12.01.2017 Views

AĞUSTOS 2013

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kitaplığında olmalıdır bence.<br />

Kafkas İslam Ordusu, Enver Paşa tarafından teşkil<br />

olunup bu harekat yapılmasaydı, Azerbaycan<br />

Cumhuriyeti bir geçici heves olarak kalırdı, bazı<br />

devletler tarafından asla tanınmazdı. 1920 yılında<br />

Azerbaycan'ı alan Sovyet yönetimleri de,<br />

Azerbaycan diye bir ülkenin varlığını asla kabul<br />

etmezlerdi, “Azerbaycan bir ülke ve devlet adı değil,<br />

bir coğrafya adıdır. Burada Rusya egemenliği<br />

öncesinde hanlıklar vardı” derlerdi. Bunu<br />

diyemediyseler, bu, Kafkas İslam Ordusu ve Enver<br />

Paşa'nın bu bağlamda gösterdiği öngörü ve<br />

kararlılık sayesinde olmuştur.<br />

Kafkas Seddi Yıkılmalıydı…<br />

Azerbaycan, Enver Paşa, Mustafa Kemal Paşa, Halil<br />

Paşa deyip de şu “Kafkas Seddi” konusuna<br />

değinmemek olmaz.<br />

1920 yılında, Kafkas Seddi'nin yıkılmasında,<br />

amcası Halil Paşa kadar, Enver Paşa'nın da katkıları<br />

olmuştur, çünkü Enver Paşa Moskova'daydı o<br />

sıralar, Sovyetler'le ilişkileri de çok iyiydi. Halil<br />

Paşa, Bekirağa Bölüğü'nden İttihatçılar tarafından<br />

kaçırıldıktan sonra, Sivas Kongresi çalışmaları<br />

içinde bulunan Mustafa Kemal Paşa'nın yanına<br />

gider, görev ister. Kongrede İttihatçılar aleyhine bir<br />

hava esmektedir, Halil Paşa'nın orada durması<br />

sakıncalıdır. Mustafa Kemal Paşa, Azerbaycan'a<br />

gitmesini ister, görevi, Azerbaycan devlet<br />

yetkililerini Rus Sovyet Cumhuriyeti yani Lenin'le<br />

işbirliğine ikna etmek olacaktır. Çünkü orada, yani<br />

Kafkas'da; Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'ın<br />

oluşturduğu bir “Kafkas Seddi” vardır. Bu Seddi<br />

oluşturan ülkeler İngiliz yanlısıdırlar, İngilizler,<br />

Sovyetler'le işbirliğimizi önlemek için bu seddi<br />

kullanmaktadır. Bu set yıkılmalıdır. Yıkılmalıdır ki,<br />

Sovyet Şura Hükümetleri bize yardım edebilsinler<br />

ve dünyadaki yalnızlıklarına bir sınırdaş müttefik<br />

bularak son vermiş olsunlar.<br />

Bazıları “Halil Paşa, Azerbaycan'ı Lenin'e sattı”<br />

derler. Bu işin aslını ve Halil Paşa'nın<br />

Azerbaycan'daki çalışmalarını Taylan Sorgun'un<br />

değerli eseri “Bitmeyen Savaş”ı okuyarak<br />

öğrenebilirler.<br />

Sonuçta 27 Nisan 1920'de Bolşevik 11.<br />

Kızılordusu Azerbaycan'a girer. İngiliz yanlısı ve<br />

Mustafa Kemal'le işbirliğine soğuk bakan Müsavat<br />

Hükümeti gider. Yerine Neriman Nerimanov gelir.<br />

Gürcistan'daki yönetim de değişir. Ermenileri ise,<br />

biz bu yandan onlar o yandan vurarak birlikte<br />

hallederiz, böylece Kafkas Seddi yıkılmış olur.<br />

Bu sayede biz hem Sovyetler'den, hem<br />

13<br />

Azerbaycan'dan dünyanın yardımını alırız.<br />

Mustafa Kemal Paşa'nın borç talebine “gardaş<br />

gardaşa borç vermez el tutar” diye karşılık veren<br />

Nerimanov'un yaptığı yardımların tüm ayrıntısını,<br />

Hüseyin Adıgüzel, “Nerimanov” adlı eserinde<br />

yazmıştır.<br />

Milliyetçi kesimler, daha sonra Türkiye'ye sığınan<br />

Müsavatçılar'ın etkisiyle Nerimanov'u “hain”,<br />

Resulzade'yi baş tacı etmişlerdir, yanlıştır, ikisi de<br />

başımızın tacıdır. Zaten onlar eski dostturlar.<br />

Resulzade, yaşamını, eski savaşım arkadaşları Stalin<br />

ve Nerimanov'a borçludur. (Bu yazdıklarımın ve o<br />

yılların Azerbaycan'ında olup bitenlerin gerçek<br />

ayrıntılarını merak edenler İldeniz Kurtulan'ın<br />

“Amcam Hamlet” adlı kitabını okuyabilirler).<br />

Atatürk, Azerbaycan'da bir komünist yönetim<br />

kurulmasına, Azerbaycan'ın bağımsızlığı koşuluyla<br />

ve zorunlu “evet” demişti, Ruslar uzun yıllar buna<br />

uydular da, fakat zaman sonra, bağımsızlık gitti. Bu<br />

bağlamda ayrıntı isteyenlere de bir değerli yapıt<br />

önerebilirim: Dr. Mehman Ağayev'in “Kurtuluş<br />

Savaşı Yıllarında Türkiye-Azerbaycan İlişkileri”.<br />

Çıkışı Efsane, Sonu Destan…<br />

Ruslar'ın Mustafa Kemal'in başarısız olması<br />

olasılığına karşı, “elde bir” olarak, Sakarya Savaşı<br />

sonuna dek tuttukları Enver Paşa'yı, Sakarya Savaşı<br />

kazanılınca atarlar bir kenara. O da Anadolu'ya<br />

geçmek üzere beklediği Batum'dan tam ters yöne<br />

doğru, Türkistan'a döndürür rotayı. O da bir<br />

maceradır, hazırlıksız ve sonu düşünülmeden…<br />

Ve o bilinen acı son… Kahramanca şehit düşer<br />

Enver Paşa… Şehadet haberi Ankara'ya ulaşır.<br />

Mustafa Kemal Paşa haberi duyunca, yıllarca<br />

çekişip çeliştiği bu eski arkadaşı için çok üzülür,<br />

uzun uzun uzaklara bakar mavi gözleri ve der ki:<br />

“Çıkışı efsane, sonu destan, bu ikisinin arasını da<br />

tarihe bırakalım…”<br />

Enver Paşa'yı bu cümle içinde düşünmeliyiz…

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!