Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Yolların Sonu Üzerine Çözümleme Denemeleri (3)<br />
Yunus Emre Uyar<br />
Bir önceki yazıda Nihal Atsız'ın Yolların Sonu birçok kaygıyı içeren bir tepkidir. Bunun için Ömer<br />
şiirinin ilk üç dörtlüğünden hareketle bir içerik Seyfettin'in ilgili yakınmaları yerinde örneklerdir.<br />
çözümlemesinin yapılmasından sonra bu yazıda O, her şeyden önce dilin Türkçeleştirilmesini<br />
şiir, bazı dış yapı özellikleri açısından ele alınacaktır. amaçlayan bir aydın olarak aruz kalıbının birçok<br />
Nihal Atsız'ın metinlerinde en dikkat çeken özelliği Türkçe sözcüğü şiirdeki kullanımın dışına ittiğini<br />
kullandığı dildir. Şair, her ne kadar bir makalesinde söyler. “Anadolu”nun adını, “sevişebilecek miyiz?”<br />
ilkelerini sıralarken “Arınmış Türkçeciyiz” demiş sorusunu bile şiirden dışlamasından yakınır. Ne de<br />
olsa da devrinin yaşayan Türkçesinin örneklerini olsa aruz ölçüsü hecelerin sayısına değil, açıklığına<br />
verdiği görülür. Sözgelimi şiirde “anı” sözcüğünü kapalılığına dayanan bir dizgedir. Arap, Fars<br />
değil, “hatıra” sözcüğünü seçmiştir. Buna ölçüyü ekinlerinin bir ürünü olarak o ekinlerin dilleriyle<br />
yakalama amacı neden olmuştur denebilir. Oysa ki, akrabalığı bile bulunmayan bambaşka bir dili olan<br />
“hayal”, “arzu” gibi sözcükler de buna örnek Türkçe'ye uymayan ama kendi koşullarının<br />
gösterilebilir. Ancak Türkçe kökenli sözcüklerin, gereklilikleri olan birtakım özelliklere sahip olması<br />
şiirin çok büyük bir bölümüne egemen olması bir onu Türk şiiri için uygun olmaktan çıkarmaya,<br />
rastlantıdan öte bir kastı gösterir. O da Türkçe ulusal bakışları da onu dışlamaya itmiştir.<br />
kökenli sözcüklere öncelik verme amacıdır. Onun Nihal Atsız'ın fikir babası olarak gösterilebilecek<br />
için “Türkçe'yi olabildiğince öz halinde olan Ziya Gökalp de çok öncesinden şu dizelerle<br />
kullanmaya çalışmışsa da şiir dilinin birtakım seslenmişti: “Aruz sizin olsun hece bizimdir. /<br />
gerekliliklerinden dolayı az da olsa ödün vermiştir” Halkın söylediği Türkçe bizimdir. / Leyl sizin, şeb<br />
demek yerinde olur. Onun arı Türkçe amacının en sizin, gece bizimdir. / Değil bir mana üç ada<br />
işlevsel yanı herhangi bir zorlamaya başvurmamış muhtaç.” Bu dizelerde Gökalp'in de dilin<br />
olmasıdır. Şiirinde kendisinin türettiği ya da yeni Türkçeleşmesiyle ölçünün Türkleşmesi arasında<br />
türetildiği halde toplumca kabul görmeyen kurduğu bağ görülebilir.<br />
sözcükleri kullanma takıntısı yoktur. Onun için Nazım birimi olarak ulusal halk yazınını diriltmeye<br />
“ölçülü bir özleşmeci” denmesi başat dayanağını yönelik çaba, ölçü söz konusu olduğunda da<br />
buradan alır.<br />
Atsız'da görülür. Şiirin nazım biçimiyle, nazım<br />
Şiir, altı adet dörtlük biçiminde oluşturulmuştur. birimiyle, ölçüsüyle, uyak örgüsüyle bilişsel ve<br />
Bu haliyle gelenekli Türk halk yazınının en belirgin duyuşsal bir bütün oluşu akla getirildiğinde Atsız'ın<br />
özelliklerinden birini göstermek kaygısı açıkça yaklaşımının doğallığı ortaya çıkar.<br />
görülür. Ne de olsa Nihal Atsız'ın düşünce Nihal Atsız'ın “Yolların Sonu” adlı şiirinden alınan<br />
evreninin kaynaklarından biri de yüzyıllarca örnek birimlerin gerek içerik, gerekse dışarık<br />
“yüksek” zümrenin baskısı altındaki yazına sırt açısından çözümlenmesi denemeleri bu yazı<br />
çevirip kendi içinde kendi yazınını sürdüren dizisinin ilk bölümünde öne sürülen varsayımları<br />
halktır. O, oldukça değer verdiği bu halk tavrını destekler sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Kendi kişiliği<br />
diriltmek üzere şiirinde böyle bir yola başvurmuş gibi şiirinin de ana özelliği ulusal olmak olan ozanın<br />
olabilir. Ne de olsa şair her şeyden önce bir ele alınan ürünü ülkücü düşünce evreni<br />
milliyetçidir ve evrenselci bir zümreye karşı ulusal çerçevesinde tarihin her dönemindeki ulusal şiirin<br />
kalan halktır. Uyandırılması gerekir.<br />
başat özelliklerini yansıtmaktadır. Bundan sonra da<br />
Şiir 7+7=14'lü hece ölçüsüyle yazılmıştır. Bilindiği Atsız'ın şiirlerinin toplumsal gerçekliği ve birtakım<br />
üzere heceye dayanan şiir ölçüsü düzeneği özelleşmiş konuları yorumlamak üzere yardımcı<br />
Türkler'in ulusal ürünüdür. İslamlık'la birlikte kaynak olarak kullanılması önerilebilir.<br />
Türk şiirini –özellikle Divan şiirini- saran, hatta<br />
çoğu yerde halk ozanlarına da bulaşan aruz modası<br />
ulusal bir bakış açısı için çoğu kez karşı durulması<br />
gereken bir değer olarak görülür. Bu aruzun<br />
yalnızca köken itibariyle “Türk” olmamasından<br />
kaynaklanan bir karşı duruş değil, bugün için de<br />
15