Metinlerin içerisinde geçen bazı harfler / sesler : KAYNAK : HEMŞİN ...
Metinlerin içerisinde geçen bazı harfler / sesler : KAYNAK : HEMŞİN ...
Metinlerin içerisinde geçen bazı harfler / sesler : KAYNAK : HEMŞİN ...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Beş ayluğ_iķen poĉuş etmağa başlamişim.<br />
Poĉħuş : Toprağı el veya pençe ile karıştırmak, eşelemek.<br />
Porsuk bu ĝećä boståna ĝiŕmiş, patatis fideläŕinun ķokini poĉħuş etmiş.<br />
Poħpätin : Ortası kolayca delinip kaval yapılmaya müsait bir tür ağaç.<br />
Pologuş : İnleyip bağırmak.<br />
Poħpätinden ćibul(sipsi) yapup ĉaläŕduk.<br />
Ĝenä midesi ağeŕuŕ, odanun iĉinde pologuş edäŕ.<br />
Pompoşik : İçi yün veya pamuklu yatak ve minderlerin yumuşaklığını belirtir sözcük.<br />
Yuni kuŕuttum, sopaladum, doldurdum yatağa. Pompoşik pompoşik yatäćäim.<br />
Por : Isırdığı yerden kan çıkan bir tür iri sinek, at sineği.<br />
Bişe dişlädi ama, por mi_idi ari mi anlamädum.<br />
Poŕ : Pencereyi veya kapıyı bir parmak aralık bırakmak.<br />
Kapiyi poŕ berak ki, uşak ĝälinćä iĉäŕi ĝiŕäbilsun.<br />
Pornak : Yayladaki genç öküzlerin ileride olası bir damızlık veya karasabana<br />
koşulma durumu için bir dönem özel besiye çekildikleri alan.<br />
Bu oķuz pornak oķuziduŕ, kòvätliduŕ...bahĉeläri bunilen koşäćäuk.<br />
Porĉuma : Yeşil alanlarda kendi kendine yetişen bodur bir bitki<br />
Biŕ yuk yem ettum…kalon ot, inće ot, porĉuma…ne buldumsä biştum.<br />
Poŕuş : Toprağı kazma işi, poruş(pouş) etmek<br />
Evun aŕkasi poŕuş edelup aĉelmäzsä, duvarden su ĉäkäćäk.<br />
Puĉħiş : Dökülen yaprakları toplamaya yarayan ahşap tırmık.<br />
Ĉaĉa etmağa ĝäldum, ħeĉkeli aldum, puĉħişi evdä unuttum.<br />
Pug<br />
: Kesilen ağacın yerde kalan kökleri ve iri gövdesi.<br />
Käståne puglåŕini yerden ĉikarsän biŕ kéşluk odun oluŕ.<br />
Puğre : Bahçe kenarlarında kendiliğinden yetişen, geniş yapraklı bir bitki.<br />
Pul : Düğme.<br />
Bu håndeŕ puğre da äsķiden bu kadaŕ ĉok olmäzdi.<br />
Ķoynäklärdä pul berakmädunuz. Siza bunden soğra milaluğin oynamak yasak.<br />
Pumpulik : Çocukların, taneleri alınmış mısır koçanlarından(godvon) yaptıkları kule.<br />
Pun : Kuş yuvası.<br />
Oyinćäğumuz olmäzdi, godvonläŕden pumpulik yapup oynaŕduk.<br />
Kuş punini bozinćä, hava iķi ay aĉmäz.<br />
Punagol : Tavuğun herzaman yumurtladığı yerde özellikle bırakılan tek yumurta.<br />
Tavuğun punindä biŕ tåne punagol berak.<br />
Pung<br />
: Yayığın çalkalandıkça içinde biriken hava.<br />
Yayuğun pungini alsåna kézum…Seeg sånki patliäcä gibi şişmiş.<br />
Punipos : Bir tarla ismi (khaçapit'te)<br />
Punes : Tavuk kümesi.<br />
Ĉoćuğiķen yazin enäŕduk däréya. Punipos’un ĝoli ò zåmånlärdä ĉok däŕin idi.<br />
Punestä on beş tavukten kaldi ĝeŕiya beş tåne. Ĉakal ĝoturdi hepisini.<br />
Pupul : Çocuk dilinde yara, çıban.<br />
Älumdä pupul olmişti, anåm melem surdi.<br />
Puŕ<br />
: Bir avuca sığacak miktardaki yeşil bitki.<br />
Bu senä bi puŕ bilä ĉay toplamåmişim.<br />
Puşt : Kestanenin dışındaki dikenli kese<br />
Ķäståne puştinden ĉikmiş da puştini beğenmåmiş.<br />
Puĉeħti : Buzağıların sidik torbası.<br />
Seğeŕ ķendi buzağina biŕ keĉ vurdi, az kalsun buzağun puĉeħtisi patladi.<br />
20