08.02.2013 Views

Ekim 2012 - Aramedya

Ekim 2012 - Aramedya

Ekim 2012 - Aramedya

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

payı %72’den %68’e geriledi. Yılın ilk dokuz<br />

ayında parite kaynaklı kaybımız da 1<br />

milyar USD’yi aştı. Sonuç olarak <strong>2012</strong> yılını<br />

her bakımdan sıkıntılı bir yıl olarak geride<br />

bırakacağız.<br />

Biz yılbaşında geçen yılki ihracat rakamına<br />

ulaşmanın başarı olacağını söyleyerek<br />

20 milyar USD’lik ihracat hedefi koymuştuk.<br />

Yılın son çeyreğinde bir miktar toparlanma<br />

bekliyoruz. Böylece yılı 19-20<br />

milyar USD aralığında bir ihracat rakamı<br />

ile kapatabileceğimizi tahmin ediyoruz.<br />

2013 yılı ile ilgili henüz bir çalışma yapmadık.<br />

Ancak AB pazarında önümüzdeki<br />

birkaç yılda da çok büyük değişimler<br />

beklenmiyor. Dolayısıyla otomotiv ihracat<br />

rakamlarının da 2011 ya da <strong>2012</strong> yıllarından<br />

çok büyük farklılıklar göstereceğini<br />

düşünmüyoruz. AB pazarındaki durgunluk<br />

devam ettikçe ihracat rakamlarında<br />

da çok büyük değişimler yaşanmayacaktır.<br />

Otomotiv sektörü için size göre içinde<br />

bulunduğumuz dönemde öncelikle<br />

neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?<br />

Bu yılki en önemli sıkıntılarımızdan birisi<br />

pariteden kaynaklı ihracat kaybımız<br />

oldu. Otomotiv ihracatımızın çok büyük<br />

bir bölümü Euro cinsinden yapıldığı için,<br />

Euro’nun Dolar karşısında değer kaybetmesi<br />

Dolar cinsinden ihracatımızın düşürmektedir.<br />

Yine TL’nin dolar karşısında değerlenmesi<br />

de ihracatçılarımızın rekabet<br />

şansını azaltmakta ve ihracat rakamlarımıza<br />

olumsuz yansımaktadır. Dolayısıyla<br />

rekabetçi bir kur politikası ihracata dayalı<br />

büyüme modeli izleyen ülkemiz için vazgeçilmez<br />

olmalıdır.<br />

Geçtiğimiz aylarda açıklanan 15.06.<strong>2012</strong><br />

tarih ve <strong>2012</strong>/3305 sayılı Bakanlar Kurulu<br />

Kararı ile yürürlüğe giren Yeni Teşvik<br />

Sisteminde Otomotiv sektörümüzün genel<br />

olarak gerek büyük ölçekli yatırımlar<br />

ve gerekse stratejik yatırımlar bölümünde<br />

yer almasından memnuniyet duyuyoruz.<br />

Özellikle uluslararası rekabet gücünü<br />

artırma potansiyeline sahip, yüksek teknolojili<br />

ve yüksek katma değerli yatırımları<br />

teşvik etmek amacıyla Türkiye’de üretimi<br />

olmayan ya da çok az olan, yoğun olarak<br />

ithal edilen ürünlerin stratejik yatırım<br />

kapsamına alınmasının sektörümüz açısından<br />

çok önemli olduğunu düşünüyoruz.<br />

2023 hedeflerimiz için katma değe-<br />

ri yüksek araçlar, aksam ve parçalar üretebilmek<br />

olmazsa olmazlardandır. Mevcut<br />

üretim kapasitemiz ile 2023 hedeflerine<br />

ulaşmanın mümkün olmadığını unutmamalıyız.<br />

Diğer taraftan, büyük ölçekli yatırımlarda<br />

ana sanayi için asgari yatırım tutarının<br />

250 milyon TL’den 200 milyon TL’ye, yan<br />

sanayi için de 100 milyon TL’den 50 milyon<br />

TL’ye çekilmesi de olumlu gelişmelerdir.<br />

Otomotiv sektörümüz için son derece<br />

önemli olan rüzgar tüneli ve benzeri nitelikli<br />

test merkezlerinin desteklenecek olması<br />

da sevindiricidir.<br />

Diğer taraftan, özellikle binek otomobil<br />

üzerindeki yüksek vergiler firmaların ülkemize<br />

yatırım yapma konusunda isteksiz<br />

davranmalarına yol açmaktadır. Motor<br />

hacmi ve araç yaşı yerine emisyon miktarlarına<br />

göre yapılacak vergi düzenlemesi<br />

yabancı yatırımcılar için ülkemizi daha<br />

cazip hale getirecektir.<br />

Ülkemizde mevcut araç pakının %50’den<br />

fazlasının 12 yaş ve üzeri araçlardan oluştuğu<br />

düşünüldüğünde hurda indirim desteği<br />

hem iç pazarın canlandırılması hem<br />

de Kyoto Protokolünün getirdiği yükümlülüklerin<br />

