GÖÇ-MER Rapor
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ve alanlarda yapacağı harcamaları sekteye<br />
uğratmaları yönündeki düşüncelerden ve<br />
ön yargılardan kaynaklanmaktadır. Oysa<br />
yeni gelen nüfus, hem bir tüketici hem de<br />
bir üretici aktör olarak mevcut ekonominin<br />
genişlemesine katkıda bulunmaktadır. Bu<br />
da fırsatlarla risklerin iç içe geçtiği bir tabloya<br />
işaret etmektedir.<br />
Bugün resmi rakamlara göre Türkiye’de<br />
geçici koruma kapsamında üç milyona<br />
yakın GKAB Suriyeli bulunmaktadır. 2016<br />
yılının Aralık ayı itibariyle 2.801.586 Suriyeliye<br />
ev sahipliği yapan ülke olarak Türkiye,<br />
dünyanın en büyük sığınmacı yüküne sahip<br />
ülkesi konumuna gelmiştir. Suriyeli nüfusun<br />
yakın gelecekte de ülkelerine dönme<br />
ihtimali oldukça düşük görünmektedir. Bu<br />
nedenle Türkiye’de geçici koruma altında<br />
bulunan Suriyelilerin ekonomi için yarattığı<br />
olumlu ve olumsuz etkilerin tespitinin yakın<br />
gelecekte alınması gerekecek tedbirler için<br />
oldukça önemli olduğu değerlendirilmiştir.<br />
Suriyelilerin ülkemize gelmesi tüm şehirler<br />
ekseninde kiracılar için kiraların artması<br />
riskini taşırken, ev sahipleri için de<br />
Suriyelilerin emlak talebinde artışa neden<br />
olması fırsata dönüşmüştür. Sınır illerinde<br />
temel gıda maddelerinin artması sonucunda<br />
enflasyonun bu illerde (Kilis, Hatay,<br />
Gaziantep) Türkiye ortalamasının üzerinde<br />
olması; sanayide – tarımda – küçük çaplı<br />
işletmelerde ucuz iş gücü olarak çalışan<br />
Suriyelilerin yerel iş gücü piyasasına yarattığı<br />
dezavantaj ve Suriyeli ucuz işçi çalıştıran<br />
firmaların, çalıştırmayan firmalara göre<br />
haksız rekabet içerisinde olması Suriye’den<br />
Türkiye’ye kitlesel göçün Türkiye’de yarattığı<br />
ekonomik riskler olarak düşünülmektedir.<br />
Suriyelilerin yerel iş gücünün çalışmak<br />
istemediği işlerde çalışarak iş gücündeki<br />
açığı kapatmaları, sınır illerindeki kamplara<br />
ve Suriye’ye yönelik olarak yapılan ekonomik<br />
yardımların yerel firmalar üzerinden<br />
yapılması ve bunun neticesinde tekstil, gıda<br />
alanlarında faaliyet gösteren firmaların üretiminin<br />
artması ve ihracat açığının dengelenmesi,<br />
Suriye’den gelen yatırımcı ve tüccar<br />
kesimin hem ticarete hem de piyasaya<br />
olumlu etkisi Suriyelilerin genelde Türk<br />
ekonomisine özelde ise yerel ekonomiye<br />
katkıları olarak ele alınmıştır. Dolayısıyla,<br />
kitlesel göç hareketlerinin ve bu anlamda<br />
en iyi örnek olarak Suriyelilerin ekonomi<br />
üzerindeki etkisi madalyonun iki yüzü gibidir.<br />
Suriyeliler sadece yerleştikleri yerlere,<br />
gittikleri bölgelere ekonomik külfet değil,<br />
aynı zamanda beraberinde getirdikleri<br />
varlıklarıyla katma değer getirmektedirler.<br />
Konferansta bu düşünceye dayanarak yapılan<br />
sunumlarda kitlesel göç hareketlerine<br />
“güvenlik” anlayışından ziyade bir yönetim<br />
anlayışı ile yaklaşılırsa bunun bir güce ve<br />
enerjiye dönüşeceği vurgulanmıştır.<br />
Suriyeliler beraberlerinde<br />
getirdikleri varlıklarıyla bilgi,<br />
beceri ve tecrübeleri ile ev<br />
sahibi toplumun ekonomisine<br />
katma değer sağlamaktadır.<br />
11 Ocak 2016 tarihinde çıkarılan yönetmelik<br />
ile Suriyelilerin Türkiye’deki çalışma<br />
şartları düzenlenmiş ve mevsimlik tarım<br />
işlerinde çalışmaları serbest kılınmış, diğer<br />
alanlarda çalışmaları ise belirli şartlara<br />
bağlanmıştır. Bu durum atıl işgücü problemi<br />
olarak görülen ve ileride toplumsal<br />
bir takım sorunlara yol açma riski taşıyan<br />
Suriyeli işgücünün kısmen de olsa değerlendirilebilmesi<br />
anlamına gelmektedir.<br />
Toplumdan bazı kesimlerin ve STK’ların<br />
düşündüğünün aksine, Suriyelilere kısmen<br />
çalışma izninin verilmesi toplumsal barışı<br />
bozmak yerine, uzun vadede Suriyeliler ile<br />
Türk vatandaşları arasındaki toplumsal barışı<br />
tesis etme noktasında önemli bir adım<br />
olarak düşünülmüştür. Suriyelilerin iş gücü<br />
piyasasıyla ilgili beklentisini Suriye’de yapmakta<br />
oldukları işleri Türkiye’deki emek<br />
piyasasında da yapabilmeleri arzusu oluşturmaktadır.<br />
Kendilerini “biz”den biri olarak<br />
13