusunda

gayret içinde olmamız gerektiğini

hatırlatıyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet,

hastalara da acil şifa diliyorum. Tez

zamanda, eskiden olduğu gibi işimizle,

faaliyetlerimizle alakalı röportajlar gerçekleştirmeyi

ümit ediyorum.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 35


En iyi yol her zaman bilinen yol mudur?

İç mekan geri dolgularına

farklı bir bakış

İç mekan geri dolgusu hem sabır hem de özen gerektiren bir işlem olmakla beraber şantiye

ortamında genellikle pek de özen gösterilmeden icra edilir. Normalde 20 cm’de bir serilip

kompaktör ile sıkıştırılması gereken geri dolgu malzemesi ya hiç sıkıştırılmaz ya da iyi

sıkıştırılmaz. Dolayısı ile bu riske girmek istemeyen şantiye sorumluları dolgu üzerine

hem daha kalın bir betonarme döşeme yaparlar hem de aralara döşemeyi taşıyacak dolgu

perdeleri oluştururlar.

Betonarme yüzeylerde çatlak oluşmasının

pek çok sebebi olmakla birlikte, bu

tarz dolguların (kum+mıcır karışımı, moloz

vb.) olduğu alanlarda dolgunun zamanla

çökmesinden dolayı özellikle yük

altında betonarme döşemeler yapısal

olarak çatlayabilir.

ABS Plus Kör Kalıpları kullanılarak yapılan

uygulamalar ise geri dolgu olarak kullanılmakla

beraber, teknik olarak dolgu

değil yapısal bir ‘betonarme yükseltilmiş

döşemedir’.

Mevcut zemin üzerine yerleştirilen kör kalıpların

içine beton doldurulur ve m2’ye iki

koloncuk üzerinde birbirine kemerler ile

bağlanmış devamlı bir kubbeler sistemi

oluşturulur. Oluşturulan yapı sürekli olduğu

için dolgu perdesi gibi ilave elemanlara

ihtiyaç yoktur.

Bu sistem, bu kadar az betonla,

bu kadar çok yükü taşır mı?

ABS Plus kör kalıpları ile yapılan betonarme

yükseltilmiş döşemenin geleneksel

geri dolguya göre avantajları yüksek yük

taşıma kapasitesi ve yapısal çatlak riski

oluşturmamasına ilaveten;

• Beton tasarrufu: Kör kalıpların betona

verdiği kolon-kemer-kubbe formu sayesinde

normal döşeme kalınlığı yarı yarıya

azaltılabilir.

• Lojistik ve elleçleme: Kör kalıplar sahaya

iç içe geçmiş şekilde getirilirler; 1

metre dolguda 50 kamyon geleneksel

dolgu hacmine kıyasla 1 kamyon plastik

kör kalıp hacmi yeterlidir.

• Tesisat geçişleri: Kör kalıpla oluşturulan

hacmin içi %95 oranında boştur, dolayısı

ile bu hacim tesisat geçişleri veya gri

su deposu olarak kullanılabilir.

• Zamanlama: Pek çok geri dolgu daha

işin başında üst katlar inşa edilmeden

önce yapılmalıdır. Oysa beton pompasının

hortumu bir şekilde alana girdiği sürece

kör kalıpla yapılacak dolgu istenildiği

zaman yapılabilir.

36

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya

“Üretim ve yeni ürünler ile ilgili

alt yapı geliştirme çalışmalarımız

devam etmektedir”

“Üretim ve yeni ürünler ile ilgili alt yapı geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir, kriz

bitimi üretim eksikliğinin derinden hissedileceğini düşünerek şimdiden pozisyon almak

istiyoruz.”

Ersen Bektaş / Güneş İskele Genel Müdür

Sürekli gelişim ilkesinden hareketle,

her geçen gün yenilenen ve büyüyen

Güneş İskele, sektörün gerektirdiği teknolojik

donanımla beraber aylık 40 bin

m 2 üretim kapasitesine sahip. Marmara

ve Trakya bölgesi başta olmak üzere

tüm Türkiye’ye hitap eden firma, imalat,

kiralama ve kiralama sonrası süpervizörlüğe

kadar komple hizmet vermektedir.

Güneş İskele Genel Müdürü Ersen

Bektaş ile tüm sektörü etkisi altına alan

salgına karşı aldıkları tedbirleri kısaca

ele almaya çalıştık.

Tüm dünyayı etkisi altına

alan salgın hastalık şirket

faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

İnşaat sektörünü durma noktasına getiren

salgın zincirleme olarak herkesi ve

bizi de etkilemiştir Ancak Güneş İskele

Kiralama A.Ş.olarak devam eden projeler

ile bu dönemde de çalışma şansımız

olmuştur.

Üretim, sevk ve yeni ürün

çalışmaları noktasında şu

anki çalışma yapınızdan biraz

bahseder misiniz?

Üretim ve yeni ürünler ile ilgili alt yapı

geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir.

Kriz bitimi üretim eksikliğinin

derinden hissedileceğini düşünerek

şimdiden pozisyon almak istiyoruz. Ancak

gelecek teki belirsizlikler hızlı hareket

etmemizi engellemektedir.

Satış ve pazarlama noktasındaki

faaliyetlerinizi nasıl

gerçekleştiriyorsunuz?

İnternet ortamında ki reklamlarımız devam

etmekte olup, daha önce anlaşma

sağladığımız dergi reklam yayınları da

devam etmektir.

Önümüzdeki döneme dair

öngörünüz nedir?

Salgının Yayıs sonu veya en geç Haziran

başı hayatı normale döndürmesi

durumunda yılın 2.çeyreğinden itibaren

büyüme ve karlılık beklemekteyiz.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve

projeleriniz var mı?

Yeni başlayan kamu ihaleleri ve markalı

markasız özel sektör projelerinin yanında

olmak istiyoruz .

Son olarak eklemek

istedikleriniz?

Bu süreçten Güneş İskele Kiralama

A.Ş. olarak milletçe dayanışma içinde

en erken biçimde kurtulacağımız sağlıklı

günler dileriz.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 37


Dosya

“Çimsa olarak hem çalışanlarımıza

hem de teknolojiye yatırım

yapmayı sürdüreceğiz”

“Özellikle yaşadığımız bu dönem bizlere bir kez daha gösterdi ki; 2020 ve sonrasında,

küresel ve ulusal ölçekte, fırsatlar ve riskler eş zamanlı ve dinamik bir süreçte karşımıza

çıkmaya devam edecek.”

Sabancı Holding iştiraki olan Çimsa,

Mersin, Eskişehir, Kayseri,

Niğde, Afyonkarahisar’da bulunan

5 entegre fabrikası ve Ankara’da

bulunan bir öğütme tesisiyle faaliyetlerini

gerçekleştirmeye devam

ediyor.

Çimsa CEO’su Ülkü Özcan ile dosya

konumuz çerçevesinde gündeme

dair kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.

Tüm dünyayı etkisi altına

alan salgın hastalık şirket

faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

Tüm insanlığı etkileyen Covid-19

salgını nedeniyle benzeri görülmemiş

bir dönemden geçiyoruz.

Neredeyse tüm iş disiplinlerinin

yeniden tanımlandığı, yaşamın sınırlandırıldığı,

daha yavaş ama bir

yandan da dinamik bir dönemden

geçiyoruz. Eğitimden üretime, e-ticaretten

gıda sektörüne kadar birçok

alanda yeniden yapılanma içindeyiz.

Moda devleri maske, beyaz

eşya şirketleri solunum cihazı üretiyor.

Tüm sektörler dinamik bir şekilde aksiyon

almaya başladı ve kendi tedbirlerini

uygulamaya aldı.

Sabancı Holding iştiraki Çimsa olarak

biz de bu süreçte hızla tedbirler almaya

başladık. Salgının ülkemizde görülmesi

ile birlikte Acil Eylem Komitesi’ni devreye

aldık. Çimsa içerisinde iş süreçlerimizi

dönüştürürken birinci önceliğimiz

her zaman çalışanlarımızın sağlığı ve

güvenliği oldu. Bu yüzden hem üretim

hem de idari personelimizin sağlık ve

güvenliği için süreçlerimizde bazı düzenlemelere

gittik.

İlk olarak çalışanlarımızı salgından

korunma yolları ile ilgili bilgilendirdik,

genel müdürlük binamızda, üretim tesislerimizde

hijyen ve dezenfeksiyon

işlemlerini sıklaştırdık. Genel Müdürlüğümüzde

ilk olarak %50-%50 uzaktan

Ülkü Özcan / Çimsa CEO’su

çalışma modeline, ardından da tamamen

evden çalışma sistemine geçtik.

Tesislerimizde ise vardiya düzenlemeleri

ile birlikte önlemleri de maksimuma

çıkararak üretime devam ediyoruz.

Üretimde maske kullanımı, tesislerin

ve servis araçlarının sürekli dezenfekte

edilmesi gibi olmazsa olmaz önlemlerin

yanı sıra 7/24 doktor desteğimiz de

bulunuyor.

Üretim, sevk ve yeni ürün

çalışmaları noktasında şu

anki çalışma yapınızdan biraz

bahseder misiniz?

Üretim ve sevkiyatın kalbi olan fabrika

lokasyonlarımızdaki çalışma programı,

dönüşümlü olacak şekilde yeniden

düzenlendi. Bu düzenlemelerle birlikte

fabrika yemekhanelerimizde oturma

planından servislerimize kadar birçok

noktada hijyen ve dezenfeksiyon

uygulamalarını maksimum düzeye

çıkardık.

Bu kapsamda, çalışma programlarımızda

ve düzenimizde gerekli

önlemleri alarak, risk yönetimi anlayışıyla

şu anda faaliyetlerimize

devam ediyoruz. Tüm dünyanın

yaşadığı bu zorlu süreçte, sağlık ve

iş güvenliği konusunda gerekli tüm

önlemleri alarak ülkemiz için ekonomik

fayda üretmeyi sürdüreceğiz.

Satış ve pazarlama

noktasındaki faaliyetlerinizi

nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Satış ve pazarlama noktasında da

uzaktan çalışma düzenlemelerimiz

kapsamında ekiplerimiz süreçleri

evden yönetiyor. Teknolojik altyapımızın

yeterliliği de bu süreçlerin aksamadan

devam etmesini sağlıyor.

Aynı zamanda stratejik planlarımız

doğrultusunda tüm departmanlar bir

sinerji içerisinde çalışmalarını yürütüyor.

İK, pazarlama, satın alma,

satış, IT gibi birçok departman günlük

olarak online sistemler üzerinden toplantılarına

devam ediyor. İş disiplininden

kopmadan verimli bir şekilde kararlar

alınıyor ve başarıyla uygulanıyor.

Önümüzdeki döneme dair

öngörünüz nedir?

Özellikle yaşadığımız bu dönem bizlere

bir kez daha gösterdi ki; 2020 ve

sonrasında, küresel ve ulusal ölçekte,

fırsatlar ve riskler eş zamanlı ve dinamik

bir süreçte karşımıza çıkmaya devam

edecek.

Dijital çağa ayak uyduran, teknolojiyi

tüm süreçlerde en verimli şekilde kullanan

ve insanı her zaman merkezine

alan ve özen gösteren firmalar kazanacak,

Çimsa olarak hem çalışanlarımıza

hem de teknolojiye yatırım yapmayı

sürdüreceğiz.

38

Yapı Malzeme Mayıs 2020



“Önümüzdeki dönemlerde de iyi

işler başaracağımıza inanıyorum”

“Bu yıl içinde yeni ürünler üzerinde çalışmaya devam edeceğiz. 3D printerlarla entegre

üretim hattı üzerinde çalışmalarımız devam edecektir. AKM Ankara Millet Bahçesi

projesinin tüm prekast işlerini biz yürütüyor olacağız. İsrail, İran, Birleşik Arap Emirliklerinde

devam eden projelerimizi bu yıl içerisinde tamamlamayı hedeflemekteyiz.”

Oğuzcan Kal / Ürün Geliştirme Müdürü

İnşaat sektöründeki 20 yılı aşkın deneyimiyle

ülkemize katma değer katan Mutasyon

Prekast, genç, dinamik ve çözüm

odaklı ekibiyle tasarımda sınırları kaldıran

çözümler sunmayı hedef edinmiş. Bu

hedefle sadece üretici olmanın ötesine

geçen firma, ürün çeşitliliği ile de sektörde

gerçekleşen projelerde paydaşlarına

çözüm ortağı olmayı amaçlamakta.

Mutasyon Grup Ürün Geliştirme Müdürü

Oğuzcan Kal ile gerçekleştirdiğimiz röportaj

çalışmamızda, gündemdeki çalışmalarını

ele aldık.

Tüm dünyayı etkisi altına

alan salgın hastalık şirket

faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve Dünya

Sağlık Örgütünün Pandemi olarak ilan

ettiği Covid-19 virüs salgını için başta

sağlık personelleri olmak üzere süreci

yöneten tüm unsurlara Mutasyon Grup

olarak teşekkürlerimizi sunuyoruz. Zor

zamanlardan geçen tüm ülkelerde olduğu

gibi Türkiye’de de sektörel bazlı iş modellerinde

değişiklik olması kaçınılmazdır.

Bizler de bu değişiklikleri yakından takip

ediyoruz. Uygulanması gereken tüm tedbirleri

ve hijyen kurallarını dikkate alarak

operasyonlarımıza, üretimlerimize ve projelerimize

hız kesmeden devam ediyoruz.

Önceliğimiz tabi ki ekip arkadaşlarımızın

sağlığıdır. Süreci yakından takip ederek,

gerekli tedbirleri hızlıca almamızdan dolayı

şu an tüm üretimlerimiz planladığımız

şekilde devam etmektedir. Gerek üretim

alanımızda gerekse şirketimizde sosyal

mesafe kurallarına uyarak gerekli tüm regülasyonları

herkesin sağlığını gözeterek

gerçekleştirdik. İnşaat sektörü dinamik ve

devamlılığı arz eden bir sektör olduğundan

bu süreç sarfında hızı yavaşlasa bile

faaliyetlerine devam etmektedir. Endüstriyel

açıdan verimliliğimizi koruyarak, bu

sürecin motivasyonumuza etkisini dikkate

alarak sektörün dinamikleri paralelinde

çalışmalarımıza devam etmekteyiz.

Üretim, sevk ve yeni ürün

çalışmaları noktasında şu

anki çalışma yapınızdan biraz

bahseder misiniz?

Aylık 10.000 m 2 üretim kapasitesi

olan güncel teknolojiyi entegre

ettiğimiz fabrikamızda ulusal

ve uluslararası referanslar ve

yönetmelikler dikkate alınarak

üretimlerimizi sürdürmekteyiz.

Yeni ürün çalışmalarımıza bu senenin

başından itibaren ağırlıklı

olarak devam ediyoruz. AR-GE

çalışmalarımıza öncelikli olarak

pazar araştırmalarıyla başlıyoruz.

Yerel ve uluslararası GRC

Prekast dış cephe kaplama

sektöründeki yenilikleri ve yeni

ürünleri inceliyoruz, ardından

gerekli deneme ve test aşamalarını

kendi bünyemizde bulunan

üretim alanımızda ve laboratuvarımızla

gerçekleştiriyoruz.

Sektöre ve ülkemize katma değer

sağlayacağına inandığımız

yenilikçi fikirlerimizi bu aşamalardan

sonra müşterilerimize

sunuyoruz. En son olarak Mavi

Beton ürün grubumuza Mavi Beton Solid

Skin ürünümüzü dahil ettik. Mavi Beton

Solid Skin cephede her türlü forma ve

uygulamaya imkan tanıyacak, ufuk acıcı

projelerin yapılmasını kolaylaştıracak

özel kalıp üretimleriyle projelendirilip,

imalatları yapılan, prekast cephe kabuk

elemanlarıdır. Yurtdışında yapılan birçok

uygulama özenle incelenerek, gereken

beton dayanımları ve esneklik değerleri

sağlanması için çalışmaları yapılmış olan

MAVİ BETON SOLID SKIN, eğrisel formda

ya da özel kesim ve ebatlarda prekast

kabuk eleman gerektiren projeler için geliştirdi.

Ayrıca, görüşmeleri ve testleri devam

eden yeni ürünümüzden bahsetmek

isterim. Ana merkezleri Sidney, Avusturalya

ve Amerika’da bulunan tüm dünyada

operasyonlarını başarıyla devam ettiren

CWS Concrete Waterproofing Systems

Yapı Kimyasalları firması ile birlikte ortak

bir ürün üzerinde çalışmanın heyecanı

içerisindeyiz. Sıvı haldeki Suyun panelden

geçmesini engelleyen aynı zamanda

panelin hava sirkülasyonuna imkan tanıyan

bir sistem üzerinde test ve regülasyon

çalışmalarımız devam etmektedir. En

kısa zamanda bu yeni ürünümüzü lanse

etmek için sabırsızlanıyoruz.

40

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya

Satış ve pazarlama noktasındaki

faaliyetlerinizi nasıl

gerçekleştiriyorsunuz?

Satış ve Pazarlama konusunda öncelikli

prensiplerimiz şeffaflık ve güvendir. Üretici

bir firma olmanın dışında müşterilerimize

çözüm ortağı olmayı hedeflemekteyiz. Bu

açıdan işin teklif aşamasından projelendirilmesine

ve nihai haline gelinceye kadar

her aşamada kendilerine destek olmaya

gayret ediyoruz. Günümüzde özellikle

Covid-19 salgınından sonra tüm sektörlerin

önemini anladığı dijitalleşme ve dijital

pazarlama, bizim pazarlama stratejimizin

en önemli kollarından biridir. Benim de

uzmanlık alanım olan dijital pazarlamada

öncelikli hedeflerimiz tüm sosyal medya

mecralarını en aktif şekilde kullanarak

mevcut ve potansiyel müşterilerimizle hızlı

bir şekilde iletişime geçmek ve ulaşılabilirliğimizi

maksimum seviyeye yükseltmektir.

Bunun dışında sektörümüz için de bilgi

verici içeriklerle meslektaşlarımızla fikir

alışverişinde bulunmaya çalışıyoruz. Mevcut

ve uzun vadeli pazarlama stratejimiz

dijital pazarlama ağırlıklı olmak üzere her

türlü aracı en etkin ve birbiri içinde uyum

halinde kullanarak bilgi akışını şeffaflık ve

güvenilirlik ekseninde yürütmektir. Uluslararası

pazarlama açısından komşu ülkeler

önceliğimiz olmak üzere Avrupa pazarı

üzerinde yoğunlaşıyoruz. Her ne kadar

Covid-19 salgınından dolayı ertelenmeler

yaşansa da rekabetçi pazarlarda işin dijital

ayağı dışında birebir iletişimin önemli

olduğunun farkındayız. Bu yüzden uluslararası

fuar çalışmalarımız tüm durumlar

normale döndüğünde devam edecektir.

Önümüzdeki döneme dair

öngörünüz nedir?

İnsani ve sektörel olarak tüm dünyada bizleri

belirsizliklerin beklediği kaçınılmaz bir

gerçektir. İç pazarda inşaat sektöründeki

daralma hepimizin gördüğü bir durum olmakla

birlikte önümüzdeki dönemde bu

daralmanın yerini büyüme eğilimin alacağı

görüşündeyim. Özellikle ülke ekonomimizde

büyük bir paya sahip inşaat sektörü ve

bu sektörün paydaşları olan bizlerin dijitalleşmeden

uzaklaşmadan, kaliteli, doğru

ve yenilikçi ürünler ortaya koyduğumuz

sürece önümüzdeki dönemlerde de iyi işler

başaracağımıza inanıyorum.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve

projeleriniz var mı?

Bu yıl içinde yeni ürünler üzerinde çalışmaya

devam edeceğiz. 3D printerlarla entegre

üretim hattı üzerinde çalışmalarımız

devam edecektir. AKM Ankara Millet Bahçesi

projesinin tüm prekast işlerini biz yürütüyor

olacağız. Israil, İran, Birleşik Arap

Emirliklerinde devam eden projelerimizi

bu yıl içerisinde tamamlamayı hedeflemekteyiz.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Son olarak tüm insanlığın bu süreci tüm

tedbirleri alarak atlatacağına inanıyorum.

Ve Mutasyon Grup olarak kaliteli ve yenilikçi

uygulamalarımızla bu süreçte ve

ileride de projelerimize devam ediyor olacağız.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 41


“Ekonominin zorlu süreci atlatması

için üzerimize düşen görevi yerine

getirmek üzere çaba gösteriyoruz”

“Mevcut operasyonlarımızda almış olduğumuz üst düzey sağlık önlemleri ile çalışanlarımız,

müşterilerimiz ve tedarikçilerimize güvenli bir çalışma ortamı oluşturma gayreti içerisinde

üretmeye devam ediyoruz.”

Fabrikanızda; hammadde

girişinden, tasarım ve Ar-Ge

çalışmalarına, oradan sevkine

kadar olan üretim süreçlerini

anlatır mısınız?

Hazır beton prosesimiz ilk olarak üretimde

kullanılacak hammaddelerin temini ile

başlamaktadır. Beton hammaddelerinden

biri olan agregalar kamyonlarla tesisimize

gelmektedir. Gelen agregalar beton tesisimizdeki

stok alanlarına alınarak cinslerine

göre ayrı ayrı depolanır. Çimento,

mineral katkı, kimyasal katkı gibi diğer

hammaddelerin tesisimize taşınması ise

dökme olarak ve silobas / tanker araçlarıyla

yapılmaktadır. Gelen hammaddelerden

konusunda eğitimli Kalite Kontrol Sorumlularımız

tarafından “Numune Alma ve

Deney Plan’’larında tarif edilen metodlara

göre numuneler alınır ve deneyleri yapılır.

Ayrıca hazır betonun üretiminde kullanılacak,

doğru seçilmiş malzemelerin (çimento,

agrega, katkı) kalitelerini ve birbirlerine

uyumunu incelemek için Kalite Kontrol ve

Ar-Ge laboratuvarımızda, beton karışımları

hazırlanarak laboratuvar denemeleri yapılır.

Bu deneylerden geçen malzemelerde

zamanla olumsuz değişiklikler meydana

Barbaros Onulay / Bursa Beton Genel Müdürü

Hazır beton üretiminde, teknoloji ve kalite

anlamında önemli başarılara imza atmış

olan Bursa Beton, çevreci yaklaşımı ve

koşulsuz müşteri memnuniyeti ile 24 saat

kesintisiz hizmet sunmakta.

Bursa Beton Genel Müdürü Barbaros

Onulay ile göndeme dair konuştuğumuz

bir röportaj çalışması gerçekleştirdik.

