Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Bir ismi hatırlamaya çalışırsınız, aklınıza gelmez.<br />
Hatırlayamadığınızı fark ettikçe daha<br />
kuvvetle uğraşır, zihninizi yorarsınız. Herşey<br />
gibi, zihin de zorlandığında iyi çalışmaz. Bir<br />
türlü başaramazsınız. Halbuki, o anda kendinizi<br />
zorlamasanız, şuurdan onu çıkarabilseniz,<br />
anında hatırlarsınız. Böyle durumları siz<br />
de yaşamışsınızdır. Dünya da böyledir, tuttukça<br />
kaçar, bırakırsan peşinden gelir.<br />
Uyumadan önce ne istediğinizi düşünün. Kavuşmak<br />
istediğinizi kuvvetle isteyin. Ne isterseniz<br />
büyük isteyin. Ama açık açık tam ne<br />
istiyorsanız onu. Ardından koyverin. Üzerinde<br />
düşünmeyi bırakın. İnsan olarak görevleriniz<br />
yapın. Konu uykuya dalmanıza mâni olmasın.<br />
Unutun. Hoş şeyler düşünün. Ve uykuya yatın.<br />
Sabah uyandığınızda, yataktan kalkarken,<br />
kendinizi güne hazırlarken, kahvaltı yaparken,<br />
giyinirken, bir anda berrak bir zihne<br />
sahip olduğunuz ve ne yapmanız gerektiğini<br />
hissedersiniz. Bunun ilk denemede sonuç<br />
vereceğini sanmıyorsunuzdur umarım. Yapa<br />
yapa, ne kadar işe yaradığını göreceksiniz.<br />
İlk seferde olmadıysa, istemeye, daha kuvvetle<br />
istemeye, daha istekli olarak zihinden<br />
çıkarmaya gayret etmelisiniz. Böylece tekrarlayarak,<br />
sizi doğruya götürecek çözümü bulabilirsiniz.<br />
Bana inanmayabilirsiniz. Bir kere denemekten<br />
ne çıkar? Hem siz de duymuşsunuzdur<br />
ki, “Ne olduğu biliniyorsa, problem çözülmüş<br />
demektir.” Be egzersizin en azında karar vereceğiniz<br />
konuyu, içinden çıkamadığınız hususları<br />
daha net ve belirgin olarak düşünmenize,<br />
çözüm üzerinde odaklanmanıza, doğru<br />
çözümü kuvvetle istemenize yardımı olur. Ne<br />
demişle, “Vermek istemeseydi, istek vermezdi.”<br />
Çok isteyelim ki, çok versin.<br />
Mârifet İltifata Tâbidir<br />
Bir yerlere gelmek, bir şeyleri başarmak isteyenler<br />
için yazıyoruz. Gözlemler gösteriyor<br />
ki, insanlar, tanıyıp güvendikleri dost ve yakınları<br />
tarafından teşvik edilip desteklendiklerinde<br />
daha başarılı oluyorlar. İkinci önemli<br />
gözlem, olumlu bir güdüleme, ters bir güdülemeden<br />
iki kat daha çok işe yarıyor.<br />
Bunları biliyoruz diyorsunuz da, kaçınız uyguluyorsunuz?<br />
Biz birbirimizi biliriz.<br />
Kendimizden, kötü alışkanlıklarımızdan “hoşlanmayız”.<br />
Biz kötüyüzdür. Vazgeçemiyoruzdur.<br />
Başaramıyoruzdur. Başkalarına da kendimize<br />
de, en olumsuz, en ağır, en kötü sıfatları<br />
yakıştırırız. Bize göre bir aksilik olduğunda<br />
“anasından başlar, eşek herifte bitiririz.” Bunları<br />
sadece sokak kültürü ürünü sanmayın; en<br />
yüksek katlarda bile insan yine insan. İşi bir<br />
ters gitmeye görsün, veya damarına bir dokunulsun.<br />
Araştırılsa, insanların söve tarzından<br />
nice sosyolojik sonuçlar çıkartılır kimbilir!<br />
İnsanlar kritik anlarda kendilerini kontrol<br />
edemezler. Asılları neyse, nasıl şartlanmışlarsa<br />
öyle davranırlar. Yanındakileri, iş ortaklarını<br />
başarıya çekmek isteyenler, onları itmemeli,<br />
hep olumlu mesajlarla yönlendirmeliler.<br />
Uyarıların pozitif olması lâzım. «Kirletme» diyeceğinize<br />
«temiz tut» demelisiniz. «Çimene<br />
basma» yerine «patikadan yürü», «Çiçekleri<br />
koparma» yerine «Çiçekleri koru» demeli.<br />
Daha önce de yazmıştım, insanlar itilmekten<br />
hoşlanmaz, çekilince gelirler. Düzüne motivasyon<br />
dururken, tersine motivasyon niye?<br />
Daha keskin olduğundan mıdır, bilinmez, överek<br />
değil, eleştirerek motive etmeye çalışırız.<br />
Halbuki, ne güzel demişler, “Marifet iltifate<br />
tâbîdir.» Dikkatimizi iyilere/işleyenlere değil,<br />
kötülere/bozuklara yöneltiriz. Başarıları<br />
görmez, kabahatlerimizi büyütürüz. Bunu başkalarına<br />
da yaparız. Yöneticiler, ebeveynler,<br />
çoğuklukla hepimiz böyleyiz.<br />
“Yapmayın, etmeyin!” demenin bir yararı<br />
yok. Çocuğa elindekini ver derseniz vermez;<br />
“şunu al” derseniz alır; elindekini bırakır. “Sigarayı<br />
bırak” yerine, “ağzına sakız at”; “çok<br />
harcama” yerine “idareli ol” deseniz ne olur?<br />
Kendinizi değiştirmek istiyorsanız, kendinize<br />
karşı da dürüst ve pozitif olmalısınız. Kendinizi<br />
kötülemekten vazgeçmelisiniz. Kendinize<br />
karşı da kibar, yumuşak ve merhametli olmalısınız.<br />
Kendinizi hırpalamanın ne yararı var?<br />
Özetle, herhangi bir konuda değişmek (başkasını<br />
değiştirmek) için üç hususa dikkat<br />
etmeli. Birincisi, durumu yansız değerlemeli,<br />
olduğu gibi görmeli, gerçekçi olmalı. («Gerçekler<br />
acıdır.» lafı bir bahaneden ibarettir,<br />
bir kılıftır.) İkincisi, etraf aferincilerle, aklışlayıcılarla<br />
doldurulmalı. (Şakşakçılar ayrı bir<br />
sınıftır, onlar hariç.) Üçüncüsü, yaşamak istenen<br />
değişikliği yansıtan tam ve olumlu bir<br />
resim hayal edilmeli.<br />
Nereye ulaşmak istediğinize, ne olmak arzuladığınıza<br />
kendinizi odaklayın. Problemlerin<br />
içinde debelenmek, başkalarını suçlamak,<br />
şikayet etmek sadece zaman kaybettirmekle<br />
kalmaz, yeni şikayetlere de yol açar. Dürüst<br />
olun, hayal edin ve kendinize iltifat edin.<br />
Bugünden başlayalım. Evet, siz harikasınız.<br />
Bu yazımı da okudunuz!<br />
80 Kasım <strong>2021</strong>