Roman nedir? Nasıl yazılır? - Derin Düşünce
Roman nedir? Nasıl yazılır? - Derin Düşünce
Roman nedir? Nasıl yazılır? - Derin Düşünce
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Roman</strong> <strong>nedir</strong>? <strong>Nasıl</strong> Yazılır?<br />
yazıda bir kavramı açıklar… Üslup ferdidir, kaynağını yazarın mizacından ve tecrübesinden alır… Bütün<br />
bunlar, temelde iki türlü üslup incelemesinin olabileceğini düşündürmektedir: Birincisi dil<br />
malzemesinin metinde kullanılışı ve tanzim tarzını esas alır… İfade esastır ve buna Tasviri Üslup<br />
İncelemesi adı verilir. İkincisi ferdiyetle ifade arasındaki ilişkileri incelemeyi hedef alır. Metinde<br />
karşımıza çıkan ifade şekil ve kalıplarının ferdi planda, yani yazan ve konuşan insan seviyesinde<br />
sebepleri üzerinde durmak ister. Bu bakımdan da edebi tenkide yakındır. İste bu ikincisine de<br />
Tekevvüni (oluşuma ait) Üslup İncelemesi adı verilmektedir.”[5]<br />
ROMANDA PLAN (KOMPOZİSYON)<br />
“<strong>Roman</strong>ın yapısında önemli bir unsur olan olaylar dizisi veya düzeni, yine aynı yapı içinde gelişme,<br />
dönüm, içinde karakter motivasyonlarının, karakterler arasındaki ilişkilerin açıklandığı serim veya<br />
çözülme gibi bölümler vardır.”[6] Bu yapısıyla da roman, sadece anlattığı olayla öne çıkan bir tür<br />
değil, kendi içinde çok kompleks bir yapıyı içeren bir bütündür. Bu bütünleme işlemi de romanın<br />
kompoze edilmesi adını taşır.<br />
Kompozisyon romanı oluşturan parçalar içinde belki de en önemlilerinden biridir çünkü bu parçaların<br />
nasıl bütünleneceğini sorusunun cevabını verir. “<strong>Roman</strong>cı kendi isteğine, kendi düşüncesine,<br />
sayfadaki anlatım hareketine uygun dengeli ve ritimli cümleler yazsa da ya da sözü edilen<br />
gereksinimlere uygun olduğu kadar epizodlar arasında bağ ve uyum, varyete ve birlik ve artikülasyon<br />
gibi problemler gösteren bir plan oluştursa da yaratıcılığının her anında ‘kompoze eder’ durumdadır…<br />
Hikâyede en küçük anlatım birimine -epizod, yani en küçük hikâye birimine-, hikâyenin kısımları ve<br />
birimlerine, ana hikâye bütünlüğüne göre romanda kompozisyon seviyeleri tespit edilebilir. <strong>Roman</strong>,<br />
kendiliğinden ortaya çıkan, değişen, birbirine karışan, yön değiştiren tema ve motiflerle çeşitli<br />
kahramanlar ihtiva eden epizodların arka arkaya sıralanmasıyla ‘yatay tarzda; her sayfada ve her<br />
epizodda bu unsurların değişik düzen ve oranda düzenlenmesiyle de ‘düşey tarzda’ kompoze”[7]<br />
edilir. Anlatımın tamamı ile bölümler arasındaki bağlantı önemlidir ve her ikisi de kendi içinde kendi<br />
kompozisyonunu oluştururlar. Yazarın, “eserini kendi içinde bir düzene sahip olan, birbirinden farklı<br />
ve eserin bütünüyle mukayese edildiği zaman ikinci derecede öneme sahip bölümlerden oluşturması<br />
bir mecburiyettir… Bir roman okuyucusu romanın farklı bölümlerindeki farklı desenlere tepkide<br />
bulunarak bütüne de tepkide bulunmuş olur. Uzun bir eserin bütünden farklı ve ayrı olan bölümlerini<br />
anlamaksızın eserin bütününü anlamak mümkün değildir.”[8]<br />
Bir romanın kompoze edilmesinde dikkat edilecek özellikler şunlardır:<br />
Öncelikle yazar, eserindeki bölümleri sınırlandırarak bu bölümlerdeki malzemeyi düzenlemelidir.<br />
İkinci olarak yazar, materyallerini bizce malûm olan bir düzenleme ile sunuyor görünürken,<br />
beklentilerimiz bakımından sürpriz teşkil eden yeni bir düzenlemeye dönebilir. Bu durumda yazar,<br />
bize üç nokta verir, fakat bir üçgen çizeceği yerde, aynı noktalardan bir daire oluşturuverir. Üçüncü<br />
durumda yazar, bize kendi ifade şeklini telkin eden materyalleri verir, fakat şekli gizler. Bu durumda<br />
yazar, bize üç nokta verir ve bizi, istersek, üçgen oluşturma sorumluluğuyla baş başa bırakır.<br />
Dördüncü durumda yazar, bize hangi şekil içinde ifade edileceğini bilmediğimiz bir materyal sunar,<br />
dağınık bir şekilde serpilmiş noktalar verir; biz, istersek, materyali içine dökebileceğimiz bazı kalıplar<br />
oluşturabiliriz. Fakat teklif ettiğimiz her şekil veya düzenleme sübjektif, keyfi ve kesinlikten uzaktır. Bu<br />
dört durumda da zaman ve mekânda yer alan olaylara bir biçim, bir düzen empoze edilmektedir.<br />
Bununla beraber uzun bir hikâyenin bölümler hâlinde sunulması, ifâde ettiği mananın çok üstünde,<br />
saf bir estetik zevk verir.[9]<br />
www.derindusunce.org Fikir Platformu<br />
65