Tüm dünyayı etkisi altına alan

salgın hastalık şirket faaliyetlerinizi

nasıl etkiledi?

Covid-19 salgını ile ilgili alınan tedbirler

kapsamında işyerimizde risk değerlendirmesi

ve acil durum planlarımızı yeniledik.

Yenilenen risk değerlendirmelerinde alınması

önerilen ve alınan önlemler, çalışmaların

koordinasyonunu sağlamak için

kurduğumuz ‘Sağlık Komitemiz’ tarafından

takip edilmekte. Bu dönemde hem bizim

hem de hizmet verdiğimiz tüm müşterilerimizin

temel önceliği, insan ve toplum sağlığı

açısından sorumluluklarımızı yerine

getirirken; ülkemiz açısından önemi tartışılmaz

olan ekonomik aktivitenin sürdürülebilirliğine

katkıda bulunmak. Günümüz

itibariyle faaliyetlerimizi önemli derecede

etkileyecek bir aksama oluşmadı. Ekibimizde

60 yaş ve üzeri ile kronik rahatsızlığı

olup risk grubuna giren ofis ve saha

çalışanlarımıza, iş koluna göre uzaktan

çalışma sistemi ya da idari izin kullandırıyoruz.

Mevcut operasyonlarımızda almış

olduğumuz üst düzey sağlık önlemleri ile

çalışanlarımız, müşterilerimiz ve tedarikçilerimize

güvenli bir çalışma ortamı oluşturma

gayreti içerisinde üretmeye devam

ediyoruz. Ekonominin zorlu süreci atlatması

için üzerimize düşen görevi yerine

getirmek üzere çaba gösteriyoruz.

42

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya

gelmesinin önlenmesi için sürekli

kalite denetimi devam eder.

Tesislerimizde üretilecek olan hazır

betonun tüm bileşenleri bilgisayar

otomasyonu dahilinde tartılıp

karıştırılarak hazırlanır. Hazır Betonun

üretimi, santral operatörünün

üretilecek betonu tanımlayan

formülün numarasını belirleyip,

bilgisayar sistemini işletmesi ile

başlar. İlk komuttan sonra ayrı

bölmelerde bulunan agrega, agrega

tartım ekipmanının içerisinde

tartılır. Kapalı silolarda stoklanmış

olan çimento, kapalı helezonlar

sayesinde çimento tartım bunkerine

aktarılır. Bu arada su ve kimyasal

katkı kendilerine ayrılmış olan

bunkerlerinde tartılır. Bu tartılan

beton bileşenleri karışımın yapılacağı

mekanik karıştırma ünitesine

(panmiksere) sevk edilir. Mikser

içerisinde karışma süresi beton sınıflarına

göre tanımlanmıştır. Üretilen

hazır beton özel araçlarla (transmikser)

taşınır ve homojenliğini koruması için

boşaltma anına kadar sürekli karıştırılarak

ilgili inşaat alanına sevkiyatı yapılır.

Tesisinizde enerji maliyetlerinizi

düşürmek için ne tür çalışmalar

yapıyorsunuz? Gerçekleştirdiğiniz

projelerden, bu projelerin sonuçlarından

ya da gerçekleştireceğiniz

projelerden bahseder misiniz?

Hazır beton üretiminde kullandığımız tam

otomatik beton santrallerinde muhtelif

ebat ve tiplerde elektrik motorları bulunmaktadır.

Enerji maliyetinin düşürülmesi

için ya daha az elektrik tüketen motorlar

kullanacaksınız ya da motor ve ekipman

sayısını azaltacaksınız. Bu mantıktan

hareketle tesislerimizi planlarken yılların

verdiği tecrübe ve elimizde mevcut olan

istatistiki enerji tüketim verilerinden faydalanarak

en düşük maliyetli çözüm önerilerini

değerlendiriyoruz. Üretim santralinde

daha az elektrik motoru kullanılan beton

santrali modellemesini projelendirip ön

yüklemeli model yerine rampalı santral

modelini kullanıyoruz.

Yine projelendirme yaparken en dikkat

ettiğimiz hususlardan biri agrega stok sahasının

hammadde yükleme bunkerine

yakın konumlandırılması ve bu sayede

Loder (yükleyici) yakıt masrafının minimize

edilmesidir.

Proseslerimizde kullanılan tesis açık iken

devamlı çalışmak durumunda olan bazı

karıştırıcı ekipman motorlarının zaman

ayarlı röleler vasıtasıyla belli aralıklarla

çalışmasını ve durmasını sağlayarak

enerji tasarrufu sağlıyoruz.

Tesisin verimliliğinin arttırılması sürecini

hedef haline getirip özel KPI’lar ile takip

ediyor ve düzenli olarak raporlanmasını

sağlıyoruz. Bu vesile ile üretimde çalışan

personelin tesisin enerji tüketimini devamlı

takip etmesini hedefliyor ve aylık olarak bu

raporları değerlendiriyoruz.

Verimliğini ve hedeflerini gerçekleştiren tesislerimizi

oluşturduğumuz Tesis Karnesi

sisteminde birbiri ile karşılaştırarak ve yarıştırarak

iyileştirme süreçlerinin devamlılığını

sağlıyor ve başarılı olanları takdir

ediyor, ödüllendiriyoruz.

Bazı özel projelerimizi 2020 yılında gerçekleştirmeyi

planladık. Hazırlık çalışmaları

tamamlandı ve devreye alıyoruz. Buna

göre üretilen betonun müşterimize en kısa

mesafeden ulaştırılması ve efektif tesis

tercih edilerek nakliyede harcanan yakıt

sarfının azaltılarak, daha ekonomik nakliye

yapmayı, zamandan kazanmayı ve

milli ekonomiye katkıda bulunmayı hedefliyoruz.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 43


London City Island projesinde

illbruck Hibrit Teknolojisi tercih edildi

illbruck SP523 Sızdırmazlık Derz Dolgusu prekast cephe yapılarında sızdırmazlık çözümü

olarak tercih edilmiştir. SP523 inşaatlarda bina ve prekast cephe derzlerinde, alüminyum,

plastik ve ahşap doğrama kanallarında, yağmur oluklarında, kapı ve pencere çevresinde

ayrıca hareketli yapı derzlerinde iç - dış mekan ayırt etmeksizin kullanılır.

Dosya

Emlak geliştiricisi Ballymore,

Londra’daki Leamouth

Yarımadası’nda etkileyici bir

yaşan alanı yenileme planı

yaptı. Plan, dört yüksek katlı

apartmandan başlayarak on

bir binanın yapımını içeriyor.

Dört yüksek katlı apartman

etkileyici bir hızla inşa

edilmektedir. Binalar 11 ila

18 kat arasındadır ve dördü

de sandviç panelleri ile inşa

edilmiştir. Londra’nın emlak

piyasası, şu anda İngiliz işgücü

piyasasında bulunan

inşaat işçilerinin eksikliğine

rağmen hızla büyümektedir.

Bu durum, daha az

personel gerektiren, daha

hızlı ve daha kompakt inşaat

yöntemlerine olan talebi

arttırmaktadır. Hurks Prefab

Beton BV, panelleri Hollanda’nın

Veldhoven şehrinde

üretip panelleri Londra’da

“yerinde” monte etmektedir.

London City Island, Ballymore,

Leamouth, E14’teki

prekast beton yapının

prestijli uygulamasına iyi bir

örnektir. Hurks illbruck’tan

prekast yapıda cephe sızdırmazlık

çözümü olarak

UV ve hava koşullarına dayanıklı,

mükemmel elastikiyet

sağlayan ve çevre dostu

bir çözüm istedi.

illbruck Çözümü:

llbruck SP522, Traunreut, Bavaria’da formüle

edilmiş ve üretilmiş hibrit derz dolgu

mastiğidir. Bu ürün SP523 Derz Dolgusu

Mastiği (Sızdırmazlık Mastiği) ürün kodu

ile ülkemizde satılmaktadır.

Peki hibrit teknoloji nedir? Basitçe söylemek

gerekirse, kimyasal direnç, elastikiyet,

sıcaklık direnci ve diğer mekanik

özelliklerin optimum dengesini sunan

kimyasal formülasyondur. SP523, çevre

dostu ve kullanımı kolay, silikon içermez,

izosiyanat içermez, solvent içermez

ve VOC içermez, çalışması kolaydır ve

onunla çalışmak, tasarım gereksinimlerini

karşılamak için

uzun vadeli bir sızdırmazlık

sağlayacaktır.

Bu çözüm Londra

Şehri boyunca iç

mekan hava sızdırmazlık

çözümü

olarak duvardan

duvara ve duvardan

yere açık alanların

doldurulması için

kullanılmıştır. SP523 iç ve dış mekan uygulamaları

için önerilse de bu özel uygulamada

J blok adı verilen özel açık renk

tuğla motifleri kullanıldığından renk farkı

sebebi ile hibrit sızdırmazlık mastiği sadece

iç mekanda tercih edilmiştir.

Projede SP522 RAL 1013 Oyster White

tercih edilmiştir. tremco illbruck Türkiye

SP523 Derz Dolgusu Mastiği (Sızdırmazlık

Mastiği) ürününü beyaz, gri, fildişi ve

siyah renk seçenekleri ile sunmaktadır.

44

Yapı Malzeme Mayıs 2020



Söğütözü İş Merkezi’nde

Aura Design Studio imzası

Ankara’nın en merkezi ofis ve ticaret alanlarından birinde, çevre parsellerde yer

alan alışveriş, ticaret ve otel yapılarıyla birlikte başarılı bir kentsel tasarım projesinin

merkezinde konumlandırılan Söğütözü İş Merkezi’nin tasarımını, mimarlık, şehir planlama

ve peyzaj mimarlığı alanlarında farklı tipolojilerde birçok ödüllü projeye imza atan Aura

Design Studio gerçekleştirdi

Mimar Filiz Cingi Yurdakul

Mimar Filiz Cingi Yurdakul liderliğinde

yurt içi ve dışında gerçekleştirdikleri ödüllü

projelerle son dönemde adından söz

ettiren Aura Design Studio, dinamik ve

özgün cephe tasarımıyla iddialı bir yapı

olan Söğütözü İş Merkezi’ni tasarladı.

İnşaatı tamamlanarak kullanıma açılan

yapı, önemli bir kentsel tasarım projesinin

de parçası olduğundan, yapının peyzajının

da özellikle yaya allesi ile bütünleşik

aynı zamanda da kendi cephe ve kütle

karakterine de uyumlu olmasına dikkat

edildi.

Yaya allesine zemin katlarındaki ticari

birimlerle bağlanırken hemen arkasındaki

nispeten sakin olan park alanı karşısından

ofis ve otopark girişini sağlayan

yapının girişinde, çelik strüktürü ile

cephe karakterine uygun bir giriş saçağı

tasarlanmış. Yapının mimari projeleri ile

mekanik-elektrik-statik koordinasyonu

sağlanarak cephe projeleri ve peyzaj projeleri

üzerinde de incelikle çalışan mimarlar,

giydirme cephe sistemi olarak panel

cephe elemanları kullanmış ve her bir panel

tasarımı, cephe danışmanı ve cephe

uygulama firması ile birlikte titizlikle ele

alınmış.

Panel cephe önlerindeki genişletilmiş

metal paneller, her biri aynı ebatta üçgen

modüller olarak kurgulanmış. Bu üçgen

modüller yatay, dikey, 45 derece açılı ve

boş çerçeveli olarak tasarlanarak G profillerle

panel cephe sisteminden ileriye

çekilip ana cephe sistemi ile entegre edilmiş.

Cephe temizliği için her katta uygun

geçişler sağlanan tasarımda, ctp kasetli

yürüme panelleri ile iç cephe temizliği çözümlenmiş.

Zemin ve teras katlardaki kütle hareketlerinin

ahşap görünümlü alüminyum paneller

ile vurgulandığı yapıda bu paneller,

zemin kat ve teras katlarda ticari birimlerin

aralarında ve ikinci kat üzeri teras kat

tavanında 20’şer cm’lik paneller olarak

uygulanmış.

Malzeme seçiminde ise mimarların tercihi

doğal malzemelerden yana. Zemin malzemesi

olarak yaya allesi ile uyumlu traverten

doğal taş seçilmiş. Kot farklılıkları

üçgen sac bordürlerle çevrelenen bitkisel

peyzaj alanları ile çözümlenmiş ve yaya

allesi kotları, bağlantıları eğimle uyumlu

çözümlenmiş eriyen merdivenler ile kurulmuş.

Teras katlara konumlandırılan

saksılar ile ofis çalışanları için yeşil nefes

alma alanlarının oluşturulması hedeflenmiş.

Giydirme cephelerdeki açılabilir kanatlar

hem açık ofislere hem de makam odalarına

uyumlu olarak ele alınırken, ofis

katları, esnek plan şemalarına ve olası

değişikliklere uyumlu olacak şekilde yükseltilmiş

döşemeler ile planlanmış.

46

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya

“Yaşanan sürece ilişkin yeniliklerimiz

var ve olmaya devam edecek”

“Başta çalışanlarımız olmak üzere tüm paydaşlarımızın sağlığı bizim öncelikli konularımız

arasında yer alıyor. Sosyal izolasyon kuralları çerçevesinde, çalışanlarımızın mesafesini

koruyoruz. Kişilerin biraraya gelmesini gerektiren toplantılarımızı ya iptal ettik ya da

erteledik. Üretim ve lojistik birimlerimizde ise kişilerin yakın çalışmamaları için tüm

önlemlerimizi almış durumdayız.”

Dünyanın en büyük küresel boya ve kaplamalar

şirketi ve özel kimyasalların ana

üreticisi olan AkzoNobel, Türkiye pazarının

öncü markası Marshall ile, küresel teknoloji

ve tecrübelerle geliştirilmiş ürün ve renk

hizmetleri ile hayata renk katmaya devam

ediyor.

Dünya çapında 80’den fazla ülkede, 55

bin çalışanı bulunan AkzoNobel, Global

Fortune 500 Şirketleri arasında yer alıyor

ve sürdürülebilirlik alanında sürekli olarak

lider konumda sınıflandırılıyor.

AkzoNobel Marshall Pazarlama Müdürü

Pınar Adabağ ile gerçekleştirdiğimiz röportaj

çalışmamızda gündemdeki konuları ele

almaya çalıştık.

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın

hastalık şirket faaliyetlerinizi

nasıl etkiledi?

Marshall olarak yılın ilk 2 ayına olumlu bir

başlangıç yaptık. Salgının ilk etkilerinin

görülmeye başlanmasıyla birlikte başlayan

durağanlaşmanın önümüzdeki aylarda

hareketlenmesini umut ediyoruz. Bununla

birlikte küresel olarak içinden geçmekte

olduğumuz bu olağanüstü süreçte sektörümüzde

yaşanan tüm gelişmeleri yakından

takip ediyor ve yapılan global uygulamaları

eş zamanlı olarak kendimizde uyguluyoruz.

Global bir şirket olmanın verdiği özgüven

ve tecrübe sayesinde üretim ve ticari faaliyetlerimizin

sürekliliğini sağlamayı başardık.

Elbette, bu süreçte en önemli önceliğimiz

çalışma ortamlarında gerekli tüm

önlemleri alarak, çalışma arkadaşlarımızın

en düşük risk seviyesinde çalışmalarını

sağlamaktı. Üretim tesislerimizde yaptığımız

çalışmalarla Marshall olarak Covid-19

konusunda en yüksek seviyede bilgi ve

farkındalık ile bu süreci başından beri örnek

şekilde yönetiyoruz.

Üretim, sevk ve yeni ürün

çalışmaları noktasında şu anki

çalışma yapınızdan biraz bahseder

misiniz?

Başta çalışanlarımız olmak üzere tüm paydaşlarımızın

sağlığı bizim öncelikli konularımız

arasında yer alıyor. Bu bağlamda gerek

Sağlık Bakanlığımızın gerekse Dünya

Sağlık Örgütünün tüm açıklamalarını anbean

takip ediyor ve önlemleri eş zamanlı

uyguluyoruz. Sosyal izolasyon kuralları

çerçevesinde, çalışanlarımızın mesafesini

koruyoruz. Kişilerin biraraya gelmesini gerektiren

toplantılarımızı ya iptal ettik ya da

erteledik. Üretim ve lojistik birimlerimizde

ise kişilerin yakın çalışmamaları için tüm

önlemlerimizi almış durumdayız.

Öte yandan hali hazırda birçok yenilik için

de çalışmalarımız devam ediyor. Şirkette

bulunması gereken arkadaşlarımız için dönüşümlü

mesai sistemini devreye aldık. Bu

şekilde daha az kişi biraraya gelmiş oluyor.

Evden çalışması uygun olan arkadaşlarımız

ise evden çalışabiliyor. Skype üzerinden

toplantılarımız, eğitimlerimiz devam

ediyor.

Satış ve pazarlama noktasındaki

faaliyetlerinizi nasıl

gerçekleştiriyorsunuz?

Deloitte Danışmanlık ekibinin hazırladığı

“Küresel Covid-19 Salgını’nın Türkiye’de

Farklı Kategorilere Etkileri” adlı çalışmasında

tüketicilerin evlerinde yaptıkları tadilat

ve yenilemelerde mobilyadan daha

küçük çaplı harcamalara kaydırdıkları

söyleniyor. Özellikle evde geçirilen zamanın

artmasıyla tüketiciler dekoratif objelere

yöneldiler ve bu nedenle bizim gibi hobi, ev

Pınar Adabağ / AkzoNobel Marshall Pazarlama Müdürü

dekorasyonu gibi alt segmentleri bulunan

yapı malzemeleri sektörü genel inşaat ve

otomotiv sektöründen pozitif ayrışıyor diyebilirim.

Tüketicilerin bir süre sonra hem

dekorasyon hem de temizlik amaçlı olarak

bu aksiyona gireceğini düşünüyoruz.

Bu süreçte özellikle antibakteriyel

ürünlerinize karşı bir talep

değişikliği oldu mu? Ya da

bu ürünleriniz özelinde farklı

çalışmalarınız bulunuyor mu?

Türkiye’nin lider boya markalarından biri

olarak üzerimize düşen sorumluluğun bir

yansıması olarak AR – GE çalışmalarımıza

ara vermeden devam ediyoruz. Bu

noktada Sağlık Bakanlığı tarafından da

onaylı antibakteriyel ürünümüz bulunuyor.

Tüketicilerin bu ürünlere talebi artmaktadır.

Marshall olarak ülkemize yarattığımız katma

değer artarak devam edecektir.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve

projeleriniz var mı?

Yaşanan sürece ilişkin gelişmeleri değerlendirerek

hedeflerimizde, plan ve projelerimizde

yeniliklerimiz var ve olmaya devam

edecek. Öncelikle, bu sürecin sağlıkla

sona ermesini bekliyoruz ve tüm insanlık

için pozitif dönemleri umut ediyoruz.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 47


Guardian Glass Şehre Renk Katıyor:

Avrupa Office Ataşehir

Sabri Paşayiğit Architects tasarımı Avrupa Office Ataşehir, konfor mekanları ve yeşilin bol

kullanımıyla ofis kulesi anlayışını yeniden yorumluyor. Mimaride renkli cam kullanımını

farklı bir boyuta taşıyan Guardian Glass ise yapının cephelerine Guardian SunGuard ® HP

Bright Green 40/29 ve SunGuard® HP Royal Blue 41/29 kaplamalı cam ürünleri ile katkı

sağlıyor.

İstanbul, Ataşehir’de konumlanan Avrupa

Ofis Artaş, sade ve fonksiyonel tasarımı ile

Sabri Paşayiğit Architects imzası taşıyor.

Son yıllarda gökdelen sayısının hızla arttığı

bir bölgede hayata geçirilen yapı, farklı

cephe tasarımı ile diğerlerinden kolayca

ayrışıyor. Guardian Glass’ın kaplamalı

cam ürünleri ile katkı sağladığı projede

Guardian SunGuard® HP Bright Green

40/29 kaplamalı cam ile parlak yeşil bir

görünüm, Guardian SunGuard® HP Royal

Blue 41/29 kaplamalı cam ile de derin bir

gök mavisi yansıması yakalanıyor.

Güneş enerjisi kazanımını daha aza indiren

Guardian SunGuard® HP Bright Green

40/29 neredeyse her uygulama için optimum

görünür ışık geçirgenliğini mümkün

kılıyor. Tek bir üründe güneş kontrolü ve

ısı yalıtımı sağlayan ürün, tüm hava şartlarına

uygun performans göstererek parlak

yeşil bir görünüm ve daha iyi termal gereksinimler

arayan mimarlara ideal çözümü

sunuyor. Düşük ısı kazanımı için başvurulan

öncelikli cam ürünlerinden Guardian

SunGuard® HP Royal Blue 41/29 ise

düşük güneş enerjisi emilimi ve %29’luk

bir güneş faktörü sağlayarak enerji tasarrufunu

arttırıyor, camdan optimum görünür

ışık geçirgenliğine olanak sağlıyor. Yüksek

renk sadakati talep eden mimarlar için ideal

olan bu ürün, cephelerde yarattığı derin

bir gök mavisi yansıması ile kendine hayran

bırakıyor.

48

Yapı Malzeme Mayıs 2020


“Çeşitli senaryolar özelinde aksiyon

planlarımızı belirledik”

Dosya

“Yüksek kapasiteli yeni tesislerimiz sayesinde salgının ülkemizde yayılmaya başlamasıyla

beraber olası karantina ve izolasyon uygulamalarından dolayı oluşabilecek üretime

ara verme periyodlarını öngördük ve stok seviyesi oluşturduk. Bu sayede gelen talebi

karşılayamama riskini minimize ettik.”

Dilek Çolakoğlu

Polisan Kansai Boya Pazarlama

ve Kanal Strateji Direktörü

Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya

bırakmak için tüm üretim ve hizmet faaliyetlerini

sürdürülebilirlik yaklaşımıyla gerçekleştirmekte

olan Polisan Kansai Boya,

Türkiye genelinde 13 bölge müdürlüğü ve

96 kişilik satış ekibi ile içerisinde bulunduğumuz

salgın döneminde de sosyal mesafe

ve izolasyon kurallarına uyumlu bir şekilde

çalışmalarını sürdürmekte.

Polisan Kansai Boya Pazarlama ve Kanal

Strateji Direktörü Dilek Çolakoğlu ile dosya

konumuz çerçevesinde bir röportaj çalışması

gerçekleştirdik. Gündeme dair merak

ettiklerimizi kendisinden dinlediğimiz sayın

Çolakoğlu’na teşekkür ediyoruz.

Tüm dünyayı etkisi altına alan

salgın hastalık şirket faaliyetlerinizi

nasıl etkiledi?