yerine getirilmesi açısından değerlendirilmesi<br />

gereken bir seçenek olarak<br />

öne çıkmaktadır.<br />

Ülkemizde her 1.000 kişiye düşen otomobil<br />

sayısı halen çok düşüktür. Bu nedenle<br />

iç pazar doygunluğa ulaşmamış, büyümeye<br />

açık bir konumda bulunmaktadır.<br />

İç pazarı canlandıracak her türlü girişim<br />

hem yabancı yatırımcıların ülkemize ilgisini,<br />

hem de otomotiv endüstrimizin krizlere<br />

karşı dayanıklılığını artıracaktır.<br />

Türk otomotiv sektörünün dünya<br />

çapında bugün ulaştığı yeri nasıl yorumluyorsunuz?<br />

Türkiye’nin sahip<br />

olduğu güçlü yanlar ve zayıf kaldığı<br />

noktalar size göre nelerdir?<br />

Sektörel bazda son altı yılın ihracat şampiyonu<br />

olan otomotiv endüstrimiz günümüzde<br />

1.2 milyon adet taşıt aracı üretimi<br />

gerçekleştirmekte ve bu üretim hacmiyle<br />

hem Avrupa’nın hem de dünyanın<br />

önde gelen motorlu taşıt aracı üreticilerinden<br />

birisi konumunda bulunmaktadır.<br />

2011 yılı verilerine göre otomotiv endüstrimiz<br />

dünyanın 17.büyük üreticisidir. Ayrıca<br />

AB-27 ülkeleri içerisinde de 6. büyük<br />

üretici konumunda bulunmaktayız. An-<br />

cak en önemlisi 2011 yılı üretim verilerine<br />

göre ülkemiz Avrupa’nın en büyük ticari<br />

araç üreticisi konumunda bulunmaktadır.<br />

2011 yılında sektör olarak 170 ülkeye<br />

ihracat gerçekleştirilmiştir. Bu da dünyanın<br />

dört bir yanında Türkiye’de üretilen<br />

araçların kullanıldığı anlamına gelmektedir.<br />

Yan sanayimiz bir aracı oluşturan hemen<br />

hemen tüm parçaları üretebilmekte<br />

ve bu parçaları yurtdışına ihraç etmektedir.<br />

Bugün yan sanayi firmalarımız Mercedes,<br />

BMW, Audi, Porsche gibi üst segment<br />

araçlar üreten firmalara bile tedarik<br />

sağlayabilmektedirler. Yan sanayimiz<br />

dünyanın en kaliteli markalarının en stratejik<br />

parçalarını üretirken, ürün geliştirme<br />

seviyesinde de çok iddialı bir aşamaya<br />

gelmiştir En önemli ihraç pazarımızın<br />

otomotivin merkezi konumunda bulunan<br />

Batı Avrupa ülkelerinin olması otomotiv<br />

sanayimizin geldiği noktayı bize göstermektedir.<br />

Otomotiv endüstrimizin 2006-<br />

2011 dönemindeki dış ticaret fazlası 12<br />

milyar USD’yi bulmuştur. Sektör bu dönemde<br />

sadece 2011 yılında dış ticaret<br />

açığı vermiştir<br />

En önemli pazarımızın AB ülkeleri olması<br />

otomotiv endüstrimizin ulaştığı kaliteyi<br />

açıkça göstermekteyken, AB merkezli krizden<br />

de sektörün daha fazla etkilenmesine<br />

neden olmaktadır. Bu nedenle alternatif pazarlarda<br />

da güçlü bir konuma ulaşmak kriz<br />

kaynaklı kayıpları azaltacaktır. Son dönemde<br />

Amerika Ülkeleri, Kuzey Afrika Ülkeleri, Eski<br />

Doğu Bloğu Ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri<br />

gibi alternatif pazarlara yönelik ihracatımızdaki<br />

artışlar sevindiricidir.<br />

Türkiye Otomotiv Sektörü, Avrupa’nın<br />

ikinci büyük üretim ve Ar-Ge Merkezi olmayı<br />

hedeflemektedir Bu doğrultuda,<br />

Türk otomotiv sektörü AB ile bütünleşme<br />

sürecinde tasarım yeteneklerini geliştirerek,<br />

katma değeri arttırmak zorundadır.<br />

Bunun için, AR-GE faaliyetleri ve tasarım<br />

geliştirmeye yönelik projeler için<br />

teşviklerden daha fazla pay alınması gerekmektedir.<br />

Bilim, Sanayi ve Teknoloji<br />

Bakanlığı’nın yayınladığı son verilere<br />

göre otomotiv endüstrimiz ülkemizde kurulu<br />

129 Ar-Ge Merkezi arasında 49 merkezle<br />

sektörler bazında ilk sırada yer almaktadır.<br />

Söz konusu 49 Ar-Ge merkezinde<br />

toplam 4.773 kişi istihdam edilmektedir.<br />

Bu veriler sektörün Ar-Ge alanında<br />

da öncü konumda olduğunu açıkça göstermektedir.<br />

43

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!