You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
39. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ BAŞLIYOR<br />
Nisan ayında düzenlenmesi planlanan İstanbul Film Festivali salgın nedeniyle<br />
iptal olunca, çare dijital bir çözümde bulunmuştu. Aynı ruhu evde devam<br />
ettirebilmek adına festival ekibi Mubi ile bir işbirliğine giderek geçtiğimiz<br />
yıllarda ödül kazanan yapımları iki hafta boyunca bizimle paylaşmıştı. Ancak<br />
İstanbul Film Festivali’nin sürprizi bununla da sınırlı değil. Dünyanın tüm önemli<br />
film festivalleri bir araya gelerek dijital bir seçki hazırlayacaklarını duyurdu<br />
bu süreçte. Hem filmleri desteklemek, hem de izleyici neşelendirmek için<br />
elbette. Büyük sürpriz ise İstanbul Film Festivali’nden geldi. 15 – 29 Mayıs’ta<br />
İstanbul Film Festivali için özel hazırlanmış bir websitesi üzerinde 39. İstanbul<br />
Film Festivali programından Türkiye’de ilk kez gösterilecek 15 yabancı filmin<br />
gösterimi gerçekleşecek. Berlin’den, Cannes’dan Toronto’dan ödülle dönen ve<br />
merakla beklenen filmler bir arada. Detaylı bilgi film.iksv.org adresinde.<br />
GÜNEŞ ST.<br />
TROPEZ’DE<br />
PARLIYOR<br />
Assouline’in en yeni<br />
kitaplarından olan St. Tropez<br />
Soleil bizi oturduğumuz<br />
yerden seyahate çıkarıyor ve<br />
bugünlerde en çok ihtiyacımız<br />
olan ruh halini aşılıyor. Güneşli<br />
bir Fransız kasabası ve masmavi<br />
bir denizin bize hissettirdiklerini<br />
unutmuş olabilirsiniz.<br />
Sayfalar arasında çıktığınız<br />
yolculuk bununla birlikte çok<br />
daha fazlasını da sunuyor.<br />
Françoise Sagan, Brigitte<br />
Bardot, Matisse gibi Fransa’yı<br />
sembolize eden isimlerin<br />
yaşadığı bu vahayı, Naomi<br />
Campbell’ın partilemekten en<br />
çok keyif aldığı Nikki Beach’i<br />
ve bir zamanlar Chanel’in de<br />
defilesini düzenlediği, hayatın<br />
ve eğlencenin asla durmadığı<br />
ve film setini andıran kasabayı<br />
farklı bir gözle sunuyor.<br />
Seyahat etmek yasak, ancak<br />
hayal kurmak serbest.<br />
PARİS VE CAZ, DAHA NE İSTERİZ?<br />
La La Land ile Oscar kazanan yönetmen Damien Chaz<strong>elle</strong>’in Netflix’e geleceğini öğrendiğimizde<br />
heyecana kapılmıştık. Whiplash ve ışıklar şehri Los Angeles’ta geçen modern aşk masalının<br />
özünde müziklerin kusursuz kullanımı geliyordu. Netflix’in yeni yapımı The Eddy ise bize tam da<br />
bunu veriyor. Chaz<strong>elle</strong>’in en çok anlatmayı sevdiği şeyi; aşkı ve müzikli bir dünyayı. Hikaye bu kez<br />
Paris’in caz kulüplerinde geçiyor. Başrollerde birçok ödüllü yapımdan tanıyacağınız Leila Bekhti,<br />
Tahar Rahim ve geçtiğimiz sene Cold War ile bir anda dünya starı mertebesine ulaşmış, aynı<br />
zamanda enfes bir sesi de olduğunu gösteren Polonyalı Joanna Kulig var.<br />
ELLE 13