Tüm dünyayı etkisine alan korkutucu bir

sağlık tehdidi ve belirsizlik ile karşı karşıyayız.

Belirsizlik, ister kişisel hayatımızla,

ister iş hayatımızla ilgili olsun istenmeyen

bir durumdur. Öncelikle, kurumlar için sürece

uyumlanma, çevik olma ve daha hızlı

karar alma kabiliyeti çok daha önemli hale

geldi. ‘Yeni Normal’ kavramının ön plana

çıktığı bu süreç; markanın özünden ayrılmadan

tüketicinin beklentilerine cevap

veren ürün ve hizmetlerle yeni şeyler söylemek

gerektiğini; samimi, duyarlı ve şeffaf

iletişimle güçlü bağ kurmanın sihirli gücünü

hepimize hatırlattı.

Polisan Kansai Boya olarak yeni üretim tesislerimizde

2019 yılında fiili üretime başladık.

Endüstri 4.0 kalibrasyonundaki tesislerimizde

kullanılan siber fiziksel sistemler

sayesinde ERP, üretim otomasyon sistemi

ve tüm üretim ekipmanlarının entegrasyonu,

haberleşmesi sağlanıyor. Reçete

yönetim sistemiyle operasyonel verimlilik

maksimum düzeye çıkarıldı. Üretim parametreleri

gerçek zamanlı olarak izlenebilir

hale getirildi ve işlenen verilerin analiziyle

öngörü yeteneğimizin artırılması sağlandı.

Yüksek kapasiteli yeni tesislerimiz sayesinde

salgının ülkemizde yayılmaya başlamasıyla

beraber olası karantina ve izolasyon

uygulamalarından dolayı oluşabilecek

üretime ara verme periyodlarını öngördük

ve stok seviyesi oluşturduk. Bu sayede

gelen talebi karşılayamama riskini minimize

ettik. Kriz masası oluşturmak suretiyle

çeşitli senaryolar özelinde aksiyon planlarımızı

belirledik.

Üretim, sevk ve yeni ürün

çalışmaları noktasında şu anki

çalışma yapınızdan biraz bahseder

misiniz?

Türkiye genelinde 5000 bayimizle yaygın

bir ağımız var. Talebi karşılamaya yetecek

stok seviyemizi oluşturmak suretiyle

üretimlerimizi planladık ve gerçekleştirdik.

Fabrika depomuz ve Türkiye genelindeki

11 Lojistik depomuzdan sevkiyatlarımızı

sürdürüyoruz.

Satış ve pazarlama noktasındaki

faaliyetlerinizi nasıl

gerçekleştiriyorsunuz?

İletişimimizi ağırlıklı olarak dijital kanal

üzerinden sosyal medya hesaplarımızdaki

takipçilerimizle gerçekleştiriyoruz. Hedef

kitlemizi yakaladığımız en önemli yer, dijital.

Polisan Kansai Boya olarak; tüketici

nezdinde iletişim tonumuzda samimi olmak,

yanınızdayız mesajı vermek, bu dönem

evde vakit geçiren tüketicilerin eylem

ve duygu dünyasını yansıtan ve onların

gerçek anlamda hayatına değer katacak,

yardımcı olacak ürünlere dair içerik hazırlamak

en önemli önceliğimiz.

TR genelindeki 13 Bölge Müdürlüğümüz ve

96 kişilik satış ekibimiz aracılığıyla sosyale

mesafe ve izolasyon kurallarına uyumlu bir

şekilde bayilerimizle temaslarımızı sürdürüyoruz.

Çalışanlarımızın, bayilerimizin, tedarikçilerimizin

aileleriyle birlikte sağlıklı ve

güvende olması konusu birinci önceliğimiz.

Bu süreçte özellikle antibakteriyel

ve antialerjik ürünlerinize karşı

bir talep değişikliği oldu mu? Ya

da bu ürünleriniz özelinde farklı

çalışmalarınız bulunuyor mu?

‘Hijyen’ kavramı hayatımıza kalıcı olarak

girerek, üst sıraya oturdu. Tüm markalar

sürdürülebilir sağlık kavramını ürünlerine

nasıl entegre edeceklerine yoğunlaştılar.

Tüketici yolculuğu tanımı radikal bir değişim

içine girdi.

17 yıldır üretimini gerçekleştirdiğimiz Elegans

iç cephe ürünümüz, antibakteriyel,

antimikrobiyel ve küf önleme özellikleriyle

Sağlık Bakanlığı tarafından da onaylı ve

sağlık teması ile herkesin radarına girmiş

durumda. Bu ürünümüzü farkındalık yaratma

anlamında tüm dijital platformlarımızda

ön plana çıkarıyoruz.

Önümüzdeki döneme dair

öngörünüz nedir?

Pandemi esnasında ertelenen ya da karşılanmayan

talep birikiminin realize olacağını

öngörüyoruz. Bu da 2018 Ağustos ayından

beri süre gelen daralmaların rahatlaması

ve geri kazanımı olarak düşünülebilir.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve

projeleriniz var mı?

Genel olarak çalışma prensibimiz günlük

işlerimizi gündemin gerektirdiği aksiyonlarla

yürütürken geleceği planlamak. Bu yıl

için de aynı şekilde hedeflerimize uyumlu

hareket edip paydaşlarımıza değer kazandırmayı

sürdürmeyi amaçlıyoruz.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 49


“Kendimize ve işimize yatırım

yapabileceğimiz bir dönemdeyiz”

“Şu aşamada yine de olumlu bir yaklaşımla, krizin dünyayı yeni çalışma sistemleri ve yeni

üretim yaklaşımlarıyla farklı bir evreyle tanıştıracağını düşünüyorum. Hep birlikte bunu

yaşayıp göreceğiz. Bugün aslolan can güvenliğini sağlamak ve fedakarlıkla kurumları

ayakta tutmaya çalışmaktır.”

Timur Ergün / San Deco Pazarlama Müdürü

1965 yılında kurulan San Deco, sahip

olduğu yarım asırlık tecrübesini, markayı

ve sektörü ileri taşıyan inovatif vizyonu ile

birleştirerek, hem müşteri hem de distribütör

memnuniyetini maksimum seviyede

karşılamakta. Uygulama ayağında da hizmet

veren firma, farklılıklardan beslenerek

yenilikçi yaklaşımlar ortaya koyarak

faaliyetlerini sürdürmekte.

San Deco Pazarlama Müdürü Timur Ergün

ile dosya konumuz çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz

röportaj çalışmamızda,

şirket faaliyetlerinin yanı sıra gündeme

dair geliştirdikleri planlarını da ele almaya

çalıştık.

Tüm dünyayı etkisi altına

alan salgın hastalık şirket

faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

Salgının ortaya çıkmasıyla birlikte hızla

Pandemi Eylem Planı’nın uygulamaya

koyduk. Fabrikalarımız

ve çalışma ortamlarımızda

düzenli dezenfektasyon işlemlerine

başladık. Sağlık

otoritelerinin risk uyarıları

doğrultusunda, gerek fabrika

gerek yönetim ofislerini fiziki

olarak kapatma kararı aldık,

çalışma süreçlerini evlere

taşıdık. Deyim yerindeyse

kendimiz ve tüm paydaşlarımız

için “İş’te OHAL ilan

ettik.” Mevcut faaliyetlerimizi

önceliklendirme ve bölümlendirme

durumunda kaldık,

ötelememiz gerekenleri

mümkün olduğunca öteledik,

bununla birlikte uzaktan çalışma

ve iş süreçlerini farklı

biçimde geliştirecek yol ve

yöntemler de bu süreçle birlikte

hayatımıza girdi.

Üretim, sevk ve yeni

ürün çalışmaları

noktasında şu anki

çalışma yapınızdan

biraz bahseder misiniz?

Fabrikadaki işçilerimizin üretim

yapması ilk aşamada

mümkün değildi, onları bir

anlamda ücretli olarak izine

çıkarmış olduk. İdari ofisler; planlama,

pazarlama vb. içinse web tabanlı bir sistemi

devreye sokarak günlük iş disiplini

içinde- ihtiyaç olunca görüntülü toplantılarla-

çalışmaya başladık. Şu anda birim

direktörleri çok başarılı bir şekilde kendi

ekiplerini yönlendiriyor ve kriz sonrası/

krizin uzaması seçeneğini de dikkat alarak

tüm hazırlıklarımızı bu yönde yapıyoruz.

Salgın ile birlikte şu tespiti de yapmak

gerekir; dünyadaki tüm büyük üretici firmalar,

minimize ettiğini düşündüğü risklerin

küresel bir salgın karşısında yetersiz

kaldığını tecrübe ediyor. Dolayısıyla, iş

hayatındaki düşük yoğunluklu bu süreç,

gelecek dönemlerin olası krizlerine

dönük tecrübe biriktirmek için bir fırsat

olabilir. Elbette sürecin uzamasıyla piyasalar

üzerinde oluşabilecek daha büyük

olumsuz etkiler, iş gücünün korunması ve

sürdürülebilir ekonomi açısından kritik bir

unsur. Bugün Türkiye dahil dünya üretim

rakamlarında düşüş yaşanıyor. Özellikle

ihracat odaklı firmalar için sorun büyük.

Şu aşamada yine de olumlu bir yaklaşımla,

krizin dünyayı yeni çalışma sistemleri

ve yeni üretim yaklaşımlarıyla farklı

bir evreyle tanıştıracağını düşünüyorum.

Hep birlikte bunu yaşayıp göreceğiz. Bugün

aslolan can güvenliğini sağlamak ve

fedakarlıkla kurumları ayakta tutmaya çalışmaktır.

Satış ve pazarlama noktasındaki

faaliyetlerinizi nasıl

gerçekleştiriyorsunuz?

Satış ve Pazarlama anlamında 2020-

2025 yol haritamızı bu yılın başında

çizmiş ve tüm paydaşlarımız ile de paylaşmıştık,

küresel salgın ile birlikte planlarımızı

tekrar gözden geçirerek neleri

öne çekebileceğimiz, neleri öteleyebileceğimizi

hep birlikte şirket olarak değerlendirdik.

Aslında genele bakılacak olursa

hedeflerimizden hiçbir şekilde vazgeçmedik.

Yurt içinde yaygınlaşma ve globalde

daha aktif bir oyuncu olma konusundaki

faaliyetlerimizi bu noktada sürdürüyoruz,

bu noktada sadece kademelendirme ve

hazırlık sürecinde bir takım yöntemlerle

devam ediyoruz.

Salgının başlaması ile birlikte yurt içinde

bizimle ev adreslerini paylaşan ve evde

çocukları ile zaman geçiren mimarlara bir

50

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya

kit hazırlayıp gönderdik. Özellikle süreçte

evde kalmanın önemine de vurgu yapmak

istemiştik, çocuklar için de boya kalemi

ve boyama kitabının yer aldığı bu set

ile ilgili güzel dönüşler aldık. Sosyal medya

hesaplarımızı bu noktada biraz daha

aktif hale getirecek içerik paylaşımlarına

yönlendirdik. 8 Nisan’da Hakan Evkaya,

22 Nisan’da Kutlu Bal bizim için renkler

konusunda sohbet gerçekleştirdi.

Bu süreçte özellikle antibakteriyel

ve antialerjik ürünlerinize karşı

bir talep değişikliği oldu mu? Ya

da bu ürünleriniz özelinde farklı

çalışmalarınız bulunuyor mu?

Su bazlı ürün gamımızda yer alan ürünler

A+ belgesine sahip ve iç hava kalitesi ile

ilgili en üst sınıftaki boyalar, özellikle iç

hava kalitesinin çok önemli olduğu günümüzde

bu ürünlerimiz ile ilgili olarak daha

çok soruya maaruz kaldık. Yurt içinde

talep değişiminden birebir söz edemem,

çünkü içinde bulunduğumuz dönemde

insanlar evlerine boyacı, usta vb. kişilerin

girmesinden imtina ettiler. Bununla

birlikte fonksiyonel boyalarımızdan olan

karatahta boyası San Deco Chalkboard,

San Deco Writewall gibi daha çok kendi

kendine uygulamaya daha yakın ürünlerimiz

bu dönemde daha çok talep ediliyor.

İnsanlar uzun süre evde kaldıklarında

kendileri ile birlikte evlerine de zaman

ayırdılar, ihtiyaçlar bir anlamda değişti,

söz gelimi kendimden örnek vermem

gerekirse evden çalışma sürecinde ben

evime çalışma masası aldım, bunun öncesinde

evden çalışma ihtimalimi hiç düşünmemiştim.

Önümüzdeki döneme dair

öngörünüz nedir?

Dünya hızlı bir değişimden geçiyor, alışkanlıklarımız,

doğru bildiklerimiz, öngörülerimiz,

planlarımız hızla değişiyor ve biz

değişen duruma hızlı adapte olmak durumundayız.

Öngörü olarak şunu söyleyebilirim,

2020 yılı başı itibariyle yaşadığımız

ilk 3-4 ayı hiç birimiz öngöremedik

aslında, değişen dünya, salgın ile birlikte,

ticaret, dengeler, evden yaşama ve

çalışma düzenine en hızlı şekilde uyum

sağlayanlar adından daha çok söz ettirenler

olacak. Rehavete ve umutsuzluğa

kapılmamak gerektiğini düşünüyorum.

Bu dönemi aslında hem kendimize hem

de işimize yatırım yapabileceğimiz bir dönem

olarak görmekte fayda var, bol bol

okuyup araştırabiliriz. Müşteri ve paydaşlarımızla

ortak platformlarda buluşarak

görüş alış verişi yapabiliriz.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve

projeleriniz var mı?

2020 yılını için öncelikle markamızın bilinirlik

ve yaygınlığını arttırmayı hedef

olarak belirlemiştik. Bu hedefimiz aynı

şekilde devam ediyor, bunun yanı sıra

fonksiyonel boyalar ve efekt boyalar ürün

gamımıza yeni ürünler eklemeyi hedefliyoruz,

bu doğrultuda Ar-Ge çalışmalarımıza

ara vermedik. Boya ve dekorasyon

pazarında inovatif ürünlere olan eğilim ve

yatırımlarımız bu yıl da devam edecek.

Dekoratif kaplamalarımız ile birlikte bize

çokça sorulan stencil (şablon) koleksiyonumuz

değerli tasarımcı Alev Pilevne imzası

ile bu yıl piyasada olacak. Tasarım

Akademimizin eğitim ve içerik kapsamını

da yine bu yıl genişleterek daha geniş bir

kitleye eğitim vermeyi planlıyoruz.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Bu salgın hastalık bize her anlamda çok

şey kattı. Aslında ne kadar az şeyi bildiğimizi

ve bununla birlikte ne çok şeyi

bildiğimizden de farklı yapabileceğimizi

görmüş olduk. Ben kendi adıma hem birey

hem de şirketler için bu dönemde de

kendini geliştiren yapıları ileride daha çok

hayatımızda olacağına inanıyorum.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 51


Mimar Nail Egemen

Yerce ve Ayça Taylan’a

dünyadan ödül

yağmuru!

Gerçekleştirdikleri mimari ve iç mimari projelerin yanı sıra,

fuar sergilemeleri ve enstalasyon çalışmalarıyla tasarıma,

sanat-mimarlık ara kesitinden farklı bir bakış açısı sunan

Yerce Mimarlık ve ZAAS, peş peşe aldığı uluslararası

ödüllerle benzersiz bir başarıya imza attı.

Tasarlamış oldukları “The Path” (Yol)

enstalasyonu ile Frame Awards’tan “Yılın

Fuar Standı” ödülünü alan Y.Mimar Nail

Egemen Yerce ve Mimar Ayça Taylan,

dönüşüm hikayesiyle oldukça ilgi gören

Studio Loft projesiyle BIG SEE Interior

Design Awards’tan birincilik ödülüyle dönerken,

Avrupa’nın ilk ve en yeşil spor

alanı için açılan YAC 2019 - Sport Citadel

Mimari Proje Yarışması’na başvurdukları

spor ve yaşam merkezi projeleriyle de

üçüncülük ödülüne layık görüldüler.

Yeni nesil ofis ve konut projelerinin yanı

sıra değişen fuarcılık anlayışı doğrultusunda

mimarlık-sanat arakesitinde farklı

bir anlayışla gerçekleştirdikleri stant tasarımları

ve enstalasyon çalışmalarıyla ön

plana çıkan Yerce Mimarlık Kurucusu Y.

Mimar Nail Egemen Yerce ve ZAAS Kurucu

Ortağı Mimar Ayça Taylan, üç farklı

proje ile üç farklı ödüle layık görülerek

uluslararası alanda büyük bir başarıya

imza attı.

YAC 2019 - Sport Citadel Mimari Proje

Yarışması’na katıldıkları spor ve yaşam

merkezi tasarım önerisi ile üçüncülük

ödülüne layık görülen mimarlar, İzmir’de

tasarladıkları Studio Loft projesiyle de

BIG SEE Interior Design Awards’tan “En

İyi Konut İç Mekan Tasarımı” ödülü ile

döndüler. Mimar Yerce ve Taylan’ın Almanya,

Hannover’deki Domotex Zemin

Fuarı kapsamında sergilenen “The Path”

(Yol) enstalasyon tasarımları ise dünyaca

ünlü mimarlık ve tasarım yayını Frame’in

düzenlediği Frame Awards’ta “Yılın Fuar

Standı” ödülünü almaya hak kazandı.

52

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya

Filli Boya’dan

huzur veren renk önerileri!

Günlük hayatın koşuşturmacası içinde ‘renk’ seçimleri bize sıradan kararlar gibi gözüküyor

ancak bilimsel araştırmalar renklerin insan üzerindeki etkilerinin tahmin edebileceğimizin

çok daha ötesinde olduğunu gösteriyor. Renklerin üzerimizde hem fiziksel hem ruhsal

yönden şaşırtıcı etkileri bulunuyor. Bu yaklaşımla Filli Boya, evde kaldığımız bu dönemde

en güvenli yaşam ve konfor alanımız için ideal renk önerileri sunuyor.

Günlük hayatın koşuşturmacası içinde

‘renk’ seçimleri bize sıradan kararlar gibi

gözüküyor ancak bilimsel araştırmalar

renklerin insan üzerindeki etkilerinin tahmin

edebileceğimizin çok daha ötesinde

olduğunu gösteriyor. Renklerin üzerimizde

hem fiziksel hem ruhsal yönden şaşırtıcı

etkileri bulunuyor. Bu yaklaşımla Filli

Boya, evde kaldığımız bu dönemde en

güvenli yaşam ve konfor alanımız

için ideal renk önerileri

sunuyor.

Yaşam alanınıza huzur

katın!

Evlerimizde yepyeni bir hayat

oluşturmanın pek çok

yolu var. Bu yollardan en

etkili olanı yaşam alanımızı

yeni baştan renklendirmek...

Renkler, klişeleri yıkanların

ve sınırları kaldırmak isteyenlerin

en büyük gücü!

Hepimiz evimize girdiğimiz

anda huzurlu ve mutlu hissetmek

isteriz. Yanlış renk seçimi

ve dekorasyon bu durumu

tam aksi bir hale çevirebilir. Burada önemli

olan, yaptığınız değişikliklerin anlamlı olmasıdır.

Doğru ve anlamlı değişiklikler evinizin

hem güzel hem de işlevsel olmasını

sağlar. Duvarlarınız için seçeceğiniz renk,

evinize dinginlik kazandırıp huzurlu hissetmenizde

önemli bir rol oynar. Bu nedenle

renk tercihinizi pastel tonlar yönünde kullanabilir,

evinizin tamamında bir uyum yakalayabilirsiniz.

Böylece koyu kahverengi

ahşap mobilyalarınız bile evinizin yatıştırıcı

halini bozamayacaktır. Ayrıca konsantrasyon

ve odaklanmayı destekleyen

gri tonlar, derin düşünce ve meditasyon

ile ilgili pastel maviler, enerji veren kırmızı

tonları kendinizi iyi hissettirecek renkler

olarak yaşam alanlarınızı sarabilir.

Filli Boya’nın Aktif Silikon Teknolojisi ile

güçlendirilen yeni ve yenilikçi

iç cephe ürün serisi Momento;

“Tam Silinebilirlik”

ve “Yıkanabilirlik” özellikleri

ve geniş renk skalasıyla yaşam

alanlarında tazelenmiş

bir ferahlık hissi oluşturuyor.

Pastel tonlarında Momento

Silan Hasır 310 rengi

öne çıkarken, gri tonlarda;

Momento Silan Andezit 30,

pastel mavilerde; Momento

Silan Kozmik 105, Momento

Silan Kozmik 115, Momento

Silan Kozmik 240,

kırmızı tonlarında ise Momento

Silan Koral 215 rengi

dikkat çekiyor.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 53


GMW MIMARLIK’tan Türkiye’de bir ilk:

Global Projeler İçin Tasarım

Yönetimi ve Koordinasyon Hizmeti

GMW MIMARLIK, geçen yıllar içinde yaptığı

çok sayıda havalimanı projesiyle edindiği

tecrübe ile multi-disipliner tasarım

yönetimi ve koordinasyonu alanlarında

global ölçekte hizmet vermeyi sürdürüyor.

GMW MIMARLIK mimari proje üretimi dışında,

pek çok uluslararası proje grubuna

yönetim ve koordinasyon konularında danışmanlık

hizmeti vererek Türkiye’de benzeri

olmayan bir başarı sergiliyor.

Mimari ve tüm diğer disiplinlerin tasarım

çalışmalarının işverenin ihtiyaç ve isteklerine,

bütçeye, iş programına ve teslimlerin

amacına uygun yapılmasını sağlamak için

yapılan çalışmaların bütünü olan tasarım

yönetimi çalışmalarını, mimari alanda her

zaman yerine getiren GMW MIMARLIK,

diğer disiplinlerin yönetimini işveren talebi

üzerine ayrı bir kapsam halinde yürütüyor.

“Tasarım Yönetimi” Hangi

Sorumlulukları Kapsıyor?

Tasarım yönetimi; tüm disiplinler için, ihtiyaca

uygun olarak tasarım ekiplerinin belirlenmesi,

tasarım kriterlerinin, bütçenin

ve iş programının belirlenmesi, iş programına

uygun olarak yapılacak teslimlerin

amacının belirlenmesi, tüm disiplinlerin

belirlenen kriterlere göre teslimlerinin

yapabilmesi amacıyla tasarım ekipleri,

işveren ve paydaşlarla bilgi alışverişinin

yapılması, tasarım onay süreçlerinin ve

tasarımcıların ödemelerinin yönetilmesi,

yapım yöntemine uygun olarak ihalelerde

yeterli tasarım bilgisinin aktarılmasının

sağlanması, yapımcının veya yapımcıların

tekliflerinin değerlendirilmesi, gelen tekliflerin

bütçe üzerinde kalması halinde kalite

ve nitelik değişikliği olmadan alternatif

önerilerin değerlendirilmesi ve yapımın

tasarıma uygunluğunun denetlenmesi süreçlerinin

tamamını veya işverenin taleplerine

göre bir kısmını içerebiliyor.

