ÖNYARGILARI ANLAMAK | KAYNAK DERGİSİ NO:86
NİSAN | HAZİRAN 2021 SAYI 86 BALTAŞ BİLGİEVİ YAYINIDIR
NİSAN | HAZİRAN 2021 SAYI 86
BALTAŞ BİLGİEVİ YAYINIDIR
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
karşılaştığımız önyargılar, yanlılıklar
neler ve bize nasıl ayak bağı oluyorlar?
Yanlı seçimler
Şirketler, her ne kadar işgücündeki
çeşitliliklerinden gurur duysalar
da, işe alımda bilinçli ya da
bilinçsiz önyargılarla aday seçimini
sınırlandırabilir, adayları pozisyona
uygun somut ölçütlere göre değil,
yanlılıklara göre seçebilirler.
Oysaki yankı odasından çıkabilmek
ve çeşitlilik, gizli önyargıların farkına
varılması ve üstesinden gelinmesi
ile mümkündür. Ayrıca bu gizli
önyargıların, maliyet ve verimlilikte
olumsuz etkileri araştırmalarla
kanıtlanmıştır.
İşe alım süreci cinsiyet önyargısı
gibi hâlihazırda ele alınanların yanı
sıra, farkında olmadığımız bilinçsiz
önyargılarla doludur ve farkında
olunmayanı ortadan kaldırmak
zordur. İyi haber şu ki, kendi gizli
önyargılarımızı öğrendikten sonra,
bunları bilgi ve eğitimle düzeltmek
için adımlar atabiliriz. Bu, onlardan
hiçbir zaman etkilenmeyeceğimiz
anlamına gelmese de, en azından
daha az ölçüde etkileneceğimiz
anlamına gelir.
Şimdi İK’da işe alım karar sürecini
etkileyen bazı önyargıları ele alalım:
• Doğrulama yanlılığı: İnançlarımızı
doğrulayan bilgilere odaklanmamız
ve bunlarla çelişen diğer bilgileri
görmezden gelmemiz olarak
tanımlanabilir. Olumlu ya da
olumsuz yargımızı, inancımızı
destekleyen bilgiye göre
oluştururuz. Örneğin itibarlı bir
üniversite mezuniyeti bizim için
önemli bir kriterse, bunu sağlayan
adayı öne çıkarırız. Benzer bir
üniversiteden mezun olmadığı
halde alanda değerli deneyimi ve
bilgisi olan bir aday geride kalabilir.
Bu durumda önyargılı kararımızı
“X üniversitesinden mezun olan
aday kötü olamaz!” cümlesi
gerekçelendirebilir.
• Grup içi-grup dışı yanlılığı:
Grup içi-grup dışı yanlılığı,
parçası olduğumuz gruplara yakın
olanları (ilgi alanları veya hobileri
vb.) olmayanlara tercih etmemiz
olarak tanımlanabilir. Bu, arkadaş
edinmenin harika bir yolu olsa da,
en iyileri işe almak için başarılı
bir yöntem olmayacaktır. Oysaki
İşe alım süreci bilinçsiz
önyargılarla doludur ve
farkında olunmayanı ortadan
kaldırmak zordur.
kapatacağımız pozisyonun farklı
yetkinliklere ihtiyacı olduğunu
ve bunun da ötesinde işyerinde
çeşitlilik istediğimizi hatırlamamız
gerekir. Hele ki nepotizm
kurumların dostu değildir.
• Projeksiyon yanlılığı: Kendi
hedeflerimizi ve/veya inançlarımızı
paylaşan adayların işe alım
yaptığımız şirket için iyi olacağını
düşünmemiz olarak tanımlanabilir.
Görüşme sırasında bu tür adaylara
daha sıcak davranırız ama bu
sıcaklığın gerçek bir temeli yoktur,
sadece öznel olan ve diğer adaylara
haksızlık yapabileceğimiz bir tarafı
vardır. Birbirinden farklı insanların
birbirinden farklı hedefleri, kendi
öncelikleri vardır, bu yüzden bu
yanlılık sadece kafa karışıklığına ve
hayal kırıklığına yol açar. Önyargılı
kararımızı doğrulayan cümle bu
kez örneğin “küçük ben, tam o
yaşlardaki halim!” olabilir.
• Hale etkisi: Hale etkisi, bir adayın
iyi, harika özelliğini gördüğümüz
ve bunun diğer her şey hakkındaki
görüşlerimizi etkilemesine izin
verdiğimiz, kişinin A’da iyi olduğu
için B, C ve D’de de iyi olacağını
düşündüğümüz yanlılıktır. Ancak,
tek bir ölçüte, özelliğe dayanmak
yerine, adayın gerekli becerilere
sahip olup olmadığına, gerçeklere
dayalı ölçütlere bakmamız amaca
çok daha uygun olacaktır. Önyargılı
kararımızı bu defa şu cümleler
8
| Baltaş Bilgievi