31.12.2021 Views

Arabuluculuk Eğitim Katılımcı Kitabı 21 Kasım 2021

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yönteminin taraflarca istenildiği zaman sona erdirilmesi, hak arama özgürlüğünün de bir

gereği olarak, bütün ülkelerde gönüllülük ilkesine tabidir 8 . Diğer taraftan

arabuluculuğa başvurunuda zorunluluğa ilişkin bir düzenlemede tarafların adli

yardımdan yararlabilmesi de hak arama özgürlüğünün bir gereğidir. Nitekim 7036 sayılı

İş Mahkemeleri Kanunu’nun 21. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk

Kanunu’nun 13. maddesine ek 3. fıkra düzenlemesi ile arabuluculuk ücretini

karşılamak için adli yardıma ihtiyaç duyan tarafın, arabuluculuk bürosunun bulunduğu

yerdeki sulh hukuk mahkemesinin kararıyla adli yardımdan yararlanabileceği

düzenlenmiştir.

Gönülllük ilkesi, arabuluculuk sürecinin taraflardan birinin isteği üzerine

sonlandırılması hâlinde, her iki taraf da bu nedenle bir külfete katlanmak zorunda

kalmazsa anlam ifade eder. Zira iradi olmada en önemli unsur, tarafların yöntemi

diledikleri zaman terk edebilmeleridir. Diğer bir anlatımla, arabuluculuğa başvurulmuş

ve anlaşma sağlanamamış olması, aynı uyuşmazlık için mahkemeye başvurma hakkını

ve imkânını kaldırmaz. Fakat gönüllülük ilkesi aynı zamanda arabuluculuğa

başvurulmuş olması sebebiyle herhangi bir olumsuz etkiye veya sonuca maruz

kalmamayı da gerektirir. Bunun için de gerekli tedbirler alınmalıdır. Tarafların

arabuluculuk neticesinde anlaşamama ihtimali her zaman mevcuttur ve bu durumda

tarafların yargıya başvurmak istemesi hâlinde zaman aşımı ve hak düşürücü süreler

bakımından gerekli koruma sağlanmalıdır. Arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle dava

sürelerinin dolmuş veya dolmak üzere olması, hak arama özgürlüğünü zorlaştırabilir

veya buna engel olabilir. Kanun’da bu korumayı sağlamak üzere, arabuluculuk

sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçen sürenin zaman aşımı ve hak

düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmayacağı düzenlenmiştir (HUAK

madde 16/2).

49

8 12.10.2017 tarihli ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3 üncü maddesiyle getirilen iş hukuku uyuşmazlıklarında dava

şartı arabuluculuk düzenlemesinin iptali için de Anayasa Mahkemesi’nde dava açılmış, ancak bu dava da arabuluculuğun dava

şartı olarak düzenlenmesi bakımından oybirliğiyle reddedilmiştir. Karar 11.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

“…Arabuluculuğa başvuru zorunluluğunun, kişilerin hak aramalarını imkânsız hâle getiren veya aşırı derecede zorlaştıran

etkisiz ve sonuçsuz bir sürece neden olmadıkça hak arama hürriyetinin özüne dokunduğu söylenemez. Dava şartı olmanın bir

sonucu olarak arabuluculuğa başvuru bir zorunluluk arz etmekte ise de bu zorunluluk yalnızca arabuluculuğa başvuru ile sınırlı

olup arabuluculuk sürecinin işleyişi ve sonucu üzerinde taraf iradelerinin egemen olduğu açıktır. Taraflar istedikleri zaman

süreci sonlandırabilecekleri gibi, süreç sonunda anlaşmaya varıp varmamak konusunda da tercih hakkına sahiptirler.

Anlaşmaya varılamaması hâlinde ise uyuşmazlığın çözümü için yargı yoluna başvurulması mümkündür. Bu bakımdan

Kanun’un arabuluculuk süreci ve sonucu yönünden taraf iradelerini esas aldığı görülmektedir.…” (İptal Ret: Anayasa

Mahkemesi’nin 11.7.2018 tarihli ve E. 2017/178, K. 2018/82 sayılı Kararı ile). Cumhuriyeti Anayasası’nın 141. maddesine

göre davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir. Bu görevin ağır iş yükü altında

yerine getirilmesi zorlaştıkça, yargının iş yükünün azaltılması, adalete erişimin kolaylaştırılması ve usul ekonomisi gibi çeşitli

nedenlerle yargıya ilişkin anayasal kuralların etkililiğinin sağlanması bakımından gerekli görülmesi durumunda uyuşmazlıkların

çözümü için alternatif yöntemlerin yaşama geçirilmesi, yasama organının takdir yetkisi içindedir. Alternatif uyuşmazlık çözüm

yollarına başvuru zorunluluğu, bu yollar sırf kişilerin hak aramalarını imkânsız hâle getirmek amacıyla oluşturulmuş etkisiz ve

sonuçsuz yöntemler olmadığı sürece hak arama özgürlüğüne aykırı kabul edilemez.

Alternatif uyuşmazlık çözümü kavramında geçen “alternatif” terimi, mahkemelere alternatif bir yol olarak kullanılamaz … Bir

başka ifadeyle, alternatif uyuşmazlık çözümleri, Devlete ait yargı yetkisinin mutlak egemenliğine zarar vermeden işlerlik

kazanan ve uygulama alanı bulan ek yöntemler bütünü olarak nitelendirilebilir.

Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının başarılı olabilmesinin ön koşulu da bu yolların yargı yoluyla yarışmaması ve yargının

yerine ikame edilmemeye çalışılmasıdır. Bu yolların asıl hedefi, basit ve kamu düzenini ilgilendirmeyen uyuşmazlıkların adli bir

soruna dönüşmeden çözümünü sağlamaktır… Bir başka ifadeyle, taraflar arasında arabuluculuk yöntemine başvurulmuş

olması, Devletin yargılama yetkisini bertaraf edemez. Arabuluculukta iradilik ilkesi gereğince yargıya ve diğer çözüm yollarına

başvuru yolu her zaman açık bulunmaktadır. Dolayısıyla kuralın, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. ve 36. maddelerine

aykırı bir yönü yoktur. Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2., 9. ve 36. maddelerine

aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir. (10.07.2013 tarih ve 2012/94 E. ve 2013/89 K. için bk. 25.01.2016 tarihli Resmî

Gazete).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!