GMW MIMARLIK, tüm disiplinlerin hazırladığı

dokümanların birbirleriyle uyumlu

olması ve yapım sırasında projede değişikliğe

ihtiyaç duyulmaması amacıyla halihazırda

mimari proje hizmetleri kapsamında

yürütülen tasarım koordinasyonunun

ise, tasarım yönetiminden farklı olarak,

zaten mimarın görevinin bölünmez bir parçası

olduğuna inanıyor.

“Tasarım Yönetimi” Süreci Hangi

Adımlarla İlerliyor?

Tasarım yönetimi sürecinin ilk aşamasında,

öncelikle işin kapsamına göre hangi

ekiplerin biraraya gelmesi gerektiğine karar

verilmesi gerektiğini vurgulayan GMW

MIMARLIK yönetici ortaklarından Mimar

Dicle Demircioğlu şöyle ekliyor: ‘’Mimari,

statik, mekanik, elektrik, altyapı mühendisleri,

peyzaj, yangın danışmanı, güvenlik,

akustik, mimari aydınlatma, cephe

danışmanlarının yanı sıra bizzat projenin

ihtiyaçlarına göre belirlenen konularda örneğin,

havalimanlarında özel havalimanı

sistemleri gibi veya iç mimari projelerde

kurumsal kimlik, sanat, fitness danışmanları

gibi birçok disiplinin biraraya gelmesi

gerekebilir. Eğer tasarım yönetimini biz

yapıyorsak, ihtiyaca ve tasarım bütçesine

göre en uygun ekiplerden teklifler toplayarak

işveren onayına sunarız.’’

54

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Sektörel

GROHE Sensia Arena:

Evlerde temizlik ve hijyende yepyeni akıllı yardımcı

Akıllı teknolojiler artık yıkama, pişirme

veya temizlik için evlerde gitgide daha

fazla kullanılıyor. Hem zaman ve enerjiden

tasarruf etmek hem de özellikle içinde

bulunduğumuz süreçte temiz, hijyenik

ve konforlu bir evi güvence altına almak

son derece önemli. GROHE de, global

bir yenilikçi sıhhi tesisat ürünleri markası

olarak, insanların hayatını daha

da kolay ve konforlu hale getirmeyi hedefliyor.

Yenilikçi üst düzey teknolojisi

sayesinde, Sensia Arena akıllı tuvalet

modern banyolarda akıllı ve kullanışlı

bir parçası olarak öne çıkıyor.

GROHE Sensia Arena: Günlük

yaşamda konforu artıran en

önemli 5 özellik

#1 Temizliğe Yardım Eder: GROHE

Sensia Arena ile, güçlü temizlik ürünleri

ve göze nahoş gelen tuvalet fırçaları artık

bir köşede atılabilecek. Akıllı klozetin

özel yüzey kaplaması, kenarsız klozet

tasarımı ve etkili yıkama gücü, kir parçacıklarının

yapışmasını da zorlaştırıyor.

#2 Koku Giderici: Banyoda hoş kokular,

refahı da destekler. GROHE Sensia

Arena, temiz havayı güvence altına

almak için, otomatik koku emme sistemi

ile donatıldı. Koruyucu bir hava katmanı,

kokuların yukarı çıkmasını önlüyor ve kokuları

gideriyor. Emilen hava daha sonra

aktif karbon filtre ile temizlenip daha sonra

ortama geri bırakılıyor.

#3 Centilmen: Klozet kapağı yine mi açık

kalmış? Sizden önceki kullanıcı sifonu mu

çekmemiş? GROHE Sensia Arena ile, sık

sık karşımıza çıkan bu gibi tartışmalar da

sona ediyor! Hareket sensörü sayesinde,

GROHE Sensia Arena kapağı, dokunmaya

gerek kalmaksızın otomatik olarak

açılıp kapanır. Nahoş artıkları ortadan

kaldıran bu etkin ve etkili yıkama sistemi

istendiğinde kullanılabilen otomatik

yıkama özelliğine de sahip.

#4 Geceleri kılavuz: GROHE Sensia

Arena’nın pratik gece ışığı fonksiyonu,

geceleri tuvalete giderken karanlıkta

yolunuzu bulmanızı da kolaylaştırıyor.

Gözünüzü alacak oda ışığını açıp uykunuzu

kaçırmanıza gerek yok. Ek olarak,

istisnai sessizlikteki Triple Vortex yıkama

özelliği de gecenizin daha huzurlu

geçmesini sağlayacak.

#5 Yeni hijyen düzeyi: Klozetin üzeri

ve etrafında hijyen son derece önemlidir.

GROHE Sensia Arena akıllı klozetin

sayısız faydası arasında, kendi kendini

temizleme özellikleri de bulunuyor. AquaCeramic

kaplama, kirlerin yapışamadığı

istisnai ölçüde pürüzsüz bir yüzey

sağlar. Dahası, bakterilerin %99’unun

gelişmesini önleyen, yenilikçi HyperClean

yüzey gümüş iyonlarını da kullanır.

Kendi kendini temizleyen, antibakteriyel

akış kolları, sıçramasız bir deneyim ve

konfor ve güven hissi oluşturur.

GROHE Blue Home Su Sistemi ile evlerde

temiz ve sağlıklı suya ulaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı

Araştırmalara göre, dünyada ortalama

600 milyon hane şişelenmiş su tüketiyor.

Tüketilen bu suyun hepsi bir litrelik plastik

şişelerde ambalajlanmış olsaydı tek bir

kişi yılda 106 boş plastik şişenin sorumlusu

olurdu. CO2 salımları ve plastik kirliliğinin

gezegenimizin sağlığı üzerindeki

etkisine ilişkin tartışmaların sürdüğü bu

dönemde başta tek kullanımlık plastik şişelerde

sunulanlar olmak üzere, şişe su

kullanımını azaltma ihtiyacı hiç bugünkü

kadar acil olmamıştı. GROHE, bu acil ihtiyaca

akıllı bir çözüm getiriyor.

Sağlıklı ve Güvenli

İnsanların sürdürülebilir hayatlar yaşaması

ve kendi sağlıklarının kontrolünü eline

almasını kolaylaştırmak amacıyla, GRO-

HE Blue Home En son teknolojiye sahip

filtre teknolojisi ile suyun tadını bozabilecek

bir dizi kirliliği yakalıyor. GROHE Blue

Home Ultrasafe filtre versiyonu, sadece

biyositleri değil, aynı zamanda pestisit ve

bakterileri de sudan temizliyor.

Bu sayede, Ultrasafe filtre versiyonu bazı

bölgelerde daha önce içilemeyen

suyu içme suyuna

dönüştürüp düşük

su kalitesinin sorun

yarattığı değerli kaynakları

kullanıma

sokarak, bu bölgelerde

şişe suya olan

ihtiyacın daha da

azaltılmasına katkıda

bulunuyor.

Akıllı Bir Çözüm

GROHE Blue

Home su sistemi

herkesin plastik

kullanımını hemen

azaltmaya başlamasına

yardımcı

oluyor. En küçük mutfaklarla bile uyumlu

olan sistem, lezzetli soğutulup filtrelenmiş

‘şişelenmemiş’ su sağlıyor. Kullanıcılar,

tek bir bataryadan sunulabilen

içme suyu, orta sodalı

ve sodalı su arasından

seçim yapabiliyor veya

suya magnezyum katan

filtreler kullanabiliyorlar.

Böylece 4 kişilik ortalama

bir aile GROHE

Blue Home su sistemine

geçerek kalite veya lezzetten

taviz vermeksizin

yılda ortalama 800 civarında

plastik şişe kullanmaktan

sakınabiliyor.

Daha da önemlisi, sistem

şişe suyuna kıyasla CO2

salımlarını da %60’a kadar

azaltıyor.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 55


Sektörel

Geleceğin ısıtma sistemleri

Oyak Göksupark konutlarında!

Isıtma, soğutma ve havalandırma sektörünün lider markalarından Buderus’un

yeni nesil yoğuşmalı kazanları Oyak Göksupark konutlarında kullanılacak.

Buderus’un yeni nesil yer tipi ve duvar tipi yoğuşmalı

kazanları Türkiye’nin farklı bölgelerindeki önemli inşaat

projelerinde yer almaya devam ediyor. Son olarak

Ankara Göksu Parkı’nın yanında başlatılan konut projesi

Oyak Göksupark’ta da toplam kapasitesi 23.960

kW olmak üzere, 38 adet 620 kW Buderus Logano

plus GB402 yer tipi yoğuşmalı kazan ve 4 adet 100 kW

Logamax plus GB162 duvar tipi yoğuşmalı kazanının

kurulumu ve devreye alımı tamamlandı. Projede kullanılan

tüm kazanlar, üstün yoğuşma teknolojisiyle ErP

standartlarına uygun performansa sahip.

Buderus uzmanlığı, son yıllarda gerçekleştirilen ticari

alandaki projelere iş ortağı olmaya ve büyümeye devam

ediyor.

56

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Seçim:

EN İYİ ÜRÜN

2017


Sektörel

Bosch Termoteknik’ten

Bahçeşehir Üniversitesi

Öğrencilerine Marka Yönetimi

Eğitimi

10 yılı aşkın süredir Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde

eğitim veren Bosch Termoteknik Akademi, eğitimlerine bir yenisini daha

ekledi.

2009 yılında gerçekleştirilen iş

birliği kapsamında Bosch Termoteknik

Akademi, Bahçeşehir Üniversitesi

Mühendislik Fakültesi’ndeki

eğitimlerine hız kesmeden

devam ediyor. Haftada bir gün

enerji mühendisliği öğrencilerine

yönelik gerçekleştirilen eğitimlerde

sektörel ve teknik bilginin yanı

sıra iş hayatındaki deneyimler de

aktarılıyor. En son gerçekleştirilen

marka yönetimi eğitiminde ise

Bosch Termoteknik Pazarlama

departmanında görev alan Buderus

Marka İletişim Sorumlusu Gizem

Kutlu; değişen ve dönüşen

dünyada marka yönetiminin önemi,

dijitalleşme, trendler ve sosyal

medya hakkında bilgiler verdi.

Bosch Termoteknik

Akademi geleceğe yatırım

yapıyor

Bosch Termoteknik Akademi

sektörde edindiği teknik yetkinlik

ve bilgi birikimini Bahçeşehir

Üniversitesi Mühendislik Fakültesi

öğrencileriyle paylaşıyor.

Bosch Termoteknik uzmanları,

Bahçeşehir Üniversitesi Enerji

Mühendisliği bölümü “Bosch Termoteknik

HVAC Sistemleri” dersi

kapsamında ısıtma sistemlerine

genel bakış, yenilenebilir enerji

sistemleri, temel soğutma ve

klima gibi teknik bilgilerin yanı

sıra sektöre yönelik pazar araştırmaları,

reklam yönetimi, dijital

pazarlama ve sosyal medya

konularına da değiniyor. Bosch

Termoteknik Akademi verilen bu

dersler ile sektöre nitelikli insan

kaynağı yetiştirmeyi hedefliyor.

58

Yapı Malzeme Mayıs 2020



Daikin, fabrikasının enerjisini

kendi üretecek

İklimlendirme sektörünün öncü şirketi Daikin, çevre dostu çalışmalarına bir yenisini ekleyerek

Hendek’teki fabrikasının ihtiyacı olan enerjiyi üretmek üzere Güneş Enerjili Sistem (GES)

kuruyor. 5.760 kWp güç kapasitesine sahip olan sistem, Daikin Hendek Fabrika’nın 2019 yılı

enerji harcaması baz alınarak yapılan hesaplara göre ihtiyacın yüzde 60’ını üretmiş olacak.

Hasan Önder / Daikin Türkiye CEO’su

Çevreci uygulamaları ile bilinen iklimlendirme

devi Daikin, hem bu misyonunu

yerine getirmek hem de üretim maliyetlerindeki

enerji girdisini kontrol edilebilir kılmak

için kendi enerjisini üretmeye hazırlanıyor.

Bu amaçla önemli GES projelerinde

imzası olan Kontek Enerji’nin solar birimi

olan Konar firmasıyla anlaşma imzalayan

Daikin, yatırım maliyeti 3 milyon dolar

olan projeyle 5.760 kWp güç üreterek

ihtiyacının büyük bölümünü karşılamayı

hedefliyor. 20 Şubat 2020 tarihi itibariyle

yapımına başlanan proje Haziran ayında

bitirilecek ve Temmuz ayı içinde devreye

alınarak yaz güneşinden maksimum fayda

sağlanacak. Bu yolla enerjisinin yüzde

60’ını kendi üretecek olan Daikin, enerji

maliyetlerinden büyük oranda tasarruf

sağlarken çevreye de hizmet etmiş olacak.

Türkiye güneş alma süresi açısından

dünyanın şanslı ülkelerinden biri. Ülkemize

göre bu şansı daha az olan ülkelerde

bile konutlar kendi elektriğini güneş enerjisinden

üretiyor. GES projelerinde kullanılan

güneş enerjisi temiz ve sürdürülebilir

bir enerji kaynağı olması nedeniyle büyük

tasarruf sağlıyor.

TEMİZ ENERJİ VE ÇEVRE

MİSYONU

GES projesi hakkında görüşlerini paylaşan

Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder

şu bilgileri veriyor: “Bu proje Daikin’in

kurum kültürünün önemli bir parçası olan

çevre misyonu ve yenilenebilir enerji kaynaklarına

olan bağlılığının bir göstergesi

niteliğinde. İklim krizinin yaşandığı günümüzde

temiz enerjiye ulaşmak herkesin

sorumluluğudur. Üretim faaliyetlerimiz

için Hendek Fabrikamızda yüksek miktarda

enerjiye ihtiyaç duyuyoruz. Bir GES

projesi uygulayarak Daikin’in çevre misyonunu

hayata geçirirken maliyetlerimizi

de daha kontrol edilebilir hale getirmeyi

amaçladık. Sektörünün referans şirketi

Kontek tarafından yapılan GES’in yatırım

maliyeti 3 milyon dolar olarak belirlendi.

Kontek firması ile yola devam kararımızı;

kendi sektörlerinin en iyi firmalarından

biri olarak gerekli teknik yetkinliğe sahip

olmaları ve işlerine hakimiyetlerinin yanı

sıra yaptığımız proje ve firma ziyaretlerinde

de kendilerini Daikin’in çevre bilinci ve

etik değerlerine daha yakın bulduğumuz

için verdik. Şubat 2020 tarihinde yapımı

başlayan projemiz, Temmuz ayında devreye

alındığında fabrikamızın geçtiğimiz

yıl kullandığı enerjinin yüzde 60’ını üretebilecek.

Projeyle karbondioksit salımı

yılda 4 bin 186 ton azalırken 349 bin ağaç

kurtulacak.”

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME

KURUMU (EPDK) YOLU AÇTI

2019 yılında EPDK tarafından yapılan

mevzuat değişikliği kendi ihtiyacı için

elektrik üretmek isteyen şirketlerin önünü

açarak bu alana yatırım yapılmasına olanak

verdi. Sağlanan bu fırsattan yararlanmak

isteyen Daikin, Çatı GES projesi için

süreci başlattı. Mevzuata göre 5.0 MW

üst limitini kullanan Daikin, gerekli izinleri

alarak kendi alanının inovatif şirketi Kontek

ile anlaşma imzaladı. 25 yıla dayanan

tecrübesinin yanı sıra fabrikalarda uygulanan

GES projeleri için özel olarak geliştirdiği

Power Plant Controller çözümü sunan

Kontek, elektrik ve otomasyon uygulamalarıyla

da dikkat çekiyor. GES projesinde

14 bin 400 adet 400 Wp PV Panel, 82.2

kW 60 adet inverter, 7 bin 200 optimizer

kullanılacak. Toplam 28 bin 900 metrekarelik

bir çatı alanını kapsayan sistem,

5.760 kWp kapasiteye sahip.

ÇATI GES DAIKIN’E NE

KAZANDIRACAK?

Hendek Fabrika, 2019 yılında yaklaşık

12 milyon kwh elektrik harcayarak 4 milyon

700 bin TL elektrik kullanım bedeli

ödemesi gerçekleştirdi. Devreye girecek

GES’in ilk yıl için yaklaşık 7 milyon kwh

elektrik üretmesi öngörülüyor. Sistem

devreye girdiğinde 2019 yılı baz alınarak

yapılan hesaplamalara göre fabrikanın

ihtiyacı olan elektriğin yüzde 60’ını üretmiş

olacak. Fabrikada halen yapımı süren

hatların tamamlanmasıyla bu oranın yüzde

75’e varması hedefleniyor. Daikin’in

çevre ve sürdürülebilir enerji misyonuna

hizmet eden ve 3 milyon dolar yatırım bedeline

sahip olan GES, 6.5 yıl içinde kendini

amorti ediyor.

60

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Sektörel

Daikin Türkiye, pazarın en ince

Fancoil’ini üretti

İklimlendirme sektöründe hayata

geçirdiği ‘ilk’lerle haklı bir liderliğe

konumlanan Daikin, fan coil

ünitelerinde geliştirdiği yeni bir

inovasyonla sektörün çıtasını

yukarı taşımaya devam ediyor.

FWE-D adı verilen 200 mm’lik

modeliyle sektörün en ince fan coil

ünitesini üretmeyi başaran Daikin,

konfor ve tasarrufu hedefliyor. 2

ve 4 borulu olmak üzere toplamda

18 temel modelde üretilen FWE-D,

yatay ve dikey kurulum imkanı

veriyor. Son derece sessiz çalışan

ürün; bu özelliği ile hastane, otel ve

ofis gibi alanların yanı sıra konutlar

için de en sessiz ve kompakt

seçeneği sunuyor. Eurovent

sertifikasına sahip olan yeni ürün

en son ERP standartlarına da

uyum gösteriyor. Daikin Türkiye’nin

Hendek’te bulunan fabrikasında

üretilmeye başlanan ve 200 mm’lik

ölçüsüyle sektörün en ince fan

coil ünitesi olma özelliği taşıyan

FWE-D, iç piyasanın ardından

Avrupa’ya da ihraç edilecek.

İnovasyon ve teknoloji alanındaki başarılarıyla

sektöre yön veren Japon devi

Daikin, şimdi de 200 mm ile sektörün en

ince ölçüsüne sahip olan FWE-D model

fan coil üniteleri ile fark yaratıyor. 5,6

kW’a kadar soğutma kapasitesine sahip

olan yeni ürün, yatay ve dikey kurulum

imkanı sağlıyor. Eurovent sertifikasına

sahip olan cihaz, harici 50 Pa statik basınç

garantisi ve 6 fan hızı seçeneğiyle

tüketiciye ulaşıyor.

Fabrika montajlı 2 ve 3 yollu vana opsiyonlu

modelleri olan cihazın özel plastik

filtre tasarımı, bakım kolaylığı sağlıyor;

sağladığı esneklik nedeniyle gerektiğinde

elle kolayca çıkartılabiliyor. En son

ERP standartlarına uyumlu olan FWE-D

fan coil üniteler yıllardır Daikin’e ait DX

ürünlerinde kullanılan ‘sirocco’ fanlar sayesinde

son derece sessiz çalışıyor. Bu

özelliği sayesinde otel, hastane, ofis ve

konutlarda mükemmel bir tercih oluşturuyor.

Cam önlerine, asma tavan içlerine, tavan

altına veya döşeme içlerine konulabilen

farklı tiplerdeki fan coil ürünlerin

küçük boyutlarda olması hem montaj

avantajı sağlıyor hem de kullanıldığı

alanlarda estetik çözümlere fırsat yaratıyor.

NEDEN DAIKIN FAN COIL

SEÇMELİ?

• En son ERP standartlarına uyumludur.

• Aynı ünite için yatay ve dikey kurulum

imkanı sağlar.

• Kompakt tasarımı sayesinde yerden

kazandırır.

• Çeşitli protokoller üzerinden BMS sistemine

kolayca entegrasyonu yapılabilir.

• Üstün verimlilik değerleri, yüksek konfor

ve en düşük çalışma sesi seviyeleri

için piyasadaki en iyi çözüm olarak öne

çıkar.

• Geniş opsiyonları, aksesuar ve kumanda

seçenekleriyle ürün esnekliğine

sahiptir.

• Zamanlayıcı programlı çalışma moduna

sahip kumanda aynı zamanda, fan

coil yönetimi açısından tüm müşteri ihtiyaçlarını

karşılayabilir özelliktedir.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 61


Clivet’den aynı anda ısıtma ve soğutma sağlayan

Multi Function Soğutma Grubu

Sektörel

55 yıllık tecrübesi ile iklimlendirme sektörünün öncü firmalarından Form Şirketler Grubu,

İtalya menşeili Clivet marka soğutma grupları ile farklı merkezi iklimlendirme ihtiyaçlarına

verimli ve işlevsel çözümler sağlıyor. Clivet’in yeni Multi Function (MF) seri Hava Soğutmalı

ve Su Soğutmalı Soğutma Grupları, aynı anda ısıtma ve soğutma ihtiyacının olduğu otel, iş

merkezi, hastane, endüstriyel tesis gibi yapıların bu ihtiyacını tek cihaz ile karşılıyor.

Form Şirketler Grubu iştiraki Form Endüstri

Ürünleri’nin 10 yıldır Türkiye’deki

temsilciliğini sürdürdüğü Clivet marka soğutma

grupları; son teknoloji donanımları,

işlevsel ve enerji verimli sistemleri ile yapıların

farklı iklimlendirme ihtiyaçlarına en

uygun çözümleri sağlıyor. Clivet’in yeni

Multi Function (MF) Soğutma Grupları,

aynı anda bağımsız olarak soğuk ve sıcak

su üretebilme kabiliyetiyle, aynı yapı

içerisinde bulunan ancak aynı anda ısıtma

ve soğutma ihtiyacı bulunan farklı mahallerin

bu ihtiyaçlarını tek cihaz üzerinden

karşılıyor. Özellikle aynı anda ısıtma

ve soğutmanın yani dört borulu sistemin

ihtiyaç duyulduğu otel, iş merkezi uygulamaları

ve endüstriyel uygulamalarda

optimum çözüm sağlıyor. MF Heat Pump

sistemler ısıtma çalışmasında, klasik kazan

sistemi ile karşılaştırıldığında enerji

tasarrufu, ortalama % 50 CO2 emisyonu,

alternatif yenilenebilir kaynakların

kullanılması, düşük bakım maliyetleri,

çalışma güvenilirliği, fosil yanma olmadığından

baca ihtiyacının bulunmaması ve

emisyonlar üzerinde periyodik kontrollerin

ortadan kalkmasını

sağlaması gibi pek çok

avantaja sahip.

