You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Çocuk-Oyun-Ekin İlişkisi, Ergenekon Destanı'ndaki Çocuk<br />
Üzerinden Bu İlişkiye İlişkin Bir Yorum…<br />
Dilek Akıllıoğlu<br />
Toplumsal ve dini olarak ürettiğimiz çocukluk ilgili olarak, temel kavramları kazanan bir çocuk<br />
kavramı çoğu kez üzerinde konuşmaya bile gerek elindeki malzeme ile kendini düzenleyici konuma<br />
duyulmamış bir konudur. Tarihi değerlendirmeye gelebilecektir” biçiminde yorumlar getirmiştir.<br />
göz atıldığında ise çocuk; “köle”, “büyücü”, “günah (Montesorri-1967, Piaget 1963) Örneğin; Bloklar<br />
keçisi”, “masum”, “yalın varlık” gibi tanımlamalarla ile kule inşa eden çocuk alıcıya “savunucu” davranış<br />
nitelendirilmiştir. Başka bir deyiş ile çocukluk sergiliyor olabilmektedir. Elindeki her figür<br />
egemen olan siyasi, toplumsal ve dini kişiliklerin kendini düzenleyecek, gerekli sıraya, gerekli mesaja<br />
verdiği yargı ile türetilmiştir. Bu kuramların yerine bürünecektir. Yani onlar yetişkinlerden daha farklı<br />
bilimin çocukluğa verdiği kişilik üzerinden düşünmekte, davranışları gözlemlendiğinde<br />
gidilecek olması belki de onun için izlenecek yolun görünmeyecek derin yapılara sahip oldukları ortaya<br />
doğru belirlenmesinde başa çıkılmayacak zorluklar çıkmaktadır. Çocuklar bir bilim adamının deneyini<br />
yaratmayacaktı. Çocukluk kavramı adına çıkan yaptığı gibi yaşamakta, aynı zamanda bir<br />
zorlukları, toplum her zamanki gibi onları anlamak düşünürün beyin kıvrımlarında oluşturduğu<br />
yerine onlarla savaşarak yaptığı için bilimin verdiği d e r i n l i k i ç e r i s i n d e a d ı m l a r ı n ı<br />
ambalaj değiştirilmeye çalışılmış olsa gerektir. yönlendirmektedirler. Kalemi ilk defa eline<br />
Kendi içerisinde bir evren, toplum için bir armağan aldığında bilim adamının deneyini yaptığı gibi onu<br />
olarak kabul ettiğimiz bu varlıklar doğanın onlara kağıt üzerinde hareket ettirir, neler yapabileceğini<br />
verdiği malzemeler aracılığı ile iletişimi deneyerek görür. Kağıdına dokunur, kağıttan çıkan<br />
sağlamaktadırlar. Evirip çevirip, kırıp döküp bu sesi dinler, eline çıkan renkleri inceler, onları koklar.<br />
malzemelerden anlamlar üretmektedirler. Piaget ve Diğer yandan ise düşünür; bu varlığın ne<br />
Montesorri, “anne karnından dünyaya olduğunu, neden ona verildiğini, ağzına götürerek<br />
geldiklerinde anlamların var edilmeye başlaması ile var olup olmadığını, kalemi yemeye çalışarak<br />
26