Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
- PORTRE CELİL OKER -<br />
15 yılı aşkın bir süredir<br />
BİLGİ’desiniz. 15 yılda neler<br />
değişti?<br />
BİLGİ’de çok ciddi bir değişim oldu.<br />
Bu değişim santralistanbul. Çünkü<br />
burası fiziksel olarak bir üniversiteye<br />
benziyor. Kuştepe, Dolapdere ne<br />
kadar gayret edilse de sonuç olarak<br />
fiziksel durumlarından dolayı benzer.<br />
Santralistanbul, üniversiteye benzediği<br />
için, öğrenciler şöyle hissetti diye<br />
düşünüyorum: “Siz bize üniversiteye<br />
benzeyen bir kampüs verdiniz, biz de<br />
o zaman üniversite öğrencisi olalım.”<br />
Öğrencilerden böyle bir hissiyat<br />
alıyorum.<br />
Kuştepe’de dolaşırken öğrencilerin<br />
kendi aralarında yaptığı<br />
konuşmalarında duyduğum konularla<br />
santralistanbul’da duyduğum konular<br />
inanılmaz farklı. Santralistanbul’da<br />
duyduğum konuşmaların neredeyse<br />
yüzde 95’i derslerle, projelerle ilgili.<br />
Fakat Kuştepe’de böyle değil. Orada<br />
kulak misafiri olduğum konuşmalar,<br />
genç insanların kendi gündelik<br />
hayatlarına dayalı ağırlıklı olarak da<br />
çok manalı olmayan konuşmalardı.<br />
Santralistanbul’da öğrencilerimiz,<br />
üniversite öğrencisi olmaya başladılar.<br />
Bunu derslere katılım, işleri ciddiye<br />
alma gibi alanlarda da görüyoruz.<br />
Elbette ki her üniversite öğrencisinin<br />
değişik bir motivasyonu olabilir<br />
üniversite okurken.<br />
Aşağı yukarı her sene 100 civarında<br />
öğrencimiz gelir. Bunların hepsi<br />
reklamcı olacak diye bir şey yok.<br />
Üniversite sadece diploma alıp meslek<br />
kazandığınız bir yer değil. İkincisi;<br />
Kuştepe’deyken biz didiniyoruz ama<br />
aslında toplam öğrenci sayımızın<br />
yüzde 20-25’i için uğraşıyoruz diye<br />
düşünürdük. Burada çok büyük bir<br />
rahatlıkla bu oranın yüzde 35-40’a<br />
çıktığını söyleyebilirim. Bunun da<br />
küçümsenecek bir rakam olmadığını<br />
ve sağlıklı bir oran olduğunu<br />
düşünüyorum. Elbette ki her<br />
bölümde olduğu gibi bizde de yüzde<br />
20-25 oranında o bölümde okusa<br />
ne olur, okumasa ne olur dediğimiz<br />
arkadaşlarımız var. Bu da dünya<br />
ölçeğinde normal.<br />
Bizim bölümün uzun yıllar taban<br />
puanımız yoktu. Dolayısıyla her<br />
sınava giren buraya gelmek istiyorsa<br />
gelebiliyordu. Son yıllarda taban<br />
puanımız oluşmaya başladı ve buraya<br />
girebilmek de zorlaşmaya başladı.<br />
Dolayısıyla öğrenci profili ciddi bir<br />
şekilde değişti.<br />
İletişim Fakültesi BİLGİ’nin en<br />
aktif fakültelerinden. Birçok<br />
etkinlik düzenliyor ve BİLGİ’ye<br />
önemli ödüller getiriyor.<br />
Öyleyiz. Özellikle lisansın son<br />
sınıfında direkt piyasaya iş<br />
yaptığımız dersler var. Bunlardan<br />
en spesifik olanı Makrom dersimiz.<br />
Burada öğrenciler gruplar halinde<br />
ajans olup, hakiki bir iletişim<br />
problemine çözüm bulmaya<br />
çalışıyorlar. Buldukları yaratıcı<br />
çözümleri de hakiki reklam<br />
verenlerin önünde anlatıyorlar.<br />
Biz hoca olduğumuz için ne<br />
kadar sert davranmaya çalışsak<br />
da onlar bizim çocuklarımız.<br />
Fakat herhangi bir markadan<br />
gelen biri, onlara “Elinize sağlık”<br />
demeye mecbur değil. Bu dersten<br />
çok şey öğrendikleri bir gerçek.<br />
Bir kere defaatle sunum yapmayı<br />
öğreniyorlar. Diğer derslerimizde<br />
de sunum yapılıyor. Ama bu ders<br />
özelinde hiç tanımadıkları insanlara<br />
sunum yapıyorlar. Bu ders, diğer<br />
alanlardaki yarışmalara katılmak için<br />
VITAE - 44 - NİSAN- MAYIS - 2016