Clivet SPINchiller³ MF

Multi Function Hava Soğutmalı

Soğutma Grubu,

300 ila 1.450 kW’lık kapasite

aralığına sahip.

Eş zamanlı kullanımda

ise 7,83’e kadar küresel

verimlilik değerlerine

ulaşıyor. Farklı hava koşullarında,

geniş kullanım

alanı sunan bu ürün,

+55°C-60°C’ye kadar

sıcak su üretimi sağlayabiliyor;

aynı zamanda

-10°C ila +48°C’lik dış

ortam sıcaklıklarında genişletilmiş

çalışma aralığına

sahip.

Yıllık çalışma sonucu

gerçekleşen enerji tasarrufunun

hesaplanmasını

kolaylaştıran kullanıcı

dostu işlevlere de sahip

olan Clivet Multi Function Soğutma Grubu,

ünite faaliyetlerine ve olası arızalara

ilişkin tüm verileri bünyesinde kaydediyor

ve müdahale gerektiren durumların anında

tespit edilmesini sağlıyor. Bununla

birlikte Clivet MF, standart olarak sunulan

yüksek verimli scroll kompresörler,

yüksek verimli ısı değiştiricileri sayesinde

piyasadaki en yüksek enerji verimliliği

değerine sahip. Hem ısıtma, hem de

soğutma için tek bir sistem kullanılması

sayesinde, mekanik odaların hacminden

tasarruf sağlar.

Ürünün, hem 4 borulu hem de 2 borulu

olarak sistem konfigürasyonu

yapılabiliyor.

4 borulu

sistemde; yıl boyunca

bağımsız

olarak soğuk ve

sıcak su üretim

imkanı sunuyor.

Soğutma ve ısıtmanın

aynı anda

yapıldığı dönemlerde

soğutma ve

ısıtma eşanjörleri kendi içinde ısı geri

kazanım yapıyor ve böylelikle ısıtma bedava

sağlanarak yüksek verimlilik elde

ediliyor. 2 borulu sistemde ise; ihtiyaca

göre ya soğuk su ya da sıcak su üretiliyor.

Soğutma çalışmasında, total heat recovery

sayesinde bedava kullanım sıcak

suyu veya ısıtma amaçlı sıcak su üretme

imkanı da bulunuyor.

Clivet Multi Function Soğutma Gruplarının

Hava Soğutmalı versiyonunun yanı

sıra Su Soğutmalı versiyonu da alternatif

olarak sunulabiliyor.

62

Yapı Malzeme Mayıs 2020



Sektörel

Form, yerli üretimde büyüyor:

Yerli üretim Lennox paket

klimalarda ürün gamı genişledi

Form Şirketler Grubu, 2019’da Amerikan Lennox firması ile imzaladığı lisans anlaşması

kapsamında Türkiye’de üretimine başladığı Lennox paket klimalarda üretim atağına geçti.

Şimdiye kadar Lennox’un 80 kW üstü kapasitelerdeki paket klimalarını üreten Form, Mart

2020 itibariyle üretim ağını genişleterek 20 kW’dan 250 kW’a kadar farklı kapasite ve

modellerde üretim yapmaya başladı.

55 yıllık Form Şirketler Grubu bünyesindeki

Form Endüstri Ürünleri, Türkiye

ve dünyada tek lisanslı üreticisi olduğu

Lennox marka paket klimalardaki üretim

kapasitesini genişletti. Dünyanın en büyük

paket klima üreticilerinden Amerikan

Lennox firmasının 37 yıldır Türkiye’deki

satış faaliyetlerini sürdüren Form, 2019

başlarında marka ile imzaladığı lisans

anlaşması kapsamında İzmir’de bulunan

üretim tesislerinde Lennox marka paket

klimaları yerli olarak üretiyor. Anlaşma

aynı zamanda 100 yıllık bir tarihe sahip

olan Lennox tarafından uluslararası pazarlarda

paket klima için verilen ilk ve tek

üretim lisansı olma özelliğini de taşıyor.

2019 yılı boyunca 80 kW üstü kapasitelerde

Lennox markalı paket klimaların

üretimini yapan Form, Mart 2020’den itibaren

20 kW’dan 250 kW’a kadar geniş

bir yelpazede Lennox paket klimaların

seri üretimine başlayarak bu alandaki

yerli üretim faaliyetini genişletti. Flexair

serisine ek olarak Baltic serisi Lennox

paket klimalar da artık Form tarafından

üretiliyor. Türkiye’de imal edilen Lennox

paket klimalar %51’in üzerinde yerli ekipman

ve işçilik içeriyor ve cihazların yerli

malı belgesi de mevcut. Form tarafından

Türkiye’de Lennox lisansıyla üretilen yerli

üretim paket klimalar geniş ürün yelpazesine

ek olarak, kısa teslimat süreleri, lojistik

kolaylıklar ve fiyat avantajlarıyla da

yatırımcı ve uygulamacılara önemli avantajlar

sağlıyor.

Form’un İzmir’deki üretim tesislerinde 2

milyon Euro’luk bir yatırımla oluşturulan

sadece Lennox’a özel bir üretim hattı bulunuyor.

Lennox markasıyla Türkiye’de

paket klima pazarının oluşumuna öncülük

eden Form’un bu alandaki hedefi, paket

klimaların uygulama alanlarını çoğaltmak

ve lideri olduğu piyasanın gelişimine

paralel olarak pazar payını daha da arttırmak.

Form, Lennox markası ile Türkiye

pazarında %50’ye yakın bir pazar payına

ve binlerce cihazlık referansa sahip.

64

Yapı Malzeme Mayıs 2020



Ode Yalıtım’dan koronavirüs süresince

çalışanlarına onlıne eğitim programı

Yalıtım sektöründe dünya markası olma hedefine tüm çalışanlarını odağına alarak

ilerleyen ODE Yalıtım, çalışanlarının mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sunmak

için gerçekleştirdiği eğitimlerine koronavirüs salgını döneminde de aralıksız devam

ediyor. Alanında uzman isimler tarafından online olarak verilen eğitimlerde, finanstan

tedarik zincirine, deneyimsel pazarlamadan Endüstri 4.0’a kadar pek çok konu ele

alınıyor.

Koronavirüsün etkilerini minimum düzeyde

tutmak ve faaliyetlerine kesintisiz

bir biçimde devam edebilmek amacıyla

operasyonel süreçlerin eksiksiz devamlılığı

için gerekli ekip sayısını tüm tedbirleri

alarak minimuma indiren ve diğer

tüm çalışanlarını gerekli teknik altyapıyı

sağlayarak uzaktan çalışmaya yönlendiren

ODE Yalıtım, bu süreçte çalışanlarının

hem mesleki hem de kişisel

gelişimlerine online eğitimler ile katkı

sağlamaya devam ediyor.

Eğitimler şirket içi uzmanlar

ve şirket dışından sektör

profesyonelleri tarafından

veriliyor

Paydaşlarıyla birlikte büyümek misyonu

doğrultusunda, 2018 yılında sektörde

bir ilke imza atarak verdikleri tüm eğitim

ve seminerleri ‘Paydaş Paylaşım Platformu’

adıyla tek çatı altında toplayan

ODE Yalıtım, koronavirüsün getirdiği

uzaktan çalışma sisteminde teknolojik

altyapısını hızlıca yenileyerek platformda

verilen eğitimleri online ortama taşıdı.

Bu kapsamda dijital pazarlamadan

iş güvenliğine, finanstan tedarik zincirine

kadar pek çok konuyu kapsayan

eğitimler, Nisan ayı itibarıyla haftada iki

kez online olarak gerçekleştiriliyor. Biri

şirket içinden bir uzman, diğeri ise şirket

dışından bir sektör profesyoneli tarafından

verilen eğitimlerin kalıcı olarak

devam etmesi planlanıyor.

Ceylin Akdemir: “Bu dönemde

öğrendiğimiz her yeni bilgi bize

yeni beceriler kazandıracak”

Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde

de içinden geçtiğimiz bu zorlu belirsizlik

sürecinde artan kaygı ile birlikte,

şirketlerin üzerine her zamankinden

daha fazla sorumluluk düştüğünü belirten

ODE Yalıtım Pazarlama Direktörü

Ceylin Akdemir, “Böyle zamanların

riskler kadar fırsatlar da barındırdığı

için ‘oyun değiştirici’ nitelikte olduğunu

unutmamalıyız. Elbette her şeyin başı

sağlık fakat bununla birlikte bu dönemde

öğrendiğimiz her şeyin, profesyonel

gelişimimiz açısından önemli faydalar

sağlayacağına ve iş dünyasına yeni beceriler

kazandıracağına inanıyoruz. Bu

bakış açısıyla ODE olarak bu dönemde

en önemli önceliğimiz ekip arkadaşlarımızın

sağlık durumlarını yakından

takip etmek ve bu anlamda üzerimize

düşen görevleri eksiksiz olarak yerine

getirmek. Diğer taraftan da bu ortamda

hedeflerimizi gerçekleştirmek için gerekli

koşulları sağlayabilmek. Bu anlamda

ilk günden bu yana gerekli tüm üst

düzey operasyon ve hijyen tedbirlerini

aldık, almaya devam ediyoruz. Böyle

dönemler, profesyonellerin rutinde fırsat

bulamadıkları mesleki ve kişisel gelişim

eğitimleri yapabilmeleri adına önemli

fırsatlar sunuyor. Biz de bu eğitimleri

Ceylin Akdemir / ODE Yalıtım Pazarlama Direktörü

online ortama taşıyarak bu dönemde

çalışanlarımıza en iyi şekilde destek

olmayı, moral motivasyonlarına katkıda

bulunmayı amaçlıyoruz” dedi.

Eğitimlerle büyüyen şirket ODE

Türkiye’de başladığı faaliyetlerini global

bir marka olma vizyonuyla beş kıtada

sürdüren ODE Yalıtım, uzun yıllardır çalışanlarının

hem kendilerini geliştirebilecekleri

hem de şirketin vizyonuna katkı

sunabilecekleri eğitimler düzenliyor. Bu

yıl 35’inci yılını kutlayan ODE; çalışanlarını

masrafların tamamının şirket tarafından

karşılandığı MBA programlarına

yönlendiriyor, e-öğrenme ve açık sınıf

eğitimleri düzenliyor. Geleceğin yöneticilerini

kendi içinde yetiştirmek amacıyla

şirket içi programlar tasarlayan ODE,

ayrıca lider kadrosunun Türkiye’nin

önde gelen üniversitelerinin verdiği yönetici

geliştirme programlarına katılımını

sağlıyor.

66

Yapı Malzeme Mayıs 2020


DemirDöküm kesintisiz hizmete

devam ediyor

Sektörel

İklimlendirme sektörünün en köklü markası olan DemirDöküm, koronavirüs sürecinde

müşterilerine kesintisiz hizmet sunmaya devam ediyor. Servis çalışanları için üst seviyede

önlem alan DemirDöküm, çağrı merkezi ve WhatsApp uygulaması üzerindeki keşif destek

hattından “EvdeKal” sürecinde de müşterilerine kesintisiz ısı konforu sunuyor.

Müşteri memnuniyet çalışmaları ve satış

sonrası hizmetlerde hayata geçirdiği çalışmalarla

ısıtma sektörüne öncülük eden

DemirDöküm, koronavirüs sürecinde kesintisiz

hizmete devam ediyor. Türkiye’de

koronavirüs vakasının ilk görüldüğü günden

itibaren çalışma koşullarını üst seviyede

önlem alarak hızlıca değiştiren DemirDöküm,

çağrı merkezi ve WhatsApp

uygulaması üzerindeki keşif destek hattından

bu zorlu süreçte de müşterilerine kesintisiz

ısı konforu sunuyor.

Ülkece geçirdiğimiz bu zorlu süreçte DemirDöküm’ün

müşterilerinin hayatını kolaylaştırmak

ve evlerindeki konforu sekteye

uğratmamak için üst seviye önlemler

alarak çalışmaya devam ettiklerini belirten

CEO Alper Avdel; “Hijyen ihtiyacının her

zamankinden daha fazla olduğu bugünlerde

DemirDöküm olarak üst düzey önlemler

aldık. Bu süreçte çağrı merkezimiz 7/24

hizmete devam ediyor. Servis çalışanlarımız

ise şu an için yeni cihaz devreye alım

ve arıza işlemlerinde kesintisiz hizmet veriyor.

Çalışanlarımız maske, gözlük, eldiven

ve özel tulumlarla sahada görevlerinin başındalar”

açıklamasını yaptı.

Koronavirüse karşı tüm önlemlerinin teknolojinin

de desteği ile kısa sürede tamamlanıp

hayata geçirildiğini belirten DemirDöküm

Satış Direktörü Ufuk Atan, “Bir

taraftan koronavirüs ile ilgili tüm gelişmeleri,

güncel bilgi ve haberleri yakından takip

edip gerekli tüm önlemleri alırken, diğer

taraftan tüm iş süreçlerimizi online çalışma

ve paylaşım ortamlarına taşıdık. Bu şekilde

ülkece evde kalmak durumunda olduğumuz

bugünlerde hizmetlerimize devam

etmek için çalışmalarımızı kesintisiz sürdürebiliyoruz.

Hep birlikte uyarılara dikkat

edip, bu zorlu süreci sorunsuz bir şekilde

atlatacağız” dedi.

DemirDöküm’ün çağrı merkezi hizmetini

online tabanlı yürüttüğünü, 2 haftadır çağrı

merkezi çalışanlarının görevlerine evden

devam ettiğini belirten DemirDöküm Satış

Sonrası Hizmetler Direktörü Zeki Kalaycılar,

“Sosyal izolasyon sürecine hem altyapı

hem de akış olarak çok hızlı hazırlandık ve

geçtik. Çağrı merkezi çalışanlarımız alınan

önlemler kapsamında evden çalışma

Alper Avdel / CEO

düzenine geçti. Müşteri temsilcilerimizin

evlerine tüm ekipmanlar kuruldu. Müşterilerimiz

bize her zaman olduğu gibi 7 gün

24 saat 0850 222 1 833 numaralı Demir-

Döküm Müşteri İletişim Merkezi’nden ve

WhatsApp uygulaması üzerindeki keşif

destek hattımızdan ulaşabiliyor. Acil olmayan

bakım randevularını durduğumuz bu

süreçte devreye alma ve arıza gibi öncelikli

işlerde müşteri desteğini aralıksız devam

ettiriyoruz. Teknikerlerimizi Sağlık Bakanlığı’nın

yayımladığı 14 kural doğrultusunda

bilgilendirdik ve hazırlıklarımızı yaptık”

açıklamasını yaptı.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 67


EKB, binalarda enerji verimliliğini artıracak,

sera gazı salımlarını azaltacak

İzocam, Enerji Kimlik Belgesi

zorunluluğunun 1 Ocak’tan

itibaren yürürlüğe girdiğine

dikkat çekerek yeni binalarda

EKB sınıfının en düşük C sınıfı

olması gerektiğini hatırlatıyor.

Isı yalıtımı standartlarına

göre inşa edilmeyen ve Enerji

Kimlik Belgesi C’den düşük

olan yeni binalar ruhsat

alamayacak.

İç ve dış yalıtımların yanı sıra

tesisat yalıtımının önemini

de vurgulayan İzocam

Genel Direktörü Murat

Savcı yalıtımın sadece yeni

binalarda değil, tadilatlar

sırasında kullanılmakta olan

binalarda da yapılabileceğini

ve yalıtım sayesinde EKB

sınıfının yükseltilebileceğini

ve doğalgaz faturalarının

en az yüzde 60 oranında

düşürülebileceğini ifade etti.

Türkiye’de yalıtım bilincini yaymayı kendine

misyon edinen yalıtım sektörünün lideri

İzocam, 1 Ocak 2020’den itibaren yürürlüğe

giren Enerji Kimlik Belgesi (EKB)

uygulamasına dikkat çekti. EKB’nin binaların

alınması, satılması hatta kiralanması

sırasında ibraz edilmesi gerektiğini

belirten İzocam Genel Direktörü Murat

Savcı şunları söyledi. “Enerji Kimlik Belgesi

orta vadede bizim de çok önemli olduğunu

düşündüğümüz binalarda enerji

tasarrufu sağlanması konusunda ciddi

bir katkı sağlayacak. Eski binalarda belge

mevcut duruma göre veriliyor ancak yeni

yapılacak veya yapılmakta olan binaların

EKB sınıfının en düşük C olması gerekiyor.

Bu ancak inşaat sırasında ısı yalıtımı

standartlarına uygun olarak tasarlanırsa

sağlanabilir. Önümüzdeki dönemde ruhsat

için başvuracak olan halen inşaatı

devam eden binaların ve yeni inşaatlara

başlayacak olan binaların sorumluları bu

konuyu mutlaka dikkate almalı.”

Savcı, inşaat sahiplerinin bu konuda uzman

firmalarla çalışmaları gerektiğinin de

altını çizdi ve “Binaların yalıtımında doğru

malzeme ve doğru uygulamalarla çok

Murat Savcı / İzocam Genel Direktörü

önemli. Isı yalıtımı yapılırken, binaların

yangın riski ve yanıcılık yükü de göz önüne

alınarak uygun yalıtım malzemeleri

kullanılmalı” dedi.

EKB’nin enerji verimliliği sağlanması

konusunda önemli bir adım olduğunu

belirten İzocam Genel Direktörü Murat

Savcı, yönetmeliklere uygun doğru kalınlıkta

yalıtım sayesinde ısıtma ve soğutma

amaçlı enerji tüketim faturalarının en az

yüzde 60 oranında düşürülebileceğini

de kaydetti ve şu bilgileri paylaştı: “Son

10 yılda enerji ithalatımızın ülke ekonomisine

bedeli 450 milyar dolar üzerinde.

Tükettiğimiz enerjinin dörtte üçünden fazlasını

dışarıdan ithal ediyoruz. Ülkemizde

41,2 milyar dolar ile enerji ithalatı 2019

yılı itibariyle 202,7 milyar dolarlık toplam

ithalatın %20,3’ünü teşkil ederken, 55,1

milyar dolarlık dış ticaret açığımızda da

önemli etkisi bulunmaktadır. Dış ticaret

açığımızı daha düşük seviyelere indirmek

ve enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak

için konutlarımızda, sanayide ve tesisatlarda

yapacağımız enerji tasarrufu kendi

bütçemiz kadar ülkemiz için de büyük

önem taşıyor. Doğru malzeme ve uygun

kalınlık ile yalıtım yapılan binalar ve sistemler

enerji tasarrufu için atılacak en büyük

adım olur. Yalıtım sayesinde yaşam

alanlarında ve işyerlerinde enerji giderlerini

azaltmak ve daha konforlu hale getirmek

mümkün. Çatıdan döşemeye yapılacak

doğru kalınlıkta yalıtım uygulamaları

ile enerji tasarrufu artar ve konfor şartları

da iyileşir.

Çatı tipine bağlı olarak Camyünü İzocam

Çatı Şiltesi veya İzocam Foamboard Teras

Çatı Levhası, duvarların dıştan yalıtımında

İzocam Manto Taşyünü R+ veya

Mineral Yün Giydirme Cephe Levhası, içten

yalıtımında Camyünü İzocam Kalibel,

radyatör arkasına yerleştirilen Camyünü

İzocam İzopan Radyatör Arkası Levhası

pratik uygulanarak, yüksek yalıtım özellikleriyle

hemen enerji tasarrufu sağlayan

ürünler.”

Tesisat yalıtımı en az bina yalıtımı

kadar önemli

Yalıtım deyince öncelikle binaların iç ve

dış yalıtımlarının akla geldiğini ancak tesisat

yalıtımının en az bina yalıtımı kadar

önemli olduğunu da ifade eden Savcı

şöyle konuştu. “Binalardaki ısıtma ve soğutma

tesisatlarının yalıtılması, mekanların

çok daha kolay ve hızlı bir şekilde

iklimlendirilmesini, istenen sıcaklığa ve

konfor şartlarına hızlı ulaşılmasını sıcaklığın

uzun süre korunmasını mümkün

hale getirerek enerjide en az yüzde 60

oranında tasarruf sağlıyor.”

Tesisat yalıtımı yapılmış olan binalarda

örneğin kış aylarında yanan kalorifer

kazanından binaya dağılan borulardaki

sıcak su, dairelere ulaşana kadar sıcaklığını

ve dolayısıyla enerjisini koruyor. Aksi

durumda ise, daireye ulaşana kadar borulardaki

sıcaklık düşüyor, daire geç ısınıyor

ve dönüş borusundaki su daha fazla soğuduğu

için kazanın bunu tekrar ısıtması

için daha fazla yakıt (enerji) harcaması

gerekiyor. Borulardaki sıcaklığın belli bir

derecenin altına düşmesi de kazanın verimliliğini

düşürüyor. Borulardan geçen su

sıcaklığının korunması ise ancak İzocam

Camyünü Prefabrik Boru yalıtımı sayesinde

sağlanıyor. İzocam Camyünü Prefabrik

Boru ve Vana Ceketi ile yapılan tesisat

yalıtımı kış aylarında en fazla görülen ve

zor durumlar yaratan bir diğer konu olan

su borularındaki donmaları da engelliyor.

Özellikle de bina girişlerindeki vanalarda

suyun gece boyunca donması nedeniyle

vanalarda meydana gelen patlamaları önlüyor.

Bina dışındaki tesisata uygulanacak

yalıtım işlemi kapsamında vana ceketi

sarılması ve İzocam Camyünü Prefabrik

Boru uygulaması kış aylarında oluşan bu

güç durumun önüne geçiyor.

68

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Sektörel

Virüs, bakteri, toz ve alerjenlere karşı

iç ortam hava kalitesi çok önemli

İleri teknolojileriyle “Evden Uzaya” kadar çok geniş bir alanda toplumların yaşam kalitesini

artırmak için ürün ve çözümler geliştiren Mitsubishi Electric, bireysel havalandırma ve klima

sistemleri ile iç mekânların kirli havasını temizlerken, pencere açmadan dışarının oksijeni

bol taze havasını filtreleyerek içeriyi havalandırıyor ve nem düzeyini dengeliyor.

Virüs, bakteri, toz ve alerjenlerden

uzak bir mekân için en

yeni teknolojilerle geliştirilmiş

havalandırma sistemleri ve klimalar

büyük avantaj sağlıyor.

