12.01.2017 Views

AĞUSTOS 2013

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Gökalp ve 21. Yüzyılda "Padişah" Olma Hevesinde Bir Figüran<br />

Emre Koşak<br />

ultan 2. Abdülhamit'in bir cuma selamlığında<br />

Sher zamanki gibi sağında ve solundaki insan<br />

topluluğu "padişahım çok yaşa!" diye<br />

bağırmaktadır. O sırada, o kalabalığın arasından<br />

sıyrılan genç Ziya Gökalp, bir meczup gibi<br />

"MİLLETİM ÇOK YAŞA!" diye bağırır. Ve anında<br />

padişahın gizli polisleri genç Gökalp'i tutuklar ve<br />

gözaltına alır. Değişik bir bakış açısına göre Gökalp,<br />

orada “millete rağmen milliyetçilik” yapmıştır.<br />

Oysa ki o gün, orada toplanan insan topluluğunun<br />

bir “millet” özelliği gösterdiği kesinlikle<br />

söylenemez. O insan topluluğu “tebaa” olarak, veya<br />

“padişahın kulları” olarak tanımlanabilirler.<br />

Belki Gökalp'in yaptığı, “bir meczup gibi” gelecek<br />

olan yeni çağı, yeni toplumsal düzeni önceden<br />

haber vermektir. Bu bağlamda, yukarıdaki “meczup<br />

gibi” söylemini özellikle kullanmış olduk… Oysa<br />

ki, derin boyutlarda gezinen her düşünce insanının<br />

bir yanı doğal olarak “meczup”tur.<br />

Belki Gökalp'in yaptığı, o an “gerçek” olmayan bir<br />

“ülkü”nün peşinden koşmaktır. Olmayanı 2. Abdülhamit ve O'nun öncülleri her şeye karşın<br />

dilemek, bir şeyin yokken var olması için (o an için dirayetliydiler ve kendilerinin üstünde bir dış<br />

birçoklarınca da “beyhude” denilmesine karşın) gücün otoritesini kesinlikle kabul etmezlerdi. Ama<br />

çabalamaktır.<br />

Gökalp, Gökalp gibiler ve onların öncülleri de<br />

Belki Gökalp'in yaptığı, kendisi yanarken dirençliydiler. Hatta onların bu dirençleri 2.<br />

içerisinde olduğu toplumu aydınlatmaktır, onlara Abdülhamit gibilerinin dirayetlerinden çok daha<br />

“güneş” olmaktır. Adı da zaten “Ziya” değil midir? güçlü bir dirençti…<br />

Yani “ışık”… “Aydın ışık taşır, sahte aydınsa …<br />

karanlık” sözü üzre, aydın olma sorumluluğu Yukarıda anlattığımız söz konusu olaydan yaklaşık<br />

gereği, tıpkı güneş gibi önce gözleri kamaştırmak, 100 yıl sonra ise “büyük küresel oyun”da figüran<br />

sonra uyandırmak… Uyanmadan hemen önceki konumunda olan, yüreğindeki ve beynindeki<br />

durumda güneşle muhatap olan kişinin yüzünü zeminde seccadesini Pentagon'a karşı seren bir tipin<br />

buruşturduğu, “istemem” tepkisi verdiği gibi kendisine “Padişahım çok yaşa!” dedirtmek için<br />

Gökalp ve O'nun gibiler de uyandırma sürecinde elinden geleni yaptığını görüyoruz.<br />

bu izdüşümü toplumsal düzlemde çok Ama O'nun gerçek anlamda bir direnci hiç<br />

yaşamışlardır.<br />

olmamakla birlikte Gökalplerin direnci bu<br />

“Belki”lerin hangisini sıralarsak sıralayalım; topraklarda, hiç eksilmeden hep yaşamıştır, hep<br />

değişmeyen bir gerçek vardır. O da Ziya Gökalp'in yaşayacaktır…<br />

bu tavrı ve duruşuyla bir “devrimci” olduğudur.<br />

Sonrasında Büyük Türk Devrimi'ni gerçekleştiren<br />

kadronun içerisinde, hatta beyin merkezinde yer<br />

alan Gökalp gerçek anlamda devrimcidir…<br />

5

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!