25.04.2017 Views

Fahir Armaoglu 20. YY. Siyasi Tarihi 64. sayfa

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

amaçla 1953 Mayısında bütün Orta Doğu memleketlerini teker teker ziyaret etti. Bu arada<br />

25-27 Mayıs 1953 günlerinde Ankaraya da geldi ve bu ülkelerle görüşmeler yaptı. Bu sırada<br />

İngiltere ile Mısır arasındaki Süveyş anlaşmazlığı henüz çözümlenmemiş ve Arap<br />

memleketleriyle İsrail arasındaki münasebetler de gerginliğini muhafaza ediyordu. Bu<br />

sebeple, Dulles, bütün Orta Doğuyu kapsayacak bir savunma sisteminin kurulması için<br />

gerekii müsait atmosferi bulamadı ve Vaşington'a dönüşünde radyo ve televizyonlarda<br />

yaptığı bir konuşmada, Arap ülkelerinin İsrail, İngiltere ve Fransa ile olan çatışmalara<br />

bütün dikkatlerini çevirmiş olduklarını ve bundan ötürü de Sovyet komünizmi tehlikesine<br />

hemen hiç aldırmadıklarını söylemiş ve "Bir Orta Doğu Savunma Teşkilatı meselesi, yakın<br />

bir ihtimal olmaktan ziyade, ancak geleceğe ait bir iştir" diyerek, kurmak istediği Kuzey<br />

Seddi (Northern Tier) tasarısını ileriye attı.<br />

Fakat Türkiye, Amerika tarafından terkedilen bu fikrin peşini bırakmadı. 27 Temmuz<br />

1954 de, İngiltere ile Mısır arasındaki Süveyş anlaşmazlığını sona erdiren antlaşma parafe<br />

edildi ve bu antlaşma 19 Ekim 1954'de de imzalandı. Bu antlaşmanın ilgi çeken tarafı, 17<br />

Haziran 1950 tarihli Arab Ligi Devletleri Ortak Savunma Antlaşmasını imzalayan<br />

devletlerden birine veya Türkiye'ye, silahlı bir saldırı olması halinde, İngiltere'nin Süveyş<br />

kanalına asker sokmak hakkını kazanmasıydı. Antlaşmanın bu hükmünün ve Mısır'ın da bu<br />

hükme rıza göstermesinin, Türkiye'yi, Orta Doğu Savunma sisteminin kurulması<br />

hususunda büyük ümitlere sevkettiği anlaşılmaktadır. Çünkü, Irak Başbakanı Nuri Said<br />

Paşa'nın Ankaraya yaptığı on günlük bir ziyaret sonunda 18 Ekim 1954 de yayınlanan bir<br />

bildiride Türkiye ile Irak'ın Orta Doğu'da bir güvenlik teşkilatı kurmaya karar verdikleri ve<br />

Türkiye'nin Arab devletlerinin meşru menfaatlerine aykırı bir politika izlemiyeceği<br />

bildirildi. Bu son cümle ile anlatılmak istenilen, Türkiye'nin İsrail Meselesinde Arapların<br />

meşru menfaatlerine aykırı hareket etmiyeceği ve İsrail'i körü körüne desteklemiyeceği idi.<br />

Arab devletlerine bir taviz verilmek isteniyordu.<br />

Irak ile Türkiye'nin bir Orta Doğu savunma teşkilatı kurma teşebbüsleri, başta Mısır<br />

olmak üzere Arab devletleri tarafından tepki ile karşılandı. Çünkü, İngiliz-Mısır Süveyş<br />

antlaşmasının parafe edilmesinden sonra, Mısır, kendi liderliği altında bir Arab devletleri<br />

bloku kurmak üzere diplomatik faaliyetini birdenbire arttırmıştı. Mısır Milli İstikamet<br />

Bakanı Salah Salim, Ağustos ve Eylül aylarında, Bağdat da dahil olmak üzere bütün Arab<br />

başkentlerini ziyaret ederek görüşmelerde bulunmuştu. Yine Mısır'ın Suudi Arabistan ve<br />

Pakistanla yaptığı temaslardan sonra, Eylül ayında, Doğu ve Batı blokları arasında bir<br />

denge unsuru olmak üzere, bir İslam Kongresi'nin kurulması dahi söz konusu olmuştur.<br />

Şimdi Türkiye ile Irak'ın Mısır'dan önce davranarak, bir Orta Doğu güvenlik teşkilatı<br />

kurmak için harekete geçmeleri Başkan Nasır'ın kendi liderliği altında gerçekleştirmek<br />

istediği Arab blokunu engelleyici nitelikte ve daha da önemlisi, Mısır'ın liderliğini<br />

köstekleyici nitelikte idi. Bunun için Mısır'ın tepkisi sert oldu. Kurulacak olan güvenlik<br />

teşkilatına katılmıyacağını hemen açıkladı. Mısır'ın bu tutumu diğer Arab ülkelerini de<br />

etkiledi ve bunlar Türk-Irak teşebbüsüne karşı çekingen bir durum aldılar. Bu durum da<br />

Türkiye ile Irak'ın teşebbüsünü köstekleyici nitelikte idi. Bu sebeple Türkiye Başbakanı<br />

Menderes, 1955 Ocak ayında Şam ve Beyrut'u ziyaret etti. Suriye kurulacak pakta katılmayı<br />

reddetti. Lübnan ise, Mısır ile Suriye'nin bu redleri karşısında, bu pakta katılmaya<br />

birdenbire karar veremedi. Orta Doğu Güvenlik Paktı meselesi, Arab Ligi Konseyi'nin 22<br />

Ocak-6 Şubat 1955 arasında yaptığı toplantıda tartışma konusu oldu. Mısır, Suriye ve Suudi<br />

Arabistan Pakt'a karşı şiddetli cephe aldılar. Irak ise Pakt fikrini savundu. Lübnan ile Ürdün<br />

uzlaştırıcı bir rol oynamak istedilerse de, Konsey toplantısı sonuç vermeden dağıldı.<br />

Bu durum karşısında Türkiye ve Irak 24 Şubat 1955 de Bağdat Paktı'nı imza ettiler.<br />

Taraflar arasında "güvenlik ve savunma" konusunda işbirliği yapılmasını öngören bu<br />

Pakt'ın 5'inci maddesine göre, bu Pakt'a her devlet katılabilirdi. Yalnız şu şartla ki, bu<br />

268<br />

Prof. Dr. <strong>Fahir</strong> Armaoğlu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!