İklimlendirme alanındaki ileri

teknolojisiyle sektöre yön veren

Mitsubishi Electric, bu noktada

iç ortam hava kalitesi için yeni

ve verimli çözümler sunuyor.

1970’li yıllarda mucidi olduğu

Lossnay havalandırma cihazları

ve inovatif teknolojiler ile ürettiği

Legendera serisi klimalarla

öne çıkan Mitsubishi Electric,

ürünleriyle iç ortam havasının

taze ve temiz kalmasına imkân

tanıyor. Yüksek filtrelemeden

geçmiş ve nemi dengelenmiş taze hava

ile yenilenen ortam havası sayesinde; bireylerin

karşılaştığı baş ağrısı, baş dönmesi,

göz kaşınması, boğaz kuruması,

konsantrasyon eksikliği ve çalışan-öğrenci

veriminin düşüşü gibi hasta bina sendromundan

kaynaklı birçok olumsuzluğun

da önüne geçilebiliyor.

İç mekânlarda temiz hava için yeni

teknoloji filtreler

Yüksek iç ortam hava kalitesinin olmazsa

olmaz dört temel unsuru; havadaki karbondioksit

konsantrasyonu, sıcaklık, nem

ve partikül seviyesi olarak sayılıyor. Sağlıklı

bir iç mekân havası; virüs, bakteri, toz

ve uçucu kimyasal bileşen parçacıkları

izole etmek için ortamı havalandırırken

aynı zamanda dışarıdan alınan havanın

filtrelenmesi ile mümkün oluyor. Kontrolsüz

bir şekilde pencere açılarak yapılan

havalandırma esnasında sadece hava

temizleme cihazı ile temizlik yapılması

sürdürülebilir hijyen sağlamıyor. Lossnay

havalandırma cihazları; ortamın sıcaklık,

nem ve oksijen dengelemesini yaparken,

yüksek verimli filtresi sayesinde 0.3µ büyüklüğe

kadar küçük kirletici filtrelemesi

yapabiliyor. Böylece sağlık problemlerine

yol açabilecek unsurlara geçit vermiyor.

Yeni nesil üretim teknolojileri kullanılarak

üretilen, üç boyutlu yapısı geliştirilmiş

statik filtrelerin yanı sıra elektronik filtreler

de artık klimaların filtreleme özelliklerini

hava temizleme cihazlarıyla eş ve birçoğundan

üstün hale getiriyor.

Bağımsız testlere göre bakterileri

ve influenza gibi virüsleri yüzde

99’a kadar azaltabiliyor

Mitsubishi Electric’in Legendera serisi klimaları

için geliştirilen Plasma Quad Plus

filtre de markanın hava temizleme cihazlarındaki

çalışma prensibiyle öne çıkıyor.

Japonya’daki bağımsız laboratuvarlarda

gerçekleştirilen ev tipi hava temizleme

cihazları test sistemi olan JEM 1467’ye

dayalı test sonuçlarına göre, Plasma

Quad Plus filtre bakterileri yüzde 99’a varan

oranda azaltabiliyor. Ulusal Hastane

Organizasyonu Virüs Araştırma Merkezi

tarafından yapılan benzer standartlara

dayalı bir başka test sonucu da influenza

(H3N2) gibi virüslerin de bu filtre ile yüzde

99’a varan oranda azaltılabilme başarısını

onaylıyor. Testlerin 25m3 gibi alanlarda

yapılması günlük kullanımda da bu başarının

mümkün olduğunu ortaya koyuyor.

Tokyo Çevresel Alerjenler Enstitüsü

(ITEA) tarafından yapılan Legendera klima

test sonuçlarında da Plasma Quad

Plus filtrenin, alerjenlerde yüzde 98, toz

ve mite kirleticilerinde yüzde 99,7 gibi

yüksek oranlara ulaşan bir filtreleme etkisi

gözleniyor. Tüm bu testlere ek olarak

fabrika laboratuvarlarındaki test sonuçlarına

göre; saç telinin yaklaşık yirmide biri

büyüklüğe denk gelen 2,5 mikrometreden

daha küçük boyutlardaki kirleticileri filtreleyebilme

anlamına gelen PM2.5 düzeyindeki

filtreleme teknolojisi, Legendera

klimaları 2017 yılından bu yana PM2.5

filtreleme yapabilen duvar tipi klima cihazı

olarak öne çıkarıyor. Plasma Quad

Plus filtre; klimanın çalışma modundan

bağımsız fan modunda da çalışabilmesi,

filtrenin sadece 2 Watt elektrik tüketimi,

yüksek etkili değerlendirmesi ile A sınıfı

filtreleme gibi önemli özellikleri sayesinde

iç hava kalitesine ek olarak kullanıcılarına

ekonomik katkı da sağlıyor.

Lossnay’in patentli teknolojisi ile

nem dengesi sağlanmış taze hava

Mitsubishi Electric, İkinci Dünya Savaşı

dönemindeki ihtiyaçlardan doğan ve basit

anlamda giriş ve çıkış hava yollarını

ayırarak taze hava ihtiyacını karşılayan

havalandırma sistemlerinde patentli selülozik

ısı değiştirici kullanarak havalandırmayı

inovatif bir boyuta taşıyor. Lossnay

havalandırma cihazlarında kullandığı bu

teknoloji, havalandırma esnasında birbirine

temas etmeden tahliye edilen kirli-ağır

iç ortam havası ile ortama iletilen dış havanın

sıcaklık ve nem seviyeleri arasında

dengeleme yapabiliyor. Yüzde 85’i aşan

verimle çalışabilen bu sistemler, yüzde

100 taze havayı, ısı kaybını minimumda

tutarak ve nem dengesi sağlanmış olarak

ortama aktarabiliyor. Endüstriyel üretim

alanları, şehir merkezleri, iş yerleri ve konutlar,

okullar ve kreşler gibi birçok farklı

ortamda pencere açılarak havalandırma

yapılması yerine sürdürülebilir yüksek bir

iç ortam hava kalitesi sağlayan Lossnay

taze hava sistemleri; sessizlik, verim ve

konfor sunan teknolojik bir çözüm olarak

dikkat çekiyor.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 69


Gürültüden uzak bir hayat için

Ytong’dan Gürültü Bariyeri

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Gürültü Bariyeri İşleri Genel Teknik

Şartnamesi, 12 Mart 2020 tarih 31066 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe

girdi. Şartnamenin ilk maddesinde “Donatılı Gazbeton Duvar Elemanları” uygulamasına

yönelik esaslara yer verildi.

Tolga Öztoprak / Türk Ytong Genel Müdür Yardımcısı

Gazbeton sektörünün lider kuruluşu Türk

Ytong, şartnameye uygun olarak ürettiği

Ytong Gürültü Bariyeri ile karayolu ve

demiryolu kaynaklı trafik gürültüsünün

çevrede yaşayanlara etkisinin azaltılması

için ekonomik bir çözüm sunuyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından

hazırlanan ve 12 Mart 2020 tarihli Resmi

Gazete’de yayımlanan Yapı İşleri İnşaat,

Makine ve Elektrik Tesisatı Genel Teknik

Şartnamesi değiştirildi. Yapılan güncelleme

ile beraber Gürültü Bariyeri İşleri Genel

Teknik Şartnamesinde Donatılı Gazbeton

ürünlerin güvenle kullanılabileceği

belirtildi.

Avrupa Birliği mevzuatına uygun

Şehirlerdeki gürültü kirliğinin kontrolü ve

azaltılması amacıyla başlatılan Avrupa

Birliği mevzuatı uyum çalışmalarına katkı

sağlamak amacıyla tasarlanan Ytong

Gürültü Bariyeri, TSE Laboratuvarlarında

TS EN 1793 standardına göre yapılan

akustik testlerle belgelendirildi. Karayolu,

demiryolları, hava alanları ve endüstriyel

alanlarda çevresel gürültü kirliğinin kontrolü

ve yaşam alanlarına olumsuz etkilerini

azaltmak amacıyla gürültü/ses perdesi

olarak kullanılan bu sistem, sağlamlığı,

stabil yapısı, hızlı uygulama olanağı ve

ekonomik bir çözüm olmasıyla dikkat çekiyor.

Hava şartlarına dirençli ve bakım

gerektirmeyen Ytong Gürültü Bariyeri,

Türkiye’de bütün iklim bölgelerinde kullanılabiliyor.

Gürültü ruh sağlığına tehdit

Şehir hayatındaki gürültünün insan ve

toplum sağlığına önemli bir tehdit olduğuna

dikkat çeken Türk Ytong Genel Müdür

Yardımcısı Tolga Öztoprak, “Gürültüden

korunmuş bir çevre beden ve ruh sağlığımız

açısından önemli. Yerleşimlerin

ulaşım ağlarına yakın bölgelerde yoğunlaşması

ile bu durum sadece büyük şehirlerin

değil, her ölçekteki yerleşim alanlarının

sorunu haline geldi. Biz de Ytong

olarak yerli hammaddeler kullanarak

Türkiye’de üretmeye başladığımız Ytong

Gürültü Bariyeri ile bu soruna etkili bir

çözüm sunuyoruz. Hava şartlarından etkilenmeyen

ve rüzgar yükleri dahil birçok

çevresel etkiye dayanıklı Ytong Gürültü

Bariyeri, çürümez, paslanmaz, kesit kaybına

ve yıpranmaz yapısıyla bu alanda

fark yaratan bir sistem. Bu nedenle yatırım

ve yaşam döngüsü maliyeti düşük bir

alternatif.’ dedi.

Hızlı montaj şık tasarım

Fabrikadan bitmiş ürün olarak sevk edilen

Ytong Gürültü Bariyeri panelleri, pratik

uygulama detayları ve yüksek montaj

hızıyla kilometrelerce sürecek uygulamalarda

maliyet avantajı ve hız kazandırıyor.

Üzerine çeşitli görsel tasarımlar ve

doğrudan boya uygulaması yapılabilen

panellerle, kent dokusuyla uyumlu, çevre

sakinlerini rahatsız etmeyecek bir görsel

etki elde edilebiliyor.

Ytong Gürültü Bariyerleri, konutlar ve büyük

konut siteleri, eğitim ve sağlık tesisleri,

yaşlı bakım evleri, konaklama tesisleri,

yurt binaları, kültürel ve dini tesisler gibi

gürültüye hassas yapıların çevresinde de

tercih ediliyor.

70

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Sektörel

Assan Alüminyum

‘Great Place to Work’ seçildi

Yassı alüminyum sektörünün global ölçekte en önemli aktörleri arasında yer alan

Assan Alüminyum, bağımsız araştırma ve danışmanlık kurumu Great Place to Work

Enstitüsü tarafından ödüllendirildi. Assan Alüminyum, sektöründe “En İyi İşverenler”

listesine giren ilk şirket oldu.

Göksal Güngör / Assan Alüminyum Genel Müdürü

Kibar Grubu bünyesinde faaliyet gösteren,

yıllık 300 bin tonluk

kurulu levha ve folyo

kapasitesi ile yassı

alüminyum sektörünün

Türkiye’deki en büyük,

100 bin tona ulaşan

mevcut alüminyum

folyo üretim kapasitesiyle

Avrupa’nın ise en

büyük üç üreticisinden

biri konumunda olan

Assan Alüminyum insan

kaynağına yaptığı

yatırım ve sahip olduğu

çalışma kriterleri

dolayısıyla Great

Place to Work / En İyi

İşveren olmaya hak

kazandı.

30 yılı aşkın süredir küresel çapta

sektör ayrımı olmadan tüm ölçeklerdeki

şirketlere mükemmel iş yerlerini

inşa etmeleri konusunda danışmanlık

hizmeti veren bağımsız kuruluş Great

Place to Work Enstitüsü, aynı zamanda

güçlü kurum

kültürüne sahip ve

çalışanları tarafından

en iyi işveren olarak tanımlanan şirketleri

ödüllendiriyor. Great Place to Work

Enstitüsü’nün yüksek güven kültürüne

sahip harika iş yeri kriterlerini sağlayan

Assan Alüminyum, sektöründe Great

Place to Work unvanını alan ilk şirket

oldu.

“En İyi İşverenler 2020” listesinde yer

almaktan dolayı duyduğu mutluluğu

dile getiren Assan Alüminyum Genel

Müdürü Göksal Güngör, “Güvenilirlik,

şirketimizin temel değerlerinden

biri. Bu ilke üretimden ihracata, insan

kaynaklarından müşteri ilişkilerine kadar

her alanımızda bize yol gösterici

oluyor. Yüksek güven kültürüne sahip

iş yeri kriterlerini yerine getirerek Great

Place to Work olmamız, bu alanda

gösterdiğimiz çabanın ne denli isabetli

olduğunu gösteriyor. Assan Alüminyum

Ailesi olarak kurum kültürümüzü

güçlendirme çalışmalarımız devam

edecek. Sürdürülebilirliği odağımıza

aldığımız bu dönemde, ekibimizin gelişimini

ve iş yerindeki mutluluğunu artıracak

projelere imza atacağız” açıklamasında

bulundu.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 71


Sektörel

Seramiksan’dan,

banyolarda tasarım algısını

güçlendiren yeni vitrifiye serileri

Banyoda Geçirilen Zamanı Konforlu Ve Keyifli Hale Getirmeyi Amaçlayan Seramiksan,

2020 yılı İçin Özel Hazırladığı İddialı Vitrifiye Koleksiyonunu, İlk Kez Unicera’da Sergiledi.

Sürdürülebilir ve kullanıcı dostu

banyo çözümleriyle tüketicilerin

ihtiyacını karşılayan Seramiksan,

en yeni vitrifiye koleksiyonlarını,

10-14 Mart tarihlerinde düzenlenen

Uluslararası Seramik Banyo

Mutfak Fuarı UNICERA’da, sektör

profesyonelleri ve ziyaretçilerinin

beğenisine sundu. Birbirinden iddialı

vitrifiye serileri ile bu yıl fark

yaratmaya hazırlanan Seramiksan,

Uluslararası alanda birçok

başarıya imza atan tasarımcı Bilge

Nur Saltık ile güçlerini birleştirerek,

banyolarda tasarım algısını

güçlendirdiği yeni koleksiyonu Livello

ve Stella’nın lansmanını ise,

ilk kez Unicera Fuarı’nda gerçekleştirdi.

Lavabo kenarında kullanılan alanı

arttırmaya odaklanan ‘’Livello

Serisi’’, oval ve silindirik olmak

üzere iki tezgah üstü lavabodan

oluşuyor. Üst üste tasarlanmış

iki katman kullanılan alanı genişletirken,

kullanıcıyı daha düzenli

olmaya motive etmeyi amaçlıyor.

lavaboda depolamayı mümkün kılan

Livello, lavabonun etrafını kirletmeden

ürünlerin kullanılmasını

ve ardından temizliğini de kolaylaştıyor.

‘’Stella Serisi’’ ise; vitrifiye

ürünlerine çağdaş bir bakış açısı

sunuyor. Geometrik formları günlük

hayata adapte eden seri, oval

ve silindirik olmak üzere iki tezgah

üstü lavabodan oluşuyor. Elması

andıran tabanı, üst kısmında

dairesel bir formla tamamlanıyor.

Stella koleksiyonunun dış yüzeyi

ise kıvrılmış Origami formlarını

andırıyor.

Seramiksan’ın diğer yeni serileri

ise; Küçüklüğüyle fark yaratan,

dar alanlar için mükemmel çözümler

sunan ‘’Petite’’, Lavabo,

bide ve klozet çeşitliliği ile tasarım

bütünlüğü sunan ‘’Bold’’ ve geniş

tasarımıyla rahat bir kullanım alanı

sunan ve su akışını kolaylaştıran

dizayna sahip ‘’Satürn’’ ile banyolara

zarif bir dokunuş kazandırıyor.

72

Yapı Malzeme Mayıs 2020



BOSS4 Gayrimenkul’den yeni proje!

Levent’in yükselen yıldızı

Alya Teras, ön talep topluyor

“Hayat her dakika” sloganıyla Levent’in yükselen yıldızı olarak gösterilen proje, Büyükdere

Caddesi’nin yanı başındaki merkezi konumunun yanı sıra, sunduğu üst düzey konfor

ile de bir projeden beklenenin ötesine geçiyor. Tüm donanımıyla yatırımcılara “Şehrin

ortasındaysan daha ne istersin?” diyerek yatırımcılarına cazip bir teklif götüren proje,

büyüklükleri 53 ile 130 metrekare arasında değişen,1+1 ve 2+1 daire seçeneklerine sahip

129 daire ve 8 dükkandan oluşuyor.

Akkuş Grup’un Lübnanlı ortağıyla kurduğu

BOSS4 Gayrimenkul İnşaat, yatırımda

hız kesmedi. İstanbul’un en değerli lokasyonlarından

biri olan Levent’te hayata geçirdiği

Alya Teras, ortaklığın Alya serisi ile

konut sektörüne kazandırdığı projelerin

en yenisini oluşturuyor. Levent’in yükselen

yıldızı olarak gösterilen proje, “Hayat

her dakika” sloganıyla, yatırımcıları şehrin

merkezinde, üst düzey konforun her

detayının düşünüldüğü yeni bir yaşam

standardına kavuşturuyor.

Akkuş Gayrimenkul ve Lübnanlı El Khatip

Group ortaklığıyla kurdukları BOSS4

Gayrimenkul çatısı altında örnek bir güç

birliği oluşturduklarını hatırlatan Akkuş

Grup Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir

Akkuş,“Bu güçbirliğimiz sayesinde Alya

markalı çok sayıda projeyi sektörümüze

kazandırdık. Alya Teras projemiz de bu

gücün eseridir”dedi. Abdülkadir Akkuş,

konuya ilişkin şu açıklamada bulundu:

Levent’e Alya imzası

“Alya Teras ile Alya markası altında geliştirdiğimiz

projelere yenisini eklerken aynı

zamanda Beylikdüzü bölgesinin dışında

yeni bir lokasyona ortaklığımızın imzasını

atıyoruz. Sektörde edindiğimiz deneyimle

Levent’in yükselen yıldızı olarak gösterilen

projemizde, “Hayat her dakika” sloganıyla

yatırımcılarımıza yaşamın merkezinde,

üst düzey konfor vaat ediyoruz.

Sektördeki köklü tecrübemiz, projemizin

sahip olduğu lokasyon ve üst düzey yaşam

konforu sayesinde yatırımcılarımızdan

çok güzel geri dönüşler aldık. Bu

durum, projemizin konumu, donanımı,

konsepti ve sağladığı yüksek katma değerle

ne kadar doğru planlanmış bir proje

olduğunu kanıtlıyor.” dedi.

“Her metrekaresinde konfor var”

Proje hakkında bilgi veren

Abdülkadir Akkuş, şunları

söyledi:

“İstanbul’un en çok değerlenen bölgelerinden

biri olan Levent’te, Büyükdere

Caddesi’nin yanı başında yer alan pro-

74

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Proje

jemiz, tüm unsurlarıyla merkezi lokasyon

avantajını daha da yukarılara taşıyor. Minimal

yaşamda, maksimum konfor vaat

ettiğimiz projemizde; mutfaktan, banyoya,

yatak odasından salona kadar her

metrekareyi konforla tanımladık. 53 ile

130 metrekare arasında değişen,1+1 ve

2+1 daire seçeneklerine sahip 129 daireden

oluşan projemiz,hem yatırım hem de

oturum odaklı yatırım yapmak isteyenlere

hitap ediyor. 1 dönüm arazi üzerinde 15

katlı olarak planladığımız projemizin girişi

katında 8 dükkan, en üst katında sosyal

donatı alanı olarak terasımız yer alıyor.

2021 yılı Haziran ayında teslim edeceğimiz

projemizde, ilerleyen dönemlerde de

yatırımcılarımıza farklı ödeme seçenekleri

sunacağız.”

Hayatın merkezinde

İstanbul’un en çok değerlenen bölgesi levent’te,

Büyükdere Caddesi’nin yanı başında

yer alan Alya Teras, merkezi lokasyonuyla

hayatın her dakikasına dinamizm

kazandırıyor. 4’üncü Levent metro istasyonuna

4 dakikalık yürüme mesafesinde

bulunan proje; civardaki alışveriş ve

iş merkezlerine ortalama 5 dakika, TEM

Otoyolu’na 4 dakika, E5 Otoyolu’na 9 dakika,

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne 6

dakika, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne

11 dakika uzaklıkta yer alıyor.

Minimal yaşamlar için maksimum

konfor

Minimal yaşamlar için maksimum konfor

anlayışıyla tasarlanan Alya Teras’ta yar

alan dairelerin her metrekaresi, maksimum

düzeyde konfor izleri taşıyor. En

modern yapım teknikleri kullanılarak, Mimar

Hakan Saçık imzasıyla hazırlanan

proje;büyüklükleri 53 ile 130 metrekare

arasında değişen,1+1 ve 2+1 daire seçeneklerine

sahip 129 daire ve 8 dükkandan

oluşuyor.

15 kattan meydana gelen projenin en üst

katında, sosyal donatı alanı olarak teras

yer alıyor. Yatırımcılara farklı bir dinlenme

alanı sunulan terasta yer alan gökyüzü

yatakları ve şöminesiyle de hayatın her

dakikasını daha da anlamlı hale getiriyor.

Sunduğu 7/24 güvenlik hizmetiyle de ayrıcalıklı

yaşam alanlarının vazgeçilmesi

olan kusursuz bir güvenlik donanımı sunuyor.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 75


Sektörel

Sağlığınız için fotoselli bataryaları keşfedin

Armatürle yüzey temasını sıfırlayan

fotoselli bataryalarda yerli üretimi

gerçekleştiren E.C.A.’dan, 5 yıl garanti

İçinde bulunduğumuz Covid-19 günlerinde sağlık yetkilileri düzenli el yıkamanın virüse

karşı alınabilecek en iyi önlemlerden biri olduğunu söylüyor. Bireylerin gün boyunca düzenli

aralıklarla minimum yirmi saniye ellerini yıkaması gerektiği uzmanlarca dile getirilirken,

temas edilen yüzeylerin de dezenfekte edilmesine dikkat çekiliyor. Böylesi bir dönemde

çevremizdeki bileşenlerle temasımız ciddi ölçüde azalırken temassız işlemler hayatlarımıza

daha fazla dahil oluyor. Banyo ve mutfak bataryaları da fotoselli seçenekleriyle yeni hayat

tarzlarımıza hijyenik bir çözüm getiriyor.

Covid-19 günlerinde sağlık yetkilileri düzenli

el yıkamanın virüse karşı en iyi korunma

yollarından biri olduğunu söylüyor.

