Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Köşe Yazısı Ocak -2022
Kemerleri
ve muslukları
sıkmak
Yüce CANOLER
Ziraat Yüksek Mühendisi
Bilimsel Tavukçuluk Derneği
(WPSA Türkiye Şubesi)
Yönetim Kurulu Üyesi
yucecanoler@gmail.com
Bir gün biri karşınıza çıkıp
1 kg. kırmızı etin üretilmesi
için 15.500 litre, 1 kg. tavuk
etinin üretimi içinse 3.900 litre
su harcandığını söylese ne
düşünürdünüz? Ben bunu ilk
duyduğumda ‘imkânsız bu nasıl
olabilir’ diye karşı çıkmıştım.
Hata ettiğimi “Su ayak izi”
kavramını öğrendiğimde
anladım.
Bir gün biri karşınıza çıkıp 1 kg. kırmızı etin üretilmesi için 15.500 litre, 1 kg. tavuk
etinin üretimi içinse 3.900 litre su harcandığını söylese ne düşünürdünüz? Ben bunu ilk
duyduğumda ‘imkânsız bu nasıl olabilir’ diye karşı çıkmıştım. Hata ettiğimi “Su ayak izi”
kavramını öğrendiğimde anladım.
Bu yazımda yaşamın olmazsa olmazlarından biri olan su konusuna dikkatlerinizi çekmek
istedim. Önümüzdeki yıllarda olur da ekonomik krizi atlatabilirsek belki sıktığımız kemerleri
gevşetip rahatlayabiliriz. Ama bu durumda dahi su konusunda muslukları sıkmaya
devam etmek zorunda olacağız. “Ne zamana kadar?” derseniz doğrucevap “sonsuza kadar”
olacaktır.
Son iki yüzyılda sanayinin hızlı gelişimi önce dünya nüfusunda sonra da üretim ve tüketimde
büyük artışlara sebep oldu. Bu hızlı büyüme neticesinde toplam su tüketimi ve çevre
kirliliği, dolayısıyla su kirlenmesi de arttı. Doğal kaynakların aşırı kullanılması ve tüketilmesi,
buna bağlı olarak oluşan kirlilik sonucu bugün yeryüzü ekosistemleri “gezegen kapasitesi”
nin sonuna gelinmiş hatta yer yer ötesine geçilmiştir.
Su kaynakları Dünya üzerinde adil dağılmamıştır. Günümüzde bu yüzden 2,6 milyar insan
yeterli hijyen olanaklarına sahip değildir. 884 milyon insan ise temiz tatlı suya erişimden
mahrumdur. Dünya nüfusunun altıda biri, günlük gereksinimi olan 50 litre temiz tatlı
suya erişme imkânı bulamamaktadır. Bununla birlikte, dünyada yaklaşık 700 milyon insan
43 farklı ülkede su kıtlığı çekmekte, 2,7 milyar insan ise yıl içerisinde en az 1 ay su kıtlığı
yaşayan havzalarda yaşamını sürdürmektedir.
Dünya milletleri arasındaki su mücadelesini tırmandıran asıl konu, yoksul ülkelerdeki
yüksek oranlı nüfus artışı değil, zengin ülkelerdeki israf düzeyine varan tüketim artışıdır.
Güncel bir McKinsey raporuna göre; Bugün 4.500 milyar metreküp olan Dünya su ihtiyacının
2030 yılına kadar 6.900 milyar metreküpe çıkacağı belirtilmektedir. Bu miktar erişilebilir
tatlı su rezervinin %40 üzerindedir. Bu kaynak ihtiyacı nüfus, üretim, tüketim ve kirlilik artışı
nedeniyle her yıl büyüyerek devam edecektir. İşte bundan dolayı yazımın başında muslukları
sonsuza kadar sıkmak sudan tasarruf etmek zorunda olduğumuzu ifade ettim.
T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, WWF-Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Unilever-
Türkiye kuruluşlarının desteğinde hazırlanıp 2014 yılında yayımlanan “TÜRKİYE’NİN SU
AYAK İZİ RAPORU” ndan yararlanarak konuyla ilgili durum hakkında sizlere özet bilgiler
sunmaya çalışacağım.
Su ayak izi; suyun ekonomi içerisinde oynadığı rolü ve su yönetiminin ekonomik kalkınma
süreçlerinde bir araç olarak kullanımının anlaşılmasını sağlayan yeni bir kavramdır.
Su kullanımımız içtiğimizden, kullandığımızdan, gördüğümüzden ve dokunabildiğimizden
çok daha fazladır. Şöyle ki; tükettiğimiz ve kullandığımız tarımsal ve endüstriyel her türlü
ürün bir toplama havzasındaki su kaynakları kullanılarak üretilmiştir. Genelde yapılan şey,
maddenin son kullanım anında tüketilen su miktarını dikkate almaktır. Ama o ana gelene
kadar geçmişte harcanmış su miktarı göz ardı edilir. Daha net ifade etmek için bir örnek
vereyim. İnce belli bir bardakla çay içtiğimizde 130 mililitre su tükettiğimizi düşünürüz.
Oysa bu tüketilen suyun görülen kısmıdır. Çayın demliğe girmesinden öncesinde üretimden
başlayarak geçirdiği her aşamada bahçede, fabrikada, ambalajlamada, nakliye ve pazarlamada
harcanmış olan suların toplam miktarı görünmeyen kısmıdır. İşte gözardı edilen
bu tüketime “sanal su” deniyor. “saklı su”, “gölge su” gibi değişik isimler kullanıldığına da
rastlayabilirsiniz. Bu açıdan bakıldığında bir bardak çaya isabet eden toplam su tüketim
miktarı 30 litre bulunmaktadır. İşte bu geniş çerçeve içerisinde yapılan hesaplama sonucu
elde edilen su tüketim miktarına“su ayak izi”denilmektedir.
Kullandığımız veya tükettiğimiz her ürünün bir su ayak iziolduğu gerçeğini hiç unutmamamız
gerekiyor. Bitkisel, hayvansal kökenli gıdalarımızdan tutun da kullanmakta
olduğumuz her madde ve aracın menşeinde üretilmesi, fabrikada işlenmesi, ambalajlanması,
nakliyesi, pazarlanması, üretim sırasında kullanılan gübre, tohum, yem, ilaç, enerji,
her çeşit hammadde ve malzemelerin üretilmesi sırasında harcanan su miktarlarıda ilave
edilmek suretiyle“su ayak izi” bulunmaktadır. Bir ürünün içerisinde bulunan fiziksel su
28