ÖNYARGILARI ANLAMAK | KAYNAK DERGİSİ NO:86
NİSAN | HAZİRAN 2021 SAYI 86 BALTAŞ BİLGİEVİ YAYINIDIR
NİSAN | HAZİRAN 2021 SAYI 86
BALTAŞ BİLGİEVİ YAYINIDIR
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
makine öğrenmesi ile insandaki
önyargı potansiyelini bir taraftan
ortadan kaldırdığımızı düşünürken
yeni bir önyargı deryasına da adım
atıyor olabiliriz. Çünkü yarattığımız,
çoğalttığımız algoritmalar ve
kodlamalar daha karmaşık hale
geldikçe oluşan karar sistematikleri
de genellemeleri arttıracaktır. Birçok
açıdan faydalar içeren, yeni bakış
açıları, yeni bağlantılar, yeni neden
sonuç ilişkileri ve yeni çözümler
getiren büyük veri temelde bir yığın
değil de nedir? Böyle bir veri yığını
analizler ve yorumlarla kararlarda
genelleme ihtimalini ve buna dayalı
yeni önyargıların oluşması riskini
arttırmıyor mu? İnsandaki önyargılar
da en temelde bir nevi yığına ve
genellemelere dayanmıyor muydu?
İş yaşamında bağlılık, motivasyon,
iletişim, ekip çalışması, liderlik
kavramları etrafında yaşanan
sorunların en temel çözümlerinde
en iyi sonuçlar aslında insan, insanın
zihni, düşünce yapısı, davranışı
ile ilgili konuları farkındalıkla ele
alan yöntem ve yaklaşımlarla elde
ediliyor. Bu konuda yığınla araştırma,
makale, danışmanlık projeleri
örneklendirilebilir. Bilişsel önyargılar
ile ilgili farkındalığımız arttıkça
Çağımızda teknolojinin
gelişimi, iletişim kanallarının
çeşitlenmesi ile aslında
bambaşka bir paradoks ile de
karşı karşıyayız. Bu gelişme
bir taraftan daha önce hiç
gitmediğimiz, görmediğimiz,
hiç tanımadığımız ülkeler ve
insanlar hakkındaki stereotipleri,
önyargıları kırdığımız imkânlar
yaratabilirken, diğer taraftan
tarihte görülmemiş bir hızla yeni
önyargılar oluşturmaya da vesile
olabiliyor.
hem bireysel, hem kurumsal, hem de
toplumsal hatalarımızdan dönmek,
onları telafi etmek de daha mümkün
ve daha kolay hale geliyor. Geribildirim
dediğimiz şey tam da bu türden bir
farkındalık için sahip olduğumuz en
sihirli yöntem olmadı mı?
Önyargısız bir yaşam mümkün mü?
Bilişsel önyargılar insan doğasına
ait. Amerikalı psikolog ve filozof
William James’in (1842-1910) “Birçok
insan düşündüğünü zannettiği
sırada aslında sadece önyargılarını
düzenlemektedir” sözü manidardır.
Eğer önyargılarınızdan tamamen
kurtulmak istiyorsanız, o zaman
size kötü bir haber: Bu maalesef pek
mümkün değil. Burada kastettiğim
belirli bir önyargının kendisi değil.
Çünkü belirli bir önyargıyı hedefleyen
gayretler, zamanla, deneyim ve bilgi
ile de sonuç veriyor. Ama önyargıyı
üreten yapı, sistem, mekanizma
adına ne derseniz deyin, o sabit.
Önyargı dediğimiz şey aslında karar
verme sürecimizin bir parçası,
bazen de sonucu. Aslında onlar
bizim yargılarımız, ulaştığımız
sonuçlar. Hatalı ya da olumsuz
da olsa. Önyargılar, otomatik
olarak, çoğunlukla bilinçsizce
oluşturduğumuz genellemelerdir.
Çoğunlukla farkında bile değilizdir,
ancak üzerinde düşünürsek,
geribildirim alırsak fark edebiliriz.
Öyle bile olsa, kabullenmesi
kolay değildir, önyargımızı “inkâr
etmek, reddetmek” ilk ve yaygın
tepkilerimizdir.
İyi haber, bu mekanizmayı
dengeleyebiliriz: kendimizi bilerek,
tanıyarak. İnsan aynı zamanda, ahlak,
erdem, hoşgörü, iyilik gibi öğretilere,
akıl, şüphe, bilgi, sorgulama, öğrenme
gibi becerilere sahip.
Her şey aslında hem olumlu, hem de
olumsuz tarafları ile birlikte bir bütün
olarak var. Hiçbir şey dikensiz gül
veya kılçıksız balık olarak “pürüzsüz”,
“sorunsuz” değil. Hoşumuza
gitmeyen şeylerin de yaşamda, bu
gezegende bir işlevi var. O yüzden
hoşumuza gitmeyen zorluklara ve
olumsuzluklara, hayatımızdaki
olumlu şeyleri mümkün ve belki daha
da anlamlı kılan unsurlar olarak
bakabiliriz.
Önyargıların sorun yaratma ve
sorunları büyütme potansiyeline
karşı tabii ki kanunlar, kurallar,
sistemler, metotlar, yaklaşımlara da
ihtiyaç var. İş yaşamında da geçmişten
bugüne öğrenilmiş dersler, edinilmiş
deneyimler ile çok yol katedildi.
18 | Baltaş Bilgievi