Bireylerin gün boyunca düzenli aralıklarla

minimum yirmi saniye ellerini yıkaması

gerektiği uzmanlarca dile getirilirken,

çevremizdeki bütün bileşenlerle temasımız

ise ciddi ölçüde azalıyor ve temassız

çözümler hayatımızı şekillendiriyor.

Teknolojiyi üst düzey ürünleriyle buluşturan

ve 69 yıldır sektördeki öncülüğünü

sürdüren E.C.A., yüzey temasını sıfırlayan

fotoselli armatürlerle içinde bulunduğumuz

kritik dönemde yararlanılabilecek

profesyonel çözümler sunuyor. Fotoselli

bataryalarda yerli üretimi gerçekleştiren

ilk marka olan E.C.A., bu ürünlere 5 yıl

garanti veren tek marka olarak kalite güvencesi

ve standartlarıyla da öne çıkıyor.

Fotoselli bataryalarla hijyen

sağlanırken eko sistem

dengeleniyor

Etkili el yıkamanın benimsenmesi, virüsün

yayılmasını önlemek en etkili alışkanlıkken

işlevselliği sayesinde klasik batarya

çözümlerinden çok daha fazla hijyen

sağlayan fotoselli sistemler, kullanıcının

bataryaya dokunmasını gerektirmiyor.

Bataryalar eli tanıyor, dokunmadan önce

açılıyor, el uzaklaştırıldığında otomatik

olarak kapanıyor ve ortak alanlarda

maksimum hijyen sağlanıyor. Fotoselli

bataryalar insan sağlığı için gerekli olan

temassız işlevi ve otomatik olarak kapanan

sistemi sayesinde ise tonlarca su

tasarrufu sağlayarak ekolojik dengeye de

katkıda bulunuyor.

Elektrikli veya pille çalıştırılabilen E.C.A.

fotoselli bataryalar kireç temizleme sistemli

perlatörleri ile farklı çıkış ucu uzunluk

ve yüksekliklerde üretiliyor. Yurtiçi

ücretsiz montaj hizmetiyle kullanıcıyla buluşan

bataryalar, yaşam alanlarına uzun

soluklu bir hijyen etkisi getiriyor.

76

Yapı Malzeme Mayıs 2020



Yatay mimarinin en modern örneği

‘Alya Onist 1’

Tekstil ve kimya sektörlerinde edindiği 30 yılı aşan köklü tecrübesini Akkuş Gayrimenkul

şirketiyle inşaat sektörüne kazandıran Akkuş Grup, inşaat çalışmalarında atağa geçti.

Lübnanlı ortağıyla kurduğu BOSS4 Gayrimenkul İnşaat’ın 2’nci projesi olan Alya Onist 1,

örnek dairesiyle birlikte ön satışa sunuldu. Beylikdüzü’nün yıldızı parlayan bölgesi Kavaklı’da

yükselen projede, lansmana özel fiyatlarla satışa sunulan daireler, 384 bin TL’den başlıyor.

Beylikdüzü’nün en çok değerlenen bölgesi

olan Yakuplu- Gürpınar hattında

yar alan Alya Onist 1 projesi, bölgede

yükselen projeler arasında sahip olduğu

yatay mimari konseptiyle ayrışıyor. Akkuş

Gayrimenkul ile Lübnanlı El Katip Grup

ortaklığıyla kurulan BOSS4 Gayrimenkul

İnşaat’ın imzasını taşıyan proje, şirketin-

Beylikdüzü’ndeki ikinci projesi. Geçtiğimiz

dönemde bölgede prestij projesi olarak

gösterilen Alya Grandis’iteslimeden

şirket, bölgede ortaklığın 2’inci projesi

olan Alya Onist1’e imza atıyor. Projenin

devamında AlyaOnist 2 ve3’ten oluşan

bir seri inşa edilmesi planlanıyor.

Akkuş Gayrimenkul olarak, 2017 yılında

LüblanlıEl Khatip Grup ortaklığıyla kurdukları

BOSS4 Gayrimenkul İnşaat ile

geçtiğimiz dönemde Beylikdüzü’nde2’nci

projeye imza attıklarını açıklayan Akkuş

Grup Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir

Akkuş,

BOSS4 Gayrimenkul İnşaat’ın

olgunluk döneminin eseri

“Beylikdüzü, bizim kısa sürede uzmanlaştığımız

bir bölgeye dönüştü. Daha önce

imza attığımız Alya Grandis, ortaklığımızın

prestij projesi olurken, yeni satışa

sunduğumuz Alya Onist 1 projemiz ise

ortaklığımızın olgunluk döneminin eseri

olacak.” dedi.

Proje hakkında bilgi veren

Abdülkadir Akkuş, şunları

söyledi:

“Ortaklığımızın yeni projelerinden olan

Alya Onist1’de 106 konut yer alıyor. Beylikdüzü’nde

yıldızı parlayan Yakuplu- Gürpınar

hattının en çok değerlenen bölgesi

Kavaklı’de yükselen projemizi, yatırımcı

profilinide hedefleyerek 1+1, 2+1, 3+1,

4+1, 4+2, 5+2, 6+2 büyüklükte,8 blokta

toplam 106 konut olarak tasarladık. Fiyatların

384 bin TL’den başladığı projemizde

daire büyüklükleri,56 metrekare ile

311 metrekarearasında değişiyor. Yatay

mimarinin en modern örneğini oluşturan

projemiz, sunduğu deniz manzarası ve

donanımıyla da bölgedeki projelerden

ayrışıyor. 3 farklı bloktan oluşan Alya

Onist serisinin ilki olan projemizin devamı

niteliğinde ola, 64 konuttan oluşan

Alya Onist3’ün de temellerini attık. Alya

Onist2’nin de çalışmalarına yakın zamanda

başlayacağız.”

78

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Proje

Beylikdüzü’nün merkezinde

Beylikdüzü’nün en çok değerlenen

bölgesi Kavaklı’da yer alan Alya Onist

1, merkezi lokasyonuyla da yatırımcıları

cezbediyor. Proje, okullar bölgesine

2 dakika, İDO iskelesine 2 dakika,

Yaşam Vadisi’ne 2 dakika, toplu

taşıma alternatiflerine 7 dakika, TEM

bağlantı yoluna 7 dakika, E-5bağlantı

yoluna 5 dakika, Büyükçekmece’ye 2

dakika, Ambarlı Limanı’na 4 dakika,

en yakın eğitim kurumlarına 1 dakika,hastanelere

5 dakika uzaklıkta yer

alıyor.

Modern şehircilik anlayışını

yansıtıyor

Yatay mimarinin en modern örneğini

sunan Alya Onist 1, az katlı yatay

mimari konseptinde yer alan bahçeli

daireleriyle geleneksel mahalle konseptinden

izler içeriyor. En modern

yapım teknikleri kullanılarak tasarlanan

proje; içerisinde yer alan fitnesscenter,

çocuk oyun alanı sauna,

yüzme havuzu, basketbol ve futbol

sahası gibi sosyal donatı alanlarının

yanı sıra, sahip olduğu özel çevre düzenlemesi

ve peyzajıylada da bu konsepti

tamamlıyor. Sunduğu 7/24 güvenlik

hizmetiyle de ayrıcalıklı yaşam

alanlarının vazgeçilmesi olan kusursuz

bir güvenlik donanımı sunuyor.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 79


El yıkamanın önemi kuşkusuz,

peki ya banyo ürünleri?

Sektörel

Banyolarımızı hijyenik hale getirmek çoğumuz için doğal olsa da artık bu kişisel mekanları

sadece temizlemekle kalmayıp hijyenik formüllerle sağlığımızı güvence altına alıyoruz.

Virüslerle temasımızı en aza indirgememizin gerektiği şu günlerde ellerimizi daha fazla

yıkıyor, solüsyonlar kullanıyor, dezenfektan ya da kolonyalarımızı yanımızdan ayırmıyoruz.

Peki bu pratik önlemler tam hijyen sağlamak için yeterli oluyor mu?

Enver Öz / Elmor A.Ş. Genel Müdürü

Herkes ebeveynlerinden banyo hijyeninin

temellerini öğrenerek yetişiyor. Özellikle

banyolarda doğru hijyen uygulamak için

elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.

Banyolarımızı hijyenik hale getirmek

çoğumuz için doğal olsa da artık

bu kişisel mekanları sadece temizlemekle

kalmayıp hijyenik formüllerle sağlığımızı

güvence altına alıyoruz.

Mikropların ve bakterilerin üreme ve yayılma

alanı bulamaması için geliştirilen

hijyen esaslı teknolojiler, hayatımızın her

alanına olduğu gibi banyolara da ulaşarak

çağdaş çözümler üretiyor. Banyolarımızın

kahramanları olan armatürler, lavabolar

ile klozetler nano teknoloji veya

gümüş iyon teknolojisiyle geliştirilen, 360

derecelik ve su sıçratmadan yıkama sağlayan

sistemlerle güncellenerek pratik

önlemlerimizi tam kapasite hijyene dönüştürüyor.

Banyo armatürlerinde nano

teknolojiye güvenebilirsiniz

İlaç, elektronik, biyomalzeme, ve enerji

gibi pek çok alanda kullanılan nanoteknoloji,

maddenin temellerinin en iyi özelliklerini

sunan özgün ve inovatif çalışmaları

ifade ediyor. Nano teknoloji ile kaplanan

armatürde herhangi bir kimyasal kullanmaksızın

yalnızca su, sabun ve pamuklu

bez ile yapılacak temizlikle yüzde 100

güvenilebilecek yüzeyler elde edilebiliyor.

Kullanılan suyun ‘kimyasal ve hijyenik’

kalitesini değiştirmeyen nano teknolojik

hijyen plus kaplı armatürler, günde 3 kez

temizlik yapıldığı varsayımıyla yaklaşık 5

yıllık hijyenik korumasını devam ettiriyor.

Güvenle dokunabilme ayrıcalığı sunan

bu özel yüzey sayesinde kullanıcılar, temizliğin

en güvenli yoluyla tanışıyor, su

ve deterjan kullanımında tasarruf sağlıyor,

bu yolla doğaya ve insan sağlığına

katkıda bulunuyor.

El temizliğinde yüzde 100 hijyen sağlayan

fotoselli ürünler kullanılmasını tavsiye

edilirken dokunma kontrollü bataryalar

da herhangi bir noktaya küçük bir hareketle

dokunarak açıp kapatılabilme ya da

kendi kendine kapanabilme ayrıcalığıyla

banyolardaki hijyen kontrolünü sağlıyor.

İç yüzeyin su sıçratmadan yıkanmasını

sağlayan klozetler ise 360 derece yüzde

100 temizlik sağlıyor. Benzer şekilde kendi

kendine devreye giren yıkama sistemine

sahip lavabolar teknoloji, fonksiyonellik

ve hijyen gibi ihtiyaçların çözümüne

yepyeni bir boyut kazandırıyor.

“Üstün teknoloji ve modern tasarımı

yerel ihtiyaçlarla buluşturuyoruz”

Sağlık ve hijyen konularında farkındalık yaratan

ürünlerle pazardaki talebi farklı yönde

etkilediklerini ifade eden Elmor A.Ş. Genel

Müdürü Enver Öz, “SEREL ile 2015 yılında

vitrifiye sektöründe gümüş iyon teknolojisi

kullanarak tüm vitrifiye ürünlerini fiyat farkı

gözetmeksizin sırladık ve hijyenik yüzeyli

seramik sağlık gereçleri dönemini başlattık.

Güvenle kullanım ayrıcalığı sunan

aynı nano teknolojik hijyen standardını E.

C.A.armatürlerinde ise Icon, Purity, Myra,

Mina ve Novita armatür serilerinde standart

olarak mevcut. Bu teknolojiyi müşterilerimizin

talebi doğrultusunda E.C.A.’nın diğer

serilerinde de uygulayabiliyoruz.” diyerek

hijyenik teknolojilere yapılan yatırımı özetliyor.

Virüs salgınıyla uğraştığımız bu günlerde

temizlik ve hijyen kavramlarına ayrıca

ve özellikle dikkat ettiklerini söyleyen Enver

Öz şunları kaydediyor: “SEREL markamızla

2015 yılında başlattığımız Hygiene

Plus teknolojisini geliştiren mühendis ve

tasarımcılarımız, Türk insanının temizlik

anlayışından esinlenerek bu teknolojiye

odaklanmıştır. Sektör de bu ihtiyaca cevap

vermiş, farklı oyuncular tarafından da

benzer çalışmalar başlatılmıştır. SEREL’in

geliştirdiği Hygiene Plus teknolojisi, gümüş

iyonlar sayesinde vitrifiye yüzeyinde kir

barındırmama durumunu kapsamaktadır.

SEREL’in tüm ürünleri kir tutmayan özel

yüzey kaplamalarına sahiptir. Hygiene

Plus olarak isimlendirdiğimiz bu hijyenik

yüzey uygulamasını 2016 itibariyle armatür

yüzeylerimizde de uyguladık. Krom malzemeli

armatür ürünlerinde nano teknoloji

kullanılarak sağladığımız hijyenik kaplamalı

armatürleri ilk üreten firma olmanın gururunu

ayrıca yaşıyoruz. Banyolarımızda

hijyeni düşünerek geliştirilen diğer SEREL

ürünleri ise, Pure Wash olarak tanımladığımız,

klozet iç yüzeyinin kolay temizlenmesini

sağlayan ve pazarda kanalsız klozet

olarak bilinen vitriye ürünlerimiz ve sektöre

yine markamızın kazandırdığı Easy Wash

kendi kendini temizleyen lavabolarımızdır.

Öte yandan, yüzey temasını sıfırlayan fotoselli

armatürler de içinde bulunduğumuz

kritik dönemde tercih edilebilecek önemli

ürünlerimizden biridir.” dedi.

80

Yapı Malzeme Mayıs 2020



“İnsan yaşamı için çok önemli olan

su ihtiyacımızı bile kentsel dönüşüm

çalışmalarıyla çözebiliriz”

“İstanbul’da ortalama kişi başı su kullanımı 200 litre olarak düşünüldüğünde yapılacak

olan çalışmalarla İstanbul’un su ihtiyacının en az yüzde 27’sini karşılayabiliriz. Bu model

çalışma tüm Türkiye’de uygulandığında ise su ihtiyacımızın tümünü karşılamış olacağız.”

Mimar Nihat Şen / Agra Mimarlık ve Kentsel Dönüşüm Yönetim Kurulu Başkanı ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı

Yaklaşık 10 yıl önce çok iyi niyetlerle ve

büyük ideallerle ortaya çıkan ‘Kentsel Dönüşüm’

fikri zamanla nasıl oldu da rantsal

bölüşüm olarak evrildi?

Önümüzdeki 10 yıl içerisinde bizleri bekleyen

kuraklık ve su sıkıntısına karşı inşaat

sektörü özelinde ne gibi tedbirler alınabilir?

Ülkemiz için büyük önem arz eden bu iki

konuyu uzmanına danıştık. Proje, inşaat,

taahhüt ve kentsel dönüşüm konularında

hizmet veren Agra Mimarlık ve Kentsel

Dönüşüm Yönetim Kurulu Başkanı ve

Kentsel Dönüşüm Uzmanı Mimar Nihat

Şen’e sorduk.

Sayın Şen, Kentsel Dönüşüm çalışmalarının

sağlıklı bir şekilde gerçekleştirildiği takdirde,

yakın dönemde ülkemizi bekleyen

su sorununun çözümüne de nasıl katkı

sağlanabileceğini bizler için anlattı.

Agra Dönüşüm’ün faaliyet

alanlarından ve gerçekleştirdiği

projelerden biraz bahseder

misiniz?

Öncelikle ben size kentsel dönüşüm hakkında

bilgi vererek Agra Dönüşüm’ün kentsel

dönüşüm çalışmalarındaki yerinden

bahsetmek istiyorum. Türkiye nüfusunun

yaklaşık yüzde 71’ni ilgilendiren ve kamuoyunun

bildiği şekliyle kentsel dönüşüm

yasası, 31 Mayıs 2012 yılında onaylanarak

yürürlüğe girdi. Ama son yakın tarihimizde

21 yıldır hayatımızda. Yasanın yürürlüğe

girdiği tarihten bu tarihe kadar yaklaşık 8

yıl geçmiş olmasına rağmen ilgili kurumlar,

belediyeler ve vatandaşlar tam bilgilendirilemedi.

Bu nedenden dolayı istenilen seviyede

çalışmalar gerçekleşmedi. Yapılan

kötü ve yanlış uygulamalar nedeniyle vatandaşlar

mevcut yasaya güven duymadı

ve kentsel dönüşümün “rantsal dönüşüm”

olarak algılanmasına sebep oldu. Yasanın

özünü ve uygulamasını bilmeyenlerin

sürece dahil olmasından, menfaatleri doğrultusunda

uygulama yapmak isteyenler

yüzünden tabi en önemlisi vatandaşımızın

bu konudaki bilgi yetersizliğinden kaynaklı

hak mağduriyetleri çok fazla oldu. Binlerce

vatandaşımız oturduğu evinden barkından

oldu sokakta kaldı, yapılan sözleşmelere

uymayan firmalar ortadan kayboldu ve binlerce

inşaat yarım kaldı. Agra Mimarlık ve

Kentsel Dönüşüm olarak faaliyet alanlarımızı

3’e ayırabiliriz:

1. Kentsel Dönüşüm Danışmanlığı:

Agra Mimarlık ve Kentsel Dönüşüm olarak,

yasanın uygulama esaslarına göre firmalara,

belediyelere ve vatandaşlarımıza danışmanlık

hizmeti vermekteyiz. Bu hizmetimi,

hak mağduriyeti yaratmadan, sürecin

sorunsuz ve kriterlere uygun bilgilendirme,

gerekli sözleşmelerin hukuki ve teknik şartlara

uygun olarak yapılmasını ve sürecin

yönetilmesini kapsamaktadır.

2. Kentsel Dönüşüm Uygulama Projeleri:

Uygulama yapılacak yer ve alanlarla

ilgili yasa ve uygulama yönetmelik kurallarına,

toplumun yaşam kültürüne, günün

şartlarına uygun, yaşanabilir bir çevre ve

değer artıran tasarım ve uygulama projelerinin

yapılmasıdır.

3. Kentsel Dönüşüm Uygulamaları:

Kentsel dönüşüm uygulaması yapılacak

alan veya yerle ilgili tüm hizmetleri tek elden

anahtar teslimi olarak veren bir uygulamadır.

Risk analiz raporlarının yapılması,

SPK değerleme raporlarının yapılması,

mevcut binaların yıkımı, uygulama projelerinin

yapılması, inşaat yapım sözleşmelerinin

hazırlanması, inşaat ruhsatının

alınması, sözleşme şartlarına ve süresine

göre inşaatın yapılması, yapım finansmanının

çözülmesi, inşaat bitiminden sonra

iskanının alınmasıdır.

Firma olarak bu 3 ana başlık altında Türkiye’nin

her yerinde değişik firmalara, belediyelere,

kurumlara ve vatandaşlarımıza

hizmet verebilmekteyiz. Parsel bazlı uygulamadan

alan bazlı uygulamalara kadar

82

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Mimari

hizmetimiz devam etmektedir. İstanbul,

Anakara, Sakarya, Ordu vb gibi yerlerde

alan bazlı proje hizmetlerimiz olmuş aynı

zamanda patenti bize ait olan “kendin

yık-kendin yap” modelimiz ile İstanbul’un

değişik ilçelerinde ve çeşitli illerde vatandaşlarımızın

kendi binalarını anahtar teslimi

olarak yenileyerek mülklerini teslim

etmiş bulunuyoruz.

“Kentsel dönüşüm, yakın

dönemde ülkemizi bekleyen su

sorununa karşı bir çözüm olabilir”

diyorsunuz. Bu söyleminizi biraz

açar mısınız?

Tüm dünyayı ve özellikle ülkemizi bekleyen

en büyük tehlikelerden biri kuraklık

ve su kaynaklarımızın gitgide azalması.

2030 yılında su kıtlığının olacağını bilim

insanları da ifade ediyorlar. Değişen iklim

şartları ve küresel ısınmadan kaynaklanan

nedenlerden dolayı azalan su kaynakları

bütün canlılar için çok önemli bir sorun.

Özellikle metropol şehirlerimiz açısından

da büyük tehlike. Bugün İstanbul’daki barajların

doluluk oranları geçen seneye göre

yaklaşık yüzde 40 daha azdır. Türkiye genelinde

ise her geçen yıl ırmaklarımızda,

derelerimizde su azalmakta ve göllerimiz

kurumaktadır. Bir de bu su kaynaklarımız,

kirletilmekte ve hem kendi sağlığımıza zarar

verdiğimiz gibi hem de diğer canlıların

ölmesine neden olmaktayız. Esasında

ecdadımız bu işi geçmişte çözmüş. Eski

evlerin girişlerinde taşlık dediğimiz bölümde

su sarnıçları bulunurdu. Çatıdan gelen

yağmur suları bu sarnıçlarda biriktirilip kullanılırdı.

Bunlara bile sahip çıkamadık ve

o güzelim yaşam kültürünü, mimarimizi

ve tarihi değerdeki evlerimizi tarumar edip

yıktık veya kaderine terk ettik. Bizleri bekleyen

bu tehlikeden dolayı yapılacak olan

kentsel dönüşüm çalışmalarında bu konular

da ele alınmalı ve çözümler getirilmelidir.

Milyonlarca metrekare çatılarımız atıl

bir şekilde duruyor. Bölgelere göre yoğun

yağış alan coğrafyada bulunuyoruz. Bunu

İstanbul’u örnek alarak açıklamak gerekir

ise; Bugün İstanbul’da yaklaşık 1 Milyon

600 bin yapı var. Başka bir ifadeyle 480

milyon metrekarelik bir alandan bahsediyoruz.

İstanbul’da yıllık ortalama yağış

miktarı ise 827 kg/m 2 . İstanbul’da yapılacak

olan kentsel dönüşüm projeleri alanlarında

ve diğer alanlarda yapılacak olan çalışmalar

sayesinde çatılardan ve çevreden

gelen yağmur sularını belirli alanlarda toplayabiliriz.

İstanbul’da ortalama kişi başı su

kullanımı 200 litre olarak düşünüldüğünde

yapılacak olan çalışmalarla İstanbul’un su

ihtiyacının en az yüzde 27’sini karşılayabiliriz.

