05.01.2013 Views

9 Temmuz 1937; Makyevelizmin, kemalizme dönüştürülen

9 Temmuz 1937; Makyevelizmin, kemalizme dönüştürülen

9 Temmuz 1937; Makyevelizmin, kemalizme dönüştürülen

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Eğer Alşer Efendi öngörüye sahip olan yoldaşı Zarife Hanım’ı dinlemiş olsaydı,<br />

kirivlik bağını göz önüne almaz ve bu sonucu yaşamazlardı. Onlar, Dersim'de<br />

yaşadıkları süreç içinde asalakça, başkalarının emeklerini, ürettiklerini yiyerek<br />

değil, üreterek yaşamayı tercih etmişlerdir. Birbirlerine karşı olan saygıları ve<br />

dayanışmalarıyla sohbetlere konu olmuşlardır. Bugün de yaşamları ve ilişkileri<br />

açısından örnek alınması gereken aile şekillenmesine, siyasi ilişkiye sahiptirler.<br />

Dostları onları anlatıyor<br />

Gulşa Akkuş; “Zarife ! O, bambaşka bir insandı. O Koçgiri'liydi. Kahraman, şair,<br />

Kürt davasına inanmış Alşer'in karısıydı. Amcam Kasım oğlu aşiret reisiydi.<br />

Nazmiye'de kaymakamlıkta yapmıştı. Aşiretler arasında hatiplik yapardı. Seyd<br />

Rıza'ya çok yakındı. Sık sık birbirlerini ziyaret ederlerdi. Seyd Rıza Agdat'ta<br />

yaylaya çıkacağımız bir yeri bize temin etti. Oraya « Warê Kasım oğlu » denir.<br />

Amcama çok misafir gelirdi. Baytar Nuri'ye « Çolık Nuri » derlerdi. Zarife ve<br />

Alşer’de gelirlerdi. Amcam bu çifte bir ev tahsis etti. Onlarla birlikte yaşadık.<br />

Zarife cesur, çok akıllı, silahşor, yiğit bir kadındı. Bu kadını hepimiz, herkes<br />

seviyorduk, seviyoruz. Ben onun adını kızlarımdan birine taktım. Ve onun ismini<br />

koyduğumu da gizli tuttum. Kızımın aynı onun gibi olmasını istiyordum.<br />

Zarife'nin ismi dünyada kalsın, kaybolmasın diyordum. Zarife ve Alşer'in<br />

evlilikleri çok sade ve canlıydı. Bizim orda ki karı - koca ilişkisinden ayrıydı. Biz<br />

kocalarımızın köleleri gibiydik. Zarife’nin durumu faklıydı. Bu farklılık bizim<br />

dikkatimizi çekiyordu. Kendi yaşamımı onların yaşamıyla kıyaslardım. Bizim<br />

yanımız da kaldıkları süre içinde bir sefer olsun kavga ettiklerini, birbirlerine<br />

kırgın olduklarını görmedim, duymadım. Alşer Efendi de Zarife'nin bir dediğini iki<br />

etmezdi. Alşer Efendi Zarife'nin ismini kullanmaz, ona hep « Hevalê » derdi. Öyle<br />

çağırırdı. Kürtleri, Kürdistan’ı ne kadar çok seviyorlardı ? Bunu ben biliyorum.<br />

Çok, çok büyük bir bağlılıkları vardı. Her şeyleri Kürdistan’dı. Başkalarının<br />

tayyarelerinin üzerinde uçmadığı bir Kürdistan onların bütün isteğiydi.<br />

Bir seferinde Zarife'nin yanındaydım. Çiyay Munzur'un Zeranik (Yeşil<br />

yazı) tarafına bakarak, bir yandan da benimle konuşuyordu. « Bu dağlar umut<br />

dağlarıdır. Bizim isteklerimizin gerçekleşmemesi diye bir şey olmaz » diyerek<br />

konuşmasını sürdürdü. Kürtlerin başarılı olacaklarına, kazanacaklarına kesin<br />

gözüyle bakıyordu. Benim sorularıma, bizlerin sorularına tane tane yorulmadan<br />

cevap verirdi. Cevap vermekten bıkmazdı. Zevk alarak anlatırdı.<br />

Amcam kendilerine biraz hayvan vermişti. Zarife'yle birlikte ayran<br />

yapardık. Meşk yayardık. Oda bizim gibiydi. Ev işlerini de yapardı. Evlerine çok<br />

sayıda gelen giden olurdu. O aşiret kadınıydı. Misafirperverliği dillere destandı.<br />

Aşiret mensuplarını zevkle misafir ederdi. Zevkle « xêr hatın » derdi. İnsanlarla<br />

görüşme onu mutlu ederdi. Onun bir diğer yanı nişancılığıydı. Silah şördü. Her<br />

zaman « Kollık pışto » sunu (tabancasını) beraberinde taşırdı. Kütüklüğü çapraz<br />

bağlardı. Kütüklüğü hep mermi doluydu. Bir gün Zerenik'te (Yeşil yazı) Kem<br />

oğulların harmanın da atış yapılacaktı. Atıcılar, nişancılar arasında Zarife'de<br />

vardı. Bizim insanlar zaman zaman atış yaparlardı. Çevredeki aşiretlerden de<br />

atış için gelirlerdi. O gün harmanın öbür ucuna, loğun üzerine bir şişe koydular.<br />

O şişeye nişan alınacaktı. Kadın, çoluk çocuk herkes izlemeye geldi. İlkin Zarife<br />

atış çizgisine geçti. O, kollik pıştosu ile ilk atışın da şişeyi vurdu. Seyredenler de<br />

çığlık koptu. Ve bir süre aralıksız mermiler sıkıldı. Kendini kabul ettirmiş bir<br />

kadındı. Onun yeri ayrıydı.<br />

33

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!