ÖNYARGILARI ANLAMAK | KAYNAK DERGİSİ NO:86
NİSAN | HAZİRAN 2021 SAYI 86 BALTAŞ BİLGİEVİ YAYINIDIR
NİSAN | HAZİRAN 2021 SAYI 86
BALTAŞ BİLGİEVİ YAYINIDIR
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Ancak tüm sistemlere, yaklaşımlara
rağmen önyargılar hala kararlarda
bir adaletsizlik, haksızlık, ayrımcılık
yönünde potansiyel bir tehdit olarak
varlar.
Önyargılara karşı önyargısız çözüm:
Gerçekçi olmak
Önyargılarımızı basitçe ortadan
kaldırabileceğimizi düşünmek çok
da gerçekçi olmayacaktır. Dilek,
temenniler, güzel sözler, politik
doğruculuk ile önyargıları ortadan
kaldırmak pek mümkün olmuyor.
Bunun yerine gerçekçi ve ümitvar
bir yaklaşım ile bakış açımızı
güçlendirmek en akılcı yol gibi.
Buna dair en çarpıcı örneklerden
biri “Stockdale Paradox” kavramı
altında görülebilir. 4 Bu kavram
Vietnam Savaşı’nda esir düşen ve 7,5
yıl esaret altında kalan Amerikalı
Amiral James Stockdale’in esir
kampından kurtuluş hikâyesine
dayanır. Jim Collins’in From Good to
Great isimli kitabında yer verdiği bu
hikâye, uygulaması azınlık için ama
anlaşılması herkes için mümkün olan
bir yaşam dersidir. Amiral Stockdale,
esir kampından kurtulamayanlar
kimlerdi sorusuna verdiği “iyimserler”
cevabı ile ilk etapta şaşırtıcı gelen ama
düşününce hepimizin hak verdiği
bir sonuca götürüyor bizi: “Mevcut
durumunuzun en acımasız gerçeği ile
yüzleşme disiplinini, sonunda galip
geleceğinize olan inancınız ile asla
karıştırmamalısınız.”
Kurumlarda çalışanların en
önemli önceliği birlikte çalıştığı
diğer kişileri insan olarak, birey
olarak tanımak olmalıdır. İnsan
kaynaklarının en önemli işlevi de
bunu çeşitli araç ve metotlarla
kurumsal kültürün bir parçası
haline getirmek olmalıdır. Böyle
bir kurumda, performans ve başarı
için çıktığımız sahada önyargıların
ataklarına karşı güçlü bir savunma
hattına sahip oluruz: Açık iletişim,
ekip çalışması, adil liderlik.
Önyargılarımızın dengesini de
Stockdale hikâyesindeki gibi bir
gerçekçilikle, onlardan kurtulmaya
çalışmak yerine farkında olarak,
bilinçle, araştırarak, teyit ederek,
sorgulayarak, sorarak, öğrenerek
sağlayabiliriz. Saf bir iyimserlik ile
sorunsuz bir yaşam arayışı aslında
kaçınmaya çalıştığımız “sorunlara”
pek bir çözüm de getirmiyor neticede.
Ancak zihnimiz de o esnada boş
durmayacak ve bize her fırsat
bulduğunda “oyun oynamaya :)”
devam edecektir. Bu farkındalıkla,
kararlarımızı verirken zihnimizi
beslediğimiz kaynakları çeşitlendirip,
mahşerin üç atlısı diye ifade ettiğim
“Akıl, Ahlak ve Vicdan” süzgecinden
geçirirsek, önyargılarımızın olumsuz
etkisini en aza indirdiğimiz bir
yaşam hem bireysel, hem kurumsal,
hem de toplumsal seviyede mümkün
olacaktır. Bu esnada çeşitli araçlarla,
yöntemlerle, kurallarla kontrol,
denetim ve sorgulama ise her koşulda
bir gerek şart olmaya devam edecektir.
Sonuç
Bana göre temelde insanı tanımak,
insanlar arasındaki birebir iletişimi
kurmak, geliştirmek, bu yolla ortak
paydaları görmek önyargılarda
boğulmayı engelleyecek belki de en
iyi yöntemdir. Bu yüzden kurumlarda
çalışanların en önemli önceliği birlikte
çalıştığı diğer kişileri insan olarak,
birey olarak tanımak olmalıdır.
İnsan kaynaklarının en önemli işlevi
de bunu çeşitli araç ve metotlarla
kurumsal kültürün bir parçası
haline getirmek olmalıdır. Böyle
bir kurumda, performans ve başarı
için çıktığımız sahada önyargıların
ataklarına karşı güçlü bir savunma
hattına sahip oluruz: Açık iletişim,
ekip çalışması, adil liderlik.
Kaynakça:
1. Dan Ariely soruyor, kararlarımız kendi kontrolümüzde
mi? [İnternet]. Uygun erişim: https://www.ted.com/
talks/dan_ariely_are_we_in_control_of_our_own_
decisions?language=tr
2. List of cognitive biases [İnternet]. Uygun erişim: https://
en.wikipedia.org/wiki/List_of_cognitive_biases
3. Moskowitz G. Are we all inherently biased? [İnternet]. Uygun
erişim: https://www1.lehigh.edu/research/consequence/arewe-all-inherently-biased
4. The Stockdale Paradox [İnternet]. Uygun erişim: https://www.
jimcollins.com/concepts/Stockdale-Concept.html
Baltaş Bilgievi | 19