12.01.2017 Views

AĞUSTOS 2013

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Tugana Destanı<br />

Hasan Erimez<br />

Yağız yer toprak iken,<br />

Gökkube göğen balkır iken,<br />

Gökte Tanrı gazapla doldu<br />

Tekmil acun suda boğuldu<br />

Kara toprak göğene döndü<br />

Göğen kubbe kapkara oldu<br />

Sade bir gemi kaldı;<br />

Birkaç insan, her türden hayvan.<br />

Dediler: “Şu Tanrı'nın gazabı da ne yaman!”<br />

Gazap nihayete erdi, yerde sular kurudu<br />

Vardı gemi bir dağın doruğuna oturdu<br />

Gemiden bir uludur ak sakallı indi<br />

Üç oğluna “Toplanın etrafıma” dedi<br />

Üç oğluna üç öğüt verip veriştirdi<br />

Acunu üçe böldü üçüne üleştirdi<br />

Odur ki bir oğul; Yafes doğuya gitti<br />

Neslinin tohumundan yedi oğulu bitti<br />

Oğullarının büyüğü; adını Magok koydu<br />

Magok ile Türk soyu böylece başlıyordu...<br />

Fidanın ağaçlandığı, ağacın yeşillendiği<br />

Urumdaylı, kulanlı uçsuz bozkır eşiği<br />

Burasıdır... Altay'ın Tanrı Dağ'ın gölgeliği<br />

Birgün Magok sadağından yayına bir ok gerdi<br />

Magok oka bir baktı, ok çok değişik idi<br />

“Ulu Tanrı” dedi, “Bu da nedir böyle?”<br />

Sesine bir ses geldi: “Sözümü iyi belle!”<br />

Magok açtı gözünü gökleri tarıyordu<br />

Çünkü cevap veren ses göklerden geliyordu<br />

“Magok” dedi, “O okun adı tuganadır”<br />

“Kutluladım ben onu, sana ve soyunadır.”<br />

Dedi Magok: “Bu ok ne işe yarayacak?”<br />

“Fırlat!” dedi Tanrı,<br />

“Senden bütün soyuna ulaşacak”<br />

Magok çekti yayını verdi oku kirişe<br />

3<br />

Rast gele göklerde, ta ki soyuna erişe<br />

Ok fırlayanda yaydan ne de yaman gitmişti<br />

Magok'un görevi de işte böyle bitmişti...<br />

Ok öyle bir uçtu<br />

Çağları aşıp geçti<br />

Var varası Türk soydan<br />

Oğuz Ata'yı seçti.<br />

Oğuz da Oğuz'du ki; Eyvah kurt bakışından!<br />

Kağan olmuş, taht almış, kut dileyip Tanrı'dan.<br />

Diyor: “İşte sizlere oldum ben Kağan”<br />

“Güneş tuğumuz olsun, gök bize kurıkan!”<br />

Acunun dört yanına nice ordular saldı<br />

Yenilmez orduların elinden yurtlar aldı<br />

Oğuz'un, Türk'ün gücü acundan taşıyordu<br />

İzbe elde “Türk” desen kuşlar bile kaçıyordu<br />

Ne erkliydi ki Oğuz herkese baş eğdirdi<br />

Gücünün nişanesi bir piramit diktirdi<br />

Piramit ki göklere uzar bir temren gibi<br />

Üç yüz at boyu yüksekten yere ulaşır dibi.<br />

Ve geldi gün çattı<br />

Oğuz öz döşeğine yattı<br />

Kurt gözleri göğe baktı<br />

Gökte bir çakın attı<br />

Çakınların içinden bir bozkurt çıka geldi<br />

Diz kırıp bağır bastı, “Oğuz, son gecen...” dedi<br />

“Bilirim” dedi Oğuz “Bu son gecem olacak”<br />

“Gök'tür beni gönderen, yine gökler alacak...”<br />

Oğuz'un bedenini korkunç bir ağrı yaktı<br />

Göğsünün ortasından bir ok dışarı çıktı<br />

“Oğuz” dedi o bozkurt “Bu bir tuganadır”<br />

“Bütün gücün kudretin bu okun kutundandır”<br />

Göğe giderken bu oku gökyüzüne fırlatacak<br />

Ki soyundan birine gelecek, gücünü koruyacak<br />

Fırlattı oku Oğuz gece karanlığında<br />

Son kez acuna bakarken Tanrı Dağ doruğunda...<br />

Ok bir uçtu bir uçtu<br />

Kaç bin ömür geçti<br />

Çağları dolaştı, nice günleri aştı<br />

Vardı bir alp yağızın tam göğsünde durdu<br />

Ok bilirdi işini, geldi Mete'yi vurdu<br />

Mete'nin o vakitler bir analığı vardı ki<br />

Han Teoman'a al edip Mete'yi esir verdi ki...<br />

Mete asla yılmadı esirlikte de bir an<br />

Zaten kaçtı kurtuldu imkan bulduğu zaman.<br />

Han Teoman pişmandı, Mete geldi sevindi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!