Bu model çalışma tüm Türkiye’de

uygulandığında ise su ihtiyacımızın tümünü

karşılamış olacağız. İnsan yaşamı için

çok önemli olan su ihtiyacımızı bile kentsel

dönüşüm çalışmalarıyla çözebiliriz. Bizler

ancak yağmur ve kar yağışı sonrası barajı

dolduracak sularla ihtiyacımızı karşılamaya

çalışıyoruz. Yağmur ve kar yağmaz ise

barajlar SOS verecek ki veriyor, taşıma

su ile çözüm bulmaya çalışıyoruz. Yer altı

kaynaklarımızı hoyratça kullanmadan doğanın

verdiğini akılcı projelerle daha verimli

kullanabiliriz. Su savaşlarının olacağı

dönemlerden bahsederken, biz su kaynaklarını

hoyratça kullanıyor ve ecdadımızın

yaptığına sahip çıkmıyoruz. Bugünden tezi

yok önleyici ve yapıcı tedbirleri kentsel dönüşümle

almalıyız.

Böyle bir çözüm yolu var ise,

mimarlara burada ne gibi

sorumluluklar düşüyor?

Planlamacılara ve mimarlara da bu süreçte

ciddi görevler düşmektedir. Günümüzün

şartları da yeniden değerlendirilerek planlamalar

ve projeler yapılmalıdır. Kentsel

dönüşüm alanlarında veya parsel bazlı

projelerde su depolama alan ve yerleri

düşünülmeli, projelendirilmeli ve uygulanmalıdır.

Çatılardan ve çevre yüzeylerden

gelen yağışlar bu depolama alanlarında

depolanmalı, kullanım suyu hatta arıtma

sistemi kurularak evlerimizde kullanma imkanı

sağlanmalıdır. Böylece beklediğimiz

ve bizim için yaşamsal gereklilik olan su

sıkıntısına çözüm üretmiş olacağız ve aynı

zamanda kullanacağımız su için para ödemeyip

ekonomik olarak da tasarruf sağlayacağız.

Çözüm noktasında, STK, kamu

(özellikle belediye kurumları)

ve özel sektörde ilgili mercilere

iletmek istediğiniz mesajlarınız

neler?

Özellikle şu an içinde bulunduğumuz koronavirüs

salgınından sonra artık her şeyi yenidünya

düzeninde düşünüp değerlendirmek

zorundayız. Ekonomimiz, şehirlerimiz,

mahallemiz ve binalarımız için çok önemli

olan kentsel dönüşüm çalışmalarını da bu

bağlamda yeniden revize etmek mecburiyetindeyiz.

Bugüne kadar istenildiği gibi

hızlı ve doğru yapılamayan kentsel dönüşüm

artık hiç vakit kaybetmeden, kriterlerine

ve önem sıralarına göre STK’lara, meslek

odalarına, belediyelere, ilgili kurumlara,

muhtarlarımıza ve vatandaşlarımıza doğru

bilgilerin verilerek yapılması gerekiyor. Çok

çabuk unutan bir toplum olmamızdan dolayı,

deprem gerçeğini unutturmamamız lazım.

Bunun için kamu spotlarıyla halkımıza

sürekli bilgi akışı sağlamalıyız. Dönüşüm

sürecine mutlaka vatandaşın dahil edilmesi

gerekmektedir.

Vatandaşlarımıza bu sorunun

çözümünde bir payları olması

adına, tercihlerinde nelere dikkat

etmelerini tavsiye ederisiniz?

Vatandaşlarımız her şeyi devletten beklememeli.

Devletin vatandaşa sağladığı

“Kentsel dönüşüm

alanlarında veya

parsel bazlı projelerde

su depolama alan ve

yerleri düşünülmeli,

projelendirilmeli ve

uygulanmalıdır. Çatılardan

ve çevre yüzeylerden gelen

yağışlar bu depolama

alanlarında depolanmalı,

kullanım suyu hatta

arıtma sistemi kurularak

evlerimizde kullanma imkanı

sağlanmalıdır. Böylece

beklediğimiz ve bizim için

yaşamsal gereklilik olan su

sıkıntısına çözüm üretmiş

olacağız ve aynı zamanda

kullanacağımız su için para

ödemeyip ekonomik olarak

da tasarruf sağlayacağız.”

imkanlardan, muafiyetlerden faydalanarak

sürece aktif olarak katılmalı ve kendi binalarını

yenileyebilmelidir. Devletin, kendi

binasını yenilemek isteyen vatandaşa sağladığı

teşvikleri (günün koşullarına göre revize

edilmelidir) vardır. Bu süreçle ilgili vatandaşlarımız

mutlaka konusunda bilgili ve

deneyimli uzman kişilerden destek almalıdır.

Olmayan şeylerin peşinden gitmemeli,

yasalar çerçevesinde hareket edilmeli ve

bu süreci sorunsuz şekilde sonuca götürecek

kişilerle veya firmalarla çalışmalıdır.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Son 8 yıldır yürürlükte olan ve ülkemiz için

çok önemli olan kentsel dönüşüm yasası,

günün şartlarına uygun ve çelişkileri ortadan

kaldıracak, uygulamayı kolaylaştırıcı

revizeler yapılarak süreç hızlanmalıdır. Bu

sürece mutlaka belediyeler dahil olmalı,

belediyeler alan bazlı projeler geliştirmeli,

aynı zamanda kendi binasını yenilemek

isteyen vatandaşa uygulamayı kolaylaştırıcı

işlemler yapmak zorundadır. Deprem

bir gerçek ve bu gerçekler doğrultusunda

vatandaşımız mutlaka oturduğu binaların

gerekli kontrollerini yaptırması gerekmektedir.

Bu kontrollerin bedeli çok yüksek olmayıp,

insan hayatından daha yüksek de

değildir. Süreç daralıyor ve çok acil şekilde

gerekli önlemleri almak mecburiyetindeyiz.

Yoksa ülke olarak altından kalkamayacağımız

durumlarla karşılaşabiliriz. Eğer yaşadığımız

bu acı olaylardan ders almadıysak

depremi ve kentsel dönüşümü eğitim müfredatımıza

ders olarak koymalıyız.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 83


TÜRK YAPI SEKTÖRÜNÜN LİDER YAPI FUARI

TURKISH BUILDING INDUSTRY’S and REGION’S BIGGEST GATHERING

43.

24 - 28 AĞUSTOS / AUGUST 2020

Yeni Tarih

New Dates

Organizatör / Organiser

Hyve Build Fuarcılık A.Ş. | Tic. Sic. No: 758423 | Mersis No: 0947046442400015


YENİ ÜRÜNLER

BANYO&MUTAK

SERAMİK

E.C.A.

Bien

Geberit

ANKASTRE

Silverline

ISITMA&SOĞUTMA

Baymak

LG

Rehau

AHŞAP

Kastamonu Entegre


Güncel bir çizgi, özel bir form!

Banyo bataryaları ergonomi ile tanışıyor: E.C.A. Dalia

Çevre ve gelecek hassasiyetiyle geliştirdiği teknolojilerini sektöre

kazandırarak tüketicilerinin her zaman yanında olan E.C.A.,

20 yıl garantili ürünü Dalia batarya ile ergonomik tasarımı çağdaş

çizgilerle buluşturuyor. Özel formuyla el yıkama esnasında

elin lavabo kenarlarına değmesini engelleyen E.C.A. Dalia, banyolara

hijyen sağlayan tasarım anlayışını getiriyor.

Ergonomik tasarım ile ayrıntılar güçleniyor

Eğimli gövdesi, çıkış ucundaki açılı perlatörü ile ergonomi ve

kullanım rahatlığını bir arada sunan E.C.A. Dalia, kullanıcısına

çağdaş bir formun tüm avantajlarını sunuyor. El yıkanırken elin

lavabo kenarlarına değmemesini sağlayan batarya, banyolardaki

hijyen arayışını ergonomik yapısıyla çözümlüyor. E.C.A. Dalia,

tasarımındaki yuvarlak hat ve çıkış ucundaki köşeli hatlar ile

göze çarpıyor ve

bu sayede hem

köşeli hem de

yuvarlak hatlı lavabolarla

uyum

sağlayarak her

mekanda kullanılabiliyor.

Tasarım ve ergonomisiyle

göz

dolduran E.C.A.

Dalia, 20 yıl E.

C.A. garantisiyle

banyoların yeni

yıldızı olmak

üzere tüm E.

C.A. satış noktalarından

temin

edilebiliyor.

Hijyen’in Referansı “Magiclean”

Bien’le Banyolarda

Özellikle COVID-19 ile savaştığımız bu günlerde insan sağlığında

hijyenin önemini bir kez daha anladık. İnsan sağlığına değer

veren Bien’in ‘Magiclean’ adıyla lanse ettiği hizmet, özel formülüyle

banyo ve tuvaletlerde mikrop barındırmıyor. Çevre dostu

Bien’in Magiclean uygulaması ile banyo ve tuvaletlerde hijyen en

üst düzeye çıkarılabiliyor.

Temizliğin öneminin bilinciyle hareket eden Bien’in geliştirdiği

teknoloji ile banyo ve tuvaletler ömür boyu maksimum hijyene,

aynı zamanda pürüzsüz yüzeylere kavuşuyor.

Bien’in anti-mikrobiyel özelliğiyle Türkiye’de ilk olan Magiclean

yüzey teknolojisi, Alman Hygiene-Institut ve Yeditepe Üniversitesi

Genetik ve Biyomühendislik Bölümü tarafından onaylı bir

uygulama.

86

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Ürün

Zamanının ötesinde zarif bir tasarım;

Geberit Citterio

Heyecan verici, zarif ve fonksiyonel

Yaşam alanlarına anlam ve derinlik kazandıran Geberit Citterio

serisi banyolara ferah bir soluk getiriyor. Organik forma sahip

lavaboları, neme dayanıklı ahşap mobilyaları ve camın heyecan

verici görünümü ile ön plana çıkan seri, banyolarda minimal ve

cesur bir dekorasyona imza atıyor.

Geberit Citterio serisinde yer alan KeraTect özel sırlama teknolojisiyle

pürüzsüz bir görünüme ve hijyenik bir yapıya sahip olan

lavabolar, Rimfree® özelliğiyle kir birikmesinin önüne geçen akıllı

klozetler Geberit AquaClean ile de mükemmel uyum sağlıyor.

Kendi kendine kapanan çekmece mekanizması, mobilyalardaki

cam yüzeyi ile özel ve parlak bir çizgisi olan Geberit Citterio,

banyonuzda tasarım özgürlüğünün ismi oluyor.

Ünlü mimar ve tasarımcı Antonio Citterio tarafından tasarlanan

Geberit Citterio, sade detayları akıcı şekillerle bir araya getiren

kusursuz ve orijinal tasarımıyla üst düzey bir seri olarak banyoları

yeniliyor. Zamanının ötesindeki zarafetini doğallıkla birleştiren

Citterio; organik forma sahip lavaboları ve şık mobilyaları ile kullanıcısına

konforlu bir banyo keyfi sunuyor.

Eşsiz estetik görünüm ve düzen hissi

Kullanıcının talepleri doğrultusunda organize edilebilen Geberit

Citterio banyo mobilyaları; sayısız akıllı saklama alanı ve eşsiz

estetik görünümü ile bir düzen hissi yaratıyor. Farklı kombinasyon

seçenekleriyle kullanıcılarının kişiliklerini banyolara yansıtmasını

sağlayan Citterio, sadeliğinin getirdiği zarafetle düzen

severlerin de beğenisini kazanıyor.

Citterio serisi mobilyalarında bej meşe ve gri kahve meşe ahşap

yüzey seçenekleri bulunuyor. Birbirinden iddialı gri kahve veya

siyah cam kapak seçeneğiyle de Geberit Citterio banyolarda olağanüstü

bir atmosfer yaratıyor.

Kastamonu Entegre’den Yeni Parke Koleksiyonu

Farklı İklimlerden Esintiler “FIX” ile Mekânlara Taşınıyor

Ağaç bazlı panel sektörünün yarım asırlık global markası Kastamonu Entegre, üretimdeki

gücü kadar, tasarım trendlerine yön veren ürünleriyle de sektördeki liderliğini sürdürüyor.

Türkiye’deki parke üreticileri arasında en fazla dekora sahip olan firma, tasarımcılara ve

dekorasyon meraklılarına sınırsız seçenekler sunuyor. Dünya laminat parke üretiminin

yüzde 6’sını tek başına gerçekleştiren şirket, son olarak, Floorpan ve Artfloor markalı

laminat parke ürünlerine yeni bir koleksiyon daha ekledi. İlhamını farklı coğrafyalardaki

rüzgârlardan alan FIX koleksiyonu; Lodos, Alize, Bora, Samyeli, Karayel ve Muson dekorları

ile doğal ahşap dokusunun zengin detaylarını iç mekânlara taşıyor.

Yapı Malzeme Mayıs 2020 87


LG ARTCOOL Klima ile Doğadan Gelen Temiz Hava

Minimal tarzıyla, tüm ortamlara uyum sağlayacak şekilde tasarlanan

LG ARTCOOL Klimalar, kesintisiz kavisli ve ince tasarımı,

sezgisel ekranı ve ön panelindeki dayanıklı ayna cam ile şık bir

tasarım sunuyor. Tasarımının yanı sıra, enerji verimliliği ile de

dikkat çeken LG ARTCOOL Klimalarda bulunan 3 milyondan

fazla iyon sayesinde kullanıclara temiz ve doğal havanın keyfini

sürmek kalıyor.

Enerji Tasarruflu, Yüksek Verimli, Uzun Ömürlü Klima

LG ARTCOOL Klimalarda bulunan LG inverter kompresör, enerji

tasarrufu, hızlı soğutma ve gürültüsüz çalışma özellikleri sunarken

klimaların daha uzun ömürlü olmasını da sağlıyor. LG

Inverter Kompresör, istenilen sıcaklık seviyesini korumak için

kompresörün hızını sürekli olarak ayarlayarak geleneksel kompresörlere

göre daha fazla enerji tasarrufu sağlıyor. Ayrıca, LG

Inverter Kompresör sayesinde, hava daha uzağa ve daha hızlı

yayılıyor. Optimize edilmiş hava çıkışı tasarımı, odayı daha çabuk

soğutan güçlü bir hava akışı sağlıyor. 6 kademeli dikey kanatçık

yönü ise, kullanıcıların havayı istedikleri yöne vermelerine

Baymak’tan uzaktan

görüntülü teknik servis hizmeti

Baymak, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19)

salgınıyla mücadele çalışmaları kapsamında müşterilerinin ve

çalışanlarının sağlığını koruyacak tedbirleler almaya devam

ediyor. Bu zorlu süreçte online olarak hizmet vererek müşterilerine

kesintisiz servis

desteği sunan şirket,

iki yenilikçi uygulamayı

devreye aldı.

UZAKTAN DESTEK

İLE SORUN

ÇÖZME

Baymak müşterilerine

servis hizmeti beklemeden

de küçük arızaların

giderilmesi için

çözüm sunuyor. Uzaktan

destek sisteminden

yararlanmak isteyenlerin

çağrı merkezini arayarak,

iletilen kısa mesaj

içerisindeki bağlantı

linkine tıklayıp, kamera

erişiminize izin vermesi

gerekiyor. Görüntüleme

sayesinde Baymak operatörleri, arızayla ilgili yönlendirmede

bulunarak sorunun çözülmesini sağlıyor.

WHATSAPP HATIINDA BİREBİR GÖRÜŞME

Baymak kullanıcıları aynı zamanda Whatsapp üzerinden ilk çalıştırma

– arıza- montaj – bakım hizmet tipleri için servis talebinde

bulunabiliyor veya teknik destek alabiliyor. Baymak’ın web

sitesinde yer alan WhatsApp destek hattı üzerinden müşterilerinin

servis talepleri hızlı ve etkin bir şekilde 7/24 yanıtlanıyor.

imkan tanırken, 4 yöne salınma fonksiyonu havayı etkili şekilde

farklı yönlere üflüyor. LG ARTCOOL klimalarda bulunan inverter

kompresörün 10 yıllık garantisi, TUV Rheinland (Uzun Süreli

Hızlandırılmış Güvenirlilik Testi ve Yüksek Marjinal Test) tarafından

da onaylanmış durumda.

Legrand’dan çalışma

ortamında hijyen manifestosu

Yüzeylere olan temasa

dikkat ettiğimiz bu dönemlerde

çalışma ortamının

ve ofislerin hijyeni

önemli bir konu olarak

karşımıza çıkıyor. Bu

bilinçle entegre çalışma

ortamı çözümlerinde

uzman Legrand, Sistem

Armada Antimikrobiyel

serisi ile binalarda yüzde

99,9 self-dezenfeksiyon

sağlıyor.

Yüzde 99,9 selfdezenfeksiyon…

Antimikrobiyel malzeme ve Ag+

gümüş iyonlarının birleşmesiyle

oluşan Sistem Armada Antimikrobiyel

ürünleri, Fransa merkezli test

laboratuvarı ‘Biotech Germande’ tarafından

belgeli. Pürüzsüz ve parlak

yüzeyi sayesinde üzerinde tozların

barınmasına izin vermeyen Legrand

Sistem Armada Antimikrobiyel serisi

sağladığı self-dezenfeksiyonla mikropların

ve bakterilerin çoğalıp yayılmasını

engelliyor.

Çalışma ortamlarına hijyenik dokunuş…

200’den fazla fonksiyonu bulunan Sistem Armada serisi ile Legrand,

bina sistemine uyum sağlayarak çalışma performansına

katkıda bulunuyor. Tüm elektrik tesisatıyla uyumlu Sistem Armada,

hastaneler, alışveriş merkezleri ve okullar gibi genel mekanlarda

ve tüm diğer çalışma ortamlarında; sütunlar, bürotik bloklar,

kablo kanalları, döşeme altı buatlar, toplantı odası blokları ve

masa altı blokları gibi ürünlerle kusursuz bir planlama sunuyor.

88

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Ürün

Silverline’nin 2’si 1 arada teknolojik çözümü Flow-in ve Supreme

Önemli bir yaşam alanı haline gelen mutfaklar, şık tasarımlı,

fonksiyonel ürünlerle tamamlanarak keyifle zaman geçirilen

alanlar haline geldi. Mutfağa entegre ürünler, daha geniş alanlar

sunuyor ve hayatı kolaylaştırıyor. Entegre ocaklara sahip tezgah

üstü davlumbaz çözümleri de sundukları 2’si 1 arada pişirme

deneyimi sayesinde mutfaklarda yer tasarrufu sağlıyor. Silverline

Ankastre’nin hibrit tasarımları Flow-in ve Supreme modelleri

ocak ve davlumbazı tek yüzeyde buluşturarak mutfaklara fonksiyonel

çözümler sunuyor.

Supreme ile şıklık ve fonksiyon tek bir yüzeyde

Silverline Supreme, davlumbaz ve ocağı tek bir yüzeye entegre

ederek iki fonksiyonu bir arada barındırıyor. Aerodinamik formu

sayesinde maksimum performans sunuyor ve kullanıcıya kolay

temizlenebilir pürüzsüz yüzeyleriyle son derece pratik ve kompakt

bir pişirme deneyimi sağlıyor. Ergonomik yapısı, esnek ve

kapsamlı pişirme deneyimi sağlayan tasarımı Supreme, hava

tahliye motorunun, mutfak tezgahının iç yüzeyine montajlanması

ile ocak altındaki kullanılmayan alanı 18 cm’e kadar düşüyor.

Modüler montaj özelliği, mutfak tezgahlarında alan kaybı olmadan

efektif çekmece kullanımı sağlıyor.

Pişirme sırasında kokusuz, mükemmel ortamlar

“Pürüzsüz mükemmellik” yaklaşımı ile geliştirilen teknolojiyi odağına

alan Flow-in, inovatif bir yaklaşımla tezgah üstü davlumbaz

ve indüksiyon ocağı bir araya getiriyor. Tek bir yüzey üzerinde

birleşen ocak ve davlumbaz, pişirme alanına fonksiyonel bir güç

sağlarken, aynı zamanda mutfaklara estetik bir değer kazandırıyor.

Flow –in, pişirme sırasında buharın doğrudan tahliye edilmesini

sağlayarak, tezgah üstünde maksimum kullanım alanı

oluşturuyor. A enerji sınıfında olan çevre dostu bu ürünün açılı

panelleri her iki göz için de çekiş performansını en üst seviyeye

çıkarıyor.

REHAU’u ile evinizi uzaktan kontrol edin

REHAU, ısıtma ve soğutma sistemleri kapsamında yeni nesil

oda termostatı NEA SMART ile akıllı işlevlere sahip, yeni nesil

bir ürünü piyasaya sunuyor.

Sistem, uygulama aracılığıyla evden veya dışarıdan konforlu

şekilde kullanım imkanı sağlarken, kullanıcı daire sakinleri, dünyanın

her yerinden sistemi kontrol altında tutabiliyor. Uygulama,

mekan ısıtma ayarı seçeneğine ilave olarak; enerji izleme seçeneği

de sunuyor ve kullanıcıyı mevcut sistem durumu hakkında

bilgilendiriyor. Diğer bir seçenek ise, REHAU yetkili teknik

servislerince uzaktan bakım imkanının sağlanabilmesi. İhtiyaç

duyulması halinde, söz konusu adreslere gidilmesine ve vakit

harcamaya gerek kalmadan, kontrol ayarlarının hızlı ve etkili bir

şekilde yapılmasını sağlanıyor.

NEA SMART, ev sakinlerinin nerede olduğunu biliyor

NEA SMART 2.0, mahal konfor sıcaklıklarını her bir oda için ayrı

ayrı sağlıyor. Sistem, söz konusu konfor sıcaklıkları ve kullanım

alışkanlıklarından yola çıkarak otomatik olarak adapte oluyor.

Oda termostatları‚ geofencing teknolojisini kullanarak, ev sakinlerinin

evde mi, yoksa eve doğru yolda mı olduğunu tespit ediyor

ve ısıtma sıcaklığını otomatik olarak ayarlıyor.

Ayrıca, kullanıcıların manuel olarak kullanma imkânı da her daim

mevcut. Cihaz üzerinde doğrudan veya uygulama üzerinden

dünyanın her yerinden kullanım mümkün. Buna ilaveten, oda

sıcaklığı Amazon Alexa üzerinden ses kontrolü ile de kolayca

ayarlanabiliyor.

Yüzde 20 enerji tasarrufu

NEA SMART 2.0 sistemi, yüzde 20’ye varan enerji tasarrufu sağlıyor.

Hassas ve akıllı kontrolü sayesinde, aşırı ısı harcama ve

dolayısıyla gereksiz enerji tüketimini de etkili bir şekilde önlüyor.

Örneğin‚ “pencere açık” algılama fonksiyonu, bir pencere açıldığında,

oda sıcaklığında ani bir düşüş olduğunu algılıyor ve enerji

tasarrufu için geçici olarak ısıtma sistemini kapatıyor

Yapı Malzeme Mayıs 2020 89




Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!