Roman nedir? Nasıl yazılır? - Derin Düşünce
Roman nedir? Nasıl yazılır? - Derin Düşünce
Roman nedir? Nasıl yazılır? - Derin Düşünce
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Roman</strong> <strong>nedir</strong>? <strong>Nasıl</strong> Yazılır?<br />
yönünde kullanılmıştır. Mekân dış gerçekliğin değil, iç gerçekliğin yansıtılmasına vasıta olmuş, insanın<br />
bilinç dünyasının aydınlatılması esas alınmıştır: Orhan Pamuk’un Yeni Hayat’ı, Peyami Safa’nın<br />
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu insan-mekân ilişkisi/özdeşleşmesinin uygulandığı romanlardır. Hatta<br />
mekân şahsiyet kazanmış, roman kahramanı gibi romanda yerini almıştır: Tanpınar’ın Huzur’u, Orhan<br />
Pamuk’un Kara Kitap’ı, Oya Baydar’ın Hiçbiryer’e Dönüş’ü, C.Dickens’in İki Şehrin Hikâyesi, J.Joyce’un<br />
Ulysses’i, P.Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu…mekânın kahramanlaştırıldığı romanlardır.<br />
Mekândan kahramanın kimliğiyle birlikte ortamın sosyo-kültürel portresini de yansıtmak için<br />
kullanılmıştır. Buket Uzuner’in Kumral Ada-Mavi Tuna romanında mekân sosyal çevrenin ve çevrede<br />
gelişen kültür dokusunun tanıtımında kullanılır. Mekân her zaman gerçek olarak karşımıza çıkmamış<br />
bazen de hayalî (ütopik) mekân, içinde yaşadığımız ortamın tüm eksiklik ve kusurlarından uzak,<br />
mükemmel, ideal mekân olarak karşımıza çıkmıştır: Campanella’nın Güneş Ülkesi, F.Bacon’un<br />
Atlantis’i, A.Huxley’in Ada’sı, Peyami Safa’nın Yalnızız romanında Simeranya’sı ideal mekânlardır.<br />
Mekân anlatıda vak’anın somutlaşma işlevini de görür. Mekânla olayların anlaşılması kolaylaşır hatta<br />
roman kahramanlarının çizim ve tanıtımını da mekân sağlar.[5]<br />
Mekâna bakış açılarına değindiğimizde, yazar-anlatıcı (Klâsik dönem romanlarında), kahramananlatıcı<br />
(Realist romanlarda - ki mekân dinamik bir işlev kazanmıştır-), daha sonraki romanlarda<br />
mekânın anlatımı anlatıyı ve anlatımı destekleme yönünde kullanılmış, mekân bakan kişinin psikolojisi<br />
ve kültürüne göre değişerek anlatıcıya gerek kalmadan bazı bilgiler verilmiş olur.[6]<br />
Mekân, çeşitli şekillerde ortaya çıkar ve eserin varoluş nedeni anlaşılıncaya kadar çeşitli anlamlar<br />
kazanır.<br />
Betimleme(Tasvir) öykünün ritmini veren; yazardan okuyucuya, dolayısıyla hikâyenin içinde, bir<br />
konuda bilgisi olan bir kişiden, bilgisi olmayan bir kişiye haber gönderme işlevini üstlenen; herhangi<br />
bir kahramanın sahneye çıkmasını, onun herhangi bir durum içinde yer alabilmesini ve ona belirli bir<br />
hareket verebilmesini ve hikâyenin kendi bütünlüğü içerisinde işlemesini sağlayan ve yönlendiren bir<br />
unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. [7] Lukacs, betimlemenin yazınsal metin içindeki işlevinin epik’ten<br />
sonra gerçekleştiğini ve epik betimlemenin öykülemenin kendisi olarak ele alındığını belirtir. 19.yy.<br />
romanında ise karakterlerin dış görünüşüne ya da kişisel özelliklerine yapılan yüzeysel göndermeler,<br />
bireyin toplumsal konumunu belirtmeye yetmediğinden romanda betimleme ikincil ve önemsiz bir<br />
rolden sıyrılarak -roman kahramanını bütün gerçekliği ile kavrayabilmek için yaşanan çevreyi de<br />
bilmek gerekliliği ile-, önemli bir hâle gelmiş ve betimlemeci yazar- gözlemci/edilgen okur düzeyi<br />
yerini, öykülemeci yazar- katılımcı/etkin okur düzeyine bırakmıştır. Öyküleme Gerçekçiliğin,<br />
betimlemeyse Doğalcılığın (ve onun bir türü olan Formalizmin) kurmaca kipi olarak karşımıza<br />
çıkarken, gözlem ve özerk betimleme yaşamda düzen kavramının yerini alarak yazarın ideolojisini,<br />
onun deneyimlerinin bütünün belirli soyutlama düzlemindeki bireşimini yani yaşamdaki çelişkileri<br />
düzenli ve yararlı bir bağlam içinde görme olanağı vermiştir.[8]<br />
Aslında romanda mekâna dair cümlelerin okunması, kendi aralarında bağlantılı çeşitli yerleri içeren<br />
bir mekân çerçevesinde, simetri, kontrast, gerginlik, çekicilik veya antipati bakımından birtakım<br />
ilişkilerin ortaya konması anlamına gelmektedir ki mekân boyutlarının sınırlı olması da bu durumu<br />
etkilemez, çünkü sınırlandırılmış mekânlarda iç dünyanın derinliklerine inmek isteyen roman türü,<br />
sınırlandırılmamış hatta kıtalar arasında çeşitli mekânlara kadar uzanan geniş mekânlarda maceracı<br />
kahramanlara ait dünyayı anlatmak isteyen roman türü ile karşılaşır okuyucu. Bazı romanlar mekân<br />
açısından sınırlı görünse de bu mekânlarda karşılaşılan yer değiştirmeler, romanın gerçek mekânına<br />
bağlı olarak yerleştirilen hayâlî mekânların da eklenmesiyle etkinleşir hatta kahramanın ruh hâlini<br />
anlatan, olayın gidişatını veya sonucu hakkında ip uçları sunan bir yapıya dönüşür. Madame<br />
www.derindusunce.org Fikir Platformu<br />
45